CEM YILMAZ’DAN DEMOKRASİYE

Daha önce burada yazmıştım, oy vermek bir ön elemeye tabii olmalı diye. Cem Yılmaz'ın söylediği kadar katı ve karmaşık şartların olmasına da gerek yok.

1- Okuma yazma bilmek zorunlu olacak. Bilmeyen oy kullanmayacak.
2- Belli bir yaşın altı nasıl oy kullanamıyorsa belli bir yaşın üstü de kullanmayacak (80 gibi yüksek bir yaş)
3- Seçmenlere çok basit sorular sorulacak; yaşadığınız ülkenin başkenti neresidir, başbakan kimdir, cumhurbaşkanı kimdir, ülkenin yönetim şekli nedir gibi. Bu sorulara cevap veremeyenler de oy kullanmayacak.

Oy kullanmak rastgele yapılacak bir iş değildir. Bir oy bir ülkenin kaderini belirler. Haliyle daha yaşadığı yerin en temel özelliklerini bilmeyen, oyunu neye niye verdiğinden bihaber kişilerin bu eylemi gerçekleştirmesi doğru değildir. Bu ayrımcılık ya da temel haklardan yoksun bırakma değildir. Oy vermek bir nevi jüri üyeliği yapmaktır. Takdir edersiniz ki bir konudan hiç anlamıyorken o konuya dair fikir yürütemezsiniz, jüri olamazsınız.

Ben buna katilmiyorum Duka'cigim. Bir oy'a sartlar kosmak o oy'un demokratik degerin kaybetmesine neden olur. Yani çok degil, yüz yil önce senin düsüncede olan fakat bu sefer kadinlarin oy kullanmamasini istemeyen birçok insan vardi. Nede olsa kadinlar aptal, ne anlarlar ki oy'dan siyasetten degil mi?

Ve pratik olarak bu pek olacak bir is degil. Türkiyede 70 milyon insan var, tüm 70 milyon'a anket mi yaptiracan?

Ama seçilen insanlarin en az bir üniversite egitimleri olmak zorunda diye düsünüyorum. Neticede koca devleti yönetecekler ve bir üniversiteli'nin ve ilk okul mezunun arasinda elbette büyük fark var.
 
Ya da adam on senedir almanyada yasiyor ama turkiye icin oy kullaniyor. Ben bunu da dogru bulmuyorum. Kendisi avrupada sefa suruyor ama turkiye icin seriat istiyor, siyasal islam istiyor mesela. Tabi bu bir ornek sadece...cogaltilabilir.

Isin daha tuhafi, Türkiyede akp'ye oy veriyorlar, dedigin gibi dini nedenlerden dolayi, almanyada yada avrupada sosyal partilere oy veriyorlar. Yani avrupada birden bire sosyalist kesiliyorlar. Neden? Cünkü çogu sosyal partiler, solcu olduklari için azinlikta olanlari düsünup, onlara hak kazandirmaya çalisiyor.

Avrupadada kendileri azinlikta oldugu için iste sosyal parti'ye veriyorlar oyunu. Sorarsan "eh o zaman Türkiyedede alevilere, kürtlerede güzel haklar tanilmali mi"? diye "sen nasil burdaki sistemi ve kürtleri/alevileri bir tutabilirsin" oluyor. Yani kisacasi iki yüzlügün bu kadari...

Söyle bir durum var ama, neticede insanlar Türk vatandasi oldugu için oy verme haklari verilmis oluyor. Askere gitmek istemeyenler mesela 10000 euro harcamak zorunda kaliyorlar ki vatandasligi kalsin diye. Yalnis bilmiyorsam, eger vatandas degilsin, ilerde ailede bir vefat ettiginde, mirasta bir sorun oluyor mesela.
 
Ben buna katilmiyorum Duka'cigim. Bir oy'a sartlar kosmak o oy'un demokratik degerin kaybetmesine neden olur. Yani çok degil, yüz yil önce senin düsüncede olan fakat bu sefer kadinlarin oy kullanmamasini istemeyen birçok insan vardi. Nede olsa kadinlar aptal, ne anlarlar ki oy'dan siyasetten degil mi?

Ve pratik olarak bu pek olacak bir is degil. Türkiyede 70 milyon insan var, tüm 70 milyon'a anket mi yaptiracan?

