Dr Selenle İnsülin Direnci, Reaktif Hipoglisemi, Hashimato Troiditi vb sorunlar

yazmayı unuttum selen hanım.akşam yemeği üzerine tatlı,tatlıdan sonra yine acıktığım içim peynir ekmek zytin gibi atıştırmalık.ve sabah kurt gibi aç uyanıyorum.özellikle akşam tatlı yedimmi sabah daha aç uyanıyorum
 
Ummuhumeyra diğer forum cevaplarını da okudum. 109 kilo, pko ve troid sorunları olan birinin İnsülin Direnci olması çok büyük bir olasılıktır!!!! Hiç tahlil yaptırdın mı?

Sağlıkla:KK16:




Hich Sheker ichin tahlil yaptirmadim. Ne shuana kadar gittigim jinekologlar ne bashka doktorlar bunu soylemediler, sadece pko oldugumu ve acil kilo vermem gerektigini soylediler. Iyi de soylemek kolay... Verdikleri sadece dogum kontrol haplari gibi adet duzenleyiciler. Ben senelerdir senede sadece 1 kez adet goruyorum. Bu shishkinlik beni oldurecek. Bir tane daha chocuk istiyorum, olmuyor. :KK43:

Memlekete dondugumde ilk yaptirmak istedigim bu tahliller. Insulin direncim olduguna nerdeyse eminim. Gece Saat 1-de 1 kilo ekleri yiyip oyle uyuyabiliyorum ancak. Sabah uyanir uyanmaz chikolataya saldiriyorum. Her gece eshime chikolatalar, baklavalar aldiriyordum.kesinlikle su ichmez, su yerine kola tuketiyordum..

1 gun bir kach saat gech yemek yedigim ichin shiddetli bashagrilarim bashladi. Vucudumu sanki yariya bolmushler gibi, belden yukarisi terliyor, ayaklarim buz oluyordu, ya da tam tersi.. Bi ushume, bi terleme. Tansiyonum chikti sandim, hemen eczaneye goturdu eshim, tansiyonumu olchmek ichin. Tansiyonum normaldi, eczaci hanim sheker olabilir dedi, tabi ben aklimin ucundan bile gechmezdi ve bana bir tane kesme sheker verdi. Yedim, uzerinden bi kach dakika gechti sheker yedikce duzelmeye bashlamishtim.

Annem sheker sinirda, anneannem diyabet hastasi.. Ben sheker hastasi olmak istemiyorum. Sagligim ichin shuan dikkat ediyorum, spor yapiyorum. Chok kararliyim, saglikli olmak istiyorum. ( pko, triod, karacigerim ve safra kesesi buyumush, bagirsaklarimda sorun var hep ishaldim 1 senedir tuvaletten chikmiyordum, bakteri var ve bagirsak hep toksik vucuda yayiliyor dedi doktor, sachlarim dokuluyor, tuylenmem chok)

Ben iyileshmek, iyi olmak, mutlu olmak istiyorum.
 
Selen hanım merhabaaa size çoook teşekkür ederim tavsiyeleriniz işe yarıyor bir ayda 5 kilom gitti bile:21 beyaz un,şeker,prinç,ve ekmeği tamamen hayatımdan çıkardım yulaf kepeğinden ekmekler krepler kekler yapıyorum araöğünlerimde kuruyemiş kurumeyve yada glisemik indeksi düşük meyveler yoğurt tüketiyorum çook mutluyum ve enerjiğim hala ilaç kullanmıyorum sanırım direnci yavaşyavaş kırıyorum biray daha devam edip tahlillerimi yaptıracağım görüşmek üzere selen hanım tekrar çooook sağolunEn Büyük KK

merhaba seylagazi acaba rica etsem yaptığın yemeklerin tariflerinide verirmisin.örneğin yulaf kepeğinden ekmek kper kekler yapıyorum demişsin .nasıl yaptığını tarif edersen çok seviinirim.ayrıca diğer arkadaşlarda bildikleri değişik tarifleri verirlerse bizim içinde kolaylık olur.
 
Canim ben tarifleri dukantarifleri com sitesinden ve edadukancan int.sitesinden aliyorum okadar cok tarif varki sitede.:KK66:

Kadınlar Kulübü Mobil uygulaması kullanılarak gönderilmiştir.
 
merhaba seylagazi acaba rica etsem yaptığın yemeklerin tariflerinide verirmisin.örneğin yulaf kepeğinden ekmek kper kekler yapıyorum demişsin .nasıl yaptığını tarif edersen çok seviinirim.ayrıca diğer arkadaşlarda bildikleri değişik tarifleri verirlerse bizim içinde kolaylık olur.

Benim ekmek yerine tükettiğim bir tarif vereyim arkadaşım. Ayrıca bağırsaklara da 10numara geliyor. 1 adet yumurta, 2 kaşık yoğurt, 1.5-2 kaşık yulaf kepeği 7 kaşık süt tozu ve yarım çay bardağı sütü karıştırıyorum. Tost makinasının üstüne yağlı kağıdı koyup bu karışımdan ince bir tabaka döküyorum, ve biraz pişmesini bekliyorum sonra üstüne de yağlı kağır çevirip ters çeviriyor ve tost makinasının kapağını kapatıyorum. Pişince çıkarıyorum, için bol lor, marul domates, jambon koyup dürüm yapıyorum. Harika oluyor.
 
Merhaba selin hanım mesajıma cevap vermişiniz.epey bi zaman olmuş teşekkür ederim.size attığım mesajdan bu yana defalarca yeniden yeniden başa döndüm.sabah kahvaltı ara öğünler öğlen aara öğün bunlar iiyi gidiyo ama nasıl akşam oluyo bütün dengem bozuluyor.akşam yemeğini yedikten sonra canım tatlı istiyo.yemeği yerken sorun yok hatta ayy çok geldi deyip yarım bırakıyorum ama yarım saat sonra açım.artık evde ne varsa çikolata şerbetli tatlıı illa olur.en kötüsüde tatlı ne yersem yiyeyim.yarım saat geçmeden kurt gibi acıkıyorum.buna meyvede dahil.artık meyvedende korkuyorum.ara öğünlerde yememeğe çalışıyorum.metaformin ilacınıda alıyorum.inanın çok yoruldum.ne biçim hastalık bu .

Yaramazcım, e bu dediklerin normal:) Bu yemekten hemen sonra acıkma zaten reaktif hipoglisemi. Ama akşam öğününde ne yediğinle de alakalı olabileceğini düşünüyorum.
1- Bu sorunları yaşadığın bir akşam yemeğinde neler yediğini yazar mısın?
2- Meyveyi tek başına yediğin sürece bu kısır döngü devam eder. Ya 1 bardak light süt ya da yarım kase yoğurtla birlikte yemek lazım (topikte daha öncede bahsetmiştim:)
3- Çikolata yemekte sorun yok!!! Ama ŞEKERSİZ ÇİKOLATA olacak! (Artık tüm marketlerde var. Kutusu 5Tl filan. içinden 5 adet ayrı paketlenmiş çukulata var.)
4- Tatlı yemek te sorun değil. Bak topikte baştan beri bir sürü kek, tatlı tarifi var :)
5- Tatlandırıcıyla hazırladığın kakaolu süt te tatlı krizini atlatmakta çok yardımcı olur. özellikle yağı azaltılmış kakao ile yaparsan. Türkiyenin en büyük kakao üreticisi zaten paketinin arkasına minicikte olsa yazıyor:) Yağı alınmış kakao çekirdeklerinden hazırlanmıştır diye:))))).

