CHP ilk kez yüzde 30'u gördü!

Coklu parti sistemine gecmek kolay gibi mi gorunuyor acaba?
O zaman ki surecte halkin cok farkli dusuncelerdeydi ortam cok farkliydi bugun ki duruma gore bunu yargilayamayiz. Sonucta bi kez denenmis ve basarili olunamamis. Demekki kolay bi surec degil.
 
Kapalı oylamayı RTE mi yaptırmış ?

Sizin bu rte takintiniz ne olacak bilmiyorum :)

DPnin mecliste bastirmasiyla chp ve dp işbirliği ile hayata gecti yeni seçim modeli.

Bkz. https://tr.m.wikipedia.org/wiki/1950_Türkiye_genel_seçimleri

Dipnot:
Ilımlı bir siyaset ortamında yapılan 14 Mayıs 1950 seçimleri, CHP için büyük bir yıkım oldu. DP'nin üstünlüğüyle sonuçlanan seçimler sonunda CHP 27 yıllık iktidarını yitirdi. Liste usülü çoğunluk sistemi nedeniyle, oyların yüzde 55'ini alan DP kazandığı 416 milletvekilliğiyle TBMM'nin yüzde 85'ini elde ederken, buna karşın CHP yüzde 40 oy oranıyla kazandığı 69 milletvekilliğiyle TBMM'nin ancak yüzde 14'ünü elde edebildi. MP ve Bağımsızlarsa 1'er milletvekiliyle TBMM'ye girdiler. DP listelerinden bağımsız olarak seçimlere giren 5 aday (Ali Fuat Cebesoy (Eskişehir), Halide Edip Adıvar (İzmir), Hamdullah Suphi Tanrıöver (Manisa), Nadir Nadi (Muğla),Sinan Tekelioğlu (Seyhan)) milletvekili seçildi. Seçime katılım oranı %89,3 olarak gerçekleşti. 63 seçim çevresinden 52'sinde DP, 10'unda CHP, 1'inde de Bağımsızlar birinci oldu.

(Alıntı)
 

Yahu boşverin 1946'yı, 2 ay önceye dönelim.

Reisiniz kendileri hükümet kuramayınca hükümet kurma yetkisini ikinci partiye vermedi, demokrasiyi ezdi geçti.

1946'da Kurtuluş savaşının izlerini yeni yeni atlatan ve üstüne 2. dünya savaşının etkilerini hisseden ve herşeyi yavaş yavaş oturtmaya çalışan fakir TC'de demokrasi beklerken, neredeyse 1 asır sonrası modern Türkiye'sinde demokrasinin ezilip geçilmesine nasıl kör olabiliyorsunuz?
 

Kusura bakmayın bu saydiklariniz demokrasiye geçmemek için bahane değil.

CHP'nin görevlendirilmemesi elbetteki haksizlikti bunu illaki benim de soylemem gerekse söyleyeyim.

CHP'ye yetkinin verilmesi hiçbir şeyi degistirmeyecek de olsa yetki verilmeliydi. Sonucunda yine bir koalisyon kurulamayacagi belliydi ama bu bahane olamaz tabii.

Siz de 1946daki olay hakkında birseyler söyleyin de ufkumuz açılsın.
 
aslında bahane. ama bu bahaneler, uygulamaların demokratik olmadığı gerçeğini değiştirmiyor elbette. hani illa söylenmesi gerekiyorsa diyelim, Cumhuriyetin kurucu kadrosu zaten çoğunlukla Osmanlı Paşası ya da Osmanlı terbiyesiyle yetişmiş bürokrat, haliyle demokrasileri de Osmanlı'nın meşruti monarşisi kadar oluyor.
ki kendisi bir Demokrasi Havarisi olarak görülse de Adnan Menderes de demokratik bir adam değildir. Adnan Menderes'in yol arkadaşı, beraber yargılandığı Celal Bayar, Atatürk'ün son başbakanıdır, zaten.
Menderes de bir zamanlar CHP'liydi, Türk Siyasetine hakim olmayan arkadaşlara duyurulur (seni kastetmiyorum, nickimikim7)
 

Evet 1946'da İsmet İnönü özellikle çoklu partiye geçmemiştir, tek başına iktidar olmuş, çok sesliliği, çok başlılığı engellemiştir. Bu size diktatörce gelebilir, çoğu insana da gelecektir.

Ama o zamanki koşullar, Türkiye'nin dar boğazı, soğuk savaş akabinde 2. dünya savaşı. Karar alma da tek başına olmak Türkiye'yi 2. Dünya savaşına girme gafletinden korumuştur. İnönü'nün yaptığı 4-5 tane iyi şeyden biri de budur. (Ben İnönücü değilimdir, hatta yaptığı çoğu yanlışı da her yerde söylerim)

İnönü sosyalist bir TC kurma çabası vermiştir, serbest ekonomi ve liberalizmi istememiştir. Bu o koşullarda gereklidir haa sonrasında artık liberalizm kaçınılmaz olmuştur çünkü halk fakirleşmiştir. O noktada da zaten CHP kan kaybetmeye başlamıştır. Yani millet artık liberalizme yönelmek, fakirlikten kurtulmak istemiştir. İnönü buna engel olmaya çalışarak en büyük hatasını yapmıştır. İşte DP bunun sayesinde bu kadar oy kazanmıştır.

