Rize Ticaret Borsası (RTB) tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre, çay ve posasının
hayatı kolaylaştıran ilginç yararları olduğu ortaya çıktı.Türk çayı vücudun su dengesini
koruma, kanser riskini azaltma, kanser yapıcı hücre oluşumunu engelleme, gerginlik ve
uykusuzluğu gidermeye yarıyor
Cilt sağlığı, bağışıklık sistemini 5 kat arttırma, beyin tümörü riskini azaltma, sindirimi
kolaylaştırma, ishalin durdurulması ve böbreklerin daha iyi çalışması gibi çok önemli
yararlar sağlıyor.
ABD'li diyetisyen sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın yararlarını ortaya çıkardı.
ABD’li diyetisyen Mark Ukra’nın dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın yararlarını anlattığı Çay Diyeti kitabına göre kırmızı etin kanser riskini azaltmanın en iyi yolu, pişirmeden önce çayda bekletmek. Alkolden önce içilen çay da akciğerin zarar görmesini engelliyor.
Amerikalı beslenme uzman Mark Ukra’nın yazdığı Çay Diyeti (The Ultimate Tea Diet)) isimli kitap, başta ABD olmak üzere tüm dünyada büyük ilgi gördü. Adı Dr. Çay’a çıkan Çin asıllı Ukra’nın ailesi 200 yıldır çayla uğraşıyor. Çay ile ilgili bilim dünyasının yaptığı tüm araştırmaları inceleyen bu kitapta toplayan Dr. Çay’a göre, Türk kültüründe büyük yeri olan çayın faydaları saymakla bitmiyor. Bu müthjş bitki, sadece kilo vermeye yardımcı olmuyor, etkisi ciltte ve saçlarda da hissediliyor. Neredeyse hiç yan etkisi bulunmuyor. Dünyada en çok tüketilen içecek, doğal olarak su. Suyun hemen ardındansa ikinci sırada çay geliyor.
Kolestrolü düşürüyor
Çay tıpkı kahve gibi uyandırma ve canlandırma etkilerine sahip. Ancak kahve kadar yüksek miktarda kafein içeren diğer birçok içeceğin neden olduğu hiçbir yan etkiyi içermiyor. Çay içmek kilo vermeye de yardımcı oluyor. Çayda doğal olarak bulunan birçok madde, sadece kilo vermeye yardımcı olmakla kalmaz, tatlı krizlerini yatıştırır, iştahı bastırır, kolesterol seviyesini düşürür ve metabolizmayı hızlandırarak daha fazla enerji yakılmasını sağlıyor.
Şeker ve kalp hastalığı ile felç riskini azaltan çaydan en üst düzeyde yararlanmanın yolu ise, ne zaman ve ne miktarda içilmesinde yatıyor.
Kanser riskini azaltıyor
Kırmızı et kızartıldığında ya da ızgara yapıldığında ortaya genleri değişime uğratan kanserojen maddeler ortaya çıkar. Bilim adamları, “mutagen” ismi verilen bu maddelerin meme ve kolon kanserine neden olduğunu kanıtladı. 2002’de yürütülen bir araştırmaya göre kırmızı eti pişirmeden önce hem yeşil hem de siyah çayda marine etmek, yani bir süre bekletmek “mutagen”lerin ortaya çıkmasının önleyebiliyor. Et, çayda ne kadar çok bekletilirse bu maddenin oluşma riski de o kadar azalıyor.
Beyni de koruyor
Çayın bir diğer faydası ise alkolün karaciğere verdiği zararı en aza indirmesi. Öncelikle şunu söylemede yarar var. Uzmanlar, sağlıklı bir beslenme planında alkolü tavsiye etmiyor. Ancak yine de alkol almak istiyorsanız, alkolden önce ve sonra çay içmek iyi bir tercih olabilir. Çünkü araştırmalar, çaydaki antioksidanların alkolün karaciğer ve beyinde neden olduğu hasara karşı koruma sağladığını gösteriyor. Yeşil çay alkole karşı korumada daha güçlü bir etkiye sahip.
