Hahah yeterince tatmin oldum ilginiz için teşşekür ederim. Benimkisi aşk anlamında sevmek değil sanırım bağımlılık ya da takıntılık olduğunuda düşünmüyorum. Kendimi anlatmam gerekirse yıllardır (uzun yıllardır) kimseyi sevemiyorum sevmeyi geçtim hoşlanmıyorum bile hiç bir erkeğide öyle aman aman denilicek kadar beğendiğimi hatırlamıyorum, kimseyi sevemediğim için hayatıma kimseyide almıyorum; tanıdıkça seversin mantığına pek olumlu bakmadığım için uzun yıllardır sevmeyi unutmuş yalnızlığıma bağımlı olmuşum. Durum böyle olunca beynim hayatımdaki birine odaklamaya çalışıyor kalbimi hani nasıl desem onu hedef alıyor kendine. O kadar duygusuz hissiz ve soğuk kanlıyımki erkeklere karşı, kendimi soyutluyorum herkesten. Tanışmak istediklerinde hemen duvarlarımı örüyorum etrafıma uzak tutuyorum kendimden istemediğimi söylüyorum kimseyi hayatımda. Erkekler çok basit ve kolay elde edilebilir gibi gibisi çok öyleler. Ben kendim girmek istiyorum birinin hayatına kendim uğraşmak istiyorum onunla, kendim elde etmeye çalışmak, ya da ne biliyim uzaktan bakışmak. Şuan egoist olduğumu düşünüyor olabilirsiniz ya da mükemmeli istediğimi, egoist olduğum zamanlar zaman zaman oldu ya da çoğu zaman sanırım bu çevremde çok beğenilmemden kaynaklanan bir durum ama şuanki yazdıklarımda kesinlikle egomu kullanmadım tamamen içimden gelenler. Mükemmeli mi istiyorum?aslında hayır benim sevgimle gözümde mükemmelleşicek adamı istiyorum. Birini sevmek onun için ağlamak, gülmek, üzülmek, saçma olan şu ki acı bile çekmek istiyorum. Yalnızlık ve hissizlik başıma öyle bir vurmuşki googleye nasıl aşık olunur diye arama yapmışluğım var. Boşlukta gibiyim sanırım bu boşluğuda o 4 yıldır hiç bir baltaya sap olamadığımız adamla doldurmaya çalışıyorum. Hastalık gibi birşey bu aşık olamamanın acısı aşk acısı çekmekten daha beter bunu bilir bunu söylerim