• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

boşananlar kervanına ben de katılıyorum..

ida_

ins: esrasek
Kayıtlı Üye
11 Kasım 2012
104
12
98
bundan 2 yıl önce gözlerimin içi gülerek evlendiğim adamla bir anda düşman olmak çok zormuş. evliliğimizin 1,5 yılını iyi kötü bi şekilde bugün değişir yarın düzelir biçiminde geçirmeye ve kendi kurallarımızı koymaya çalıştığımızı düşünerek (halbuki kv min yönlendirmesi sonucu oluşan sorunlarla boğuşarak) geçirdik, bu sürenin sonunda ben kv mle bir konuşma yaptım ve bu şekilde oğluna gaz vermeye devam ederse evliliğimizin sürmeyeceğini söyledim. kesinlikle böyle şeyler olmadığına beni inandırmaya çalıştı ancak ne hikmetse ondan sonraki 7 ay boyunca ben gayet güzel mutlu bir evlilik yaşadım. hatta o kadar güzeldi ki herşey benim kadar garantici bi insan bile çocuk yapmayı düşündüm ve çok istedim. sonuçta bu yılın son aylarında eşim işinden ayrıldı ve iş görüşmeleri için memleketimize gitmek zorunda kaldı. benim annemi de bayram dönüşü getirdik ve son dakika golu olarak kendi annesini de bindirdi o arabaya. ne benim ne annemin kesinlikle bir saygısızlığı olmadı, ama bunu anlamak için cahilliği biraz evde bırakmak gerekiyor sanırım. kadın annemin yüzüne bi neden bunu alıosun ne gerek var ne gerek var diye diye sinir etti ama annem kesinlikle polemiğe girmedi. sonuç olarak eşim ve annesi memlekete gitti, oraya giderken eşim bana orda yanlız kalan kardeşime göz kulak olacağına o kadar inandırdı ki, memlekete gittikten 2-3 gün sonra beni aradı kardeşimi eve yanlız bıraktığını söyledi 15 yaşında zaten kimseye ihtiyacı yok, ben neden bana haber vermedin evde yanlız olduğunu deyince de bu büyük bir tartışma olayı oldu, eşim günlerce beni aramadı, o sırada ben ilk defa böle bişiyle karşılaşmanın vermiş olduğu heyecanla daha çok yeni olan hamileliğimi öğrenmek için hergün ayrı bi sağlık ocağı ve hastaneye gittim, tabiki sinirlerim çok bozuldu, en korktuğum şey hastane olduğu için... sonunda öğrendim hamileydim, ama eşimin bana önceden sölediği gibi benden ayrılacağını tekrar söylemesini bekleyecektim, amacının ne olduğunu öğrenip ona göre hareket etmeyi planlamıştım ve bu tabiki babasız bir çocuk dünyaya getirmekti, sinirlerim öyle bir gerildi ki akşam eve gittiğimde annemle sarılıp ağladık ben ağlama krizine girdim, annem ilk defa beni böyle gördüğü için eşimi aradı eşimin bu sırada hamile olduğumdan haberi var ve yolda evimize gelmek için yola çıkmıştı, telefonda anneme sölediği laf sen bizim evimizin içini karıştırıosun çık git o evden vb hakaret cümleleri.. ben de dondum kaldım annem de... sonraki gün büyük bi hata yaparak annemle hastaneye gittim... halbuki eşim gelmişti memleketten annem geliyor die o gelmedi hastaneye. orada da bir şey öğrenemedim zaten. daha sonra benden ayrılma talebini ve boşanma dilekçesini verdi eşim. ben kendimi ortada kalmışlık hissi ile nereye sığdıracağımı bilemedim. annemi apar topar gönderdim eşimle oturup konuşmayı denedim, benm annem için istediği evimize gelmesin fikri onun ailesi için de geçerli olacağını söleyince yan çizmeye başladı. bu benim güvenimi bir kez daha yıktı geçti. hamileliğin vermiş olduğu duygusallıkla ya annen ya ben denilen söze annem cevabı verdim, politika yapmayı hiç bi zaman becerememişimdir zaten. kv. ve kp.in tuttuğu çanak dolmaya başladı.... 15 gün boyunca evin içinde birbirimizi dinlemeye çalıştık kavga da ettik oturup konuştukta ama sonuçta ben hala hamileydim ve halaa durumumuz eski günlere dönmüyordu, onun anneme sölediği laflar benim içimde taş gibi duruyordu, verdiği dilekçe, şartları... cts günü bütün gün birlikteydik ve annemi hiç arayamadım, akşam yatmadan önce arayıp ben iyiyim deyip kapatmak için aradım ve bu bardağı taşıran damla olmuş(!), ben kavgayı kapatıp uyudum ama uyandığımda hala aynı konu üzerinden tartışma sürmeye çalışıyordu.. en sonunda ben elime bi kaç parça eşya alıp evden çıktım. dur diyen olmadı tabi. iş yerime geldim, akşama kadar otobüs bekledim, sonuçta yola çıktım ama yine de kimsenin arayıp sormadığı bir kadındım.
memlekete gittim 1 hafta yine arayan soran olmadı, en başında da en sonunda da eşimden gelen çocuğu aldıralım teklifini kabul ettim doktora gittiğimizde eşimi de çağırmasını istedim, bu sırada eşim ağlamaya başladı ve doktor bizi yanlız bırakıp çıktı. konuşmaya çalışıyordum ama hala şartlarını kabul etmemi söyledi o gün öylece çıkıp gittim hastaneden aradan 3 gün geçti eşim benimle görüşmek istediğini söyledi, kabul ettim gittiğimde annemin kesinlikle evime gelmesini istemediğini söyledi ben de kendi ailesi için de aynı şeyin geçerli olmasını istedim sessiz kaldı. sonraki gün çocuğu aldırdım. kesinlikle kendimi suçlamıyorum son dakikaya kadar bekledim o imzayı atmam demesini demedi. şu an ayrı şehirlerdeyiz o annesinin eteğinin altında ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum ilk kez eşimle geldiğim bir şehirde...
şimdi duyuyorum o ne gelinlik yaptı ki bize oğlum asla gidip ailesiyle konuşmayız istemiyoruz biz onu diyen kv. ve kp. sözlerini cahilliklerinden kurtulduğum için şanslı sayıyorum kendimi ama değiştiremediğim tek şey kalbimin ağrısı.. çok seviyordum ben eşimi hala da seviyorum.
geçer mi dersiniz bu ağrı??
 
