Calismadigimi dusunen is arkadaslarinin pasif agresif tripleriyle nasil basa cikarim?

Siz zaten bazen iş yapmak istemiyorum ,2saatlik işi 2gunde yapıyorum demişsiniz,iş arkadaslarinizi haklı buldum ben .
Ben de sürekli bahane bulan iş arkadaslarindan hoşlanmıyorum, herkes için hayat zor ,herkesin kendine göre sorunları var,hele yapmak istemedikleri işler bana kalıyorsa ben de iş arkadaslariniz gibiyim
Bir de kim direkt söylenmeyen şeylerden alınganlık yapıyorsa ,söylenenlerde doğruluk payı vardır diye dusunurum
 
Umursamayin cunku sizin bozulan psikolojinixi kimse umursamiyor
 
Siz zaten bazen iş yapmak istemiyorum ,2saatlik işi 2gunde yapıyorum demişsiniz,iş arkadaslarinizi haklı buldum ben .
Ben de sürekli bahane bulan iş arkadaslarindan hoşlanmıyorum, herkes için hayat zor ,herkesin kendine göre sorunları var,hele yapmak istemedikleri işler bana kalıyorsa ben de iş arkadaslariniz gibiyim
Bir de kim direkt söylenmeyen şeylerden alınganlık yapıyorsa ,söylenenlerde doğruluk payı vardır diye dusunurum

Ya aslinda iki saatlik is dedigim lafin gelisi. 3 adet (8-9 sayfalik) raporu iki gunde yazdim (normalde daha hizliyim). Ama ayni zamanda baska isler de yaptim filan. Haklilik paylari tabi ki var. Cok yavasladim. Ve de kadin bana bir sey demedigi halde bir iki ters tavrindan dolayi baya kotu hissettim kendimi vicdan yaptim. Ama cidden her zaman boyle degilim, bu son hafta boyle oldu sadece. Gecen hafta ve ondan onceki hafta mesela cidden performansim iyiydi, gece 12'de filan bile biseyler hallediyordum, gun icinde cok verimli geciyordu. Bu hafta biraz boyle oldu. Isteyerek yaptigim bir sey degildi, yani umursamadigimdan degil. Cidden konsantre olamiyorum, bos bos ekrana bakiyorum. Kafami toplayip konsantre olamiyorum. Daha dogrusu bir anda cok fazla is gelince ve hepsi zor seyler olunca stres yaptim ve kilitlendim. Bilmiyorum belki benzer seyler yasayan vardir. Isi dusununce acayip bir anksiyete gelmesi ve kilitlenme. Hani oyle "amaaaan, is de neymis, gireyim internete butun gun bos bos takilayim" kafasinda yapmadim.

Konuyu sanki tamamen salmisim, millet calisirken ben sirf izne cikamadim diye giciklik olsun diye internette takilmisim gibi anlatmisim ama hani tam olarak oyle de olmadi. Ama benim hatam biraz yanlis yansittim, iste dedim ya, surekli bir sucluluk ve anksiyete icindeyim su aralar...

Bana trip atan is arkadasima alinma sebebim ise ben onun butun islerini paylasirim her zaman. Kendi isim olmayan isleri bile ustlenirim. Mesela elinde bir rapor vardir, cocuklari yanina gelmistir derim ki, "Hadi gec oldu cikin siz, cocuklari bekletme, ben yaparim" filan derim. Boyle bir iliskimiz var, bu yuzden ilk performans dususumde bana bu sekilde tepki vermesi uzdu biraz.
 
Son düzenleme:
Ben de operasyonu aşırı yoğun bir işte çalışıyorum, kalabalık bir ekibiz ama yaptığımız işin doğası bu ve devamlı yoğun. Bitik durumdayım acil işler hiç ama hiç bitmiyor ekipte zaman zaman salan tipler oluyor hepsini gırtlaklamak istiyorum çünkü işin doğası buysa ve kaldıramıyorlarsa başkalarına yük olmaktansa kendilerine uygun işlerde çalışmaları gerektiğini düşünüyorum. Bahsettiğim kişiler yüzünden mesai saatim belki günde 15-16 saat oldu, gecem gündüzüm haftasonum kalmadı ve başkalarını sırtımda taşımaktan ben de çok sıkıldım çünkü.
 
