Çeşit çeşit matematik

.......

Senin de ne dertlerin varmış, dinledim mazini;
Hak veremedim görünce, yetimden çıkardığın öfkeni.
Para olmuş taptığın, anlatma bana secdeni,
Giyince göreceksin ancak cepsiz kefeni.

Hiç utanmadın mı, o evlerin üstüne yatarken,
Boğazına takılmadı mı hak, z..kımlanırken?
Bana bakışların daha beter cerahatten,
Hakkında düşündüğüm şeyler oldukça müstehcen(!)

Bir gram kendini sevdirmeyi başaramadın,
Hatalarını telafide yoktun ve tam bir kabaydın.
İpe dizdin sülaleyi, iki ağladın, inek gibi sağdın,
Ah yerinde ben olacaktım ki babamın!

Bir yudum suya muhtaç olsan uzatmam elimi,
Senelerce, itina ile tükettin bendeki yerini.
Serilse benden önce sana ölüm döşeği,
....... hakkını helal edeni.

Öbür dünya var ise bil ki yakandayım,
Sen ölürsen, ardından kına yakacağım.
Fatihan okunurken kabrine sırıtacağım.
Kutlamak için belki bir parti yapacağım.

Night

Fazla hardcore olduğum zamanlar. :))
Paylaşmayacaktım ama çeşit çeşit matematik olsun dedim, bu da bir örnek olarak dursun.
23 yaşlarında filan olmalıyım bunu yazdığım sıra.
Başlığını da sildim, adrese tam teslim olmuş bu :KK70:
 
........

Kaypaklık var ruhunda, utanmaz neslin;
Suratına tükürsem "Şükür" der pişkin.
Yalakalıkta yok üstüne tam bir parafin,
Kendini överken biraz indir havanı şişkin.

Omurgan yok tutayım desem kıvırırsın,
Hayatımda gördüğüm en köşesiz kızsın.
Sen bile olmayı başardın ya saygın,
Sahteliğine delildir varlığın, dünyanın.

Seneler sonra içli içli mesaj yazmış,
İnsan önce özür diler ağzı a.ış!
Çıkarın olmasa tutar mısın sen alkış?
Tabi aradın eski enayiyi bir bakış.

Ne çok kullandın dostluğumu, sabrımı,
Hakkını yiyemem, sende öğrendim aklımı.
Dedim hadi bir an, şu ....... kızını,
Yüzünü hatırlayınca tadım kaçtı.

Sana ne desem bilirim az gelir,
Senin gibiler .... için ...t ..rir;
Hata seni kendine dost seçen bende,
Bir sana söverim arada, bir kendime.

Night

alkdjadasda :KK70: :KK70: :KK70:
Çok zaman olmuş ya bunları okumayalı, eğlence buldum kendime bırakamıyorum. :KK70:
 
TAHTEREVALLİ

Dinlermiş gibi yapacağım seni, üzgünüm.
Çünkü sıkılıyorum.
Kendimi bağlamak için, daha çok halat arıyorum,
Ne kadar sararsam sarayım kanıyorum.

Ellerimden tutsan yeter bazen, hüznümü silerim,
Farkındayım parkımın salıncağından çok bahsettim.
Biraz da tahterevalliyi göstereyim,
Benimle gel.

Seni dinlermiş gibi yapacağım, üzgünüm,
Çünkü inanmıyorum.
Kendimi ikna etmek için, daha çok kanıt arıyorum,
Ne kadar dikersem dikeyim yırtıyorum.

Gözümün içine baksan yeter bazen, umudumu tazelerim,
Farkındayım parkımın salıncağından çok bahsettim.
Bu anlattıklarım tahterevalli.

Makyaj yapmayı öğrendim, karışırken isyan içine,
Yüzümü güldürmeyi bildim yeniden, gerektiğinde.
Dedim " Bir sen değilsin, her insan böyle"
Tane tane ve yavaş anlatmak gerekir zamanı, saa(de)te.

Seneler aldı kendiyle savaşı ve sorgulamadı barışı,
Yüzlerce krallık devirdi solgun sancağı.
Vakti ne zaman geri alsa gözlerinde, sözlerinde bilirdi,
Bir uca cesedini oturttu bir uca bebekliğini.

