Can Dündar'dan "Mustafa"

mustafa belgeselini izlemedim ama daha reklam aşamasındayken bile sinir olmuştum neden mustafa kemal atatürkümüzün çocukluğunu bi yunan çocuğu canlandırıyo ve neden belgeselin ismi sadece mustafa..?bize farklı yönlerinide göstermek iştemişmiş....böle yüce ve ulu bi insanı içki,sigara karı kız vs. yönleriyle göstermeye çalışması vede bu dönemde böyle bi yapım yobaz ve akp zihniyetine yalakalıktır bence..birde filmden elde edilecek gelirin can dündarın cebine gitmeside ayrı bi tartışma konusu...daha çok doluyum ama uzatmak istemiyorum...
 
Son düzenleme:
ya bir seyi anlamis degilim ve anlayabilecegimi hic zannetmiyorum...
filmi izlememis insanlarin sakin gitmeyin aman aman cocuklarinizi götürmeyin demelerini anlamiyorum...
bu ayni daha yemegi yememis birinin yemek tuzlu olmus sakin yemeyin demesi gibi birsey...
tamam diyelimki yemek tuzlu, ya ben yemegi tuzlu seviyorsam...
evet bende izledim daha cünkü yurt disinda yasiyorum ve o film allah bilir ne zaman gelir buraya...
gelirse kesin gidip izleyecegim...
film kötü hazirlanmis ATATÜRK'ü farkli anlatiyor olabilir ama birakinda buna herkes kendi karar versin...
ki ATATÜRK'ü seven ve gercekten taniyan, bilen, anlamis bir insanin bir filmden ektilenip fikrini degistirebilecegini hic sanmiyorum....
 
Sıkıntı,Atatürk ü bilmeyen anlamamış,gerçekten tanımayan çocukların kafasında yaratıcakları yanlış Atatürk portresinin oluşması ihtimali zaten ve Can Dündar'a tepki elbette..biz gidenler olarak gitmeyen arkdaşların sinemadan bilet alıp o insana maddi destek sağlamasını istemiyoruz..film nasıl olsa tv ye düşer yada cd lere..o zaman izler izlemeyen arkadaşlar..ben gittim ama ücret ödemedim...
 
Sayfayı baştan sona kadar okudum..
Ben film daha vizyona girmeden teşekkürlerimi iletmiştim..
Yine teşekkür ediyorum çünkü!!!!!!!!!!!!!!!
Sizlerin eleştirilerini dışarıdan okuyan bir insan tekrar tarihini gözden geçirmek istiyor..herkezin her söylediğine katılsaydık eğer insan olarak bir düzen tutturamazdık..her insanın bakış açısı farklıdır bayanlar ...
Provakatörlere gün doğdu resmen her yerde inanılmaz saldırılar war.ulu önderimiz atatürk herşeyden önce bir insan...bu vatan uğruna herşeyini geride bırakmış...sevdiği kadın fikriyeyle bile çevre tepkisinden korktuğu için kavuşamamış..bu kadar milletine özen gösteren bir insan acısınıda üzüntüsünüde kendi içerisinde yaşar ve yaşamış die düşünüyorum..
Siz kendinizi onun yerine koyun ...herkez size umudunu bağlamış ve sonuna kadar destekliyor.sizde sıkıntınızı gizli yaşardınız elbet...içki meselesinde bazı arkadaşlar objektif olmaya çalışmış bana kalsa içmem ama atamız tabi sıkıntısı yüzünden içer yazmış...hani tarafsız olacaktınız ..her koyun kendi bacağından asılır.allah önünde ustada çırakta birdir ..karışmayın içkisine ...filmde anlatılmış..atatürkün sirozdan öldüğü söylenmişti okullarımızda...sirozun kalıcı bir rahatsızlık olmadığı sürece.bunun içkiyle alakalı olduğunu hepimiz biliyorduk zaten.yanlış anlaşılmak istemiyorum ama.minik yavruların verdiği tepkileri vermiyelim lütfen.onların üzerinden rant sağlamasın kimse..bu devletin şanlı bir geçmişi..büyük bir ulu önderi var.genelkurmay bu filme izin verdiyse vardır bi bildikleri..yanlış anlasıldıysamda özür dilerim...
 

kesinlikle katılıyorum sana..
Ataürkle olan bağlarımız bu kadar zayıfmı ki hemen düşüncelerimiz değişsin...
 
filme bir hafta önce gittim.

bu filmin fragmanları bile dönmezken isminden dolayı da önyargılarım vardı üstüne de basında çıkan eleştiriler üzerine bu kadar sansasyonel bir film mi diye merak edip gittim.

