Boşanmaya nasıl karar verdiniz ?

Siz değil sipse isimli üye iddia etmiş, karıştırmışım isimleri kusura bakmayın , sizin örnek olarak verdiğiniz karar bizim tartışmaya uygun değildi sadece. Bambaşka bir konu vardı kararda, onu düzelttim sizinle ilgili ama hoş bir sohbet olsa da ben çok sıkıldım bu polemikten, banlanmak da istemiyorum o yüzden size iyi geceler dilemek istiyorum 🥰
Ben yaş falan iddia etmedim hanımefendi. İddia eden sizsiniz. Buraya yaş belirttiğimi hatırlamıyorum 0 5 yaş arası diye yazan sizsiniz sonra 10 13 e çıktı. Arasında fark var dediniz bende ne gibi farklar var diye size sordum.
 
Vermez. Sizce fahişelik yapan bir anne mi yoksa işi düzgün çocuğuna zaman ayırıp zaman geçirecek bir baba mı ? Hakimler karar verirken ahlaki değerleri de göz önünde bulundurarak karar verir. Topluma faydalı olarak yetiştirilmesini isterler her çocuğun. Fahişe olarak çalışıp da velayet alan anneler istisnadır muhtemelen babaları da istemiyordur. Velayet hakkı kime verildiyse çocuğun okulundan,sağlığından,yaşamından o sorumludur. Velayet sizdeyken okula göndermezseniz devlet size bunu sorar ve direkt velayeti babaya verir misal. Emin olmadığınız konularda bu kadar keskin yorumlar yapmayın. Boşanma davalarında hakimlerin umurunda olan tek şey çocuklardır. Kolay kolay da anneden ayırmazlar yukarıdaki durumlar ve benzeri durumlar olmadığı sürece. Uyuşturucu,hırsızlık yapan bir anneye velayet verilmez. Çünkü yüz kızartıcı suçtur.
Bir haber izlemiştim hayat kadını ve bebeğin velayetini almıştı
 
Hanım efendi siz hala sigortalı seks işçisi var mı sanıyorsunuz. Onlar genel evler varkendi. Ve genel evde bir kadın gebe kalamaz çünkü devlet düzenli sağlık ve korunma kontrolüne tabi tutar bu bir.
He diyelim evlendi vesika silinmez. Ama işçi gözükmediği için yarın bir gün boşanma gibi durum varlığında gene eşin annenin geçmişini araştırmasını talep etse mahkemeye gene zor bir ihtimal. Sizin o dedikleriniz binde bir ve çoğu çocukların babası tarafından verilmiş bir kimlikleri dahi yok ki velayetleri olsun.
Anne aldatma gibi güven sarsıcı bir harekette dahi mahkeme heyeti anne için olumsuz bir görüşe hakim olur ki siz fahişelikten bahsediyorsunuz.
Velayet kamu düzenini kapsar çocuğun sağlık,eğitim vb ihtiyaçlarının yanında ahlaki yapısıda değerlendirilir.
T. C YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas: 2016 / 18282
Karar: 2018 / 6427
Karar Tarihi: 21.05.2018
YARGITAY KARARI


MAHKEMESİ: Aile Mahkemesi

DAVA TÜRÜ: Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Mal Rejiminin Tasfiyesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; velayet düzenlemesi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla kişisel ilişki düzenlemesine yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Mahkemece, velayet konusunda görüşlerine başvurulan tarafların ortak çocukları 15.10.2006 doğumlu … ile 13.09.2009 doğumlu … anneleri ile kalmak istediklerini beyan ettikleri halde, “annenin evli olduğu halde eşine karşı sadakate aykırı davranışlar sergilediği, müstehcen fotoğraflarını 3. bir kişiye telefon yoluyla gönderdiği, bu şekilde ki yaşam tarzı ve davranışları ile çocukların anne ile kalmalarının bedeni, fikri ve ahlaki gelişmeleri bakımından ciddi risk teşkil edeceği” gerekçesiyle ortak çocukların velayetlerinin davalı-davacı babaya bırakılmasına karar verilmiştir

Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “Üstün yararı” (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m, 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m, 1; TMK m. 339/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumlan gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir.

Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip
olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir.

bakın kanun budur hanım efendi varsayımlarla ilerlemez ne yazık ki.



Bu yargıtay kararının tamamı değil ki bu... Sizin iddia ettiğinizin tam aksine, yargıtay bu kararında, hem de oybirliği ile , velâyetin anneye verilmesine karar vermiştir.

Yargıtay, sizin alıntılayıp bıraktığınız kısımda sadece; ilk derece mahkemesinin kararının ne yönde olduğunu yazıyor;, eğer kararın tamamını paylaşmış olsaydınız, sonrasındaki satırlarda görecektik ki, yargıtay ilk derece mahkemesinin bu kararını eleştirmiş ve bozmuş.

