Dr Selenle İnsülin Direnci, Reaktif Hipoglisemi, Hashimato Troiditi vb sorunlar

Sevgili doktorum ayrıca insülinle direk bağlantılı b-12,omega3 ve d vitaminleri hakkında neler paylaşacaksınız. Bu vitamin eksiklikleri insülin direncinde paralel paydaya sahipmiş. Fikrinizi merak ediyorum sevgiler

Neslihancım bu bilgi çok doğru. Özellikle Vit D3 hakkında önemini ne kadar anlatsam az. Ancak böyle bir forumdan bu takviyeleri alın, şunları kullanın demenin doğru olmadığına inanıyorum. Özellikle D Vitamini yüksek dozlarda zarar verebilme riskine sahip. Dolayısyla tahlillerinin yapılıp öyle yönlendirilmesi gerekiyor. Topik başında bundan söz etmiştik.
B12 vitamini de aynı şekilde. Yalnızca metabolizmanın doğru çalışması değil eksikliği durumunda kansızlık yapması da söz konusu olduğundan çok çok öenemli. ama bu vitamin de depoların durumuna göre verilebilir. Herkese göre değil.

Omega 3 ve hatta buna Resveratrol'ü de ekleyelim, pozitif etkileri bilinen iki destek maddesi. Üstelik reçetesiz çerez niyetine eczanelerden alınabiliyor. Bu 2 madde de doktor kontrolü olmadan kullanılmaması gereken destekler. Çünkü kanı sulandırıp inceltiyorlar. Birlikte hangi ilaçların kullanılacağı ve kişinin kullanım dozlarının doktor kontrolu altında olması şart. Az kullanılıldığında pozitif ektilerini göremiyor, çok kullanıldığında da başka sağlık risklerine davetiye çıkarıyorsunuz. Bu nedenle bu topikte risk almadan herkesin yapabileceği yöntemlere odaklanıyoruz:KK16:

Sağlıkla:KK16:
 
BU ARADA ÇEVREMDEKİTÜM DOKTORLARA İLETMEM RİCA EDİLDİ BU BİLGİLERİ.
ALINTI BİLGİSİ : PRF. DOKTOR AHMET AYDIN A AİT www.beslenmebulteni.com sayfasından alıntıdır