Ben nedense seni forumdan tanidigim kadariyla standartlarin yuksek oldugu icin calismiyormus gibi hissettigini dusundum. Muhtemelen yeterli calisiyorsun ama hep en iyiye odaklandigin icin sana calismiyormussun gibi geliyor(Mukemmelliyetci ebeveynlerle buyuyen bir cocuktan selamlar. Seni anliyorum:)).

Ben de doktoraya basladigim ilk sene oyleydim saniyordum ki ben ne yaparsam yapayim yetersizim, arkamdan yapamiyor diye dusunuyorlar. Halbuki alakasi yokmus :) Ben bunun benim mukemmelliyetcilik ozelligimden kaynaklandigini fark ettim ve terapi ile oldukca ilerleme sagladim(brainspotting terapisi gordum o surecte). Terapistim ne zaman ok yaydan cikmis olsa 'Senin yeterince iyi anlayisin, baskasinin mukemmeli' der ve her zaman hakli cikar. (Ilgini cekerse 'yetersizlik' ve 'yuksek standart' semalari uzerine okuyabilirsin).

Bu arada 'mental health' izniniz yok mu? Benim sirketim su an onu normallestirmeye calisiyor. Ben orta capli bir ekip yonetiyorum her 8 haftada 1 iki is gunu mental health izni isteyen olursa kabul ediyorum. O iki gun o kisiyle hic iletisime gecilmemesini sagliyorum. Belki senin de boyle bir izin gunlerine ihtiyacin vardir?

P.S. Siz degil Sen dedim ama, artik tanidik hissettigimden sanirim. Rahatsiz edici olduysa affola:)

Ask olsun ne demek kanki diyerek laubalilik seviyesini 1'den 10'a cikarayim :p :p

Benim anne babam da assssiri mukemmeliyetcidydi yani oyle boyle degil. Daha once bahsi gecmistir belki. Su an iyiler ama ben cocukken oyle degillerdi.

Ben de buraya ilk geldigimde benim hakkimda geri zekali dediklerini zannediyordum. Daha sonra ben de oyle olmadigini anladim. Su an o konuda rahatlamistim, en azindan isyerinde kendimi ezik ve yetersiz hissetmiyordum geri bildirimlerden oturu. Ama bu aralar stres, anksiyete, burn out ile iyice azdi. Mesela bu kadinin bana dedigi hicbir sey yok ama kafamda kurdum durdum. Bu konuyu da kafamdaki sekliyle actim ama sefimle konustuktan sonra biraz abarttigimi anladim.

Bugun sefimle ucak bileti konusunu konustum. Gitmem gerektigini soyledi. Evden calismaman gerekiyor, ben ona bir cozum bulacagim, dedi. "Son zamanlarda bazi seyleri geciktirdim kusura bakmayin" dedim, "cok geciktirmedin, hem de yorgunsun, cok belli" dedi.

Mental health izni yok ama mazeretsiz hastalik izni (uncertified sick leave ama tam ceviremedim) var. Ama ben onu zaturee filan oldugumda kullaniyorum genelde cunku diger turlu hastalik izni icin hastaneye gidip rapor almak gerekiyor. Burada 1 saat uzaklikta bir bolge hastanesi var, ama taksi otobus gibi bir ulasim araci yok, motorsiklete binmen lazim, gidince butun gun bekliyorsun, o yuzden doktora gitmek daha da hasta ettigi icin rapor almak yerine evde ilac alip o izni kullaniyorum.

Ben de operasyonu aşırı yoğun bir işte çalışıyorum, kalabalık bir ekibiz ama yaptığımız işin doğası bu ve devamlı yoğun. Bitik durumdayım acil işler hiç ama hiç bitmiyor ekipte zaman zaman salan tipler oluyor hepsini gırtlaklamak istiyorum çünkü işin doğası buysa ve kaldıramıyorlarsa başkalarına yük olmaktansa kendilerine uygun işlerde çalışmaları gerektiğini düşünüyorum. Bahsettiğim kişiler yüzünden mesai saatim belki günde 15-16 saat oldu, gecem gündüzüm haftasonum kalmadı ve başkalarını sırtımda taşımaktan ben de çok sıkıldım çünkü.