Dengesizce çıktı indi tahterevalli, destek noktasına bak,
Onu fizikten caydıran bir öğretmendi, oysa sevebilirdi.
Bir onda değil, herkeste ayrı ayrı var dünya keşfi,
Yalnız bizim kız biraz (zer)keşti.

Kimine göre fazla takıyordu, belki bir çeşit saplantı,
Elinde olsaydı zaten çıkarırdı bıçağı.
Kimine göre saçmaydı, kimine göre abartı,
Bu tahterevallinin ortasına oturmak lazım canım,
O zaman olur tartı.

Şimdi dinlermiş gibi yapacağım seni, üzgünüm,
Çünkü çok dinledim ve gördüm.

Night​
 
ANESTEZİ

Kulağımda bir melodi, beste lazım ah buna;
Bir rakkas oynatsam, iki kadeh şarabıyla.
Apartmanın zillerine basıp kaçasım var;
Sanki haylaz kızım, bugün daha baytar.

Kurdun biri girdi kalbe de çürüttü,
Bir uru beyinde, bebek gibi büyüttü.
Yüz değildi aynada yansıyan, güzdü.
Deri değildi saran, yüzlerce sülüktü,

Belki o da çok kişi üzdü, ama bilerek değil,
Aslında saftı, adeta salaklığa mümessil.
Karardı gönül, gece, hece ve Azrail,
Almadan önce onu, tutturdu bir tahlil.

Bu kadar kötü olamaz, bu kadar gamsız?
Baksanıza yavrucağın gözleri çok ıssız.
Ah yeni yetme, zavallı, seni akılsız,
Her yerini kapatmış evinin, üstü damsız.

Evi kuyu olmuş, kuyunun dibi kendisi,
Herkese dağıtırken, kendine neredeydi adaleti?
Daha vakit verin yazıktır, sonuna doğmuş acemi;
Öğrenir bir gün o da, nasıl yapılır anestezi(!)

Night​
 
DÜN(YA)

Söz geçmedi gönle, gözler şaştı;
Perdeler mi kalktı, yoksa sanrı?
Sorgusundan geçecek, evet bitecek,
Her adresin aynı yere çıktığı tek yerde görecek.

Ne çok yazdın, ne çok anlattın yavrum susmaz mısın?
"Susman gerek" dedikçe ağzı diktin, kağıda aktın.
Kalbin tek yıkılmaz evin barkın,
Ondandır ya gitti geldi aklın.

Söz geçmedi gönle, gözler yandı;
Güneşe çıplak bakılır mı?
Doktor doktor sordu kaç farklı,
Güldüler, eğlendiler alaylı.

Unutmadı, "Nasıl gülünüyor?" diye sorduğunu,
Arkadaşlarının neşeli sohbetinde sadece sustuğunu.
Dünyada agnostik duvardı, kafasını vurduğu.
Çıkar şu "eşittiri", yeter, eziyetin sinende uğundu.

"Büyüktür" koy geç ya da "Küçüktür"
Çaren, anlatılmaz bir tebessümdür.
İnsanlar bunu bu kadar düşünmez, üşütür,
Yum gözlerini, "Dün(ya)" deyip bedeni sür.

Psikoloji, sosyoloji ve pek çok -oloji bu işler;
İster üçer üçer diz, ister ikişer ikişer.
Doluya koy almaz, boşa koy dolmaz,
İster siyah ol, ister gri, ister beyaz.
Eser arada bu ayaz,
Metafor ve mecaz;
Hepsi ihtiyaca niyaz.

Night

24-25imde yazdığım son şiir klasörümden biri, bunun benzeri 10 kadar var sanırım o senelerde yazdığım, sonrasında şiir denemelerini bırakmışım. :)​
 
ACUR

Çamaşır makinesinde, bir diğer yöne bir öbür yöne yıkanır aklın;
Kitabına uygun bir cehennemin içinde yandığı cennet sabahın?
Dünya dediğini ne çok anlattın, oysa tüketildi tüm şarkılar, şiirler;
Her söz yazıldı kalmadı senin için fazladan kelime ve cümleler.