Tüm from üyelerinden ricam aşağıdaki metni ulaşabildiği tüm doktorlara e-postalamaları. Kronik Hastalıklar Dünyayı Tehdit Ediyor “Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler verilerinin, kronik hastalıkları 21. yüzyılın en önemli sağlık sorunu olarak tanımladığını biliyoruz. Zira, kronik hastalıklar bir yandan yüksek ölüm oranları, bir yandan sağlık harcamalarındaki aşırı artış ile sağlık sistemi sürdürülebilirliği için her ülkeye hatta tüm dünyaya önemli bir tehdit oldu. Bunları sadece kendi ülkemizin sorunu olarak değil, tüm dünyanın ortak sorunu olarak algılamalı katılımcılık ve ortak akıl ile global düşünerek analiz etmeliyiz. Analizlerimizde sağlık yönetiminin gerekleri ile akademik doğruları uygulamanın çeşitliliğinde harmonize edebilmeliyiz. Tüm bu süreç sonunda, müdahalelerin hangi alanlarda nasıl ve ne zaman yapılabileceğine ilişkin olarak ise; sektör, akademia ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte seçenek üretilmesi ve bu seçeneklerin karar verici otoritelerle paylaşılması; sonuçlarının kabul edilebilirliği ile kalıcılığına da olumlu katkılar sağlayacaktır. İstanbul Üniversitesi’nin sadece Türkiye Komite Başkanlığı ile değil aynı zamanda uygulamakta olduğu bir pilot ile bu Proje kapsamındaki Türkiye örnekleri arasında yer alması ise bizler için ayrı bir gurur kaynağıdır. İstanbul Üniversitesi olarak, bu güne kadar olduğu gibi bu Proje’de de öncü ve önder rolümüzün bir kez daha gereğini yerine getirilmiş olmasını görmekten son derece mutluyum. Bu bağlamda, toplam 19 ülke ile birlikte Türkiye’de Sürdürülebilir Sağlık İçin Çözüm Arayışı ‘’Kronik Hastalıklarda Sürdürülebilir Uygulamalar’’ projesinde ilgili taraflar olarak bir araya gelen bakanlıklarımıza, yetkililere, öğretim üyelerimize çok teşekkür ediyorum.” TC Sağlık Bakanı Prof. Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak konu ile ilgili çalışmalarını anlattı. Sağlık Sektörüne yeni başkanlık geleceğini belirten Müezzinoğlu, Maliye, Kalkınma, Milli Eğitim, Bilim Sanayi ve Teknoloji bakanlarının, Sağlık Bakanı Başkanlığı’nda bir araya geleceklerini belirtti. “Yeni bir yapılanma ile Sağlık Bilimleri Yüksek Teknoloji Başkanlığı ismiyle yeni bir yasal düzenleme ile Türkiye’de tıbbi araştırmalara ve tıbbi çalışmalara verilecek destek, ilaç sanayii ve ilaç üretimine verilecek destek, tıbbi teknolojiye ve tıbbı teknolojideki dinamiklere verilecek destek ile ilgili yeni bir yasal düzenlemeyi bir ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunacak ve bu anlamda Türkiye’nin 2023 vizyonuna Türkiye’yi bölgede sağlıkta merkez olabilecek bir hedefe ulaşmayı birlikte başaracağız.” dedi. Toplantıya katılan akademisyen ve sağlık sektörü temsilcileri sürdürülebilir sağlık politikalarının önemini güncel örnekler üzerinden açıkladı. Kronik Rahatsızlıklar Ölüme Yol Açıyor Paylaşılan verilere göre dünyada kronik hastalara bağlı ölümlerin oranı 2015 yılında yaklaşık olarak 41 milyona ulaşacak. Bu rakama bağlı ölüm hızının yılda yüzde 2 oranında azaltılması durumunda 36 milyon ölümün önüne geçilebileceği belirtildi. 2000 yılındaki toplam ölümlerin %71&#8242;inin nedeni olarak kronik rahatsızlıklar belirlendi. Sadece diyabet hastalığının Türkiye’deki kamu giderlerine maliyetinin 13 milyar TL olduğunu belirten uzmanlar, Romatoid, Artrit, spondilit gibi hastalıkların ülke ekonomisine getirdiği kaybın 4.3 milyar Euro olduğu açıklandı. Türkiye’de 15 yaş ve üzerindekilere yönelik araştırmada yüzde 13.2 oranda hipertansiyon, yüzde 12.8 oranda bel bölgesi kas iskelet sistemi problemleri, yüzde 9.1 oranında romatizmal eklem hastalığı, yüzde 7.7 oranda mide ülseri ve yüzde 6.8 oranında da diyabet rahatsızlığı olarak tespit edildiği belirtildi. Sunum ve konuşmaların ardından soru ve cevap bölümüne geçilerek program sonlandırıldı. İÜ Basın ve Halka İlişkiler Müdürlüğü Bu Bağlamda da var gücüyle çalışan Sayın Prof.Dr.Ahmet Aydın hocamın yolunda giderek.Kronik hastalıkların azaltılmasına yönelik kampanyayı başlatmış durumdayım.İnanın çok hızlı geri dönüşler alınabilmektedir.Aşağıda hazırladığım bülten doktorlarımıza yönelik,onları araştırmaya itecek,bu konularda kendilerini ve arkadaşlarını sorgulamalarını rica ediyorum. ÖNEMİNİ BİLMEDİKLERİMİZ D VİTAMİNİ 13.05.2014 İnsanlık modernleştikçe ve teknoloji geliştikçe çağımızda kronik hastalıklarda artışlar olmaktadır.Beslenmemizin ve bazı alışkanlıklarımızın değişimi ile bunu birazda bizler farkında olmadan yapmaktayız yada bizlere dayatılmaktadır. D vitamini,omega-3 ve bağırsak sızdırmazlığını sağlıyan probiyotiklerin yeterince olmaması;Vücudumuzu dirençsiz bırakmakta,hastalıklarının gelişimini engelleyememektedir. D vitaminin önemi yeterince öne çıkarılamadığı için önce bu konuyu ele almak istiyorum.Kim bilebilirdi ki her gün duş alıp yıkanmanın bizi d vitamininden yoksun kılacağını. D vitamininin önemini kavrayıp kitlelerin bu yönde bilinçlendirilmesine katkı sağlamak bizlere düşen insanlık borcudur.Ulusal Ekonomiye katkıdır. Bu da en çok bağırlarımıza bastığımız doktorlarımızın üzerine düşmektedir. GÜNEŞTEN NEDEN D VİTAMİNİ ALAMIYORUZ 1-D vit. Sentezini yapabilen uvb ışınlarıdır.Bu da güneşin dik düştüğü,öğle saatlerinde etkilidir.Gölgemizin boyu kendi boyumuzdan kısa olduğu sürece güneşten d vit. sentezini başlatabiliriz. 2-Güneşlendikten sonra 48 saat içerisinde sıcak su ile ve sabunla ,duş jeli ile yıkanmamamız ,saunaya girmememiz gerekir.Yoksa başlamış olan d vit.sentezi terle,sabunla deri yağlarıyla akıp gider. 3-Öğlen 20-60 dk.kol yada bacağımızın bile güneşlenmesi yeterlidir.Bütün gün güneşlenirsek öğleden önce ve öğleden sonra aktif olan uva ışınları daha uzun ve güçlü boylu olduğu için ,uvb ışınlarının oluşturmuş olduğu sentezin kırılmasına ,bozulmasına yol açmaktadır. 4-Güneşlenirken gözümüzde güneş gözlüğü varsa yine d vit.sentezi oluşmuyor.Çünkü derimizdeki d vitamini reseptörleri göz bebeklerimizden açılıyor. 5-Bronzlaşmış deriler d vitamini oluşturamıyor yada çok az oluşturuyor. 6-Güneş kremi yada sütü sürülen ciltlerde d vitamini oluşturamıyor. 7-Cam arkasında bronzlaşabilinir ama d vit. sentezi başlıyamaz.Çünkü uvb ışını cama değince dağılır. 8- Kapalı havalarda yanabiliriz ama uvb ışını daha kısa dalga boyu olduğu için kırınıma uğrar, etkili olamaz. D VİTAMİNİ SENTEZİ NASIL GERÇEKLEŞİYOR Derimizde bulunan kolesterol ve kükürt,radyasyonun hücre DNA sı üzerine olan toksit etkisinden korunmamızı sağlar.Güneş ışınları(uvb) kolesterol ve kükürdün oksitlenmesini sağlıyarak d vitamini sentezini derimizin derinliklerinde başlatır.Derimizde ilk önce kolekalsiferol(cc)denilen inaktif vitamin D3’e dönüşüyor.Yağ bezelerinin salgılanmasıyla deri yüzeyine çıkar ve 48 saat içerisinde emilerek kana karışır. Ağızdan yada enjeksiyonla alınan d vitaminleri sülfatsızdırlar ve yağda erirler.Bu yüzden kanda dolaşabilmesi için LDL-kolesterole gereksinim duyarlar. 48 saat içinde karaciğerde kolekalsiferol’ü (cc) , 25-hidroksikolekalsiferol’e(25-HCC,kalsidiol)dönüşür.Bağırsaklara safra ile atılır.İnce bağırsaktan tekrar emilerek kana geçer.25-HCC(kalsidiol)böbrekte ikinci kez hidroksilazyona uğrar ve 1.25 dehidroksikolekalsiferol’e (kalsitriol) dönüşür.1.25dehidroksi vitamin D hücre çekirdeğine girerek VDR ile birleşir.A vitamini D vit. aktivasyonunu sağlar.VDR/RXR kompleksi 1.25 dihidroksi vitamin D nin varlığında DNA nın küçük dizilerinde bağlanır.Bu dizilere D vitaminine cevap veren elementler (VDRE)denir.VDRE ler çok sayıda genin aktivasyonunu sağlar. D vitamini deride güneş ışının enerjisi ile sülfata bağlanır.Bu haliyle d vitamini suda çözünebildiği için kolayca tüm hücrelere taşınabilir.Bu yüzden yağda eriyen d vitaminlere göre daha aktiftirler.D vitamini ilgili reseptörlere varıp içeriye girerken sülfat bağından ayrılır.Bu ayrılma sırasında bir enerji açığa çıkar.Bu adeta bir güneş pili gibidir.(Güneşlenmeden sonraki 2 gün kişide hararet basmasının nedeni bu olsa gerek.) Bazı Durumlarda da D vitamini Oluşumunu Azaltır 1-A vitamini fazlalığı D vit. faydasını azaltmaktadır.A vit. azlığıda D vit. normal fonksiyonlarını yerine getirememektedir. 2-Yağsız beslenen yada yağ emilimi zayıf olanlarda bağırsaklardan D vit. emilimi zayıf olacaktır. 3-D vit.yağda eridiği için,safra tuzlarına ve onun akımına ihtiyaç duyar.Bu yüzden karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarında D vit. gereksinmesi artar. D vitamini genlerimizin %10 nu aktive eder bu da 2000 in üzerinde gen demektir. D Vit. Kemik Dışı Başlıca Fonksiyonları: 1-Hücre farklılaşmasını uyararak,kanser oluşumunu engeller. 2-Kalsitriol dogal bağışıklığı güçlendirirken,otoimmün hastalıkların gelişimini de engeller. 3-D vit. eksikliği insülin salğılanması azaltır. 4-Aşırı sitokin faaliyetleri baskılıyarak enflamasyonu engeller.Lökositlerden salğılanan enflamatuar maddeleri azaltır. 5-İnfeksiyona maruz kalındığında mikrop öldürücü peptitleri üretirler.Geniş spektrumlu antibiyotikler gibi etkiliyorlar.Mikroorganizmaların hücre duvarını tahrip ederler. D VİTAMİNİ RESEPTÖRLERİNİN (VDR) BULUNDUĞU YERLER Sitoplazmalarında yada çekirdeklerinde D vit. reseptörleri olan doku ve hücreler: Beyin,mide,kalp,pankreas,aktive T ve B lenfositleri,prostat,meme,kolon,deri,gonadlar gibi kemik,ince bağırsak,damarların düz kaslarında,damar iç gömleği(edotel)hücrelerinde,kalp kasında,kalp kas hücrelerinde(miyosit),karaciğer,hipofiz,plasenta,kıkırdak,deri ,fibroblastları,monosit(dolaşan),nöron,yumurtalık,endotel(aort),mide(endokrin hücreler),paratiroid,keratonosit de bulunur. D VİT. NOKSANLIĞINA BAĞLI HASTALIKLAR Raşitizm,osteomalası,tüberküloz,grip ve diğer infeksiyonlar,romatoid artrit,mültilskleroz,şizofreni,astım,kalp yetmezliği,hipertansiyon,otizm,kanser,tip1 diyabet, obezite,konşenital anomali,anemi,immün yetersizlik,otoimmün hastalıklar(lupus,siroz,hepatit,crohn hastalığı,hoşimoto tiroid),alerjik hastalıklar,kistik fibroz. D vitamini adet öncesi gerginlik,kas yorgunluğu,kemik ağrılarına da iyi gelir.Bağırsaklardan kalsiyum ve fosfor emilimini de arttırır. D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN NEDEN OLDUĞU KANSERLER • Meme • Kalın bağırsak • Dölyatağı • Yemek borusu • Yumurtalık • Hodgkin lenfoma • Hodgkin-dışı lenfoma • Mesane • Mide • Safra kesesi • Pankreas • Prostat • Rektum • Böbrek • Testis • Vulva D VİTAMİNİ DOZU NE OLMALIDIR Yetersizliğin derecesi 25(OH) D vitamini düzeyi Ağır D vitamini yetersizliği (raşitizm, osteomalasi)Marjinal D vitamini yetersizliği Gizli D vitamini yetersizliği Normal D hipervitaminozu <25 nmol/L (10ng/mL)25-40 nmol/L (10-16ng/mL) 40-100 nmol/L (16-40ng/mL) 100-275 nmol/L (40-110ng/mL) >400 nmol/L (>160ng/mL) ÇOCUKLAR İÇİN GÜNLÜK D VİT.DOZ ÖNERİSİ Tartı D vitamini dozu <12.5kg12.5-25kg 25-37.5kg 37.5- 50kg 50kg dan fazla 1000IU (15µg) 1000-2000IU (15-30µg) 2000-3000IU (30-45µg) 3000-4000 IU (45-60µg) YETİŞKİNLER İÇİN GÜNLÜK DOZ ÖNERİSİ Ortalama 5000 IU /gün dür.Bu da 2 ayda bir 300.000 IU LUK serum demektir. Not:Kullanmadan önce doktorunuza danışınız ve tahlil yaptırınız. ALİ SİNAN KAYNAK Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beslenme ve metabolizma Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Ahmet Aydın-Beslenme Bülteni Bütün yönleri ile d vitamini-1 ve2 KAYNAKLAR 1. Chen TC, Persons KS, Lu Z, Mathieu JS, Holick MF. An evaluation of the biologic activity and vitamin D receptor binding affinity of the photoisomers of vitamin D3 and previtamin D. J Nutr Biochem.2000; 11: 267-272. 2. Holick MF. Vitamin D: importance in the prevention of cancers, type 1 diabetes, heart disease, and osteoporosis. Am J Clin Nutr. 2004;79(3):362-371. 3. Griffin MD, Xing N, Kumar R. Vitamin D and its analogs as regulators of immune activation and antigen presentation. Annu Rev Nutr. 2003;23:117-145 4. Borissova AM, Tankova T, Kirilov G, Dakovska L, Kovacheva R. The effect of vitamin D3 on insulin secretion and peripheral insulin sensitivity in type 2 diabetic patients. Int J Clin Pract. 2003;57(4):258-261. 5. Liu PT, Stenger S, Li H et al. Toll-Like Receptor Triggering of a Vitamin D-Mediated Human Antimicrobial Response Science. 2006;311(5768):1770-3. 6. Vieth R. “The Pharmacology of Vitamin D, Including Fortification Strategies. In Feldman D, Pike JW, Glorieux FH, eds, Vitamin D: Second Edition, Burlington: Elsevier Academic Press (2005) 995-1015. 7. Trang HM, Cole DE, Rubin LA, Pierratos A, Siu S, Vieth R. Evidence that vitamin D3 increases serum 25-hydroxyvitamin D more efficiently than does vitamin D2. Am J Clin Nutr, 1998; 68: 854-8. 8. Armas LA, Hollis BW. Heaney RP. Vitamin D2 Is Much Less Effective than Vitamin D3 in Humans. J Clin Endocrinol Metab.2004; 89(11): 5387-5391. 9. Heaney RP, Recker RR, Grote J, Horst RL, Armas LA. Vitamin D(3) is more potent than vitamin D(2) in humans. J Clin Endocrinol Metab. 2011;96(3):E447-52. 10. Axelson M. 25-Hydroxyvitamin D3 3-sulphate is a major circulating form of vitamin D in man,” FEBS Letters 1985; 191 (2): 171-175 11. http://articles.mercola.com/sites/artic ... ulfur.aspx 12. Lakdawala DR, Widdowson EM. Vitamin D in Human Milk. The Lancet 1977; 309, (8004):167-168. 13. Boulch Le N, Cancela L, Miravet L. Cholecalciferol sulfate identification in human milk by HPLC. Steroids. 1982;39 (4): 391-398 14. Binkley N, Novotny R, Krueger D, Kawahara T, Daida YG, Lensmeyer G, Hollis BW, Drezner MK. Low vitamin D status despite abundant sun exposure. J Clin Endocrinol Metab.2007;92(6):2130-5. 15. Johnson FS, Mo T, Green AES. Average latitudinal variation in ultraviolet radiation at the Earth’s surface. Photochem. Photobiol. 1976;23:179–88 16. Yuen AW, Jablonski NG. Vitamin D: in the evolution of human skin colour. Med Hypotheses. 2010;74(1):39-44. 17. Nesby-O’Dell S, Scanlon KS, Cogswell ME, Gillespie C, Hollis BW, Looker AC, Allen C, Doughertly C, Gunter EW, Bowman BA. Hypovitaminosis D prevalence and determinants among African American and white women of reproductive age: third National Health and Nutrition Examination Survey, 1988-1994. Am J Clin Nutr. 2002;76(1):187-92 18. Holick MF. Vitamin D: A Millenium Perspective. J Cell Biochem. 2003;88(2):296-307. 19. Holick MF: Environmental factors that influence the cutaneous production of vitamin D. Am J Clin Nutr. 1995 Mar; 61(3 Suppl):638S-645S 20. Adams JS, Clemens TL, Parrish JA, Holick MF. Vitamin-D synthesis and metabolism after ultraviolet irradiation of normal and vitamin-D-deficient subjects. N Engl J Med 1982;306(12):722-5 21. Krause R, Buhring M, Hopfenmuller W, Holick MF, Sharma AM. Ultraviolet B and blood pressure. Lancet 1998;352:709–10. 