2. GEBELİK HAFTASI
Geçen hafta içerisinde bebeğinizin oluşumuna katkıda bulunacak ve ona sizin genetik yapınızı verecek yumurta hücresinin gelişimi hakkında bilgiler verdik. Bu hafta ise bebeğinizin genetik yapısının kalan yarısını oluşturacak eşinize ait sperm hücresi hakkında bilgiler edineceksiniz.
BU HAFTA BABA ADAYINDA OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER
Milimetrenin 100’de biri kadar uzunlukta olan sperm hücresi erkek üretim organları olan testisler içinde üretilir. Sperm hücreleri vücut ısısına dayanıklı olmadıklarından erkeğin spermi üreten (testis) ve depolayan (epididim) organları vücut dışında skrotum (torba) adı verilen yapı içinde yer alır.
Hücrenin baş, gövde ve kuyruk olmak üzere üç büyük parçası bulunur.
Baş kısmı yumurta hücresininin içine girebilmek için gerekli maddeleri (akrozom) içerirken, çekirdek adı verilen bölümde hücrenin babaya ait genetik yapısı bulunur.
Gövde kısmı hücrenin ileri doğru hareketi için gerekli enerji deposunu barındırır.
Kuyruk kısmı ise hücrenin hareketliliğini sağlar.
Bir ejakülasyon (boşalma) esnasında milyonlarca sperm kadın genital sistemine girse de bunlar arasından yalnızca yumurta hücresine kadar gelebilen yaklaşık 1000 tanesi yumurta hücresini döllemeye aday olur. Adaylardan ise en güçlü bir tanesi yumurta hücresi içine kabul edilmeye hak kazanır.
Yumurta hücresi yumurtlamadan sonraki ilk 12 -24 saat içinde döllenmelidir. Bu nedenle başarılı bir döllenme için sperm hücreleri yumurta hücresi geldiğinde Fallop tüplerinde hazır bekliyor olmalıdırlar. Sosyal yaşamda "erkeğin kadını beklemesi" kuralı burada da geçerlidir.
Kadın vücudunda üremeyi sağlayan hormonların tümü erkekte de bulunur, ancak erkekte hormonların işlevleri farklıdır: Hipotalamusun verdiği emirle FSH hormonu testise giderek burada sperm hücrelerinin çoğalmasını ve olgunlaşmasını sağlar. LH hormonu ise testiste erkekliğe özgü testosteron hormonu üretimini sağlar. Kadında birim zamanda tek bir yumurta hücresi olgunlaştırılmasına karşın erkekte aynı anda milyonlarca sperm hücresi üretilerek olgunlaştırılır ve depolanarak hazır bekler.
DOĞRUSUNU ÖĞRENELİM
Doktorunuz size folik asit (B grubu bir vitamin) takviyesi önerdiyse veya siz kendiniz kullanmaya başladıysanız bilmenizde fayda var: Günlük önerilen doz 0.4 miligramdır (400 mikrogram) ve bunun tümünü tek bir dozda alabilirsiniz. Folik asit takviyesinin önerilme nedeni bu maddenin nöral tüp defekti (NTD) adı verilen ve bebeğin santral sinir sisteminde oluşabilecek muhtemel sorunları ("omurgada açıklık" veya bebeğin beyin dokusunun gelişmemesi) kısmen önleyebildiğinin anlaşılmasıdır ve günümüzde kesinleşmiş bilgilere göre takviye işlevi bu hastalığın görülme sıklığını azaltma konusunda başarılıdır. Folik asit kan yapımında ve birçok hücre işlevinde de kullanılan bir vitamin olmasına karşın takviyenin temel amacı folik asit eksikliğine bağlı kansızlığı önlemekten çok NTD adı verilen bu sorunların oluşma sıklığını azaltmaktır. Başta A.B.D. ve İngiltere olmak üzere çeşitli ülkelerde gıdalara ekstradan folik asit takviyesi yapılmaktadır.
Folik asit kaynakları tahıllar, portakal suyu, meyveler, baklagiller, fasulye ve diğer koyu yeşil yapraklı sebzelerdir. Folik asit takviyesi alsanız dahi bu besinlerden de mutlaka faydalanın ve henüz başlamadıysanız reçetesiz alabileceğiniz folik asit tabletlerine bugünden başlayın, geç kalmış sayılmazsınız. Önceden NTD sorunu yaşadıysanız alınması önerilen daha yüksek doz için doktorunuza danışın.