Tersten okudun, baş aşağı çevirdin, biraz kural çiğnedin,
Bu trafikte, acil hasta taşırken ancak oluyor her ışık, yeşilin.
Kod kod öğrendin, beyaz dahil, daha kaç panoda sayacaksın renk?
Belki de eşit olması gerekmiyordur her şeyin, yeter arada bir denk.

Bakınca katılasın gelir bazen, mehteri duyunca coşuyor senin cenk,
Biraz geri durmayı öğütlemelisin ve susmayı, yoksa bozuluyor ahenk.
Ne demişti kurs hocan; usta şofördür gazı değil, freni en az kullanan,
Balataları sıyırmamak için viraja girerken sadece ayağını çek gazdan.

Bir kurutma ipinde asılı aklın, güneş altında kurur da kurur,
Ezgisine uygun bir dansın içinde kırılır durur burada gurur.
Dünya dediğini ne çok anlattın, oysa tüketildi tüm et ve bulgur,
Her sofrada yenildi, sana kalan son bir acur, al ye buyur.

Night

:)))) Diğerlerini eklemesem mi naapsam bilemedim. Neyse, ayıkla ayıkla ekleyeyim yine sıkıldıkça. :)
Kaç gündür iyi hatıralar geçidi oldu bana, belki bir gün dandik bi şiir kitabı altında toplarım filan, herkesin kitabı var anam, benim niye olmasın ya da ben de eksik kalıvereyim. Hatırladığım kadar da kötü değillermiş, idare ediyolla kendi çaplarında. :KK70: :KK70:
 
Son düzenleme:
WE...IN

Sıfır noktasındayım;
Atmak için bir başka nabızdayım.
Akmak için bir başka akıldayım.

Nasıl da yanmışım, kormuşum, külmüşüm;
Yazmaktan sıkıldım evet ölmüşüm, doğmuşum, ölmüşüm...
Gün dönümlerini yirmi dörde bölmüşüm,
Üç yüz altmış beşte bir sönmüşüm.

Anlatmak ne dert, anlaşılmak...'S'usmak 'U'smak 'K'usmak!
Her şeyin üstünü, en açık yere kapatmak.
Doktorum bugün we...in'e mi başlasak,
Biraz yalnızım.

Night.

Not: Sansürlü yer bir ilaç adı. :)
Suk: Çarşı-pazar, panayır yeri​
 
Güzel yazmışsın Night ☺ Ilk sayfadakilerle 6. sayfadakileri çok beğendim. Insan bazen gecmisi hatirlayip anıyor.
Şiiri cok severim, bu aralar da forumun şiir kısmını keşfettim, sayfaları tek tek okuyorum:)
 
Güzel yazmışsın Night ☺ Ilk sayfadakilerle 6. sayfadakileri çok beğendim. Insan bazen gecmisi hatirlayip anıyor.
Şiiri cok severim, bu aralar da forumun şiir kısmını keşfettim, sayfaları tek tek okuyorum:)

Teşekkür ederim :KK22:

Öyle, bana güzel macera oldu kaldırıp köşeye arşivlediğim şiirimsi deneme-karalamalarımı seneler sonra inceleme fırsatı bulmak. Zamanındaki kendimi/duygularımı tahlil açısından da hoş oldu, o zaman bakıp göremediğim şeyleri şu yaşımda sanırım biraz daha yakaladım kendimde. :)))
 
Teşekkür ederim :KK22:

Öyle, bana güzel macera oldu kaldırıp köşeye arşivlediğim şiirimsi deneme-karalamalarımı seneler sonra inceleme fırsatı bulmak. Zamanındaki kendimi/duygularımı tahlil açısından da hoş oldu, o zaman bakıp göremediğim şeyleri şu yaşımda sanırım biraz daha yakaladım kendimde. :)))
Ben en son evi taşırken eşyaları tararken çoğu sayfasını yırtıp atmıştım şiir defterimin. Ortaokul ve lisede (ha belki 1-2 de üniversitede) yazdığım 3-5 şiir vardı, defterin gerisine beğendiğim alıntı şiirleri eklemistim şairlerden. Tam hatırlamıyorum belki defter sadece alıntı şiirlerle duruyordur kolinin içinde. Yakında yine taşınma olacak, belki yeni eve gidince bi açıp bakarım o koliyi.
Bazen özlüyor insan eski hallerini.
Sen bi de bilgisayara atmissin, bayağı özenli saklamissin ne güzel 🙂 Ben bunalimlarda öfkeyle çoğu eşyayı gözden çıkarıp çöpe gönderiyorum, kalabalığa tahammül edemeyince:) Neyse öyle işte. Yaz sen, okurum ben 🙂
 
