- 28 Mart 2012
- 8.170
- 2.003
Çocuklar arasındaki yaş farkı ne kadar az ise çocukların birbirleri ile kavga etme olasılığı o kadar fazladır. Çünkü aynı ya da birbirine yakın gelişim döneminde olan çocukların temel ihtiyaçları ortaktır. Doğal olarak bu ihtiyaçları karşılayacakları kaynaklar -nesne ve kişiler- da ortaktır. Kaynakların ortak kullanımı çocukların bunları paylaşmasında sorunlar çıkarmakta ve onların birbiri ile kavga etmelerine neden olmaktadır.
4 ve 6 yaşlarındaki iki çocuk için oyuncakları hayatlarında en değerli eşyalardır. Çok fazla oyuncağa sahip olmalarına rağmen diğerinin elindeki oyuncak o an ulaşılmaz olduğu için daha cazip gelecektir ve kavga etmelerine yol açacaktır. Eğer ki çocuklar birlikte oynamayı becerebiliyorlarsa sorun kolay çözülür. Ancak bu alışkanlığı henüz kazanamamışlarsa oyuncak alırken ikisine ayrı ayrı almak bir çözüm olabilir. Hem böylece birbirlerinin oyuncağını merak ettikleri için paylaşmayı da öğrenmeye başlarlar. Daha güzel bir çözüm ise küçük yaşta iken çocuğu paylaşmaya alıştırmaktır.
4 ve 9 yaşındaki çocuğun gelişim dönemleri farklı olduğu için ilgi alanları da farklı olacaktır. 4 yaş çocuğu hala oyuncaklarla oynamayı severken 9 yaşındaki bir çocuk için kırtasiye malzemeleri, kitaplar, bilgisayar oyunları ya da grup oyunları daha ön plana çıkacaktır. Bu nedenle yaş farkı az olanlara göre daha az geçimsizlik göstereceklerdir. Fakat bu, hiç kavga etmeyecekleri anlamına gelmez.
Anne-baba her çocuk için sahip oldukları en değerli şeydir. Yaş ilerledikçe anne-babaya duyulan ihtiyaç azalsa bile, yine de onlar çocukları için en değerli olacaklardır ve onları paylaşmak yetişkin bir kişi olana kadar hep sorun yaratabilir. Bu nedenle ebeveynlerin çocukları ile ilişkilerine çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Zaman zaman zor olsa bile dengeyi kurmaya çalışmalıdırlar.
Aralarındaki yaş farkı fazla olsa bile, ergenlik çağındaki bir çocuk ile küçük kardeşi ya da büyük abisi/ablası sık kavga edebilir. Buna ergenlik döneminin getirdiği bir takım gelişimsel özellikler neden olmaktadır. Ergen sadece kardeşi ile değil anne-babası ile de sürekli bir tartışma içerisindedir. Ebeveynlerin ergenlik dönemi konusunda çeşitli kaynaklar aracılığıyla kendilerini bilinçlendirmeleri bu geçimsizlik ile baş etmelerinde onlara yardımcı olacaktır.
Yaş farkı 7-8 yaş yada daha fazla ise büyük çocuk kardeşine gerçekten bir abi ya da abla gibi yaklaşabilir. Onun bakımı ile ilgilenir, ihtiyaçlarını karşılar, derslerine yardımcı olur, gezdirir, oynatır, oyalar. Kısacası kardeşinin sorumluluğunu isteyerek alır. Ancak arada çok yaş farkı olduğunda ortak paylaşımları az olabilir ya da kuşak farkı oluşabilir ve duygusal anlamda birbirlerini anlamakta bazen zorlanabilirler.
Yaş farkı çok da olsa az da olsa kardeşler arasında kıskançlık ve kavgalar her zaman olasıdır. Mühim olan kavgaların duygusal ya da fiziksel hasara yol açmadan çözümlenmesidir.
Kardeş kavgalarında şiddet varsa ne yapılmalıdır?
Şiddet model alınarak öğrenilen bir davranıştır. Kardeşler arası şiddeti önlemek için öncelikle, ebeveynler hiç bir koşulda şiddete başvurmamalıdırlar. Kendi aralarındaki ya da çocukları ile olan problemlerinde şiddeti bir çözüm yolu olarak kullanmamalıdırlar.
Şiddet aile içerisinde ne sebeple olursa olsun kabul edilemez olmalıdır ve şiddet uygulamanın bir yaptırımı olmalıdır. Şiddetin sakıncaları ve uygulayan kişinin bu davranışından dolayı ne tür bir yaptırımla karşılaşacağı çocuklara öncesinde anlatılmalıdır.