bundan 2 yıl önce gözlerimin içi gülerek evlendiğim adamla bir anda düşman olmak çok zormuş. evliliğimizin 1,5 yılını iyi kötü bi şekilde bugün değişir yarın düzelir biçiminde geçirmeye ve kendi kurallarımızı koymaya çalıştığımızı düşünerek (halbuki kv min yönlendirmesi sonucu oluşan sorunlarla boğuşarak) geçirdik, bu sürenin sonunda ben kv mle bir konuşma yaptım ve bu şekilde oğluna gaz vermeye devam ederse evliliğimizin sürmeyeceğini söyledim. kesinlikle böyle şeyler olmadığına beni inandırmaya çalıştı ancak ne hikmetse ondan sonraki 7 ay boyunca ben gayet güzel mutlu bir evlilik yaşadım. hatta o kadar güzeldi ki herşey benim kadar garantici bi insan bile çocuk yapmayı düşündüm ve çok istedim. sonuçta bu yılın son aylarında eşim işinden ayrıldı ve iş görüşmeleri için memleketimize gitmek zorunda kaldı. benim annemi de bayram dönüşü getirdik ve son dakika golu olarak kendi annesini de bindirdi o arabaya. ne benim ne annemin kesinlikle bir saygısızlığı olmadı, ama bunu anlamak için cahilliği biraz evde bırakmak gerekiyor sanırım. kadın annemin yüzüne bi neden bunu alıosun ne gerek var ne gerek var diye diye sinir etti ama annem kesinlikle polemiğe girmedi. sonuç olarak eşim ve annesi memlekete gitti, oraya giderken eşim bana orda yanlız kalan kardeşime göz kulak olacağına o kadar inandırdı ki, memlekete gittikten 2-3 gün sonra beni aradı kardeşimi eve yanlız bıraktığını söyledi 15 yaşında zaten kimseye ihtiyacı yok, ben neden bana haber vermedin evde yanlız olduğunu deyince de bu büyük bir tartışma olayı oldu, eşim günlerce beni aramadı, o sırada ben ilk defa böle bişiyle karşılaşmanın vermiş olduğu heyecanla daha çok yeni olan hamileliğimi öğrenmek için hergün ayrı bi sağlık ocağı ve hastaneye gittim, tabiki sinirlerim çok bozuldu, en korktuğum şey hastane olduğu için... sonunda öğrendim hamileydim, ama eşimin bana önceden sölediği gibi benden ayrılacağını tekrar söylemesini bekleyecektim, amacının ne olduğunu öğrenip ona göre hareket etmeyi planlamıştım ve bu tabiki babasız bir çocuk dünyaya getirmekti, sinirlerim öyle bir gerildi ki akşam eve gittiğimde annemle sarılıp ağladık ben ağlama krizine girdim, annem ilk defa beni böyle gördüğü için eşimi aradı eşimin bu sırada hamile olduğumdan haberi var ve yolda evimize gelmek için yola çıkmıştı, telefonda anneme sölediği laf sen bizim evimizin içini karıştırıosun çık git o evden vb hakaret cümleleri.. ben de dondum kaldım annem de... sonraki gün büyük bi hata yaparak annemle hastaneye gittim... halbuki eşim gelmişti memleketten annem geliyor die o gelmedi hastaneye. orada da bir şey öğrenemedim zaten. daha sonra benden ayrılma talebini ve boşanma dilekçesini verdi eşim. ben kendimi ortada kalmışlık hissi ile nereye sığdıracağımı bilemedim. annemi apar topar gönderdim eşimle oturup konuşmayı denedim, benm annem için istediği evimize gelmesin fikri onun ailesi için de geçerli olacağını söleyince yan çizmeye başladı. bu benim güvenimi bir kez daha yıktı geçti. hamileliğin vermiş olduğu duygusallıkla ya annen ya ben denilen söze annem cevabı verdim, politika yapmayı hiç bi zaman becerememişimdir zaten. kv. ve kp.in tuttuğu çanak dolmaya başladı.... 15 gün boyunca evin içinde birbirimizi dinlemeye çalıştık kavga da ettik oturup konuştukta ama sonuçta ben hala hamileydim ve halaa durumumuz eski günlere dönmüyordu, onun anneme sölediği laflar benim içimde taş gibi duruyordu, verdiği dilekçe, şartları... cts günü bütün gün birlikteydik ve annemi hiç arayamadım, akşam yatmadan önce arayıp ben iyiyim deyip kapatmak için aradım ve bu bardağı taşıran damla olmuş(!), ben kavgayı kapatıp uyudum ama uyandığımda hala aynı konu üzerinden tartışma sürmeye çalışıyordu.. en sonunda ben elime bi kaç parça eşya alıp evden çıktım. dur diyen olmadı tabi. iş yerime geldim, akşama kadar otobüs bekledim, sonuçta yola çıktım ama yine de kimsenin arayıp sormadığı bir kadındım.
memlekete gittim 1 hafta yine arayan soran olmadı, en başında da en sonunda da eşimden gelen çocuğu aldıralım teklifini kabul ettim doktora gittiğimizde eşimi de çağırmasını istedim, bu sırada eşim ağlamaya başladı ve doktor bizi yanlız bırakıp çıktı. konuşmaya çalışıyordum ama hala şartlarını kabul etmemi söyledi o gün öylece çıkıp gittim hastaneden aradan 3 gün geçti eşim benimle görüşmek istediğini söyledi, kabul ettim gittiğimde annemin kesinlikle evime gelmesini istemediğini söyledi ben de kendi ailesi için de aynı şeyin geçerli olmasını istedim sessiz kaldı. sonraki gün çocuğu aldırdım. kesinlikle kendimi suçlamıyorum son dakikaya kadar bekledim o imzayı atmam demesini demedi. şu an ayrı şehirlerdeyiz o annesinin eteğinin altında ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum ilk kez eşimle geldiğim bir şehirde...
şimdi duyuyorum o ne gelinlik yaptı ki bize oğlum asla gidip ailesiyle konuşmayız istemiyoruz biz onu diyen kv. ve kp. sözlerini cahilliklerinden kurtulduğum için şanslı sayıyorum kendimi ama değiştiremediğim tek şey kalbimin ağrısı.. çok seviyordum ben eşimi hala da seviyorum.
geçer mi dersiniz bu ağrı??

Biraz karışık olmuş. Mesele annenizin sizin eve gelmesi ve eşinizin kendi annesini de davet etmesi ile başlamış galiba. Ardından annesini alıp memlekete kardeşinizin olduğu şehire gitmiş. İlgileneceğini söylemiş ama ilgilenmemiş. Sizde neden bana haber vermedin deyince kavga çıkmış ve o günden beride aranız iyi değil?

Eşiniz çok hatalı. Ailesinin dolduruşuna gelmesi hiç iyi olmamış. Aslında ne diyeceğimi bilmiyorum. Annenize saygısızlık etmesi de çok kötü. Hayret bir şey, ne isterler şu kaynanalar gelinlerden.

Bebeğinizi aldırmanıza çok üzüldüm. Tek başınıza büyütmeyi düşünmediniz mi? Gerçi aldırmakta da haklısınız. Bir şey diyemem. En kısa sürede atlatacağınıza inanıyorum. Bundan sonra bütün güzellikler sizinle olsun.
 