Ama seçilen insanlarin en az bir üniversite egitimleri olmak zorunda diye düsünüyorum. Neticede koca devleti yönetecekler ve bir üniversiteli'nin ve ilk okul mezunun arasinda elbette büyük fark var.

Canım bana göre en azından nerede yaşadığını bilen, ülkesinin yönetim şeklini bilen, o an ne için oy kullanacağının farkında olan insanlar oy kullanabilmeli. Bu tarz sorular yaşlı ya da hastalara değil herkese sorulmalı. Bir insan daha nerede yaşadığının farkında değilse oy kullanmamalı. Bu bence demokratik hakkını elinden almak değil, devlet yöneticisi seçimine çok basit yetkinlik şartı getirmek. Oy kullanmak alelade bir şey olmamalı en azından mümkün olduğunca bunun önüne geçilmeli.

Pratikte nasıl uygulanabilir bilmiyorum üzerinde çalışılmış bir proje değil sonuçta bu bir öneri. Böyle bir fırsat olsa analizini hazırlayıp pratiğe dökeriz elbette ama zaten daha önce de söylediğim gibi böyle bir şey siyasetçinin işine gelmez yani yakın gelecekte zor :)

Devlet yöneticisinin üniversite mezunu olma şartını ben de düşündüm ama orada da iş biraz karışıyor misal Ecevit lise mezunu ama çok donanımlı bir insandı. Bunu tahsil seviyesiyle ölçebilir miyiz bilmiyorum.
 
Canım bana göre en azından nerede yaşadığını bilen, ülkesinin yönetim şeklini bilen, o an ne için oy kullanacağının farkında olan insanlar oy kullanabilmeli. Bu tarz sorular yaşlı ya da hastalara değil herkese sorulmalı. Bir insan daha nerede yaşadığının farkında değilse oy kullanmamalı. Bu bence demokratik hakkını elinden almak değil, devlet yöneticisi seçimine çok basit yetkinlik şartı getirmek. Oy kullanmak alelade bir şey olmamalı en azından mümkün olduğunca bunun önüne geçilmeli.

Pratikte nasıl uygulanabilir bilmiyorum üzerinde çalışılmış bir proje değil sonuçta bu bir öneri. Böyle bir fırsat olsa analizini hazırlayıp pratiğe dökeriz elbette ama zaten daha önce de söylediğim gibi böyle bir şey siyasetçinin işine gelmez yani yakın gelecekte zor :)

Devlet yöneticisinin üniversite mezunu olma şartını ben de düşündüm ama orada da iş biraz karışıyor misal Ecevit lise mezunu ama çok donanımlı bir insandı. Bunu tahsil seviyesiyle ölçebilir miyiz bilmiyorum.

Düsününce aslinda o kadar absürd birsey degil. Keske bir analiz olsa, bu olayin seçimleri yada oylari nasil etkiler diye. Cok merak ediyorum aslinda. Hiç birseyden haberi olmayan ve oy veren kitle bana göre o kadar büyük bir kitle degil. Mesela su an akp'nin en büyük kitlesi bilinçli ona oy veren kitledir. Yani ülke yönetim seklini felan bilen fakat sirf dindar damarina basildigi için oy veriyorlar.

Ecevit bir istisna olabilir. Bir ülke yönetimi istisnalara gelmemeli. O mecliste daha biolojiden, teknolojiden bir haber insanlar ayda 10000 lira maas aliyor! Ugur isilak ilk okul seviyesinde siir yaziyor, en önemli toplantilarda uyuya kaliyor ve 10000 lira maas aliyor! Yani meclis üyelerin üniversite egitmli olmalari zaten isteklerin en minimümü. Bana sorsan bide üstüne maasi azaltmak lazim ve devamsizlikta hiç maas verilmeli. Öyle sadece konu kendi maaslari olunce bir meclise ogramak yok yani!
 
Oky şu an yaşadığımız bir çok şeye yıllar önce imkansız gözüyle bakılıyordu, neden fikirleri söylemek şu an uygulanabilir değil diye boşa konuşmak olsun? Herkesin özgür olduğu, cinayetlerin işlenmediği, hırsızlığın olmadığı bir dünya da ütopik realist bakış açısıyla değerlendirirsek ama bu isteğimizi de dile getiriyoruz, doğru bildiğimizi söylüyoruz, fikirlerimizi paylaşıyoruz niye bu konuda böyle yaklaştın anlayamadım.



