Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken bizde nabzı ölçelim !

Cumhurbaşkanlığı seçiminde tercihiniz hangi isim olur ?


  • Ankete Katılan
    275
Bu Cumhurbaskanligi andi olayi birazcik yas... Erdogan secilirse butun bunlari nasil okuyacak? Nasil yemin edecek? Vatanin ve milletin bolunmez butunlugu diyor orada, su anda adam ulkenin dogusu icin PKK ile pazarliklarda..:52: Millet ise zaten "bunlar alevi, bunlar ateist, bunlar terorist, bunlar capulcu, bunlar su... bu... " laflari ile kaca bolundu mechul.. Okumasi gereken andda: "Ataturk ilke ve inkilaplarina bagli kalacagima" diyor, adam daha Ataturk diyemiyor (cumleyi nasil okusun:52:), Anitkabirde sap gibi dikilmeyiz diyor, zaten bunun icin de her resmi bayramda bir yurtdisi gezisi icat ediyor, oburku de zaten nezle filan oluyor:27:. Ayyas mayyas hakaretleri de cabasi.. Nasil okuyacak andi? nasil yemin edecek? Adam zaten daha Turk oldugunu filan bile kabul edemedi, isyanlarda, nasil Turkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaskani olacak? :52:
 
Bu Cumhurbaskanligi andi olayi birazcik yas... Erdogan secilirse butun bunlari nasil okuyacak? Nasil yemin edecek? Vatanin ve milletin bolunmez butunlugu diyor orada, su anda adam ulkenin dogusu icin PKK ile pazarliklarda..:52: Millet ise zaten "bunlar alevi, bunlar ateist, bunlar terorist, bunlar capulcu, bunlar su... bu... " laflari ile kaca bolundu mechul.. Okumasi gereken andda: "Ataturk ilke ve inkilaplarina bagli kalacagima" diyor, adam daha Ataturk diyemiyor (cumleyi nasil okusun:52:), Anitkabirde sap gibi dikilmeyiz diyor, zaten bunun icin de her resmi bayramda bir yurtdisi gezisi icat ediyor, oburku de zaten nezle filan oluyor:27:. Ayyas mayyas hakaretleri de cabasi.. Nasil okuyacak andi? nasil yemin edecek? Adam zaten daha Turk oldugunu filan bile kabul edemedi, isyanlarda, nasil Turkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaskani olacak? :52:

:1:nasıl edecek o yemini gerçekten merak ettim:27:
 
adam papaz elbisesi bile giyerim demis,yeminimi edemiyecek.

Ben de tam onu diyecektim, adam iktidar icin papaz elbisesi bile giyerim demisti, herhalde yemin de eder. Daha dune dek "musluman laik olmaz" diyordu, simdi "laik Cumhuriyet ilkesine bagli kalacagima yemin ederim" diyecek he mi? Secilirse buyuk film olacak.. Muslumanligin sartlari da zaten yavas yavas degisiyor, nerde palavra, yalan dolan o en buyuk musluman. Ikidir secim arabalarinda da sahte plaka kullaniyormus zaten. http://odatv.com/n.php?n=erdoganin-arabasinin-plakasi-sahte-cikti-0108141200 Olsun, bir sahtekar Cumhurbaskani eksikti zaten bu milletin basina, o da gelsin n'oolucak? Alistik artik nasilsa her turlu rezillige.. Boylesi yaraniyor artik bu millete..
 
$010820142031450609454.jpg

çok hoş yaa:1:
 
Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer :

Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve Milletin bölünmez bütünlüğünü, Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.


Tayyip Erdoğan'ın neden cumhurbaşkanı olmaması gerektiği bu yeminden de belli oluyor.
Atatürk...Atatürk ilke ve inkılapları...Kendisinin hiçe saydığı ve ağzına bile almadığı değerler.
Seçmenlerinin büyük kısmı da aynı şekilde.Şimdi bu seçmenler bu andı içtikten sonra liderleri hakkında ne düşünecekler acaba ?
 
$muftuluk-erdogani-yalanladi-0208141200_m.jpg

CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün bilgi edinme hakkı uyarınca yaptığı başvuruya, Tokat’taki camilerin kaçının Cumhuriyet döneminde yıkıldığına dair herhangi bir kayıt bulunmadığı yanıtı geldi.