Inanin genelde isi sirtlayan kisilerden biri benim ofiste. Kendim uydurmuyorum bunu, performans degerlendirmelerim, sefimin soyledikleri, ekip arkadaslarimin soyledikleri vs bunu dogruluyor. Mesela bu hafta bana trip atan bu arkadasimin islerini genelde ustlenirim. Normalde kendi de kabul eder bunu. Surekli "yaaa canimsin En buyuk KK sag olll" filan yapar. Ben baska bir birimdeyim (toplumsal cinsiyete dayali siddet) ve bu hafta onun birimiyle (cocuk koruma) ilgili isler cok arttigi icin yine ona destek cikacaktim. Kendi yapmasi gereken cocukla mulakatlar ve cocugun yuksek yarari raporlari cogalinca benim teklifimle is bolumu yaptik, 3 cocukla mulakat yaptim ve tanesi yaklasik 8-9 sayfalik 3 raporu bir gunde yazabilecegimi soyledim (ki baska islerim de vardi) ama kilitlendim, is yogunlugundan ambale oldum ve biraz geciktirdim, boyle mal mal ekrana baktim, dun gece yine ofisteki baska bir isim yuzunden onunla beraber kampa gidemedim filan. Oyle olunca bir sey demedi ama biraz surat asti, sordugum sorulara biraz ters cevap verdi. Ve performansimin ilk dususunde boyle bir tepki gormem beni uzdu.

Ise uygun degilsin elestirisine gelince, benim durumum icin gecerli degil bence. Is, dogasi surekli acil tabi ki, ama normalde ayda 2.5 gun izin hakki olan bir is. Ve bu izni kullanamadim. Neden belirtiyorum bunu cunku artik burn out oldum ve 10 gunden fazla iznim yandi. Saglik hizmetleri, temel gida maddeleri, sicak su, camasir makinesi, taksi, ekmek, sampuan, peynir, yogurt, asfalt yol vb olmayan, herkesin ben gecerken arkamdan white man white man diye bagirdigi, Ruanda Tanzanya sinirinda bir koyde, tecavuze ugrayan cocuk dosyalari okudugum, travmatize eden bir iste 1 sene mola vermeden calismak isin kendi ilkelerine de aykiri. Ise en uygun insan bile yorulur. Yani kurumumuzun yayinladigi kendi ilkelerine de aykiri. Yoksa ben bu isi bile isteye sectim, universite 2. siniftan beri multeci hukuku ile ilgili stajlar yaptim, cok istedim, o yuzden "bu isi yapamayacaksan istifa et" elestirisine katilmiyorum.

Kaldi ki insanlari performans degerlendirmelerine gore cat cat isten cikaran bir kurumdayim, calismasaydim gozumun yasina bakmadan kovarlardi.

Ofiste bu sekilde calisan 2 kisi daha var, ikisi de burali yani Ruandali degil (konuda belirttigim adamlar), onlar da bana trip atmadilar, Ruandali bir kadin is arkadasim atti, kendisi her iznini kullanabilmis ve surekli destek oldugum, islerini ustlendigim bir insan. Bir hafta yardim edemedim diye bana boyle davranmasi hos degil.
 
Mülteci kampında neler yapıyorsunuz merak ettim. Bu kampta nasıl bir çalışma var? Devlet mi özel şirket mi? Mülteci kampında insanlar için neler yapıyorsunuz? Kafamda deli sorular var aslında 🙄

Biraz karisik, ama aciklamaya calisayim. Multeciler icin dunyada gecerli olan uluslarasi hukuk metni 1951 Cenevre sozlesmesi, bu bir BM sozlesmesi. Bu sozlesmeye bagli olarak kurulan bir BM kurulusu var, tum dunyada multeci haklarindan sorumlu uluslararasi kurum. Normalde multecilere saglanan uluslararasi koruma (butun temel haklar) devletin sorumlulugunda. Mesela Turkiye'de multecileri kaydeden, statu veren, saglik hizmeti veren, egitim veren devlet. Multeci siddete ugrarsa SONIM'e, yardim isterse SHM'ye gidiyor. Zaten cogunlukla kamp disinda yasiyorlar ve devletin verdigi hizmetlere entegre oluyorlar. Turkiye gibi ulkelerde BM'nin ve diger uluslararasi kuruluslarin rolu daha cok hak savunuculugu, devletle ortaklasa proje yapmak ve ihtiyaci olan kisileri 3. ulkeye yerlestirmek.

