Nikah masasına hiç oturmamış, oturmayı da düşünmeyen, forumda açılan her topic te evlilik kurumunu küçümseyen, evli ve boşanmış kadınlarla dalga geçen hemcinslerimin yorum yapmasını doğru bulmuyorum. Sınanmadıkları acı üstünden sanal ortamın rahatlığı ile ahkâm kesiyorlar. Bilmiyorlar ki her kilo her bünyede aynı tepkiyi vermez. Karşısındakini kaplumbağa yerine koyup kendilerini tavşan sanıyorlar.
Ne demişler ''boş başak dik durur, dolusu eğilir". Burada bazı üyelerin bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaları ve bunu da tek doğru en doğru gibi ifade etmeleri inanılmaz eğreti duruyor. Kimin neler yaşadığını nelerle mücadele ettiğini,öylesine yazdıkları kırıcı satırların insanı saatlerce nasıl bir boşluğa baktırdığını bilmiyorlar çünkü materyalistler, gerçeklik algıları bitmiş , herkesten kendileri gibi mekanik olmasını bekliyorlar.
Evlilik ile nikahsız aynı evde sevgili hayatı yaşamak kıyas bile edilemez, evlilik bireysel yaşantılarınızın yanında “biz” yaşamını inşa etmek demektir !
Boşanma travması, özellikle kadınlar için zorlayıcı bir deneyimdir ve duygusal psikolojik maddi zorluklarla doludur.
Depresyon, anksiyete, özsaygı eksikliği, öfke ve yalnızlık ... bonus olarak iş performansını etkiler, sosyal ilişkileri zayıflatır, fiziksel sağlığı olumsuz yönde etkiler, inişli ve çıkışlı ruh hallerini bir arada barındırır.
İsyan ve ‘neden ben’ soruları ile savaşma dönemidir. En sancılı ve can acıtan ama bir o kadar da daha sonrasında ruhunuzu olgunlaştıran süreçler başlar. Asla kişisel bakımınızı, kendinize olan saygınızın kaybolmaması açısından ihmal etmeyin. Aksine bu acılı sürecinizde kendi psikolojiniz için kişisel bakımınıza özen gösterin. Bu sizi hayata bağlar .
Ruhunuzun özgürleşmesi için yaşadıklarınızı affedin. Canınızı acıtanları affedin demiyorum kendinizi affedin en başta.
OLMASI GEREKİYORDU. OLDU VE BİTTİ ! Bunu yapmazsanız kronik bunalımlardan kurtulamazsınız.
Erkekleri tarafından acı yaşatılmış forumdaşlarım, hayat devam ediyor. Zamanın çözemediği hiçbir şey yok. Hiçbir acı kalıcı değil. Üzülmeniz hıçkırıklara boğulmanız, kalbinizin sıkışması, nefes darlığınız, iştahsızlığınız hepsi normal doğal süreçler.. Acınızı yaşayın ertelemeyin. Kendinize ve varsa çocuğunuza sarılın sevgiyle. Siz hanımefendiliğinizi korudukça, yaşama azminizi kaybetmedikçe bir gün doğru yerde, doğru zamanda doğru erkeği bulacaksınız! Hayat her şeye rağmen devam ediyor ve bir erkek için ömür boyu yas tutulamayacak kadar kısa !
Sakın kendinizi eski eşinize göre daha bahtsız bedevi hissetmeyin, hayatınızın bundan sonraki bölümünü silik yaşamak zorunda hiç değilsiniz içinize kapanmayın. Dar bir çevrede yaşıyorsanız mahalle baskısını umursamayın gülün geçin gerçekten kafanıza toka dışında birşey takmayın, görmeyin duymayın güzellerim, iş hayatında veya arkadaş ortamınızda vurun kahpeye muamelesi gösteren zavallı yaratıklardan da uzak durun. Boşanmak artık bir tabu değil, boylarınca b.k çukuruna batan, insanlık üzerlerine hasbelkader sıçramış bir sıfattan başka birşey olmayan kıro erkeklerden bir ışık yılı uzak durun. Size geçimsizin teki yaftasını yapıştıran erkek annelerine de cevap vermeyin, susmak yok saymak en güzel cevaptır. Zor günler bitti en zorunu atlattınız kurtuldunuz silkelediniz o vasıfsızları hayatınızdan.
Son olarak kızçelerim, bu 3.evliliğim. Şimdiki eşim gerçekten iyi bir insan. Daha önce başından hiç evlilik geçmemiş, sakin yaratılışlı, merhametli bir adam.