Bir kelime uğruna...

Çelişmiyor. Bir akrabamın yazlığına gittik çünkü. Her tatil beş yıldızlı otellerde geçirilmiyor. Ayrıca borçlu insanların tatile daha çok ihtiyaçları yok mudur. Çelişkiden kasdınızı anlayamadım.

yemeği odada yapacak kadar durum zorsa tatilde zorlaşır diye düşünüyorum kendimce..ilk konunuzdada eşim bodrum istiyor ben başka biyer istiyorum falan yazmışsınız.her neyse hayırlısı olmasını dilerim sizin için.
 
Bu gün 5. gün. Koskoca bir 5 gün.
Her gün mesajlar atan, defalarca arayan insan derin bir sessizliğe gömüldü.
Ben ne yalanlarla, ne üzüntülerle, ne tür bir ihanetle boğuştum da bu kadar sessiz kalmadım.
Bir kelimeyle savaşamayacak kadar varmış aslında hayatımda. Bu kadarcıkmış.
Bu kadar az-mış aslında.
Bu B'ler Beni Bunalttı!

bu cümlenizi bir düşünün isterseniz.sorun gerçekten "bir kelime" mi yoksa "birikim" mi.eşinizin yaptıklarını duyunca insan aramama sormama soğumayı sizin yapmanız gerektiğini düşünüyor.ama sizde soğuma yok beklenti var tam tersi.gerçeklerle yüzleşmek...evet zordur
 
tabiki kimsenin sizi neden öle inanıyorsun demeye hakkı yok.

"Namazını kıldı. Oturdu yine" dediğiniz için demiştim. tam hatırlamadığım içinde farklı cümle yazdım.
 
bu cümlenizi bir düşünün isterseniz.sorun gerçekten "bir kelime" mi yoksa "birikim" mi.eşinizin yaptıklarını duyunca insan aramama sormama soğumayı sizin yapmanız gerektiğini düşünüyor.ama sizde soğuma yok beklenti var tam tersi.gerçeklerle yüzleşmek...evet zordur

Evet katılıyorum ama şöyle bir şey var ki konu başlangıç noktasından kopup, o söylediğim söze uzandı. Onun için çok kırıcı olmuş. Asıl konunun önemini algılayamamış ki. Anlamaya çalışmıyor ki. Aramayan sormayan taraf o şu anda. Benim beklentim de bu kırgınlığımı gidermeye çalışması, gönlümü alması. Yoksa şu an şu dakika bitirirsin, gider. İkimizin de yolu açık olur. Ama işte insan sonrasını düşününce, henüz zamanı değil deyince, ister istemez beklenti içine giriyor. Bari düzelsin de huzur gelsin içimize diyor...
 
