Merhaba kızlar,
Biraz uzun yazacağım, ama gerçekten farklı fikirlere, farklı bakış açılarına ihtiyacım var. Ben 28 yaşındayım, daha önce hayatıma kimse girmedi, ben istemedim, lise ve üniversite hayatım boyunca karşıma bir sürü insan çıktı, ama ben hiç birisini kabul etmedim. İnançlarım gereği böyle davrandım. Üniversite bitene kadar bir gün evleneceğim, çoluk çocuğa karışacağım aklıma gelmedi. Kısmet diyordum elbet doğru insan çıkacak karşıma. Sonra okul bitti, iş güç filan derken, bir de baktım arkadaşlarım birer birer evleniyor, çoğunun bebeği olmuş. Bu arada tabii özellikle okul bittikten sonra ailem vasıtasıyla görüşmek isteyen insanlar oldu, ben çoğunu daha görüşmeden reddettim. Annemin baskılarına dayanamayıp arada görüştüğüm bir kaç kişi oldu, onlarla da yalnızca birer defa oturup çay içtim, olmadı zaten ısınamadım. Arkadaşlarım da bir yandan sağ olsunlar çöpçatanlığa meraklılar, birileri ile tanıştırmak istediler beni. Arkadaş ortamı daha mantıklı geldiği için o şekilde birileri ile tanıştım ama yok yine olmadı. Artık iyice umudumu yitirmeye başladım, ben kimseyi sevemeyeceğim diye düşünmeye başladım. Büyük konuşmayayım ama ben evlenmiş olmak için evlenmek istemiyorum. Hayatıma giren kişiyi gerçekten sevmek ve onun tarafından sevilmek istiyorum. Yani ben istiyorum ki hem eşim olsun, hem arkadaşım, hem dostum... Hem evli olalım ama ayn zamanda hayatı paylaşalım, ben iyi aile kızıyım diye o iyi kariyerli diye evlenmeyelim, ben dört dörtlük değilim ki karşımdan da beklemiyorum bunu. Kusurları ile seveyim onu, fedakarlık yapmam gerekeceği zaman neden diye sorgulamayayım hep mutlu olalım demiyorum ben, elbet mutsuz olduğumuz zamanlar da olacak, ama huzurumuz kaçmasın... Her neyse anlatabildim sanırım kendimi... Şimdi gelelim asıl konuya...
Benim çok yakın arkadaşlarımdan birisi, beni birisi ile tanıştırmak istedi, çocuğun adını filan verdi, internetten baktım ve ilk yorumum şu oldu; bu çocuk beni beğenmez... hatta arkadaşımı geri aramadım bile baktım diye, arkadaşım sonra aradı ne oldu baktın mı diye, çocuk aramış beni sormuş tanışmak istiyorum ben filan demiş, bu arada beni görmedi çocuk, arkadaşım nasıl birisi olduğumu anlatmış. Çocuk da resmimi görmek istemiş, sonra resmimi yolladı arkadaşım, çocuk tanışalım ama nasıl olacak demiş, çünkü farklı şehirlerdeyiz, ben iş için onun yaşadığı şehre arada gidip geliyorum, ben bir geldiğimde tanışalım diye karar verdik. Bu arada benim hiç bir sosyal medya hesabım yok, internette bana ait hiç bir şey yok, çocuğun ise tam tersi, her şeyi kamuoyuna açık, yani ben çocukla hiç konuşmadım ama hakkındaki her şeyi öğrendim. Biz arkadaşım sayesinde haberleşiyoruz, hiç konuşmuyoruz yani. Haberleşiyoruz derken görüşeceğiz diye konuşuldu bu kadar. Ben tabii arkadaşıma soruyorum aklıma geleni, o sürekli arıyor filan, ama çocuk hem tarz olarak öyle meraklı değil hem de doğulu böyle kazak erkeği arada arkadaşıma laf arasında sormuş ne zaman gelecek diye onun dışında resim istedi 1-2 tane, arkadaşım beni anlatmış bir daha, çocuk işte evlenince şöyle olur, şunu yaparız filan demiş. Benim hakkımda bir şeyler sormuş. Arada mesaj atıp şunu sever mi bunu yapar mı filan diye konuşmuşlar aralarında...