Hepimiz için geçerli olan bir şey var !!!!!!! Gardımız düşükken yakalanmak!!!! Evde mutlaka hazırda anti silahınız olacak!!!! Yoksa diğer tuzaklara çabucak düşeriz!!! Buzdolabında buzlukta benim mutlaka kek im çukulatam, tatlım hazırdır. Buzdolabımdan yoğurdum eksik olmaz. İlk bulduğum boşlukta buzlukta olsa bile hemen 1 adet kek pişirir koyarım. Yoksa ben de stresli bir günün ardından ya da ara öğünümü kaçırdığımda ya da regl olduğumda ya da grip vb durumda çılgın atıyorum. Mazallah bunlrdan biri hazır olmasa şehrin en ünlü pastanesine 20m uzakta oturan ben o karaorman vişneyi tek başıma bitiririm:KK9: Çünkü kan şekerimiz düştüğü anda akıl tatile çıkar!!!!! Aklımız yerine gelene dek te zaten ooooooo ne varsa yakınımızda bitiriyoruz!!!

Şimdi Yaramazcım bu soru sana: Hiç topikte paylaşılan tariflerden denedin mi? Tatlı krizine girip çılgın attığında bunlardan birini yedin mi? Yediğin zaman kısır döngüğü kırdığını göreceksin. Tekrar tekrar acıkmalarının önüne geçmiş olacaksın. Özellikle kekimi tavsiye ederim. Bütün ailenin yiyebileceği lezzetli bir tarif o. Stevia kullandığın sürece çocuklarda yiyebilir.

Bu söylediklerimi denedikten sonra da şikayetlerin devam ederse çözüm yaratırız.

Sağlıkla:KK16:
 
Hich Sheker ichin tahlil yaptirmadim. Ne shuana kadar gittigim jinekologlar ne bashka doktorlar bunu soylemediler, sadece pko oldugumu ve acil kilo vermem gerektigini soylediler. Iyi de soylemek kolay... Verdikleri sadece dogum kontrol haplari gibi adet duzenleyiciler. Ben senelerdir senede sadece 1 kez adet goruyorum. Bu shishkinlik beni oldurecek. Bir tane daha chocuk istiyorum, olmuyor. :KK43:

Memlekete dondugumde ilk yaptirmak istedigim bu tahliller. Insulin direncim olduguna nerdeyse eminim. Gece Saat 1-de 1 kilo ekleri yiyip oyle uyuyabiliyorum ancak. Sabah uyanir uyanmaz chikolataya saldiriyorum. Her gece eshime chikolatalar, baklavalar aldiriyordum.kesinlikle su ichmez, su yerine kola tuketiyordum..

1 gun bir kach saat gech yemek yedigim ichin shiddetli bashagrilarim bashladi. Vucudumu sanki yariya bolmushler gibi, belden yukarisi terliyor, ayaklarim buz oluyordu, ya da tam tersi.. Bi ushume, bi terleme. Tansiyonum chikti sandim, hemen eczaneye goturdu eshim, tansiyonumu olchmek ichin. Tansiyonum normaldi, eczaci hanim sheker olabilir dedi, tabi ben aklimin ucundan bile gechmezdi ve bana bir tane kesme sheker verdi. Yedim, uzerinden bi kach dakika gechti sheker yedikce duzelmeye bashlamishtim.

Annem sheker sinirda, anneannem diyabet hastasi.. Ben sheker hastasi olmak istemiyorum. Sagligim ichin shuan dikkat ediyorum, spor yapiyorum. Chok kararliyim, saglikli olmak istiyorum. ( pko, triod, karacigerim ve safra kesesi buyumush, bagirsaklarimda sorun var hep ishaldim 1 senedir tuvaletten chikmiyordum, bakteri var ve bagirsak hep toksik vucuda yayiliyor dedi doktor, sachlarim dokuluyor, tuylenmem chok)

Ben iyileshmek, iyi olmak, mutlu olmak istiyorum.

UmmuHumeyracım ben de senin insülin direncin olduğuna neredeyse yemin edebilirim.
Tüm bu anlattıklarınla hepimize sözcü olduğunu düşünüyorum. Hepimizin benzer belirtiler yaşadığını düşünüyorum.
Hangi ülkede yaşıyorsun? Buna göre yardımcı olayım sana. Gerekirse aile hekiminle yazışır tahlillerin yapılmasını sağlarız.)

Sağlıkla:KK16:
 
Benim ekmek yerine tükettiğim bir tarif vereyim arkadaşım. Ayrıca bağırsaklara da 10numara geliyor. 1 adet yumurta, 2 kaşık yoğurt, 1.5-2 kaşık yulaf kepeği 7 kaşık süt tozu ve yarım çay bardağı sütü karıştırıyorum. Tost makinasının üstüne yağlı kağıdı koyup bu karışımdan ince bir tabaka döküyorum, ve biraz pişmesini bekliyorum sonra üstüne de yağlı kağır çevirip ters çeviriyor ve tost makinasının kapağını kapatıyorum. Pişince çıkarıyorum, için bol lor, marul domates, jambon koyup dürüm yapıyorum. Harika oluyor.

Buna bayıldım.) Yarın sabahki kahvaltım belli oldu :KK9:1:
 
Buna bayıldım.) Yarın sabahki kahvaltım belli oldu :KK9:1:

Afiyet olsun Selen hanımcım. Ben de bayılıyorum tadına.

Bu arada ben size ufak bir soru sorsam yine. Şimdi ben tiroit ilacı kullanıyorum. Malum sabahları içtikten sonra en az yarım saat bir şey yememek gerekiyor. 1 saatte beklerim o sorun değil de ben kahvemi içmeden kendime gelemiyorum. Şeker, süt hiç bir şey yok içinde. Zararı olur mu ilacın etkisini azaltmak gibi?
 
Afiyet olsun Selen hanımcım. Ben de bayılıyorum tadına.

Bu arada ben size ufak bir soru sorsam yine. Şimdi ben tiroit ilacı kullanıyorum. Malum sabahları içtikten sonra en az yarım saat bir şey yememek gerekiyor. 1 saatte beklerim o sorun değil de ben kahvemi içmeden kendime gelemiyorum. Şeker, süt hiç bir şey yok içinde. Zararı olur mu ilacın etkisini azaltmak gibi?

