- 9 Ağustos 2015
- 10.116
- 23.832
- 478
- 31
- Konu Sahibi Yokuspokus
-
- #21
Biraz ağır olacak ama...
Ben gerizekalı bir adamla evlenmedim, neden aynı şeyi 40 kez söylemem gerekiyor?
Benim de sabrımın sınandığı noktadır bu.
Bazen hepimiz darlanıyoruz şehir hayatında , şimdiki şartlarda darlanmamak elbet mümkün değil Allah başka dert vermesin
Aa, ben.
Valla ben ve esim ve bizim kiz :)
Tek fark ben esime defalarca tekrarlamam cunku bir ejderha daha gormek istemez ve benim kizimin yemesi daha buyuk problem.
Yerse seni seviyoruummmm diye ararim escagizimi yemezse valla bunaldim he valla bunaldim eyy yemek sen kimsin ya tadinda ararim.
Yani ne olursa adamcagizin basina kalir.
Calisiyor olmasina ragmen kafam mukemmel zehir calistigi icin bir kere de sen yedir beee (??!?!?!) diye zirvalarim.
Oluyor yani.
Esi sessiz, efendi kadinlarin en buyuk sorunu ve simarikligi bu.
Kusura bakmazsan hepsini bitiremedim ama mevzuyu anladim.
Biri 7 yasina girecek, digeri 10 aylik iki bebe de bende var. Birinciyi iyi kötü büyüttük simdi basa sardik yeniden. Esimin bu zamana kadar yardımlarını inkar edemem ama ikinciyle birlikte adama bir sosyallesme geldi .
Evden biraz gitsin diye gözüne baktigim adami evde dursa da bes dk muhabbet etsek diye bekler oldum. Hepsi keyfi degil ama hep denk geldi iste. Bir gun is icin cikti bir gun arkadaslariyla bir gun anasinin babasinin bir isi oldu vs vs derken ben cocugu bu zamana kadar nerseyse yalnız basima buyuttum. ( ucretsiz izindeyim)
Diger yandan buyuk 1.sınıfa basladi. Odevi bilmem nesi...
Bende sinir minir kalmadi anlayacagin, rahat ol sal gitsin dedikce daha kontrol manyagi oluyorum zaman zaman.
Senden daha dertliyim sanirim
Gececek elbet gececek ama ne zaman?
Günaydın hanımlar, nasılsınız? Çocuklu ve öfkeli misiniz siz de? :)
Bu öfke, nerelerden nasıl çıkıyor, vakitsizlikte nasıl bir yol izliyorsunuz kafanızı boşaltmak için, bunu soracaktım ve çocuk eğitim-bakım vb. farklarınıza binaen eşinizle yaşadığınız minik didişmeleriniz nelerdir, merak ettim, bir biz yaşamıyoruz illaki bunları ama ne kadar normaliz, ne kadar aşırıyız tahlil etmek istiyorum farklı hikayeler ve anlatımlar duyarak.
Konunun dönüp dolaşıp geldiği yer burası olacak, özeti baştan vereyim dedim. :))
Biz şu ara evin içinde bi hallerdeyiz; iyiyiz hoşuz bazı bazı ama şöyle ki ben psikolojik deneyler için kullanılan bir kobay, eşim de şamar oğlanı haline geldi sanki.
Çocuğum sınırlarımı zorluyor ben de benim adamın sınırlarını zorluyorum, bazen onun rahatlığı benim sınırlarımı zorluyor, böyle zincirleme bi sabır testinde gibiyiz. Bu dönemin geçici olduğunun farkındayım ama işte, bazen geçmeyecek gibi geliyor.
Tekrar tekrar yazmak istemiyorum çünkü kendimi de kötü hissediyorum, zor bir çocuk özetle, anlatmıştım bir konumda bakabilirsiniz, küçük olduğu için de (15 aylık olacak) çoğu kez elim kolum bir noktada bağlanıyor.