Aynen dediğin gibi düşünen, sorgulayan, öğrenen bir halk işe yaramaz siyasette. Benim dediğim gibi bir sistem olsa insanlar en azından nerede yaşadıklarını, neye oy verdiklerini öğrenmeye çalışır oy kullanabilmek için, bu bile bilinç seviyesini mikro düzeyde de olsa arttırır.

Bunları söyleyince kafada direkt "dağdaki çoban" işaretlemesi altında gariban bir tip canlanıyor, "sen kimsin de insan beğenmiyorsun?" psikolojisiyle savunmaya geçiliyor. Oysa kimseyi aşağıladığımız, kısıtladığımız yok, dağdaki çoban vatandaşlığıyla alakalı çok basit soruları biliyorsa oy kullansın, tarladaki kadın, plazadaki yönetici, fabrikadaki işçi, teknedeki tatilci, sokaktaki simitçi, köşebaşındaki esnaf hepsi dahil buna. Aşağılama, insan beğenmeme, küçük görme falan değil, çok çok basit bir yeterliliği yerine getirmeyene jüri üyeliği vermeme meselesi sadece.
neden yaklaştım biliyormusun. mantık insanıyım ondan. havanda su dövmenin anlamı yok.
düşünen sorgulayan halkı herkes ister ama bu o halkı oy atmaktan men etmekle olmaz. bir arkadaşta yazdı,devletin görevi bu. eğer halkın eğitim seviyesi cehaleti bunlara sebepse,bunu yapan o halka bunu getirmeyen devletin suçu bu. neden o halktan çıkaracağımki bunun cezasını. hala seçimlerde parmak basan varsa o da o kişinin suçu değil. madem gelecek için konuşuyoruz. o zaman eğitimden konuşalım halkı eğitmekten. oy verdirmemekten değil.
aynı düşünmek zorunda değiliz her konuda. buradada sizden farklı düşündüm demek.
insan beğenmeme aşağılama vs. olayına gelince bana göre jüri üyeliği vermeme mantığının bundan farkı yok. sen ne anlarsın siyasetten kardeşim otur yerinde demek bu.
 
Düsününce aslinda o kadar absürd birsey degil. Keske bir analiz olsa, bu olayin seçimleri yada oylari nasil etkiler diye. Cok merak ediyorum aslinda. Hiç birseyden haberi olmayan ve oy veren kitle bana göre o kadar büyük bir kitle degil. Mesela su an akp'nin en büyük kitlesi bilinçli ona oy veren kitledir. Yani ülke yönetim seklini felan bilen fakat sirf dindar damarina basildigi için oy veriyorlar.

Ecevit bir istisna olabilir. Bir ülke yönetimi istisnalara gelmemeli. O mecliste daha biolojiden, teknolojiden bir haber insanlar ayda 10000 lira maas aliyor! Ugur isilak ilk okul seviyesinde siir yaziyor, en önemli toplantilarda uyuya kaliyor ve 10000 lira maas aliyor! Yani meclis üyelerin üniversite egitmli olmalari zaten isteklerin en minimümü. Bana sorsan bide üstüne maasi azaltmak lazim ve devamsizlikta hiç maas verilmeli. Öyle sadece konu kendi maaslari olunce bir meclise ogramak yok yani!
aynen öyle o denilen kesim çok cüzzi bir kesim ve oylarıda o kadar sonuçları etkileyecek durumda değil.
 
Düsününce aslinda o kadar absürd birsey degil. Keske bir analiz olsa, bu olayin seçimleri yada oylari nasil etkiler diye. Cok merak ediyorum aslinda. Hiç birseyden haberi olmayan ve oy veren kitle bana göre o kadar büyük bir kitle degil. Mesela su an akp'nin en büyük kitlesi bilinçli ona oy veren kitledir. Yani ülke yönetim seklini felan bilen fakat sirf dindar damarina basildigi için oy veriyorlar.