Ama cogu ulkede multeci kabul eden ulkenin devletinin boyle bir kapasitesi yok ve bu yuzden develt epey izole bolgelerde multecilere gecici olmasi gereken kamplar kuruyor. Mesela benim calistigim Ruanda'da kamp sinirda, en yakin yerlesim yerinden 2 saat uzakta bir yerde. 60.000 kisilik bir kamp. Yonetimi Ruanda devletine ama tum hizmetlerin saglanmasi Birlesmis Milletlere ve cesitli sivil toplum kuruslarina ait. Yani devletin vatandasina verip multeciye vermeye gucunun yetmedigi tum hizmetler yapay bir sehir (kamp) icinde multecilere veriliyor. Bizim kampta sunlar var mesela:
- cok kucuk ve basit yari-kalici evler (cadirdan cevirilmis)
- 5 okul
- 2 saglik merkezi
- 20 kres/cocuk merkezi
- multecilerin kendi sectigi yerel liderler
- 2 kadin siginagi
- kooperatifler (ciftcilik, zanaatkarlik) ve bunlara kredi veren mikrofinans kuruluslari
- mesleki egitim merkezleri
- bilgisayar labaratuarlari
- kutuphane

Bu kampta yasadiklari muddetce is olmadigi icin insanlar gida/para/ giysi/ gaz ocagi/ sabun/ ped gibi yardimlar aliyorlar. Bazi gruplara (kronik hasta, yasli, refakatsiz cocuk vb) yapilan ozel yardimlar var.

Bir yandan bu kisilerin devlet sistemine adapte olmasi, kimlik karti, calisma izni almasi, saglik sigortasina erismesi vs lazim uzun vadede buna yonelik programlar var. Ruanda'da guvenligi saglanamayan veya 3. ulkeye yerlestirilmesi gereken kisilerin dosyalarini hazirlayip Amerika, Isvec vb yerlestirme ulkelerine sunuyoruz.

Benim normalde yaptigim is Toplumsal Cinsiyete Dayali Siddet alaninda koordinatorluk. Ben normalde hukuk ve insan haklari okudum ama burda kampta siddet vaka yonetimi yapan 2 sivil toplum kurulusunu (American Refugee Council ve Save the Children) denetliyorum ve koordine ediyorum. Mesela tuttuklari dosyalar var, her hafta gidip okuyorum, Standart Calisma Prosedurlerine ve BM klavuz ilkelerine uyumlu mu diye kontrol ediyorum, koordinasyon toplantisini yonetiyorum, Ruanda yasalarini yonetmeliklerini okuyup devletle ve bu STKlarla egitim duzenliyorum. Vaka yonetimi mesela siddete ugrayan kadinin HIV onleyici tedavi almasi, siginaga gitmesi, kurtaj olmasi, hukuki destek almasi, polise gitmesi. Butun bunlari bu iki sivil toplum kurulusu yapiyor biz BM olarak denetleyip rapor yaziyoruz. Ayni zamanda mesela projeler yazip yonetiyoruz kadin ve kiz cocuklarina yonelik, mesela mesleki egitimler, okula kac kiz gidiyor, okulu birakan kizlarin neden biraktigini bulup takip etme, okullarda cinsel siddet taramasi, saglik merkezlerinde kadin hastalara yakin partner siddeti taramasi... Kampta bu sekilde uygulamalar var. Onlardan benim birimim sorumlu.

Bu arada gunluk isler de var tabi, mesela multecilerin kaydedilmesi, haftada iki gun buroda oturup gelen multecilerin sikayetlerini dinleyip gerekli yerlere iletmek, iki haftada bir butun yerel liderlerle toplanti yapip sikayetleri dinlemek. Yani yapay bir kentte hayatin olagan akisinda devlet kurumlari ne yapiyorsa kampta da aynisini devlet, BM ve STKlar yapiyor.

Mesela su an yaptigimiz is geri gonderme programi. Binlerce Burundili ulkesine geri donmek istiyor. Bunlarin arasinda Ruanda'ya kendi basina gelmis refakatsiz cocuklar var. Kizil Hac bunlarin ailelerini buluyor. Aileleri ben cocugumu geri istiyorum diyor. Sonra Save the Childrenin psikologu bir tavsiye yazisi yaziyor. Sonra ben ve bana trip atan arkadasim cocukla konusuyoruz nasil geldin, su an nasilsin, gitmek istiyor musun vb detayli bir yazi yaziyoruz. Sonra bunu Ruanda devletine sunuyoruz, panelde onlar onaylarsa cocuk Kizil Hac esliginde Burundi'ye geri gonderilip ailesine teslim ediliyor. Veya mesela geri gonderme programinda cinsel siddetten dolayi psikologa giden biri var diyelim. Ona soruyoruz Burundi'de devam etmek ister misin. Veya ilac kullanan biri var diyelim, ona ilacini vermek lazim. VEya geri gonderilen kisilerin hepsinin gonullu ve kendi istegiyle gitmesini temin etmek lazim ki kimse demesin zorla gonderdi. Bu yuzden sistemde herkesin neden gitmek istedigini, kendi cumleleriyle kaydedip imzalatmak, ozel ihtiyaci olup olmadigini kaydetmek lazim. Sonra herkese korona testi yapmak, otobus ayarlamak, herkesin dosyasini Burundi'deki BM Multeciler orgutune gondermek lazim ki oraya gidince evlerinin geri verilmesi- ilk 3 ay icin maddi destek vb alabilsinler. Mesela su an bundan dolayi yogunuz.