İlla bunun ayrı bir öfkesi oluyor; sinirleniyorum, "Yetti gari be canıma doydum" eşiğine geliyorum, içime içime deliriyorum. Bazen iyi oluyor, böylece nefes alabiliyorum, bazen ise tahammülden öte kötü. Ben ki kendimi sabırsız sanırdım, değilmişim, hakkımı yiyormuşum, çocuğum bana beni öğretiyor resmen sıfırdan.
Her ne ise konuyu açayım hemen; kolay öfkelenen bir yapım olmasına rağmen, zamanla bu yönüm büyük ölçüde törpülendi. Gerek sosyal tecrübeler, gerek zor hastalıkların sabır süreci vs vs... Değiştim. Bir tek gürültüye çok sabrım yok derdim, onu da sağ olsun yamacımızdaki otelin animasyon sesleri ve evin içinde oğlumun uluma seansları filan... Aşıyorum.
Aşıyorum aşmasına da... Yorgunluk ile birleşen sabır halinin acısı bir yerlerden çıkıyor.
Kimden derseniz, eh tabi ki eşimden.
Eşimi de az çok anlatmışımdır, yorumlarımda da yakalamışsınızdır; kendisi sakin, relaks, sesi kolay kolay yükselmeyen, eve-işlere yardımcı ancak bir o kadar işin akışında, ağırkanlı (Tezcan birinin sinirini gıdıklayacak kadar ağırkanlı), kendi ilgi alanları içinde kendini oyalayan biri işte... Uyumlu biri ki bana uyumlu olabilmek de bazen zordur, hakkını yemek istemiyorum. Çünkü hayatı acele-dakik yaşayan biriyim, zaman içine zaman sığdırmak gibi tabakhaneye yetişme huylarım var; eşim de normalden fazla bi rahat, ağır olunca, bizim tartışmalar buradan patlıyor çoğu kez, huylarımız çakışıyor işte. Üzerine çocuk konusundaki planlı ve korumacı yaklaşımım da eklenince, tadımdan yenmiyorum. :/
Dün akşam mesela; oğlan uykuya deli direndi yine, gün içinde sürekli bir mızıltı, miyavlama sesi gibi bi şey, sürekli bir paçaya yapışma, "Kucaktan indirme, taşı seni köle" halleri... Eşim de izinde; pazar açık öğretim sınavları varmış, güya adamcağız ders çalışacak. Mümkün mü? Neyse çocuğun gönlünü edelim, yoralım filan dedik. Zaten oynuyor ilgileniyoruz da, işte dün akşam daha ayrı bir eziyet seviyesindeydi. Yine parka götürdük salladık oynattık, bebek arabası içinde tura çıkardık, kucakta kedi köpek sevdirdik vs vs... Eve girdik, yok... Yine uyumayacak. Zaten "Sen uyut, sıra sende" olayı da var bizde, o uyutma-yedirme görevli sabır testlerinden kaçmaya çalışırcasına.
Neyse uyutmaya çalışıyor, çocuk uyumayacağım diye ağlar, kusacak. Dedim "Bırak, uyumasın, sal salona, ışığı azaltalım tv açmayalım; bırak bayılsın uykudan" yok, ısrarla sallar. "Ağlar ağlar susar, kasma kendini, uykudan ağlıyor zaten" filan diyor rahatça. Dedim "Sen çocuğunun ağlayıp ağlayıp sustuğunu ne zaman gördün? Uykudan ağlıyor da, o şekilde uyumak istemiyor işte" vs vs... Biz bunun bi polemiğine girdik, o sıra zaten çocuk ağlamayı kesti bizi izler filan :/
Saati gece 1 ettik böyle...
Sonra artık arabaya atladık, gece turuna çıktık, meğer oymuş istediği çocuğun, 10-15 dk demedi kucağımda uyuyakaldı. İstediği oldu, zaferini kazandı, uyudu. O rüyalarına dalarken, geride de "Çocuk var yanımızda" düşüncesiyle çaktırmadan-kibarca didişen anne babasını bıraktı. Yolda şuradan döndün dönmedin, o yola girdin girmedin, niye öyle frene bastın, zaten hep böyle yapıyorsun, arabanın da canını okudun şeysi filan... O kadar gereksiz-yönsüz bir şey yani. Benim öfke çıktı.