Teşekkür ederim :KK22:

Öyle, bana güzel macera oldu kaldırıp köşeye arşivlediğim şiirimsi deneme-karalamalarımı seneler sonra inceleme fırsatı bulmak. Zamanındaki kendimi/duygularımı tahlil açısından da hoş oldu, o zaman bakıp göremediğim şeyleri şu yaşımda sanırım biraz daha yakaladım kendimde. :)))
Olgunlaştığını vs. net görüyor insan yazdıklarından.
 
DUAMTRAK

Ağzım zan, damağım sürç-i lisandır,
Korkarım "Sen" der iken yandığım zaman bitecek;
Kanma can, bir kibir aklıma peydadır,
İman tahtanı yalan takiplerde kül edecek.

Bir beddua ile sarsılsa da gök, "Beterin beteri var" deyip yutkunduğum an,
Bir ilim ihsan eyle, dizde oluk oluk kanayana şükürle baktıran.

Ellerim kirli, avuçlarım can can yaştır,
Korkarım "Zaman" der iken tükenecek ben daha olmadan,
Gönlüm isli, döktüğüm tel tel saçtır,
Ya ecel gelirse salih bir amel ile kucaklaşmadan?

Bir başka yüze daha tükürmeden evvel aynamda görmeliyim nefsimi,
Bir ilim ihsan eyle, o aynalarda hatmetmeliyim gerçek cismimi.

Dudağım tebessüm, ıstırabım yüzüm ardıdır;
Korkarım "Neden?" der iken bir sebep kulağıma çalınacak,
Öldürdüğüm gün, ömre ne ziyandır,
Sahiplendiğim ne varsa bir gün beni aitsiz koyacak.

Omzundan tutup sarsarım olmaz, tam da fani aşklarla dalar iken bir başka uykuya daha,
Bir ilim ihsan eyle, açmalıyım baygın dimağı esaslı bir tokatla.

Gönlüm yare, sabrım kırk yamadır;
Korkarım "Yeter!" der iken yetecek bana günahlarım,
Zorum yare, aşk ile nazdır,
Dilimde küfr-ü inat dirilir isyanım.

Öfkesinden nefrete meylettiğinde bu cahil yaşım,
Bir ilim ihsan eyle, bölünsün ikiye bedende donmuş yürek taşım.

Night

Favori şiirim ile alıntı yapıp nacizane yorumlayayım :)

Ben ki "bana dönek demiş itin birisi" türküsünü-taşlamasını bağıra bağıra söylemekten müthiş bir zevk alırım lakin bazı şiirler bana bile sert geldi ahsjsjs. Daha doğrusu, yazıldığı dönemde gerçekten yaşının küçük olduğu çok belli olan şiirlerini okudum diyeyim.

Onun dışında bazı şiirlerinin de deneme ve yazmayı öğrenme ile karalandığı belli.

Ancak bazıları var ki, gelip zihninden öpesim geldi. Okuduğum her yazı ve şiirde rahatlıkla hangi hislerle yazıldığını, ne anlatıldığını anlar ya da anladığımı sanarım. Ancak senin şiirlerinde her his var. Acı, mutluluk, gizem, öfke... Çoğaltılabilir bu hisler. Ve her his belli bir denge ile yansıtılmış. Tam acıya batacakken sert bir öfkeye çarpıp kendime geldim okurken :)

Bir de karmaşa. Hemen hemen her şiirinde var. Kendini gizlemeye çalışmak mı, aklında geçeni olabildiğince sansürleme isteği mi, o öptüğüm beynine hücum eden kelimeleri bir sıraya dizme çabası mı bilemedim. Ama müthiş bir karmaşa var şiirlerinde.

