- 1 Nisan 2020
- 249
- 172
- Konu Sahibi mavibeneklikiz777
- #1
Öncelikle merhabalar, düşünüyorum da ne zaman bir derdim var konusundan mutluluğumu anlatacağım konulara geçeceğim diye. Sanki hiç olmayacakmış gibi geliyor. 26 yaşındayım ve saygın bir mesleğim var. Tek başıma yaşıyorum, ailemin yanına tatillerde gelebiliyorum. Bu noktalara kadar hayatımdan memnunum çok şükür. Ama şunu fark ediyorum ki hayatımda sadece kendi çabamla, zekamla, çalışmamla elde edilecek şeyleri (okul, iyi bir üni, devlete atanmak, kariyer yapmak... vs.) başarabilmişim. Tabi ki bunların olması da yine Allah'ın takdiridir ama sizler de hak verirsiniz ki bu tarz şeyler aynı zamanda kişinin azmiyle çalışmasıyla olur.
Benim sorunum şu ki bu tarz maddi şeyleri tırnaklarımla kazıya kazıya da olsa elde etmişken manevi şeylerden bu kadar mahrum bırakılışım. 26 yaşındayım ve bu zamana kadar hiç gerçekten sevilmedim. Bu noktada anne, baba, birkaç dost diyebildiğim insanları tenzih ediyorum. Zaten kast ettiğim karşı cins. Güya 1 2 sevgilim oldu. Ama hepsi yalan dolan kahpe tiplermiş ki gerçek yüzleri ortaya çıktı ve yollarımız ayrıldı. Ben bu yaştan sonra takılmalık, ne olduğu belli olmayan ucuz ilişkiler içinde de olmak istemiyorum. Ama görüyorum ki insanların çoğu böyle. Özellikle son yıllarda belki de bu sosyal medya yüzünden her şey o kadar ayaklar altına alınır oldu ki. Herkesin alternatifler listesi var, evlilik düşünmeyip evli gibi takılmak isteyenler, ondan ona atlayanlar....... Bu uzar gider. Öyle bir şey ki yuvasını kurmak isteyen ve karşısındaki erkekten bunu bekleyen kızlar da kezban damgasını yiyor. Ne biçim çağa düşmüşüz ki gönül denen şey çürütülmüş, insanlar duygusuz birer et kemik yığınına dönmüş, ruhlarını kaybetmiş gibiler. Bunları tabi ki herkes için söylemiyorum ama belki önceden toplumun yarısı böyleyken şimdi bu tarz insanlar çoğunluk olmaya başladı. Durum böyle olunca da bizim gibi insanlar dikiş tutturamaz oldu. Bense bu ortamda günden güne umutsuzluğa düşüyorum. Yaşın daha 26 gez toz vs diyenler olacaktır. Bunları zaten elimden geldiğince yapıyorum ki eşimle de yapabilirim.
Ben bir şeylere geç kalmaktan korkuyorum, hiç sevilmeden ölmekten, anne olamamaktan, düzenimi kuramamaktan, sırf aman evleneyim de mantığıma da uydu dediği için benimle evlenmek isteyen birini sevmeye çalışmaktan, biri için özel olamamaktan, benim için özel olan biriyle olamamaktan korkuyorum. Yoksa okulumu bitirdim kaç yıl oldu, işim var, maddi olarak da kendime yetiyorum yani evliliği ya da hayatımda biri olmasını kendimi evlilikle ispatlamak için değil, bakın ben evlendim bu da kocişim demek için değil, böyle sığ şeyler için istemiyorum. Hayat yolunda yoldaşım olması için istiyorum çünkü insan yiyim, içiyim, yatayım, para kazanayım çerçevesinde bir hayatla tatmin olamıyor. Çok uzun yazınca tepki alıyorum o yüzden iç dökme faslını bırakıp sadede gelmeye çalışayım Ablalar, kardeşler bana biraz moral verin, benim gibi olan başka arkadaşlarla birlikte neler yapmalıyız, bu genel kısmetsizlik durumunun nedenleri neler olabilir, sizler böyle umutsuz bir dönemden geçtikten sonra her şeyin güzelleştiği hayat tecrübeleri yaşadınız mı, neler yaşadınız? Tavsiyeler, motivasyonlar, fikirler her şeye açığım :)
Benim sorunum şu ki bu tarz maddi şeyleri tırnaklarımla kazıya kazıya da olsa elde etmişken manevi şeylerden bu kadar mahrum bırakılışım. 26 yaşındayım ve bu zamana kadar hiç gerçekten sevilmedim. Bu noktada anne, baba, birkaç dost diyebildiğim insanları tenzih ediyorum. Zaten kast ettiğim karşı cins. Güya 1 2 sevgilim oldu. Ama hepsi yalan dolan kahpe tiplermiş ki gerçek yüzleri ortaya çıktı ve yollarımız ayrıldı. Ben bu yaştan sonra takılmalık, ne olduğu belli olmayan ucuz ilişkiler içinde de olmak istemiyorum. Ama görüyorum ki insanların çoğu böyle. Özellikle son yıllarda belki de bu sosyal medya yüzünden her şey o kadar ayaklar altına alınır oldu ki. Herkesin alternatifler listesi var, evlilik düşünmeyip evli gibi takılmak isteyenler, ondan ona atlayanlar....... Bu uzar gider. Öyle bir şey ki yuvasını kurmak isteyen ve karşısındaki erkekten bunu bekleyen kızlar da kezban damgasını yiyor. Ne biçim çağa düşmüşüz ki gönül denen şey çürütülmüş, insanlar duygusuz birer et kemik yığınına dönmüş, ruhlarını kaybetmiş gibiler. Bunları tabi ki herkes için söylemiyorum ama belki önceden toplumun yarısı böyleyken şimdi bu tarz insanlar çoğunluk olmaya başladı. Durum böyle olunca da bizim gibi insanlar dikiş tutturamaz oldu. Bense bu ortamda günden güne umutsuzluğa düşüyorum. Yaşın daha 26 gez toz vs diyenler olacaktır. Bunları zaten elimden geldiğince yapıyorum ki eşimle de yapabilirim.
Ben bir şeylere geç kalmaktan korkuyorum, hiç sevilmeden ölmekten, anne olamamaktan, düzenimi kuramamaktan, sırf aman evleneyim de mantığıma da uydu dediği için benimle evlenmek isteyen birini sevmeye çalışmaktan, biri için özel olamamaktan, benim için özel olan biriyle olamamaktan korkuyorum. Yoksa okulumu bitirdim kaç yıl oldu, işim var, maddi olarak da kendime yetiyorum yani evliliği ya da hayatımda biri olmasını kendimi evlilikle ispatlamak için değil, bakın ben evlendim bu da kocişim demek için değil, böyle sığ şeyler için istemiyorum. Hayat yolunda yoldaşım olması için istiyorum çünkü insan yiyim, içiyim, yatayım, para kazanayım çerçevesinde bir hayatla tatmin olamıyor. Çok uzun yazınca tepki alıyorum o yüzden iç dökme faslını bırakıp sadede gelmeye çalışayım Ablalar, kardeşler bana biraz moral verin, benim gibi olan başka arkadaşlarla birlikte neler yapmalıyız, bu genel kısmetsizlik durumunun nedenleri neler olabilir, sizler böyle umutsuz bir dönemden geçtikten sonra her şeyin güzelleştiği hayat tecrübeleri yaşadınız mı, neler yaşadınız? Tavsiyeler, motivasyonlar, fikirler her şeye açığım :)