Ecevit bir istisna olabilir. Bir ülke yönetimi istisnalara gelmemeli. O mecliste daha biolojiden, teknolojiden bir haber insanlar ayda 10000 lira maas aliyor! Ugur isilak ilk okul seviyesinde siir yaziyor, en önemli toplantilarda uyuya kaliyor ve 10000 lira maas aliyor! Yani meclis üyelerin üniversite egitmli olmalari zaten isteklerin en minimümü. Bana sorsan bide üstüne maasi azaltmak lazim ve devamsizlikta hiç maas verilmeli. Öyle sadece konu kendi maaslari olunce bir meclise ogramak yok yani!

Bence neye oy verdiğini bilmeyen bir sürü insan var. Misal 2003 yılında Melih Gökçek Kızılay'la ilgiliydi sanırım bir projeyle alakalı referandum yapmıştı ve Kızılay'da oturmayan insanları otobüslere doldurup sandığa taşımıştı. Gazeteci niye geldiniz ne için oy kullanacaksınız diyordu, öyle boş boş bakan bir sürü insan vardı. Konu genel ve yerel seçimler olduğunda bilinirlik artabilir ama emin ol yine her şeyden habersizler çıkacaktır. Sadece Akp'yi değil bütün partileri etkileyecektir bu eleme tabii.

Milletvekillerinin hizaya getirilmesi konusuna kesinlikle katılıyorum. Hangimiz toplantıda uyuyakalsak hoşgörülürüz? Ya da işe keyfi devamsızlık yapma hakkımız hangimizin var? Milletvekili seçildiyse genel ve yerel meselelerle ilgilenmeli, konu mankeni gibi durmamalı kişiler. 4 yıl boyunca bir kere kürsüye çıkıp konuşma yapmamış, el kaldırıp indirmekten başka işe yaramamış insanlar var orada maalesef.
 
Bence neye oy verdiğini bilmeyen bir sürü insan var. Misal 2003 yılında Melih Gökçek Kızılay'la ilgiliydi sanırım bir projeyle alakalı referandum yapmıştı ve Kızılay'da oturmayan insanları otobüslere doldurup sandığa taşımıştı. Gazeteci niye geldiniz ne için oy kullanacaksınız diyordu, öyle boş boş bakan bir sürü insan vardı. Konu genel ve yerel seçimler olduğunda bilinirlik artabilir ama emin ol yine her şeyden habersizler çıkacaktır. Sadece Akp'yi değil bütün partileri etkileyecektir bu eleme tabii.

Milletvekillerinin hizaya getirilmesi konusuna kesinlikle katılıyorum. Hangimiz toplantıda uyuyakalsak hoşgörülürüz? Ya da işe keyfi devamsızlık yapma hakkımız hangimizin var? Milletvekili seçildiyse genel ve yerel meselelerle ilgilenmeli, konu mankeni gibi durmamalı kişiler. 4 yıl boyunca bir kere kürsüye çıkıp konuşma yapmamış, el kaldırıp indirmekten başka işe yaramamış insanlar var orada maalesef.

Iste bu konu'yu el alan bir arastirma'yi kesinlikle okumak isterim. Ülke'nin ne kadar bilinçli ve bilinçsiz oy veriyor. Nasil bu partileri ve oy sistemi etkiler? diye okumak isterim. Tabi böyle bir arastirma gelir mi... pek sanmam fakat bakis açini çok ilginç buldum Duka. Yani en azindan bir düsünmeye, analiz etmeye kesinlikle degerdir.
 
neden yaklaştım biliyormusun. mantık insanıyım ondan. havanda su dövmenin anlamı yok.
düşünen sorgulayan halkı herkes ister ama bu o halkı oy atmaktan men etmekle olmaz. bir arkadaşta yazdı,devletin görevi bu. eğer halkın eğitim seviyesi cehaleti bunlara sebepse,bunu yapan o halka bunu getirmeyen devletin suçu bu. neden o halktan çıkaracağımki bunun cezasını. hala seçimlerde parmak basan varsa o da o kişinin suçu değil. madem gelecek için konuşuyoruz. o zaman eğitimden konuşalım halkı eğitmekten. oy verdirmemekten değil.
aynı düşünmek zorunda değiliz her konuda. buradada sizden farklı düşündüm demek.
insan beğenmeme aşağılama vs. olayına gelince bana göre jüri üyeliği vermeme mantığının bundan farkı yok. sen ne anlarsın siyasetten kardeşim otur yerinde demek bu.