Bir kavgada şiddet kullanıldığında kimin haklı kimin haksız olduğuna ya da meselenin ne olduğuna bakılmaksızın, şiddete uğrayan çocukla ilgilenilmelidir. Şiddet uygulayan çocuk haklı dahi olsa ona karşı bir yaptırım (bir müddet için sevdiği bir şeyden mahrum bırakma ya da ayrı ancak güvenilir bir mekana göndererek kısa bir süreliğine iletişimi kesme...vs) uygulanmalıdır. Uygulanacak yaptırım çocuğun yaşına uygun olmalıdır.
Çocuklara fırsat verilmesine rağmen sorunu kendi aralarında çözemiyorlarsa, ebeveynlerin yol göstermesi gerekebilir. Bu kavgaya müdahale etmek ya da hakemlik yapmak demek değildir. Çözüm alternatifleri sunulmalı ancak çocuklar seçme konusunda serbest bırakılmalıdır. Onu da yapamazlarsa daha önceki yazımızda bahsettiğimiz gibi kavgaya neden olan nesneyi kullanmalarına bir süreliğine izin verilmemeli ya da çocuklar bir arada kavga etmeden durmayı başarıncaya kadar ayrı bir mekana gönderilmelidir.
Kardeş kavgaları nasıl en aza indirilebilir?
Çocukların çoğunlukla, kavga etmek için özel bir nedene ihtiyaçları yoktur. Ancak bazı durumlar vardır ki gerçekten kavga ya da geçimsizlik nedeni oluşturmaktadır. Kaynakların ortak kullanımı, kıskançlık ve haksızlığa uğradığını düşünme bunların başlıcalarındandır.
Kaynakların ortak kullanımından doğan kavgaları önlemek için çocuklara ait özel alan ve eşyalar oluşturmak küçük çapta da olsa bir çözüm olabilir. Çocuklar aynı odayı paylaşıyorlarsa yatakları ve dolaplarının ayrı olması, kendilerine ait bir masa ya da köşelerinin olması iyi olacaktır. Kendi odaları olmayan çocuklarda ise evde oynamaları için kendilerine ait hissedecekleri uygun köşeler oluşturulmalıdır.
Anne bir çocuk ile ilgilenirken, baba diğer çocuk ile ilgilenmelidir. Ancak bunların yanı sıra hep birlikte ailecek yapılacak etkinliklerde de bulunulmalı ve zaman zaman çocukların bir arada oynamaları için ortamlar oluşturulmalıdır. Onlara birlikte nasıl güzel bir şekilde vakit geçirebilecekleri konusunda rehberlik yapılmalıdır.
Kıskançlığın sebep olduğu kavgalar, çocuğun anne-babayı paylaşmak zorunda kaldığı için diğer kardeşe öfkelenmesinden kaynaklanabileceği gibi anne-babanın çocukları birbirleri ile kıyaslamasından da kaynaklanabilir. Burada çocuğun öfkesi kardeşine değil, aslında, annesine babasınadır.
Ebeveynler çocukları ile ilişkilerine dikkat etmeli, her biri ile zaman zaman bire bir vakit geçirmelidirler. Kıyaslamalara girmemeli, her birini yeteneği doğrultusunda farklı alanlara yönlendirmelidirler. Kıyaslanan çocuklar sürekli birbiri ile rekabet içerisinde olurlar. Bunun yanı sıra kendisini yetersiz hisseden çocuk diğer kardeşi konusunda kompleks geliştirebilir ve bu, yaşı ilerlese bile devam edebilir.
Kardeş kavgalarını pekiştiren bir diğer nokta ise ebeveynlerin yaşından dolayı küçük çocuğun tarafını tutması ve büyük çocuktan sürekli anlayış göstermesini beklemesidir. Ya da yaşı küçük olmasa bile ailede bazı çocuklar zor mizaçlı olabilirler ve sürekli idare edilip alttan alınması gerekebilir. Bu, yanlış bir tutum olsa bile sık sık uygulanmaktadır. Bu durum da yine diğer çocuk için sıkıntı yaratır. Kendisini haksızlığa uğramış hisseder. Zaman zaman aile bu duruma başvursa bile bunu bir alışkanlık haline getirmemeye özen göstermelidirler ve yeri geldiğinde küçüğe de hatasını söylemelidirler.
Bu bahsettiğimiz hususlara dikkat edildiği takdirde kardeş kavgaları sona ermese bile en azından daha azalabilir ya da daha sağlıklı yollardan çözümlenebilir.
