- 1 Mart 2024
- 49
- 24
- 30
- Konu Sahibi sansasyonel
- #1
Merhabalar
Çok çaresiz ve kendimi çok öfkeli hissediyorum. Biraz uzun olacak çünkü nerden başlamam ve hangi noktayı anlatmam gerektiğini bilmiyorum. Olabildiğince kendimi ifade etmeye çalışacağım.
Ben geçen yaz boşandım. Fakat eşim ve ailesi sürekli arkamdan konuşmaya ve benim mahremimde olan biten ne varsa ortalığa dökmeye and içmiş gibi sürekli hakkımda konuşuyorlar. Eşimle aile içersinde çok fazla sıkıntı yaşadık çok kavga ettik. Çok severek evlendim sevdiğim için zaten gözüm başka hiçbir şey görmedi. Çok anlayışsız ve bencil bi adamdı. Beni sürekli yönlendirmeye ve kısıtlamaya çalışıyordu birçok konuda da bunu başardı zaten maalesefki. Nişanlıyken başladı çalışmanı istemiyorum demeye. Çokta iyi bir işim yok aslında satış danışmanı olarak çalışıyorum bi firmada tüm günüm ayakta geçiyor. Akşamları da geç çıkıyorum. Tabi o benim hayatım kendi etrafında dönsün istiyordu. Tabi işten ayrılmadım ben çalışmaya devam ettim iyikide etmişim yoksa boşandıktan sonra bide iş arama derdine düşüp evde kafayı yiyebilirdim. Aslında evlendikten sonra çok zorlandım. Çünkü çok yoruluyordum. İşten geç çıkıyorum eve gelip yemek yapmaya çalışıyorum duş al yemek ye derken zaten gece yarısı oluyordu. Haftada bir yada iki gün erken çıkabiliyordum sadece oda bir saat erken çıkmak için haftada bir gün ful çalışıyordum sabah 9 akşam 9 olarak. Kendisi 4 buçukta işten çıkıyordu ama asla hiçbirşeye el sürmeden beni bekliyordu. Hafta sonu evde gitmeden kahvaltı hazırlıyorum bulaşıkları dahi makineye yerleştirmiyor tezgahın üstüne koyup beni bekliyor. Haftada bir gün iznim var oda çamaşır yıka as ütüle evle ilgilen alışveriş yap derken geçiyor inanın kendime ayıracak hiç vaktim kalmıyor asla kendimi dinlendirecek deşarj olabileceğim bir alanım olmuyordu. Buda benim çok daha tahammülsüz ve öfkeli bi yapıya dönüşmeme sebep oldu. Belkide ben evliliğe adapte olamadığım için zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşadığım için bu kadar bunaldım ama eşim olcak adamın bana karşı asla en ufak merhameti yokmuş. Belli bir zaman sonra evle işi yürütmekte zorlandığımı ve kendimi bu noktada görünce işten ayrılmayı düşündüm aslında ama eşime güvenmediğim için asla buna cesaret edemedim. Yani benim bu kadar yorulduğumu ve yıprandığımı gördüğü halde bana acımıyorken işten çıksam bahanesi olcak evdeki eksik kusur olan her şey. Onlarda yapılır belki bi şekilde ama beni asıl huzursuz eden şey eşimin sürekli evdesin anneme babama abime git diye tutturması (çok fazla aileci) bu yüzünden kavga edeceğimiz korkusu. İşe katlanırım yeterki bu kavgalarımız olmasın diye düşündüm ve herseye rağmen çalışmaya devam ettim. Tabi yine bu süre zarfında ben iyice öfke patlamaları yaşamaya başladım. Dinlenemiyorum üzerimde çok fazla sorumluluk var adapte olamıyorum ve asıl yıpratan nokta da eşim tarafından anlaşılmıyorum. Birçok nedenden kavga ettik. Bunu burda yazarken bile utanıyorum ama kavgalarımız şiddete kadar gitti. O bana şiddet uyguladı. Ben karşılık verdim. Evden çıktığında öfkeyle arkasından bardak fırlattım tabi ona değil duvara fırlattım. Çok fazla yaşadığımız sinir krizlerimiz. Ve biz bütün bunları yaşarken benim konuşup dertleşebileceğim kimsem yoktu. Bütün bunları kendi içimde yaşadım. Ben bu olanları hiçbir zaman aileye anlatmayı doğru bulmadım bu düşüncemde de çok haklı olduğumu