- 9 Eylül 2020
- 6
- -20
-
- Konu Sahibi Larissa101
- #1
Üniversite öğrencisiyim ve İzmir’de okuyorum. 2019’da üniversiteyi kazandım. Bilirsiniz, üniversitelerde 1 yıllık hazırlık sınıfları var. İngilizce hazırlık sınıfı atlama sınavı var. Hazırlık sınıfını atlarsan direkt bölüme başlıyorsun, atlayamazsan hazırlık okuyorsun. Ben atlayamadım. Hazırlık sınıfındayken bizim sınıfta Faslı bir kızla tanıştım. Kızın ismine kısaca ‘H’ diyelim. H gerçekten çok sosyal ve cana yakın birisiydi. Benle tanışmadan önce okulda sadece 1 aylık süre boyunca kendine 20’den fazla arkadaş edinmişti. Ne zaman üniversite kampüsüne girsek, kampüste birileriyle selamlaşıyordu. H ile arkadaş olduk. Hazırlık sınıflarında öğrencilerin bilgi seviyelerini ölçebilmek için zaman zaman okuma, dinleme, yazma ve konuşma sınavları yapılır. H’nin ingilizcesi zayıf olduğu için gramer konularını pekiştirebilmek için benden yardım istedi. Benim ingilizce gramer konusunda eksiğim yoktu ve gramere çalışmaya da ihtiyacım yoktu. (Hazırlık atlama sınavında başka yerlerden puan kaybettim.) Ama yine de isteğini geri çevirmedim, çünkü yeni bir arkadaş edinmek istiyordum. ve elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Akşam kütüphaneye gitmiştik, gece saat 1’e kadar H’yi çalıştırdım.
Daha sonra arkadaşlığımız başladı. İkimiz de şehre yabancı olduğumuz için beraber şehri keşfediyorduk ve bu süreç içinde birbirimizi daha yakından tanıdık. H ile iyice yakınlaşmıştık. Yabancı olduğu için ve haliyle Türkçesi de zayıf olduğu için zorlandığı durumlarda yardım ediyordum. (Mesela İzmir metrosu için öğrenci kartı çıkartmak istemişti ve Konak’a gidip ordan kartı almasını sağlamıştım. Kendisine online alışveriş için banka hesabı açmak istiyordu ve çoğu banka yabancı uyrukluların banka hesabı açmasına izin vermez. Ziraat bankası müşteri hizmetlerine ulaşıp yabancı uyrukluların Ziraat bankasından kendilerine hesap açabileceğini öğrendim ve bilgiyi aktardım. Türkçesi zayıf olduğu için yardım ettim. Bu liste böyle uzayıp gider.)
Yalnız H ile takıldığım süreç içerisinde kendimi tuhaf hissetmeye başladım. 2020’ye girmeden önce apartman komşusu olan İranlı bir arkadaşına kıyafet ve kozmetik ürünleri alarak güzelce bir hediye paketi hazırladı. Ben de kendisine yılbaşı için şal almıştım. Yılbaşından sonra bozulmuştum çünkü bana hiçbir şekilde hediye almamıştı. Aslında, aklının ucundan bile geçirmemişti, ama diğer arkadaşı için özene bezene bir hediye paketi hazırlamıştı. Elimden geldiğince iyi davrandığım hâlde, vaktimden fedakarlık ettiğim hâlde onun gözünün önünde hiçbir hatrım yoktu. Diğer kalan zibilyon tane arkadaşının arasından sadece ”önemsiz”, olmasa da olur denebilecek türden bir arkadaşıydım. Yanlış anlaşılmasın, burada hediyenin pahalılığı önemli değil. Küçük ve basit bir hediye alarak da önemsediğini gösterebilirdi. Bana hediye almaması, onun gözünde hiçbir değerim olmadığını gösteriyor. Yine de hoşnutsuzluğumu belli etmedim. Görmezden geldim.
Başka bir zaman okulun kendi çapında düzenlediği bir piyano çalma gösterisi vardı. H, izlemeye gitmek istediğini söyledi ve gelmemi teklif etti. Ben de kabul ettim ve saat akşam 8’de konferans salonuna gittik. Konferans salonundan 10dk sonra kalktı ve başka bir arkadaşıyla buluşması gerektiğini söyledi ve apar topar gitti. Salonda sap gibi tek başıma kalmıştım ve yine bozuldum. Görmezden geldim.
2 ay sonra bütün sınıflar değişti ve herkes başka sınıflara dağıldı. H ile farklı sınıflara düştük. Sınıflar ayrıldıktan sonra H yanıma gelip güz döneminde yapılacak olan hazırlık atlama sınavından bahsetti ve beraber çalışmayı teklif etti. Aslında çalışmak istemiyordum çünkü hazırlık sınıfındaki öğretilenleri kendi kendime pekiştirmiştim ve sınav formatını iyice çözmüştüm. Ama yine de kırmak istemedim ve isteğini kabul ettim. Çalışmak için her gün kütüphanede belli bir saatte buluşmak üzere anlaştık nitekim buluşma vaktinde kütüphaneye gelmiyor, bazen 15, bazen 30, bazen de 1 saat geç kalıyordu ve bu süre bazen 1 saati de aşıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Çalışmak isteyen kendisiydi, fikir kendisinden çıkmıştı, fakat yaptığı işi ciddiye almıyordu ve benim de zamanımı çalıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim. Daha önce birkaç kez arkadaş kaybetmiştim. Ama bu seferkini kaybetmek istemiyordum.
