bende müze gibi evi sevmiyorum.çocuklarıma hiç bir zaman ''evi dağıtıyorsunuz''diye kızmadım,onlar dağıttı ben toplamaya çalıştım hatta o seneler oyun hamurları yoktu ben seramik hamuru yapardım hamurlarla oynarlardı.demem o ki çok düzenli bayanlar çocuklarına rahatlık vermiyor(yada benim çevremdekiler)o çocuklarda gittikleri misafirliklerde düz duvara tırmanıyor.diğer yandan eski oturduğum apartmanda çok titiz komşularım vardı(4 dairede anne,kızı, oğlu,tatillerde gelen kızı)bunlar birbirlerini bile nerdeyse istemezlerdi evleri dağılmasın diye.kaç sene birlikteydik(genellikle bende otururduk)veee bir gün anne olanın evinde boya,badana yapılmış ardından temizlik yapıyorlardı,bir uğrayayım dedim aman allahım ne göreyim mutfak tezgahının üzerinde yıkanmış bir çift terlik ve mutfak tasının içinde komşu teyzenin ayakları.beni düşünün ne hale geldim.sonraki zamanda dikkat ettim daha neler,neler.bu teyzede çok titiz olan eltisinin kızını kocasının külotlarını mutfak lavabosunda çamaşır suyuna bastırdığını söylerdi.bir tek bunlar değil başka çok titiz gibi görünen arkadaşlarımıda gördüm.yani temizlik ayrı şart,şurt ayrı.o yüzden arkadaşım çok titiz olsa bile içime sinerek bir şey yiyemiyorum.evet dağınıklığım oluyor(gerçi abartı dağınıklık değil)olsun ama şarta,şurta çok dikkat ederim banyoma,wc'ye,mutfağım her daim temizdir.