Bazı doktorlar rutin takviye yapmanın gerekli olmadığını ve doğal kaynaklardan alınmasının daha doğru olacağını düşünürler. Her zaman güvendiğiniz doktorunuzun önerilerine uyun.
Folik asit kullanmadan başlanan gebeliklerin olumsuz sonuçlanma ihtimali son derece düşüktür. Bu nedenle bu vitamini alamadıysanız bunu kendiniz için bir endişe kaynağı haline asla getirmeyin.
BU HAFTA SİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER
Son gördüğünüz adet kanaması belirtileri birkaç gün önce kayboldu. Muhtemel bir gebelik için sağ veya sol yumurtalığınızda bir yumurta hücresi olgunlaşmaya devam ediyor. Bu yumurta hücresi folikül adı verilen içi sıvı dolu bir yapı içinde olgunlaşır. Folikül 18-20 milimetre arası bir çapa ulaştığında artan hormonların etkisiyle çatlar ve içindeki olgun yumurta hücresini serbest bırakır.
Bu arada bebeğin yerleşip büyüyeceği rahim iç tabakası da gebeliğe uygun bir şekilde hazırlıklarına devam ediyor. Adet döngünüz, yani bir adet kanamanızın ilk gününden sonraki adet kanamanızın ilk gününe kadar geçensüre 28 gün ise muhtemelen 14. günde, yani bu haftanın son gününde veya gelecek haftanın başında yumurtlama gerçekleşecek.
Üreme çağında olan kadınların her ay adet kanaması görmesinin nedeni aslında rahim iç tabakasının muhtemel bir gebelik için her ay tazelenmesinin sağlanmasıdır.
Adet kanamasıyla birlikte eskimiş rahim iç tabakası dışarıya atılır ve bölgede hemen yenilenme süreci başlar. Gelişmekte olan folikülün ürettiği östrojen hormonu rahim iç tabakasının yeniden gelişmeye ve kalınlaşmaya başlamasını sağlar.
Rahim iç tabakasının bebeği misafir edebilecek özelliklere tam olarak kavuşması yumurtlama sonrası salgılanan progesteron hormonunun rahim içini düzenleyici ve geliştirici etkisiyle mümkün olur.
Progesteron hormonu adeta östrojen hormonu tarafından "gelişigüzel serpiştirilmiş" rahim iç tabakasında çevre düzenleme çalışması yaparak bebeğin
yerleşimi ve gelişimine zemin hazırlar.
Progesteron hormonu yumurtlama olduktan sonra yumurtlamanın olduğu yumurtalık dokusunda oluşan sarı cisim tarafından üretilir ve salgılanır.
Gebelik gerçekleşmezse gelişen rahim iç tabakası kanamayla dışarı atılır ve yeni bir adet döngüsü başlar.
Kadınların bazılarının adet döngüsü daha kısa veya daha uzun olabilir. Böyle bir durumda yumurtlama günü hesaplanması şu şekilde yapılır: Adet döngüsünün uzunluğundan 14 gün çıkarılır ve bulunan rakam yumurtlama gününü belirtir. Örnek olarak 31 günlük bir adet döngüsüne sahipseniz 31-14=17. adet döngüsü günü yumurtlama gününüzdür. Bu hesaplama bazı kadınlarda adet döngüsünün istikrarlı olmaması veya yıl içinde zaman zaman değişmesi nedeniyle her zaman doğru sonuç vermeyebilir.
Kadınların bazıları yumurtlama günlerini belirgin bir şekilde sağ veya sol kasıkta kısa süren bir batma şeklinde hissederler. Batma şeklindeki bu ağrıya Almanca'da "mittelschmerz" adı verilir.
Yukarıdaki iki diyagramdan üstte olanı adet döngünüz boyunca olan hormonal değişiklikleri göstermektedir.