22. Tjellesen L, Hummer L, Christiansen C, Rodbro P. Serum concentration of vitamin D metabolites during treatment with vitamin D2 and D3 in normal premenopausal women. Bone Miner 1986;1:407–13. 23. Sutton AL, MacDonald PN. Vitamin D: more than a “bone-a-fide” hormone. Mol Endocrinol. 2003;17(5):777-791. 24. Valdivielso JM, Fernandez E.Vitamin D receptor polymorphisms and diseases. Clin Chim Acta. 2006 Sep;371(1-2):1-12. Schnatz PF, Nudy M, O’Sullivan DM, Jiang X, Cline JM, Kaplan JR, Clarkson TB, Appt SE. The quantification of vitamin D receptors in coronary arteries and their association with atherosclerosis. Maturitas. 2012 Apr 26. 25. Liel Y, Shany S, Smirnoff P, Schwartz B Estrogen increases 1,25-dihydroxyvitamin D receptors expression and bioresponse in the rat duodenal mucosa. Endocrinology. 1999 Jan;140(1):280-5. 26. Cannell JJ, Vieth R, Willett W, Zasloff M, Hathcock JN, White JH, Tanumihardjo SA, Larson-Meyer DE, Bischoff-Ferrari HA, Lamberg-Allardt CJ, Lappe JM, Norman AW, Zittermann A, Whiting SJ, Grant WB, Hollis BW, Giovannucci E. Cod liver oil, vitamin A toxicity, frequent respiratory infections, and the vitamin D deficiency epidemic. Ann Otol Rhinol Laryngol. 2008;117(11):864-70. 27. Rohde CM, Manatt M, Clagett-Dame M, DeLuca HF.Vitamin A antagonizes the action of vitamin D in rats. J Nutr. 1999;129(12):2246-50. 28. Haddad JG, Chyu KJ. Competitive protein-binding radioassay for 25-hydroxycholecalciferol. J Clin Endocrinol Metab. 1971;33(6):992-5. 29. Luxwolda MF, Kuipers RS, Kema IP, Janneke Dijck-Brouwer DA, Muskiet FA. Traditionally living populations in East Africa have a mean serum 25-hydroxyvitamin D concentration of 115 nmol/l. Br J Nutr. 2012:1-5. 30. Vieth R: Vitamin D supplementation, 25-hydroxyvitamin D concentration, and safety. Am J Clin Nutr. 1999;69:842-56 31. Holick MF. Noncalcemic actions of 1,25-dihydroxyvitamin D3 and clinical applications. Bone 1995;17(suppl):107S–11S. 32. Dawson-Hughes B, Harris SS, Krall EA, Dallal GE. Effect of calcium and vitamin D supplementation on bone density in men and women 65 years of age or older. N Engl J Med 1997;337:670–6. 33. Hollis BW. Circulating 25-hydroxyvitamin D levels indicative of vitamin sufficiency: Implications for establishing a new effective DRI for vitamin D. J Nutr. 2005;135:317–322. 34. Hollis BW, Wagner CL, Drezner MK, Binkley NC.Circulating vitamin D3 and 25-hydroxyvitamin D in humans: An important tool to define adequate nutritional vitamin D status. J Steroid Biochem Mol Biol. 2007;103(3-5):631-4. 35. Krause R, Buhring M, Hopfenmuller W, Holick MF, Sharma AM. Ultraviolet B and blood pressure. Lancet 1998;352:709–10. 36. Dietary Reference Intakes for Calcium, Phosphorus, Magnesium, Vitamin D, and Fluoride, Standing Committee on the Scientific Evaluation of Dietary Reference Intakes, Food and Nutrition Board, Institute of Medicine, 1997 37. Gomez Alonso C, Naves Diaz M, Rodriguez Garcia M, Fernandez Martin JL, Cannata Andia JB: Review of the Concept of “sufficiency” and “insufficiency” of Vitamin D. Nefrologia. 2003;23 Suppl 2:73-7 38. Dawson-Hughes B, Harris SS, Krall EA, Dallal GE. Effect of calcium and vitamin D supplementation on bone density in men and women 65 years of age or older. N Engl J Med 1997;337:670–6. 39. Kinyamu HK, Gallagher JC, Rafferty KA, Balhorn KE. Dietary calcium and vitamin D intake in elderly women: effect on serum parathyroid hormone and vitamin D metabolites. Am J Clin Nutr 1998;67:342–8 40. Linhares E, Jones D, Round J, Edwards RH: Effect of nutrition on vitamin D status: studies on healthy and poorly nourished children. Am J Clin Nutr. 1984:39(4):625-630 41. Heaney RP, Davies KM, Chen TC, Holick MF, Barger-Lux MJ: Human serum 25-hydroxycholecalciferol response to extended oral dosing with cholecalciferol. Am J Clin Nutr. 2003;77:204-10 42. Zittermann A: Vitamin D in preventive medicine: are we ignoring the evidence? Br J of Nutr. 2003;89:552-572 43. Holick M: Vitamin D; A millennium Perspective. J Cell Biochem. 2003;88:296-307 44. http://www.naturalnews.com/023356_Vitam ... z1wpvwqjem 45. Reid D, Toole BJ, Knox S, Talwar D, Harten J, O’Reilly DS, Blackwell S, Kinsella J, McMillan DC, Wallace AM. The relation between acute changes in the systemic inflammatory response and plasma 25-hydroxyvitamin D concentrations after elective knee arthroplasty. Am J Clin Nutr. 2011;93(5):1006-11. 46. Heaney RP, Davies KM, Chen TC, Holick MF, Barger-Lux MJ: Human serum 25-hydroxycholecalciferol response to extended oral dosing with cholecalciferol. Am J Clin Nutr. 2003;77:204-10 47. Haddad, J. G. Matsuoka, L. Y. Hollis, B. W. Hu, Y. Z. Wortsman, J. “Human Plasma Transport of Vitamin D after Its Endogenous Synthesis. J Clin Invest. 1993; 91: 2552-2555. 48. Hasanoğlu A, Özalp İ, Özsoylu Ş, Anne ve kordon kanında 25-hidroksikolekalsiferol düzeyleri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi. 1981; 24:207-222 49. Aydın A, Ilıkkan B, Haktan M, Kavunoğlu G. Doğum sırasında annelerdeki D vitamini düzeyi ve bu düzeylerin mevsimlerle ilişkisi. XXVII. Türk Pediatri Kongresi Kitabı, Ünal Ofset 1988: 53. 50. Alagöl F, Shihadeh Y, Boztepe H, Tanakol R, Yarman S, Azizlerli H, Sandalcı O. Sunlight exposure and vitamin D deficiency in Turkish Women. J Endocrinol Invest 2000;23:173-7 51. Andıran N, Yordam N, Özon A. The risk factors for Vitamin D Deficiency in Breast-fed Newborns and their mothers. Nutrition 2002;18:47-50 52. Pehlivan İ, Hatun Ş, Aydoğan M Babaoğlu K, Türker G, Gökalp AS. Maternal serum vitamin D levels in the third trimester of pregnancy. Turk J Med Sci 2002;32:237-241. 53. Annede D vitamini eksikliğinin değerlendirilmesi. Erol M, İşman FK, Kucur M, Hacıbekiroğlu E. Turk Ped Arş. 2007; 42: 29-32 54. Sarıkaya S, Çam H, Aydın A, Haktan M. Annede ve erken yenidoğan dönemindeki bebeklerde kan Ca, P, Mg, PTH ve vitamin D düzeyleri. İst Çocuk Kliniği Dergisi (Pediatri Arşivi). 1992: 3-4:92-7 55. Onal H, Adal E, Alpaslan S, Ersen A, Aydın A. Is daily 400 IU of vitamin D supplementation appropriate for every country: a cross-sectional study. Eur J Nutr. 2010;49(7):395-400. 56. Eyles D, Brown J, Mackay-Sim A, McGrath J, Feron F: Vitamin D3 and brain development. Neuroscience. 2003;118(3):641-53 57. http://www.beslenmebulteni.com/bes/inde ... Itemid=398 58. Visser M, Deeg DJ, Puts MT, Seidell JC, Lips P. Low serum concentrations of 25-hydroxyvitamin D in older persons and the risk of nursing home admission. AmJ Clin Nutr 2006;84:616–622. 59. Virtanen JK, Nurmi T, Voutilainen S, Mursu J, TuomainenTP. Association of serum 25-hydroxyvitamin D with the risk of death in a general older population in Finland. Eur J Nutr. 2011; 50:305–312 60. Melamed ML, Michos ED, Post W, Astor B. 25-Hydroxyvitamin D levels and the risk of mortality in the general population. Arch Intern Med. 2008;168:1629–1637 61. Hutchinson MS, Grimnes G, Joakimsen RM, Figenschau Y, JordeR. Low serum 25-hydroxyvitamin D levels are associated with increased all-cause mortality risk in a general population: the Tromso study. Eur J Endocrinol. 2010; 162:935–942 62. Semba RD, Houston DK, Ferrucci L, Cappola AR, Sun K, Guralnik JM, Fried LP. Lowserum 25-hydroxyvitamin D concentrations are associated with greater all-cause mortality in older communitydwelling women. Nutr Res. 2009; 29:525–530 63. Dobnig H, Pilz S, Scharnagl H, Renner W, Seelhorst U, Wellnitz B, Kinkeldei J, Boehm BO, Weihrauch G, MaerzW. Independent association of low serum 25-hydroxyvitamin D and 1,25-dihydroxyvitamin D levels with all-cause and cardiovascular mortality. Arch Intern Med 2008;168:1340–1349 64. Kestenbaum B, Katz R, de Boer I, Hoofnagle A, Sarnak MJ, Shlipak MG, Jenny NS, Siscovick DS. Vitamin D, parathyroid hormone, and cardiovascular events among older adults. J Am Coll Cardiol 2011. 58:1433–1441 65. Durup D, Jørgensen HL, Christensen J, Schwarz P, Heegaard AM, Lind B. A Reverse J-Shaped Association of All-Cause Mortality with Serum 25-Hydroxyvitamin D in General Practice, the CopD Study. J Clin Endocrinol Metab. 2012 May 9. 66. Michaëlsson K, Baron JA, Snellman G, Gedeborg R, Byberg L, Sundström J, Berglund L, Arnlöv J, Hellman P, Blomhoff R, Wolk A, Garmo H, Holmberg L, Melhus H. Plasma vitamin D and mortality in older men: a community-based prospective cohort study. Am J Clin Nutr. 2010 Oct;92(4):841-8. Epub 2010 Aug 18. 67. Brustad M, Braaten T, Lund E. Predictors for cod-liver oil supplements use–the Norwegian Women and Cancer Study. Eur J Clin Nutr. 2004 Jan;58(1):128-36. 68. Seeman E. Evidence that calcium supplements reduce fracture risk is lacking. Clin J Am Soc Nephrol. 2010;5 Suppl 1:S3-11. 69. Bolland MJ, Avenell A, Baron JA, Grey A, MacLennan GS, Gamble GD, Reid IR. Effect of calcium supplements on risk of myocardial infarction and cardiovascular events: meta-analysis. BMJ. 2010 Jul 29;341:c3691. doi: 10.1136/bmj.c3691. 70. Bolland MJ, Grey A, Avenell A, Gamble GD, Reid IR. Calcium supplements with or without vitamin D and risk of cardiovascular events: reanalysis of the Women’s Health Initiative limited access dataset and meta-analysis. BMJ. 2011 Apr 19;342:d2040. doi: 10.1136/bmj.d2040. 71. http://tanningbeds.mercola.com/ 72. Lam TS, Abergel RP, Meeker CA, Castel JC, Dwyer RM, Uitto J. Laser stimulation of collagen synthesis in human skin fibroblast cultures. Lasers Life Sci. 1986;1:61–77. 73. Russell BA, Kellett N, Reilly LR. A study to determine the efficacy of combination LED light therapy (633 nm and 830 nm) in facial skin rejuvenation. J Cosmet Laser Ther. 2005 Dec;7(3–4):196–200. 74. Goldberg DJ, et al. Combined 633-nm and 830-nm led treatment of photoaging skin. J Drugs Dermatol. 2006;5(8):748–53. 75. Geller AC, Rutsch L, Kenausis K, Selzer P, Zhang Z. Can an hour or two of sun protection education keep the sunburn away? Evaluation of the Environmental Protection Agency’s Sunwise School Program. Environ Health. 2003;2(1):13. 76. Finkel E. Sorting the hype from the facts in melanoma. Lancet, 1998. 351(9119) 77. Ness AR, Frankel SJ, Gunnell DJ, Smith GD. Are we still dying for a tan? J Cosmetic Dermatology, 2002.1: 43-46. 78. Godar DE, Landry RJ, Lucas AD. Increased UVA exposures and decreased cutaneous Vitamin D(3) levels may be responsible for the increasing incidence of melanoma. Med Hypotheses. 2009;72(4):434–43. 79. Håkansson N, Floderus B, Gustavsson P, Feychting M, Hallin N. Occupational sunlight exposure and cancer incidence among Swedish construction workers. Epidemiology, 2001.12(5): 552-7. 80. Kaskel P, Sander S, Kron M, Kind P, Peter RU, Krähn G. Outdoor activities in childhood: a protective factor for cutaneous melanoma? Results of a case-control study in 271 matched pairs. Br J Dermatol, 2001.145(4): 602-9. 81. Elwood J. Melanoma and sun exposure. Seminars in Oncology, 1996. 23(6): 650-666. 82. Gasparro FP. Sunscreens, skin photobiology, and skin cancer: the need for UVA protection and evaluation of efficacy. Environ Health Perspect. 2000;108 Suppl 1:71-8. 83. Dangoisse C. Dermo-cosmetics and prevention of skin aging. Rev Med Brux. 2004;25(4):A365-70. 84. Rivers J. Is there more than one road to melanoma? Lancet, 2004. 363: 728-30. 85. Elwood J, Gallagher R. Body site distribution of cutaneous malignant melanoma in relationship to patterns of body exposure. Int J Cancer, 1998. 78(3): 276-80. 86. Koh, H et al. Prevention and early detection strategies for melanoma and skin cancer. Arch Dermatol, 1996;132:436-442. 87. Begg CB. The search for cancer risk factors: when can we stop looking? Am J Public Health, 2001;91(3): 360-4. 88. Shors AR et al. Melanoma risk in relation to height, weight, and exercise (United States). Cancer Causes Control, 2001; 12(7): p599-606. 89. G ran W. Melanoma has a complex etiology that includes UV exposure, skin pigmentation and type, diet and obesity. British Medical Journal, 2003;327: 1306. 90. Liu G, Bibus DM, Bode AM, Ma WY, Holman RT, Dong Z. Omega 3 but not omega 6 fatty acids inhibit AP-1 activity and cell transformation in JB6 cells. PNAS 2001; 98(13 ): 7510-5 91. Wagner RF, DiSorbo DM, Nathanson L. Nutrition and melanoma. Int J Dermatol. 1984; 23: 453-7 92. Sarveiya V, Risk S, Benson HAE. Liquid chromatographic assay for common sunscreen agents: application to in vivo assessment of skin penetration and systemic absorption in human volunteers. Journal of Chromatography B 2004;803(2): 225-31 93. Mercola J. http://www.mercola.com/2004/may/26/summer_sun.htm 94. http://en.wikipedia.org/wiki/Potential_ ... _sunscreen 95. http://www.fastcompany.com/1651665/envi ... use-cancer 96. Lefkowitz ES, Garland CF. Sunlight. Vitamin D, and ovarian cancer mortality rates in US women. Int J Epidemiol 1994;23:1133–6. 97. Martinez ME, Giovannucci EL, Colditz GA, et al. Calcium, vitamin D, and the occurrence of colorectal cancer among women. J Natl Cancer Inst 1996;88:1375–82. 98. Hanchette CL, Schwartz GG. Geographic patterns of prostate cancer mortality. Evidence for a protective effect of ultraviolet radiation. Cancer 1992;70:2861–9. 99. Ainsleigh HG. Beneficial effects of sun exposure on cancer mortality. Prev Med 1993;22:132–40. 100. Mawer EB, Hayes ME, Heys SE, et al. Constitutive synthesis of 1, 25-dihydroxyvitamin D3 by a human small cell lung cell line. J Clin Endocrinol Metab 1994;79:554-60. 101. Garland CF, Comstock GW, Garland FC, Helsing KJ, Shaw EK, Gorham ED.Serum 25-hydroxyvitamin D and colon cancer: eight-year prospective study. Lancet. 1989;2(8673):1176-8. 102. Majewski S, Kutner A, Jablonska S. Vitamin D analogs in cutaneous malignancies. Curr Pharm Des. 2000;6(7):829-38. 103. Braun MM, Tucker MA. A role for photoproducts of vitamin D in the etiology of cutaneous melanoma? Med Hypotheses. 1997;48(4):351-4. 104. Tangpricha V, Flanagan JN, Whitlatch LW, et al. 25-hydroxyvitamin D-1-hydroxylase in normal and malignant colon tissue. Lancet 2001;357:1673-4. 105. Cross HS, Bareis P, Hofer H, Bischof MG, Bajna E, Kriwanek S. 25-Hydroxyvitamin D3-1-hydroxylase and vitamin D receptor gene expression in human colonic mucosa is elevated during early cancerogenesis. Steroids 2001;66:287-92. 106. Grant W. An estimate of premature cancer mortality in the USA due to inadequate dose of solar UV-B radiation. Cancer 2002;94:1867-75

