Çocugum için önerilerinizi bekliyorum..


Ogretmen hanimcim,
Siz tavsiyenizi verdiniz, ve kızınızı anlatmaya basladiniz.
Ustun zekali oldugu bilgisi sonradan geldi.

Ustun zekanin, zeka geriligi gibi bir sorun oldugunu dusunen bir egitimcisiniz.
Zeka geriligi olan bir bireyle karşılaşmadığınızı düşünüyorum.
Ikisi de ozel egitim ve ilgi gerektirir.
Ama Sagladiginiz takdirde ustun zeka 'sorun ' değildir.

Ben sizin bazi seyleri abarttiginizi düşündüm. Iki farkli cocuk anlattiniz.
Yoga yapan, piyano calan, tenis oynayan, dans eden, kitap okuyan, mutlu, sosyal anlamda gelismis bir cocuk var.
Ama ayni cocuk kardesi ile uyumsuz, alingan, bir sey söyleyince gozleri doluyor, sinifta dikkati daginik, yemegini dokmeden yiyemiyor, ayakkabisini baglayamiyor.
Yerinizde olsam mutlu ve sosyal kısmını yeniden degerlendirirdim.

Bu arada egitimci degilim ama fizyoterapistim.
Duyu/duyusal butunlemeyi araştırmanızı tavsiye ederim. Ince motor becerileri ile ilgili ozellikle cok guzel cevap veriyor.
 
Kızınız anime çiziyor, tasarlıyor demek ki sanata yatkın bir çocuk. Sanata yatkın çocukların fen veya matematik için zorlanmasına karşıyım. Beni zorladılar hem de diskalkuli yani (matematiksel öğrenme zorluğu) hastalığım olmasına rağmen aile zoruyla okudum evet mühendis oldum ama çok mutsuzum ve bilin bakalım evde kod öğrenmem gereken, gelişmem gereken yerde hala ne ile uğraşıyorum: yağlı boya tablo. Bilmem duydunuz mu grafik tasarım mesleğini, bu şekilde tablet üzerinden fotoşop tarzı programlarla tasarımlar oluşturan, iletişim reklamcılık ve bilimum alanda iş sahası olan bir meslek var. Araştırın derim. Çocuğunuzun yeteneği olan alanlarda çalışmasına ön ayak olun, eminimki başarılı olacaktır. Kalıp gibi aynı, mutsuz bireyler yetiştirmeyelim.
 
Kızım henüz 2.sınıfı bitirdi,seneye 3.sınıf olacak.
Parmak hesabı demişsiniz bu bana normal geldi zira öyle öğretiliyor. Bizim zamanımızda farklıydı sistem şu an farklı.
Çizim yapması da kendince bir uğraşı,zevk aldığı bir hobisi olması güzel.
Çok erken konuşuyorsun diyebilirsiniz ama benim mantığıma göre herkes matematikte çok başarılı olmak zorunda değil ki eşim hesap makinesi gibidir, aklından saniyeler içinde hesaplar birşeyleri ben öyle değilim,kızımda babasına çekmemiş bu konuda.
5 yaşından beri dans eğitimi alıyor(bale,kendi isteği üzerine gönderiyoruz)belki dansla ilgili birşeyler yapar ileride,ona yönelik eğitimini tamamlar. Potansiyelini o yönde geliştirir. Bilemem şimdiden ama tek bildiğim ,onun isteklerine saygı duymak istediğim. Tabi ki şu an tercih yada seçim yapacak yaşta ve olgunlukta değil ama ileride karşıma geçip ne istiyorsa,gözündeki ışığı görürsem şayet,arkasında dururum.
Birde bu yönden bakın derim. Kızınızı böyle görmeye çalışın.
Bu arada bizi bu hale getiren diğer veliler ,yer yer bu rekabete çanak tutan bazı öğretmenler(sözüm meclisten dışarı hepsi öyledir demedim)arkadaşımın kızının öğretmeni tüm velilerin olduğu whatsapp grubunda rekabeti kızıştıracak şekilde notları,en iyileri vs paylaşıyor. İyi olmayanlar yada başarısız olanları da paylaşıyor. Bence bu tip şeyler olmamalı. Çocuk matematikte başarılı degildir ama başka alanda belki çok iyi notlar alıyordur,yada ortalama bir öğrencidir,bunun ulu orta konuşulması hoş değil ki. Veliler de ister istemez yarışa giriyor,çocuklara yükleniyor bu durumda tabi.
Sanırım en doğrusu potansiyelini olduğu haliyle kabul etmek. Tabi ki yönlendirme,destek elimizden ne geliyorsa yapalım,yapamıyorum ,anlamıyorum dediği noktada ders aldırılabilir okul başarısı açısından ama bunun ötesinde ne yaparsanız yapın çocuk potansiyeli kadar ilerleyecektir. Çok ta hırpalamamak lazım çocukları da kendimizi de.
Kolaylıklar dilerim.
 