Kesin kuraldır Hm22, troid ilaçları hiçbirşeyle karıştırımaz. Kafein olur olmaz şeylere bağlanıp atılmasını sağlayan bir madde. Gereksiz risk almayalım. Ben genellikle başuçlarına koyduruyorum su ve troid ilaçlarını. Gözlerini açar açmaz alıyorlar. e elimi yüzümü yıkayayım duş giyineyim derken zaten o yarım saat geçiyor. Eh ondan sonra oturu afiyetle kahveni içersin:):KK16:
 
Kesin kuraldır Hm22, troid ilaçları hiçbirşeyle karıştırımaz. Kafein olur olmaz şeylere bağlanıp atılmasını sağlayan bir madde. Gereksiz risk almayalım. Ben genellikle başuçlarına koyduruyorum su ve troid ilaçlarını. Gözlerini açar açmaz alıyorlar. e elimi yüzümü yıkayayım duş giyineyim derken zaten o yarım saat geçiyor. Eh ondan sonra oturu afiyetle kahveni içersin:):KK16:

Benim sıralamam biraz bozuk sanırım Selen Hanım. Kendimi kafein bağımlısı gibi hissediyorum. Uyandığım hemen sıcak su için ısıtıcıya basıp ilacımı içiyorum ama madem ilacın etkisini azaltabiliyor güne yarım saat geç başlarım değil mi ? Sağlık önemli sonuçta. :KK16:
 
Benim ekmek yerine tükettiğim bir tarif vereyim arkadaşım. Ayrıca bağırsaklara da 10numara geliyor. 1 adet yumurta, 2 kaşık yoğurt, 1.5-2 kaşık yulaf kepeği 7 kaşık süt tozu ve yarım çay bardağı sütü karıştırıyorum. Tost makinasının üstüne yağlı kağıdı koyup bu karışımdan ince bir tabaka döküyorum, ve biraz pişmesini bekliyorum sonra üstüne de yağlı kağır çevirip ters çeviriyor ve tost makinasının kapağını kapatıyorum. Pişince çıkarıyorum, için bol lor, marul domates, jambon koyup dürüm yapıyorum. Harika oluyor.

Buna bayıldım.) Yarın sabahki kahvaltım belli oldu :KK9:1:

doktorum selam
bu tarifte herşey tamam ama süt tozu ve jambon kesinlikle hatalı bunu iyi biliyorum. rafineri gıda = insülin yüksekliğidir. rafineri her tür gıdadan uzak durmalıyız arkadaşlar.
 
BU ARADA ÇEVREMDEKİTÜM DOKTORLARA İLETMEM RİCA EDİLDİ BU BİLGİLERİ.
ALINTI BİLGİSİ : PRF. DOKTOR AHMET AYDIN A AİT www.beslenmebulteni.com sayfasından alıntıdır

