Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Seher Akbaş, şiddetli geçimsizlik, terk, eşlerden birinin akıl sağlığının yerinde olmaması, zina, cana kast ve kötü muamele gibi nedenlerle boşanmanın eşiğine gelen çiftlerin çocuklarını düşünmesi ve çocuklarının başa çıkabileceği bir boşanma yolunu tercih etmesi gerektiğini söyledi.
Boşanma safhasında yaşanan gerginliğin en çok çocukları etkilediğini ve bu dönemde ruh sağlığı bozuk çocukların temellerinin atıldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Seher Akbaş, "Boşanma hem anne hem baba özellikle de çocuklar için sıkıntı veren bir olgudur. Çocuklar bir şekilde mutlaka etkilenir. Ancak boşanma sürecinde doğru yol izlendiğinde bu etkilenme en aza düşer" dedi.
İkinci kardeş sorunuyla baş edebilen çocukların anne ve babasının boşanmasıyla karşı karşıya kalacakları problemleri de aşabileceğini ifade eden Akbaş, "Biz, 'çiftler boşansın veya boşanmasın' demeyiz. Saygı yok, sevgi bitmiş, sürekli tartışma ve kavga ortamı var. Çocuk da sürekli bu geçimsizliğin içinde. Böyle bir durumda 'Çocuklarınız için boşanmayın' dememiz doğru olur mu? 'İlle de boşanacağız' safhasına gelen çiftler, geri dönüş şansı yoksa çocukları için kaliteli bir boşanma yolunu izlemelidir. Eğer boşanma safhasında doğru yol izlenebilirse çocuk karşılaştığı bu durumla baş edebilir" diye konuştu.
Çocuğun ruh ve beden sağlığının korunmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Akbaş, sağlıklı toplumların sağlıklı nesillerle oluşabileceğine değindi. Akbaş, "Anne baba boşanırken çocuklarına farklı mesajlar vermemeli. Çocukla düzenli görüşmeleri, güven ilişkisini bozmamaları gerekir. Hem anne hem baba gerek boşanma sürecinde gerekse boşandıktan sonra çocuklarıyla düzenli bir şekilde görüşmeli. 'Aileler dağılmasın, boşanmasınlar, çocuklar kötü etkileniyor' yaklaşımı, 'Kardeş doğumu çocuk için travmadır. Çiftler ikinci çocuğunu yapmasın' demeye benziyor. Çocukların yaşamında olumsuz şeyler olabilir. Önemli olan bu gelişmeler yaşanırken çocuğa destek olabilmek, onu dışlamamaktır. Çünkü çocuklar karşılaşacakları travmalarla kısa bir süre sonra baş etmeyi öğreniyor. Ancak, çiftler boşanırken çocuklarına biraz daha fazla ilgi göstermeli" şeklinde konuştu.
Çiftlerin anlaşmazlığının olmasının ve kavga etmesinin çocuklar için her zaman sıkıntı verdiğini ve çocuk neye tanık olursa gelecekte aynı uygulamaları gerçekleştirdiğini açıklayan Akbaş, boşanma söz konusu olsun veya olmasın anne babanın çocukları için iyi geçinmesinin önemine işaret etti. Akbaş,
"Boşanma söz konusu olsun ya da olmasın anne babanın iyi geçinmesi her zaman iyi bir şey. Boşanmış olsalar da çocukla güven ilişkisi, sevgi kaliteli bir şekilde sürdürülmeli. Aile içindeki geçimsizlik çocuk için geleceğe yansır. Hep stres faktörüdür. Stres faktörü de çocuğun psikososyal gelişimini olumsuz etkiler. Hem de ileride psikopatoloji (ruhsal hastalık) geliştirmesi için risk faktörüdür. Boşanırken şartlar iyi olursa, anne babanın geçimsizliği çocuğa yansıtılmazsa bu çocuk için koruyucu faktördür. Boşanmadan sonra da kavgalar devam eder, mahkeme kararlarına uyulmaz, çocuğu göstermeme devam ederse bunlar çocuk için risklidir" diye konuştu.