Canan Tan-Piraye

2 yıl filan önceydi okuduğumda hala unutamadım o aşkı Piraye'yi yaşadıklarını çok güzel bir kitaptı :2:
 
okudum cok mükemmel bi kitap ve oldukça sürükleyici
 
akıcı bir kitap. ama etkileyici deil. canan tan tarzı...
 
canan tan ın tarzı bellidir..genelde günümüz dizi filmleri tadında buluyorum yapıtlarını.akıcı ama çok düşündürücü değil.merak edilip okunası olabilir, kolay bitirirsiniz.
 
Gayet akıcı,güzel bi kitaptı,ben şahsen çok etkilenmiştim bu kitaptan
 
yeni basladim hizli ilerliyo ama ayriminda olmak fiilini o kadar cok kullaniyor ki, midem bulandi
 
cok gicik bi hikaye. pirayenin salakliklarina doymayacaklar okusun
 
akıcı bnde 2 günde bitirdim klasik seyler hep ama sonunu beenmedim okunsada olur okunmasada olur öle bi kitap ama emeğe saygı tabii:26:
 
yoğun tavsiyeler üzerine mathaf bişe sanıp okumuştum

çok basit bir dille anlatılmış ucuz arabesk bir aşk romanı
 
yoğun tavsiyeler üzerine mathaf bişe sanıp okumuştum

çok basit bir dille anlatılmış ucuz arabesk bir aşk romanı

aynen öyle. Bende tavsiye üzerine aldim. Bittiginde "Bu mudur simdi yani ?" dedirti. Böyle kitaptanda, filmdende hoslanmam cok ama cok klise Ama Canan Tan tarzi bu zaten. Tek begendigim "En Son Yürekler Ölür" ki buda yine hikayeden kaynakli degil. Biraz olsun organ bagisiyla ilgili bilinclerdirdigin ve ondan sonra organlarimi bagislamaya karar verdigim icin.
 
bende tavsiye üzerine aldım alıp götürmedi beni açıkçası sevmedim
 
Okudum ama beğenmedim. Canan Tan'ın kitapları konular birbirine çok benziyor.
 
piraye yi bundan 2008 de okumuştum resmen bir gecede bitirdim kitabı. daha sonra bana Canan Tan bağımlılık yaptı birkaç kitabını daha okudum. okuduğum kitaplarını baz alarak söylüyorum gerçekten akıcı ve sizi içine alan bir anlatımı var.
 
Neredeyse 500 küsür sayfa Piraye ile Haşimin aşkını arayıp bulamadığım mantıksızlıklarla örülü olaylar silsilesi.
Pardon ama aşk bunun nersinde? Piraye Hanım özgürlüğü için olay ciddiye bineceken daha başlamadan erkekleri reddediyor. Haşim ona tonbalıklı salata getirip bir yere çay içmeye götürmesiyle ona aşık (!)
oluyor. Evlenme teklifi edince kendine edilen bir diger teklifle kıyaslayıp ne kadar farklı olduğunu düşünüp beğeniyor. Ailesi bu durumu öğrenince kızlarını hemen vermek istiyorlar-ki varlıklı olmasa Diyarbakır`a gelin gitmesine şiddetle karşı çıkarlardı.- Piraye daha aşık dahi olamamışken kendini Diyarbakır`da düğününde buluyor. Haşim`in çelişkilerle örülü karakterine girsem çıkamam zaten. Sonunda ölmese gerçekten Piraye`ye aşık olduğundan bile şüphelenecektim. Kaldı ki Haşim`in kişiliğini 500 `e yakın sayfada oldu bittiye verilmiş. Şehirli bir kızın güzelliğine tutulmuş hayranlık beslemiş, "Ağa" "Bey" ünvanları arasında sıkışıp kalmış bir adam olarak lanse ediliyor.
Piraye`nin tutarsız karterinden söz etmeme gerek yoktur herhalde. Neyi yapmam dediyse yapıp, ne yapacam dediyse yapmadı. Hele kaynanasına inat çocuk doğurması taban tabana zıttı kendisiyle. Romanın her bir satırında Piraye`nin isminin taşıdığı anlamı , aslında tiyatrocu olmak istediğini ve şiire olan tutkusunu Haşime anlatmasını ve aralarında güçlü bir bağ kurulmasını bekledim. Ama yoktu, aşk adına hiç bir şey yoktu. Birbirlerinin kara kaşlarına kara gözlerine (Piraye bide Haşimin konumuna) aşık oldu.Öyle içi boş, aşk
denilmeyecek
yüzeysellikte bir hoşlantı sadece.
Velhasıl kelam olayları ve kahramanları birbiriyle devamlı çelişen bir romandı. Beni resmen hayal kırıklığına uğrattığı için bu kadar içerlendim.
 
Son düzenleme:
Ben yıllar yıllar önce okumuştum. Sonunda ağladığım 2 kitap oldu şu zamana kadar. Bunlardan biri Piraye'ydi :/
 
canan tan böyle karakterler ortaya koymayı seviyor galiba.hasret kitabındaki erkek karakterinde aşkını hiiiç anlayamamıştım.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…