Can Dündar'dan zerre hazetmem

ama medyada çıkan eleştirilerle de filme haksızlık edildiğini düşünüyorum.

Atatürk'ün yalnız ve düşkün gösterildiği iddialarını haklı bulmuyorum nihayetinde her insanın hayatı boyunca bazı evrelerde yalnız olduğunu biliyorum .bu O'nun isteğiyle ya da isteği dışında da yaşanmış olabilir.ve yalnız,düşkün bir adam olarak canlanmaz benim gözümde bilakis hayatının hemen hemen her dönemini cephelerde savaşlarda geçirmiş mükemmel bir liderin hiç yalnız kalmaya ihtiyacı yok muydu ndiye düşündürür.



bu filmle de Ata'yı kendime daha da yakın buldum.bir şarkıda gözlerin dolması olağan dışı bir hal midir kimsenin bir şarkıda boğazının düğümlendiği hiç olmaz mı?

dediğim gibi filme önyargıyla gittim ve salonda pek de rahat oturamadığım halde gözlerimi yaşartan bir film oldu.

Can Dündar mı ? hala hazetmiyorum ama film için abartılı eleştirileri de haklı bulmuyorum.

eleştiri tabii ki olmalı nihayetinde mükemmel ötesi bir film beklememeli herkes ama köşe yazarlarının atıp tuttuğu gibi bir mesaj almadım ben bu filmden

ayrıca çarşaf çarşaf basılan abartılı eleştirilerle o çanak yalayıcı Atatürk düşmanı olan kesimlerin de ağzına laf verilmemesi gerektiğine inanıyorum.

o eleştirilerde Ata'mızı 'şöyle yalnız böyle perişan göstermişler' vs. cümleleri belki de o kesimlerin aynı ağızla Ulu Önder i kıt akıllarıyla eleştirmelerine mahal verir diye düşünüyorum ben.
 
bizim fikirlerimiz değişmez elbette ama "fikirsizler" ve Atamızı yıpratmaya çalışanların ekmeğine yağ sürüldü güzelce...çoluk çocuk gitmesin bu filme..aşar bu film o gencecik beyinleri..gençlerin kafasını hallaç ipliğine çevirdiler zaten..büyüklerde Can efendiyi zengin etmesin..benim düşüncem tabi
 

Katılıyorum arkadaşım.Büyüklerin fikirleri elbette değişmeyecek.Gelmiş geçmiş en büyük liderdir Atatürk.Kim ne derse desin bu böyledir.Ama miniklere bazı şeyleri açıklamak çok zor.Biz dah Atatürk ün liderlik vasfını tam kavratamamışken insanlara,özel yaşantısındaki şeyleri nasıl açıklayacağız?
 
from 6234 e katılıyorum.atatürk sevenlerin kemalistlerin bu şekilde karşı çıkmaları bu kadar eleştirmeleri yalnız ve yalnızca atatürk düşmanlarının ve fırsatçıların ekmeğine yağ sürer.siz daha kend aranızda bütünleşemiyorsunuz kalkıp da bize caka satıyorsunuz derler adama...
 
Valla hangi adama ne derler bilmem ama onu diycek adam müsfettelerine bizim bu sitenin kuralları doğrultasında şimdi buraya yazamıycağımız çok lafımız olduğundan eminim..Can Dündar'dan nefret ediyorum bu filmide protesto ediyorum..yeni yetişen gençliğin henüz Atatürk'ümüzün çok ama çok özel hayatıyla kimse kafasını karıştırmasın..Onlar olgunlaştığında merak edenler araştırmasını yapar öğrenir zaten..Mustafa Belgeseliyle Atatürk 'ü çocuklarımıza tanıtamayız..Can efendi kostak kostak dolaşıyodu kanalları herkesimden her yaştan kişi gelip seyretsin diye....Biz o belgeseli izlemeden çok önceleri Aşık olduk Atatürke..çok gereksiz çok zamansız çok akıllıca düşünülüp vizyona sokulmuş bi film bu...bunu bilir bunu söylerim..saygılar...
 
