Domuz Gribi Aşısındaki Gizli Tehlike

realist

Nirvana
Kayıtlı Üye
3 Aralık 2006
3.073
132
63
"Domuz Gribi Aşısındaki Gizli Tehlike

İngiltere' de bin 500 hemşire ile yapılan bir araştırmada hemşirelerinüçte birinin domuz gribi yaptırmak istemediği, yüzde 33' ünün kararsızoldukları ve yüzde 37' sinin ise aşıyı yaptırmak istedikleri ortayaçıktı. Aşıya karşı çıkanların yüzde 60' ı buna sebep olarak aşının yanetkilerini göstermişler. Bu araştırma doktorlar arasında yapılmışolsaydı sanırım sonuç bundan pek de farklı olmazdı.Aşının hem gerekliliğine hem etkinliğine ve hem de yan etkilerinekarşı ciddi endişeler var.Her şeyden önce domuz gribinin her yıl görülen olağan grip kadaröldürücü olmadığı ortaya çıktı. Olağan gripten her sene 250-500 binkişi ölürken, domuz gribinden tüm dünyada ölen insan sayısı 1.500kadar. Bir başka deyişle domuz gribinden ölüm ihtimali binde 4.İkincisi domuz gribi aşınsın ne ölçüde koruyucu olacağı bu aşamadakesin olarak bilinmiyor. Domuz gribi ciddi bir mutasyona uğrarsaaşının etkinliği de o nispette azalacak ve hatta belki de tamamenetkisiz kalacak.Üçüncüsü de domuz gribi aşısının çok ciddi yan etkileri olabileceğiileri sürülüyor. Bugün bu aşısının ülkemizde hiç dile getirilmeyen çokönemli bir sakıncasından bahsetmek istiyorum.Grip aşılarına tıp dilinde adjuvan adı verilen ve vücudun aşıya dahafazla tepki vermesini sağlayan maddeler ekleniyor. Alüminyum veskualen bunlar içinde en çok kullanılanlar.Aşılara adjuvan eklenmesi teorik olarak mantıklı, çünkü bu sayede kısazamanda az sayıda virüsle aşı üretmek ve böylece de daha az virüsantijeni ile daha çok insanı aşılamak mümkün oluyor.Ancak bu işlemin çok tehlikeli yan etkileri var. Bu sebeple de Avrupa'da üç çeşit aşıda skualen kullanılıyor olsa da Amerika' da bumaddelerin aşılara eklenmesine kesinlikle müsaade edilmiyor.Oysa medyada domuz gribi aşısı üreten şirketlerin en az ikisinin(Novartis ve GlaxoSmithKline) , hazırladıkları aşıda adjuvankullanacakları haberleri yer aldı.İYİ SKUALEN KÖTÜ SKUALENSkualen aslında vücudumuz için yabancı bir madde değil. Karaciğerdeyapılıyor ve kolesterol metabolizması nda da rolü var, sinir sitemindeve beyin dokusunda bulunuyor. Skualen ayrıca zeytinyağı, köpekbalığıkaraciğeri ve birçok doğal besin desteğinde var olan ve antioksidanözelliklere sahip bir yağ molekülü. İsterseniz buna 'iyi skualen'diyelim.Vücuda enjekte edilen skualenin ise karaciğerde sentez edilen veyabesinlerle alınan skualen gibi faydalı değil, aksine oldukça zararlıolduğunu gösteren pek çok bilgi var. Bu yüzden isterseniz ona da 'kötüskualen' diyelim.İyi skualen ve kötü skualen arasındaki en önemli fark bunların insanvücuduna giriş yolları.Skualen besinlerle sindirim sisteminden vücudumuza girerse hiçbirsorun olmuyor, ama bunun aşılarda olduğu gibi derialtına veya kasiçine zerk edilmesi bağışıklık sistemini vücuttaki tüm skualenesaldıracak şekilde harekete geçmesine yol açabiliyor.Bağışıklık sistemi vücutta sinir sisteminde tabii olarak bulunan vesağlıklı bir hayat için elzem olan 'iyi skualen' de dâhil tüm skualenmoleküllerini tahrip etmeye başlayabiliyor.Körfez Savaşı' na katılan sayısız Amerikalı askerde ortaya çıkan veKörfez Savaşı Sendromu adıyla bilinen hastalığın da bu kişilereyapılan ve skualen ihtiva eden şarbon aşısından kaynaklanabileceğidüşünülüyor.Körfez Savaşı Sendromu, vücudu tahrip eden oto-immun bir hastalık. Bukişilerde eklem iltihabı, kas ağrıları, deri döküntüleri, lenfbezlerinde büyüme, kronik yorgunluk, kronik baş ağrıları, vücuttakikılların dökülmesi, iyileşmeyen deri yaraları, hafıza kaybı, saranöbetleri, kansızlık, ruhsal ve sinirsel problemler, nefes darlığı,kronik ishal, gece terlemesi, ateş ve daha pek çok rahatsızlıkgelişiyor.Burada vurgulanması gereken çok önemli bir şey de bu hastalığın çokmüphem belirtilerle başlayıp uzun bir sürede (yıllar içinde)gelişmesi. Bu sebeple de skualenin birkaç haftalık dönemde herhangibir yan etki göstermemesi onun güvenilir olduğunun bir kanıtı değil.Savunma Bakanlığı skualen ile Körfez Savaşı Sendromu arasındakiilişkiyi reddetse ve bunun başka sebepleri (sinir gazları, kimyasalsilahlar, zehirli gazlar, uranyum...) olabileceğini iddia etse de, buhastalığa tutulan askerlerin yüzde 95' inin kanlarında skualene karşıantikorlar oluştuğunun gösterilmesi her şeyi apaçık ortaya koyuyor.Tavşanlarda yapılan araştırmalarda da tek bir kez zerk edilenskualenin bile oto-immun bir hastalık olan romatoit artrite sebepolduğunun belirlenmesi de bunu destekleyen bir başka kanıt.GELELİM NETİCEYEAylar öncesinden 20 milyon doz domuz gribi aşısı siparişi veren SağlıkBakanlığı'na birkaç sorum var.Bir: Aşı hangi firmadan alınıyor ve bunun için kaç lira ödenecek?İki: Sağlık Bakanlığı' nın ısmarladığı aşıda Amerika' da yasak olan buadjuvan madde (skualen) var mı?Üç: Eğer varsa Sağlık Bakanlığı' nın skualenin emniyeti konusundaki fikri nedir?Cevap bekliyorum."
Prof .Dr.A.Rasim Küçükusta
 