Adam da dediğim gibi, şamar oğlanına bağladı zaten bir noktadan sonra, ses etmedi. Ki bilirim, direksiyon başındakinin işine hele de yererek-pis eleştirerek karışmak da ayrı bir sinirlendirir insanı. Baktı baş edemeyecek, sustu, bir iki öfleyecek oldu, sonra onu da kesti. Gece, uyumaya yakın, aklıma geldi yaptığım, üzüldüm. Kendime ayrı kızdım. Hani bi dolum taşım gibi bir şey... Ama adamın da sabrı üzerine gitmenin bir manası yok işte. Uysal atın çiftesi pek olur derler, bi gün bi azar kayacak gibime geliyor ya...
Tam anlatamadım, yani böyle saçma öfkeli bi haller işte bendeki. :/
Bu ve bunun gibi şeyleri sık yaşar olduk. "Ya ben yola bile takıyorum ya artık" dedim kendi kendime, adamın her şeyi batar oldu. Gerçi biraz da o beni bu hale getirdi ya, orası da ayrı.
Tam toparlayamadım, daha çok örnek var böyle.
Bir de şu var, çocuk üzerinde eğitim, onay verme, yasaklama farkımız. Buna zaten örnek versem bitmez de; işte mesela kelimeleri düzgün söylemek konusu. "Bozma kelimeleri" diyorum, "Baba ise baba olarak söyle, mama ise mama de, ceviz ise ceviz, köpek ise köpek bla bla" Adam çocukla çocuk gibi konuşuyor, bazen bi tezahürat hali filan, çocuğun düzgün söylediği kelimeler bozuluyor. Buna sinir oluyorum uyarıyorum, bak her şeyi alıyor çocuk güzel konuşursan güzel öğrenir diyorum, yok.
Çamaşır makinesine doğru gidiyor çocuk, "Hayır yasak!!" diyor. "Ya hayatım deme öyle çocuğa, gün içinde yanımda çocuk sürekli, ben de ona görev verir gibi oyalıyorum, makineyi birlikte açıyoruz, çamaşırı birlikte çıkarıp, kirliyi birlikte koyup çalıştırıyoruz. Öyle oyalanıyor, sonra kilitliyorum zaten çalıştıramıyor, yapma, deme" ... Bunu bi 10 kez filan tekrar ettim sanırım, ancak düzeltti. Heh işte, bi sinire kaldığım şey de bu, bir şeyin tekrar tekrar söylettirilmesinden nefret ediyorum. Çok uyuz oluyorum buna, inanılmaz...
Böyle didişip duruyoruz.
Çocuğum inat bir çocuk, elimden geldiğince dikkat ediyorum onun yanında eşimle didişmemeye, hırçınlaşacak diye. Ama işte o bendeki negatiflik geçiyor galiba diyorum. Hoş, pozitif de olsam, gün içinde negatife getiriyorlar babalı oğullu, başımın tatlı belaları... Ben baya sinirleniyorum ama ya. Huysuz ihtiyarlar gibi oldum resmen evin içinde.
Böyle işte, hani neyi nasıl anlattım kafamı da toparlayamadım kusuruma bakmayın lütfen. Genel hatlarıyla vermeye çalıştım ama eksiği vardır. Siz de didişir misiniz bazı bazı böyle çocuk merkezli, kafaya takılmayacak şeyler için? Neler yapıyorsunuz, nasıl gidiyor hayat? Öyle bi sorayım, dinleyeyim istedim sizden de.
cocuk anneyi cok yıpratıyor gercekten tüm dengeyi bozuyor evlilğin herşeyini bozuyor amaBirşey diyimmi anlattığınız şeyler resmen eşimi ifade ediyor.
Merak etmeyin çok doğal şeyler yaşıyorsunuz.
Ben Rabbime hep dua ederim eşim çok fazla katlanıyor bana fazla idareci.
Sakin,durgun,idare eden ben ise tam patlayacak bomba.
