- 13 Ekim 2011
- 2.994
- 3.599
- Konu Sahibi graphicdesigner
- #1.141
Kızlaaarrr
Rabiacım Maşallah Sübhanallah sana ve minnakına Allah uzun ve sağlıklı ömürler nasip etsin çok sevindim :)
Zeynepcim darısı başına inşallah :) tencerelerin hayırlı olsun güle güle kullan.
Nazifecim sana da hayırlı bir evlat dilerim
Grapcığım duanda beni de unutmamışsın Allah razı olsun ama verirse vakitli versin inşallah daha hazır değilim
Yeni arkadaşlar hoşgeldinizzz.
Sadede geleyim
Bu arkadaşınız kalanşo bilmecesini çözdü gibi görünüyor
Hatırlarsanız sevgili kocacığımın 14 şubat hediyesi olan kalanşo yumuşadı ve çiçekleri cansız demiştim. Bitler vardı toprağında da. Ben böceklerden öyle tiksiniyorum ki çiçeğimi balkona attım. Yapraklarından tutup kaldırdım kökler topraktan çıktı. Hava alsın diye bıraktım öyle. Sonraki günlerde yeni tomurcuklar ve canlı çiçekler vermeye başladı. Ama yaprakları her gün daha da yumuşuyordu. Son nefesini çiçeklerine harcıyor diye düşündüm.
Bir akşam balkondaki diğer çiçekleri sularken yine kalanşoma baktım ve bir de böyle deneyelim deyip bolca suyu köklerine boca ettim. Ertesi gün yapraklar tıpkı eskisi gibi capcanlı ve sıkıydılar
Balkonum açık, güneş alıyor ve tahmin edeceğiniz gibi Antalya'da hava 30 derecelerle dans ediyor. Yani kalanşo sıcağı seviyor. Sabah güneşini direkt, öğleden sonrakini de balkon demirinin altındaki siyah filmli cam ile filtrelenmiş halde alıyor. Bu durumda toprak kısa sürede kuruyor ve her akşam güzelce sulamam gerek.
Kısacası ne kadar güneş, o kadar su. Kalanşonun sırrı budur
Rabiacım Maşallah Sübhanallah sana ve minnakına Allah uzun ve sağlıklı ömürler nasip etsin çok sevindim :)
Zeynepcim darısı başına inşallah :) tencerelerin hayırlı olsun güle güle kullan.
Nazifecim sana da hayırlı bir evlat dilerim
Grapcığım duanda beni de unutmamışsın Allah razı olsun ama verirse vakitli versin inşallah daha hazır değilim
Yeni arkadaşlar hoşgeldinizzz.
Sadede geleyim
Bu arkadaşınız kalanşo bilmecesini çözdü gibi görünüyor
Hatırlarsanız sevgili kocacığımın 14 şubat hediyesi olan kalanşo yumuşadı ve çiçekleri cansız demiştim. Bitler vardı toprağında da. Ben böceklerden öyle tiksiniyorum ki çiçeğimi balkona attım. Yapraklarından tutup kaldırdım kökler topraktan çıktı. Hava alsın diye bıraktım öyle. Sonraki günlerde yeni tomurcuklar ve canlı çiçekler vermeye başladı. Ama yaprakları her gün daha da yumuşuyordu. Son nefesini çiçeklerine harcıyor diye düşündüm.
Bir akşam balkondaki diğer çiçekleri sularken yine kalanşoma baktım ve bir de böyle deneyelim deyip bolca suyu köklerine boca ettim. Ertesi gün yapraklar tıpkı eskisi gibi capcanlı ve sıkıydılar
Balkonum açık, güneş alıyor ve tahmin edeceğiniz gibi Antalya'da hava 30 derecelerle dans ediyor. Yani kalanşo sıcağı seviyor. Sabah güneşini direkt, öğleden sonrakini de balkon demirinin altındaki siyah filmli cam ile filtrelenmiş halde alıyor. Bu durumda toprak kısa sürede kuruyor ve her akşam güzelce sulamam gerek.
Kısacası ne kadar güneş, o kadar su. Kalanşonun sırrı budur