bundan 2 yıl önce gözlerimin içi gülerek evlendiğim adamla bir anda düşman olmak çok zormuş. evliliğimizin 1,5 yılını iyi kötü bi şekilde bugün değişir yarın düzelir biçiminde geçirmeye ve kendi kurallarımızı koymaya çalıştığımızı düşünerek (halbuki kv min yönlendirmesi sonucu oluşan sorunlarla boğuşarak) geçirdik, bu sürenin sonunda ben kv mle bir konuşma yaptım ve bu şekilde oğluna gaz vermeye devam ederse evliliğimizin sürmeyeceğini söyledim. kesinlikle böyle şeyler olmadığına beni inandırmaya çalıştı ancak ne hikmetse ondan sonraki 7 ay boyunca ben gayet güzel mutlu bir evlilik yaşadım. hatta o kadar güzeldi ki herşey benim kadar garantici bi insan bile çocuk yapmayı düşündüm ve çok istedim. sonuçta bu yılın son aylarında eşim işinden ayrıldı ve iş görüşmeleri için memleketimize gitmek zorunda kaldı. benim annemi de bayram dönüşü getirdik ve son dakika golu olarak kendi annesini de bindirdi o arabaya. ne benim ne annemin kesinlikle bir saygısızlığı olmadı, ama bunu anlamak için cahilliği biraz evde bırakmak gerekiyor sanırım. kadın annemin yüzüne bi neden bunu alıosun ne gerek var ne gerek var diye diye sinir etti ama annem kesinlikle polemiğe girmedi. sonuç olarak eşim ve annesi memlekete gitti, oraya giderken eşim bana orda yanlız kalan kardeşime göz kulak olacağına o kadar inandırdı ki, memlekete gittikten 2-3 gün sonra beni aradı kardeşimi eve yanlız bıraktığını söyledi 15 yaşında zaten kimseye ihtiyacı yok, ben neden bana haber vermedin evde yanlız olduğunu deyince de bu büyük bir tartışma olayı oldu, eşim günlerce beni aramadı, o sırada ben ilk defa böle bişiyle karşılaşmanın vermiş olduğu heyecanla daha çok yeni olan hamileliğimi öğrenmek için hergün ayrı bi sağlık ocağı ve hastaneye gittim, tabiki sinirlerim çok bozuldu, en korktuğum şey hastane olduğu için... sonunda öğrendim hamileydim, ama eşimin bana önceden sölediği gibi benden ayrılacağını tekrar söylemesini bekleyecektim, amacının ne olduğunu öğrenip ona göre hareket etmeyi planlamıştım ve bu tabiki babasız bir çocuk dünyaya getirmekti, sinirlerim öyle bir gerildi ki akşam eve gittiğimde annemle sarılıp ağladık ben ağlama krizine girdim, annem ilk defa beni böyle gördüğü için eşimi aradı eşimin bu sırada hamile olduğumdan haberi var ve yolda evimize gelmek için yola çıkmıştı, telefonda anneme sölediği laf sen bizim evimizin içini karıştırıosun çık git o evden vb hakaret cümleleri.. ben de dondum kaldım annem de... sonraki gün büyük bi hata yaparak annemle hastaneye gittim... halbuki eşim gelmişti memleketten annem geliyor die o gelmedi hastaneye. orada da bir şey öğrenemedim zaten. daha sonra benden ayrılma talebini ve boşanma dilekçesini verdi eşim. ben kendimi ortada kalmışlık hissi ile nereye sığdıracağımı bilemedim. annemi apar topar gönderdim eşimle oturup konuşmayı denedim, benm annem için istediği evimize gelmesin fikri onun ailesi için de geçerli olacağını söleyince yan çizmeye başladı. bu benim güvenimi bir kez daha yıktı geçti. hamileliğin vermiş olduğu duygusallıkla ya annen ya ben denilen söze annem cevabı verdim, politika yapmayı hiç bi zaman becerememişimdir zaten. kv. ve kp.in tuttuğu çanak dolmaya başladı.... 15 gün boyunca evin içinde birbirimizi dinlemeye çalıştık kavga da ettik oturup konuştukta ama sonuçta ben hala hamileydim ve halaa durumumuz eski günlere dönmüyordu, onun anneme sölediği laflar benim içimde taş gibi duruyordu, verdiği dilekçe, şartları... cts günü bütün gün birlikteydik ve annemi hiç arayamadım, akşam yatmadan önce arayıp ben iyiyim deyip kapatmak için aradım ve bu bardağı taşıran damla olmuş(!), ben kavgayı kapatıp uyudum ama uyandığımda hala aynı konu üzerinden tartışma sürmeye çalışıyordu.. en sonunda ben elime bi kaç parça eşya alıp evden çıktım. dur diyen olmadı tabi. iş yerime geldim, akşama kadar otobüs bekledim, sonuçta yola çıktım ama yine de kimsenin arayıp sormadığı bir kadındım.
memlekete gittim 1 hafta yine arayan soran olmadı, en başında da en sonunda da eşimden gelen çocuğu aldıralım teklifini kabul ettim doktora gittiğimizde eşimi de çağırmasını istedim, bu sırada eşim ağlamaya başladı ve doktor bizi yanlız bırakıp çıktı. konuşmaya çalışıyordum ama hala şartlarını kabul etmemi söyledi o gün öylece çıkıp gittim hastaneden aradan 3 gün geçti eşim benimle görüşmek istediğini söyledi, kabul ettim gittiğimde annemin kesinlikle evime gelmesini istemediğini söyledi ben de kendi ailesi için de aynı şeyin geçerli olmasını istedim sessiz kaldı. sonraki gün çocuğu aldırdım. kesinlikle kendimi suçlamıyorum son dakikaya kadar bekledim o imzayı atmam demesini demedi. şu an ayrı şehirlerdeyiz o annesinin eteğinin altında ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum ilk kez eşimle geldiğim bir şehirde...
şimdi duyuyorum o ne gelinlik yaptı ki bize oğlum asla gidip ailesiyle konuşmayız istemiyoruz biz onu diyen kv. ve kp. sözlerini cahilliklerinden kurtulduğum için şanslı sayıyorum kendimi ama değiştiremediğim tek şey kalbimin ağrısı.. çok seviyordum ben eşimi hala da seviyorum.
geçer mi dersiniz bu ağrı??

Bu ağrı geçiyor İda ama ince ince sızlıyor insanın kalbi :(
 
Arkadaşım,
Öncelikle çok büyük geçmiş olsun. Çok büyük şeyler atlatmışsın. Ama bunlar aşılamayacak şeyler değil. Elbette ki hayal kırıklıkların yüzünden bir süre acı çekersin ama, sana daha güzel bir hayat için yeni bir başlangıç şansı verilmiş gibi düşün. Bundan sonra senin için her şey daha güzel, daha mutlu ve daha temiz olsun. Allah gönlüne göre versin...
 
ufffff...daraldim yaaa...:53: noluyor bu erkeklere?? iyice cirigindan ciktilar yaa...
bunlara artik bu dur demenin zamani geldi..kendilerini ne saniyorlar??? allah allah yaaa..:47:

ya ananizin dizinin dibinde oturun ve evlenmeyinnn..evleniyorsanda adam gibi adam ol esine yuvana sahip cik erkekligi evi terk ederek, küfür ederek döverek..göstermek erkeklik degildirr.. tam bir aadiliktir.. bide karsimiza gecip "biz erkegiz" diyebiliyorlar..:47:
cok sinirlendim yaaa....

senin yerinde olsam, madem kocan annene küfür etti ve anneni istemiyor..sende ona yol ver gitsin. Kimse snin anneni kovamazz senin evinden.
cok istiyosa anasinin yanina gitsin.:47:
 
canım zaman her şeyin ilacı...en iyisini yapmışsın,senin yerinde olsam bende aynısını yapardım..benim annem benim evimden kovulacak bende o evde yaşayacağım...bilmiyorum canım anneyim bende bir an düşündümde annenin yerine,onca emek verdiğin çocuğunun evine git kırk yılda bir ondada elin oğlu saydırsın sana.

her bitiş bir başlangıç derler..hiçbir şey vazgeçilmez değildir...şu zor günleri bir atlat sonrası güzeel olacak eminim...bu arada ne iş yapıyorsun?
 