Hazırlık atlama sınavına kadar olan dönemde benimle iletişimi koparmadı. Hemen hemen her gün arayıp hal hatır soruyordu. Hazırlık atlama sınavı gittikçe yaklaşıyordu ve sınav yaklaştıkça daha çok arayıp yazmaya başlamıştı. Hazırlık atlama sınavından bir gün önce biraz daha çalıştık. Her şey yolunda gidiyordu. Sınava girdik. Ben geçtim, o kaldı. Sınava girdiğimiz gün, konuştuğumuz son gün oldu. Sınav bittikten sonra hiç arayıp sormadı ve bütün iletişimi kesti. Ben bu arada kendi bölümüme başlamıştım. Bir gün merak edip aradım ve sınavdan geçip geçemediğini sordum, geçemediğini söyleyince moral vermeye çalıştım ve konuşma bu şekilde sonlandı. 1 ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde whatsapp üzerinden “Merhaba, nasılsın, ne yapıyorsun” diye mesaj yazdı. O sırada telefon elimde olduğu için mesajı hemen gördüm ve 1dk içinde mesaja “iyiyim, sen nasılsın?” şeklinde cevap verdim. Fakat benim gönderdiğim mesajı 2 haftadan fazla bir süre boyunca görmedi ve cevap yazmadı. Soruyu soran kendisi, diyaloğu başlatan kendisi, ama ben cevap yazdığımda 2 haftayı geçik bir süre boyunca cevap yazmıyor. Amacı tam olarak neydi, bilmiyorum. Sınavdan önce bana böyle birşey yapmamıştı. Tavırlarına iyice bozulmaya başlamıştım. Mesaja cevap vermeyeli 3 hafta olmuştu. H’ye mesaj yazdım ve dedim ki “Eğer arkadaşlık etmemden rahatsız oluyorsan, açık açık söyle.”
Anında gördü ve sesli arama başlattı. Mesajı haftalarca göremediğini, whatsapp mesaj kutusuna bir sürü mesaj düştüğünü ve mesajların biriktiğini ve bu yüzden benim attığım mesajı da görmediğini söyledi, özür diledi. “Tamam, sıkıntı yok.” diyerek telefonu kapattım. Yine görmezden geldim.
Daha sonraları Covid-19 Türkiye’de yayılmaya başladı. Üniversiteler çevrimiçi eğitime geçti, ben de İzmir’den ayrıldım ve eve döndüm. Pandemi dönemindeki 6 aylık süreçte arayıp sormadı. İlk ben mesaj yazdım. Pandemi döneminde ne yapıp ettiğini sordum. Mesaj yazdığımdaysa oldukça kestirme cevaplar vererek sohbeti sonlandırdı.
Şimdi benim sormak istediğim soru şu: Eğer ki siz benim yerimde olsaydınız, bu kızla arkadaşlığınızı devam ettirir miydiniz yoksa arkadaşlığınızı sonlandırır mıydınız? Ben bu kızla arkadaşlığımı devam ettirmeye çalışarak hata mı ediyorum?
Daha sonra arkadaşlığımız başladı. İkimiz de şehre yabancı olduğumuz için beraber şehri keşfediyorduk ve bu süreç içinde birbirimizi daha yakından tanıdık. H ile iyice yakınlaşmıştık. Yabancı olduğu için ve haliyle Türkçesi de zayıf olduğu için zorlandığı durumlarda yardım ediyordum. (Mesela İzmir metrosu için öğrenci kartı çıkartmak istemişti ve Konak’a gidip ordan kartı almasını sağlamıştım. Kendisine online alışveriş için banka hesabı açmak istiyordu ve çoğu banka yabancı uyrukluların banka hesabı açmasına izin vermez. Ziraat bankası müşteri hizmetlerine ulaşıp yabancı uyrukluların Ziraat bankasından kendilerine hesap açabileceğini öğrendim ve bilgiyi aktardım. Türkçesi zayıf olduğu için yardım ettim. Bu liste böyle uzayıp gider.)
Yalnız H ile takıldığım süreç içerisinde kendimi tuhaf hissetmeye başladım. 2020’ye girmeden önce apartman komşusu olan İranlı bir arkadaşına kıyafet ve kozmetik ürünleri alarak güzelce bir hediye paketi hazırladı. Ben de kendisine yılbaşı için şal almıştım. Yılbaşından sonra bozulmuştum çünkü bana hiçbir şekilde hediye almamıştı. Aslında, aklının ucundan bile geçirmemişti, ama diğer arkadaşı için özene bezene bir hediye paketi hazırlamıştı. Elimden geldiğince iyi davrandığım hâlde, vaktimden fedakarlık ettiğim hâlde onun gözünün önünde hiçbir hatrım yoktu. Diğer kalan zibilyon tane arkadaşının arasından sadece ”önemsiz”, olmasa da olur denebilecek türden bir arkadaşıydım. Yanlış anlaşılmasın, burada hediyenin pahalılığı önemli değil. Küçük ve basit bir hediye alarak da önemsediğini gösterebilirdi. Bana hediye almaması, onun gözünde hiçbir değerim olmadığını gösteriyor. Yine de hoşnutsuzluğumu belli etmedim. Görmezden geldim.