Mustafa belgeselinden bir sahne: Atatürk yıllar sonra İstanbul’a dönmektedir. Yanındaki Hamdullah Suphi, karşılamaya gelen halka bakarak “Kim bilir ne kadar heyecanlısınız” diyor... Atatürk de: “Bu halk bağrına basmayı bildiği gibi yeri geldiğinde linç etmesini de bilir” diyor. Ne de güzel çözmüşsün bizi Atam. Biz bıraktığın gibiyiz. Sana dair yapılmış en cesur, en kapsamlı belgeselde bile birbirimizi yiyoruz, moleküllere bölünüyoruz, korkuyoruz. (...)
mevlüt tezel(hürriyet)

can dündarı sevmeyebilirsiniz,peki sizce bu belgesel hiçbir belgeye ,bilgiye dayandırılmadan mı hazırlandı.can dündar hayalindeki Atatürkü mü anlatıyor sizce.ben bu filme hiç bir önyargı taşımadan gittim.sarı zeybekte olduğu kadar duygusal değildi ama benim mavi gözlü devim ATAMI (çocukluğunu ister bir rum oynasın) çok daha yakından ve kapsamlı tanım.o günün şartlarıyla ,hatasıyla,doğrusuyla,yanlızlığıyla,gerçekçiliğiyle ilkokulda tahtanın üstündeki sert bakışlarının altındaki insancıl yanlarını da gördüm.ne yalan söyliyeyim kitaplardan bize öğrettikleri kadarıyla ve bazı fotoğraflarıyla korkardım ondan.ben çocuklarıma bu filmi izleticem.izlesinlerki korkmasınlar.oklulda öğrendikleri kadar değil daha iyi tanısınlar.ben sarı zeybek te ,cumhuriyet filminde ve Mustafa da ona olan sevgimi,hayranlığımı çoğaltacak çok şey buldum.filmi beğenmemiş olabilirsiniz ama biraz insafli olun.sizin hayalinizdeki Atatürk nasıl biri bilmiyorum ama.hakkındaki en kapsamlı bilgileri araştırın bakalım sizin araştırmalarınızdan, farklı olarak ortaya ne çıkacak.veya can dündardan nefret etmenize sebep olacak kadar filmde ne gördünüz.beğenmeyenler kadar beğenenler de var bence bırakın insanlar kendi kararlarını izledikten sonra versinler.:lepi:
 
Son düzenleme:
biz Atamızın özel hayatını,gençliğinde sevdiği kadına yazdığı özel mektupları,günde ne kadar içki içtiğini hiç merak etmedikki, niye bunu gözümüze sokuyor Can Dündar!
elbette o da insan,onunda duyguları var ama özel mektuplarına bu kadar girilmesi bile beni çok rahatsız etti.Adı üstünde özel!
tamam Atatürk çok zor dönemlerden geçmiş olabilir,sıkıntısını içerek atmış olabilir ama bunun gözümüze ikidebir sokulması,ayyaş muamelesi yapılması hiç hoş değil,hele ki u filmi seyreden çocuklar ve gençler için
Can Dündar amacına ulaşamayacak bunu söyleyeyim
çevremdeki herkeside 100 kere uyarıyorum gitmeyin o adama para kazandırmayın diye




Bir insanın karanlıkta yatamaması eleştiri midir? Bu korku da değil. Yatılı okullarda büyümüş bir insan, sürekli ışıkta yatmış. Öncelikle şunu söyleyeyim: bu film Atatürk'ün özel hayatını anlatmıyor. Film özel hayatına girmiyor bile. Onu düzeltmek lazım. İkincisi, bu film Atatürk'ü bence, bugüne kadar dinleyegeldiğimiz Atatürk'ten daha sıcak, samimi ve hakikaten yakınımıza getiren bir yaklaşımla hazırlandı. Ben birçok çocuğun burada gördüğü Atatürk'ü okulda öğrendiğinden çok daha sıcak ve sahici bulacağını düşünüyorum. Karanlıkta yatamayan çocuklara biz şimdi 'Sen de Atatürk olma potansiyeline bağlısın' diyoruz. Bunda hiç bir yanlışlık yok. Burada bir ahlaksızlık yok. Bu gerçek ve üstelik Atatürk'ün imajını sarsan değil, besleyen birşey. Yani biz bu yöntemle devam edersek, kutsi Atatürk, hiç bir şeyden korkmaz, bizim ulu çizdiğimiz liderle devam edersek, inanın bu törpülenmeye başlanan bir imaj. Bu güne kadar izlenen yöntemin yanlış olduğunu ve kabak tadı verdiğini düşünüyorum. Bu özellikleri ona bir şey ekliyor. Yani onu bizim gibi biri yapıyor. Bizim amacımız eğer 'Bir daha Türkiye asla Atatürk gibi bir lidere sahip olamayacak', bunu kanıtlamaksa bu yönde devam edelim. Eğer amacımız 'Herkes de bir Atatürk potansiyeli vardır ve herkes bu koşullarda bile başarabilir' dedirtmekse gelin bu yaklaşıma geçelim ve bundan sonra böyle anlatmaya çalışalım. (Televizyon Gazetesi)


Vatan gazetesinden alıntıdır!



ne demek özel hayatına girmiyor, Atatürk coline denilen kadına dün gece kollarında geçirdiğim saatler vs. yazmış bunu kalkıp bize gösteriyorsun,bu özel hayata girmek değildride nedir be Can Dündar?


o zaman çocukar içki içen Atatürkü görüp örnek aldıklarındada,ilerdede içki içerseniz sizde Atatürk olma potansiyelimi var diyecek acaba çocuklara çok merak ediyorum!