Erdoğan Tokat mitinginde CHP döneminde camilerin yıkıldığını iddia etmişti. Ancak gerek müftülük, gerekse vakıflar bölge müdürlüğü, Tokat'ta yıkılan bir cami olmadığını söyledi.

CHP'li Düzgün yaptığı açıklamada, 9 Temmuz 2014 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Tokat’ta yaptığı mitingde “1940’lı yıllarda tek parti CHP iradesi ezanla uğraşıyordu, tek parti CHP idaresi Kur'an’la uğraşıyordu, tek parti CHP idaresi camilerle uğraşıyordu. Sadece Tokat’ta 33 camiyi yıktılar, arsalarını sattılar” dediğini ifade etti.

Başbakan’ın bu sözleri üzerine verdiği soru önergesine Tokat İl Müftülüğünün bilgi edinme hakkı uyarınca verdiği cevaba işaret eden Düzgün, “17. ve 20. yüzyıl arası bazı camilerin yıkıldığı isimlerinin olmadığı ve Cumhuriyet dönemine ait yıkılmış camilerle ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır. Başbakan’ın aslı olmayan ve halkı tahrik etmeye çalışan bu tür söylemleri son derece tehlikelidir. Başbakan’ın camileri yıktılar sözlerinin asılsız olduğunu bizzat il müftülüğü yalanlamıştır” dedi.

“CUMHURİYET DÖNEMİNDE YIKILDIĞINA DAİR HERHANGİ BİR KAYIT BULUNMAMAKTADIR”

Tokat İl Müftülüğünden bilgi edinme hakkı uyarınca gönderilen yazıda da, “Cumhuriyet döneminde yıkılan camilerle ilgili olarak müftülüğümüzce herhangi bir kayıt tutulmadığından, konu Vakıflar Bölge Müdürlüğünden sorulmuştur. Gelen cevabi yazıda 17. ve 20. yüzyılları arasında hizmet verip, bugün mevcut olmayan 70 cami ismi bildirilmiş, ancak bunların kaçı Cumhuriyet döneminde yıkıldığına dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır” denildi.

Odatv.com
 
İnsanlığına, bilgisine, kültürüne, nezaketine ve saygınlığına güvenimi iyice sağlamlaştıran Ekmeleddin Hoca'ya vereceğim oyumu. Canımıza yetti artık bizi bölüştüren nefretçi üsluplar. Bizi birbirimizden nefret eder hale getirdiler. Kendimize gelmeye ve biraz huzura ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Ayrıca yerel seçimde olduğu gibi bu seçimde de sabahın 6 sında okuluma gidip akşamın saat 11'ine kadar " gönüllü olarak" sandıkların başında duracağım. İmkanı olan arkadaşlardan da bu iyiliği rica ediyorum. Bakın yerel seçimde müşahit eksikliği olan yerlerde neler oldu, müşahitlerin olduğu yerlerde ise oylara itiraz edilebildi. Sadece oy vermek değil, oylara sahip çıkmak da çok önemli.

Herkesten ricam lütfen sandığa giderken vicdanınızı da götürün. Özellikle de Soma'yı ve yetim kalan çocukları unutmayın .
 
ERDOĞAN2IN TELAŞI NEDEN

$erdoganin-telesi-neden-0308141200_l.jpg


Hem hükümetin başında olan hem de cumhurbaşkanı adayı olan Erdoğan devletin ve hükümetin olanaklarıyla seçim kampanyasını sürdürmesine, TRT’yi tanıtım organı gibi kullanmasına karşın yine de tam sonuç alamayacağını anketlerde görmüş olsa gerek ki durmaksızın kuyruklu yalanlara başvuruyor, rakibi Sayın İhsanoğlu’na bel altı vurmaya çalışıyor. Erdoğan bunu yaparken geçmişte olup bitenler hakkında da ileri –geri ve saçma sapan iddialarda bulunmaktan geri kalmıyor.

Erdoğan bugün yine yakın siyasi tarihimizdeki hayırlı bir olayı çarpıtmayı, toplumu maniple ederek gerçekleri eğip bükmeyi denedi. Erdoğan, 6. Cumhurbaşkanımız Fahri S. Korutürk’ün de ‘demokrasi dışı yöntemlerle dayatıldığını’ öne sürdü.