Ben de mantık insanıyım, yeni bir fikrin "yok bu nasıl uygulanır, olmaz" diye kestirilip atılması bana mantıklı gelmiyor. İş ciddiye binse analizi çıkar, uygulanabilirliği ölçülür, fizibilitesi yapılır yani, kafadan boşa konuşuyorsun öyle iş olmaz demek doğru değil.

Zaten nerede yaşadığını, nereye ne için oy vermeye geldiğini bilmeyen insan siyasetten anlamıyordur, anlasa bu basit sorulara cevap verir? Bu insanları aşağılamak değildir, bir tespittir. Bu konuda ekstra bir hassasiyet var nedense.

Bir de konuyla alakalı değil ama insanların cahilliğini de tümüyle devlete yıkamayız. Saçma sapan eğitim öğretim politikalarımız olduğu bir gerçek ama eğitimin bireysel bir yönü de var, diyorsun ya ilkokul mezunu bir marangoz o kadar bilgiliydi ki hayran kaldım. O adamın kendini geliştirmesi devletin başarısı mı ki kendini geliştirmemesi devletin suçu olsun? Şu bilgi ve teknoloji devrinde cahillik büyük oranda bunu tercih eden kişinin ya da ailesinin, çevresinin suçudur. Ya da tercihidir.
 
Iste bu konu'yu el alan bir arastirma'yi kesinlikle okumak isterim. Ülke'nin ne kadar bilinçli ve bilinçsiz oy veriyor. Nasil bu partileri ve oy sistemi etkiler? diye okumak isterim. Tabi böyle bir arastirma gelir mi... pek sanmam fakat bakis açini çok ilginç buldum Duka. Yani en azindan bir düsünmeye, analiz etmeye kesinlikle degerdir.

İnan bu azımsanacak bir oran değil ki bir oy bile çok şeyi değiştirebilir. Böyle bir araştırmayı anket şirketleri yapabilir hatta belki vardır bile dur bakayım ben biraz nete.
 
ya ben bu düşünceye katılmıyorum.
tamam temelde benim yani eğitimli cart curt kişinin oyu ile bilmem ne köyündeki köyün ağasının işaret ettiği adama oy kullanan vatandaşın oyu eşit olmamalı diyebiliriz
ama bu fazla elitist bir düşünce değil mi?
demokrasi zaten şimdiye kadar bulunmuş yönetim sistemleri içinde en az b.ktan olanı. yani çoban oy vermesin derken bir prof'a da "siz de oy vermeyin akademik eğitimi" olmayanlar deme hakkını vermiyor muyuz aynı şekilde.
yani
demokrasi toptan sorunlu bir sistem zaten.
sorun demokrasinin kendisi. çünkü toplumlar artık Antik Yunandaki gibi 500 kişinin yaşadığı şehir devletlerden ibaret değil. Antik Yunan yani demokrasinin anası zaten genel olarak eğitimli bir toplumdu. insanların bilimle, sanatla içiçe olduğu bir çağdan bahsediyoruz (ki çoğu kişinin de oy kullanma hakkı yoktu zaten)
belki bir ihtimal fedarasyon benzeri bir sisteme geçip örneğin her şehrin kendine ait bir doğrudan demokrasiyle yönetilen bir yerel hükümeti ve ana hükümete bağlı bir temsili demokrasiyle yönetilen bir merkezi hükümeti olabilir.
ama dediğim gibi bu sistem bile bir çok provakasyona ve suistimale açık olur.
esasında sorun toptan demokrasinin b.ktan bir sistem olması da değil, halkın eğitim seviyesinin az olması. yoksa demokrasinin bu kadar topalladığı başka bir gerçekten demokrasiyle yönetilen başka bir ülke yok (bana kuzey kore, iran falan demeyin kalbinizi kırarım :KK70: hakkaten demokratik olan ülkelerden bahsediyorum )
 
Ben de mantık insanıyım, yeni bir fikrin "yok bu nasıl uygulanır, olmaz" diye kestirilip atılması bana mantıklı gelmiyor. İş ciddiye binse analizi çıkar, uygulanabilirliği ölçülür, fizibilitesi yapılır yani, kafadan boşa konuşuyorsun öyle iş olmaz demek doğru değil.

