ne güzel, ödevin az olması benim çok hoşuma gitti.
bizimki okulda en az 2 sayfa yazıyor. eve geliyor 2 sayfa setten, aynısını bir de deftere yazıyor: günde ortalama 6 sayfa yazı. e çocuğun eve geldikten sonra yolun yorgunluğunu atması (okula yürüyerek gelip gidiyoruz, sadece gidişi 10 dk. yokuşlu yol bir de), üstünü değiştirmesi, yemek yemesi, akşama da 9'da yatırıyorum zaten. ödevlerini de sayarsak her şeyi bitirip, sıra oyununa geldiğinde çok geçmeden uyku saati geliyor. yazık..
bir de geçen günlerde özellikle bir ödevi vardı; küçük "l" harfi. tek bir sayfada 10 sıra, her sırada 18 tane "l" harfi. en üstte de ayrıca 20 tane "l" harfi, bir de bunun arka sayfası var. bu kadar ödev. (ayrıca bir de deftere mi yapmıştı, şimdi pek hatırlayamadım doğrusu) vallahi çocuk bir sırayı çabucak bitirmek için l'leri ayrık ayrık yaptı, niye sık yapmıyorsun da demedim. bitirince de "aferin, çok güzel olmuş" dedim. öğretmeni ertesi gün "l'leri çok ayrık yapmışsın" demiş, çocuk da bana söyledi, hiç umursamadım. benzer bir ödev versin, yine aynı şekilde ayrık yaparsa göz yumarım. daha birinci sınıftan bu kadar zorlama olur mu ya..
bu ödevleri kim hazırlayıp, çocuğa verilecek diye belirliyor bilmiyorum. ama çocuk olmaktan veya çocuk sahibi olmaktan pek anlamadıklarını söyleyebilirim.
ayrıca diğer konularda da eğitim sistemimiz, velilerin yükümlülüklerini belirlerken:
çocuğu servise yazdırabilecek kadar maddi gücü olanları,
hastalık sahibi olmayıp, ayrıca gücü kuvveti yerinde olacak yaşta olanları,
çocuğun anne-babası, ikisi de hayatta olanları,
bir de tek çocuk sahibi olanları baz almış resmen.
yani günü öyle bir planlamak gerekiyor ki, hem temiz bir ev, hem sağlıklı yemekler, alışveriş, fatura yatırma vs, arada bir de olsa eş-dost ziyareti de olsun, günlük ibadet edenler için gereken zamanı da bu plana dahil edersek, vallahi çok milimetrik bir hesap yapmak gerekiyor. hele benim gibi kronik hastalıktan ötürü sürekli yorgunluk çeken birisiyseniz işiniz iş. (üstüne çok çocuklu olup, çalışan anne olmayı hiç hayal edemiyorum)
en azından okulda yemekhane olsa veya servislerde güvenlik denilen bir şey olsa benim için kolaylık olurdu ve bu kadar sızlanmazdım. ama o da yok.. işte bu yüzden tam gün eğitime karşıyım. devletimiz önce bu ülkede herkesin aynı şartlarda olmadığını düşünüp, tam gün eğitimde ne gibi gereksinimler olacak bunu hesaplayıp, gereken düzeni temin etmeliydi (her okula yemekhane veya uygun fiyata güvenli servis gibi) ama böyle bir alt yapı olmadan, bu düzene hop diye geçilivermiş. şimdi ne diyeyim, kime diyeyim...
Allah şartları uygun olmayıp, zorluk çekenlere kolaylık versin. eskiden hastalığıma rağmen "bir çocuk sahibi daha olsak nasıl olur" diye hayal ederdim, ama şimdi "aman" diyorum..