Bu alıntıladığınız kısımdan sonra, alıntılamadığınız kısmında yer alan, Yargıtay'ın bu kararı, esasen şöyle diyor :

"Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-davalı annenin çocuklara yönelik olumsuz bir tutum ve davranışının bulunmadığı, velayet görevini yerine getirebileceği, görüşlerini açıklama olgunluğuna erişen çocukların da anne ile yaşamak istediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre ortak çocukların velayetlerinin davacı-davalı anneye bırakılmasına karar vermek gerekirken, annenin boşanmaya sebep olan kusurlu davranışı dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir "

Kararın tamamını aşağıya bırakıyorum .

Yargıtay Kararı - 2. HD., E. 2016/18282 K. 2018/6427 T. 21.5.2018
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Mal Rejiminin Tasfiyesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; velayet düzenlemesi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla kişisel ilişki düzenlemesine yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Mahkemece, velayet konusunda görüşlerine başvurulan tarafların ortak çocukları 15.10.2006 doğumlu ... ile 13.09.2009 doğumlu ... anneleri ile kalmak istediklerini beyan ettikleri halde, "annenin evli olduğu halde eşine karşı sadakate aykırı davranışlar sergilediği, müstehcen fotoğraflarını 3. bir kişiye telefon yoluyla gönderdiği, bu şekilde ki yaşam tarzı ve davranışları ile çocukların anne ile kalmalarının bedeni, fikri ve ahlaki gelişmeleri bakımından ciddi risk teşkil edeceği" gerekçesiyle ortak çocukların velayetlerinin davalı-davacı babaya bırakılmasına karar verilmiştir

Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m, 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m, 1; TMK m. 339/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumlan gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir.

Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir.

Dava 27.11.2015 tarihinde açılmış, tarafların fiili ayrılık tarihinden mahkemece 28.01.2016 tarihli ara kararla ortak çocukların tedbiren velayetlerinin davalı-davacı babaya bırakılmasına kadar çocuklar fiilen anne ile birlikte yaşamışlardır. Mahkemece velayetleri konusunda görüşlerine başvurulan ortak çocuklar 26.04.2016 tarihli duruşmada anne ile birlikte yaşamak islediklerini beyan etmişlerdir. Mahkemece alınan sosyal inceleme raporlarında; annenin kendi ailesi ile birlikte yaşadığı ve düzenli gelir getiren bir işte çalıştığı, velayet görevini yerine getirebilecek sosyal ve ekonomik şartlara sahip olduğu, babanın ise kendi ailesi ile altlı-üstlü oturduğu, mahkemenin tedbiren velayet düzenlemesi sonrasında çocukların fiilen büyükbaba ve babaanne ile birlikte yaşadıkları, bulundukları evde çocukların odalarının bulunmadığı ve anneyi özlediklerini ifade ettikleri rapor edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-davalı annenin çocuklara yönelik olumsuz bir tutum ve davranışının bulunmadığı, velayet görevini yerine getirebileceği, görüşlerini açıklama olgunluğuna erişen çocukların da anne ile yaşamak istediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre ortak çocukların velayetlerinin davacı-davalı anneye bırakılmasına karar vermek gerekirken, annenin boşanmaya sebep olan kusurlu davranışı dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.05.2018(Pzt.)
 
Son düzenleme:
Siz niye konu açıp açıp hiç cevap yazmıyorsunuz? Kocanız sizi sevmiyor değer vermiyor annesine de ezdiriyordu zaten sanırım. Yapmanız gereken belli.
 
İyi de zaten burda fahişelikten bahsedilmiyor ki , annenin sadakatsizligi karara esas alınmış , üstelik yukarıdaki kararda bahsi geçen çocuklarin biri karar alındığında 10 diğeri 13 yaşında....Biz sabahtan beri 0-5 yaş arasini konuşuyoruz ya ? 😬konu sahibinin çocugu da bu yaş aralığında ya hani?😬

Yargıtay kararı zaten o yönde değil, üyenin eklediği de karar metninin tamamı değil Piraye hanım. Kesilmiş kararın metni.
Üye, kararın sadece giriş kısmının bir bölümünü alıntılamış, o da açıkça yanıltıcı olmuş.

Yargıtay bu kararında, tam aksine, ilk derece mahkemesinin çocukları anneye vermeme yönündeki kararını eleştirip, oybirliği ile bozup, velayeti anneye vermiş.

Ben karar metninin tamamını ekledim.
 
Yargıtay kararı zaten o yönde değil, üyenin eklediği de karar metninin tamamı değil Piraye hanım. Kesilmiş kararın metni.
Üye, kararın sadece giriş kısmının bir bölümünü alıntılamış, o da açıkça yanıltıcı olmuş.

Yargıtay bu kararında, tam aksine, ilk derece mahkemesinin çocukları anneye vermeme yönündeki kararını eleştirip, oybirliği ile bozup, velayeti anneye vermiş.

Ben karar metninin tamamını ekledim.
Teşekkürler
 
X