çok net gördüm. Bir gün yine biz kavga ederken annem bize gelmişti. Biz evde değildik annem kapıda arabayla geldik iniyoruz eşim gitti hemen anneme anlattı ettiğimiz kavgayı. Annemde onun haksız olduğu noktayı söyleyince eşin rahatsız oluyorsa buna dikkat et yapma dedi sadece anneme düşman kesildi. Ben annen seni uyarsın sana akıl versin diye anlatıyorum o beni suçluyor diye kin beslemeye başladı. Ki benim zaten anlatmasını istemediğimi çok iyi biliyordu kendi ailenede benim ailemede ettiğimiz kavgaları anlatma dedim. Bir gün kavga ediyoruz anneme anlatıyor bir gün arıyor abime anlatıyor ve hep kendini haklı çıkarıyor. Abim bile sürekli onu haklı görüyor çünkü ben onun en ufak hatasını ağzımı açıp asla anlatmıyorum. Son raddeye gelince konuştum sadece abim dedi ki bak ben bunların hiçbirini bilmiyorum o yüzden anlattığı herşeyde ben onu haklı görüyordum dedi. Sadece ailemde de değil başkalarına da mahremimiz dediğim noktalara kadar anlatmak zorunda değil. Kendimce hak vermeye çalıştım fikir almak istiyor çözüm üretmeye çalışıyor. Anlatma konuşma ihtiyacı hissediyor anlıyorum. Ama bi başkasına da gidip yataklarımızı ayırdık şeklinde konuşması çok yanlış geldi bana ve ona da çok fazla tepki gösterdim. Sürekli insanlara kendi çerçevesinden anlatması evlilik içersinde bunları zaten çok fazla yaşadık bitti artık ve bu konuşmalar üstüne koyarak devam ediyor. Bizim evde dört duvar arasında yaşadığımız her sıkıntıyı gidip annesine anlatmış. Yani bizim o dört duvar arasında yaşamamızın bi anlamı yokmuş sokakta açıkta uluorta yaşasakta aynı şeymiş aslında. Benim o bardak fırlatma olayımı sinir krizlerimi hatta işten erken çıktığım günler bile gelipte evi temizlemediğimi söylüyorlarmış sağda solda. Nankör insanlar. Beni şaşırtan aslında ne biliyor musunuz. Evet bitti. Allah’ıma şükürler olsun ki bitti. Ama ben edebimizle bişeyleri bitirdiğimizi zannediyordum. Boşanma dilekçesini verdiğimizde dönüp bana dedi ki sen benim bir gün bile başımı öne eğdirmedin Allah razı olsun senden dedi. Duruşmadan çıktığımız günde bi sıkıntın olursa arayabilirsin beni dedi. Çok merak ediyorum bu kadar efendi şekilde boşanabiliyorsunda sonra ne oldu da bütün mahremini annenin ağzına verip sağa sola yaydırıyorsun. O gün başını öne eğdirmeyen kadın bugün evine bakmayan kocasına şiddet uygulayan bi kadına dönüyor. Ya onlar da onların ağzından çıkanda hiçbişey umrumda değil ama annemin kulağına geliyor ve o çok üzülüyor her ne kadar bana belli etmemeye çalışsa da bunları duydukça kadın mahvoluyor. Ya benim bu dünyada sadece bi tanecik annem var ne istiyorlar bunlar bizden. Çok mu zor bişey çenelerini kapatıp hayatlarına bakmak. Çok öfkeleniyorum arayıp konuşmak istiyorum kapayın çenenizi yeter demek istiyorum ama bi yandan da asla muhattap olmak istemiyorum. Çünkü ben ararsam bunu çok farklı yere çekerler hatta barışmak için aradı bile der bunlar sağda solda. Hatta boşancağımız zaman bile annesi çok korktuk boşanmayacak diye anlatıyormuş hala sağa sola. Çok yoruldum çok yıprandım. Ama ben asıl annem için üzülüyorum onu üzdüğüm için. Sanki ona layık bi evlat olamamışım gibi kendimi yiyip bitiriyorum. İnanın ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
Çok çaresiz ve kendimi çok öfkeli hissediyorum. Biraz uzun olacak çünkü nerden başlamam ve hangi noktayı anlatmam gerektiğini bilmiyorum. Olabildiğince kendimi ifade etmeye çalışacağım.