Erdoğan yakın siyasi tarihten bihaber dersek, fazla saf oluruz doğrusu… Kaybetme telaşı içinde debelenirken yalan-yanlış ifadelerle 6. Cumhurbaşkanımız Korutürk’ün nasıl bir uzlaşmayla seçildiğini, Meclis’te nitelikle çoğunlukla seçildiğini perdelemeye çalışıyor.

Ne var ki, gerçekler oldukça inatçıdır! 6. Cumhurbaşkanımız Korutürk’ün o günlerin iki büyük partisi AP ve CHP tarafından genel başkanlar Demirel ve Ecevit’in uzlaşmasıyla seçildiğini; Demokratik Parti ile Güven Partisi’nin de bu uzlaşmaya destek verdiğini herkes bilir. Yine herkes bilir ki, dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, askerlerin desteklediği, Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifa edince senatörlüğe atadığı E. Orgeneral Faruk Gürler’i seçtirmek istemektedir. Genelkurmay, Sunay’ın ardından da Gürler’i cumhurbaşkanı görmek istemektedir. İşte bu koşullarda eski Deniz Kuvvetleri Komutanı da olan, emekliliği sonrasında Moskova ve Madrid Büyükelçiliği görevlerinde bulunan ve o sıralarda kontenjan senatörü olan Fahri S. Korutürk de gelir Başbakan Süleyman Demirel’in aklına Ecevit’le vardığı mutabakatın ardından ve Dışişleri Bakanı Çağlayangil’e kendisini arama görevi verir.

Korutürk, eski bir kuvvet komutanı olmasına ve bu görevinin üzerinden yaklaşık 15 yıl geçmiş olmasına karşın son derece demokrat, sivil anlayışta olduğu için iki büyük partinin mutabakatıyla ve başka partilerinde desteğini alarak varılan büyük bir uzlaşma sonucunda “asker” bir adaya karşı aday yapılmış ve sonuçta da ittifakla cumhurbaşkanı seçilmiştir. Nitekim, Korutürk, Çankaya’da görev yaptığı ve son derece zorlu yedi yıl boyunca demokrasiden asla ödün vermemiş; cumhurbaşkanı yeminine sadık kalmış (Cumhurbaşkanı iken her gün yaptığı ilk iş, masasındaki sümeninin kapağına koyduğu cumhurbaşkanı yeminini okumaktı) ; uzlaşı içinde parlamenter demokrasinin sürdürülmesi doğrultusunda sağlığı pahasına canla başla görev yapmıştır.

Erdoğan gittikçe telaşlanıyor, telaşlandıkça Türkiye Cumhuriyeti’nin en saygın cumhurbaşkanlarından birisi olarak tarihe geçen 6. Cumhurbaşkanımız Fahri S. Korutürk’e bile dil uzatmaktan kaçınmıyor! Onun nedeni ise belli; Korutürk de şimdiki cumhurbaşkanı adaylarından İhsanoğlu gibi uzlaşı simasıydı. Kimbilir belki de Korutürk ismi üzerinden “uzlaşı” kavramına sataşmak istiyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ne diyor; “yalancıdan başbakan olmaz!”

Peki, cumhurbaşkanı olur mu?

Uzlaşıyla seçilen Korutürk’ü ‘dayatılan’ bir cumhurbaşkanı olarak yalan-dolanla topluma sunmaya kalkan Erdoğan, sahi cumhurbaşkanı olsa da Çankaya’ya yakışır mı?

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com
 
İnsanlığına, bilgisine, kültürüne, nezaketine ve saygınlığına güvenimi iyice sağlamlaştıran Ekmeleddin Hoca'ya vereceğim oyumu. Canımıza yetti artık bizi bölüştüren nefretçi üsluplar. Bizi birbirimizden nefret eder hale getirdiler. Kendimize gelmeye ve biraz huzura ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Ayrıca yerel seçimde olduğu gibi bu seçimde de sabahın 6 sında okuluma gidip akşamın saat 11'ine kadar " gönüllü olarak" sandıkların başında duracağım. İmkanı olan arkadaşlardan da bu iyiliği rica ediyorum. Bakın yerel seçimde müşahit eksikliği olan yerlerde neler oldu, müşahitlerin olduğu yerlerde ise oylara itiraz edilebildi. Sadece oy vermek değil, oylara sahip çıkmak da çok önemli.

Herkesten ricam lütfen sandığa giderken vicdanınızı da götürün. Özellikle de Soma'yı ve yetim kalan çocukları unutmayın .