Çok aklı başında bir kadınsınız, yazdıklarınızdan belli.
Gayet olayların farkındasınız.
Erkekler böyledir gibi kalıplara sıkışmayacak kadar farkında.
Her evlilikte erkekler böyle değil, evliliğine ve eşine değer veren erkeklerde var.
Beklentileriniz aslında beklenti bilem değil, olması gereken.
Ve bu olması gerekenler bir evlilikte lüks gibi görünüyor eşlere.
Halbuki mesela insanın eşinden ilgi beklemesinin neresi lüks.
Hokkabazlık kelimesi bana ağır ve saygısız bir kelime gelmedi.
Karşı tarafta ki yansıması yalancı sıfatı gibi ağır gelmiş olabilir.
Ama söylemeniz gerekiyormuş söylemişsiniz, gayet de uygun bir kelimeyle.
Zaten sorun sadece bu kelime değil ya.
Altında yatan bir sürü sıkıntı.
Anladığım kadarıyla eşiniz bazı şeylere fazla yönelmiş.
Yönelebilir ama aynı şeyi baskıyla size yaptırmamalı.
Eşlerin birbiri üstünde hakları varsa, sizinde var.
İlla dar kalıplarda bakıp benim gibi olsun istiyorsa bile,
bunu zamanla ince ince anlayışla yapmalı.
Ayrıca böyle bir yönelme yapması, ilgisiz olması ve size dokunmaması
için sebep olamaz.
Bir de şöyle bakarsak eğer, eşiniz aslında sizi olduğu gibi kabul etmiş ve evlenmiş olabilir.
İleri ki zamanlarda kendi tercihleri değişmiş olabilir ve değişmişte.
Bunun sonucunda sizden de beklenti içine girmiş olabilir.
Ben bunu çok anormal görmedim açıkçası.
Ama baskıyla insan eşine dahi kimseye birşey yaptıramaz.
Size gereken anlayışı göstermeli.
Eğer bu değişimden sonra ortak hiçbir noktada buluşuamıyorsa,
o zaman boşanılabilinirde, kimse birbiriniz mutsuz etmek için evli kalmıyor sonuçta.
Bu ortak noktalarda buluşamayacaksanız, bu evlilik içinde her iki tarafta
boğuluyorsa , tercihler arasında uçurum oluşmuşsa,
iki tarafta gereken anlayışı ve saygıyı gösteremiyorsa,
o zaman varılacak sonuç belli.
 
tabiki kimsenin sizi neden öle inanıyorsun demeye hakkı yok.

"Namazını kıldı. Oturdu yine" dediğiniz için demiştim. tam hatırlamadığım içinde farklı cümle yazdım.


:) Gülümsettiniz beni gerçekten. Namazını kıldı nokta. Oturdu yine nokta. Eğer orda sandığınız şeyi ima etseydim o cümlede iki nokta olmazdı. "Namazını kıldı oturdu yine" diyerek namaz kılmasına ettiğim sitemi ifade etmiş olurdum. İki ayrı cümle o. Yani namaz kıldıktan sonra en azından bişeyler yapabilirdi, yanıma gelebilirdi, ya da sohbet etmeye çalışabilirdi. Sessizce oturdu demekti o. Ay niye bu kadar izahate giriyorsam...
 
Bir laf vardır ya "tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın" diye. Şu an o durumdayım. Beni kaybetmemek için çocuğumuzu kullandı zamanında evet bu doğru. Ama aslında vicdanı bunu uzatmaya el vermez. Bir vazgeçirme biçimi, cahilce evet ama yaralı aslan misali. Bir gün bile ayırmaya kalksa, onu kaldırabilecek güçte değilim. Belki hiç yapmaz, yaşamadan bilemem aslında ama bu ihtimalin varlığı bile korkmama yetiyor. Eğer bir ilişki yaşıyorsanız ilgi ve özen beklemek çok da insani değil mi?

ne kadar kötü arada kalan çocuk için bunların konuşulması...geçen haftalardan konun vardı sanırım eşinin cemaate girdiğinden bahseden sen miydin?..
bence de eşiniz sizi kaybetmemek için söylüyordur çocuğu göstermem diye.bayramın 2. günü malesef birbirimize girdik aileme gitmek istedim bi anda sonra bi baktım valizimi toplarken "gece vakti nereye "dedim am abaktım ki valizi toplarken telaşlandı şuna bir ders vereyim diye valizi toparlamaya devam ettim..ki herşey çözülsün ne derdi var diye..ertesi güne kadar tabi kavga devam....aynısını bana da dedi çocuğu ne yapıp edip alacağım elinden diye..bi yerden sonra tamam al ona da razıyım deyince şok oldu beklemediği bir cevaptı "al dedim al kızımın acısını içime gömerim" dedim hani koz kullanıyordu ya..sonra yavaş yavaş açıldıben çok zorladığım halde açılamıyorum içimi dökemiyorum romantik olmaya çalışıp olamıyorum her zaman arada bi ancak..lütfen beni böyle kabul et diye ağlaması şaşırttı beni hak verdim biraz çünkü ailesinin tarzını biliyorum baba yanıda fazla konuşulmaz !baba çocuğunu kendi babası yanında sevemez!onların tarzı buydu hoş ben hiç takmıyorum yapamam öyledelikafadulden
inan zor kadın kocasından yalnızca ilgi beklerken o da azıcık bu ilgiyi göstermiyorsa kadının ruh hali berbattır!ne eşya ne para sadece ilgi..
ama sana tavsiyem şartlara zaten bunalmışsın ama inan erkek daha fazla bunalıp içinde yaşıyor bu fırtınayı..belki senin eşin de benim eşim gibi yetişmiştir istediği halde olamıyodur...ilgi gösterme bakalım kendi halinde bırak sen çık biraz hava al..kızına üzüldüm inan onlar çok içine atıyor kızını dışarı çıkar hiç değilse ona iyi gelir.Allah yardımcın olsun....
 