Sesimi yükseltirim afedersiniz salakça öfke patlaması yaşarım sonrada çocuklar uyuduktan sonra AŞKIMMMM diye gözlerim dolar sarılırımçünkü gerçekten elimde olmadan onuda kırmış oluyorum gibi uzar gider .....
en azından eısnızle ıs bolumunuz var sıze ev ve cocuk bakımı konusunda yardımcı benımkınde o da yok ıkı oynar bırakır ve butun cocuklar o aylarda ınatcı meraklı zman zaman da huysuz olabılıyorlar bıraz daha buyusun sız o zaman gorun asıl curcunayı , bence sızı asıl sıkıntıya sokan tum gun evde cocukla hasır nesır olmanız bıraz daha buyuyunce onu krese versenız sızde ıs hayatına gerı mı donsenız ne dersınız? ben ıste kafamı dınlıyorum, arada basbasa zaman gecırmek guzel oluyor ama sureklı evde olup cocuk bakmak benlık bırsey degıl... zaten calısmakta hem zevk hem mecburıyet su an ıcın...Günaydın hanımlar, nasılsınız? Çocuklu ve öfkeli misiniz siz de? :)
Bu öfke, nerelerden nasıl çıkıyor, vakitsizlikte nasıl bir yol izliyorsunuz kafanızı boşaltmak için, bunu soracaktım ve çocuk eğitim-bakım vb. farklarınıza binaen eşinizle yaşadığınız minik didişmeleriniz nelerdir, merak ettim, bir biz yaşamıyoruz illaki bunları ama ne kadar normaliz, ne kadar aşırıyız tahlil etmek istiyorum farklı hikayeler ve anlatımlar duyarak.
Konunun dönüp dolaşıp geldiği yer burası olacak, özeti baştan vereyim dedim. :))
Biz şu ara evin içinde bi hallerdeyiz; iyiyiz hoşuz bazı bazı ama şöyle ki ben psikolojik deneyler için kullanılan bir kobay, eşim de şamar oğlanı haline geldi sanki.
Çocuğum sınırlarımı zorluyor ben de benim adamın sınırlarını zorluyorum, bazen onun rahatlığı benim sınırlarımı zorluyor, böyle zincirleme bi sabır testinde gibiyiz. Bu dönemin geçici olduğunun farkındayım ama işte, bazen geçmeyecek gibi geliyor.
Tekrar tekrar yazmak istemiyorum çünkü kendimi de kötü hissediyorum, zor bir çocuk özetle, anlatmıştım bir konumda bakabilirsiniz, küçük olduğu için de (15 aylık olacak) çoğu kez elim kolum bir noktada bağlanıyor.
İlla bunun ayrı bir öfkesi oluyor; sinirleniyorum, "Yetti gari be canıma doydum" eşiğine geliyorum, içime içime deliriyorum. Bazen iyi oluyor, böylece nefes alabiliyorum, bazen ise tahammülden öte kötü. Ben ki kendimi sabırsız sanırdım, değilmişim, hakkımı yiyormuşum, çocuğum bana beni öğretiyor resmen sıfırdan.
Her ne ise konuyu açayım hemen; kolay öfkelenen bir yapım olmasına rağmen, zamanla bu yönüm büyük ölçüde törpülendi. Gerek sosyal tecrübeler, gerek zor hastalıkların sabır süreci vs vs... Değiştim. Bir tek gürültüye çok sabrım yok derdim, onu da sağ olsun yamacımızdaki otelin animasyon sesleri ve evin içinde oğlumun uluma seansları filan... Aşıyorum.
Aşıyorum aşmasına da... Yorgunluk ile birleşen sabır halinin acısı bir yerlerden çıkıyor.
Kimden derseniz, eh tabi ki eşimden.