bundan 2 yıl önce gözlerimin içi gülerek evlendiğim adamla bir anda düşman olmak çok zormuş. evliliğimizin 1,5 yılını iyi kötü bi şekilde bugün değişir yarın düzelir biçiminde geçirmeye ve kendi kurallarımızı koymaya çalıştığımızı düşünerek (halbuki kv min yönlendirmesi sonucu oluşan sorunlarla boğuşarak) geçirdik, bu sürenin sonunda ben kv mle bir konuşma yaptım ve bu şekilde oğluna gaz vermeye devam ederse evliliğimizin sürmeyeceğini söyledim. kesinlikle böyle şeyler olmadığına beni inandırmaya çalıştı ancak ne hikmetse ondan sonraki 7 ay boyunca ben gayet güzel mutlu bir evlilik yaşadım. hatta o kadar güzeldi ki herşey benim kadar garantici bi insan bile çocuk yapmayı düşündüm ve çok istedim. sonuçta bu yılın son aylarında eşim işinden ayrıldı ve iş görüşmeleri için memleketimize gitmek zorunda kaldı. benim annemi de bayram dönüşü getirdik ve son dakika golu olarak kendi annesini de bindirdi o arabaya. ne benim ne annemin kesinlikle bir saygısızlığı olmadı, ama bunu anlamak için cahilliği biraz evde bırakmak gerekiyor sanırım. kadın annemin yüzüne bi neden bunu alıosun ne gerek var ne gerek var diye diye sinir etti ama annem kesinlikle polemiğe girmedi. sonuç olarak eşim ve annesi memlekete gitti, oraya giderken eşim bana orda yanlız kalan kardeşime göz kulak olacağına o kadar inandırdı ki, memlekete gittikten 2-3 gün sonra beni aradı kardeşimi eve yanlız bıraktığını söyledi 15 yaşında zaten kimseye ihtiyacı yok, ben neden bana haber vermedin evde yanlız olduğunu deyince de bu büyük bir tartışma olayı oldu, eşim günlerce beni aramadı, o sırada ben ilk defa böle bişiyle karşılaşmanın vermiş olduğu heyecanla daha çok yeni olan hamileliğimi öğrenmek için hergün ayrı bi sağlık ocağı ve hastaneye gittim, tabiki sinirlerim çok bozuldu, en korktuğum şey hastane olduğu için... sonunda öğrendim hamileydim, ama eşimin bana önceden sölediği gibi benden ayrılacağını tekrar söylemesini bekleyecektim, amacının ne olduğunu öğrenip ona göre hareket etmeyi planlamıştım ve bu tabiki babasız bir çocuk dünyaya getirmekti, sinirlerim öyle bir gerildi ki akşam eve gittiğimde annemle sarılıp ağladık ben ağlama krizine girdim, annem ilk defa beni böyle gördüğü için eşimi aradı eşimin bu sırada hamile olduğumdan haberi var ve yolda evimize gelmek için yola çıkmıştı, telefonda anneme sölediği laf sen bizim evimizin içini karıştırıosun çık git o evden vb hakaret cümleleri.. ben de dondum kaldım annem de... sonraki gün büyük bi hata yaparak annemle hastaneye gittim... halbuki eşim gelmişti memleketten annem geliyor die o gelmedi hastaneye. orada da bir şey öğrenemedim zaten. daha sonra benden ayrılma talebini ve boşanma dilekçesini verdi eşim. ben kendimi ortada kalmışlık hissi ile nereye sığdıracağımı bilemedim. annemi apar topar gönderdim eşimle oturup konuşmayı denedim, benm annem için istediği evimize gelmesin fikri onun ailesi için de geçerli olacağını söleyince yan çizmeye başladı. bu benim güvenimi bir kez daha yıktı geçti. hamileliğin vermiş olduğu duygusallıkla ya annen ya ben denilen söze annem cevabı verdim, politika yapmayı hiç bi zaman becerememişimdir zaten. kv. ve kp.in tuttuğu çanak dolmaya başladı.... 15 gün boyunca evin içinde birbirimizi dinlemeye çalıştık kavga da ettik oturup konuştukta ama sonuçta ben hala hamileydim ve halaa durumumuz eski günlere dönmüyordu, onun anneme sölediği laflar benim içimde taş gibi duruyordu, verdiği dilekçe, şartları... cts günü bütün gün birlikteydik ve annemi hiç arayamadım, akşam yatmadan önce arayıp ben iyiyim deyip kapatmak için aradım ve bu bardağı taşıran damla olmuş(!), ben kavgayı kapatıp uyudum ama uyandığımda hala aynı konu üzerinden tartışma sürmeye çalışıyordu.. en sonunda ben elime bi kaç parça eşya alıp evden çıktım. dur diyen olmadı tabi. iş yerime geldim, akşama kadar otobüs bekledim, sonuçta yola çıktım ama yine de kimsenin arayıp sormadığı bir kadındım.
memlekete gittim 1 hafta yine arayan soran olmadı, en başında da en sonunda da eşimden gelen çocuğu aldıralım teklifini kabul ettim doktora gittiğimizde eşimi de çağırmasını istedim, bu sırada eşim ağlamaya başladı ve doktor bizi yanlız bırakıp çıktı. konuşmaya çalışıyordum ama hala şartlarını kabul etmemi söyledi o gün öylece çıkıp gittim hastaneden aradan 3 gün geçti eşim benimle görüşmek istediğini söyledi, kabul ettim gittiğimde annemin kesinlikle evime gelmesini istemediğini söyledi ben de kendi ailesi için de aynı şeyin geçerli olmasını istedim sessiz kaldı. sonraki gün çocuğu aldırdım. kesinlikle kendimi suçlamıyorum son dakikaya kadar bekledim o imzayı atmam demesini demedi. şu an ayrı şehirlerdeyiz o annesinin eteğinin altında ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum ilk kez eşimle geldiğim bir şehirde...
şimdi duyuyorum o ne gelinlik yaptı ki bize oğlum asla gidip ailesiyle konuşmayız istemiyoruz biz onu diyen kv. ve kp. sözlerini cahilliklerinden kurtulduğum için şanslı sayıyorum kendimi ama değiştiremediğim tek şey kalbimin ağrısı.. çok seviyordum ben eşimi hala da seviyorum.
geçer mi dersiniz bu ağrı??

canım allah iyiki insanlara unutmayı vermiş......... geçer geçerr bu da geçerrrrrrrrrr... offf offff sevince çok koyuyorrr sadece zaman uzuyor gidiyor
 
