Ben de size bi ecünnü hikayesi anlatayım:
Üni. 1 ya da 2, bahar şenlikleri zamanına denk geliyor.
Bizim arkadaşlar ayarlamışlar ucuzluktan bi tatil, nisan ayları idi sanırım hava yenice yumuşamış.
"Olymposa gideceğiz 2 gün 3 gece, sahilde ateş yakarız" vs girdiler kanımıza.
(Şimdi yasaklanmış sahilde ateş yakma olayları, o senelerde serbestti)
Neyse pazarlık edildi ayarlandı, biz kızlı erkekli karışık yola çıktık iki araba kiralayıp.
Yerleştik ettik, zaten kim nerede kalacak bi gerginlik yaşandı; iki arkadaş biraz bi artizlendiler birbirlerine.
"Hadi odaya mı tıkılacağız" dendi çıkıldı aynı akşam. Şu an yol değişmediyse, o sıra antik mezar içinden geçilip gidiliyor sahile.
Yolda sohbet konumuz da elbette mezarlıklar, ruhlar, cinler...
İki arkadaş da öyle bir tartışmaya girdiler ki "Hayır cinlerin gözü yeşil olur" ,öbürü der "Olm kırmızı olur" filan, sanki bire bir cinlerle görüşüyorlar her gece öyle bir konuya hakimiyet, öyle iddialaşmalar filan.
Biz de muhabbete katılıyoruz matrak geçiyoruz "Ben korkmam olm, yok yav ne korkacam, olsa sçarsın, yok ne sçacam cin kim köpek" tarzında.
Bizimle aynı dönem gelen başka öğrenci grupları da var, zaten üni. gençliği için uğrak bi yer.
Önümüzden de bi grup gidiyor, el fenerleri var adamlar hazırlıklı gelmişler.
Biz dımdızlak çıkmışız, karanlıkta ne kadar göreceksek artık, sıfır ışıklandırma, bilmediğimiz yolda cinleri tartışarak yürüyoruz parmak arası terliklerle filan.
Arkadaşın biri dedi "Öndeki gruba biraz daha yaklaşalım ışıklarından faydalanalım" ... Elimizde o zamanın teknolojisi dandik cep telefonları, kar etmiyor ışık o zifiri karanlıkta, ay yok, yeniaya denk gelmek de.
Adamlara doğru hızlandık derken, bir anda ışıkları bir kayboldu, pata pata sesler, çalı sesi, bir iki terlik sesi.
Ben de gerildim "La yabani hayvan filan mı geldi?" diye, ama çığlık da atmadılar.
Biz öylece bi durduk orada olayı anlamaya çalışıyoruz, göz gözü görmüyor, zaten grubun hıyar tipi telefon ışığını suratına tutup böö filan yapıyor, saçma haller. Tahmin edin grubun hıyarı kim, neyse.
1 dk geçti geçmedi bilmiyorum, ileride kırmızı bir nokta şeklinde ışık görünüyor çalılık gibi bir yerden, bi görünüyor bi kayboluyor. Bacaklarımın birbirine vurduğunu hissettim korkudan "X... Cinler ne renk gözlüydü?" dedi. Öbürleri de görmüş, hepsi "Kırmızı" diyorlar ama içimize sçıyoruz öyle bi ses tonu.
Aniden ışıklar yandı çığlık bağrık "Aaaaaaa" diye üzerimize bi şeyler koşuyor; artık orada kelime-i şehadet getirenler mi dersiniz, grubu satıp direkt gerisin geri karanlığa doğru koşanı mı ararsınız...
Önümüzde giden grup bize eşek şakası yapmış ve o gördüğümüz kırmızı ışık da kameranın rec ışığıymış. Bizi kayda almışlar bi de o halde. İzledik hep beraber sahile geçince; arkada iki arkadaş o artizlenenler filan öyle bir şekle girmiş öyle bir sarılmışlar ki hani ertesi güne ilk uçakla Hollandaya kaçıp birlikte yıldırım nikahı kıyacaklar gibi.
Ne rezil hareketler; cidden ama öyle şaka insan evladına yapılmaz. Bi de kaydetmişler...
Israr kıyamet sildirdik artık izledikten sonra.
Bunun devamı da vardı. :)