Bence sen kabak tadı verdin can dündar, tutarsız açıklamalarınla.
biz atamızı bu zaman kadar tanıdığımız halinden çok memnunuz
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Tarihi buluşma

'Çılgın Türk' Turgut Özakman 'Mustafa'yı eleştirdi

'Mustafa' filmiyle bazı kesimlerin eleştirilerine maruz kalan Can Dündar ile kendisine eleştiriler yönelten Turgut Özakman, 32. Gün'de karşı karşıya geldiler. İşte programda konuşulanlardan çarpıcı detaylar.

Milliyet Gazetesi Yazar Can Dündar, senaryosunu yazdığı ve yönettiği 'Mustafa' filmiyle bazı çevrelerin şimşeklerini üzerine çekmişti. 'Şu Çılgın Türkler' kitabının yazarı Turgut Özakman'ın eleştirilerinin kendisini çok üzdüğünü söylemesinden sonra Dündar ve Özakman biraraya gelerek filmi birlikte izleyip karşılıklı görüşlerini paylaşmıştı.



Özakman, 32. GÜn programında bu kez izleyiciler önünde filmle ilgili görüşlerini ve eleştirilerini dile getirdi. Özakman'ın filme yönelik değerlendirmeleri şöyle oldu:

Mustafa Kemal Atatürk'ün adı, ortaokul birinci sınıftan itibaren resmen 'Mustafa Kemal'dir. Mustafa'lığı 13 yaşından beri yoktur. Onu Atatürk'ten koparabiliriz anlatırken ama Mustafa Kemal'i ikiye bölüp anlatmak, annesinin gözüyle görmeye çalışmak, bütün film o estetikte yapılsaydı ona da itiraz etmezdim.

-Atatürk'ü biz niye anlatıyoruz? Sıradan, alelade bir insan mı? Bizim ona bir borcumuz var mı? Bizim için büyüklüğü var mı? Devletimizi kuran, dünyanın büyük, ender askerlerinden biri mi? Bir devrimin önderi mi? Bir insan olarak bizim minnet duyduğumuz bir insan mı? Onu anlatıyorsak o zaman onu doğru anlatacağız. Bütün biyografi yazarları için çok ciddi bir tarihçi vicdanı ve sanatçı duyarlılığı gerekiyor. Bunların büyükçe bir bölümünün Can'da olduğunu görüyorum ama bir çok şey gözünden kaçmış, bir çok şey aceleye gelmiş, bir takım şeyleri de işte bu yaştaki gençler Atatürk'ü bilmeden büyüyor. O bilgisizliğin bütün etkilerini ben burada görüyorum. Genel olarak bir şey demiyorum ama tashih yapılması gereken yerler var.

-Atatürk'ü Atatürk yapan Çanakkale'dir. Onu sadece Conk Bayır'ı ile anlatmak kabil değil. Bir de onu 28 Temmuz diye Rumi tarihle vermişler. Ama onun doğrusu 10 Ağustos 1915

-Ceset tarlası hikayesi dokunmuş size, haklısınız. Ama o laf zaten uydurma. Yeri yok, kaynağı yok, dayanağı yok. Bir kere onu oradan silip atmak lazım.

-Vahdettin konusunu Atatürk anlatıyor. Bir üçüncü kişi görüp de Vahdettin Mustafa Kemal'e tarih kitabını gösterip de 'İşte siz bu tarihe geçtiniz' demiyor. Atatürk anlatıyor, o söylüyor bize ve sonra da yorumunu yapıyor. Bu cümlenin nasıl gereksiz, yanlış anlaşılmaya müsait, yani Vahdettin'in iç yüzünü anlatıyor. Onu söyledikten sonra Mustafa Kemal'in yorumunu söylememek hakikate çok büyük ihanet olur. Burada söyleyemeyeceğim kadar sert bir yorum. Onun vatanını sevmediğni, hanedanını ve tahtını koruduğunu ve sadece kendisi adına kullanmak istediğini vs. Atatürk'ün anılarında yazıyor. Bu böyle olur. Bir şey söylüyorsanız karşıtını da vereceksiniz.