Yanlış anlamayın ama bir kısmınızın çocuğu olmak istemezken bir kısmınızın da çocuğu olmak isterdim. Halbuki her iki tarafın da hedefi aynı, çocuğum mutlu olsun, iyi eğitim de alsın. Bir taraf fazla müdahale ile dışsal motivasyon verdiğini düşünüyor ama aksine çocuktaki ufacık motivasyonu da öldürüyor. Bir taraf nasıl mutlu olacaksa diyor ve biraz çocuğa bırakıyor, çocukta içsel motivasyon oluşuyor. Çocuğun okuyacağı kitapları bile yargılamış bazılarınız, bahsettiğimiz çocuk daha , çocukken sizler çok mu mantıklıydınız? Kral Şakir küçümsenmiş inanamadım. Kral Şakir kadar eğlenceli bir şey yok, evet ahmakça ama her şey mantıklı olmak zorunda değil. Bence bayağı da Ufuk açıcı, hayal gücü geliştirici , aynı zamanda hayvanlara karşı farkındalık oluşturucu bir şey. Ben bu yaşımda bayılıyorum, tanıdığım küçük çocuklar da bayılıyor. Küçük dediğim ilkokul sonu ve ortaokul başı çocukları. Lise önemli ama kötü liseden mezunlar da çok iyi yerlere gelebiliyor üniversite sınavında derece de yapabiliyor. Sadece sınav odaklı gitmek değil de çocuğa çocuk da olsa sorumluluklarını öğretmek gerekiyor bence her şeyden önce. Çocuk sorumluluğunu bilir ve ailesi tepesinde olmaz, ona güvendiğini ve her koşulda onu destekleyeceğini hissettirirse çocukta zaten bu sorumlulukları keyifle yapar. Çocuklar biraz da koşsun oynasın eğlensin , hayat boyu sınavla uğraşacaklar zaten biraz da şımarsınlar
 
Günde 50 soru çözmek çok değil mi? Tamamen ezber kafası geliştirir bence. Soru ezberlemektense, problem çözme mantığı geliştirmesi daha çok işine yarar. Zoraki olunca ters de tepebilir. Bir de o yaşta başka ne okunur ki, tam masallardan, fantastik kurguya geçiş yaşı. :)
 
Allahım ne tatlı telaş bunlar :) kızınız ortalama 2.5-3 senedir falan ergenliğe girmiş.orta ergenlik döneminin içinde diyebiliriz belki ve bu dönem genel olarak aile içi çatışmanın en yükseğe ulaştığı dönem bu dönemlerde kızlarda düşük benlik değeri de baya yaygın oluyor mesela erkeklerde tam tersi.
Onun ilgi alanı neyse ona yönelik fırsatlar oluşturmanızı tavsiye ederim.sorumluluklar ve bunların getireceği özgürlükler önemli.ödüllendirme önemli.bu dönem onun için çok hhassas.
 
