Çeşit çeşit matematik

PIRLANTA

Olabildiğince uykulu ve karışık, yaşamak bir arbede,
Meleklerim inliyor geceleri, "Benim" dediğim adamların evinde.
"İnan bana" diyorlar, duygularım sana kadar bakire,
Sanki veresiye defteri tutmuş, borç kesiyor bakkaliye.

Gözlerimde suskun ihanetleriniz var, maval okuma bana,
Bendeki kafa bir milyon, aynam bin beş yüz parça,
Beni ellerimden bağla, "Dar ağacı" dediğim manzaraya,
Dalıp gitmeden önce hemen, şizofren rüyalara.

...

Çok mu arabesk cümleler kuruyorum, dinlemez misin Müslüm?
Çok mu mantıklı sanki, giyindiğin bu kostüm?
Su yok burada kusura bakma, abdestim teyemmüm,
Aklın sende kalsın yürütme, zekan bence kötürüm.

...

Kadının yuttukları dökülüyor avuçlarıma,
Bir yüzük, pırlanta.
Ben yeterince anlattım,
Artık sen kur alaka!

Night

Not: İki dörtlüğü sildim, ağırdı. :)
 
Hicvime malzeme olmuş biri vaktinde, 22-23 yaşlar olsa gerek.

B.K

Aklımın tutulduğu bir zamandaydım,
Yoksa senin suratına bakmazdım.
Ne sende öldüm, ne sende canlandım,
Benim için bir duyguydun evet: (Sana) Acıdım!

Bilirim, iyi oynarsın sen kurban rolünü,
Odunsu belinde, babacığın bükümlü!
Daha çalış kalemin için birkaç kadına a dü..zü,
Miyobuna taktığın gözlük, hörgüçlü(!)

Aklımın tutulduğu bir zamandaydım,
Yoksa kolay yanlış yapmazdım,
Yüzüme attığın tokadı, kalçanda şaklattım;
Sen bindiğim e...il bir attın!

Bilirim, iyi oynarsın sen zarları tutarak,
Fırçamda boyandın, yakıştı allanmak!
Anlat beni her yere, işindir zaten anırmak,
Fesatını gizlemek için suratın ağlak!

Bende mi oluverdin erkek, a i...e
Okusan sevinirsin bile şu şiire;
Bunu sana izah etsem en basitçe;
Tabirler kalacak yine amiyane!

Aklımın tutulduğu bir zamandaydım,
Anlardın, eğer biraz insan olsaydın,
Tarifindeki gibi, tam bir vebasın,
Sövsem a...na sadece zevk alırsın.

Bilirim, iyi oynarsın sapkını dilinde,
Sana bir tavsiye, şeytana aşerme!
Okursan bu şiiri bir gün bir yerde,
Bundan da çalarsın malzeme.

Aklımın tutulduğu bir zamandaydım,
Yoksa seni koluma takmazdım.
Kuvvetle muhtemel aynı yerde kaldın,
Bendeki kıvılcımdan, sendeki yangın.

Bilirim, tutuşmaya yer ararsın,
İşte anca böyle ardımdan bakarsın;
Sen benden daha bipolarsın(!)(!)
Annene söyle, kayışını sıksın!

Dikkat çekmek için kendini yırttın,
Yengeç kovası sendromu yaşadığın!
Yazmak için daha çok üç.ü sardın,
Ben ise fazladan bir b.ka bastım.

Night

Not: Bipolar kelimesini hakaret olarak kullanmadığımı ekstra belirtmek isterim parantezli ünlem kullandığım halde, o bir ironi :)​
 
Son düzenleme:
HALA ÜMİTLİYİM

Hala ümitliyim, bir gün gelecek ve gelecek gerçek olacak;
Hala seninleyim, nabzım atarak ve hüznüme senden katarak
Hala ayaktayım, bir başka gün öl deyip biraz zaman çalarak,
Hala...

Bazen el ayak kestirir canın ancak gönül ampüte kalmıyor,
Sevmeyi unutmadığın takdirde, hiçbir şey yormuyor,
Cevriye Hanım, ben de isterim rengime bir tutam fosfor,
Bu tabloya bayıldım, ümidi fısıldıyor...
Hala...