Aradan 1 ay geçti biz bir türlü görüşemedik, işte ben yoğun çalışıyordum, o şehir dışına çıktı, derken en sonunda ortak bir gün belirlendi ve görüşme zamanını kararlaştırdık. Tabii yine arkadaşım vasıtasıyla hiç konuşmadık zaten numarasını filan bilmiyorum o da benimkini bilmiyor. Buluşmadan 1 saat önce aldım numarasını...
Ve biz en sonunda buluştuk, ben zaten heyecanlı bir yapıya sahibimdir, bir de deplasmandayım zaten, elim ayağıma dolaştı, bu arada buluşmadan arkadaşım dedi ki acayip gergin hadi beni beğenmezse diye tutturdu sabahtan beri elli defa aradı, ne giysem filan diye sormuş, buluşma saatini 1 saat erteledik hazırlanamadı yani özetle ben zaten gergindim üzerine iyice dengem bozuldu. Kafeden içeri girerken düşüp bayılacaktım. Hayır daha önce defalarca buluştum başkaları ile hiç birinde böyle hissetmedim kendimi, gayet rahattım, tabii çoğunda olmayacak zaten diye düşünerek gitmiştim. Neyse girdim içeri, beni görünce el salladı, gittim yanına oturduk, hiç durmadan konuştu, ama anlattıkları o kadar komik şeyler ki, işi ile alakalı benim hiç anlamayacağım terimlerden bahsetti, oradan dünyanın en güzel şehirlerini anlatmaya başladı, bir anda üniversitedeki komik bir hocasına geçti, en son yanımızdaki kolonun kaç kg yük taşıyacağının nasıl hesaplandığını anlatıyordu telefonu çaldı. Özür diledi açmam gerek dedi. Bu arada ben hiç konuşmadım, sadece hava çok soğuk dedim, o da dün çok güzeldi dedi bu kadar. Onu dinlerken sürekli gülümsedim, ne anlatıyor acaba diye düşünüyorum zaten, bir ara dinleyemedim filan. Arkadaşım tembihlemişti bak gözlerle iletişime çok önem verir dikkat et diye ama çocuk da maşallah bir göz var, bakamıyorum arkadaş, en fazla 1 dakika bakıyorum sonra çekiyorum gözlerimi, hem utandım hem de o hiç çekmedi gözlerini yani hiç alışık değilim o şekilde bakışlara filan.
Sonra bir anda telefon konuşması dikkatimi çekti, ben şimdi şuradayım dedi, işim bilmiyorum kaçta biter dedi, ben şimdi müsait değilim dedi, sonra hımm yani gelmem gerek öyle mi dedi, tamam o zaman 10 dakikadan geliyorum dedi, kapattı telefonu. Bu arada biz oturalı 30 dakika filan olmuştu, ben şok oldum ama belli etmedim. Çok yakın bir arkadaşı aramış, acil bir durummuş, gitmesi gerekmiş, ya aslında benim bugün hiç bir işim yoktu neden böyle oldu ki dedi, ben hiç bir şey demedim. 10 dakika daha oturduk, bana işimle ilgili bir kaç şey sordu, ama tabii ben şok olduğum için o anda ne dediğimi hatırlamıyorum bile. Sonra kalktık, ayrılırken elini uzattı sonra görüşürüz dedi, ben memnun oldum dedim, elimi bırakmadan yeniden, sonra görüşürüz dedi. Görüşürüz dedim ben de o öyle deyince. Büyük bir düş kırıklığı ile ayrıldık...
Sonra arkadaşımı aradım, ağladım filan, kendimi çok kötü hissettim çünkü, ilk defa birilerine karşı bir şeyler hissedebilir miyim diye düşünmüştüm. O kadar zaman buluşmak için bekle, buluş yarım saat otur, o arkadaşım aradı diye kalkıp gitsin... Arkadaşım sonra çocuğu aradı ne oldu diye, o da işim çıktı kalkmak zorunda kaldım demiş, ben sıkıştırdım arkadaşımı çocuk önce hakkında konuşmak doğru olmaz demiş sonra şöyle bir mesaj atmış; Ben evlenmeyeceğim, evleneceğim alımlı birisi olur herhalde, klasik erkek düşüncesi işte. Sonra evleneceğim değil eğleneceğim olacaktı yanlış yazmışım demiş. Ben tabii yıkıldım, çoook üzüldüm, o kadar çok ağladım ki aklımı filan kaçıracağım sandım.