Nacizane fikrim, daha açık yaz. Daha ne kadar açık olacak saydım sövdüm deme. Kast ettiğim o değil. Kendini yazmaktan bu kadar kaçma ya da kendini yazarken topluma mal etme şiiri :)

Ben her birini çok sevdim. Bazılarını çok sevmedim gerçi ahsjsjs. Kesinlikle yeteneklisin bu konuda. Ben şiir yazmaya kalkınca sakız manisi gibi yazıyorum. Olmuyor benden. Ancak sen gerçekten yeteneklisin. Biraz sakinleşip, biraz yumuşayıp, biraz tek bir duyguya yoğunlaşıp yazmalısın belki de. Bir de öyle denemelisin :)

Şiirden çok anladığımı söyleyemem. Ben sadece okurum. Her türü de okumam, okurken en klişe haliyle damağımda tat bırakanı okumayı severim :)

Bir de niyeyse şiir bana hep naifliği hatırlatır. Ya da ben naiflik ararım şiirde. Ne bileyim okurken dinlenmek, durulmak, sakinleşmek isterim. O yüzden bazılarını sevmedim zaten :))

Bence tam da bu yaşında, özellikle anne olduktan sonra, değişmiş gelişmiş ve öfkeyi geriye atmayı başarabilmişken yeniden yazmalısın.
 
Favori şiirim ile alıntı yapıp nacizane yorumlayayım :)

Ben ki "bana dönek demiş itin birisi" türküsünü-taşlamasını bağıra bağıra söylemekten müthiş bir zevk alırım lakin bazı şiirler bana bile sert geldi ahsjsjs. Daha doğrusu, yazıldığı dönemde gerçekten yaşının küçük olduğu çok belli olan şiirlerini okudum diyeyim.

Onun dışında bazı şiirlerinin de deneme ve yazmayı öğrenme ile karalandığı belli.

Ancak bazıları var ki, gelip zihninden öpesim geldi. Okuduğum her yazı ve şiirde rahatlıkla hangi hislerle yazıldığını, ne anlatıldığını anlar ya da anladığımı sanarım. Ancak senin şiirlerinde her his var. Acı, mutluluk, gizem, öfke... Çoğaltılabilir bu hisler. Ve her his belli bir denge ile yansıtılmış. Tam acıya batacakken sert bir öfkeye çarpıp kendime geldim okurken :)

Bir de karmaşa. Hemen hemen her şiirinde var. Kendini gizlemeye çalışmak mı, aklında geçeni olabildiğince sansürleme isteği mi, o öptüğüm beynine hücum eden kelimeleri bir sıraya dizme çabası mı bilemedim. Ama müthiş bir karmaşa var şiirlerinde.

Nacizane fikrim, daha açık yaz. Daha ne kadar açık olacak saydım sövdüm deme. Kast ettiğim o değil. Kendini yazmaktan bu kadar kaçma ya da kendini yazarken topluma mal etme şiiri :)

Ben her birini çok sevdim. Bazılarını çok sevmedim gerçi ahsjsjs. Kesinlikle yeteneklisin bu konuda. Ben şiir yazmaya kalkınca sakız manisi gibi yazıyorum. Olmuyor benden. Ancak sen gerçekten yeteneklisin. Biraz sakinleşip, biraz yumuşayıp, biraz tek bir duyguya yoğunlaşıp yazmalısın belki de. Bir de öyle denemelisin :)

Şiirden çok anladığımı söyleyemem. Ben sadece okurum. Her türü de okumam, okurken en klişe haliyle damağımda tat bırakanı okumayı severim :)

Bir de niyeyse şiir bana hep naifliği hatırlatır. Ya da ben naiflik ararım şiirde. Ne bileyim okurken dinlenmek, durulmak, sakinleşmek isterim. O yüzden bazılarını sevmedim zaten :))

Bence tam da bu yaşında, özellikle anne olduktan sonra, değişmiş gelişmiş ve öfkeyi geriye atmayı başarabilmişken yeniden yazmalısın.