Night​
 
BAHT

Bir çivi, hem tabutta hem tahtta;
İnsan dediğin, kalır mı aynı bahtta?
Zannetmem ve hatta...
Gel güzel, dünyanın anasını sat da...

Sözlerimde bugün mana arama;
Daha hüzünlü olduğumda her şey birbirine benziyor.
Her yer, aynı şeyi söylüyor,
Aynı şekli alıyor gözümdeki manzara...
Ne olur anlatma; biraz sus...

Bugün rüzgar, daha casus,
Bakışların kabus.

İnsan dediğin, kalmaz ki aynı bahtta,
Güzelim, bu kadar canını sıkma.
Daha ümitli olduğumda, her şeyi biliyormuşum gibi geliyor,
Her yer, aynı sırrı veriyor.
Kusura bakma, sen de biraz sus...

Tazelenmek için bazen makus;
Aklın fokus.

Night

 
TEDAVİ

Çok oyalandın floresanlar altında, geceyi, gündüz zannettiğinden.
Bir güneş doğurmak lazımdı önce, dünyanın ucuna sıkı tutun döndürürken,
İnsan O'nlayken aynı anda ne çok şey, varlıklı amaç varlığa işli,
Yoksa seni sana böl, senden çıkar, çarp ve topla; tek başına hiçti.

Aşka biraz hüzün karıştırmalı ki, çölde de yağabilmelisin,
Nitekim su bulmaya fayda etmeyeceğini anlarsın, kumlara sövmenin.
Yol yol serildi önüne caddeler, iyisiyle kötüsüyle ancak varılacak adrese,
Çıkar aklının "eşittirini", birkaç hap gerekti ve tamam gerisini düşünme.

Kışın üşüyebilmeli, yazın terlemelisin belki, baharların kıymeti için;
Bazen fıkra gibi görmek lazımdır hayatı, demişti Hoca Nasreddin.
Kırık bir kalbin olmalı ki, kalbin kastan ibaret olmadığını hatırlatsın,
Seç beğen al yer küreden hakkındır, sen tedavisi bol bir hastasın.

Night

 

Şiir yazma kısmını yanlış hatırlıyorsun kuzu :) şiir yazmayı hiç sevmem, denemem bile. Romantik bir insan değilim çünkü :) şiir de bir miktar Romantizm barındırmalı. Ama iyi şiiri okumayı da dinlemeyi de severim. Hatta geçen 28 yıllık arkadaşımla bunu konuştuk. Lan dedik elalemin ergen kızları cafelerde yakışıklı çocuk avına çıkarken biz şiir kitabından rastgele şiir açıp "bakalım ne çıktı bana" diyerek şiir okuyorduk o yaşlarda. Sonra da niye böyle odun olduk. İlk sevgilisini 21 yaşında edinmiş, ikincisi ile de evlenmiş biri olarak şiirin kalitelisini severim ama yazmam :) şair bir nebze de flörtöz olmalı bence. O da eksik bende ahahjsjs.

Birkaçını okudum yazdıklarının. Hepsini okuyup toptan fikir belirteceğim ama objektif olurum bak, alınmak yok.

Ayrıca ben senin içinde bu kadar inanç barındırdığını, hak adı geçen o muhteşem sözcüklerinden anladım ki bilmiyordum. Şaşırttın beni kuzu :)
 

Sen bana bakma, benim kafa medcezir; arada cübbemi giyerim arada diskoya gider zebaha kaderr dens...
Bak bakalım, "Yazıyorum" dediğini hatırlıyorum da; herhalde düz yazı denemeler yapıyorsun, ben böyle şiir denemeleri yaptığımdan da aklımda sen de şiir yazıyorsun diye kalmış herhalde. Fikrini merak ediyorum valla, bunlar benim 23-24üme kadar karaladıklarım. Geçtiğimiz günlerde Mune müdürün hicivlerini buldum kazarken, anam bir gaza geldim kendi denemelerimi de toplayasım geldi, sonra baktım benim hicivlerin ayarı kaçık banlanırım; dedim romantik denemelerden gireyim, aralara birkaç sansürle çaktırmadan hicivlileri de iliştiririm (Mune duymasın) .

