Rengina,
aslında neden böyle oluyor açıkça ve dürüstçe eleştireyim mi? Hatta direk kendi üzerimden örnek vererek anlatacağım ki kimse kırılıp gücenmesin, bu arada weiss konunuza dalıp duruyorum kusuruma bakmayın lütfen.
Siyaset bölümünde açılan pekçok konuyu ben açsaydım, benimle aynı düşüncede olmayan insanların bir bölümü de dahil, benim tarafsızlığıma emin olan birçok insan benle paralel yorumlar yapacaktı, arada farklı düşünenler ya da benim düşünce tarzımı bilmeyenler karşı yorum yapacaktı ama hepsi o.
Malesef burda hangi ideoloji savunulursa savunulsun birçok insana önyargıyla yaklaşıyoruz, sadece bu konuda değil, şu bölümde açılan içinde eylem, ağaç, giyim, parti geçen konuların hepsinde bu var. Konuyu açan a veya b kişi olsun, a konu açtığında b karşı fikrini yazıyor, a gibi düşünenler giriyor topiğe, sonra b gibi düşünenler, konu çığrından çıkıyor, fikir dayatmasına gidiyor, sorarsanız hepimiz düşünce özgürlüğünden bahsediyoruz ama karşı fikrimizi ortaya koyarken bizim gibi düşünmeyeni baskılamaya çalışıyoruz.
Bunların dışındaki konular bildiğiniz öksüz yetim gibi çünkü içinde yukarıda saydıklarım yok, bakın bölüme en çok yorum alan konulara bir bakın, birde üç beş yorumla kendi haline bırakılan konulara bakın, o üç beş yorumlu konularda çok önemli ama biz fikir baskısı yapmayı yeğliyoruz.
Giyim baskısı, siyasi ideoloji baskısı, bu böyle gider, oysa ağaçlar mı konu benim düşüncem net, ben ağaç kesimine karşıyım, orda kestim ama burda şu kadar diktim demek bana 100 çocuğu kestim ama yerine 1000 tane çocuk verdim demek gibi geliyor, çünkü onlar canlı, onlar çiçek açıyor, onlar meyve veriyor, senin benim kadar canlı, insan olmadıkları için önemsiz görülmelerini anlamıyorum, ki ben tek bir çam ağacı için ortalığı ayağa kaldırmış biriyim, ben çocukların istismar edilmesine de karşıyım, amaç ne olursa olsun, bizler kocaman insanlarız, belki fikirlerimiz kirli biz çocuklar kadar masum değiliz ki, onların masumiyetlerini kullanmayı hak görmüyorum kendimde.
Kimsenin benim gibi düşünmesini beklemiyorum fakat önyargılı olmayı da anlamıyorum, hep geniş bakın sözünü kullanırım, biz geniş bakamıyoruz, o yüzden hep bir tarafta olmamız gerekiyormuş gibi hissediyoruz.