bundan 2 yıl önce gözlerimin içi gülerek evlendiğim adamla bir anda düşman olmak çok zormuş. evliliğimizin 1,5 yılını iyi kötü bi şekilde bugün değişir yarın düzelir biçiminde geçirmeye ve kendi kurallarımızı koymaya çalıştığımızı düşünerek (halbuki kv min yönlendirmesi sonucu oluşan sorunlarla boğuşarak) geçirdik, bu sürenin sonunda ben kv mle bir konuşma yaptım ve bu şekilde oğluna gaz vermeye devam ederse evliliğimizin sürmeyeceğini söyledim. kesinlikle böyle şeyler olmadığına beni inandırmaya çalıştı ancak ne hikmetse ondan sonraki 7 ay boyunca ben gayet güzel mutlu bir evlilik yaşadım. hatta o kadar güzeldi ki herşey benim kadar garantici bi insan bile çocuk yapmayı düşündüm ve çok istedim. sonuçta bu yılın son aylarında eşim işinden ayrıldı ve iş görüşmeleri için memleketimize gitmek zorunda kaldı. benim annemi de bayram dönüşü getirdik ve son dakika golu olarak kendi annesini de bindirdi o arabaya. ne benim ne annemin kesinlikle bir saygısızlığı olmadı, ama bunu anlamak için cahilliği biraz evde bırakmak gerekiyor sanırım. kadın annemin yüzüne bi neden bunu alıosun ne gerek var ne gerek var diye diye sinir etti ama annem kesinlikle polemiğe girmedi. sonuç olarak eşim ve annesi memlekete gitti, oraya giderken eşim bana orda yanlız kalan kardeşime göz kulak olacağına o kadar inandırdı ki, memlekete gittikten 2-3 gün sonra beni aradı kardeşimi eve yanlız bıraktığını söyledi 15 yaşında zaten kimseye ihtiyacı yok, ben neden bana haber vermedin evde yanlız olduğunu deyince de bu büyük bir tartışma olayı oldu, eşim günlerce beni aramadı, o sırada ben ilk defa böle bişiyle karşılaşmanın vermiş olduğu heyecanla daha çok yeni olan hamileliğimi öğrenmek için hergün ayrı bi sağlık ocağı ve hastaneye gittim, tabiki sinirlerim çok bozuldu, en korktuğum şey hastane olduğu için... sonunda öğrendim hamileydim, ama eşimin bana önceden sölediği gibi benden ayrılacağını tekrar söylemesini bekleyecektim, amacının ne olduğunu öğrenip ona göre hareket etmeyi planlamıştım ve bu tabiki babasız bir çocuk dünyaya getirmekti, sinirlerim öyle bir gerildi ki akşam eve gittiğimde annemle sarılıp ağladık ben ağlama krizine girdim, annem ilk defa beni böyle gördüğü için eşimi aradı eşimin bu sırada hamile olduğumdan haberi var ve yolda evimize gelmek için yola çıkmıştı, telefonda anneme sölediği laf sen bizim evimizin içini karıştırıosun çık git o evden vb hakaret cümleleri.. ben de dondum kaldım annem de... sonraki gün büyük bi hata yaparak annemle hastaneye gittim... halbuki eşim gelmişti memleketten annem geliyor die o gelmedi hastaneye. orada da bir şey öğrenemedim zaten. daha sonra benden ayrılma talebini ve boşanma dilekçesini verdi eşim. ben kendimi ortada kalmışlık hissi ile nereye sığdıracağımı bilemedim. annemi apar topar gönderdim eşimle oturup konuşmayı denedim, benm annem için istediği evimize gelmesin fikri onun ailesi için de geçerli olacağını söleyince yan çizmeye başladı. bu benim güvenimi bir kez daha yıktı geçti. hamileliğin vermiş olduğu duygusallıkla ya annen ya ben denilen söze annem cevabı verdim, politika yapmayı hiç bi zaman becerememişimdir zaten. kv. ve kp.in tuttuğu çanak dolmaya başladı.... 15 gün boyunca evin içinde birbirimizi dinlemeye çalıştık kavga da ettik oturup konuştukta ama sonuçta ben hala hamileydim ve halaa durumumuz eski günlere dönmüyordu, onun anneme sölediği laflar benim içimde taş gibi duruyordu, verdiği dilekçe, şartları... cts günü bütün gün birlikteydik ve annemi hiç arayamadım, akşam yatmadan önce arayıp ben iyiyim deyip kapatmak için aradım ve bu bardağı taşıran damla olmuş(!), ben kavgayı kapatıp uyudum ama uyandığımda hala aynı konu üzerinden tartışma sürmeye çalışıyordu.. en sonunda ben elime bi kaç parça eşya alıp evden çıktım. dur diyen olmadı tabi. iş yerime geldim, akşama kadar otobüs bekledim, sonuçta yola çıktım ama yine de kimsenin arayıp sormadığı bir kadındım.
memlekete gittim 1 hafta yine arayan soran olmadı, en başında da en sonunda da eşimden gelen çocuğu aldıralım teklifini kabul ettim doktora gittiğimizde eşimi de çağırmasını istedim, bu sırada eşim ağlamaya başladı ve doktor bizi yanlız bırakıp çıktı. konuşmaya çalışıyordum ama hala şartlarını kabul etmemi söyledi o gün öylece çıkıp gittim hastaneden aradan 3 gün geçti eşim benimle görüşmek istediğini söyledi, kabul ettim gittiğimde annemin kesinlikle evime gelmesini istemediğini söyledi ben de kendi ailesi için de aynı şeyin geçerli olmasını istedim sessiz kaldı. sonraki gün çocuğu aldırdım. kesinlikle kendimi suçlamıyorum son dakikaya kadar bekledim o imzayı atmam demesini demedi. şu an ayrı şehirlerdeyiz o annesinin eteğinin altında ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum ilk kez eşimle geldiğim bir şehirde...
şimdi duyuyorum o ne gelinlik yaptı ki bize oğlum asla gidip ailesiyle konuşmayız istemiyoruz biz onu diyen kv. ve kp. sözlerini cahilliklerinden kurtulduğum için şanslı sayıyorum kendimi ama değiştiremediğim tek şey kalbimin ağrısı.. çok seviyordum ben eşimi hala da seviyorum.
geçer mi dersiniz bu ağrı??

canım allah iyiki insanlara unutmayı vermiş......... geçer geçerr bu da geçerrrrrrrrrr... offf offff sevince çok koyuyorrr sadece zaman uzuyor gidiyor
 