ne kadar kötü arada kalan çocuk için bunların konuşulması...geçen haftalardan konun vardı sanırım eşinin cemaate girdiğinden bahseden sen miydin?..
bence de eşiniz sizi kaybetmemek için söylüyordur çocuğu göstermem diye.bayramın 2. günü malesef birbirimize girdik aileme gitmek istedim bi anda sonra bi baktım valizimi toplarken "gece vakti nereye "dedim am abaktım ki valizi toplarken telaşlandı şuna bir ders vereyim diye valizi toparlamaya devam ettim..ki herşey çözülsün ne derdi var diye..ertesi güne kadar tabi kavga devam....aynısını bana da dedi çocuğu ne yapıp edip alacağım elinden diye..bi yerden sonra tamam al ona da razıyım deyince şok oldu beklemediği bir cevaptı "al dedim al kızımın acısını içime gömerim" dedim hani koz kullanıyordu ya..sonra yavaş yavaş açıldıben çok zorladığım halde açılamıyorum içimi dökemiyorum romantik olmaya çalışıp olamıyorum her zaman arada bi ancak..lütfen beni böyle kabul et diye ağlaması şaşırttı beni hak verdim biraz çünkü ailesinin tarzını biliyorum baba yanıda fazla konuşulmaz !baba çocuğunu kendi babası yanında sevemez!onların tarzı buydu hoş ben hiç takmıyorum yapamam öyledelikafadulden
inan zor kadın kocasından yalnızca ilgi beklerken o da azıcık bu ilgiyi göstermiyorsa kadının ruh hali berbattır!ne eşya ne para sadece ilgi..
ama sana tavsiyem şartlara zaten bunalmışsın ama inan erkek daha fazla bunalıp içinde yaşıyor bu fırtınayı..belki senin eşin de benim eşim gibi yetişmiştir istediği halde olamıyodur...ilgi gösterme bakalım kendi halinde bırak sen çık biraz hava al..kızına üzüldüm inan onlar çok içine atıyor kızını dışarı çıkar hiç değilse ona iyi gelir.Allah yardımcın olsun....


Teşekkür ederim.
Sizin için de umarım tekrarlanmaz öyle geceler.
Çok yıpratır, çok yorar bilirim...
 
ben de seninle aynı durumdayım, hatta bizim 5-6 ay iki yabancı gibi aynı evde oturduğumuz oldu, şimdi de birbirimize yakınlık göstermeyeli 1 ayı geçti...artık bir psikiyatrist ayarladım ona gideceğim, sorunun nerede olduğunu ya da en önemlisi konuyu nasıl çözebileceğimi anlayamadım çünkü...
 
İlk konuştuğumuzda konuyu nereye bağlayacağımıza bağlı. Acele etmiyorum. Ama derse ki yine "sen yetinemiyorsun, mutlu olamiyorsun" hiç düşünmeden bitsin o zaman diyeceğim. 5 yıl, bir insanın küçük şeylerle mutlu olabildiğinin anlaşılması için fazlaca yeterli bir zaman. Bunu anlayamamışsa varsın gitsin yoluna. Kendimi bir bu kadar daha yoramam artık ifade etmek için...
 