Bak bakalım, yorumunu da isterim hea. :))
Eskiden bizim kızlar da şiir kitapları alır dururlardı... O zamanlar sanki şiirler daha güzeldi.
 
VER

Boy ver,
Derinliğim kaç adam boyu eder?
Oksijeni bitmiş gibi bugün atmosfer,
Koy ver.

Yol ver,
Var mı gelecekten bir haber?
Gönül ister bazen yeni ezber,
Hak ver.

El ver,
Kurtulmam gereken bir başka kanser,
Kalmadı ciğerde çürüyecek yer.
Son ver.

Boşver,
Beşer, sürecek ömür ister,
Olsun senle beraber,
Dol ver.

Night​
 
Beynim yanıyor biraz okuyim dedim başım döndü Kendine niye eziyet ediyorsun ki şimdi
 
DÜŞTÜM BEDENDEN

Bir düş ile delindim de düştüm bedenden,
Heceydi, daha da geceydi.

Sızdı içeri,
Köprü köprü geçti adımı,
Sanki benim adım'ı.

Tanıdıktı bu zaman, bu yanılgı;
Lakin kulağımda işitilmemiş küpeler asılı.

Nasıl da kaybettim, asıl'ı?
Kopyadan kopya, kopya kopyadan basılı.
Yarın dünden hesaplı, dünden yasaklı şimdi,
Sanki bir karbon kağıdında taşırım eceli,
Kendimi bildim bileli...

Sevdim gönülden de düştüm bedenden,
Seherinde, portakali bir düşten,
Uyandığımda geceydi.

Daha da mecalsiz bir heceydi,
Kayıp bir "Sen"di,
Aşk...

Sayfalarda arasam yarını,
"Sen" diye okusam canımı,
Okudukça "Ben" olsa kitaplar...
Ama kopyalar.

Kopya zamanlar,
Kopya insanlar,
Kopya kucaklar,
Kopya "Aşk".

Sanki bir bana uzak,
Sanki bir bana tuzak,
Sanki bir bana, kopya çekmek yasak.
...
Bir "Sen" yitirdim de düştüm bedenden,
Hecele, daha da gecele içimde.
Sızdın içeri, geçtin teni de.

Bilmezsin sen,
Sende hangi kopya "Ben",
Bende kaç "Sen", secdem.

Oku canım'ı canımdan,
Tutma kollarımdan, gideceksen,
Geç ardıma, sen de iteceksen,
Kopya çekeceksen;
Aşk aşk hecele,
Aşk aşk gecele bende.

Oku canım'ı canımdan tek nefeste,
Dudaklarım bahsederse birden,
Portakali bir düşten,
Sen de uyan gel.

Bir "Sen" yitirdim sevdim de gönülden,
Bir düş ile delindim de düştüm bedenden.
Seherinde, portakali bir düşten,
Uyandığımda geceydi,
Bildim bileli tek heceydi,
"Sen" diye kayıp bir "Ben"di,
Aşk.

Night​
 
KEFALETEN

Biraz yalnızlık korkum var, var ol lütfen;
Dünya kimine yuvarlak, bana dikdörtgen.
Unutursam hatırlat olur mu, nezaketen?
Yaşıyor gibiyim bazen, sadece kefaleten.

Night

 
SEKİZLİK KIZ'IN AŞK HİKAYESİ

Yaz günü, pencereyi aralayan meltemi ağırlıyordu evinde,
Canda, adını bilmediği birine taktığı mahlası yazılıydı, o perşembe.
"Sahi aşk yok mudur bu şehirde?" diye sordurtan varlığı,
Sarsılıyordu operasyon(!) masasında, narkozun(!) etkisiyle.

"Ben sarhoş değilim" dedi, "Elektronik severim bayım sadece"
"Eğer yapabilirsen çekinme, her bir hücremi tek tek hackle"

Onunla aynı kadehte eridiler,
Aynı omuzda dertleştiler,
Senelerce bekleştiler,
Bir (b)akış daha gerekmiş,
Nereden bilecekler?