Neslihank4, senden bunu rica eden kim? Kendini tanıtır mısın lütfen?
Teşekkürler
Dr Selen
 
Merhaba selen hanım evet mesela akşam yemeğinde 1 tabak sebze yemeği, et olabilir ,yada bakliyat yemeği 6-7 kaşık yanında 2 dilim çavdar ekmeği ,salata ve yoğurt yiyorum.yerken iyice doydum diyorum.ama 1 saat geçiyo geçmiyor midemden sesler geliyor
Evet protein ve meyve birlikte yenmeli biliyorum.ve öyle yiyorum ama kısa zamanda acıkıyorum.
Şu çikolatalar hangileri isim verebiliyomusunuz
Tüm formu 33 sayfayı okudum yazdığınız tarifleri not ettim.eşime spariş verdim ama tatlandırıcıyı unutmuş.yulaf kepeği almış.ayrıca mutfakta başka değişikliklerde yapmak üzereyim.öğütülmüş tuz aldım.yağ olarak tarişin zeytin yağını kullanıyorum.yoğurdumu günlük sütten yapıyorum.malzemelerimi tamamladıktan sonra verilen tarifleri yapmaya başlıcam .bugün yaparım diyodum ama olmadı.kendime kekler ekmekler krepler yapmak istiyorum.fakat selen hanım ben bunları nasıl ne kadar ne zaman yiyeceğim.nasıl bi düzen beslenme planı yapıcağımı neyi ne kadar yiyeceğimi bilmiyorum.bizim evde hep tatlı olur.malesef eşimde 2 yaşında kızımda tatlıyı çok severler.o yüzden yaptığım şeyleri onlarda rahatlıkla yiyebilmelilerki sıkıntı olmasın zaten sizde yazmışsınız.kızımında yiyebileceğimi.
Ayrıca şu tatlandırıcılardan hangisini almalıyım iki marka önermişiniz.sizin tavsiyeniz nedir.birde benim şeker ölçme makinam var.hamileyken almıştık gebelik şekerinden dolayı ölçme kağıtlarının süresi geçmiş .eşime aldırıp sizin verdiğiniz kahvaltılı tarifle birlikte evde ölçüm yapıcam nasip olursa.bu şekilde reaktif hipoglisemi olup olmadığımı tam olarak net bişekilde öğrenebilirmiyiz.belirtiler onu gösteriyor ama emin olmak için.
Size son bişey daha sorucam.bundan 3-4 yıl önce benim kulaklarımda kızarma oluyordu.çok stresli ve kötü günler geçiriyordum.tansiyonumda çıkıyordu.bu her geçen gün arttı.geçen sene doktora gittik.asabi tansiyon olabilir.psikiyatrise gitmemi söyledi.verdiği ilaçları birkaç ay kullandım.sonra devam edemedim bıraktım.o dönem tamamen kulak kızarmam ve tansiyon durumum geçti.ama ara ara oluyor.bi kaç kez çok tatlı yedikten sonrada olduğunu fark ettim.acaba hem stres hemde çok tatlı yemekten nisülin direncim yükseliyor ve kulaklarım kızarıp tansiyonum çıkıyor olabilirmi ne dersiniz
 