. . .
good-job-smiley-emoticon.gif
 
Ekmel Bey son bir hafta sadece bunu anlatmalı

İhsanoğlu 10 Ağustos’ta CHP+MHP’nin oylarını (30 Mart’a göre toplam %43) firesiz almak dışında AKP’nin mütedeyyin seçmeninden (eski DYP+ANAP seçmeni) de oy almak zorunda.

Bunun için elinde iki büyük koz var:

1)RTE’nin bölücü, hırçın, terbiyesiz tavrı.

2)RTE’nin bulaştığı devasa yolsuzluklar.

Bana göre İhsanoğlu birleştirici, sakin, terbiyeli tavrı ile RTE ile arasındaki muhteşem zıtlığa doğru vurgu yapıyor.

İnsanlara huzur veriyor.

Onun huzurlu duruşu RTE’nin hırçın tavrını iyice su yüzüne çıkarıyor.

***

Ancak, İhsanoğlu’nun son hafta bıkmadan usanmadan sadece bir konuya vurgu yapması gerekir: Erdoğan Ailesinin yolsuzlukları!

Ben yarın sabah güneşin doğacağına inandığım kadar RTE’nin de cumhuriyet tarihinin şimdiye dek yaşanmış en büyük siyasi yolsuzluk iddiaları nedeni ile bu dünyada hesap vereceğine inanıyorum.

Israrla hesap vermekten kaçması, 4 Bakan’ı hayâsızca koruması, hele hele son “polis gözaltlıları” bana 17-25 Aralık tapelerinin ne kadar gerçek olduğunu tekrar tekrar gösteriyor.

Tapelere “hece montajı” diyen sahtekâr TÜBİTAK’çılar ortada yok.

Fezlekeler edepsizce sumen altı ediliyor.

Cemaat Polisleri sadece “Hükümet’i dinlediler” iddiası ile soruşturuluyor.

Sadece bu üç zırva 17-25 Aralık’ın üstünü örtmek için RTE’nin ne kadar telaşta olduğunun kanıtıdır.

Ayrıca, “Türkiye’de kaybolan İran altınları” izlendiğinde İran’da devleti soyduğu iddiası ile tutuklanan Babek Zencani ile “yolsuz 4 Bakan”ın patronu Rıza Sarraf Efendi arasındaki ilişki RTE’den Ahmedinejad’a uzanan bağlantıyı göz önüne sermektedir.

İnanıyorum ki; bu yolsuzluk iddiaları, ABD-İran işbirliği sayesinde, yakında uluslararası mahkemelere taşınacaktır!

***

Nasıl ki, 1991 seçimlerinde Süleyman Demirel Turgut Özal ve ailesi hakkında “Hanedan’dan hesap soracağım!” diyerek yeri göğü inletti, (Demirel iktidar olduktan sonra hiçbir hesap sormadı/soramadı.) İhsanoğlu da bu hafta gideceği her yerde, bulunacağı her ortamda, vereceği her demeçte, yapacağı her açıklamada sadece ve sadece “yolsuzlukları” vurgulamalıdır.

İhsanoğlu’na benden daha iyi bildiği bir noktayı hatırlatmak istiyorum.

Kitleler sadece bir konuya yoğunlaşabilirler.

Bu hafta Ekmeleddin İhsanoğlu yeri göğü “yolsuzluk” kelimesi ile inletmelidir.

***

1)Ekmeleddin Bey her şeyden önce 17-25 Aralık tapelerinin içeriklerini, özellikle RTE’nin Bilal Oğlan ile yaptığı konuşmaların her bir cümlesini halka tekrar tekrar hatırlatmalıdır.

2)İhsanoğlu basına da sızan 4 bakan hakkında hazırlanmış fezlekelerdeki bazı bilgileri her yerde ifşa etmeli, haykırmalıdır.

3) “Heceler birleştirilerek RTE tapelerinde montaj yapılmıştır” diyen TÜBİTAK rezillerini ortaya çıkmaya çağırmalı, onları basın ve bilim adamları ile kamuoyu önünde tartışmaya ısrarla davet etmeli, kendilerini ağır sözlerle tahrik etmelidir.

4)Hecelerdeki kaçınılmaz ses tınıları farkı ve arka seslerin hiçbir zaman uyum içinde olamayacağı gerçeklerinden hareket ederek heceler birleştirilerek “montajlanmış cümleler” kurulamayacağını uzman bilim adamları ağzından tüm ülkeye ilan etmelidir.