Eşimi de az çok anlatmışımdır, yorumlarımda da yakalamışsınızdır; kendisi sakin, relaks, sesi kolay kolay yükselmeyen, eve-işlere yardımcı ancak bir o kadar işin akışında, ağırkanlı (Tezcan birinin sinirini gıdıklayacak kadar ağırkanlı), kendi ilgi alanları içinde kendini oyalayan biri işte... Uyumlu biri ki bana uyumlu olabilmek de bazen zordur, hakkını yemek istemiyorum. Çünkü hayatı acele-dakik yaşayan biriyim, zaman içine zaman sığdırmak gibi tabakhaneye yetişme huylarım var; eşim de normalden fazla bi rahat, ağır olunca, bizim tartışmalar buradan patlıyor çoğu kez, huylarımız çakışıyor işte. Üzerine çocuk konusundaki planlı ve korumacı yaklaşımım da eklenince, tadımdan yenmiyorum. :/
Dün akşam mesela; oğlan uykuya deli direndi yine, gün içinde sürekli bir mızıltı, miyavlama sesi gibi bi şey, sürekli bir paçaya yapışma, "Kucaktan indirme, taşı seni köle" halleri... Eşim de izinde; pazar açık öğretim sınavları varmış, güya adamcağız ders çalışacak. Mümkün mü? Neyse çocuğun gönlünü edelim, yoralım filan dedik. Zaten oynuyor ilgileniyoruz da, işte dün akşam daha ayrı bir eziyet seviyesindeydi. Yine parka götürdük salladık oynattık, bebek arabası içinde tura çıkardık, kucakta kedi köpek sevdirdik vs vs... Eve girdik, yok... Yine uyumayacak. Zaten "Sen uyut, sıra sende" olayı da var bizde, o uyutma-yedirme görevli sabır testlerinden kaçmaya çalışırcasına.
Neyse uyutmaya çalışıyor, çocuk uyumayacağım diye ağlar, kusacak. Dedim "Bırak, uyumasın, sal salona, ışığı azaltalım tv açmayalım; bırak bayılsın uykudan" yok, ısrarla sallar. "Ağlar ağlar susar, kasma kendini, uykudan ağlıyor zaten" filan diyor rahatça. Dedim "Sen çocuğunun ağlayıp ağlayıp sustuğunu ne zaman gördün? Uykudan ağlıyor da, o şekilde uyumak istemiyor işte" vs vs... Biz bunun bi polemiğine girdik, o sıra zaten çocuk ağlamayı kesti bizi izler filan :/
Saati gece 1 ettik böyle...
Sonra artık arabaya atladık, gece turuna çıktık, meğer oymuş istediği çocuğun, 10-15 dk demedi kucağımda uyuyakaldı. İstediği oldu, zaferini kazandı, uyudu. O rüyalarına dalarken, geride de "Çocuk var yanımızda" düşüncesiyle çaktırmadan-kibarca didişen anne babasını bıraktı. Yolda şuradan döndün dönmedin, o yola girdin girmedin, niye öyle frene bastın, zaten hep böyle yapıyorsun, arabanın da canını okudun şeysi filan... O kadar gereksiz-yönsüz bir şey yani. Benim öfke çıktı.
Adam da dediğim gibi, şamar oğlanına bağladı zaten bir noktadan sonra, ses etmedi. Ki bilirim, direksiyon başındakinin işine hele de yererek-pis eleştirerek karışmak da ayrı bir sinirlendirir insanı. Baktı baş edemeyecek, sustu, bir iki öfleyecek oldu, sonra onu da kesti. Gece, uyumaya yakın, aklıma geldi yaptığım, üzüldüm. Kendime ayrı kızdım. Hani bi dolum taşım gibi bir şey... Ama adamın da sabrı üzerine gitmenin bir manası yok işte. Uysal atın çiftesi pek olur derler, bi gün bi azar kayacak gibime geliyor ya...
Tam anlatamadım, yani böyle saçma öfkeli bi haller işte bendeki. :/
Bu ve bunun gibi şeyleri sık yaşar olduk. "Ya ben yola bile takıyorum ya artık" dedim kendi kendime, adamın her şeyi batar oldu. Gerçi biraz da o beni bu hale getirdi ya, orası da ayrı.
Tam toparlayamadım, daha çok örnek var böyle.
Bir de şu var, çocuk üzerinde eğitim, onay verme, yasaklama farkımız. Buna zaten örnek versem bitmez de; işte mesela kelimeleri düzgün söylemek konusu. "Bozma kelimeleri" diyorum, "Baba ise baba olarak söyle, mama ise mama de, ceviz ise ceviz, köpek ise köpek bla bla" Adam çocukla çocuk gibi konuşuyor, bazen bi tezahürat hali filan, çocuğun düzgün söylediği kelimeler bozuluyor. Buna sinir oluyorum uyarıyorum, bak her şeyi alıyor çocuk güzel konuşursan güzel öğrenir diyorum, yok.