doktor bir tanıdığımız bu aşıyı kesinlikle yaptırmayacağını, çevresindekilere de yaptırmamalarını tembihleyeceğini söylüyor. ingiltere bu aşıları reddetmiş, türkiye ise hemen almaya karar vermiş. kim bilir kimler para kazanacak bu işten diyorlar...
 
hymm... desenize yine para girmiş devreye...bizim başımızdakiler açısından pekte yadırganacak bir durum değil gerçi... alıştık artık bu tür olaylara... :kızgın:
 
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta


Domuz gribinden korkmayın


Dünya Sağlık Örgütü’nün basın açıklamasını okuyunca korkuya kapılmamak ve ‘Eyvah insanlığın sonu geldi galiba’ dememek mümkün değil:

‘’Önümüzdeki aylarda çıkması beklenen pandemide 2 milyardan fazla insan gribe yakalanacak ve iyimser senaryoda 2-7 milyon, kötümser senaryoda ise100 milyon insanın ölecek.’’

Evet, bu sözler sıradan bir insana değil Dünya Sağlık Örgütü’ nün Asya ve Pasifik Direktörü Shigeru Omi’ ye ait.

Ama durun hemen paniklemeyin. Çünkü bu açıklama tam 5 sene öncesine ait bir açıklama. Çok şükür ki böyle bir salgın gerçekleşmedi.

Sağlık Bakanımızın domuz gribi ile ilgili olarak Türkiye için açıkladığı iyi ve kötü senaryoları da gazetelerde okumuş olmalısınız.

Bu tür açıklamalar insanları korkutmaktan, kafalarını karıştırmaktan ve moral bozmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.

ınsanlar endişe içinde. ‘’Domuz gribi salgını olacak mı, yoksa toplumda panik mi yaratılmak isteniyor? Grip aşısı üreten firmaların ya da ilaç endüstrisinin bu işte rolleri var mı? Grip aşısı olmak şart mı?’’ sorularına cevap arıyorlar.

Domuz gribi salgını olacak mı?