Bir yerde diyor ki Atatürk meçhule gidiyor. Atatürk'ün Anadolu'ya meçhule gitmediği Tayin Kararnamesi'ne eklettiği maddelerle bellidir. Çok büyük planlarla gidiyor. Ali Fuat Paşa ile teferruatıyla konuştuğu söyleniyor. İsmet Paşa ile kısmen, Kazım Karabekir ile konuştuğu söyleniyor. Rauf Orbay ile de genişliğine kavuşmuştur... Meçhule gider değildi.

Yalnızdı diyor giderken. Atatürk Çanakkale kahramanı olarak hiç yalnız olmadığının farkındaydı.

23 Nisan töreni için, dayandığı güçlerle ilerde hesaplaşacaktı diyor. Dayandığı güçler dindar, dine bağlı insanlardı. Bunlarla Cumhuriyet'in bir hesaplaşması olamaz. Bugün de olmaz yarın da olmaz. Softalarla, yobazlarladır.

Atatürk diktatör değildi

Bütün gücün Atatürk'ün elinde toplandığı bir an bile olmadı. Meclisi var, hükümeti var, yargıları var. Söyleyip de yaptıramadıklarını konuşalım mı? 3 kere toprak reformu için neredeyse yalvarıyor ama yapılmıyor. Meclisin fesih yetkisinin Cumhurbaşkanı'nda olmasını istiyor, 'Diktatörlük olur, hayır' diyorlar. Veto hakkını kullanmak istiyor, 'Hayır' diyorlar. Birinci Büyük Millet Meclisi'nde de İkinci Büyük Millet Meclisi'nde de Ortaçağ galip gelmiştir. Atatürk keşke diktatör olsaydı da şu toprak reformunu getiritip bizim köylümüzü çiftçi yapabilseydi.

-'Devrim evlatlarını yemişti' ifadesi kullanılıyor filmde. izmir suikasti dolayısıyla 10 küsur kişi asıldı. Bunların içinde Atatürk'ün arkadaşı olan bir Albay Arif bey vardır. Geri kalanları da devrimin evlatları falan değildir. Bunların devrimle ilgileri bile yok.

-Yüzde 10'u okur yazar olan bir milletten bahsediliyor. Erkeklerdir onlar. Doğrusu da yüzde 7'dir onun. Kadınlar binde 4. Böyle bir ülkede kadınlara hak veriyor...

-'Sonunda arkadaşlarından kopmuştur' diyor filmde. Koptuğu 2 tane arkadaşı var. Kazım Karabekir ve Rauf Orbay. Onlarla da barışmaya teşebbüs ediyor eğer Ali Fuat Paşa doğru söylüyorsa ne yazık ki bazı talihsizlikler o barışmayı da engelliyor.

-Atatürk'ün eleştirilmesi bilimsel olmalı, eleştirilerin yeri filmler olmamalı.

-Bu film, baba gibi, abi gibi söylüyorum. Ben onun annesiyle iş arkadaşıyım. Her gencin başarısına sevinirim ama Can'ınkine biraz daha fazla sevinirim. Her gencin hatasına üzülürüm, ama Can'ın hatasına biraz daha fazla üzülürüm. Bu film tashih istiyor. Bu filmde bazı yerlerin çıkartılması istiyor. Finali, kadın ve içki düşkünü Atatürk diye biteremezsiniz. Bu inanılmaz derecede büyük bir saygısızlıktır.

-Onun ne içkisi ne kadınlarla ilişkisi tartışılır. Bu magazin yaklaşımını temizleyerek, çocuklarımızı, 'Atatürk çok sigara ve içki içiyordu' gibi böyle onlara kabus gibi çöken (Torunumun söylediklerini Can'a da söyledim) bu gölgeden bir kurtaralım. Televizyon için yeniden yapılacakmış. Herhalde bunu düzeltmek gerekir.

-Eğer çocukların önüne ders gibi gidecekse, dersin uyması gereken fazilet kuralları vardır. Bazen ahlak, hakikatten daha güçlüdür. Bizim ahlaki yaklaşıma ihtiyacımız var.

-Bu söylediğim hataların dışında özen gösterilmiş. Müzikler, görüntüler çok güzel, çok çalışılmış, her yere gidilmiş. Bu ilk Atatürk filmi olduğu için bu yanlışlar olabilir ama bu filmi o yanlışlardan temizleyerek iyi ve güzel bir film yapalım. Ben bunu rica ediyorum Türkiye ve Türk çocukları adına.