Çamaşır makinesine doğru gidiyor çocuk, "Hayır yasak!!" diyor. "Ya hayatım deme öyle çocuğa, gün içinde yanımda çocuk sürekli, ben de ona görev verir gibi oyalıyorum, makineyi birlikte açıyoruz, çamaşırı birlikte çıkarıp, kirliyi birlikte koyup çalıştırıyoruz. Öyle oyalanıyor, sonra kilitliyorum zaten çalıştıramıyor, yapma, deme" ... Bunu bi 10 kez filan tekrar ettim sanırım, ancak düzeltti. Heh işte, bi sinire kaldığım şey de bu, bir şeyin tekrar tekrar söylettirilmesinden nefret ediyorum. Çok uyuz oluyorum buna, inanılmaz...
Böyle didişip duruyoruz.
Çocuğum inat bir çocuk, elimden geldiğince dikkat ediyorum onun yanında eşimle didişmemeye, hırçınlaşacak diye. Ama işte o bendeki negatiflik geçiyor galiba diyorum. Hoş, pozitif de olsam, gün içinde negatife getiriyorlar babalı oğullu, başımın tatlı belaları... Ben baya sinirleniyorum ama ya. Huysuz ihtiyarlar gibi oldum resmen evin içinde.
Böyle işte, hani neyi nasıl anlattım kafamı da toparlayamadım kusuruma bakmayın lütfen. Genel hatlarıyla vermeye çalıştım ama eksiği vardır. Siz de didişir misiniz bazı bazı böyle çocuk merkezli, kafaya takılmayacak şeyler için? Neler yapıyorsunuz, nasıl gidiyor hayat? Öyle bi sorayım, dinleyeyim istedim sizden de.
cocuk anneyi cok yıpratıyor gercekten tüm dengeyi bozuyor evlilğin herşeyini bozuyor ama
çok sükür rabbim onlarn yokluklarını göstermesin bazen cok bunalıyorum daralıyorum caresiz kalıyorum bende ama gececek
eşimle söyle oturup bir çay içmeyeli 18 ay olmuş dile kolay..
asiri kontrolcu olmanizdan esinizin herseyi sizin istediginiz gibi yapmayinca hemen parliyosunuz. kontrolculukte bir yere kadar. aslinda konu saygiyla alakali bence. onun karakterine, tavirlarina (cok cok kotu olmadigi surece) saygi duymaya calisin, aldirmamaya calisin. cocukla cocuk gibi konusmak istiyosa arasira, birakin konussun.
ben bu cumleden bir inatlasma sezdim cocugunla. Arkadaslarim da yapiyor bunu. Benim dedigim oldu, onun dedigi oldu durumu goruluyor.
Benim bir arkadasim aynen sizin gibiydi ve esi de sizin esiniz gibi..
Kiz uzerine gide gide adami delirtti, o sessiz uyumlu adam gitti, karisini iplemeyen dalga gecen bi adam oldu..
Gercekten dikkat edin.
Arkadasim simdi adamin neresindrn tutsa elinde kaliyor.
2. Cocuk istedi kiz, adam bosanirim olmaz diyor suan..ki ogullari ilk dogdugunda ikinciyi de yapsak diye pesinde donen kisiydi bu adam.
Daha bunun 2 yas huysuzluklari var, ozaman napacaksiniz?
15 ay yine uyumlu zamanlari cocuklarin.
Kredinizi bosuna tuketmeyin yani esinizin toleransini.. buna cok ihtiyaciniz olacak.
Arabada uyusun diye kontak ceviren kocaniz var ya daha ne olsun. Bnm adamin olurum de yapmam dedigi seylerin arasinda bu.. yoluna da karismayin.
Gel sen ne cektigimi bir de bana sor
Aaa biz. Şimdi bir de 3 aylık bir bebek daha ekle hayatına.
Her emzirirken hayat tehlike ile karşı karşıya kalan.