Bizim buluşmamızdan sonra ben konuyu kapattım, içimden kendimle hesaplaştım, kısmet değilmiş dedim, aşka sevgiye inancımı bir daha yitirdim... Sonra arkadaşım aradı, bu mesele kapanmadı, o evlilikten çok korkuyor ondan seni görünce ben bu kızla evlenirim diye korkup kaçmış dedi. Ben olur mu öyle şey filan dedim, sonuçta çok ayıp yaptığı resmen kendimi hilkat garibesi gibi hissettim dedim. Alımlı değildim hani dedim, arkadaşım o onun o anda bulduğu bahane, o bana özel olarak dikkat çekmeyen bir kız olsun, hanım olsun dedi, benim aklıma ilk sen geldin onun anlattığı kız sendin dedi. Arkadaşım o şimdi biraz düşünsün, kafasında oturtsun bazı şeyleri sonra konuşacağım diye düşünüyor. Çocuk arkadaşıma sürekli bir şeyler soruyormuş, benimle ilgili değil de işle ilgili, gereksiz normal de asla sormayacağı şeyleri. Yüz yüze görüşmediler daha, mesajlaşmışlar 4-5 defa. Olayın üzerinden 2,5 hafta geçti şimdi, arkadaşım hala konuşacak, bu sabah internetten gördüm çocuk memleketine gitmiş, en az 2 hafta kalır bence, bu arada ben bildiğiniz kafayı yeme derecesine geldim belirsizlik çok kötü bir şey, arkadaşımın gazına gelmek istemiyorum, ama bir yandan da gerçekten ilk kez birisine karşı böyle şeyler hissettim...
Şimdi bu çocuk ciddi anlamda yakışıklı bir çocuk, çok iyi bir eğitim almış, çok iyi bir kariyeri var, çok geniş bir ailesi var, ailenin en küçüğü en kıymetlisi, hayatına daha başka kızlar da girmiş, ilişkiler konusunda gayet tecrübeli, kızlar etrafında pervane, biz kafede otururken bile yan masamızda 3 kız oturuyordu sürekli çocuğa baktılar ki çocuk kafasını bir defa bile çevirip bakmadı. Belli hareketlerinden gayet beyefendi. Arkadaşımın anlattığı kadarı ile karakteri benim istediğim gibi. Ama ciddi anlamda evlilik korkusu var, hatta arkadaşıma tanışmadan demiş ki, ya hayatına kimse girmemiş, hadi biz bir şeyler yaşarsak ve olmazsa ben günahına girmek istemiyorum. Arkadaşım da o zaman görüşme evlenmek istemiyorsan demiş, o da olur mu öyle şey tabii ki evlenmek istiyorum ama çekiniyorum hadi evlilik benim istediğim gibi gitmezse korkum o demiş. Yani açık açık söylemiş evlilikten korktuğunu, çekindiğini, ailesinin yanına bile sırf bu yüzden gitmek istemediğini, evlen diye baskı yapıyorlarmış çünkü.
Ben ne yapacağım kızlar ? Ben bu çocuk için çok uğraşmak zorunda kalırım, zaten farklı şehirlerdeyiz, bir de hiç bir iletişim kaynağımız yok. Ama işte gözlerimi kapatınca gözümün önünden gitmiyor bir türlü... Arkadaşıma kaç defa söyledim konuş belli olsun olmayacaksa ben yoluma bakarım diye, şimdi bir de uzağa gitti görüşemezler zaten, ben bir gazla Twitter açtım, arkadaşlarım bile şaşırdı, bir çoğu arayıp sordu bu sen misin gerçekten diye, acaba eklesem mi dedim, ama hiç benim tarzım değil. Bir de çok meraklı görünüp çocuğu korkutmak istemiyorum yani gerçekten istemiyorsa çok ayıp olur eklemem filan, bu ara kendimde değilim, kuzenim bile geçen hafta abla iyi misin seni biraz garip gördüm dedi. Şu an mantıklı düşünme yeteneğimi yitirmiş durumdayım. Siz neler düşündünüz okuyunca ? Sizce bu işin sonu nereye varır ?