Başka bir zaman okulun kendi çapında düzenlediği bir piyano çalma gösterisi vardı. H, izlemeye gitmek istediğini söyledi ve gelmemi teklif etti. Ben de kabul ettim ve saat akşam 8’de konferans salonuna gittik. Konferans salonundan 10dk sonra kalktı ve başka bir arkadaşıyla buluşması gerektiğini söyledi ve apar topar gitti. Salonda sap gibi tek başıma kalmıştım ve yine bozuldum. Görmezden geldim.
2 ay sonra bütün sınıflar değişti ve herkes başka sınıflara dağıldı. H ile farklı sınıflara düştük. Sınıflar ayrıldıktan sonra H yanıma gelip güz döneminde yapılacak olan hazırlık atlama sınavından bahsetti ve beraber çalışmayı teklif etti. Aslında çalışmak istemiyordum çünkü hazırlık sınıfındaki öğretilenleri kendi kendime pekiştirmiştim ve sınav formatını iyice çözmüştüm. Ama yine de kırmak istemedim ve isteğini kabul ettim. Çalışmak için her gün kütüphanede belli bir saatte buluşmak üzere anlaştık nitekim buluşma vaktinde kütüphaneye gelmiyor, bazen 15, bazen 30, bazen de 1 saat geç kalıyordu ve bu süre bazen 1 saati de aşıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Çalışmak isteyen kendisiydi, fikir kendisinden çıkmıştı, fakat yaptığı işi ciddiye almıyordu ve benim de zamanımı çalıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim. Daha önce birkaç kez arkadaş kaybetmiştim. Ama bu seferkini kaybetmek istemiyordum.
Hazırlık atlama sınavına kadar olan dönemde benimle iletişimi koparmadı. Hemen hemen her gün arayıp hal hatır soruyordu. Hazırlık atlama sınavı gittikçe yaklaşıyordu ve sınav yaklaştıkça daha çok arayıp yazmaya başlamıştı. Hazırlık atlama sınavından bir gün önce biraz daha çalıştık. Her şey yolunda gidiyordu. Sınava girdik. Ben geçtim, o kaldı. Sınava girdiğimiz gün, konuştuğumuz son gün oldu. Sınav bittikten sonra hiç arayıp sormadı ve bütün iletişimi kesti. Ben bu arada kendi bölümüme başlamıştım. Bir gün merak edip aradım ve sınavdan geçip geçemediğini sordum, geçemediğini söyleyince moral vermeye çalıştım ve konuşma bu şekilde sonlandı. 1 ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde whatsapp üzerinden “Merhaba, nasılsın, ne yapıyorsun” diye mesaj yazdı. O sırada telefon elimde olduğu için mesajı hemen gördüm ve 1dk içinde mesaja “iyiyim, sen nasılsın?” şeklinde cevap verdim. Fakat benim gönderdiğim mesajı 2 haftadan fazla bir süre boyunca görmedi ve cevap yazmadı. Soruyu soran kendisi, diyaloğu başlatan kendisi, ama ben cevap yazdığımda 2 haftayı geçik bir süre boyunca cevap yazmıyor. Amacı tam olarak neydi, bilmiyorum. Sınavdan önce bana böyle birşey yapmamıştı. Tavırlarına iyice bozulmaya başlamıştım. Mesaja cevap vermeyeli 3 hafta olmuştu. H’ye mesaj yazdım ve dedim ki “Eğer arkadaşlık etmemden rahatsız oluyorsan, açık açık söyle.”
Anında gördü ve sesli arama başlattı. Mesajı haftalarca göremediğini, whatsapp mesaj kutusuna bir sürü mesaj düştüğünü ve mesajların biriktiğini ve bu yüzden benim attığım mesajı da görmediğini söyledi, özür diledi. “Tamam, sıkıntı yok.” diyerek telefonu kapattım. Yine görmezden geldim.
Daha sonraları Covid-19 Türkiye’de yayılmaya başladı. Üniversiteler çevrimiçi eğitime geçti, ben de İzmir’den ayrıldım ve eve döndüm. Pandemi dönemindeki 6 aylık süreçte arayıp sormadı. İlk ben mesaj yazdım. Pandemi döneminde ne yapıp ettiğini sordum. Mesaj yazdığımdaysa oldukça kestirme cevaplar vererek sohbeti sonlandırdı.
Şimdi benim sormak istediğim soru şu: Eğer ki siz benim yerimde olsaydınız, bu kızla arkadaşlığınızı devam ettirir miydiniz yoksa arkadaşlığınızı sonlandırır mıydınız? Ben bu kızla arkadaşlığımı devam ettirmeye çalışarak hata mı ediyorum?