Tüm from üyelerinden ricam aşağıdaki metni ulaşabildiği tüm doktorlara e-postalamaları. Kronik Hastalıklar Dünyayı Tehdit Ediyor “Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler verilerinin, kronik hastalıkları 21. yüzyılın en önemli sağlık sorunu olarak tanımladığını biliyoruz. Zira, kronik hastalıklar bir yandan yüksek ölüm oranları, bir yandan sağlık harcamalarındaki aşırı artış ile sağlık sistemi sürdürülebilirliği için her ülkeye hatta tüm dünyaya önemli bir tehdit oldu. Bunları sadece kendi ülkemizin sorunu olarak değil, tüm dünyanın ortak sorunu olarak algılamalı katılımcılık ve ortak akıl ile global düşünerek analiz etmeliyiz. Analizlerimizde sağlık yönetiminin gerekleri ile akademik doğruları uygulamanın çeşitliliğinde harmonize edebilmeliyiz. Tüm bu süreç sonunda, müdahalelerin hangi alanlarda nasıl ve ne zaman yapılabileceğine ilişkin olarak ise; sektör, akademia ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte seçenek üretilmesi ve bu seçeneklerin karar verici otoritelerle paylaşılması; sonuçlarının kabul edilebilirliği ile kalıcılığına da olumlu katkılar sağlayacaktır. İstanbul Üniversitesi’nin sadece Türkiye Komite Başkanlığı ile değil aynı zamanda uygulamakta olduğu bir pilot ile bu Proje kapsamındaki Türkiye örnekleri arasında yer alması ise bizler için ayrı bir gurur kaynağıdır. İstanbul Üniversitesi olarak, bu güne kadar olduğu gibi bu Proje’de de öncü ve önder rolümüzün bir kez daha gereğini yerine getirilmiş olmasını görmekten son derece mutluyum. Bu bağlamda, toplam 19 ülke ile birlikte Türkiye’de Sürdürülebilir Sağlık İçin Çözüm Arayışı ‘’Kronik Hastalıklarda Sürdürülebilir Uygulamalar’’ projesinde ilgili taraflar olarak bir araya gelen bakanlıklarımıza, yetkililere, öğretim üyelerimize çok teşekkür ediyorum.” TC Sağlık Bakanı Prof. Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak konu ile ilgili çalışmalarını anlattı. Sağlık Sektörüne yeni başkanlık geleceğini belirten Müezzinoğlu, Maliye, Kalkınma, Milli Eğitim, Bilim Sanayi ve Teknoloji bakanlarının, Sağlık Bakanı Başkanlığı’nda bir araya geleceklerini belirtti. “Yeni bir yapılanma ile Sağlık Bilimleri Yüksek Teknoloji Başkanlığı ismiyle yeni bir yasal düzenleme ile Türkiye’de tıbbi araştırmalara ve tıbbi çalışmalara verilecek destek, ilaç sanayii ve ilaç üretimine verilecek destek, tıbbi teknolojiye ve tıbbı teknolojideki dinamiklere verilecek destek ile ilgili yeni bir yasal düzenlemeyi bir ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunacak ve bu anlamda Türkiye’nin 2023 vizyonuna Türkiye’yi bölgede sağlıkta merkez olabilecek bir hedefe ulaşmayı birlikte başaracağız.” dedi. Toplantıya katılan akademisyen ve sağlık sektörü temsilcileri sürdürülebilir sağlık politikalarının önemini güncel örnekler üzerinden açıkladı. Kronik Rahatsızlıklar Ölüme Yol Açıyor Paylaşılan verilere göre dünyada kronik hastalara bağlı ölümlerin oranı 2015 yılında yaklaşık olarak 41 milyona ulaşacak. Bu rakama bağlı ölüm hızının yılda yüzde 2 oranında azaltılması durumunda 36 milyon ölümün önüne geçilebileceği belirtildi. 2000 yılındaki toplam ölümlerin %71&#8242;inin nedeni olarak kronik rahatsızlıklar belirlendi. Sadece diyabet hastalığının Türkiye’deki kamu giderlerine maliyetinin 13 milyar TL olduğunu belirten uzmanlar, Romatoid, Artrit, spondilit gibi hastalıkların ülke ekonomisine getirdiği kaybın 4.3 milyar Euro olduğu açıklandı. Türkiye’de 15 yaş ve üzerindekilere yönelik araştırmada yüzde 13.2 oranda hipertansiyon, yüzde 12.8 oranda bel bölgesi kas iskelet sistemi problemleri, yüzde 9.1 oranında romatizmal eklem hastalığı, yüzde 7.7 oranda mide ülseri ve yüzde 6.8 oranında da diyabet rahatsızlığı olarak tespit edildiği belirtildi. Sunum ve konuşmaların ardından soru ve cevap bölümüne geçilerek program sonlandırıldı. İÜ Basın ve Halka İlişkiler Müdürlüğü Bu Bağlamda da var gücüyle çalışan Sayın Prof.Dr.Ahmet Aydın hocamın yolunda giderek.Kronik hastalıkların azaltılmasına yönelik kampanyayı başlatmış durumdayım.İnanın çok hızlı geri dönüşler alınabilmektedir.Aşağıda hazırladığım bülten doktorlarımıza yönelik,onları araştırmaya itecek,bu konularda kendilerini ve arkadaşlarını sorgulamalarını rica ediyorum. ÖNEMİNİ BİLMEDİKLERİMİZ D VİTAMİNİ 13.05.2014 İnsanlık modernleştikçe ve teknoloji geliştikçe çağımızda kronik hastalıklarda artışlar olmaktadır.Beslenmemizin ve bazı alışkanlıklarımızın değişimi ile bunu birazda bizler farkında olmadan yapmaktayız yada bizlere dayatılmaktadır. D vitamini,omega-3 ve bağırsak sızdırmazlığını sağlıyan probiyotiklerin yeterince olmaması;Vücudumuzu dirençsiz bırakmakta,hastalıklarının gelişimini engelleyememektedir. D vitaminin önemi yeterince öne çıkarılamadığı için önce bu konuyu ele almak istiyorum.Kim bilebilirdi ki her gün duş alıp yıkanmanın bizi d vitamininden yoksun kılacağını. D vitamininin önemini kavrayıp kitlelerin bu yönde bilinçlendirilmesine katkı sağlamak bizlere düşen insanlık borcudur.Ulusal Ekonomiye katkıdır. Bu da en çok bağırlarımıza bastığımız doktorlarımızın üzerine düşmektedir. GÜNEŞTEN NEDEN D VİTAMİNİ ALAMIYORUZ 1-D vit. Sentezini yapabilen uvb ışınlarıdır.Bu da güneşin dik düştüğü,öğle saatlerinde etkilidir.Gölgemizin boyu kendi boyumuzdan kısa olduğu sürece güneşten d vit. sentezini başlatabiliriz. 2-Güneşlendikten sonra 48 saat içerisinde sıcak su ile ve sabunla ,duş jeli ile yıkanmamamız ,saunaya girmememiz gerekir.Yoksa başlamış olan d vit.sentezi terle,sabunla deri yağlarıyla akıp gider. 3-Öğlen 20-60 dk.kol yada bacağımızın bile güneşlenmesi yeterlidir.Bütün gün güneşlenirsek öğleden önce ve öğleden sonra aktif olan uva ışınları daha uzun ve güçlü boylu olduğu için ,uvb ışınlarının oluşturmuş olduğu sentezin kırılmasına ,bozulmasına yol açmaktadır. 4-Güneşlenirken gözümüzde güneş gözlüğü varsa yine d vit.sentezi oluşmuyor.Çünkü derimizdeki d vitamini reseptörleri göz bebeklerimizden açılıyor. 5-Bronzlaşmış deriler d vitamini oluşturamıyor yada çok az oluşturuyor. 6-Güneş kremi yada sütü sürülen ciltlerde d vitamini oluşturamıyor. 7-Cam arkasında bronzlaşabilinir ama d vit. sentezi başlıyamaz.Çünkü uvb ışını cama değince dağılır. 8- Kapalı havalarda yanabiliriz ama uvb ışını daha kısa dalga boyu olduğu için kırınıma uğrar, etkili olamaz. D VİTAMİNİ SENTEZİ NASIL GERÇEKLEŞİYOR Derimizde bulunan kolesterol ve kükürt,radyasyonun hücre DNA sı üzerine olan toksit etkisinden korunmamızı sağlar.Güneş ışınları(uvb) kolesterol ve kükürdün oksitlenmesini sağlıyarak d vitamini sentezini derimizin derinliklerinde başlatır.Derimizde ilk önce kolekalsiferol(cc)denilen inaktif vitamin D3’e dönüşüyor.Yağ bezelerinin salgılanmasıyla deri yüzeyine çıkar ve 48 saat içerisinde emilerek kana karışır. Ağızdan yada enjeksiyonla alınan d vitaminleri sülfatsızdırlar ve yağda erirler.Bu yüzden kanda dolaşabilmesi için LDL-kolesterole gereksinim duyarlar. 48 saat içinde karaciğerde kolekalsiferol’ü (cc) , 25-hidroksikolekalsiferol’e(25-HCC,kalsidiol)dönüşür.Bağırsaklara safra ile atılır.