Günde 8 bardağı aşmayın
Bunun için ilk adım, her gün içmekten hoşlandığınız ve kesinlikle bıkmadığınız bir çay türü bulmak olmalı. Gün boyunca çay içmek, metabolizmanın durmadan çalışmasını sağlar. Uzmanlar ortalama bir insanın günde en az 2 ile 2.5 litre arasında (yaklaşık sekiz ya da 10 su bardağı) sıvı tüketmesini tavsiye ediyor. Bu tüketimin sadece sudan oluşması gibi bir şart yok. Uzmanlar, günde en az sekiz fincan çay içilmesini (bir fincan yaklaşık 230 ml olarak kabul ediliyor) tavsiye ediyor.
Spordan önce bir fincan çay
Egzersiz sırasında hücrelerin çalışma hızı yükselir, vücut ısınır. Hücrelerde hasara neden olabilen, serbest radikal üretimi artar. Bu olumsuz etkiden korunmanın yolu spordan önce bir fincan çay içmek olabilir. Uzmanlar, yeşil çayın fiziksel dayanılıklığı yüzde 24 oranında yükselttiğini ortaya koydu. Antioksidan bakımından zengin olan çay, kasların yağ asitlerini harekete geçirmesine yardımcı olur. Düzenli egzersizle birlikte çay içmek, daha çok yağın yakılmasını sağlar. Spor öncesinde çay, yakılan kalori miktarını yüzde 24 ile 47 arasında artırabilir.
Çayın, farklı kaynaklarda belirtilen birçok faydası bulunmaktadır. Bu faydaları aktarmadan önce çay bitkisi hakkında kısa bilgi vermek istiyoruz.
Aslında çay diye bilinen (ıhlamur, adaçayı gibi bitki çaylarını dışarıda bırakıyoruz) Camellia sinensis adında bir bitkidir. Bildiğimiz siyah çay ve yeşil çay, hatta daha az bilinen beyaz çay, oolong gibi tüm çaylar aslında aynı bitkiden elde edilmektedir.
Aralarındaki tek fark ise toplanma ve sonrasında geçtiği işlemlerdir. Örneğin yeşil çay toplandıktan sonra okside olmasına neredeyse hiç izin verilmez ve bu yüzden hem rengi daha açık renklidir hem de daha fazla antioksidan içerir.
Beyaz çay ise toplanır toplanmaz buhara maruz bırakılır ve daha ilk başta oksidasyon işlemi durdurulmuş olur. Bu yüzden beyaz çay antioksidan miktarı en yüksek çay olarak bilinmektedir. Ancak bu olumlu yanı maliyeti ile birlikte gelir. Beyaz çayın her türlüsü hem toplama mevsiminin kısalığı hem de geçtiği işlemden dolayı dünyanın en pahalı çay çeşitlerinden biridir.
Çayın artık çok bilinen birçok faydası bulunmaktadır. Bunlar, kansere karşı koruyucu özelliği, yaşlanmaya karşı geciktirici özelliği (antiaging), diş çürümelerini geciktirici etkisi ve cilt sağlığı başlıkları altında toplanmaktadır. Bu temel faydalarından dolayı özellikle yeşil çay Çin’de dörtbin senedir tıbbi amaçlarla kullanılmaktadır.
Çayın içinde bulunan ve catechin adı verilen antioksidanların, DNA bozulumunu yavaşlatarak kanserin gelişimini durdurma konusunda etkili oldukları görülmüştür. Örneğin Dartmounth Üniversitesi’nde yaşları 25 ile 74 arasında değişen 1400 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre günde en az iki bardak çay içenlerin, içmeyenlere göre cilt kanserine yakalanma riski yüzde 65 düşüyor. Çayın sağlık ve kanser üzerindeki olumlu etkileri üzerine yapılan araştırmalara National Cancer Institute (http://www.cancer.gov/cancertopics/fact … prevention) kaynağından ulaşmak mümkün.
Ayrıca çayın içerisinde bulunan epigallocatechin-gallate (ECGC) maddesi güneş ışınlarının zararlı etkilerini azaltmakta ve cilt kanserine yakalanma riskini azaltmaktadır. Daha fazla bilgiye American Academy of Dermatology kaynağından ulaşabilirsiniz. (http://www.skincarephysicians.com).
Çayın faydaları ile ilgili Türkiye’de de birçok araştırma yapılmaktadır.