Allahim ben delirdim herhalde kisaca aciklayacaktim ama destan yazmisim.
 
Biraz karisik, ama aciklamaya calisayim. Multeciler icin dunyada gecerli olan uluslarasi hukuk metni 1951 Cenevre sozlesmesi, bu bir BM sozlesmesi. Bu sozlesmeye bagli olarak kurulan bir BM kurulusu var, tum dunyada multeci haklarindan sorumlu uluslararasi kurum. Normalde multecilere saglanan uluslararasi koruma (butun temel haklar) devletin sorumlulugunda. Mesela Turkiye'de multecileri kaydeden, statu veren, saglik hizmeti veren, egitim veren devlet. Multeci siddete ugrarsa SONIM'e, yardim isterse SHM'ye gidiyor. Zaten cogunlukla kamp disinda yasiyorlar ve devletin verdigi hizmetlere entegre oluyorlar. Turkiye gibi ulkelerde BM'nin ve diger uluslararasi kuruluslarin rolu daha cok hak savunuculugu, devletle ortaklasa proje yapmak ve ihtiyaci olan kisileri 3. ulkeye yerlestirmek.

Ama cogu ulkede multeci kabul eden ulkenin devletinin boyle bir kapasitesi yok ve bu yuzden develt epey izole bolgelerde multecilere gecici olmasi gereken kamplar kuruyor. Mesela benim calistigim Ruanda'da kamp sinirda, en yakin yerlesim yerinden 2 saat uzakta bir yerde. 60.000 kisilik bir kamp. Yonetimi Ruanda devletine ama tum hizmetlerin saglanmasi Birlesmis Milletlere ve cesitli sivil toplum kuruslarina ait. Yani devletin vatandasina verip multeciye vermeye gucunun yetmedigi tum hizmetler yapay bir sehir (kamp) icinde multecilere veriliyor. Bizim kampta sunlar var mesela:
- cok kucuk ve basit yari-kalici evler (cadirdan cevirilmis)
- 5 okul
- 2 saglik merkezi
- 20 kres/cocuk merkezi
- multecilerin kendi sectigi yerel liderler
- 2 kadin siginagi
- kooperatifler (ciftcilik, zanaatkarlik) ve bunlara kredi veren mikrofinans kuruluslari
- mesleki egitim merkezleri
- bilgisayar labaratuarlari
- kutuphane

Bu kampta yasadiklari muddetce is olmadigi icin insanlar gida/para/ giysi/ gaz ocagi/ sabun/ ped gibi yardimlar aliyorlar. Bazi gruplara (kronik hasta, yasli, refakatsiz cocuk vb) yapilan ozel yardimlar var.

Bir yandan bu kisilerin devlet sistemine adapte olmasi, kimlik karti, calisma izni almasi, saglik sigortasina erismesi vs lazim uzun vadede buna yonelik programlar var. Ruanda'da guvenligi saglanamayan veya 3. ulkeye yerlestirilmesi gereken kisilerin dosyalarini hazirlayip Amerika, Isvec vb yerlestirme ulkelerine sunuyoruz.