İnce bağırsaktan tekrar emilerek kana geçer.25-HCC(kalsidiol)böbrekte ikinci kez hidroksilazyona uğrar ve 1.25 dehidroksikolekalsiferol’e (kalsitriol) dönüşür.1.25dehidroksi vitamin D hücre çekirdeğine girerek VDR ile birleşir.A vitamini D vit. aktivasyonunu sağlar.VDR/RXR kompleksi 1.25 dihidroksi vitamin D nin varlığında DNA nın küçük dizilerinde bağlanır.Bu dizilere D vitaminine cevap veren elementler (VDRE)denir.VDRE ler çok sayıda genin aktivasyonunu sağlar. D vitamini deride güneş ışının enerjisi ile sülfata bağlanır.Bu haliyle d vitamini suda çözünebildiği için kolayca tüm hücrelere taşınabilir.Bu yüzden yağda eriyen d vitaminlere göre daha aktiftirler.D vitamini ilgili reseptörlere varıp içeriye girerken sülfat bağından ayrılır.Bu ayrılma sırasında bir enerji açığa çıkar.Bu adeta bir güneş pili gibidir.(Güneşlenmeden sonraki 2 gün kişide hararet basmasının nedeni bu olsa gerek.) Bazı Durumlarda da D vitamini Oluşumunu Azaltır 1-A vitamini fazlalığı D vit. faydasını azaltmaktadır.A vit. azlığıda D vit. normal fonksiyonlarını yerine getirememektedir. 2-Yağsız beslenen yada yağ emilimi zayıf olanlarda bağırsaklardan D vit. emilimi zayıf olacaktır. 3-D vit.yağda eridiği için,safra tuzlarına ve onun akımına ihtiyaç duyar.Bu yüzden karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarında D vit. gereksinmesi artar. D vitamini genlerimizin %10 nu aktive eder bu da 2000 in üzerinde gen demektir. D Vit. Kemik Dışı Başlıca Fonksiyonları: 1-Hücre farklılaşmasını uyararak,kanser oluşumunu engeller. 2-Kalsitriol dogal bağışıklığı güçlendirirken,otoimmün hastalıkların gelişimini de engeller. 3-D vit. eksikliği insülin salğılanması azaltır. 4-Aşırı sitokin faaliyetleri baskılıyarak enflamasyonu engeller.Lökositlerden salğılanan enflamatuar maddeleri azaltır. 5-İnfeksiyona maruz kalındığında mikrop öldürücü peptitleri üretirler.Geniş spektrumlu antibiyotikler gibi etkiliyorlar.Mikroorganizmaların hücre duvarını tahrip ederler. D VİTAMİNİ RESEPTÖRLERİNİN (VDR) BULUNDUĞU YERLER Sitoplazmalarında yada çekirdeklerinde D vit. reseptörleri olan doku ve hücreler: Beyin,mide,kalp,pankreas,aktive T ve B lenfositleri,prostat,meme,kolon,deri,gonadlar gibi kemik,ince bağırsak,damarların düz kaslarında,damar iç gömleği(edotel)hücrelerinde,kalp kasında,kalp kas hücrelerinde(miyosit),karaciğer,hipofiz,plasenta,kıkırdak,deri ,fibroblastları,monosit(dolaşan),nöron,yumurtalık,endotel(aort),mide(endokrin hücreler),paratiroid,keratonosit de bulunur. D VİT. NOKSANLIĞINA BAĞLI HASTALIKLAR Raşitizm,osteomalası,tüberküloz,grip ve diğer infeksiyonlar,romatoid artrit,mültilskleroz,şizofreni,astım,kalp yetmezliği,hipertansiyon,otizm,kanser,tip1 diyabet, obezite,konşenital anomali,anemi,immün yetersizlik,otoimmün hastalıklar(lupus,siroz,hepatit,crohn hastalığı,hoşimoto tiroid),alerjik hastalıklar,kistik fibroz. D vitamini adet öncesi gerginlik,kas yorgunluğu,kemik ağrılarına da iyi gelir.Bağırsaklardan kalsiyum ve fosfor emilimini de arttırır. D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN NEDEN OLDUĞU KANSERLER • Meme • Kalın bağırsak • Dölyatağı • Yemek borusu • Yumurtalık • Hodgkin lenfoma • Hodgkin-dışı lenfoma • Mesane • Mide • Safra kesesi • Pankreas • Prostat • Rektum • Böbrek • Testis • Vulva D VİTAMİNİ DOZU NE OLMALIDIR Yetersizliğin derecesi 25(OH) D vitamini düzeyi Ağır D vitamini yetersizliği (raşitizm, osteomalasi)Marjinal D vitamini yetersizliği Gizli D vitamini yetersizliği Normal D hipervitaminozu <25 nmol/L (10ng/mL)25-40 nmol/L (10-16ng/mL) 40-100 nmol/L (16-40ng/mL) 100-275 nmol/L (40-110ng/mL) >400 nmol/L (>160ng/mL) ÇOCUKLAR İÇİN GÜNLÜK D VİT.DOZ ÖNERİSİ Tartı D vitamini dozu <12.5kg12.5-25kg 25-37.5kg 37.5- 50kg 50kg dan fazla 1000IU (15µg) 1000-2000IU (15-30µg) 2000-3000IU (30-45µg) 3000-4000 IU (45-60µg) YETİŞKİNLER İÇİN GÜNLÜK DOZ ÖNERİSİ Ortalama 5000 IU /gün dür.Bu da 2 ayda bir 300.000 IU LUK serum demektir. Not:Kullanmadan önce doktorunuza danışınız ve tahlil yaptırınız. ALİ SİNAN KAYNAK Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beslenme ve metabolizma Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Ahmet Aydın-Beslenme Bülteni Bütün yönleri ile d vitamini-1 ve2 KAYNAKLAR 1. Chen TC, Persons KS, Lu Z, Mathieu JS, Holick MF. An evaluation of the biologic activity and vitamin D receptor binding affinity of the photoisomers of vitamin D3 and previtamin D. J Nutr Biochem.2000; 11: 267-272. 2. Holick MF. Vitamin D: importance in the prevention of cancers, type 1 diabetes, heart disease, and osteoporosis. Am J Clin Nutr. 2004;79(3):362-371. 3. Griffin MD, Xing N, Kumar R. Vitamin D and its analogs as regulators of immune activation and antigen presentation. Annu Rev Nutr. 2003;23:117-145 4. Borissova AM, Tankova T, Kirilov G, Dakovska L, Kovacheva R. The effect of vitamin D3 on insulin secretion and peripheral insulin sensitivity in type 2 diabetic patients. Int J Clin Pract. 2003;57(4):258-261. 5. Liu PT, Stenger S, Li H et al. Toll-Like Receptor Triggering of a Vitamin D-Mediated Human Antimicrobial Response Science. 2006;311(5768):1770-3. 6. Vieth R. “The Pharmacology of Vitamin D, Including Fortification Strategies. In Feldman D, Pike JW, Glorieux FH, eds, Vitamin D: Second Edition, Burlington: Elsevier Academic Press (2005) 995-1015. 7. Trang HM, Cole DE, Rubin LA, Pierratos A, Siu S, Vieth R. Evidence that vitamin D3 increases serum 25-hydroxyvitamin D more efficiently than does vitamin D2. Am J Clin Nutr, 1998; 68: 854-8. 8. Armas LA, Hollis BW. Heaney RP. Vitamin D2 Is Much Less Effective than Vitamin D3 in Humans. J Clin Endocrinol Metab.2004; 89(11): 5387-5391. 9. Heaney RP, Recker RR, Grote J, Horst RL, Armas LA. Vitamin D(3) is more potent than vitamin D(2) in humans. J Clin Endocrinol Metab. 2011;96(3):E447-52. 10. Axelson M. 25-Hydroxyvitamin D3 3-sulphate is a major circulating form of vitamin D in man,” FEBS Letters 1985; 191 (2): 171-175 11. http://articles.mercola.com/sites/artic ... ulfur.aspx 12. Lakdawala DR, Widdowson EM. Vitamin D in Human Milk. The Lancet 1977; 309, (8004):167-168. 13. Boulch Le N, Cancela L, Miravet L. Cholecalciferol sulfate identification in human milk by HPLC. Steroids. 1982;39 (4): 391-398 14. Binkley N, Novotny R, Krueger D, Kawahara T, Daida YG, Lensmeyer G, Hollis BW, Drezner MK. Low vitamin D status despite abundant sun exposure. J Clin Endocrinol Metab.2007;92(6):2130-5. 15. Johnson FS, Mo T, Green AES. Average latitudinal variation in ultraviolet radiation at the Earth’s surface. Photochem. Photobiol. 1976;23:179–88 16. Yuen AW, Jablonski NG. Vitamin D: in the evolution of human skin colour. Med Hypotheses. 2010;74(1):39-44. 17. Nesby-O’Dell S, Scanlon KS, Cogswell ME, Gillespie C, Hollis BW, Looker AC, Allen C, Doughertly C, Gunter EW, Bowman BA. Hypovitaminosis D prevalence and determinants among African American and white women of reproductive age: third National Health and Nutrition Examination Survey, 1988-1994. Am J Clin Nutr. 2002;76(1):187-92 18. Holick MF. Vitamin D: A Millenium Perspective. J Cell Biochem. 2003;88(2):296-307. 19. Holick MF: Environmental factors that influence the cutaneous production of vitamin D. Am J Clin Nutr. 1995 Mar; 61(3 Suppl):638S-645S 20. Adams JS, Clemens TL, Parrish JA, Holick MF. Vitamin-D synthesis and metabolism after ultraviolet irradiation of normal and vitamin-D-deficient subjects. N Engl J Med 1982;306(12):722-5 21. Krause R, Buhring M, Hopfenmuller W, Holick MF, Sharma AM. Ultraviolet B and blood pressure. Lancet 1998;352:709–10. 