Östrojen hormonu tüm adet döngüsü boyunca nispeten sabit bir şekilde salgılanırken yumurtlama gününüzden yaklaşık bir gün önce bu hormonun kan seviyesi aniden yükselmeye başlar. Bu yükselmenin nedeni yumurtalıkta gelişmekte olan folikülün ürettiği hormon miktarının son derece artmış olmasıdır.
Östrojen hormonunun en yüksek seviyeye çıkmasıyla beyin folikülün çatlamaya hazır olduğu mesajını almıştır ve bir gün sonra yumurtlamayı sağlayıcı LH (luteinizan hormon) seviyesini en üst seviyeye çıkarır ve kısa zamanda yumurtlama gerçekleşir.
Yumurtlama gerçekleştikten sonra yumurtalıkta folikülün çatladığı yerde oluşan sarı cisim progesteron hormonu salgısı yapmaya başlar ve bu hormon kanda hızla artar.
Progesteron hormonu vücut ısısını artıran bir hormondur ve yukarıdaki iki diyagramdan altta olanında görüldüğü gibi "bazal vücut ısısı" az miktarda yükselir.
Yumurtlama gününüzü mutlaka doğru bir şekilde öğrenerek ilişkide bulunmak istiyorsanız en iyi seçenek LH (luteinizan hormon) adı verilen hormonun idrardaki miktarını belirleyen "yumurtlama çubuklarından" faydalanmaktır. Bu çubukları idrarınıza batırdığınızda size verdikleri mesajla yumurtlamanızın olacağı günü büyük bir doğrulukla öğrenmeniz mümkündür.
Yumurtlama gününün bazal vücut ısısını hassas bir şekilde ölçen termometrelerle de belirlenmesi mümkün olmakla beraber bu yöntem daha az güvenilirdir.
Salgı İnceleme Yöntemi ile Yumurtlama Gününün Belirlenmesi
Rahimağzından salgılanan mukus (mukus, "kaygan, yapışkan sıvı" anlamına gelir), adet döngüsü boyunca salgılanan hormonların (östrojen ve progesteron hormonları) etkisiyle döngünün farklı günlerinde farklı özellikler gösterir. Bu değişiklikleri anlayabildiğinizde yumurtlama gününüzün olduğu zamanı da doğru bir şekilde belirlemeniz mümkündür.
Günlük kontrollerinizde rahimağzı salgınızın özelliklerini işaret ve orta parmaklarınızı vajinanızın derinliklerine yerleştirerek belirlemelisiniz. Salgının bir kısmını parmaklarınızla toplayıp dışarı alabilirseniz işiniz daha da kolaylaşır.
Bakmanız gereken salgının kıvamı ve esnekliğidir: Elinize gelen salgı yumurta akı kıvamlı, beyaz-sarı renkli ve baş ve işaret parmaklarınız arasında çektikçe, yani parmaklarınızı birbirinden uzaklaştırdıkça uzama eğilimi gösteren bir özellik taşıyorsa ve vajinanızın "ıslak" olduğunu hissediyorsanız bu, yumurtlamanızın kısa süre önce gerçekleştiğini veya yaklaştığını gösteren en değerli bulgulardan biridir. Mukusun en bol olduğu ve kıvamının en fazla olduğu gün yumurtlama gününüzdür. Bundan sonra rahimağzı salgınız giderek bu özelliklerini yitirir.
HAFTANIN ÖNERİSİ
Yumurtlama gününüzü gün gün hesaplayarak "zamanlı cinsel ilişkiye girmeyi" asla bir bir takıntı haline getirmeyin. Hamile kalmanın en ideal yolu eşinizle düzenli olarak haftada en az iki kez ilişkiye girmektir. İlişkiden birkaç dakika sonra vajinadan meni sıvısının geri boşalması normaldir. Geri gelen bu sıvı spermler çoktan yollarına koyulduklarından az miktarda sperm içerir.
İlişki sonrası başaşağı durma, bacakları yukarı kaldırma gibi manevralar rahim içine ulaşan sperm sayısını etkilemezler. Kadının orgazm olduktan sonra beyninden salgılanan endorfin adlı madde ("mutluluk hormonu") onun gevşemesini ve yatakta birkaç dakika huzurlu bir şekilde yatmasını sağlar ve bu süre sperm hücrelerinin kadının iç genital organlarına ulaşması için yeterlidir.