Mesajlari atlayarak okudum ve cok sacma biseye takildim. Dogru cevabida saniyorum ancak bu konudan alabilirim, cünki anladigim kadariyla burada epey isinin ehli egitimci var. Konu sahibi konuyu dagitmak gibi bi amacim yok ama kusura bakma sormam lazim.
--- Parmak hesabinin nesi kötü?
Yani ben okul yillarimda kullanirdim, is hayatinda da kullandim, simdi cocuklarima da kullandiriyorum. Ben yanlis birsey mi yapiyorum?
 
Kızınızın mutluluğu ve çoxukluğunu yaşaması için de bu gayreti gösteriyor musunuz merak ettim. Mesela günde 1 saat sokakta oynuyor mu veya parka götürüp bsiklet sürdürüyor musunuz?
 
Kötü değil zira öyle öğretiyorlar zaten. Ritmik sayma ile parmaklarını da kullanarak yapıyorlar çarpma vb işlemleri.
Carpım tablosu ezberlemiyorlar ama ikişerli,üçerli vs ritmik sayma öğrenip ondan sonra 4 işlem yapılıyor.
Sistem bu artık ,ben 2.sınıf kızima sayarken kafası karıştığı için parmaklarını kullan diyorum mesela en basitinden,sayarken kaç tane saydığını karıştırmasın diye.
 
Çocuk zevkine uygun kitap okusun nolacakki önemli olan okumayı sevmesi değil mi bir müddet sonra bu türden sıkılıp farklı tür okumak isteyecek
 
Rahat bırakın çocuğu bir. Sonra sil baştan başlayın. Babamız, reglimiz demeden ona bir birey gibi davranın. Kusura bakmayın lütfen ağır bir ergenlik geçirdim ve inanın kötü duruyor ikiniz bir insanmışsınız gibi davranmanız.
Bence okuduğu kitapları eleştirmeyin. Emin olun biryerden olumlu etkisi olacaktır.
Belki soru çözmesi için de bir soru sandığı yapıp içinden seçmesini isteyebilirsiniz. İlk hafta 5 ile başlayıp soru sayısını artırabilirsiniz. Kura çeker gibi belki motive eder. Ama inanın ergen bir insana çalış demek çok havada kalıyor. Annem bana tam kitabın başına oturacakken çalış dedi diye bıraktığım zamanları bilirim.
 
Egitimin icinde olan biri olarak diyorum ki cok yukleniyorsunuz.Birakin ne okuyacagini o secsin.Tatil adi ustunde.Beraber bir program yapin onun isteklerine uygun ve cok bunaltmadan yapilabilecek.Zaten ilgi ve yetenegi dogrultusunda yolunu cizecektir bosuna yipratmayin ne onu ne kendinizi.
 
Benim annemin bir tık sakin versiyonusunuz veya o şekilde anlatıyorsunuz kendinizi diyeyim. Ben de o yaşlardayken müzik, sanat, kitap, el işi gibi bir çok farklı hobiye aşırı ilgi duyuyordum. Okumayı öğrendiğimden beri çok sevdim. Genel olarak hayatımda bir bilgi açlığı var gibi geliyor bana. Kuru bilgi sevmesem de bir insan tecrübeleriyle beraber bu bilgiyi anlatınca bayılıyorum. Forumları okumayı da bundan dolayı çok seviyorum. Okumayı öğrenince küçük şehirdeki hayatım ve ufkum müthiş bir şekilde genişledi. Sürekli para biriktirip kitap alıp kitap okumaya çalışmakla geçti zamanım. Bilgisayar oyunlarına, müzik dinlemeye ve müzik aletlerine, resim yapmaya, el işlerine de çok ilgiliydim. Annem küçükken örgü örerdi öğrenmeyi çok istedim ama izin vermezdi ders çalış derdi. Yapmak istediğim diğer şeyleri hep küçük gördü, kötüledi, yasakladı.