Benim ekmek yerine tükettiğim bir tarif vereyim arkadaşım. Ayrıca bağırsaklara da 10numara geliyor. 1 adet yumurta, 2 kaşık yoğurt, 1.5-2 kaşık yulaf kepeği 7 kaşık süt tozu ve yarım çay bardağı sütü karıştırıyorum. Tost makinasının üstüne yağlı kağıdı koyup bu karışımdan ince bir tabaka döküyorum, ve biraz pişmesini bekliyorum sonra üstüne de yağlı kağır çevirip ters çeviriyor ve tost makinasının kapağını kapatıyorum. Pişince çıkarıyorum, için bol lor, marul domates, jambon koyup dürüm yapıyorum. Harika oluyor.

slm senin tarif yarın sabah denicektim.ama eşim süttozu diye nesfitin yağı azaltılmış beyazlatıcısını almış.süttozzu koymadan yapılabilirmi
birde verdiğin ölçüde ne kadar büyüklükte ve hacimde olursa olsun yemeliyim sabah kahvaltısı olarak
 
slm senin tarif yarın sabah denicektim.ama eşim süttozu diye nesfitin yağı azaltılmış beyazlatıcısını almış.süttozzu koymadan yapılabilirmi
birde verdiğin ölçüde ne kadar büyüklükte ve hacimde olursa olsun yemeliyim sabah kahvaltısı olarak

Süt tozu olmadan hiç denemedim yanıltmak istemem ama riske atarım dersen süt koymayıp yoğurt miktarını azaltarak deneyebilirsin. Yaptığının hepsini yemende bir sakınca yok ama bana bazen çok geliyor ben de öğlene bırakıyorum.
 
slm senin tarif yarın sabah denicektim.ama eşim süttozu diye nesfitin yağı azaltılmış beyazlatıcısını almış.süttozzu koymadan yapılabilirmi
birde verdiğin ölçüde ne kadar büyüklükte ve hacimde olursa olsun yemeliyim sabah kahvaltısı olarak

:)))) Neslihank4 , rafine gıda= insülin yüksekliği denklemine katılamayacağım. Bu hipotezi destekleyen tek bir makale dahi okumadım!!!!! Yani tıbbi kanıtı yok!!!!