Zaten nerede yaşadığını, nereye ne için oy vermeye geldiğini bilmeyen insan siyasetten anlamıyordur, anlasa bu basit sorulara cevap verir? Bu insanları aşağılamak değildir, bir tespittir. Bu konuda ekstra bir hassasiyet var nedense.

Bir de konuyla alakalı değil ama insanların cahilliğini de tümüyle devlete yıkamayız. Saçma sapan eğitim öğretim politikalarımız olduğu bir gerçek ama eğitimin bireysel bir yönü de var, diyorsun ya ilkokul mezunu bir marangoz o kadar bilgiliydi ki hayran kaldım. O adamın kendini geliştirmesi devletin başarısı mı ki kendini geliştirmemesi devletin suçu olsun? Şu bilgi ve teknoloji devrinde cahillik büyük oranda bunu tercih eden kişinin ya da ailesinin, çevresinin suçudur. Ya da tercihidir.
şimdi o adam kendini geliştirmiş o oy kullanabilir ,aa şu geliştirmemiş oy moy yok sanaya döndük.
neyse ben aynı fikirde değilim. kelimelerimide çok çok yumuşatarak yazıyorum.
mine kırıkkanat ve türevi düşüncelerdende hoşlanmıyorum
(.yumuşata yumuşata anca bu kadar oldu.idare edilsin artık :) )
hayaller gerçek olsa deyip çıkıyorum konudan:)
ama olmamasından yanayım oda ayrı..
 
Her vatandaşın aynı oy hakkına sahip oluyor olması,görünürde mantıksız bulunabilir.Ama bunun başka bir çözümü yok.Bugün "en azından bazı temel bilgileri bilsin" dersin,yarın öyle bir sistem geldiğinde " en azından bir bilinmeyenli denklem çözebilsin" e gelir iş...O sistem geldiğinde çıta bir tık daha artar,bunun sonu yok...Bunu herkesin memnun olacağı bir standarta oturtmak imkansız.
Kaldıki basit temel kavramları bilmek,ordinaryüs ile aradaki oy kullanma hakkını eşitlemiş olacak mı,bu durumdan yakınanlar açısından ? Hiç sanmıyorum.
Cem Yılmaz'ın çok vergi ödüyor olmasının karşılığı da onun çok kazandığıdır,hayat standartları ve yaşam kalitesinin yüksek olduğudur.Çok vergi ödemenin karşılığı çok oy sahibi olmak anlamına gelemez.
 
Ben beğendim yazıyı.. Adam ekonomiden, eğitim sistemine kadar her şeye değinmiş ve doğru da söylemiş..
 
şimdi o adam kendini geliştirmiş o oy kullanabilir ,aa şu geliştirmemiş oy moy yok sanaya döndük.
neyse ben aynı fikirde değilim. kelimelerimide çok çok yumuşatarak yazıyorum.
mine kırıkkanat ve türevi düşüncelerdende hoşlanmıyorum
(.yumuşata yumuşata anca bu kadar oldu.idare edilsin artık :) )
hayaller gerçek olsa deyip çıkıyorum konudan:)
ama olmamasından yanayım oda ayrı..

Okyciğim kendini geliştirememişsin sana oy moy yok yazmadım. Konudan bağımsız olarak kendini geliştirmemek de sadece devletin suçu değildir dedim. Söylediğim açık değil mi neden "Seni beğenmedim oy kullanamazsın" tavrındaymışım gibi düşünüyorsun ki? Öyle değil, yanlış mı ifade ediyorum kendimi? Benim düşüncem illa doğrudur, kabul edeceksin demeye çalışmıyorum ama beni yanlış anladığını düşünüyorum cümlelerinden.

Herkes aynı fikirde olacak diye bir şey yok tabii. Bunlar subjektif konular, kişiye göre değişir. Kimi benden daha sert düşünür bu konuda kimi senden daha da yumuşak.
 
yuh ya adamın içinde aysun kayacı saklıymış meger, oldu o zaman sabancı ve koç ailesi birleşsin ülkeyi komple yönetsin bir insanın ülkeye katkısı verdiği vergiylemi ölçülüyor ? ki insanlar ne iğrenç işler yaparak ne paralar kazanıyor herkes namusuyla çalıp çırpmadan mı kazanıyor ? kafaya bak zenginler toplumu yönetsin diğerleri de he tamam desin hay allahım ya... böyle boş boş konuşmayı bilir madem toplum cahil heykele tükürüyor yiyosa git doğuda okul yaptır onları eğit cahil olmalarını önle , ne diye oy hakkını ellerinden alıyorsun berbat bir açıklama bu.
 