Sabahtan akşama kadar 500 kere ders çalış emrini farklı şekillerde duyardım. 5. sınıftan itibaren, üniversite sınavına kadar dershaneye gittim. Yaz tatili dışında tatilim olmadı. Okulda İngilizce derslerimiz başladığında ben de interneti keşfetmeye başlıyordum. Türkçe internet ve İngilizce internetin büyüklük farklarını görünce İngilizce öğrenmeye de okumayı öğrenmek gibi bakmaya başladım, hep onu diğer derslerimden ayrı bir yere koydum. İngilizce ve geometri en sevdiğim derslerdendi.

Her zaman okul hayatımda başarılı oldum. Annem kitap okumamı asla istemezdi. Odaya kontrole geldiğinde kitabı kapatıp ders kitabını açacak reflekslerimi geliştirdim bunun sayesinde. Liseye giriş sınavı ve üniversite sınavı haricinde hiç bir sınava 1 günden fazla çalıştığımı hatırlamıyorum. Hocayı seviyorsam derste dinlemeyi severdim. İnternetten "hap bilgi" alarak araştırma yapmaya, Vikipedide saatler geçirmeye bayılırdım. Testlerde ve sınavlarda başarılı olmamı mantık duygumun gelişmiş olmasını ve anneme rağmen okuduğum belki yüzlerce çoğunluğu fantastik, bilim-kurgu, "çöp" olan kitaplara borçlu olduğumu düşünüyorum. Annemle ilgili hatırladığım en mutlu anılarımdan biri okuduğum Harry Potter kitabını yürüyüş yaparken anlatmam ve onun da ilgi gösterip gerçekten dinlemesi veya dinliyormuş gibi yapmasıydı.

Müzik aleti çalmayı çok istedim, uzun yalvarmalarım sonucunda aldılar da. 6 ay müzik kursuna gittikten sonra lise sınavına hazırlanmam gerektiği için tekrar göndermediler. Pratik yaparken bile annem sevdiği şarkıları çalmamı istiyordu sadece, zorlandığım çalmam gereken ödev parçalarını çalışmama bile laf ediyordu.

Sonuca gelecek olursak, lisede meslek liselerine gitmeyi istedim, izin çıkmadığı için gidemedim. Üniversitede yüksek puan aldığım için güzel sanatlar sınavlarına girmeme bile izin vermediler. İyi bir puanla, iyi bir üniversitede mühendislik okudum ve bitirdim. Şimdi de fix modern kölelik hayatını yaşıyorum. İşten zaman buldukça nasıl yapsam da sanatımı geliştirsem bunun üstüne bu yaştan sonra bir hayat kurabilsem diye kara kara düşünüyorum.

Bu arada aklımdan 4 işlem yapamam çok basit olmadıkça ve ilkokulda zorladıkları çarpım tablosu ezberleme işini asla yapamadım. Dört işlem yaparken parmak hesabı değil de kağıda yazıyorum alt alta, ilkokul tarzında o şekilde yapabiliyorum. Geometri soruları çözmeyi çok severdim. Asıl zor kısmını çözdükten sonra dört işlem yapıp sonuca ulaşmakta hesap makinesi kullanıyordum, sınavlarda sadece yazarak çözüyordum. Üniversitede hesap makinem hep yanımdaydı. Bundan sonra da elektroniksiz ıssız bir adaya düşsem ve acil bir şekilde adanın alanını hesaplamam gerekse belki ben kuma çubukla yazmaya çalışırken kafasından yapabilen kişi kurtarılır ben kalırım. Bu durumun dışında nasıl gerekli olacak hayal edemiyorum.
Kitap konusunda da şu sıralar en çok okuduğum ve zevk aldığım kitaplar Fizik, kodlama, AI, antropoloji ile ilgili bilgi kitapları. Bazı dönemlerde kurgu okumayı daha çok seviyorum bazen de pek açmıyor.