-Vahdettin hikayesi çok istismara müsait bir şekilde anlatılmış. Onu düzeltmek zorunlu. Tarihe karşı, hakikate karşı.

-Beraber filmi seyredeceğim için eleştirileri okumuştum. Ben filmde o eleştirilerin yarısını bulamadım. Çok abartılmış bir eleştiri dalgası karşısında.Örneğin, sığır sürüsünün geldiğini anlamamış da Yunan askerleri sanmış! Öyle bir şey yok filmde. Dilden dile anlatıldıkça abartı büyümüş. Şaşakaldım. Varolan şeylere dayanarak söylemeliyiz bunları. Varolmayan şeylere göre söylemenin hem filme hem de emeği geçenlere haksızlık olduğunu düşünüyorum.

-İlk Atatürk filmi diye Atatürk'ün insan tarafınnı da söyleyeceğim diye birtakım gereksizliklerle süslememek lazım. Sarı Zeybek'i de izledim. Orada da Can'ın içkisi gibi bir takıntısı vardır. O takıntıdan kurtulmasını diliyorum.

CAN DÜNDAR'IN ÖZAKMAN'A YANITI:

-Nihayet filmle ilgili derli toplu bir eleştiri dinledim. Bu ilk defa oluyor. Son 10 günde bine yakın yorum çıktı. Hakikaten ilk defa, şu şu maddelerde dikkatli ol ama bunda kötü niyet yok diyen. Hani biz sırf kötü niyetle yaptık bunu, içinde facia şeyler var dilden dile gezen! Hocam da izlerken dedi ki 'Bunların hiçbiri yokmuş. Başka film seyretmiş bunlar' diyecek noktaya geldi.

-Niye Mustafa? Ben Küba'da bir mitingde insanları 'Fidel' diye bağırırken gördüm ve çok etkilendim. Bir halkın liderine 'Fidel' demesi, onu çok kendine yakın hissettiğinin göstergesi ve bu hakikaten hoş bir şey. Bizim de liderimize ismiyle hitap etmemiz, sanki daha yakın hissettirir diye düşündüm. Bunda 12 Eylül'ün de etkisi var. Atatürk adına öyle yanlışlar yapıldı ki yeni nesil için bir tanışma vesilesi olur diye düşündüm.

-Vahdettin konusunu hocamın söylediği çok iyi oldu. Herkes bunu bizim uydurduğumuzu söylüyordu...

-'Meçhule gidiyordu' şu anlamda kafasındaki planı verdik. Giderken madde madde ne yapacağı belli. O anlamda kendisi meçhul değil ama halk nasıl karşılayacak anlamında meçhule gidiyordu.

-Yalnız değildi çok eleştiri aldı. Ben hala aynı görüşteyim. Yalnız değilse, niye en yakınındakine bile 'Bu defteri kimseye gösterme' diyor Mazhar Müfit'e. Onu bile saklama ihtiyacı duyuyor. Çünkü, hakikaten kafasında kurduğu şey herkes için çok yeni birşey, Cumhuriyet fikri, örtünmenin kaldırılması, latin harfleri fikri... Dolayısıyla onları izleyen birisi yalnızdır. En azından ideolojik olarak yalnızdır diye düşünüyorum.

-'Dayandığı güçlerle sonradan hesaplaştığı' ifadesinde kasdettiğim Şeyhülislam, yobazlar vs. Orada yanıldığımı düşünmüyorum.

-Sigara konusu, burada bir şey diyemiyorum. Atatürk'ü içerken görmesek iyi olur hakikaten ama ailede anne ve babamızı da görüyoruz sigara içerken.

-Çok büyük bir çoğunluğu sürenin darlığından kaynaklanan şeyler. Mesela Serbest Fırka deneyimi hakikaten çok önemli. Burada ne yazık ki 2 cümleyle geçmek zorundakaldık.

-

Vatan gazetesinden alıntıdır!
 