Ben geçen yaz boşandım. Fakat eşim ve ailesi sürekli arkamdan konuşmaya ve benim mahremimde olan biten ne varsa ortalığa dökmeye and içmiş gibi sürekli hakkımda konuşuyorlar. Eşimle aile içersinde çok fazla sıkıntı yaşadık çok kavga ettik. Çok severek evlendim sevdiğim için zaten gözüm başka hiçbir şey görmedi. Çok anlayışsız ve bencil bi adamdı. Beni sürekli yönlendirmeye ve kısıtlamaya çalışıyordu birçok konuda da bunu başardı zaten maalesefki. Nişanlıyken başladı çalışmanı istemiyorum demeye. Çokta iyi bir işim yok aslında satış danışmanı olarak çalışıyorum bi firmada tüm günüm ayakta geçiyor. Akşamları da geç çıkıyorum. Tabi o benim hayatım kendi etrafında dönsün istiyordu. Tabi işten ayrılmadım ben çalışmaya devam ettim iyikide etmişim yoksa boşandıktan sonra bide iş arama derdine düşüp evde kafayı yiyebilirdim. Aslında evlendikten sonra çok zorlandım. Çünkü çok yoruluyordum. İşten geç çıkıyorum eve gelip yemek yapmaya çalışıyorum duş al yemek ye derken zaten gece yarısı oluyordu. Haftada bir yada iki gün erken çıkabiliyordum sadece oda bir saat erken çıkmak için haftada bir gün ful çalışıyordum sabah 9 akşam 9 olarak. Kendisi 4 buçukta işten çıkıyordu ama asla hiçbirşeye el sürmeden beni bekliyordu. Hafta sonu evde gitmeden kahvaltı hazırlıyorum bulaşıkları dahi makineye yerleştirmiyor tezgahın üstüne koyup beni bekliyor. Haftada bir gün iznim var oda çamaşır yıka as ütüle evle ilgilen alışveriş yap derken geçiyor inanın kendime ayıracak hiç vaktim kalmıyor asla kendimi dinlendirecek deşarj olabileceğim bir alanım olmuyordu. Buda benim çok daha tahammülsüz ve öfkeli bi yapıya dönüşmeme sebep oldu. Belkide ben evliliğe adapte olamadığım için zaman yönetimi konusunda sıkıntı yaşadığım için bu kadar bunaldım ama eşim olcak adamın bana karşı asla en ufak merhameti yokmuş. Belli bir zaman sonra evle işi yürütmekte zorlandığımı ve kendimi bu noktada görünce işten ayrılmayı düşündüm aslında ama eşime güvenmediğim için asla buna cesaret edemedim. Yani benim bu kadar yorulduğumu ve yıprandığımı gördüğü halde bana acımıyorken işten çıksam bahanesi olcak evdeki eksik kusur olan her şey. Onlarda yapılır belki bi şekilde ama beni asıl huzursuz eden şey eşimin sürekli evdesin anneme babama abime git diye tutturması (çok fazla aileci) bu yüzünden kavga edeceğimiz korkusu. İşe katlanırım yeterki bu kavgalarımız olmasın diye düşündüm ve herseye rağmen çalışmaya devam ettim. Tabi yine bu süre zarfında ben iyice öfke patlamaları yaşamaya başladım. Dinlenemiyorum üzerimde çok fazla sorumluluk var adapte olamıyorum ve asıl yıpratan nokta da eşim tarafından anlaşılmıyorum. Birçok nedenden kavga ettik. Bunu burda yazarken bile utanıyorum ama kavgalarımız şiddete kadar gitti. O bana şiddet uyguladı. Ben karşılık verdim. Evden çıktığında öfkeyle arkasından bardak fırlattım tabi ona değil duvara fırlattım. Çok fazla yaşadığımız sinir krizlerimiz. Ve biz bütün bunları yaşarken benim konuşup dertleşebileceğim kimsem yoktu. Bütün bunları kendi içimde yaşadım. Ben bu olanları hiçbir zaman aileye anlatmayı doğru bulmadım bu düşüncemde de çok haklı olduğumu çok net gördüm. Bir gün yine biz kavga ederken