5)RTE’nin çocuklarının içinde oldukları TÜRGEV’in, devletten ihale alanların rüşvetlerini yatırdığı rüşvet havuzu olduğunu bazı isimleri ilan ederek sürekli iddia etmelidir.

6)Bu güne kadar tapeler hakkında gıkı çıkmayan RTE’yi sadece yolsuzlukları tartışmak üzere canlı yayına davet etmelidir.

7)Wikileaks Belgelerinde yer alan “RTE’nin 8 İsviçre bankasında gizli hesabı var” iddiasını tekrar tekrar dile getirmeli, RTE’ye bugüne dek neden İsviçre’den aksine rapor alamadığını (Deniz Baykal almıştı) sormalıdır. RTE’nin iddiaları dile getiren ABD’li büyükelçiler hakkında ne gibi işlemler yaptığını sorgulamalıdır. Neden mahkemeye gitmediğinin, neden bu kadar ağır suçlama karşısında 2 küsur yıldır gıkını çıkarmadığının açıklanmasını istemelidir.

8)Abdülkadir Aksu başkanlığında kurulduğu ifade edilen, Başbakan ve AKP adına hem yurt içinde ve hem de uluslararası zeminde Yargı yollarına başvuracağı bildirilen Komisyon’un bu güne kadar neden hiçbir çalışma yapmadığını diline dolamalıdır.

***

Son haftada Ekmeleddin İhsanoğlu sadece ve sadece “yolsuzluklar”a yüklenmeli, hem de ağır yüklenmelidir.

10 Ağustos’ta kazansa bile RTE’nin yolsuzluklarının içeride ve dışarıda zihinlere iyice çakılması bile başlı başına bu ülkeye hizmettir.

***

Bir ülkenin hakkındaki ağır yolsuzluk iddialarına cevap veremeyen bir Cumhurbaşkanı’na sahip olması o ülke için çok ağır bir yük değil midir? Böyle ağır ithamlar altındaki bir kişi seçimleri kazansa bile temize çıkmadığı sürece o ülkenin başında ne kadar kalabilir?

Cüneyt Ülsever

Odatv.com
 
İnternette, insanların ağızlarındak Erdoğan Anayasa'nın değişikliği ile birlikte yola 'başkan' olarak devam edecek gibi haberler yayılıyor... Bu sistem zaten erdoğanın hayaliymiş... Geçmişten günümüze bakıyorum da çok şey değişti... Eskiden koşullar kötüydü tamam tüp için uzun uzun kuyruklar oluşurmuş, hastanelerde çekilen eziyetlerde varmış.. Tamam adam bazı şeyleri güzel yaptı hakkını yemeyelim. Ama neyle ülkemizin malvarlığının yarısı elden gittikten sonra... kendi cebinden çıkartıp vermedi ya... komşumuz anlatırdı erdoğanlarla aynı mahallede otururlarmış.. Emine hanım akşam üzeri pazara çıkarlarmış...ozmanlar pazarın en ucuz zamanında dışarıya çıkan kadın şimdilerde ülkenin en zenginlerinden... bu işte bir yanlışlık var...
hadi tamam bunada eyvallah... 3. köprüler yaptın metrolar yaptın... hızlı trenler yaptın... ah 60 larda 70 lerde de bukadar teknoloji olaydı onlarda yapmazlarmıydı... Şimdi son model uçaklarımız silahlarımız var eee fatihin zamanındada oklarımız toplarımız vardı...bunların hepsi gelişen zamanla alakalı değilmi hadi bunada eyvallah... ne diye sürekli övünüp durursun... yaptıysan yaptın babanın hayrına yapmadın ya sayemizde oğlunun gemileri var kaç milyonun var...

Tamam iyi adamsın... Dini sürekli siyasetle karıştırırsın tamam hadi heyecandan olsa gerek imanlı adamsında ne diye andımızı kaldırırsın...Atama laf uzatırsın... eski istanbulla şimdiki istanbul birmi çok şey yaptın amma insandan nefes alacak yer yok.. sağıma dönsem ingiliz soluma dönsem suriye arkama dönsem nereli olduğu bile belli olmayan yabancı yabancı simalar... gözlerim ülkemizin insanlarını arar oldu... Fatih sultan aldı istanbulu... atatürk kovdu yunanlıları :D Ama tayyip amca sende açma artık şu komşulara kapıları... ah be tayyip amca kusura bakma ama yok sana oycuklarım...
 