Abisinden koruyacağım diye göbeğinin catladıgı :)
Benim eşim de yardımcıdır sagolsun.
Benzer farklılıklar bizde de var ama ben de anlattığın sana göre daha rahatım sanırım.
Nasıl yaparsın bilmiyorum ama biraz çocugu odağınızdan çıkarın.
Uyumuyor diye arabaya koyacak yaşı geçmiştir diye tahmin ediyorum.2-3 aylık bebek olur gaz sancısı vs derdini anlamazsın o neyse.
Artık iletişim kurabildiğin bebeğin her dediği onun istediği şekilde olmamalı.
Biz de bu konuda aşırı çatışma halindeyiz. Ama enteresandır denge Yok. Benim kararlı olduğum konularda eşim rahat onun kararlı olduğu konularda ben.
Önceliklerimiz farklı çünkü.. ortak noktada buluşma çabamız genelde birbirimize şakayla karışık laf sokma ile sonlanıyor :)
3 aydır ben bebeği kabullensin diye biraz her istediğini yapar hale gelip iyice azdırdık bir de çocugu. Üstüne vurmayı tırmalamayı, zarar vermeyi huy edindi.
Şimdi kara kara düşünüyoruz...
Kucugu nasıl koruyacağımızı,
Zarar vermenin ne demek olduğunu hasıl öğreteceğimizi,
Tam oturttuk derken sürekli bir sebepten bozulan uyku düzenini şu inat hali ile nasıl kuracağımızı.
Bu Arada bendeki sabretme çabasının etkisini söyle anlatayım,
10 günde 3 dolgum düştü
Dişçi dişlerimi sıkmaktan olduğunu söylüyor
Buna rağmen taviz vermediğim seyler var.
Yemek, uyku, tv gibi konularda esneme yapmıyorum.
İnan bazen 40-45 dk ağladığı oluyor.
Bazen bütün gün mızıltılı.
Duymamazlıktan gelmeye çabalıyorum.. zamanla bırakacak.
Sakinleşmeyi öğreteceğim diye ben sinir sahibi olacağım :)
4-5 aydır bu şekilde
Ama öğrenecek ve rahatlayacağız motivasyonumu kaybetmeyecek kadar çaresizim :))
Eşimle ilişkime başta kötü yansıyordu ama o genelde alttan aldı. Kızdığım zamanlar sarılır, ben senin karşında değilim yanındayım, der. en çok söylediği bu oluyor :) e doğru da söylüyor.
Bana ayrı vakit ayırır. Genelde uykudan feragat ediyoruz, bakalım nereye kadar
Ayyy karman çorman kafam bi dünya :))
Valla ben de konu açsam olurmuş şu an anladım :) yazanları okuyayım belki faydası olur :)
Alıntı yapmadan geçemedim. Ben o bahsettiğiniz krediyi tükettim sanırım. Annem ve kardeşim bile fark etmiş .Eşimin eskiden ne kadar sakin ve şu anda ne kadar sinirli bir adam olduğundan bahsediyorlar. Ben yine de huyumdan vazgeçemiyorum evdeki düzen şaştı mı benim de sinir sistemin şaşıyorBenim bir arkadasim aynen sizin gibiydi ve esi de sizin esiniz gibi..
Kiz uzerine gide gide adami delirtti, o sessiz uyumlu adam gitti, karisini iplemeyen dalga gecen bi adam oldu..
Gercekten dikkat edin.
Arkadasim simdi adamin neresindrn tutsa elinde kaliyor.
2. Cocuk istedi kiz, adam bosanirim olmaz diyor suan..ki ogullari ilk dogdugunda ikinciyi de yapsak diye pesinde donen kisiydi bu adam.
Daha bunun 2 yas huysuzluklari var, ozaman napacaksiniz?
15 ay yine uyumlu zamanlari cocuklarin.
Kredinizi bosuna tuketmeyin yani esinizin toleransini.. buna cok ihtiyaciniz olacak.
Arabada uyusun diye kontak ceviren kocaniz var ya daha ne olsun. Bnm adamin olurum de yapmam dedigi seylerin arasinda bu.. yoluna da karismayin.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?