annem bize gelmişti. Biz evde değildik annem kapıda arabayla geldik iniyoruz eşim gitti hemen anneme anlattı ettiğimiz kavgayı. Annemde onun haksız olduğu noktayı söyleyince eşin rahatsız oluyorsa buna dikkat et yapma dedi sadece anneme düşman kesildi. Ben annen seni uyarsın sana akıl versin diye anlatıyorum o beni suçluyor diye kin beslemeye başladı. Ki benim zaten anlatmasını istemediğimi çok iyi biliyordu kendi ailenede benim ailemede ettiğimiz kavgaları anlatma dedim. Bir gün kavga ediyoruz anneme anlatıyor bir gün arıyor abime anlatıyor ve hep kendini haklı çıkarıyor. Abim bile sürekli onu haklı görüyor çünkü ben onun en ufak hatasını ağzımı açıp asla anlatmıyorum. Son raddeye gelince konuştum sadece abim dedi ki bak ben bunların hiçbirini bilmiyorum o yüzden anlattığı herşeyde ben onu haklı görüyordum dedi. Sadece ailemde de değil başkalarına da mahremimiz dediğim noktalara kadar anlatmak zorunda değil. Kendimce hak vermeye çalıştım fikir almak istiyor çözüm üretmeye çalışıyor. Anlatma konuşma ihtiyacı hissediyor anlıyorum. Ama bi başkasına da gidip yataklarımızı ayırdık şeklinde konuşması çok yanlış geldi bana ve ona da çok fazla tepki gösterdim. Sürekli insanlara kendi çerçevesinden anlatması evlilik içersinde bunları zaten çok fazla yaşadık bitti artık ve bu konuşmalar üstüne koyarak devam ediyor. Bizim evde dört duvar arasında yaşadığımız her sıkıntıyı gidip annesine anlatmış. Yani bizim o dört duvar arasında yaşamamızın bi anlamı yokmuş sokakta açıkta uluorta yaşasakta aynı şeymiş aslında. Benim o bardak fırlatma olayımı sinir krizlerimi hatta işten erken çıktığım günler bile gelipte evi temizlemediğimi söylüyorlarmış sağda solda. Nankör insanlar. Beni şaşırtan aslında ne biliyor musunuz. Evet bitti. Allah’ıma şükürler olsun ki bitti. Ama ben edebimizle bişeyleri bitirdiğimizi zannediyordum. Boşanma dilekçesini verdiğimizde dönüp bana dedi ki sen benim bir gün bile başımı öne eğdirmedin Allah razı olsun senden dedi. Duruşmadan çıktığımız günde bi sıkıntın olursa arayabilirsin beni dedi. Çok merak ediyorum bu kadar efendi şekilde boşanabiliyorsunda sonra ne oldu da bütün mahremini annenin ağzına verip sağa sola yaydırıyorsun. O gün başını öne eğdirmeyen kadın bugün evine bakmayan kocasına şiddet uygulayan bi kadına dönüyor. Ya onlar da onların ağzından çıkanda hiçbişey umrumda değil ama annemin kulağına geliyor ve o çok üzülüyor her ne kadar bana belli etmemeye çalışsa da bunları duydukça kadın mahvoluyor. Ya benim bu dünyada sadece bi tanecik annem var ne istiyorlar bunlar bizden. Çok mu zor bişey çenelerini kapatıp hayatlarına bakmak. Çok öfkeleniyorum arayıp konuşmak istiyorum kapayın çenenizi yeter demek istiyorum ama bi yandan da asla muhattap olmak istemiyorum. Çünkü ben ararsam bunu çok farklı yere çekerler hatta barışmak için aradı bile der bunlar sağda solda. Hatta boşancağımız zaman bile annesi çok korktuk boşanmayacak diye anlatıyormuş hala sağa sola. Çok yoruldum çok yıprandım. Ama ben asıl annem için üzülüyorum onu üzdüğüm için. Sanki ona layık bi evlat olamamışım gibi kendimi yiyip bitiriyorum. İnanın ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.