Size tavsiye olarak da çocuğunuzun yaptığı şeylere ilgi duymaya çalışın, olmuyorsa en azından küçümsemeyin. Ergenlik yaptığı ve sahip olduğu şeyler üzerinden benlik yaratma aşamasıdır bir nevi. Yaptığı, ilgi duyduğu şeyleri küçümsemek çocuğunuzu küçümsemek oluyor onun gözünde. İlgi alanlarına yönelmesine teşvik edin, kısıtlamayın. Benim ailemin yaptığı gibi yalnızca istediğiniz yönde gitmesi için her imkanı sağlayıp diğer yolları kısıtlayıp her istediğini yaptık mutlu edemedik diye başının etini yemeyin. Global pandemi sürecindeyiz, herkes varolmaya yaşamaya mutlu olmaya çalışıyor ve hayattaki asıl önemli şeyleri de görüş açımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
 
İyi de hem seç diyorsunuz hem de seçip okuduğu kitabı saçma buluyorsunuz sürekli bir müdahale kontrol etme isteği memnun olamama.Çocuk bir kere istediği kitabı okusun.Siz iyice kitap okumaktan da soğutuyorsunuz kızı.Kapasitesini de kabul etmiyorsunuz.Çocuk parmak hesabı yapıyormuş problem çözerken zorlanıyormuş.Bence onu anlamaya çalışın.Tutturmayın kapasiten var da var diye.Her çocuğun bir yeteneği vardır.Bu bir spor dalı da olabilir.Çocuklara diretmeyle bir şey elde edemezsiniz.
 
Bende parmak hesabı yapıyorum 35 yasimdayim
Kitap okusunda biseyler okusun severek yaptığı şeyde basaarili olur kitap okuyunca merak ettiginizi anlatmasını rica edin
 
merhaba, bu sene hem lgs hem korona hemde ergenus oğlumla çookkk zor bir yıl geçirdik. Bizim farkettiğimiz tecrübe ettiğimiz bazı detayları paylaşmak istiyorum.
Kitap okuma konusu. Burdaki herkesle aynı fikirdeydim okusunda ne okursa okusun mantığıyla istediği her kitabı alıp okuttuk.Ama öyle değilmiş işte. En azından ülkemizdeki bueğitim sistemine bi faydası yokmuş. Lgs sınavı için okulumuzun dershanemizin önerdiği kitaplar cinayet romanları falan. E sonradan aldık bütün seriyi ama çocuk alışık değil okumaktan soğudu resmen. Araya bi kaçtane dünya klasikleri falan eklemek gerekiyormuş.
yaptığım ikinci en büyük hata. Tüm ödevleri dersleri herşeyi birlikte yaptık. Çalışan anneydim.aman bişey kaçırmayım onu da göreyim bunuda bileyim derken çocuk bişey öğrenebilmeyi öğrenemedi sayemde. Benim fazlaca kontrolcü olmam sonucu oğluşumda sorumluluk falan neredeyse sıfır.
Ve son 7. Sınıf için günde 50 soru çok demişler bence değil. Lakin 8. Sınıfta günde 200 soru bile yeterli olmuyo. Bu doğru mu derseniz kesinlikle karşıyım ama malummm eğitim sistemi buna zorluyo. Çünkü okulda öğrendikleri tarzda kesinlikle soru sorulmuyo lgs de . O açığıda ancak çok soru çözerek kapatabiliyolar.

Birde 7. Sınıftaki çocuk parmak hesabı yapmamalı artık. İlk okul evet ama 7. sınıfiçin çok geç.

Ayyy ne çokkk doluyum ne yazmışımm. Bide yazmadıklarımm.
 
Oğlu yeni lgs atlatmış biri olarak çok kıymetli tavsiyelerde bulunacağım. (8’e mi geçti kızın?)

-Elinden telefonu al, tuşlu ver.
-Günde en az 300 soru çözmeli,özellikle sonlara doğru her hafta 3 kez deneme sınavı çözmeli
-Tutabiliyorsan hoca tutmalısın

Biz telefon işini akıl edemedik diğerlerini yaptık, ona rağmen 4 yanlışımız çıktı.

Lgs şakaya gelmiyor, disiplin ve katı bir çalıştırma şart.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…