herkese merhaba,
normal doğumun en çok korkutan şeyi saatlerce sancıdan vs'den de öte doğum kesisi.
biz kadınlar doktorlarımızı bu konuda uyarmazsak, sıkıştırmazsak, yıllarca da kesilip biçilmeye devam ederiz. türkiye'de doktorların hastalarına maalesef seçme şansı tanımaması gibi bir durum var. oysa ki günün sonunda müşteri olan biziz. ve her kadın kendisi için en doğru kararı verebilir. bu konuda başka bir foruma da yazmıştım, yazdıklarımı ayrıca yeni bir konuda toparlamayı uygun gördüm.
yazalım konuşalım tartışalım ki doğru bilinen yanlışları azaltalım. vüzutlarımız üzerinde söz sahibi olmadan önce bilgi / bilinç sahibi olalım.
henüz hamile değilim ama kalmayı düşünüyorum. bu konuda da uzuuuun uzun okudum ve araştırmalar yaptım. normal doğum: adı üstünde her şey normal de olsa, işin içine hastane olunca kontrolünüz dışında bin tane görevli/hemşire/doktor/hasta bakıcı vs giriyor. zaten acılı bir süreç, bir de gelen giden oranızı buranızı bızıktıran ekstra alakasız kişilerle iyice sıkıntılı bir hal alıyor. sonra lavman. arkadaşlar 2-3 tane hastabakıcı ameliyathaneyi temizlemek istemiyor diye bu acılı sürece- ki bu noktada zaten sancı çektiğinizi hatırlatayım- bir de lavmanın acısı ekleniyor. hadi acısını geçtim de bu kadar insanı aşağılayan bir prosedür olamaz yav. onu da dışında oradan buradan bağlanan aletler - ki bu çok gereksiz- gereksiz açılan damar yolları - bunun da sebebi yemeni içmeni engellemek, bakınız lavman konusu- falan filaan. çektiğin onca sancıya bunları ekledik mi ekledik.
gelelim doğum anına. türkiye'de çok ama çok önemli bir insan hakları ihlali, daha doğrusu kadın hakları ihlali yapılıyor, nedir o: rutin epizyotomi. yani bilinen adıyla "kesi". doktor 3-5 bağırış duymak istemiyor diye cırt atıveriyor kesiyi hastasının en hassas yerine. e o zaman bunun sezeryandan ne farkı kalıyor? bence hiç. genelde de bahane hazır, ay bebek kakasını yaptı, yok başı büyük çıkmıyor, kalp atışları azaldı. e bunu duyan hangi anne bebeğinin canı için kendini feda etmez?? bu rutin epizyotomi denilen hadise bildiğin kasaplık arkadaş! dünya sağlık örgütü tarafından yasaklı. ülkemizde ise %96 oranında uygulanıyor. korkunç bir rakam.
yok efendim doktor kesiyi atmazsa kontrolsüz yırtıklar olurmuş da kan kaybı olurmuş muş da muş. şöyle bir örnek verelim: kumaşı eline aldın, iki taraftan çektin zorladın, yırtıldı mı? hayır. aynı kumaşın ucuna minicik makasla kesik at bak gör bakalım caaart diye nasıl yırtılıyor. vücut zaten doğum sürecine hazır yaratılıyor. hani yılların geyiği vardır ya annelerimiz yıllardır tarlada doğurmuş vs diye. Al işte ne kadar doğru. Dışarıdan müdahale ne kadar az olursa iyileşme süreci de o kadar kolay atlatılıyor. Peki bu rutin kesiyi engelleme adına neler yapabiliriz: birincisi kegel egzersizleri. İkincisi de 36ıncı haftadan itibaren perine masajı. Detayları internetten bulabilirsiniz. Ama bütüüün bu önceden alınan önlemler heba olmasın diyorsanız doktor doktor doktor diyorum. Sen k.çını da yırtsan doktor bu yola seninle beraber baş koymadıysa sen bağırırken atıverir kesiyi, ay şekerim bebeğin başı sıkıştı napiim deyiverir. Sen de kucağında ağlayan bir bebek ve en iyi ihtimalle 2 ay boyunca kanayacak bir yarayla kalakalıyorsun. En iyi ihtimalle o yaranın da enfekte olmayacağını varsayıyorum tabii bu arada.
doktorunuzla mutlaka önceden bunları konuşun. sizin bu konuda bilinçli olduğunuzu bilsin. en iyi ihtimalle günler süren acılı bir iyileşme sürecini böylece kısaltabilirsiniz.