22. Tjellesen L, Hummer L, Christiansen C, Rodbro P. Serum concentration of vitamin D metabolites during treatment with vitamin D2 and D3 in normal premenopausal women. Bone Miner 1986;1:407–13. 23. Sutton AL, MacDonald PN. Vitamin D: more than a “bone-a-fide” hormone. Mol Endocrinol. 2003;17(5):777-791. 24. Valdivielso JM, Fernandez E.Vitamin D receptor polymorphisms and diseases. Clin Chim Acta. 2006 Sep;371(1-2):1-12. Schnatz PF, Nudy M, O’Sullivan DM, Jiang X, Cline JM, Kaplan JR, Clarkson TB, Appt SE. The quantification of vitamin D receptors in coronary arteries and their association with atherosclerosis. Maturitas. 2012 Apr 26. 25. Liel Y, Shany S, Smirnoff P, Schwartz B Estrogen increases 1,25-dihydroxyvitamin D receptors expression and bioresponse in the rat duodenal mucosa. Endocrinology. 1999 Jan;140(1):280-5. 26. Cannell JJ, Vieth R, Willett W, Zasloff M, Hathcock JN, White JH, Tanumihardjo SA, Larson-Meyer DE, Bischoff-Ferrari HA, Lamberg-Allardt CJ, Lappe JM, Norman AW, Zittermann A, Whiting SJ, Grant WB, Hollis BW, Giovannucci E. Cod liver oil, vitamin A toxicity, frequent respiratory infections, and the vitamin D deficiency epidemic. Ann Otol Rhinol Laryngol. 2008;117(11):864-70. 27. Rohde CM, Manatt M, Clagett-Dame M, DeLuca HF.Vitamin A antagonizes the action of vitamin D in rats. J Nutr. 1999;129(12):2246-50. 28. Haddad JG, Chyu KJ. Competitive protein-binding radioassay for 25-hydroxycholecalciferol. J Clin Endocrinol Metab. 1971;33(6):992-5. 29. Luxwolda MF, Kuipers RS, Kema IP, Janneke Dijck-Brouwer DA, Muskiet FA. Traditionally living populations in East Africa have a mean serum 25-hydroxyvitamin D concentration of 115 nmol/l. Br J Nutr. 2012:1-5. 30. Vieth R: Vitamin D supplementation, 25-hydroxyvitamin D concentration, and safety. Am J Clin Nutr. 1999;69:842-56 31. Holick MF. Noncalcemic actions of 1,25-dihydroxyvitamin D3 and clinical applications. Bone 1995;17(suppl):107S–11S. 32. Dawson-Hughes B, Harris SS, Krall EA, Dallal GE. Effect of calcium and vitamin D supplementation on bone density in men and women 65 years of age or older. N Engl J Med 1997;337:670–6. 33. Hollis BW. Circulating 25-hydroxyvitamin D levels indicative of vitamin sufficiency: Implications for establishing a new effective DRI for vitamin D. J Nutr. 2005;135:317–322. 34. Hollis BW, Wagner CL, Drezner MK, Binkley NC.Circulating vitamin D3 and 25-hydroxyvitamin D in humans: An important tool to define adequate nutritional vitamin D status. J Steroid Biochem Mol Biol. 2007;103(3-5):631-4. 35. Krause R, Buhring M, Hopfenmuller W, Holick MF, Sharma AM. Ultraviolet B and blood pressure. Lancet 1998;352:709–10. 36. Dietary Reference Intakes for Calcium, Phosphorus, Magnesium, Vitamin D, and Fluoride, Standing Committee on the Scientific Evaluation of Dietary Reference Intakes, Food and Nutrition Board, Institute of Medicine, 1997 37. Gomez Alonso C, Naves Diaz M, Rodriguez Garcia M, Fernandez Martin JL, Cannata Andia JB: Review of the Concept of “sufficiency” and “insufficiency” of Vitamin D. Nefrologia. 2003;23 Suppl 2:73-7 38. Dawson-Hughes B, Harris SS, Krall EA, Dallal GE. Effect of calcium and vitamin D supplementation on bone density in men and women 65 years of age or older. N Engl J Med 1997;337:670–6. 39. Kinyamu HK, Gallagher JC, Rafferty KA, Balhorn KE. Dietary calcium and vitamin D intake in elderly women: effect on serum parathyroid hormone and vitamin D metabolites. Am J Clin Nutr 1998;67:342–8 40. Linhares E, Jones D, Round J, Edwards RH: Effect of nutrition on vitamin D status: studies on healthy and poorly nourished children. Am J Clin Nutr. 1984:39(4):625-630 41. Heaney RP, Davies KM, Chen TC, Holick MF, Barger-Lux MJ: Human serum 25-hydroxycholecalciferol response to extended oral dosing with cholecalciferol. Am J Clin Nutr. 2003;77:204-10 42. Zittermann A: Vitamin D in preventive medicine: are we ignoring the evidence? Br J of Nutr. 2003;89:552-572 43. Holick M: Vitamin D; A millennium Perspective. J Cell Biochem. 2003;88:296-307 44. http://www.naturalnews.com/023356_Vitam ... z1wpvwqjem 45. Reid D, Toole BJ, Knox S, Talwar D, Harten J, O’Reilly DS, Blackwell S, Kinsella J, McMillan DC, Wallace AM. The relation between acute changes in the systemic inflammatory response and plasma 25-hydroxyvitamin D concentrations after elective knee arthroplasty. Am J Clin Nutr. 2011;93(5):1006-11. 46. Heaney RP, Davies KM, Chen TC, Holick MF, Barger-Lux MJ: Human serum 25-hydroxycholecalciferol response to extended oral dosing with cholecalciferol. Am J Clin Nutr. 2003;77:204-10 47. Haddad, J. G. Matsuoka, L. Y. Hollis, B. W. Hu, Y. Z. Wortsman, J. “Human Plasma Transport of Vitamin D after Its Endogenous Synthesis. J Clin Invest. 1993; 91: 2552-2555. 48. Hasanoğlu A, Özalp İ, Özsoylu Ş, Anne ve kordon kanında 25-hidroksikolekalsiferol düzeyleri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi. 1981; 24:207-222 49. Aydın A, Ilıkkan B, Haktan M, Kavunoğlu G. Doğum sırasında annelerdeki D vitamini düzeyi ve bu düzeylerin mevsimlerle ilişkisi. XXVII. Türk Pediatri Kongresi Kitabı, Ünal Ofset 1988: 53. 50. Alagöl F, Shihadeh Y, Boztepe H, Tanakol R, Yarman S, Azizlerli H, Sandalcı O. Sunlight exposure and vitamin D deficiency in Turkish Women. J Endocrinol Invest 2000;23:173-7 51. Andıran N, Yordam N, Özon A. The risk factors for Vitamin D Deficiency in Breast-fed Newborns and their mothers. Nutrition 2002;18:47-50 52. Pehlivan İ, Hatun Ş, Aydoğan M Babaoğlu K, Türker G, Gökalp AS. Maternal serum vitamin D levels in the third trimester of pregnancy. Turk J Med Sci 2002;32:237-241. 53. Annede D vitamini eksikliğinin değerlendirilmesi. Erol M, İşman FK, Kucur M, Hacıbekiroğlu E. Turk Ped Arş. 2007; 42: 29-32 54. Sarıkaya S, Çam H, Aydın A, Haktan M. Annede ve erken yenidoğan dönemindeki bebeklerde kan Ca, P, Mg, PTH ve vitamin D düzeyleri. İst Çocuk Kliniği Dergisi (Pediatri Arşivi). 1992: 3-4:92-7 55. Onal H, Adal E, Alpaslan S, Ersen A, Aydın A. Is daily 400 IU of vitamin D supplementation appropriate for every country: a cross-sectional study. Eur J Nutr. 2010;49(7):395-400. 56. Eyles D, Brown J, Mackay-Sim A, McGrath J, Feron F: Vitamin D3 and brain development. Neuroscience. 2003;118(3):641-53 57. http://www.beslenmebulteni.com/bes/inde ... Itemid=398 58. Visser M, Deeg DJ, Puts MT, Seidell JC, Lips P. Low serum concentrations of 25-hydroxyvitamin D in older persons and the risk of nursing home admission. AmJ Clin Nutr 2006;84:616–622. 59. Virtanen JK, Nurmi T, Voutilainen S, Mursu J, TuomainenTP. Association of serum 25-hydroxyvitamin D with the risk of death in a general older population in Finland. Eur J Nutr. 2011; 50:305–312 60. Melamed ML, Michos ED, Post W, Astor B. 25-Hydroxyvitamin D levels and the risk of mortality in the general population. Arch Intern Med. 2008;168:1629–1637 61. Hutchinson MS, Grimnes G, Joakimsen RM, Figenschau Y, JordeR. Low serum 25-hydroxyvitamin D levels are associated with increased all-cause mortality risk in a general population: the Tromso study. Eur J Endocrinol. 