Bu anket Erdoğan'ı üzer

nternet üzerinden Temmuz ayının başında yapılan bir ankette yaklaşık 55 bin kişi 3 gün içersinde verdikleri oylar sonucunda Cumhurbaşkanını seçti. Anket sonucuna göre Recep Tayyip Erdoğan yüzde 43.2, Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 38.3, Selahattin Demirtaş ise yüzde 6.4 oy aldı.

Yurt dışı oy verme işlemlerinde 2.7 milyon yurttaşın sadece yüzde 5'inin oy kullanması AKP'nin planlarını bozarken, memurlar.net adlı internet sitesinde geniş kapsamlı bir anket yapıldı.

Ankete göre, "sandığa gitmeyeceğim" diyenlerin oranının yüzde 6.2 olması dikkat çekti. Kararsızların oranı ise yüzde 5.9'da kaldı.

Ankete katılanlardan 23 bin 739'u Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı koltuğunda görmek istediğini belirtirken, 21 bin 24 kişi de Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekledi. Selahattin Demirtaş'ı destekleyenler ise 3 bin 516 oyda kaldı.

Mert Taşçılar

Odatv.com
 
Eki Görüntüle 1206204

CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün bilgi edinme hakkı uyarınca yaptığı başvuruya, Tokat’taki camilerin kaçının Cumhuriyet döneminde yıkıldığına dair herhangi bir kayıt bulunmadığı yanıtı geldi.

Erdoğan Tokat mitinginde CHP döneminde camilerin yıkıldığını iddia etmişti. Ancak gerek müftülük, gerekse vakıflar bölge müdürlüğü, Tokat'ta yıkılan bir cami olmadığını söyledi.

CHP'li Düzgün yaptığı açıklamada, 9 Temmuz 2014 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Tokat’ta yaptığı mitingde “1940’lı yıllarda tek parti CHP iradesi ezanla uğraşıyordu, tek parti CHP idaresi Kur'an’la uğraşıyordu, tek parti CHP idaresi camilerle uğraşıyordu. Sadece Tokat’ta 33 camiyi yıktılar, arsalarını sattılar” dediğini ifade etti.

Başbakan’ın bu sözleri üzerine verdiği soru önergesine Tokat İl Müftülüğünün bilgi edinme hakkı uyarınca verdiği cevaba işaret eden Düzgün, “17. ve 20. yüzyıl arası bazı camilerin yıkıldığı isimlerinin olmadığı ve Cumhuriyet dönemine ait yıkılmış camilerle ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır. Başbakan’ın aslı olmayan ve halkı tahrik etmeye çalışan bu tür söylemleri son derece tehlikelidir. Başbakan’ın camileri yıktılar sözlerinin asılsız olduğunu bizzat il müftülüğü yalanlamıştır” dedi.

“CUMHURİYET DÖNEMİNDE YIKILDIĞINA DAİR HERHANGİ BİR KAYIT BULUNMAMAKTADIR”

Tokat İl Müftülüğünden bilgi edinme hakkı uyarınca gönderilen yazıda da, “Cumhuriyet döneminde yıkılan camilerle ilgili olarak müftülüğümüzce herhangi bir kayıt tutulmadığından, konu Vakıflar Bölge Müdürlüğünden sorulmuştur. Gelen cevabi yazıda 17. ve 20. yüzyılları arasında hizmet verip, bugün mevcut olmayan 70 cami ismi bildirilmiş, ancak bunların kaçı Cumhuriyet döneminde yıkıldığına dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır” denildi.

Odatv.com

İşi gücü yalanla dolanla halkı korkutup oy toplamak. Yaptığı tek şey aman ha cehape gelirse dininizi yaşayamazsınız korkusu salmak. Başka da bi numarası yok.Yalan söylediğini zaten biliyorduk da olmayan Kabataş olayını aylarca var gibi gösterip halkı yalanla dolanla birbirine iyice düşman ettiği zaman kanıtlandı. Yani sırf kendi menfaati için yapmayacağı şey olmayacağı kanıtlandı.

Yalancı bir Başbakanımız vardı yalancı bir Cumhurbaşkanımız olacak.:31::37:
 
Son düzenleme:
Back