Genel sağlıklı beslenme eğilimleri içinde nitratlı gıdalardan kaçınmak esastır. Yani jambon iyi bir seçim olmayabilir. Ama bunu insülinle bağdaştıramayız!!!
Aynı şekilde süt tozu da ani ve çok insülin salınımına yol açan bir besin değildir!!!! Süt tozu hakkında tek bir olumsuz makale okumadım. Eğer bu kaynaklar sizde varsa, siz okuduysanız lütfen bana ulaştırınız!

Duyarlılığınız ve bilgi paylaşımınız için teşekkürler. :KK16:

Ben de jambonla güzel bir tarif verecektim tüh, çok da tercih ettiğim bir besindi kendisi.
 
:)))) Neslihank4 , rafine gıda= insülin yüksekliği denklemine katılamayacağım. Bu hipotezi destekleyen tek bir makale dahi okumadım!!!!! Yani tıbbi kanıtı yok!!!!

Genel sağlıklı beslenme eğilimleri içinde nitratlı gıdalardan kaçınmak esastır. Yani jambon iyi bir seçim olmayabilir. Ama bunu insülinle bağdaştıramayız!!!
Aynı şekilde süt tozu da ani ve çok insülin salınımına yol açan bir besin değildir!!!! Süt tozu hakkında tek bir olumsuz makale okumadım. Eğer bu kaynaklar sizde varsa, siz okuduysanız lütfen bana ulaştırınız!

Duyarlılığınız ve bilgi paylaşımınız için teşekkürler. :KK16:

kusura bakmayın haklısınız kaynak lazım.
elimde hazır bi kaynak var. taktirle takip ettiğim türkiyenin Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı başkanı prf.dr.ahmet aydın

süt yoğurt süt tozu konusunda kaynak http://beslenmebulteni.com/beslenme/?s=süt+tozu&x=0&y=0

ayrıca doktorun taş devri diyeti isimli kitabıda okumaya değr.
bende bilgi paylaşımınız için teşekkür ederim.
 
Neslihank4, senden bunu rica eden kim? Kendini tanıtır mısın lütfen?
Teşekkürler
Dr Selen

selen hanım cım. az önce bahsettiğim doktorun form sayfasında bir doktorun ricasıydı. hatta linki veriyorum incelerseniz.
http://beslenmebulteni.com/forum/viewtopic.php?f=19&t=2754

ben alanya da yaşayan kendi halinde bir muhasebeciyim. 6 yıldır sağlıklı beslenme üzerine kişisel araştırmalar yapıyorum doğruyu bulmak adına.
evimde hiçbir rafine gıdaya yer vermiyorum 6 yıldır. 6 yıl öncesine kadar 15-20 günde bir ya ben ya çocuklarım hastaneye taşınırken 6 yıldır hiç hastalanmadık. tek sıkıntım artık şu kilolarımada çare bulmak derken meğer insülin direncim varmış sinsice gizlenmiş.şimdi bundan kökten kurtulmanın yollarını arıyorum. ve bu hastalıktan glisemik indeksi düşük besinlerle kurtulabiliceğime artık inanıyorum. bu konuda dr.metin özata, dr.ahmet aydın ve dr.canan karatay ın yazılarını önerilerini dikkate alıyorum.mart ayında başladığım glisemik indekse dayalı beslenme programı ile ailemde herkez kilo verdi bende dahil.91 den 81 e düştüm şu an. ama direncin kırılması 2-3 ayımı aldı şimdi daha iyiyim. dirence bağlı yakınmalarımda geçti. durum böyle inanın derdim sadece belki faydam olur yoksa çomak sokmak değil. sizi bu konuya eğildiğiniz için ayrıca takdir ve tebrik ediyorum.
 
Neslihancım bu bilgi çok doğru. Özellikle Vit D3 hakkında önemini ne kadar anlatsam az. Ancak böyle bir forumdan bu takviyeleri alın, şunları kullanın demenin doğru olmadığına inanıyorum. Özellikle D Vitamini yüksek dozlarda zarar verebilme riskine sahip. Dolayısyla tahlillerinin yapılıp öyle yönlendirilmesi gerekiyor. Topik başında bundan söz etmiştik.
B12 vitamini de aynı şekilde. Yalnızca metabolizmanın doğru çalışması değil eksikliği durumunda kansızlık yapması da söz konusu olduğundan çok çok öenemli. ama bu vitamin de depoların durumuna göre verilebilir. Herkese göre değil.

Omega 3 ve hatta buna Resveratrol'ü de ekleyelim, pozitif etkileri bilinen iki destek maddesi. Üstelik reçetesiz çerez niyetine eczanelerden alınabiliyor. Bu 2 madde de doktor kontrolü olmadan kullanılmaması gereken destekler. Çünkü kanı sulandırıp inceltiyorlar. Birlikte hangi ilaçların kullanılacağı ve kişinin kullanım dozlarının doktor kontrolu altında olması şart. Az kullanılıldığında pozitif ektilerini göremiyor, çok kullanıldığında da başka sağlık risklerine davetiye çıkarıyorsunuz. Bu nedenle bu topikte risk almadan herkesin yapabileceği yöntemlere odaklanıyoruz:KK16:

Sağlıkla:KK16:

çok haklısınız buradan tavsiye ile olmaz tabi. hasta birçok yönüyle muayne edilerek bunlara karar verilmeli bencede. kolay gelsin
 
Süt tozu olmadan hiç denemedim yanıltmak istemem ama riske atarım dersen süt koymayıp yoğurt miktarını azaltarak deneyebilirsin. Yaptığının hepsini yemende bir sakınca yok ama bana bazen çok geliyor ben de öğlene bırakıyorum.

canım sabah dediğin ölçülerde yanlızca süttozu olmadan yaptım.önce az biraz döktüm.bekledimm üstünü kapattım.olmadı kağıda yapıştı.tekrar denedim.daha fazla bekledim pişmesini sonra diğer tarafınıda öyle yaptım.bu sefer oldu.içine jambon yoktu tuzsuz taze lor vardı onu koydum.gayet güzeldi.yanınada salata domates 3-5 zeytin.yedim çok güzeldi ama beni kesmedi.hemen üstüne ilacımı içtim.
bu arada sabah tartıldım.maşallah diyim kendime 3-4 gün önce 72 idim.bugün tuvalete falan çıktıktan sonra tartıldım.69-69.5 arası geldiğimi görünce çok sevindim.verdiğin sitedeki tarifleri inceliyorum eksiklerimi yazıyorum ama nasıl bi yol izleyeceğimi bilmiyorum.sende 5 kilo vermişin bana neler yaptığını nasıl bi yol izlediğini biraz anlatırmısın.sabah öğlen akşam aralarda neler yediğinden bahsedersen sevinirim.burdan yazmak doğrumu bilmiyorum.selen hanımın konusunuda dağıtmak istemiyorum eğer olmazsa özel mesaj olarakt gönderebiliirsin.çok teşekkür ederim :KK16:
 