Tosun, dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın, bazı kanser türlerinden kolesterole, kan basıncından, kalp hastalıklarına kadar birçok hastalığı iyileştirici özelliği olduğunu bildirdi.
Çayın bilinen faydalarının dışında diş sağlığı için de yararlı olduğunu belirten Tosun, “Çay doğal olarak florür içerdiği için, diş minesini kuvvetlendirir” dedi.
İçeriğindeki florür sayesinde çayın ayrıca ağızdaki bakterileri kontrol altında tuttuğunu da ifade eden Tosun, böylece diş yüzeyinde plak oluşumunun azalmasına yardımcı olduğunu kaydetti.
Samsun Diş Hekimleri Odası Başkanı Abdullah İlker de diş sağlığı için florürün son derece önemli olduğuna dikkat çekti.
Diş macunlarına diş çürümelerini engellemeleri için florür takviye edildiğini belirten İlker, kemik ve diş yapısında bozukluk olan özellikle gelişme çağındaki çocuklara da florür tablet verildiğini söyledi. İlker, “Florürün doğal yollardan alınması son derece önemlidir. Çayda doğal olarak florür bulunması nedeniyle çayın diş macununun sağladığı etkileri sağladığını söyleyebiliriz” diye konuştu.
Şekerin dişin ara yüzeylerinde birikerek bakteri ürettiğini, bu bakterilerin de dişte çürümeyi hızlandırdığını bildiren İlker, “Çay şekersiz içilmeli. Bu açıdan özellikle şekersiz yeşil çay tüketimini öneriyoruz” dedi.
Çayın sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin yanısıra dinlendirici ve konsantrasyon arttırıcı özelliği de bulunmaktadır.
Çaydaki kafeinin, konsantrasyonu, uyanık ve isabetli olmayı artttırdığı, tat ve koku alma duyularını güçlendirdiği bilinmektedir. Çaya özel teanin maddesi, beynin alfa dalgaları yaymasını teşvik eder. Bu dalgalar, uyuşukluk yapmadan dinlenme özelliğindedir. Bu yüzden çay yıllardır Uzak Doğu’da meditasyon gibi hem dinginlik hem de uyanıklık halinin yüksek olması gereken durumlarda içilmektedir.
hayatı kolaylaştıran ilginç yararları olduğu ortaya çıktı.Türk çayı vücudun su dengesini
koruma, kanser riskini azaltma, kanser yapıcı hücre oluşumunu engelleme, gerginlik ve
uykusuzluğu gidermeye yarıyor
Cilt sağlığı, bağışıklık sistemini 5 kat arttırma, beyin tümörü riskini azaltma, sindirimi
kolaylaştırma, ishalin durdurulması ve böbreklerin daha iyi çalışması gibi çok önemli
yararlar sağlıyor.
ABD'li diyetisyen sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın yararlarını ortaya çıkardı.
ABD’li diyetisyen Mark Ukra’nın dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın yararlarını anlattığı Çay Diyeti kitabına göre kırmızı etin kanser riskini azaltmanın en iyi yolu, pişirmeden önce çayda bekletmek. Alkolden önce içilen çay da akciğerin zarar görmesini engelliyor.
Amerikalı beslenme uzman Mark Ukra’nın yazdığı Çay Diyeti (The Ultimate Tea Diet)) isimli kitap, başta ABD olmak üzere tüm dünyada büyük ilgi gördü. Adı Dr. Çay’a çıkan Çin asıllı Ukra’nın ailesi 200 yıldır çayla uğraşıyor. Çay ile ilgili bilim dünyasının yaptığı tüm araştırmaları inceleyen bu kitapta toplayan Dr. Çay’a göre, Türk kültüründe büyük yeri olan çayın faydaları saymakla bitmiyor. Bu müthjş bitki, sadece kilo vermeye yardımcı olmuyor, etkisi ciltte ve saçlarda da hissediliyor. Neredeyse hiç yan etkisi bulunmuyor. Dünyada en çok tüketilen içecek, doğal olarak su. Suyun hemen ardındansa ikinci sırada çay geliyor.