"Ben sarhoş değilim" dedi, sadece birkaç kadeh önceydi,
Kızgına köle olmamak için isterdi, kuzguna bir efendi.
Kör ebe'de sona kalan sekizlik bir kız gibi,
Saklambaçta ilk yakalanan olmak istedi.

"Biliyorum, senin için üstü fazla kapalı,
Biraz daha boldur, bu kabrin toprağı,
Kafiyeleri iptir, öyle diker yarayı,
Şiirler elbise, seç beğen al dolabı."

Güz günü, kapıyı aralayan sohbeti ağırlıyordu yatağında,
Canda, adını bildiği birine taktığı lakap yazılıydı, o çarşamba.
"Sahi aşk sen midir bu şehirde?" diye sordurtan varlığı,
İfadedeydi cinayet(!) masasında, çapraz sorgu altında.

"Ben başıboş değilim" dedi, "Dinamik severim bayım sadece"
"Eğer yapabilirsen çekinme, beni kendine lehimle"

Onunla aynı fırında eridiler,
Aynı ağızda dertleştiler,
Senelerce bekleştiler,
Bir (b)akış daha gerekmiş,
Nereden bilecekler?

"Ben başıboş değilim" dedi, sadece birkaç çoban önceydi,
Gölden çöle dönmemek için isterdi, yağmuru takipte biri.
Adı dokuza çıkmış, sekizlik bir kız gibi,
"Sekizi görecek" birini istedi.

Biliyorum, senin için üstü fazla kapalı,
Biraz daha boldur, bu ormanın ağacı,
Kafiyeleri kiptir, belki tesbihatı,
Şiirler taç, seç beğen al aklını.

Night


Daha da üstü kapalı yazsaymışım ya la. :)
Not: "Sekizi görmek" diye tabir ettiğimin altına not düşmüşüm, sekiz rakamını baş aşağı da çevirsen yine sekiz, yan yatırırsan sonsuz işareti ya, ona gönderme yapmışım herhal. :))
Ne zamanlardı bea. Kendimce şarkı sözleri de yazmışım pcnin dibine atmışım, bu konunun sonu gelmez gibi görünüyor asdsladjakldj.Kafiye uydur uydur bi hal olmuşum : p
 
HAKSIZLIK

Bildiğim kelimeler ve devamını getiremiyorum, bu haksızlık!
Kendime itirafımda hep yeniliyorum, farkındayım, hazımsızlık.
Biraz daha vuruyorum kendime, yaptığım şey acımasızlık,
Tanımıyorum kimseye yer kürede artık, bir tutam ayrıcalık.

"Neden?" deyip de geçeli iki sene oldu, kabul ettim verdiğini,
Yine de gücüme gidiyor, izledikçe çölümden el bahçeyi.
Korkuyorum, takdir edersiniz ki aşıyor beni astroloji, pek tabi,
İyileşmiyor, geçmiyor, uyumsuz; bu her şeye alerji.

Beni nereden aldın nerelere koydun, nasıl ağlayasım var,
Daha çok sorasım var "Hakkım bu mudur?" payım hep nar.
İnsanım, diyorum kendime "Beterin beteri var" dayan har;
Hiçbir yerde yokum, kalmadım, bomboş her civar.

Bildiğim kelimeler ve devamını getiremiyorum, bu haksızlık!
Yerim yurdum karıştı, her kelimemde vatansızlık.
Dokunuyor çok, yapamıyorum kardeşime bile ablalık,
Bağırdığımda çıkan şey çığlık değil, adsızlık.

Beni nereye gömdün, nereye yolladın beni, neredeyim?
Bildiğim hiçbir şey çare değil, yarım her öğretim.
Her adımım, her nefesim, varlığım kubbede anonim,
Küsüyorum, çok küsüyorum, anlatamıyorum size başhekim.

Night

 
Son düzenleme:
KANDIRMAK

Sana taptığım kadar varsın dünya, ben ibadetten kaçak;
Belki çok uçmuştum, lazımdı alçalmak.
Sallıyorum bu salıncakta aklımı, belki lazım alışmak;
Yediğim yemek, kan gönle rüya bandırmak.