Merhaba selen hanım evet mesela akşam yemeğinde 1 tabak sebze yemeği, et olabilir ,yada bakliyat yemeği 6-7 kaşık yanında 2 dilim çavdar ekmeği ,salata ve yoğurt yiyorum.yerken iyice doydum diyorum.ama 1 saat geçiyo geçmiyor midemden sesler geliyor
Evet protein ve meyve birlikte yenmeli biliyorum.ve öyle yiyorum ama kısa zamanda acıkıyorum.
Şu çikolatalar hangileri isim verebiliyomusunuz
Tüm formu 33 sayfayı okudum yazdığınız tarifleri not ettim.eşime spariş verdim ama tatlandırıcıyı unutmuş.yulaf kepeği almış.ayrıca mutfakta başka değişikliklerde yapmak üzereyim.öğütülmüş tuz aldım.yağ olarak tarişin zeytin yağını kullanıyorum.yoğurdumu günlük sütten yapıyorum.malzemelerimi tamamladıktan sonra verilen tarifleri yapmaya başlıcam .bugün yaparım diyodum ama olmadı.kendime kekler ekmekler krepler yapmak istiyorum.fakat selen hanım ben bunları nasıl ne kadar ne zaman yiyeceğim.nasıl bi düzen beslenme planı yapıcağımı neyi ne kadar yiyeceğimi bilmiyorum.bizim evde hep tatlı olur.malesef eşimde 2 yaşında kızımda tatlıyı çok severler.o yüzden yaptığım şeyleri onlarda rahatlıkla yiyebilmelilerki sıkıntı olmasın zaten sizde yazmışsınız.kızımında yiyebileceğimi.
Ayrıca şu tatlandırıcılardan hangisini almalıyım iki marka önermişiniz.sizin tavsiyeniz nedir.birde benim şeker ölçme makinam var.hamileyken almıştık gebelik şekerinden dolayı ölçme kağıtlarının süresi geçmiş .eşime aldırıp sizin verdiğiniz kahvaltılı tarifle birlikte evde ölçüm yapıcam nasip olursa.bu şekilde reaktif hipoglisemi olup olmadığımı tam olarak net bişekilde öğrenebilirmiyiz.belirtiler onu gösteriyor ama emin olmak için.
Size son bişey daha sorucam.bundan 3-4 yıl önce benim kulaklarımda kızarma oluyordu.çok stresli ve kötü günler geçiriyordum.tansiyonumda çıkıyordu.bu her geçen gün arttı.geçen sene doktora gittik.asabi tansiyon olabilir.psikiyatrise gitmemi söyledi.verdiği ilaçları birkaç ay kullandım.sonra devam edemedim bıraktım.o dönem tamamen kulak kızarmam ve tansiyon durumum geçti.ama ara ara oluyor.bi kaç kez çok tatlı yedikten sonrada olduğunu fark ettim.acaba hem stres hemde çok tatlı yemekten nisülin direncim yükseliyor ve kulaklarım kızarıp tansiyonum çıkıyor olabilirmi ne dersiniz

Yaramaz sırayla cevaplayayım.
Söylediğin gibi akşam yemeğinde sorun yok. (Hatta benim yaşadığım durumun aynısıını yaşıyprsun tek fark ben yarım saat sonra tatlııııııı diye sayıklamaya başlıyorum:)
Kekler , ekmekler, krepler canın hangi öğünde ya da ara öğünde isterse o zaman yiyeceksin.) Yaptığın ekmeği hem sabah hem de ekmek yediğin her yerde yiyebilirsin. krepleri sabah ya da canın tatlı istediği zaman yiyebilirsin. 3 ana 2 ya da 3 ara öğün olacak şekilde bir yemek düzeni olmalı. Miktar olarak 1 porsiyon. yani tek bir krep. Yaklaşık 3x3cm lik bir kare kek, 1 dilim ekmek şeklinde olacak. Ama hep söylüyorum: Başlangıçta kendinize porsiyon sınırı koymayın. Zaten bir süre sonra zorla verselerde yemeyeceksiniz. Başta kısıtlı hissetmekten - diyet psikolojisiden - henüz kan şekerinin dengeye ulaşmaması kaynaklı ani iniş çıkışlardan porsiyondan fazlasını yemek isteyebilirsiniz. sorun yok!!! Afiyet olsun!:KK56:.

Agave şurubunu da , steviayı da çocuklar için sorunsuz görüyorum. Ancak Türkiye için bir çekincem var. 3 yaş altı çocuklara Stevia kullanın diyemiyorum. Çünkü içimden ya hilesi varsa diye geçiyor. Bu nedenle agave şurubu ve bulabilirseniz (Amerikan pazarı - ithal ürünler getiren mağazalarda bazen oluyor) Monk Fruit extresi kullanabilirsiniz:) bunlar marka değil bu arada. 2 ayrı tip şeker yerine geçen madde diyelim.

Evdeki şeker ölçüm cihazı ile reaktif hipoglisemi olup olmadığını öğrenebilirz. Sorun yok.

kulaklarında kızarma, şekerinin düşmesi, asabi tansiyon sorununu tavukmu yumurtadan yumurtamı tavuktan sorusuyla aynı olduğunu düşünüyorum. Hangi ilaçları verdiğini bana özelden yazar mısın? buna göre daha doğru bir yorum yapabilirim.

Sağlıkla:KK16:
 
slm senin tarif yarın sabah denicektim.ama eşim süttozu diye nesfitin yağı azaltılmış beyazlatıcısını almış.süttozzu koymadan yapılabilirmi
birde verdiğin ölçüde ne kadar büyüklükte ve hacimde olursa olsun yemeliyim sabah kahvaltısı olarak

Burada hemen müdehale etmek gerek!!!1 ASLA kahve beyazlatıcısı olmaz!!!!!!!! hepimiz için geçerli!!!!

Süt tozu , sütün su içeriği buharlaştırılarak elde edilir. bu nedenle biraz besin değerini kaybetse de sütten çok farklı değildir.

Kahve beyazlatıcıların içine ne girdiğini bilmek istemezsiniz inanın. sadece topaklanmasın diye bile içne konan bir dolu kimyasal var. UZAK DURUNUZ!

Sağlıkla:KK16:
 
canım sabah dediğin ölçülerde yanlızca süttozu olmadan yaptım.önce az biraz döktüm.bekledimm üstünü kapattım.olmadı kağıda yapıştı.tekrar denedim.daha fazla bekledim pişmesini sonra diğer tarafınıda öyle yaptım.bu sefer oldu.içine jambon yoktu tuzsuz taze lor vardı onu koydum.gayet güzeldi.yanınada salata domates 3-5 zeytin.yedim çok güzeldi ama beni kesmedi.hemen üstüne ilacımı içtim.
bu arada sabah tartıldım.maşallah diyim kendime 3-4 gün önce 72 idim.bugün tuvalete falan çıktıktan sonra tartıldım.69-69.5 arası geldiğimi görünce çok sevindim.verdiğin sitedeki tarifleri inceliyorum eksiklerimi yazıyorum ama nasıl bi yol izleyeceğimi bilmiyorum.sende 5 kilo vermişin bana neler yaptığını nasıl bi yol izlediğini biraz anlatırmısın.sabah öğlen akşam aralarda neler yediğinden bahsedersen sevinirim.burdan yazmak doğrumu bilmiyorum.selen hanımın konusunuda dağıtmak istemiyorum eğer olmazsa özel mesaj olarakt gönderebiliirsin.çok teşekkür ederim :KK16:

Aksine buraya yazmanızı rica ederim. Seylagazi zaten buradaki yöntemlerden ilham alarak kilo verdiğini söyledi:). Detaylandırmanın hiçbir sakıncası yok!!!

Yaramaz buradan ilaç kullanım şekline bir düzeltme yapmak istiyorum. İlaçlar acıktıkça almak için değil. Bu şekilde kullanırsan hiçbir zaman maksimum yararını göremezsin. Ayrıca her ne kadar yemekten sonra alınır dense de ben bu şekilde önermiyorum. Yemekten 1 saniye önce alıp hemen beklemeden yemek yemeye devam ediniz. Bu şekilde daha çok yararlı olacaktır.

Sağlıkla:KK16:
 
kusura bakmayın haklısınız kaynak lazım.
elimde hazır bi kaynak var. taktirle takip ettiğim türkiyenin Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı başkanı prf.dr.ahmet aydın

süt yoğurt süt tozu konusunda kaynak http://beslenmebulteni.com/beslenme/?s=süt+tozu&x=0&y=0

ayrıca doktorun taş devri diyeti isimli kitabıda okumaya değr.
bende bilgi paylaşımınız için teşekkür ederim.

Paylaştığınız yazının hiçbir yerinde süttozu kullanmayınız insülin direnci yapar benzeri bir ifade yok Neslihan:) Oradan alıntı yapıp aynen kopyalıyorum:

-Ankara Damızlık Süt Sığırı Yetiştirici Birliği Başkanı Cengizhan Yorulmaz, Dünya Süt Günü’nde herkesi ürpertecek açıklamalar yaptı. Yorulmaz, “Türkiye’ye ‘mama’ adı altında binlerce ton süt tozu giriyor. Çocuklarımıza taze süt diye süt tozu içiriyoruz. Raflardaki sütün yüzde 80’inde süt tozu kullanılıyor. Uzun ömürlü sütler, yoğurtlar, peynir ve dondurmaların çoğu süt tozundan yapılıyor” dedi.