Yani demem o ki İnönü günahıyla sevabıyla belli bir dönemi atlatmamızı çoklu partiye geçmeyerek sağlamıştır. Ve bence bu diktatörlük ya da antidemokratlık değil zaruriyettir.
 
Ama seçimlerde açık oy gizli sayim vardı. Buna ne diyeceksiniz?
Bu bir geçiş sürecidir. Bir günde tek partili sistemden adaletli bir çok partili sisteme uyanamazsın. 46 seçiminin hataları 50 seçiminde bertaraf edilmiş. Ki benim bahsettiğim süreç çok daha öncesi. Atatürk sağ iken çok partili yaşama geçme konusundaki teşviklerinden ve denemelerden bahsediyorum. Kısaca CHP'den değil Atatürk'ten bahsediyorum.
Dediğim gibi 50'de demokratik ve hukuk tanıyan bir çok partili sistem geldi. Peki bugünün hukuk tanımazlığı da yarın bertaraf edilir mi sence?
 
Kusura bakmayın bu saydiklariniz demokrasiye geçmemek için bahane değil.

.

Kusura bakmayin da dokunulmazligin kaldirilmamasinin bahanesi olur mu.
Su anki secimler cok mu demokratik. Chp hatasindan kisa surede donmus. Ya simdi? Secim baraji, partilere yardim konularinda neden devam ediliyor yillardir. demokratik mi bunlar.

sahi demokrasiden oluyoruz su an. gezide kac genc hayatini kaybetti?
 
Ben CHP ye verdim veririm vereceğim .Bir ara Vatan Partisini düşündüm .Bu havanda su dövmek olur dedim kıyamadım yine CHP ye verdim .Hİç bir zaman baraj altında kalmaz dememek lazım .MHP bile kaldı zamanında
ah indigo sen nerelerdeydin bu zaman kadar
 
Tarihinde alamadı bu kadar oyu chp bu seçimdede alamaz varmı iddiaya giren:))))
 
ilk uçak fabrikası 1936 da kurulmuş duyurulur...


1936’da başladı
Nuri Demirağ ilk uçak mühendisimiz Selahattin Alanı ortak ederek uçak inşa etmeye başladı. 17 Eylül 1936 Beşiktaş’ta bir ARGE atölyesi açarak işe başladı. Nuri Demirağ NU.D 36 (1940), NU.D 38 (1944) yıllarında Türk malı uçaklar yapar. Bu uçaklar Amerikan yapımı uçaklarla boy ölçüşebilecek niteliktedir. THK, Beşiktaş’taki fabrikaya ilk olarak 65 adet planör, sonrasında 10 adet başlangıç eğitim uçağı sipariş etti. Planörler, 1937-1938 yıllarında tamamlanarak teslim edildi Nuri Demirağ’ın Beşiktaş’taki fabrikada yapılan ve hiç bir bozukluk göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye’de olduğu kadar yurtdışında da büyük yankılar uyandırmıştı. Hele çift motorlu, barışta yolcu uçağı, savaşta istenildiği zaman eksiksiz bir bombardıman uçağı görevini yerine getiriyordu Türklerin kendi uçaklarını kendilerinin yapması belli başlı uçak fabrikalarını endişelendiriyordu. İngiliz ve Almanlara göre Amerika’nın endişeleri daha büyüktü.
Ancak Atatürk öldükten sonra bu alana ilgi azalmış devlet desteğini çekmiş Amerika’ya -Türkiye’ye uçak satması için- ön ayak olan kişi Ahmet Emin Yalman Acenteliğidir. 1939’da THK, sipariş ettiği 65 adet uçak zamanında teslimat yapılmaması gerekçeleriyle sözleşmeyi feshetti.
 
Türk Ordusu iki kolordu (7. Kolordu ve 9. Kolordu) ve 80 uçaktan oluşan hava gücü kullandı.[28] Cumhuriyet gazetesi özel muhabiri Yusuf Mazhar'ın aktardığına göre, isyana katılan bütün köyler yakılırken 15.000[1][29] kadar kişi Zilan Deresi'nde öldürüldü.[6][22][30] Sağ kalanların bir kısmı ise İran'a kaçıp katliamdan kurtulmayı başardılar.[31]

Cumhuriyet gazetesi 16 Temmuz 1930 tarhinde bu olayı "Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur." şeklinde duyurmuştur.[22][30]

Bakin aadece vikipedi elimizin altinda
Katledilenler arasinda hamileler cociklarda vardı
Bakalim hangi doneme denk gelmis??
 
Malum dönemler tozpembe zaten
Hel guzel seyler oldu
Bugünkü kurt sorunu kimin eseri acaba
Hangi zihniyetin?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…