1 gün bile az acı çekeceksek değmez mi kızlar??
hepinizi öperim hamişler ve hamiş adayları :)
normal doğumun en çok korkutan şeyi saatlerce sancıdan vs'den de öte doğum kesisi.
biz kadınlar doktorlarımızı bu konuda uyarmazsak, sıkıştırmazsak, yıllarca da kesilip biçilmeye devam ederiz. türkiye'de doktorların hastalarına maalesef seçme şansı tanımaması gibi bir durum var. oysa ki günün sonunda müşteri olan biziz. ve her kadın kendisi için en doğru kararı verebilir. bu konuda başka bir foruma da yazmıştım, yazdıklarımı ayrıca yeni bir konuda toparlamayı uygun gördüm.
yazalım konuşalım tartışalım ki doğru bilinen yanlışları azaltalım. vüzutlarımız üzerinde söz sahibi olmadan önce bilgi / bilinç sahibi olalım.
henüz hamile değilim ama kalmayı düşünüyorum. bu konuda da uzuuuun uzun okudum ve araştırmalar yaptım. normal doğum: adı üstünde her şey normal de olsa, işin içine hastane olunca kontrolünüz dışında bin tane görevli/hemşire/doktor/hasta bakıcı vs giriyor. zaten acılı bir süreç, bir de gelen giden oranızı buranızı bızıktıran ekstra alakasız kişilerle iyice sıkıntılı bir hal alıyor. sonra lavman. arkadaşlar 2-3 tane hastabakıcı ameliyathaneyi temizlemek istemiyor diye bu acılı sürece- ki bu noktada zaten sancı çektiğinizi hatırlatayım- bir de lavmanın acısı ekleniyor. hadi acısını geçtim de bu kadar insanı aşağılayan bir prosedür olamaz yav. onu da dışında oradan buradan bağlanan aletler - ki bu çok gereksiz- gereksiz açılan damar yolları - bunun da sebebi yemeni içmeni engellemek, bakınız lavman konusu- falan filaan. çektiğin onca sancıya bunları ekledik mi ekledik.
gelelim doğum anına. türkiye'de çok ama çok önemli bir insan hakları ihlali, daha doğrusu kadın hakları ihlali yapılıyor, nedir o: rutin epizyotomi. yani bilinen adıyla "kesi". doktor 3-5 bağırış duymak istemiyor diye cırt atıveriyor kesiyi hastasının en hassas yerine. e o zaman bunun sezeryandan ne farkı kalıyor? bence hiç. genelde de bahane hazır, ay bebek kakasını yaptı, yok başı büyük çıkmıyor, kalp atışları azaldı. e bunu duyan hangi anne bebeğinin canı için kendini feda etmez?? bu rutin epizyotomi denilen hadise bildiğin kasaplık arkadaş! dünya sağlık örgütü tarafından yasaklı. ülkemizde ise %96 oranında uygulanıyor. korkunç bir rakam.
yok efendim doktor kesiyi atmazsa kontrolsüz yırtıklar olurmuş da kan kaybı olurmuş muş da muş. şöyle bir örnek verelim: kumaşı eline aldın, iki taraftan çektin zorladın, yırtıldı mı? hayır. aynı kumaşın ucuna minicik makasla kesik at bak gör bakalım caaart diye nasıl yırtılıyor. vücut zaten doğum sürecine hazır yaratılıyor. hani yılların geyiği vardır ya annelerimiz yıllardır tarlada doğurmuş vs diye. Al işte ne kadar doğru. Dışarıdan müdahale ne kadar az olursa iyileşme süreci de o kadar kolay atlatılıyor. Peki bu rutin kesiyi engelleme adına neler yapabiliriz: birincisi kegel egzersizleri. İkincisi de 36ıncı haftadan itibaren perine masajı. Detayları internetten bulabilirsiniz. Ama bütüüün bu önceden alınan önlemler heba olmasın diyorsanız doktor doktor doktor diyorum. Sen k.çını da yırtsan doktor bu yola seninle beraber baş koymadıysa sen bağırırken atıverir kesiyi, ay şekerim bebeğin başı sıkıştı napiim deyiverir. Sen de kucağında ağlayan bir bebek ve en iyi ihtimalle 2 ay boyunca kanayacak bir yarayla kalakalıyorsun. En iyi ihtimalle o yaranın da enfekte olmayacağını varsayıyorum tabii bu arada.
doktorunuzla mutlaka önceden bunları konuşun. sizin bu konuda bilinçli olduğunuzu bilsin. en iyi ihtimalle günler süren acılı bir iyileşme sürecini böylece kısaltabilirsiniz.
1 gün bile az acı çekeceksek değmez mi kızlar??
hepinizi öperim hamişler ve hamiş adayları :)