Nisan ayından beri dünyanın hemen her ülkesinde görülen domuz gribi virüsü H1N1’ e karşı insanların bağışıklığının olmaması bu virüsü alan her kişinin hastalanması anlamına geliyor ve buna göre de dünya çapında bir salgın ihtimal dahilindedir.

Ancak 1510 senesinden bugüne kadar oluşan 14 pandemi incelendiğinde bunların hiçbirinin önce bahar mevsiminde başlayıp daha sonra kış mevsiminde daha ağır ikinci bir salgına yol açığına dair bir veri yok. Bu içimizi çok ferahlatan bir bilgi.

Domuz gribi ağır bir hastalık mı?

Domuz gribi insanların korkutulduğu kadar ağır bir hastalık değil. Belirtileri olağan gribe göre çok daha hafif.

Domuz gribi olanların hastaneye yatmaları veya ilaç kullanmaları da

gerekmiyor. Bunların ateşleri düşene kadar evde istirahat etmeleri yeterli. Hastalık kendi kendine iyi oluyor.

Domuz gribi öldürücü bir hastalık mı?

Domuz gribinin öldürücü bir hastalık olduğu doğru ama bu ihtimal binde birin bile altında. Oysa olağan gripte bu oran yüzde 1. Her sene olağan gripten 250-500 bin insanın öldüğü ama domuz gribinden bugüne kadar ölen insan sayısının 4 bin 500 civarında olduğu bilinirse durum daha iyi anlaşılır.

Grip aşısı ne kadar etkilidir?

Aşı gribin hafif atlatılması, gribe bağlı komplikasyonların ve ölümlerin azaltılması amacıyla yapılır. Bunun için de aşıdaki virüslerle hastalık yapan virüsün aynı veya çok benzer olmaları gerekir.

Aşıdaki virüslerle hastalık yapan virüsler farklı olduğunda aşı zaten etkisiz kalacaktır ama uyum olduğunda da aşının komplikasyon ve ölümleri önlediğine dair bir kanıt yoktur.

Aşı yapılan kimselerde o virüslere karşı antikor oluşması aşının etkili olduğunu göstermemektedir.

Son yıllarda yapılan pek çok araştırma grip aşısının 70 yaşın üstündekilerde ölümleri azatlığı iddiasının ‘çok abartılı’ olduğunu ortaya koymuştur. Amerika’ da 1980’ lerde yüzde 15 civarında olan aşılanma oranlarının son yıllarda yüzde 70’ lere kadar çıkmasına rağmen yaşlılarda gribe bağlı ‘fazladan ölümlerde’ azalmanın olmadığı ortadadır.

Aşı yapılan insanların incelendiği bir araştırmada da aşıdan fayda gördükleri belirlenen kimselerin maddi durumları daha iyi olan, sağlıklarına önem veren, sigara alkol kullanmayan, sağlık sigortaları olan, kendilerine iyi bakan kişiler oldukları anlaşılmıştır.

Domuz gribi aşısı olalım mı?

Domuz gribi aşısı yapılması kanımca gerekli değildir. Çünkü bir kere domuz gribi sanıldığı kadar ağır ve öldürücü bir hastalık değildir. ıkincisi domuz gribi aşısının etkili olduğunu gösteren hiçbir veri yoktur. Üçüncüsü de bu aşının çok ciddi yan etkileri olabileceği ileri sürülmektedir. ınsanlar domuz gribinden değil aşıdan daha fazla zarar görebilirler.
 
Aşının yan etkileri varsa durum daha kötü o zaman...Kasım ayında tüm öğrencilerin aşılanmasına başlanacakmış...Yaptırsak bir türlü,yaptırmasak bir türlü....
 
bende yapilmasindan yana degilim. bi ara almanyadada demislerdi grip var diye ama simdi tikk yok yani olsa burdada asi yapin derlerdir domuzlarin icindeyiz:1shok:
 
arkadaşlar geçen sabah trt 1 de bi doktor( bu domuz gribi için yapılan dünya çapında toplantılara tükiyenin gönderdiği doktorlardan biri) bildiğimiz gribin domuz gribinden daha öldürücü olduğunu,aşının zorunlu veya yüzde yüz koruyucu olmadığını,el temizliği ve yakın temaslarda dikkatli olunursa bulaşma riski olmadığını anlattı ve açık mekanlarda korkmayın ve evinizi çok iyi havalandırın dedi

ben çok rahatladım gerçekten
 
X