Benim normalde yaptigim is Toplumsal Cinsiyete Dayali Siddet alaninda koordinatorluk. Ben normalde hukuk ve insan haklari okudum ama burda kampta siddet vaka yonetimi yapan 2 sivil toplum kurulusunu (American Refugee Council ve Save the Children) denetliyorum ve koordine ediyorum. Mesela tuttuklari dosyalar var, her hafta gidip okuyorum, Standart Calisma Prosedurlerine ve BM klavuz ilkelerine uyumlu mu diye kontrol ediyorum, koordinasyon toplantisini yonetiyorum, Ruanda yasalarini yonetmeliklerini okuyup devletle ve bu STKlarla egitim duzenliyorum. Vaka yonetimi mesela siddete ugrayan kadinin HIV onleyici tedavi almasi, siginaga gitmesi, kurtaj olmasi, hukuki destek almasi, polise gitmesi. Butun bunlari bu iki sivil toplum kurulusu yapiyor biz BM olarak denetleyip rapor yaziyoruz. Ayni zamanda mesela projeler yazip yonetiyoruz kadin ve kiz cocuklarina yonelik, mesela mesleki egitimler, okula kac kiz gidiyor, okulu birakan kizlarin neden biraktigini bulup takip etme, okullarda cinsel siddet taramasi, saglik merkezlerinde kadin hastalara yakin partner siddeti taramasi... Kampta bu sekilde uygulamalar var. Onlardan benim birimim sorumlu.

Bu arada gunluk isler de var tabi, mesela multecilerin kaydedilmesi, haftada iki gun buroda oturup gelen multecilerin sikayetlerini dinleyip gerekli yerlere iletmek, iki haftada bir butun yerel liderlerle toplanti yapip sikayetleri dinlemek. Yani yapay bir kentte hayatin olagan akisinda devlet kurumlari ne yapiyorsa kampta da aynisini devlet, BM ve STKlar yapiyor.

Mesela su an yaptigimiz is geri gonderme programi. Binlerce Burundili ulkesine geri donmek istiyor. Bunlarin arasinda Ruanda'ya kendi basina gelmis refakatsiz cocuklar var. Kizil Hac bunlarin ailelerini buluyor. Aileleri ben cocugumu geri istiyorum diyor. Sonra Save the Childrenin psikologu bir tavsiye yazisi yaziyor. Sonra ben ve bana trip atan arkadasim cocukla konusuyoruz nasil geldin, su an nasilsin, gitmek istiyor musun vb detayli bir yazi yaziyoruz. Sonra bunu Ruanda devletine sunuyoruz, panelde onlar onaylarsa cocuk Kizil Hac esliginde Burundi'ye geri gonderilip ailesine teslim ediliyor. Veya mesela geri gonderme programinda cinsel siddetten dolayi psikologa giden biri var diyelim. Ona soruyoruz Burundi'de devam etmek ister misin. Veya ilac kullanan biri var diyelim, ona ilacini vermek lazim. VEya geri gonderilen kisilerin hepsinin gonullu ve kendi istegiyle gitmesini temin etmek lazim ki kimse demesin zorla gonderdi. Bu yuzden sistemde herkesin neden gitmek istedigini, kendi cumleleriyle kaydedip imzalatmak, ozel ihtiyaci olup olmadigini kaydetmek lazim. Sonra herkese korona testi yapmak, otobus ayarlamak, herkesin dosyasini Burundi'deki BM Multeciler orgutune gondermek lazim ki oraya gidince evlerinin geri verilmesi- ilk 3 ay icin maddi destek vb alabilsinler. Mesela su an bundan dolayi yogunuz.

Allahim ben delirdim herhalde kisaca aciklayacaktim ama destan yazmisim.
Açıkladığın için teşekkür ederim. Psikolojin yerindeyse şükür etmelisin.
 
En buyuk kk En buyuk kk evet bu sartlarda sefin de onay verdigine gore tatile gitmen en dogrusu. Zaten psikolojik yuku agir bir is yapiyorsun, ustune yasadigin bolgeden dolayi anksiyete seviyesinin artmasi cok normal. Kendini kotu hissetme lutfen. Dunyada bircok sirket tatil zamanlarini arttirip, esnek calisma sistemini adapte etmeye calisiyor. Cunku amac cok calismak degil, verimli calismak olmali her zaman. Calisma saatleri azaldikca verimin fazlaca artmasi bunun en onemli ornegi.

Ben de bu sene sadece 5 is gunu ev tasiyacagimiz icin izin kullandim en son gecen Aralik'ta Turkiye'deydim, sinirlar kapali ulkeden disari cikamiyoruz hala ve ben de o kadar stresliyim ki yuksek bir tepeye cikip cigliklar atmak istiyorum bu ara... :))
 
Sonuçta gitmezsen iznin yanacak yazık değil mi. Git başkası ne düşünüyorsa düşünsün
 
X