BİTİRİRKEN;
Her ne kadar çocuklar kavga etseler, geçinemeseler de bu, onların birbirlerini sevmediklerini göstermez. Bir bakarız kavga edip küsmüşler, bir bakarız anlaşıp barışmışlar. Mühim olan, çocukların bu kavgalardan olumsuz etkilenmesine engel olmak ve bu durumu sosyalleşme anlamında bir avantaja çevirmesine yardımcı olmaktır.
Psikolog Canan Cantürk
4 ve 6 yaşlarındaki iki çocuk için oyuncakları hayatlarında en değerli eşyalardır. Çok fazla oyuncağa sahip olmalarına rağmen diğerinin elindeki oyuncak o an ulaşılmaz olduğu için daha cazip gelecektir ve kavga etmelerine yol açacaktır. Eğer ki çocuklar birlikte oynamayı becerebiliyorlarsa sorun kolay çözülür. Ancak bu alışkanlığı henüz kazanamamışlarsa oyuncak alırken ikisine ayrı ayrı almak bir çözüm olabilir. Hem böylece birbirlerinin oyuncağını merak ettikleri için paylaşmayı da öğrenmeye başlarlar. Daha güzel bir çözüm ise küçük yaşta iken çocuğu paylaşmaya alıştırmaktır.
4 ve 9 yaşındaki çocuğun gelişim dönemleri farklı olduğu için ilgi alanları da farklı olacaktır. 4 yaş çocuğu hala oyuncaklarla oynamayı severken 9 yaşındaki bir çocuk için kırtasiye malzemeleri, kitaplar, bilgisayar oyunları ya da grup oyunları daha ön plana çıkacaktır. Bu nedenle yaş farkı az olanlara göre daha az geçimsizlik göstereceklerdir. Fakat bu, hiç kavga etmeyecekleri anlamına gelmez.
Anne-baba her çocuk için sahip oldukları en değerli şeydir. Yaş ilerledikçe anne-babaya duyulan ihtiyaç azalsa bile, yine de onlar çocukları için en değerli olacaklardır ve onları paylaşmak yetişkin bir kişi olana kadar hep sorun yaratabilir. Bu nedenle ebeveynlerin çocukları ile ilişkilerine çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Zaman zaman zor olsa bile dengeyi kurmaya çalışmalıdırlar.
Aralarındaki yaş farkı fazla olsa bile, ergenlik çağındaki bir çocuk ile küçük kardeşi ya da büyük abisi/ablası sık kavga edebilir. Buna ergenlik döneminin getirdiği bir takım gelişimsel özellikler neden olmaktadır. Ergen sadece kardeşi ile değil anne-babası ile de sürekli bir tartışma içerisindedir. Ebeveynlerin ergenlik dönemi konusunda çeşitli kaynaklar aracılığıyla kendilerini bilinçlendirmeleri bu geçimsizlik ile baş etmelerinde onlara yardımcı olacaktır.
Yaş farkı 7-8 yaş yada daha fazla ise büyük çocuk kardeşine gerçekten bir abi ya da abla gibi yaklaşabilir. Onun bakımı ile ilgilenir, ihtiyaçlarını karşılar, derslerine yardımcı olur, gezdirir, oynatır, oyalar. Kısacası kardeşinin sorumluluğunu isteyerek alır. Ancak arada çok yaş farkı olduğunda ortak paylaşımları az olabilir ya da kuşak farkı oluşabilir ve duygusal anlamda birbirlerini anlamakta bazen zorlanabilirler.
Yaş farkı çok da olsa az da olsa kardeşler arasında kıskançlık ve kavgalar her zaman olasıdır. Mühim olan kavgaların duygusal ya da fiziksel hasara yol açmadan çözümlenmesidir.
Kardeş kavgalarında şiddet varsa ne yapılmalıdır?
Şiddet model alınarak öğrenilen bir davranıştır. Kardeşler arası şiddeti önlemek için öncelikle, ebeveynler hiç bir koşulda şiddete başvurmamalıdırlar. Kendi aralarındaki ya da çocukları ile olan problemlerinde şiddeti bir çözüm yolu olarak kullanmamalıdırlar.
Şiddet aile içerisinde ne sebeple olursa olsun kabul edilemez olmalıdır ve şiddet uygulamanın bir yaptırımı olmalıdır. Şiddetin sakıncaları ve uygulayan kişinin bu davranışından dolayı ne tür bir yaptırımla karşılaşacağı çocuklara öncesinde anlatılmalıdır.
Bir kavgada şiddet kullanıldığında kimin haklı kimin haksız olduğuna ya da meselenin ne olduğuna bakılmaksızın, şiddete uğrayan çocukla ilgilenilmelidir. Şiddet uygulayan çocuk haklı dahi olsa ona karşı bir yaptırım (bir müddet için sevdiği bir şeyden mahrum bırakma ya da ayrı ancak güvenilir bir mekana göndererek kısa bir süreliğine iletişimi kesme...vs) uygulanmalıdır. Uygulanacak yaptırım çocuğun yaşına uygun olmalıdır.