- Soru: Peki süt tozu sütün yerini tutabilir mi, besin olarak bakarsak?

Yorulmaz: Sonuçta o da sütten üretiliyor. Tabii ki taze sütün yerini hiçbir zaman tutamaz.

:) Herkese paylaşılan linkten yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Aslında bu bilgi bir sır değil. Yıllardar bilinen ve dile getirilen bir nokta.

Günlük Sütler dışındakiler az ya da çok süt tozu içeriyor.

AMA ASLA SÜTTOZU İNSüLİN DİRENCİ YAPAR DİYEMEYİZ!!!!! AKSİNE SÜT İÇİNDE BULUNAN YAĞ VE PROTEİNLERİN İNSÜLİN DİRENCİNİN KIRILMASINA - KİLO VERİLMESİNE DESTEK OLDUĞUNU GÖSTEREN YAYINLAR MEVCUT!!!

hatta yurt dışında bazı klinikler saflaştırılmış süt proteinlerini insüin direncini tedavi amaçlı kullanıyor:)

Sağlıkla:KK16:
 
canım sabah dediğin ölçülerde yanlızca süttozu olmadan yaptım.önce az biraz döktüm.bekledimm üstünü kapattım.olmadı kağıda yapıştı.tekrar denedim.daha fazla bekledim pişmesini sonra diğer tarafınıda öyle yaptım.bu sefer oldu.içine jambon yoktu tuzsuz taze lor vardı onu koydum.gayet güzeldi.yanınada salata domates 3-5 zeytin.yedim çok güzeldi ama beni kesmedi.hemen üstüne ilacımı içtim.
bu arada sabah tartıldım.maşallah diyim kendime 3-4 gün önce 72 idim.bugün tuvalete falan çıktıktan sonra tartıldım.69-69.5 arası geldiğimi görünce çok sevindim.verdiğin sitedeki tarifleri inceliyorum eksiklerimi yazıyorum ama nasıl bi yol izleyeceğimi bilmiyorum.sende 5 kilo vermişin bana neler yaptığını nasıl bi yol izlediğini biraz anlatırmısın.sabah öğlen akşam aralarda neler yediğinden bahsedersen sevinirim.burdan yazmak doğrumu bilmiyorum.selen hanımın konusunuda dağıtmak istemiyorum eğer olmazsa özel mesaj olarakt gönderebiliirsin.çok teşekkür ederim :KK16:

Şekerim 5 kilo veren ben değilim, ben de verdim de o arkadaş ben değilim :KK1: Afiyet olsun umarım hoşuna gitmiştir. Benim favori tarifim bu içine ne istersem koyup çeşitlendiriyorum. Mesela dukenella diye bir tarif var. yarım su bardağı süt, 4-5 kaşık tatlandırıcı, 7 kaşık süt tozu. Bunları mikserle güzelce çırpıp 24 saat dolapta dinlendiriyorsun. Al sana çakma nutella. Sonra bu yaptığın krebin arasına koyup içine çilek veya muz ekleyip yiyebilirsin. Al sana çakma waffle. :KK1: Bunlar diyeti esneten şeyler.
 
selen hanım cım. az önce bahsettiğim doktorun form sayfasında bir doktorun ricasıydı. hatta linki veriyorum incelerseniz.
http://beslenmebulteni.com/forum/viewtopic.php?f=19&t=2754

ben alanya da yaşayan kendi halinde bir muhasebeciyim. 6 yıldır sağlıklı beslenme üzerine kişisel araştırmalar yapıyorum doğruyu bulmak adına.
evimde hiçbir rafine gıdaya yer vermiyorum 6 yıldır. 6 yıl öncesine kadar 15-20 günde bir ya ben ya çocuklarım hastaneye taşınırken 6 yıldır hiç hastalanmadık. tek sıkıntım artık şu kilolarımada çare bulmak derken meğer insülin direncim varmış sinsice gizlenmiş.şimdi bundan kökten kurtulmanın yollarını arıyorum. ve bu hastalıktan glisemik indeksi düşük besinlerle kurtulabiliceğime artık inanıyorum. bu konuda dr.metin özata, dr.ahmet aydın ve dr.canan karatay ın yazılarını önerilerini dikkate alıyorum.mart ayında başladığım glisemik indekse dayalı beslenme programı ile ailemde herkez kilo verdi bende dahil.91 den 81 e düştüm şu an. ama direncin kırılması 2-3 ayımı aldı şimdi daha iyiyim. dirence bağlı yakınmalarımda geçti. durum böyle inanın derdim sadece belki faydam olur yoksa çomak sokmak değil. sizi bu konuya eğildiğiniz için ayrıca takdir ve tebrik ediyorum.

Neslihancım çomak sokmak istediğini hiç düşünmedim. Sert Çıktım çünkü burada paylaşılan her bilginin sorumluluğunu hissediyorum!!! Başından beri bilinçli olarak asla marka adı telaffuz etmedim. Şu ilacı bu vitamini kullanın demedim. Herhangi birisine ya da bir üreticiye taraf olabilecek, ticari algılanabilecek her şeyden kaçınmak bu topiğin ana kurallarından biri. Birisi gelip "şunlar şunlar kullanılmalı dediğinde" ne yazıkki aklıma -acaba kim ve amaçla söyledi geliyor.

Bu topiği açarken ve yazarken 15 yıllık meslek hayatımın deneyimlerinin yanında kendi üzerimde deneyip sonuç almadığım hiçbir yöntemi paylaşmadım. Hepinizle bir ortak noktam var. Ben Reaktif Hipoglisemi ve İnsülin Direnci hastasıyım. Ve bu durumun ne bela birşey olduğunu bizzat biliyorum. Bu topiği de bunun için açtım. Ben yaptım kurtuldum ama nasıl yaptım herkes bilsin diye:)

Kaynak gösterildiği sürece buradan bilgi paylaşımına karşı değilim. Paylaşırken doğruluğunu 2 kez kontrol ediniz. Yeni bilgiyi öğrenmek kolay, yanlışı düzeltmek zordur!!!

Neslihancım başarmana çok sevindim. İnşallah hiç bozmaz hep böyle devam edersin. Rafine gıdaların tamamınının İnsülin Direncine yol açtığı şeklinde doğrulanmış bir bilgi yok. Ama buradan yeri gelmişken tüm tarım ilaçlarının ve Monosodyum glutamat (MSG) adlı çin tuzu da denilen maddenin ve mısır şurubunun direkt - kuşkuya yer vermeden insülin direnci oluşturduğu biliniyor. Yediğimiz, içtiğimiz herşeyin etiketini okuma alışkanlığı kazanmamız gerekiyor.

Sağlıkla:KK16:
 
Aksine buraya yazmanızı rica ederim. Seylagazi zaten buradaki yöntemlerden ilham alarak kilo verdiğini söyledi:). Detaylandırmanın hiçbir sakıncası yok!!!

Yaramaz buradan ilaç kullanım şekline bir düzeltme yapmak istiyorum. İlaçlar acıktıkça almak için değil. Bu şekilde kullanırsan hiçbir zaman maksimum yararını göremezsin. Ayrıca her ne kadar yemekten sonra alınır dense de ben bu şekilde önermiyorum. Yemekten 1 saniye önce alıp hemen beklemeden yemek yemeye devam ediniz. Bu şekilde daha çok yararlı olacaktır.

Sağlıkla:KK16:

selen hanım tabi buradan paylaşırım .ben bir sakıncası olabilirmi diye endişe ettim.tamam selen hanım bundan sonra yemekten hemen önce alıp yemeğe başlıcam.gelişmeleri haber veririm.bu arada bugün çok enerjim düşük elim kolum kalkmıyor.yemek yapıcak halim yok birde biraz baş ağrısı ve uyuşukluk var.sabah tartıda 2.5 kilo verdiğimi görünce çok sevindim.ama şimdi çok bitkinim.
bu arada sizin konunuzu ilk günden beri takip ediyorum.ilgiyle okuyorum.o ikibuçuk kiloyu sizlerin sayesinde verdiğimi biliyorum.işin komik tarafı ne yaptığımı bilmiyorum.sadece tatlı yemiyorum ekmeği çok azalttım.zeytinyağınıda az tüketiyorum.ve bol su yaklaşık 4 litre içiyorum.şimdi burdan ve internetten yemekler öğrenmeye çalışıyorum.selen hanım bööyle giderse daha fazla kilo veririm değilmi.inanın bana benim için 50 yada 55 kilo olmak büyük bir hayal 3 yıldır o kadar uğraştım ve yoruldumki
 
X