Terk edilmişliğim ezeli, doğumla geldiğim sahte kucak,
Bunu bilen ruhum, söz geçiremediğim bir aylak.
On çift de giysem nalınları, ayaklar çıplak,
Göbek adımdır oku ele aldığımda, hedeften caymak.

Belki de böyle lazımdır, nefsi boğmak,
Ama bu kadarı zuldür, yok mu sende acımak?
Yarısı doludur belki, ben görürüm boş bardak,
Gözü mü gönlü mü, hangisini gerek kandırmak?

Night​
 
21-22 yaşlarında yazdıklarımdan yine.

KAFİYELİ

Göğe söyledim, kağıt uçaklarım var benim;
Tecrübesizin neşteriyle iki adam boyu yarık bedenim.
Sessizlik, birkaç adım sonra külfet ve taşıdıkça ağırlaşan eziyet,
Ne varsa artık içimde, kusturmaya çalışıyorum parmaklarımı değdirerek.

Bir acıda huzur bulmak çok ürkünç, mazoşist deniyor sanırım buna;
Böyle olmamalıydı, alıştım ve sarıldım birkaç gün sadist dünyaya!
Kafiyeleri şimdilik kaldırıp bir kenara;
Anlatmak istiyorum...

Bulunmak derdim, kayboldum der dururum da bence battım,
Bir okyanus içi değildir, çamur mu desem, yoksa sadece bahtım?
Olmuyor, ölçüden çıkası gelmiyor aklım,
Bir daha dene...

Dargınım, herkes gibi biraz,
Sadece darıldığım zamanlar hatırımda daha belirgin.
İnsanın unutmasına yaslayasım var kalbimi,
Ama unutamıyor ve uyutamıyorum.

Bir hastalık dediler adına, damgalandım oturdum,
Her yerde ve herkese anlatasım var,
Her düşeni elinden tutup kaldırasım var,
Ama yok dermanım.

Ondan bir miktar karardım,
İşlerimi yarım bırakıverdim,
Ben çok sıkıldım.
Her yüzün tanıdık geldiği bu yurtta,
Tatlarım da kayboldu.

Duyularıma güvenemiyorum çünkü beni şaşırtıyorlar,
Rezil ediyorlar cümle aleme.
Nasıl anlatsam, nasıl söz geçirsem 21 yaşındaki gence?
"Daha kötüsü var" deyip mi kandırsam?

Herkesin yükü kendine büyük klişesine sarılıp,
Onu özel olduğuna mı inandırsam?
Değil ki...

Zekasına inandırsam...
Eksik ki...

Güzelliğine inandırsam...
Geçici ki...

Nasıl versem tes'el'li?
Bak yine kapattı sonu,
Kaf'i'yel'i.

Night

Notlar:
"Kafiye" kelimesi bütün okunurken içi parçalı.
Kaf: Arap alfabesinin 21. harfi / Yüksekçe toprak
Kafi: Yeterli
Yel: Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti/ Halk ağzında "Ağrı".


"Teselli" kelimesi bütün okunurken içi parçalı.
Tes: Senin (Farsça)
El: Kolun, bilekten parmak uçlarına değin olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü.​
 
(Y)AŞAR

Ben (y)azar değilim, (y)aşar'ım sadece;
Genlerimin basit bir oyunu.
Söver dururum arada keyfe kedere,
İterim fırına birkaç odunu.

Sazla geçmez, arada elektro gitar telliye,
Baştan yarat tanrım solgun doku'yu.
Sudan gelene kadar döverim elime geçse,
Ondan kurut bazen suyunu.

Dertleri dünyadan absorbe,
Sever olmuş O da uykuyu.
Desem ki sana " Onu affetme",
Haksızlık ederim ihtiyara, bastonlu.

İstediği nedir bilirsin, ver be,
Açık gitmeden gözleri buğulu.
İşitirsin ya, işitirsin sen öte,
Kalpteki atışı uğultulu.

Ben (y)azar değilim, (y)aşar'ım sadece;
Derinde var bir vurgunu.
Ne zaman salacaksın merak bende,
(Denize) Sen bu koy'unu?