Çocuklara fırsat verilmesine rağmen sorunu kendi aralarında çözemiyorlarsa, ebeveynlerin yol göstermesi gerekebilir. Bu kavgaya müdahale etmek ya da hakemlik yapmak demek değildir. Çözüm alternatifleri sunulmalı ancak çocuklar seçme konusunda serbest bırakılmalıdır. Onu da yapamazlarsa daha önceki yazımızda bahsettiğimiz gibi kavgaya neden olan nesneyi kullanmalarına bir süreliğine izin verilmemeli ya da çocuklar bir arada kavga etmeden durmayı başarıncaya kadar ayrı bir mekana gönderilmelidir.
Kardeş kavgaları nasıl en aza indirilebilir?
Çocukların çoğunlukla, kavga etmek için özel bir nedene ihtiyaçları yoktur. Ancak bazı durumlar vardır ki gerçekten kavga ya da geçimsizlik nedeni oluşturmaktadır. Kaynakların ortak kullanımı, kıskançlık ve haksızlığa uğradığını düşünme bunların başlıcalarındandır.
Kaynakların ortak kullanımından doğan kavgaları önlemek için çocuklara ait özel alan ve eşyalar oluşturmak küçük çapta da olsa bir çözüm olabilir. Çocuklar aynı odayı paylaşıyorlarsa yatakları ve dolaplarının ayrı olması, kendilerine ait bir masa ya da köşelerinin olması iyi olacaktır. Kendi odaları olmayan çocuklarda ise evde oynamaları için kendilerine ait hissedecekleri uygun köşeler oluşturulmalıdır.
Anne bir çocuk ile ilgilenirken, baba diğer çocuk ile ilgilenmelidir. Ancak bunların yanı sıra hep birlikte ailecek yapılacak etkinliklerde de bulunulmalı ve zaman zaman çocukların bir arada oynamaları için ortamlar oluşturulmalıdır. Onlara birlikte nasıl güzel bir şekilde vakit geçirebilecekleri konusunda rehberlik yapılmalıdır.
Kıskançlığın sebep olduğu kavgalar, çocuğun anne-babayı paylaşmak zorunda kaldığı için diğer kardeşe öfkelenmesinden kaynaklanabileceği gibi anne-babanın çocukları birbirleri ile kıyaslamasından da kaynaklanabilir. Burada çocuğun öfkesi kardeşine değil, aslında, annesine babasınadır.
Ebeveynler çocukları ile ilişkilerine dikkat etmeli, her biri ile zaman zaman bire bir vakit geçirmelidirler. Kıyaslamalara girmemeli, her birini yeteneği doğrultusunda farklı alanlara yönlendirmelidirler. Kıyaslanan çocuklar sürekli birbiri ile rekabet içerisinde olurlar. Bunun yanı sıra kendisini yetersiz hisseden çocuk diğer kardeşi konusunda kompleks geliştirebilir ve bu, yaşı ilerlese bile devam edebilir.
Kardeş kavgalarını pekiştiren bir diğer nokta ise ebeveynlerin yaşından dolayı küçük çocuğun tarafını tutması ve büyük çocuktan sürekli anlayış göstermesini beklemesidir. Ya da yaşı küçük olmasa bile ailede bazı çocuklar zor mizaçlı olabilirler ve sürekli idare edilip alttan alınması gerekebilir. Bu, yanlış bir tutum olsa bile sık sık uygulanmaktadır. Bu durum da yine diğer çocuk için sıkıntı yaratır. Kendisini haksızlığa uğramış hisseder. Zaman zaman aile bu duruma başvursa bile bunu bir alışkanlık haline getirmemeye özen göstermelidirler ve yeri geldiğinde küçüğe de hatasını söylemelidirler.
Bu bahsettiğimiz hususlara dikkat edildiği takdirde kardeş kavgaları sona ermese bile en azından daha azalabilir ya da daha sağlıklı yollardan çözümlenebilir.
BİTİRİRKEN;
Her ne kadar çocuklar kavga etseler, geçinemeseler de bu, onların birbirlerini sevmediklerini göstermez. Bir bakarız kavga edip küsmüşler, bir bakarız anlaşıp barışmışlar. Mühim olan, çocukların bu kavgalardan olumsuz etkilenmesine engel olmak ve bu durumu sosyalleşme anlamında bir avantaja çevirmesine yardımcı olmaktır.
Psikolog Canan Cantürk