2010; 162:935–942 62. Semba RD, Houston DK, Ferrucci L, Cappola AR, Sun K, Guralnik JM, Fried LP. Lowserum 25-hydroxyvitamin D concentrations are associated with greater all-cause mortality in older communitydwelling women. Nutr Res. 2009; 29:525–530 63. Dobnig H, Pilz S, Scharnagl H, Renner W, Seelhorst U, Wellnitz B, Kinkeldei J, Boehm BO, Weihrauch G, MaerzW. Independent association of low serum 25-hydroxyvitamin D and 1,25-dihydroxyvitamin D levels with all-cause and cardiovascular mortality. Arch Intern Med 2008;168:1340–1349 64. Kestenbaum B, Katz R, de Boer I, Hoofnagle A, Sarnak MJ, Shlipak MG, Jenny NS, Siscovick DS. Vitamin D, parathyroid hormone, and cardiovascular events among older adults. J Am Coll Cardiol 2011. 58:1433–1441 65. Durup D, Jørgensen HL, Christensen J, Schwarz P, Heegaard AM, Lind B. A Reverse J-Shaped Association of All-Cause Mortality with Serum 25-Hydroxyvitamin D in General Practice, the CopD Study. J Clin Endocrinol Metab. 2012 May 9. 66. Michaëlsson K, Baron JA, Snellman G, Gedeborg R, Byberg L, Sundström J, Berglund L, Arnlöv J, Hellman P, Blomhoff R, Wolk A, Garmo H, Holmberg L, Melhus H. Plasma vitamin D and mortality in older men: a community-based prospective cohort study. Am J Clin Nutr. 2010 Oct;92(4):841-8. Epub 2010 Aug 18. 67. Brustad M, Braaten T, Lund E. Predictors for cod-liver oil supplements use–the Norwegian Women and Cancer Study. Eur J Clin Nutr. 2004 Jan;58(1):128-36. 68. Seeman E. Evidence that calcium supplements reduce fracture risk is lacking. Clin J Am Soc Nephrol. 2010;5 Suppl 1:S3-11. 69. Bolland MJ, Avenell A, Baron JA, Grey A, MacLennan GS, Gamble GD, Reid IR. Effect of calcium supplements on risk of myocardial infarction and cardiovascular events: meta-analysis. BMJ. 2010 Jul 29;341:c3691. doi: 10.1136/bmj.c3691. 70. Bolland MJ, Grey A, Avenell A, Gamble GD, Reid IR. Calcium supplements with or without vitamin D and risk of cardiovascular events: reanalysis of the Women’s Health Initiative limited access dataset and meta-analysis. BMJ. 2011 Apr 19;342:d2040. doi: 10.1136/bmj.d2040. 71. http://tanningbeds.mercola.com/ 72. Lam TS, Abergel RP, Meeker CA, Castel JC, Dwyer RM, Uitto J. Laser stimulation of collagen synthesis in human skin fibroblast cultures. Lasers Life Sci. 1986;1:61–77. 73. Russell BA, Kellett N, Reilly LR. A study to determine the efficacy of combination LED light therapy (633 nm and 830 nm) in facial skin rejuvenation. J Cosmet Laser Ther. 2005 Dec;7(3–4):196–200. 74. Goldberg DJ, et al. Combined 633-nm and 830-nm led treatment of photoaging skin. J Drugs Dermatol. 2006;5(8):748–53. 75. Geller AC, Rutsch L, Kenausis K, Selzer P, Zhang Z. Can an hour or two of sun protection education keep the sunburn away? Evaluation of the Environmental Protection Agency’s Sunwise School Program. Environ Health. 2003;2(1):13. 76. Finkel E. Sorting the hype from the facts in melanoma. Lancet, 1998. 351(9119) 77. Ness AR, Frankel SJ, Gunnell DJ, Smith GD. Are we still dying for a tan? J Cosmetic Dermatology, 2002.1: 43-46. 78. Godar DE, Landry RJ, Lucas AD. Increased UVA exposures and decreased cutaneous Vitamin D(3) levels may be responsible for the increasing incidence of melanoma. Med Hypotheses. 2009;72(4):434–43. 79. Håkansson N, Floderus B, Gustavsson P, Feychting M, Hallin N. Occupational sunlight exposure and cancer incidence among Swedish construction workers. Epidemiology, 2001.12(5): 552-7. 80. Kaskel P, Sander S, Kron M, Kind P, Peter RU, Krähn G. Outdoor activities in childhood: a protective factor for cutaneous melanoma? Results of a case-control study in 271 matched pairs. Br J Dermatol, 2001.145(4): 602-9. 81. Elwood J. Melanoma and sun exposure. Seminars in Oncology, 1996. 23(6): 650-666. 82. Gasparro FP. Sunscreens, skin photobiology, and skin cancer: the need for UVA protection and evaluation of efficacy. Environ Health Perspect. 2000;108 Suppl 1:71-8. 83. Dangoisse C. Dermo-cosmetics and prevention of skin aging. Rev Med Brux. 2004;25(4):A365-70. 84. Rivers J. Is there more than one road to melanoma? Lancet, 2004. 363: 728-30. 85. Elwood J, Gallagher R. Body site distribution of cutaneous malignant melanoma in relationship to patterns of body exposure. Int J Cancer, 1998. 78(3): 276-80. 86. Koh, H et al. Prevention and early detection strategies for melanoma and skin cancer. Arch Dermatol, 1996;132:436-442. 87. Begg CB. The search for cancer risk factors: when can we stop looking? Am J Public Health, 2001;91(3): 360-4. 88. Shors AR et al. Melanoma risk in relation to height, weight, and exercise (United States). Cancer Causes Control, 2001; 12(7): p599-606. 89. G ran W. Melanoma has a complex etiology that includes UV exposure, skin pigmentation and type, diet and obesity. British Medical Journal, 2003;327: 1306. 90. Liu G, Bibus DM, Bode AM, Ma WY, Holman RT, Dong Z. Omega 3 but not omega 6 fatty acids inhibit AP-1 activity and cell transformation in JB6 cells. PNAS 2001; 98(13 ): 7510-5 91. Wagner RF, DiSorbo DM, Nathanson L. Nutrition and melanoma. Int J Dermatol. 1984; 23: 453-7 92. Sarveiya V, Risk S, Benson HAE. Liquid chromatographic assay for common sunscreen agents: application to in vivo assessment of skin penetration and systemic absorption in human volunteers. Journal of Chromatography B 2004;803(2): 225-31 93. Mercola J. http://www.mercola.com/2004/may/26/summer_sun.htm 94. http://en.wikipedia.org/wiki/Potential_ ... _sunscreen 95. http://www.fastcompany.com/1651665/envi ... use-cancer 96. Lefkowitz ES, Garland CF. Sunlight. Vitamin D, and ovarian cancer mortality rates in US women. Int J Epidemiol 1994;23:1133–6. 97. Martinez ME, Giovannucci EL, Colditz GA, et al. Calcium, vitamin D, and the occurrence of colorectal cancer among women. J Natl Cancer Inst 1996;88:1375–82. 98. Hanchette CL, Schwartz GG. Geographic patterns of prostate cancer mortality. Evidence for a protective effect of ultraviolet radiation. Cancer 1992;70:2861–9. 99. Ainsleigh HG. Beneficial effects of sun exposure on cancer mortality. Prev Med 1993;22:132–40. 100. Mawer EB, Hayes ME, Heys SE, et al. Constitutive synthesis of 1, 25-dihydroxyvitamin D3 by a human small cell lung cell line. J Clin Endocrinol Metab 1994;79:554-60. 101. Garland CF, Comstock GW, Garland FC, Helsing KJ, Shaw EK, Gorham ED.Serum 25-hydroxyvitamin D and colon cancer: eight-year prospective study. Lancet. 1989;2(8673):1176-8. 102. Majewski S, Kutner A, Jablonska S. Vitamin D analogs in cutaneous malignancies. Curr Pharm Des. 2000;6(7):829-38. 103. Braun MM, Tucker MA. A role for photoproducts of vitamin D in the etiology of cutaneous melanoma? Med Hypotheses. 1997;48(4):351-4. 104. Tangpricha V, Flanagan JN, Whitlatch LW, et al. 25-hydroxyvitamin D-1-hydroxylase in normal and malignant colon tissue. Lancet 2001;357:1673-4. 105. Cross HS, Bareis P, Hofer H, Bischof MG, Bajna E, Kriwanek S. 25-Hydroxyvitamin D3-1-hydroxylase and vitamin D receptor gene expression in human colonic mucosa is elevated during early cancerogenesis. Steroids 2001;66:287-92. 106. Grant W. An estimate of premature cancer mortality in the USA due to inadequate dose of solar UV-B radiation. Cancer 2002;94:1867-75
 