bundan 2 yıl önce gözlerimin içi gülerek evlendiğim adamla bir anda düşman olmak çok zormuş. evliliğimizin 1,5 yılını iyi kötü bi şekilde bugün değişir yarın düzelir biçiminde geçirmeye ve kendi kurallarımızı koymaya çalıştığımızı düşünerek (halbuki kv min yönlendirmesi sonucu oluşan sorunlarla boğuşarak) geçirdik, bu sürenin sonunda ben kv mle bir konuşma yaptım ve bu şekilde oğluna gaz vermeye devam ederse evliliğimizin sürmeyeceğini söyledim. kesinlikle böyle şeyler olmadığına beni inandırmaya çalıştı ancak ne hikmetse ondan sonraki 7 ay boyunca ben gayet güzel mutlu bir evlilik yaşadım. hatta o kadar güzeldi ki herşey benim kadar garantici bi insan bile çocuk yapmayı düşündüm ve çok istedim. sonuçta bu yılın son aylarında eşim işinden ayrıldı ve iş görüşmeleri için memleketimize gitmek zorunda kaldı. benim annemi de bayram dönüşü getirdik ve son dakika golu olarak kendi annesini de bindirdi o arabaya. ne benim ne annemin kesinlikle bir saygısızlığı olmadı, ama bunu anlamak için cahilliği biraz evde bırakmak gerekiyor sanırım. kadın annemin yüzüne bi neden bunu alıosun ne gerek var ne gerek var diye diye sinir etti ama annem kesinlikle polemiğe girmedi. sonuç olarak eşim ve annesi memlekete gitti, oraya giderken eşim bana orda yanlız kalan kardeşime göz kulak olacağına o kadar inandırdı ki, memlekete gittikten 2-3 gün sonra beni aradı kardeşimi eve yanlız bıraktığını söyledi 15 yaşında zaten kimseye ihtiyacı yok, ben neden bana haber vermedin evde yanlız olduğunu deyince de bu büyük bir tartışma olayı oldu, eşim günlerce beni aramadı, o sırada ben ilk defa böle bişiyle karşılaşmanın vermiş olduğu heyecanla daha çok yeni olan hamileliğimi öğrenmek için hergün ayrı bi sağlık ocağı ve hastaneye gittim, tabiki sinirlerim çok bozuldu, en korktuğum şey hastane olduğu için... sonunda öğrendim hamileydim, ama eşimin bana önceden sölediği gibi benden ayrılacağını tekrar söylemesini bekleyecektim, amacının ne olduğunu öğrenip ona göre hareket etmeyi planlamıştım ve bu tabiki babasız bir çocuk dünyaya getirmekti, sinirlerim öyle bir gerildi ki akşam eve gittiğimde annemle sarılıp ağladık ben ağlama krizine girdim, annem ilk defa beni böyle gördüğü için eşimi aradı eşimin bu sırada hamile olduğumdan haberi var ve yolda evimize gelmek için yola çıkmıştı, telefonda anneme sölediği laf sen bizim evimizin içini karıştırıosun çık git o evden vb hakaret cümleleri.. ben de dondum kaldım annem de... sonraki gün büyük bi hata yaparak annemle hastaneye gittim... halbuki eşim gelmişti memleketten annem geliyor die o gelmedi hastaneye. orada da bir şey öğrenemedim zaten. daha sonra benden ayrılma talebini ve boşanma dilekçesini verdi eşim. ben kendimi ortada kalmışlık hissi ile nereye sığdıracağımı bilemedim. annemi apar topar gönderdim eşimle oturup konuşmayı denedim, benm annem için istediği evimize gelmesin fikri onun ailesi için de geçerli olacağını söleyince yan çizmeye başladı. bu benim güvenimi bir kez daha yıktı geçti. hamileliğin vermiş olduğu duygusallıkla ya annen ya ben denilen söze annem cevabı verdim, politika yapmayı hiç bi zaman becerememişimdir zaten. kv. ve kp.in tuttuğu çanak dolmaya başladı.... 15 gün boyunca evin içinde birbirimizi dinlemeye çalıştık kavga da ettik oturup konuştukta ama sonuçta ben hala hamileydim ve halaa durumumuz eski günlere dönmüyordu, onun anneme sölediği laflar benim içimde taş gibi duruyordu, verdiği dilekçe, şartları... cts günü bütün gün birlikteydik ve annemi hiç arayamadım, akşam yatmadan önce arayıp ben iyiyim deyip kapatmak için aradım ve bu bardağı taşıran damla olmuş(!), ben kavgayı kapatıp uyudum ama uyandığımda hala aynı konu üzerinden tartışma sürmeye çalışıyordu.. en sonunda ben elime bi kaç parça eşya alıp evden çıktım. dur diyen olmadı tabi. iş yerime geldim, akşama kadar otobüs bekledim, sonuçta yola çıktım ama yine de kimsenin arayıp sormadığı bir kadındım.
memlekete gittim 1 hafta yine arayan soran olmadı, en başında da en sonunda da eşimden gelen çocuğu aldıralım teklifini kabul ettim doktora gittiğimizde eşimi de çağırmasını istedim, bu sırada eşim ağlamaya başladı ve doktor bizi yanlız bırakıp çıktı. konuşmaya çalışıyordum ama hala şartlarını kabul etmemi söyledi o gün öylece çıkıp gittim hastaneden aradan 3 gün geçti eşim benimle görüşmek istediğini söyledi, kabul ettim gittiğimde annemin kesinlikle evime gelmesini istemediğini söyledi ben de kendi ailesi için de aynı şeyin geçerli olmasını istedim sessiz kaldı. sonraki gün çocuğu aldırdım. kesinlikle kendimi suçlamıyorum son dakikaya kadar bekledim o imzayı atmam demesini demedi. şu an ayrı şehirlerdeyiz o annesinin eteğinin altında ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum ilk kez eşimle geldiğim bir şehirde...
şimdi duyuyorum o ne gelinlik yaptı ki bize oğlum asla gidip ailesiyle konuşmayız istemiyoruz biz onu diyen kv. ve kp. sözlerini cahilliklerinden kurtulduğum için şanslı sayıyorum kendimi ama değiştiremediğim tek şey kalbimin ağrısı.. çok seviyordum ben eşimi hala da seviyorum.
geçer mi dersiniz bu ağrı??

canım allah iyiki insanlara unutmayı vermiş......... geçer geçerr bu da geçerrrrrrrrrr... offf offff sevince çok koyuyorrr sadece zaman uzuyor gidiyor
 