Kolestrolü düşürüyor
Çay tıpkı kahve gibi uyandırma ve canlandırma etkilerine sahip. Ancak kahve kadar yüksek miktarda kafein içeren diğer birçok içeceğin neden olduğu hiçbir yan etkiyi içermiyor. Çay içmek kilo vermeye de yardımcı oluyor. Çayda doğal olarak bulunan birçok madde, sadece kilo vermeye yardımcı olmakla kalmaz, tatlı krizlerini yatıştırır, iştahı bastırır, kolesterol seviyesini düşürür ve metabolizmayı hızlandırarak daha fazla enerji yakılmasını sağlıyor.
Şeker ve kalp hastalığı ile felç riskini azaltan çaydan en üst düzeyde yararlanmanın yolu ise, ne zaman ve ne miktarda içilmesinde yatıyor.
Kanser riskini azaltıyor
Kırmızı et kızartıldığında ya da ızgara yapıldığında ortaya genleri değişime uğratan kanserojen maddeler ortaya çıkar. Bilim adamları, “mutagen” ismi verilen bu maddelerin meme ve kolon kanserine neden olduğunu kanıtladı. 2002’de yürütülen bir araştırmaya göre kırmızı eti pişirmeden önce hem yeşil hem de siyah çayda marine etmek, yani bir süre bekletmek “mutagen”lerin ortaya çıkmasının önleyebiliyor. Et, çayda ne kadar çok bekletilirse bu maddenin oluşma riski de o kadar azalıyor.
Beyni de koruyor
Çayın bir diğer faydası ise alkolün karaciğere verdiği zararı en aza indirmesi. Öncelikle şunu söylemede yarar var. Uzmanlar, sağlıklı bir beslenme planında alkolü tavsiye etmiyor. Ancak yine de alkol almak istiyorsanız, alkolden önce ve sonra çay içmek iyi bir tercih olabilir. Çünkü araştırmalar, çaydaki antioksidanların alkolün karaciğer ve beyinde neden olduğu hasara karşı koruma sağladığını gösteriyor. Yeşil çay alkole karşı korumada daha güçlü bir etkiye sahip.
Günde 8 bardağı aşmayın
Bunun için ilk adım, her gün içmekten hoşlandığınız ve kesinlikle bıkmadığınız bir çay türü bulmak olmalı. Gün boyunca çay içmek, metabolizmanın durmadan çalışmasını sağlar. Uzmanlar ortalama bir insanın günde en az 2 ile 2.5 litre arasında (yaklaşık sekiz ya da 10 su bardağı) sıvı tüketmesini tavsiye ediyor. Bu tüketimin sadece sudan oluşması gibi bir şart yok. Uzmanlar, günde en az sekiz fincan çay içilmesini (bir fincan yaklaşık 230 ml olarak kabul ediliyor) tavsiye ediyor.
Spordan önce bir fincan çay
Egzersiz sırasında hücrelerin çalışma hızı yükselir, vücut ısınır. Hücrelerde hasara neden olabilen, serbest radikal üretimi artar. Bu olumsuz etkiden korunmanın yolu spordan önce bir fincan çay içmek olabilir. Uzmanlar, yeşil çayın fiziksel dayanılıklığı yüzde 24 oranında yükselttiğini ortaya koydu. Antioksidan bakımından zengin olan çay, kasların yağ asitlerini harekete geçirmesine yardımcı olur. Düzenli egzersizle birlikte çay içmek, daha çok yağın yakılmasını sağlar. Spor öncesinde çay, yakılan kalori miktarını yüzde 24 ile 47 arasında artırabilir.
Çayın, farklı kaynaklarda belirtilen birçok faydası bulunmaktadır. Bu faydaları aktarmadan önce çay bitkisi hakkında kısa bilgi vermek istiyoruz.
Aslında çay diye bilinen (ıhlamur, adaçayı gibi bitki çaylarını dışarıda bırakıyoruz) Camellia sinensis adında bir bitkidir. Bildiğimiz siyah çay ve yeşil çay, hatta daha az bilinen beyaz çay, oolong gibi tüm çaylar aslında aynı bitkiden elde edilmektedir.
Aralarındaki tek fark ise toplanma ve sonrasında geçtiği işlemlerdir. Örneğin yeşil çay toplandıktan sonra okside olmasına neredeyse hiç izin verilmez ve bu yüzden hem rengi daha açık renklidir hem de daha fazla antioksidan içerir.