Sevgili doktorum ayrıca insülinle direk bağlantılı b-12,omega3 ve d vitaminleri hakkında neler paylaşacaksınız. Bu vitamin eksiklikleri insülin direncinde paralel paydaya sahipmiş. Fikrinizi merak ediyorum sevgiler
 
Benim sıralamam biraz bozuk sanırım Selen Hanım. Kendimi kafein bağımlısı gibi hissediyorum. Uyandığım hemen sıcak su için ısıtıcıya basıp ilacımı içiyorum ama madem ilacın etkisini azaltabiliyor güne yarım saat geç başlarım değil mi ? Sağlık önemli sonuçta. :KK16:

En önemlisi SAĞLIK!!! Sağlıklıysan hayat daha kolay:) ondan zaten sağlıkla:KK16:
 
doktorum selam
bu tarifte herşey tamam ama süt tozu ve jambon kesinlikle hatalı bunu iyi biliyorum. rafineri gıda = insülin yüksekliğidir. rafineri her tür gıdadan uzak durmalıyız arkadaşlar.

:)))) Neslihank4 , rafine gıda= insülin yüksekliği denklemine katılamayacağım. Bu hipotezi destekleyen tek bir makale dahi okumadım!!!!! Yani tıbbi kanıtı yok!!!!

Genel sağlıklı beslenme eğilimleri içinde nitratlı gıdalardan kaçınmak esastır. Yani jambon iyi bir seçim olmayabilir. Ama bunu insülinle bağdaştıramayız!!!
Aynı şekilde süt tozu da ani ve çok insülin salınımına yol açan bir besin değildir!!!! Süt tozu hakkında tek bir olumsuz makale okumadım. Eğer bu kaynaklar sizde varsa, siz okuduysanız lütfen bana ulaştırınız!

Duyarlılığınız ve bilgi paylaşımınız için teşekkürler. :KK16:
 
X