bundan 2 yıl önce gözlerimin içi gülerek evlendiğim adamla bir anda düşman olmak çok zormuş. evliliğimizin 1,5 yılını iyi kötü bi şekilde bugün değişir yarın düzelir biçiminde geçirmeye ve kendi kurallarımızı koymaya çalıştığımızı düşünerek (halbuki kv min yönlendirmesi sonucu oluşan sorunlarla boğuşarak) geçirdik, bu sürenin sonunda ben kv mle bir konuşma yaptım ve bu şekilde oğluna gaz vermeye devam ederse evliliğimizin sürmeyeceğini söyledim. kesinlikle böyle şeyler olmadığına beni inandırmaya çalıştı ancak ne hikmetse ondan sonraki 7 ay boyunca ben gayet güzel mutlu bir evlilik yaşadım. hatta o kadar güzeldi ki herşey benim kadar garantici bi insan bile çocuk yapmayı düşündüm ve çok istedim. sonuçta bu yılın son aylarında eşim işinden ayrıldı ve iş görüşmeleri için memleketimize gitmek zorunda kaldı. benim annemi de bayram dönüşü getirdik ve son dakika golu olarak kendi annesini de bindirdi o arabaya. ne benim ne annemin kesinlikle bir saygısızlığı olmadı, ama bunu anlamak için cahilliği biraz evde bırakmak gerekiyor sanırım. kadın annemin yüzüne bi neden bunu alıosun ne gerek var ne gerek var diye diye sinir etti ama annem kesinlikle polemiğe girmedi. sonuç olarak eşim ve annesi memlekete gitti, oraya giderken eşim bana orda yanlız kalan kardeşime göz kulak olacağına o kadar inandırdı ki, memlekete gittikten 2-3 gün sonra beni aradı kardeşimi eve yanlız bıraktığını söyledi 15 yaşında zaten kimseye ihtiyacı yok, ben neden bana haber vermedin evde yanlız olduğunu deyince de bu büyük bir tartışma olayı oldu, eşim günlerce beni aramadı, o sırada ben ilk defa böle bişiyle karşılaşmanın vermiş olduğu heyecanla daha çok yeni olan hamileliğimi öğrenmek için hergün ayrı bi sağlık ocağı ve hastaneye gittim, tabiki sinirlerim çok bozuldu, en korktuğum şey hastane olduğu için... sonunda öğrendim hamileydim, ama eşimin bana önceden sölediği gibi benden ayrılacağını tekrar söylemesini bekleyecektim, amacının ne olduğunu öğrenip ona göre hareket etmeyi planlamıştım ve bu tabiki babasız bir çocuk dünyaya getirmekti, sinirlerim öyle bir gerildi ki akşam eve gittiğimde annemle sarılıp ağladık ben ağlama krizine girdim, annem ilk defa beni böyle gördüğü için eşimi aradı eşimin bu sırada hamile olduğumdan haberi var ve yolda evimize gelmek için yola çıkmıştı, telefonda anneme sölediği laf sen bizim evimizin içini karıştırıosun çık git o evden vb hakaret cümleleri.. ben de dondum kaldım annem de... sonraki gün büyük bi hata yaparak annemle hastaneye gittim... halbuki eşim gelmişti memleketten annem geliyor die o gelmedi hastaneye. orada da bir şey öğrenemedim zaten. daha sonra benden ayrılma talebini ve boşanma dilekçesini verdi eşim. ben kendimi ortada kalmışlık hissi ile nereye sığdıracağımı bilemedim. annemi apar topar gönderdim eşimle oturup konuşmayı denedim, benm annem için istediği evimize gelmesin fikri onun ailesi için de geçerli olacağını söleyince yan çizmeye başladı. bu benim güvenimi bir kez daha yıktı geçti. hamileliğin vermiş olduğu duygusallıkla ya annen ya ben denilen söze annem cevabı verdim, politika yapmayı hiç bi zaman becerememişimdir zaten. kv. ve kp.in tuttuğu çanak dolmaya başladı.... 15 gün boyunca evin içinde birbirimizi dinlemeye çalıştık kavga da ettik oturup konuştukta ama sonuçta ben hala hamileydim ve halaa durumumuz eski günlere dönmüyordu, onun anneme sölediği laflar benim içimde taş gibi duruyordu, verdiği dilekçe, şartları... cts günü bütün gün birlikteydik ve annemi hiç arayamadım, akşam yatmadan önce arayıp ben iyiyim deyip kapatmak için aradım ve bu bardağı taşıran damla olmuş(!), ben kavgayı kapatıp uyudum ama uyandığımda hala aynı konu üzerinden tartışma sürmeye çalışıyordu.. en sonunda ben elime bi kaç parça eşya alıp evden çıktım. dur diyen olmadı tabi. iş yerime geldim, akşama kadar otobüs bekledim, sonuçta yola çıktım ama yine de kimsenin arayıp sormadığı bir kadındım.
memlekete gittim 1 hafta yine arayan soran olmadı, en başında da en sonunda da eşimden gelen çocuğu aldıralım teklifini kabul ettim doktora gittiğimizde eşimi de çağırmasını istedim, bu sırada eşim ağlamaya başladı ve doktor bizi yanlız bırakıp çıktı. konuşmaya çalışıyordum ama hala şartlarını kabul etmemi söyledi o gün öylece çıkıp gittim hastaneden aradan 3 gün geçti eşim benimle görüşmek istediğini söyledi, kabul ettim gittiğimde annemin kesinlikle evime gelmesini istemediğini söyledi ben de kendi ailesi için de aynı şeyin geçerli olmasını istedim sessiz kaldı. sonraki gün çocuğu aldırdım. kesinlikle kendimi suçlamıyorum son dakikaya kadar bekledim o imzayı atmam demesini demedi. şu an ayrı şehirlerdeyiz o annesinin eteğinin altında ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum ilk kez eşimle geldiğim bir şehirde...
şimdi duyuyorum o ne gelinlik yaptı ki bize oğlum asla gidip ailesiyle konuşmayız istemiyoruz biz onu diyen kv. ve kp. sözlerini cahilliklerinden kurtulduğum için şanslı sayıyorum kendimi ama değiştiremediğim tek şey kalbimin ağrısı.. çok seviyordum ben eşimi hala da seviyorum.
geçer mi dersiniz bu ağrı??

canım allah iyiki insanlara unutmayı vermiş......... geçer geçerr bu da geçerrrrrrrrrr... offf offff sevince çok koyuyorrr sadece zaman uzuyor gidiyor
 
En zoruda severken ayrılmak,Allah hakkında hayırlı olanı versin cnm,mübarek cuma gününde sana bir hacet duası gönderiyorum bunu devamlı oku.

Ya Allahü ya vahıdü ya ehadü enfıhni minke bi nefhatin hayrin inneke ala külli şey’in kadir.
 
erkekler kendi kurallarına uyulsun benim dediğim olsun
şeklinde bayanları yönlerdirmeyi çok seviyorlar nedense
tabi buna birde kv kp eklenince evlilikler çıkmaza giriyor
erkeğin kadına
annen yada ailenden birisi bu eve gelemez demek gibi bir lüksü yok bence
diyorsada aynı şey onun içinde geçerli olmalıdır
burda bir aile kurulmuş artık kendi ailesini düşünmeli
üstelik birde hamileymişsiniz bu ne duyarsızlık
zaten başından beride hep böyle olmuş herhalde onun için
zararın neresinden dönülürse kardır bence
siz çocuğunuzu kaybetmişsiniz eşiniz yüzünden
çocuğunuzun acısına dayanabiliyorsanız eğer
eşinizin ayrılığınada dayanmalısınız
sonuçta herşeyin sorumlusu eşinizz sevmişsiniz ama tek taraflı
olan sevgidende hayır gelmiyor çünki her zorlukla siz mücadele edecektiniz
alttan siz alacaksınız suçlu hep siz olacaksınız
eşiniz sütten çıkmış ak kaşık gibi görecek kendini
ezdirmeyin kendinizi bu erkeklere arkadaşım ezdirmeyinnnn
 
Nasıl insanlar bunlar,
kp ile kv nizin eline ne geçti?
Oğlunun yuvasını yıktı, torunun vebaline girdi....
Cehennemde bunlar varken zebanilere gerek kalmıyacak
 
bu ağrı geçmiyorama hafifliyor.
zamanla alışıyorsun onunla yaşamaya ve senin bir parçan oluyor.
Dilerim hayatın bundan sonra çok güzel olur.
 
Tek başıma bir cocuk buyutmeyı hıc düşünmedim ne yalan soyleyım. Sımdı benı suçluyor eşim son dakika aldırmak istemiyorum demiş dınlememısım...
Bır kamu kurumunda memurum.
Cok üzülüyorum keşke diyorum becerebılseydım yalancılık ve sahtekarlık yapmayı esımın ailesine karşı. Dayanamıyorum bazen cıldırcak gıbı oluyorum:((
 
Olan olmuş artık, geçmişin muhasebesini yapmak sadece yaraları kanatır.
Mümkün olduğunca geriye dönüp düşünmeyin.
Kendinize yani bir hayat kurmak için güç toplayın.
Allah yardımcınız olsun inşallah
 
suç ipekten olsa kimse giymek istemezmiş sizi suçlasa da siz neyin ne olduğunu biliyorsunuz üzmeyin kendinizi, her şeyde bir hayır vardır olan olmuş düşünüp kendinizi üzmeyin önünüze bakın hayat size ne güzellikler getirecektir bunları düşünün bence bir süre hiç görüşmeyin dinlemeyin bile sizinle konuşup suçlayarak vicdanını temizlemesine izin vermeyin. mümkünse bir tatile çıkın her şeyden uzaklaşıp kafanızı toplayın yaşadıklarınız çok zor ama inanın hepsini atlatırsınız bir gün vay be neler yaşadım der geçersiniz, hayatınızın bundan sonrasında umarım her şey gönlünüzce olur
 
Canım benim neler yaşamışsın...Bebeğine yazık etmiş eşin ve ailesi...Eşin dolduruşa gelmiş, senin bebeği aldıramayacağını düşünmüş, inat etmiş...Korkmuş bebekten, sorumluluktan, kafasında yankılanan anne sözlerinden...Allah sana en doğru kararı aldırsın, mutlu ol işşallah...Kalp ağrısı zamanla azalıyor; yoğunlaşmamaya çalış canım...Hayatına farklı şeyler katmaya gayret et, herşey gönlünce olsun...Kimsenin ettiği kimseye kalmaz merak etme...
 
bundan 2 yıl önce gözlerimin içi gülerek evlendiğim adamla bir anda düşman olmak çok zormuş. evliliğimizin 1,5 yılını iyi kötü bi şekilde bugün değişir yarın düzelir biçiminde geçirmeye ve kendi kurallarımızı koymaya çalıştığımızı düşünerek (halbuki kv min yönlendirmesi sonucu oluşan sorunlarla boğuşarak) geçirdik, bu sürenin sonunda ben kv mle bir konuşma yaptım ve bu şekilde oğluna gaz vermeye devam ederse evliliğimizin sürmeyeceğini söyledim. kesinlikle böyle şeyler olmadığına beni inandırmaya çalıştı ancak ne hikmetse ondan sonraki 7 ay boyunca ben gayet güzel mutlu bir evlilik yaşadım. hatta o kadar güzeldi ki herşey benim kadar garantici bi insan bile çocuk yapmayı düşündüm ve çok istedim. sonuçta bu yılın son aylarında eşim işinden ayrıldı ve iş görüşmeleri için memleketimize gitmek zorunda kaldı. benim annemi de bayram dönüşü getirdik ve son dakika golu olarak kendi annesini de bindirdi o arabaya. ne benim ne annemin kesinlikle bir saygısızlığı olmadı, ama bunu anlamak için cahilliği biraz evde bırakmak gerekiyor sanırım. kadın annemin yüzüne bi neden bunu alıosun ne gerek var ne gerek var diye diye sinir etti ama annem kesinlikle polemiğe girmedi. sonuç olarak eşim ve annesi memlekete gitti, oraya giderken eşim bana orda yanlız kalan kardeşime göz kulak olacağına o kadar inandırdı ki, memlekete gittikten 2-3 gün sonra beni aradı kardeşimi eve yanlız bıraktığını söyledi 15 yaşında zaten kimseye ihtiyacı yok, ben neden bana haber vermedin evde yanlız olduğunu deyince de bu büyük bir tartışma olayı oldu, eşim günlerce beni aramadı, o sırada ben ilk defa böle bişiyle karşılaşmanın vermiş olduğu heyecanla daha çok yeni olan hamileliğimi öğrenmek için hergün ayrı bi sağlık ocağı ve hastaneye gittim, tabiki sinirlerim çok bozuldu, en korktuğum şey hastane olduğu için... sonunda öğrendim hamileydim, ama eşimin bana önceden sölediği gibi benden ayrılacağını tekrar söylemesini bekleyecektim, amacının ne olduğunu öğrenip ona göre hareket etmeyi planlamıştım ve bu tabiki babasız bir çocuk dünyaya getirmekti, sinirlerim öyle bir gerildi ki akşam eve gittiğimde annemle sarılıp ağladık ben ağlama krizine girdim, annem ilk defa beni böyle gördüğü için eşimi aradı eşimin bu sırada hamile olduğumdan haberi var ve yolda evimize gelmek için yola çıkmıştı, telefonda anneme sölediği laf sen bizim evimizin içini karıştırıosun çık git o evden vb hakaret cümleleri.. ben de dondum kaldım annem de... sonraki gün büyük bi hata yaparak annemle hastaneye gittim... halbuki eşim gelmişti memleketten annem geliyor die o gelmedi hastaneye. orada da bir şey öğrenemedim zaten. daha sonra benden ayrılma talebini ve boşanma dilekçesini verdi eşim. ben kendimi ortada kalmışlık hissi ile nereye sığdıracağımı bilemedim. annemi apar topar gönderdim eşimle oturup konuşmayı denedim, benm annem için istediği evimize gelmesin fikri onun ailesi için de geçerli olacağını söleyince yan çizmeye başladı. bu benim güvenimi bir kez daha yıktı geçti. hamileliğin vermiş olduğu duygusallıkla ya annen ya ben denilen söze annem cevabı verdim, politika yapmayı hiç bi zaman becerememişimdir zaten. kv. ve kp.in tuttuğu çanak dolmaya başladı.... 15 gün boyunca evin içinde birbirimizi dinlemeye çalıştık kavga da ettik oturup konuştukta ama sonuçta ben hala hamileydim ve halaa durumumuz eski günlere dönmüyordu, onun anneme sölediği laflar benim içimde taş gibi duruyordu, verdiği dilekçe, şartları... cts günü bütün gün birlikteydik ve annemi hiç arayamadım, akşam yatmadan önce arayıp ben iyiyim deyip kapatmak için aradım ve bu bardağı taşıran damla olmuş(!), ben kavgayı kapatıp uyudum ama uyandığımda hala aynı konu üzerinden tartışma sürmeye çalışıyordu.. en sonunda ben elime bi kaç parça eşya alıp evden çıktım. dur diyen olmadı tabi. iş yerime geldim, akşama kadar otobüs bekledim, sonuçta yola çıktım ama yine de kimsenin arayıp sormadığı bir kadındım.
memlekete gittim 1 hafta yine arayan soran olmadı, en başında da en sonunda da eşimden gelen çocuğu aldıralım teklifini kabul ettim doktora gittiğimizde eşimi de çağırmasını istedim, bu sırada eşim ağlamaya başladı ve doktor bizi yanlız bırakıp çıktı. konuşmaya çalışıyordum ama hala şartlarını kabul etmemi söyledi o gün öylece çıkıp gittim hastaneden aradan 3 gün geçti eşim benimle görüşmek istediğini söyledi, kabul ettim gittiğimde annemin kesinlikle evime gelmesini istemediğini söyledi ben de kendi ailesi için de aynı şeyin geçerli olmasını istedim sessiz kaldı. sonraki gün çocuğu aldırdım. kesinlikle kendimi suçlamıyorum son dakikaya kadar bekledim o imzayı atmam demesini demedi. şu an ayrı şehirlerdeyiz o annesinin eteğinin altında ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum ilk kez eşimle geldiğim bir şehirde...


Annem,annem,annem...
Eşine anneci diyenler olmuş ama sen de aynısın.
Eşin annene söz söylemiş ama daha önce sen de kayınvalidene söylemişsin.

Senin annene söylenince haksızlık,hakaret oluyor.
Sen eşinin annesine söyleyince olmuyor.

Hiçbirimiz annelerimiz konusunda tarafsız olamıyoruz.
Senin annenin sana göre hatası yoktur ama belki eşine göre vardır.

Ben 2 tarafta da epey annecilik gördüm.

Artık olan olmuş.
İnşallah bundan sonraki hayatında mutlu olursun.
 
Doğru söylüyorsunuz annecılık fazla olmuş ama benım annem boyle dolduruşa getırmedı aksine o ınsanlara en ufak ters davranısını duyarsam hakkımı helal etmem dedı, bazı şeyleri artı ve eksisi ile anlatmadım olaylara takıldıgım ıcın... Ayrıca ben kımseye hakaret ve kufur etmedım bu yuzden bunları hak ettıgını dusunmuyorum aılemden kımsenın.:(
 
Back