Ay teşekkürler uzuuun uzun yorumlamışsın ayy :KK200:
Yazmaz oldum, sanırım en son 24 yaşında filandı, taş çatlasın 25tir.
Senin beğendiğin deneme, son klasörümdeki 10-15 karalamadan biri, buraya zannedersem 3-4 tane ekledim; en baştaki "Söz ile sazdı", duamsılar vs; onlar son klasörden birkaçı. :))

Daha ağır hakaretliler var eskilerde ki onları hiçbir şartta ekleyemem yani olmaz. Kafiye kafiye affedersin sövüntü.
Hepsinde hakim olan tek duygu hüzün ve teslimiyete hazırlık, geri kalan tüm duygular kaos halde ikna. Birkaç karalama şifreli ve üstü kapalı. Totalde bakacak olursan bu denemelerin hepsi birbiri ile bağlantılı, parça parça değil ve fakat araya yergileri de karıştırdım ki parçalı olsun.

Atıyorum misal ilk sayfadaki şiirde "Yedikleri ne ise dilerim istifra" yazısı var, aralardaki sayfalarda "Kendimi ksturuyorum parmaklarımı değdirerek" filan var gibi gibi... Biraz sırlı kalmış doğru, ama bana çok açık ki kendimi acayip yakaladım, eski hallerimi, bu karalamaların yazıldığı anları dahi tahmin edebiliyor/hatırlıyorum. :KK70:
En kötü ihtimalle yeni bir düzen çeker bakarım, sonuçta yazıktır malzeme zayi olmasın; açarsam bi sergi, altına iliştiririm resimlerin. Çünkü onlar da bunlar gibi, kalemden fırçaya geçmişim yolculuk fırçada bu yaşta. :KK70: :KK70:
 
Sansürledim ve pek çok mısrayı çıkardım. İnş başıma bi iş gelmez. :)
18-19 yaşlarında yazdımdı, ona verin. :KK70:

KADIN

Kulak ver buraya biraz dinle,
Birkaç gerçekle başım belada yine;

Beşeriz, şaşarız,
"Kaderdir aşarız", dediğimizden kaş..ız,
Eşek havaya girmiş gölgeyle(!) semerlenince,
Sense canlıyken doldurulmuş oturtulmuşsun vitrine!

E ne olacaktı ki tavaflandırılınca bu ezilmişlik?
Şu hayat dediğin sübyancının önde gideni, babası i..ik,
Nüfustaki adın ne senin? Sefillik?
Daha kör kal, duaya kalkıyorken bu ümitsizlik!
Sorun olmaz asgari bir ucubelik.

Biraz delir hadi, al eline bir davul, vur da vur,
Sıfır kilometresi(!) daha makbul!
İkinci elde(!) kıyılmamışın namı yollu, kıyılmışın dul!
Ah kızım bilmez misin, kadın buralarda rahminden(!) sorulur!

Hop daha dur, karpuz kesilesi hikayeleri var insanlığın,
Bilek kestiren hazımsızlıkları var yaradılmışlığın,
Okkalısından tokatları, şarampole yuvarlanmışları,
Alna çalınan karaları var, düğünlük-kefenlik beyazları

Başka beyazları da var merak etme,
Bakış dardır daim ama geniştir serinleten yelpaze(!)
Al o beyazı çek b... nar....k bir inatla,
Ya da aç televizyonunu akıllı uslu(!) şovunu izle.

Aşkın memnusunu arıyor artık adam,
Şşş bak "This is a p..is" anam,
Yittiyse anlam, karardıysa aynam,
Buyurun yakın, bu da benim kınam.

Gerdekse girersin, gerekse asarsın,
Erkek adam(!) olunca temizine(!) bakarsın!
Kadın, seni el kiri sayan, elini kessin de çıkarsın,
Defolsun gitsin, alıştığı merada otlasın.

Sövmeye lazım olunca bir d...ik
Önce çıktığı yeri hatırlasın.

Night​
Ama müthiş bayıldım daha o yaşta bunları düşünmek bu derece olgunlukharikasınız!!💕💕⚘⚘
 
X