Bizim sistem zaten bastan sona demokratik degil. Halkin geneli milletvekili secimlerinde gidip parti baskanina gore oy atar, o partinin altina hangi milletvekilinin adi yazilmissa meclise o girer. Cogu kisi hangi milletvekilini sectiginden ve meclise yolladigindan bile bihaberdir. Yani ulke kimin cumhurbaskani veya basbakan oldugunu dahi bilmeden oy atanlardan ziyade kimi meclise kendini temsil etsin diye gonderdigini bilmeyenlerle doludur aslinda.

Milletvekili adaylari parti baskani tarafindan secildigi anda zaten demokrasi oracikta bitiyor. Once bu sistem degismeli, secimlere halk katilimi arttirilmali. Ornegin Amerikada muhtarlik secimleri gibi senatorlerin isimlerini secim zamaninda yollarda, reklamlarda ilanlarda gorursunuz, adamlar evlerinize mektup yollayip oy ister, telefonlarini adreslerini ve ozgecmislerini size kendini tanitmak amaci ile gonderirler. Belli zamanlarda her parti kendi bolgesinde ve belirledikleri yerlerde kendi uyelerine ve secmenlerine cagri yaparak ufak capli secimlerle senator adaylarini belirler. Genel secimlere katilacak listedeki senator vs.(bizdeki milletvekili gibi) adaylari direkt olarak halk tarafindan secilmis olur.

Kuralsiz demokrasi demokrasi degildir. Demokratik ulkelerde baskan, basbakan, veya cumhurbaskani olmak bir cok kurallara baglidir, sadece universite mezunu olmak yetmez. Bir sirkete genel mudur olarak girenlerde ne gibi ozellikler arandigini dusunun.. Istenen ozelliklerin asgarisi hakkinda bir fikir verir. Kalite cok onemlidir. Cunki o adam koca bir ulkeyi icerde ve disarda temsil edecektir. Bu kurallar kanunlarla duzenlenmistir, delinemez. Sonuc olarak secilen baskanin en kotusu bizim ulkede secilenin en iyisinden daha nitelikli oluyor. Halkin cahil de olsalar, deli de olsalar kotu baskan secme sansi bayagi dusuk yani..
Iste, kanunlarla kurallarla korunmayan ulkemizdeki demokrasi daha cok bas agritir boyle..
 
İki ayrı seçimde sandık başkanlığı yaptım. Kocasının zorla işaret ettiği yeri unutmasın diye parmağını koyup oy vermeye giden kadını da gördüm, yaşlı babasını doğru partiyi hatırlasın diye itekleyeni de, akli dengesi yerinde olmayan çocuğunun yanında kabine girmeye çalışanı da.

Yürümekte zorlanan bir dede dakikalarca kabinden çıkmayınca iki müşahitle beraber yanına girdim. Oy vermeden duruyordu. Yardımcı olmak için kime oy vereceğini sordum. 'Demirel' dedi. (Demirel aday değildi.) Demirel'in kurduğu partiye oy vermek istediğinde anlaştık. Oyunu verdi. Hem genel, hem yerel seçim olduğu için bir defa daha oy kullanması gerekiyordu. 'Bu sefer kime?' diye sordum. 'Demin Demirel'e verdik, Ecevit kırılmasın, bu sefer de Ecevit'e bas kızım' dedi. (Ecevit de aday değildi.)

İster elitist deyin, ister kızın ama benim geleceğim bu oylarla belirleniyorsa mutsuz olma ve ütopik de olsa başka bir düzenin hayalini kurma hakkını kendimde görüyorum.
 
bu adamın çocuğu yokmuydu?
noldu şimdi çocuksuz mu oldu da ..

hırsızlık yapmayın hükümet rekabeti sevmez demiş...

yanar döner cem yılmaz ..işine nasıl gelirse öleci cem yılmaz.. unutmadık daha levent kırca ya dediklerini..ağzınla kuş tutsan bu saatten sonra ıkkk olmaz olmaz...
 
X