bence bu filmde yeterince araştırma yapılmadan atatürkle ilgili veriler onunla ilgili anılar çok iyi incelenmeden hareket edilmiş atatürk içkiyi severdi ama alkolik değildi çünkü alkolik olani nsan sabah içmeye başlar ve ara vermez oysa atatürk gündüz içki içmezdi sadece nadiren bir tane bira içerdi
tarihe tanıklık edenler onun halka padişahlarda içki içerdi ama bunu gizli kapaklı yaparlardı ben gizli içmiyorum sizin huzurunuzda içiyorum ve milletimin şerefine içiyorum dediğini anılarında anlatmışlardır yine son zamanlarından neden içiyorsunuz paşam sorusuna bu vücut böylesine çalışan bir beyni kaldıramıyor demiştir yani atatürkün içki içtiğini hepimiz biliyoruz böylesine zor şartlarda bir milleti esaretten kurtarmış yepyeni bir düzen getirmiş bir insanın akşamları rahatlamak için içtiği iki kadeh içkiyi çok göremeyiz ama can dündar atamızı tam bir alkolik gibi göstermeye çalışmıştır vatan için yaptıklarını mücadelelerini es geçip onun insani zaaflarını abartılı bir biçimde ve bana göre çok gereksiz bir biçimde önümüze sunmaya çalışmıştır atatürkü din düşmanı gibi göstermeye çalışmaksa en büyük yanlıştır sanırım atamızın son nefesini verirken söylediği sözden bile etkilenmemiş
daha öncede söylediğim gibi bu film gerçek atatürkçülerin atatürke olan sevgilerinin artmasına sebep olmuştur benim üzüntüm bu filmi izleyen küçüklerin kafalarının karışmasıdır
 
Ben ne kadar talihsizim ki:"Atatürk içki içti sirozdan bağıra bağıra öldü diyen","Cehenneme ilk o girecek(tövbe tövbe),cennetin kapısında bekleyip onu almayacağım"diyen."Atatürk sarhoştu,tavuk kümesinde bile savaşamazdı" diyen,"Atatürk uğradığı her ilden bir kadın alıp gidermiş"diyen beyni olmayan bireylerle muhattap oldum.Keşke bu insanlara prim verilmeseydi.Düşünen,okuyan,araştıran insan Ata yı tanır zaten.Ya bu boş beyinliler,onlara ne olacak.O boş beyinli insanlar ne yazıkki çocuk yetiştiriyor.Sokmayacaklar mı çocuklarının gözlerine.Burda yazı yazan kimsenin Atatürk sevgisinden şüphem yok.Ama filmde hatalı anlatımlaın var olduğu da bir gerçek.
 
sıradan bir insandan değil bir dahiden sözediliyor, bir dahinin yaşamının sıradan insanların yaşamının aynısı olması beklenemez, Atatürk içkiyi severse sevsin içerse içsin bundan kime ne, özel yaşamından bize ne

biz onun hakkında bilmemiz gerekenleri zaten biliyoruz, onun yüceliğini, kişiliğini, vatan-millet-din sevgisini herşeyini en iyi şekilde biliyoruz

ya küçücük çocuklar, genç beyinler, onların bu filmi sindirecek olgunluktalar mı
Atatürk deyince akıllarına artık bir lider değil içki içen, gece yaşamını seven, intikamcı, aciz, yalnızlık içinde ölmüş bir insan geliyor akıllarına

bir de küçücük çocuklar otobüslere doldurulup sinemalar götürülüyor, lütfen yapmayalım
çocuklar bu filmi anlayabilecek olgunlukta değiller, bu filmi bence izlemesinler

ey can dündar kime, neye hizmet etmek için, kimlerin isteği adına bu filmi yaptın bilmiyorum ama
senin yatacak yerin yok
 
arkadaşlar anlam veremiyorum gerçekten..
atatürkümüzün hayat tarzı bizlerinkinden çok farklı,zamanında yaşadığı sıkıntılardan bahsettik nedeninleri zaten ortada.anlamadığım.... neden bu kadar tepki???...atatürkümüzün tarihsel açıdan yaptığı devrimler başarılar zaten ortada.can dündarı daha film vizyona girmeden evvel haber kanalında dinlemiştim.bu film için ilk defa genelkurmay arşivlerinden belgeleri gün işiığına çıkarıcaz dedi.bu filmi izleyenlerde buna nail oldular bir bakıma.dünkü posta gazetesinin köşe yazısında
iki çocuk annesi ferhan kaya poroyla aile salonu die başlık altında bir yazı vardı...
ferhan hanım iki çocuğunu alıp filme gitmiş izlenimlerini anlatmış..oda filmi beğendiğini belirtmiş ve yazısının sonunda eğer çocuğuna izlettirmek isteyenlar varsa dvdsi çıkınca onu alsın.ve çocuğuna kare kare filmi anlatarak izlettirsin die görüşlerini belirtmiş. kesinlikle çok haklı ....atatürkümüzün olduğundan farklı görünce daha doğrusu insani vasıflarını görünce neden bu kadar tepki oldu..adam cağız taş duvar değil ki ...walla kimsenin ekmeğinede yağ sürülmedi bence...içki mevzunu sorun edip ataya dil uzatanlar.bazı politik görüşlü insanların ekmeğine yağ sürüyormuş gibi geldi...bu tartışmalarının odağındada star tv etkili rol oynadı daha vizyona girdiği gün..haberleri izlerken ailecek şok olduk ..film ne kadar kötü olursa olsun ortada belgelerin konuşmasına rağmen..star tvnin attığı başlık şok etti resmen bizi.....başlık aynen şöyleydi...'''''AL SANA MUSTAFA''''''ne kadar seviyesiz ne kadar yanlış bir haber ....asıl onlar yağ sürdüler böle davranarak bir takım insanların ekmeğine ...çok üzüldüm gerçekten artık söyleyecek birşey kalmadı bence....
 