Beyaz çay ise toplanır toplanmaz buhara maruz bırakılır ve daha ilk başta oksidasyon işlemi durdurulmuş olur. Bu yüzden beyaz çay antioksidan miktarı en yüksek çay olarak bilinmektedir. Ancak bu olumlu yanı maliyeti ile birlikte gelir. Beyaz çayın her türlüsü hem toplama mevsiminin kısalığı hem de geçtiği işlemden dolayı dünyanın en pahalı çay çeşitlerinden biridir.
Çayın artık çok bilinen birçok faydası bulunmaktadır. Bunlar, kansere karşı koruyucu özelliği, yaşlanmaya karşı geciktirici özelliği (antiaging), diş çürümelerini geciktirici etkisi ve cilt sağlığı başlıkları altında toplanmaktadır. Bu temel faydalarından dolayı özellikle yeşil çay Çin’de dörtbin senedir tıbbi amaçlarla kullanılmaktadır.
Çayın içinde bulunan ve catechin adı verilen antioksidanların, DNA bozulumunu yavaşlatarak kanserin gelişimini durdurma konusunda etkili oldukları görülmüştür. Örneğin Dartmounth Üniversitesi’nde yaşları 25 ile 74 arasında değişen 1400 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre günde en az iki bardak çay içenlerin, içmeyenlere göre cilt kanserine yakalanma riski yüzde 65 düşüyor. Çayın sağlık ve kanser üzerindeki olumlu etkileri üzerine yapılan araştırmalara National Cancer Institute (http://www.cancer.gov/cancertopics/fact … prevention) kaynağından ulaşmak mümkün.
Ayrıca çayın içerisinde bulunan epigallocatechin-gallate (ECGC) maddesi güneş ışınlarının zararlı etkilerini azaltmakta ve cilt kanserine yakalanma riskini azaltmaktadır. Daha fazla bilgiye American Academy of Dermatology kaynağından ulaşabilirsiniz. (http://www.skincarephysicians.com).
Çayın faydaları ile ilgili Türkiye’de de birçok araştırma yapılmaktadır.
Tosun, dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın, bazı kanser türlerinden kolesterole, kan basıncından, kalp hastalıklarına kadar birçok hastalığı iyileştirici özelliği olduğunu bildirdi.
Çayın bilinen faydalarının dışında diş sağlığı için de yararlı olduğunu belirten Tosun, “Çay doğal olarak florür içerdiği için, diş minesini kuvvetlendirir” dedi.
İçeriğindeki florür sayesinde çayın ayrıca ağızdaki bakterileri kontrol altında tuttuğunu da ifade eden Tosun, böylece diş yüzeyinde plak oluşumunun azalmasına yardımcı olduğunu kaydetti.
Samsun Diş Hekimleri Odası Başkanı Abdullah İlker de diş sağlığı için florürün son derece önemli olduğuna dikkat çekti.
Diş macunlarına diş çürümelerini engellemeleri için florür takviye edildiğini belirten İlker, kemik ve diş yapısında bozukluk olan özellikle gelişme çağındaki çocuklara da florür tablet verildiğini söyledi. İlker, “Florürün doğal yollardan alınması son derece önemlidir. Çayda doğal olarak florür bulunması nedeniyle çayın diş macununun sağladığı etkileri sağladığını söyleyebiliriz” diye konuştu.
Şekerin dişin ara yüzeylerinde birikerek bakteri ürettiğini, bu bakterilerin de dişte çürümeyi hızlandırdığını bildiren İlker, “Çay şekersiz içilmeli. Bu açıdan özellikle şekersiz yeşil çay tüketimini öneriyoruz” dedi.
Çayın sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin yanısıra dinlendirici ve konsantrasyon arttırıcı özelliği de bulunmaktadır.
Çaydaki kafeinin, konsantrasyonu, uyanık ve isabetli olmayı artttırdığı, tat ve koku alma duyularını güçlendirdiği bilinmektedir. Çaya özel teanin maddesi, beynin alfa dalgaları yaymasını teşvik eder. Bu dalgalar, uyuşukluk yapmadan dinlenme özelliğindedir. Bu yüzden çay yıllardır Uzak Doğu’da meditasyon gibi hem dinginlik hem de uyanıklık halinin yüksek olması gereken durumlarda içilmektedir.
Son düzenleme: