Açıkçası gerçekçi olmakta fayda var. Az çok kendi kapasitenizin farkındasınızdır. Üniversite sınavındaki sıralamanız öyle çok ahım şahım değilse dershane işin bahanesi olur. Aileniz de size güvenmediği için belki biraz da kızarak maddi bir yükün altına girmek istemeyebilir. Onların açısından bu çok normal.
Eğer siz kafaya koyup kazanabileceğinize inanıyorsanız usul usul internetten video izleyip, kendi yolunuzu çizerek bile istediğiniz yeri kazanabilirsiniz.
Ben üniversite sınavına girerken aklımda ertesi sene yerleşmek vardı o yüzden sınava hazırlanma işinin pek yüzüne bakmadım. Ortalamanın biraz üzerinde bir öğrenciydim. Puanım fena gelmeyince etrafın gazına gelip tercih yaptım. Başkalarının imrenebileceği, çok da zor olan bir bölümde buldum kendimi. İçten içe mutlu olmayacağımı da biliyordum. 2. Sınıfta kimseye söylemeden tekrar sınava girdim. Puanım normalde iyiydi ama yerleşip ertesi sene tekrar girdiğim için düşüyordu. Zaten ne olmak istediğimi de bilmiyordum. Başladığım işi bitireyim, kendi paramı kazanmaya başlayayım sonra bakarız çaresine diyerek yaz okulu, büt derken güç bela bitirdim. Çalışmaya başladım, istediğim departmandı ama kesinlikle mutlu değildim. Bir gün kafam attı ve ben bu oyunu bozarım moduna girdim Tatar Ramazan gibi ama nasıl? Sonra bir kapı açıldı. Annem benden habersiz üniversite sınavına başvurmuş benim için. Canım anam. Hissetmiş. Tekrar girdim yine puanım fena değildi. Tam benlik bir bölüm okudum bu sefer. Ama nasıl seve seve. Bir yandan da işimde part time çalıştım, ailemden para istemedim. Hatta bir ara özel ders verdim vs. Şimdi sevdiğim işi yapıyorum. İlk bölümüm bana çok şey kattı. O yüzden keşke okumasaydım diyemem. Ancak etrafımda bu tarz handikapları yaşayıp da keşke diyen çok oldu.
Çok konuştum. Toparlarsak. Kafanızdaki şey netse gerçekçi bir yol çizerek, kendinizi garantiye alarak gitmek en mantıklısı. Diğer türlü ya sürekli keşke demek zorunda kalınır ya da sürekli etrafta bir sorumlu aranır.