Can dan kasıt “can dündar” ona göre okuyun...


Can'a

Utandım çocuk,
Beni anlatan bir film yapmışsın çocuk. Kızgınım, utanç içindeyim. Sana değildir kızgınlığım. Filmdeki Mustafa'dan da utanmış değilim. Başaramamışım. Bundandır utancım. Komutam altında bu vatan için kanını akıtan mehmetlerden utandım.

Özgürlük demiştim çocuk, benim karakterimdir. İlim demiştim çocuk, tek yol göstericidir. Karanlıktan korkardı demişsin benim için. Korkardım evet. Bu ulusu boğmak üzere olan karanlıktan korktum. Ama insaf be çocuk, korkup da kaçmadım ya. Söküp atmadım mı o karanlığı bu ülkenin üzerinden?

Diktatör demişsin bir de. Hiç okumadın mı çocuk? Nerede benim nesilleri emanet ettiğim öğretmenler? Anlatmadılar mı sana? Başkomutan olarak cepheden cepheye koşarken, ülkede hala padişahlık rejimi varken ve bütün kararları tek başıma verebilecekken neden bir meclis kurdum ben çocuk? Böyle diktatör olur mu? Ah be çocuğum. Neden, nasıl düşman ettiler seni bana?

Baktım aşktan, sevgiden, aileden bahseden güzel şeyler yazmışsın bugüne kadar. Belli iyi bir insansın. Çalışkansın, zekisin. Hacıları, hocaları anlarım da çocuk, seni anlayamıyorum. Onlar hiç sevmedi beni. Yüzyıllardır süren iktidarlarını aldım ellerinden. Kara cüppeleri ile çöktükleri milletin ümüğünden çekip aldım hepsini. Sevmeyecekler beni elbette çocuk. Peki sen çocuk, sen neden kol kola girdin bu Kara kalplilerle?

Dedim ya çocuk sana değil kızgınlığım. Başaramamışım. Anlatamamışım demek ki özgürlüğün kıymetini, bağımsız bir ulusun, onurlu bir bireyi olmanın ne büyük bir nimet olduğunu bunca konuşmamda. Yazık olmuş be çocuk. Onca vatan evladının kanına, onca ananın göz yaşına. Veremem ki şimdi hesabı çocuk, ne o gencecik bedenlere, ne gözü yaşlı annelere. Bu muydu uğruna bizi ölüme gönderdiğin vatan derlerse, bu nesiller miydi ölü evlatlarımızın kanıyla kurduğun ülkeyi emanet ettiğin diye sorarlarsa ne derim ben onlara be çocuk?

Olmadı be çocuk, olmadı.

Mustafa Kemal ATATÜRK

alıntıdır
 
ADD "Mustafa Belgeseli"ni yargıya taşıyor .................................................

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şubesi, Atatürk'ün hayatını anlatıldığı belirtilen "Mustafa Belgeseli"ni yargıya taşıyacağını duyurdu.

ADD Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir yaptığı yazılı açıklamada, "Aylardır kamuoyunda ardına büyük bir basın ve hatta Kemalizm'in kalesi olan kurumların da desteği alınarak tanıtımı yapılan Mustafa filmi gerçekle ilgisi olmayan, mesajların ustalıkla yerleştirildiği belgeselin, Cumhuriyetimizin 85. yıldönümünde ve Atatürk'ü, aramızdan ayrılışının 70. yılında gösterilmesi de farklı bir anlam taşımaktadır. Mustafa filmi; Mustafa Kemal'i ve onun yolunda yürütülen 'Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'ni bitirmeye yönelik bir psikolojik operasyondur. On beş yıl gibi çok uzun bir zamana yayılan Can Dündar'ın hazırladığı 'Mustafa' adlı film, bilinç altında farklı bir Atatürk portresi oluşturmaya çalışmaktadır. Bu şekilde yapılan Atatürk'le ilgili filmleri hazırlayıp yayımlamak, gerçekten büyük sorumsuzluk sayılmalıdır" dedi.

Açıklamada, belgesel ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…