Night

Not: "Koyun" kelimesi içinde, koy parçalı.
Koy: Küçük körfez
(İki anlamlı bir şiirimsi denememsi olmuş bu)
 
YAL

Benden çalabilirsin, çal.
Benden yanabilirsin, dal.
Benden duyabilirsin, fal.
Benden tadabilirsin, bal.
Benden kaçabilirsin, nal.
Bende yüzebilirsin, sal.
Al, sana bir kap yal.

Night

Not:
Yal: Tatsız tuzsuz yemek /Köpeklere-ineklere verilen bulamaç.​
 
KAM(B)ER

Defteri beş ortalı, tokadı okkalı,
Dili im(l)alı, kalem elde kan hokkalı,
Cambazı gamlı, ipin ucuna asılı,
Kimsesizliği analı babalı.

Geçmişe bakınca, gelecekten alacaklı,
Şimdiye bakınca geçmişten sabıkalı
Geleceğe bakınca şimdiden sakıncalı
Ah güzelim bu akıl salıncaklı.

Sever kendini, ne çok anlatmayı,
Ayıplama O'nu, sırtı pek bıçaklı.
Sanki üç gün oldu daha ayrılalı,
Sigarayla intihara bağımlı.

Ah güzel otur da sana yüzümü anlatayım,
Aynada göremediğin yüzüne yanayım.
O zaman daha yirmi bir yaşındayım,
Dünyanın ve galaksinin çok dışındayım.

Ya ölecekti ya tutunacak bir yer bulacak,
Küstüğü resimleri hatırladı önce, ama kim uğraşacak?
Dünya değer mi bir esere, altına imza atacak?
Sonra hem kim ki, sanki kıymet bulacak?

Mükemmel bir gün batımıydı onu döndüren intihardan,
Işığın batışı bile nasıl güzeldi, kendi güzelliğini kapatan.
"Bu kadar güzel bir şey, bugün benim için gitti" dedi,
Kim bilir, belki de özel olmayı hissetmek genetik bir espri.

Düşündü biraz daha, aklına nasıl güvenirdi?
Ağırdı yaşarken, özenti gençliğin giydiği teşhisi.
Bir göğün üstüne çıktı da oradan çakıldı kuyuya,
Depresyona benzemiyor gibiydi depresyon tarifi.

O kadar sığ, o kadar düz ve o kadar sıkıntılı,
Her şey tanıdık ve manası suratında asılı.
"Öl" diye bağırıyor dallardaki her çıtırtı,
Kime anlatsa "Anlamıyor" kendi de bilmiyor ki sırrı?

"Sır böyle tutulur "Fatih"!
Kendinden dahi gizlersin,
Ağzından hiçbir şekilde,
Çıkaramazsın"

İşte bu dörlük ile çölde gemi çektiğini gördü,
A canım, gideceğin yer için, fethin ne gülünçtü.
Kendi esprisinin altında kırk kere öldü,
Nasıl ağladığını görmeliydin, geçerken kabulü.

Şimdi yüzünün önemi ne gezer,
Doğurmak lazım bir çocuğu, olmalı eser,
Düştüğün yerden geri asıl kamer;
Eee "Kam(b)ersiz dü(ğü)n olmaz" demişler.

Night

Düğün: Şiirde "Dünya"yı sembolize ediyor.
Kamber: Şiirde "Deli"yi sembolize ediyor.
Parantezi kapatınca da, elbette "Geride kaldı" anlamına gelen cümle oluyor. :)
Fena değilmiş bu, sanırım 24te yazmışım.​
 
PEMBE MAGANDA

Sen evet, uzun saçlı pembe maganda,
Söylesene, kaç hane var yaşında?
Bir de bana akıl veriyor gelmiş, istedik mi?!
Bi git Allah aşkına.

En güzel yemeği o yaparmış, aferin;
Lütfen şu hıyara madalyasını getirin.
Ablam haberin yok olmuşsun yamyam,
Gözlerinle etimi didik didik yedin.

Çatallı dili, biraz da suyundan koysana,
Rabbim sınıyor olsa gerek olmuş bana akraba.
Sabrım fena değil de, sen yine zorlama;
Yırtıveririm ağzını yukarıdan aşağı ve sağdan sola.

Night


Bunu kime yazdığımı hatırlayınca daha güldüm asdhasd
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…