İlk konuştuğumuzda konuyu nereye bağlayacağımıza bağlı. Acele etmiyorum. Ama derse ki yine "sen yetinemiyorsun, mutlu olamiyorsun" hiç düşünmeden bitsin o zaman diyeceğim. 5 yıl, bir insanın küçük şeylerle mutlu olabildiğinin anlaşılması için fazlaca yeterli bir zaman. Bunu anlayamamışsa varsın gitsin yoluna. Kendimi bir bu kadar daha yoramam artık ifade etmek için...

Neden küçük şeylerle mutlu olmaya çalışacaksın hayatın boyunca ? Bu erkeklere nekadar azla yetindiğini gösterdikçe iyice azaltırlar verdiklerini...
sen onca fedakarlık yap, üstüne bide bu lafları işit, bide adam haklı modunda dolaşsın ortada...
kimin için küçük şeylerle mutlu olacaksın? bunu hakeden biri mi var ki karşında?
mutlu olamıyorsun diye seni suçlayacağına, edemiyorum diye kendini suçlasın öncelikle...
ve neden edemediğinin sebeplerini sorgulasın...
seni kaybetmek istemiyorsa...
yapmıyorsa da boşver bırak kendi haline gitsin...
boşan demiyorum direk, o senin uzunca düşünüp vereceğin bi karar, ama onu yok say haketmiyorsa seni...
ki bence haketmiyor...
 
Lovelinya teşekkür ederim yorumun için...

Ve arkadaşlar...
Dün gece herşey bitti!
Kelimeler boğazımda düğüm düğüm.
Eve gelince konuşmak istedi "konuşalım" dedim. Çok zor bir insanmışım. Kendimi yeniden anlatmaya çalıştım, bu ilişkiden bu evlilikten ne beklediğimi. Anlatmak çok kolaydı, anlaşılması zormuş demek. İlgi ve özen. Sadece iki kelime. Ama havada kaldı. Konu yine dini mevzulara dayanınca, beni eleştirmeye başladı ve dönüştürmeye çalışacağını hissetiğim an tek bir şey sordum ona. Cemaate girip girmeyeceğini. Onun haricindeki diğer her konuda destek olacağımı söyleyip, sadece bunu kabul etmeyeceğimi belirttim. Gireceğini söyledi. "O zaman bensiz devam edeceksin, ben yokum, bitti" dedim ve aniden kalkıp eşyalarını toplamaya başladı. "Çocuk için konuşuruz bir ara" dedi. "Konuşacak bir şey yok. O benimle kalıyor, sen gidiyorsun sadece" dedim.

Oğlumu yatağıma alıp sabaha kadar onu seyrettim.
Zor günler bekliyor bebeğim bizi, ama annen elinden gelenin fazlasını yapacak.
Darmadağınım...
 
Şu andan itibaren yapılan yorumlara lütfen arkadaşlar, lütfen çok dikkat edin. Konumun kapatılması demek gelebilecek her türlü destek ve motivasyondan mahrum kalmam demek. Desteğe, önerilere çok ihtiyacım var, tahmin edemeyeceğiniz kadar çok...
 
çok üzüldüm ya. ama seni bu kadar kolay silmişse sende kendini daha fazla yıpratma ve hayatına devam et.ben evli olmadığım için böyle davranışların kabullenilmesi bana ters geliyor .bence bunu yeni bi başlangıç olarak görmelisin. umarım bundan sonra mutlu olursun.
 
Kendim için değil, sadece ve sadece oğlum için üzülüyorum. Bir de onu almak için uğraşacak. İlk sinyalleri verdi bile giderken. Eğer öyle bir şeye sadece yeltenirse bile dünyayı dar ederim ona Allah şahidim olsun!
 
Hayırlısı olur inş hakkınızda.
Evladınız küçük heralde, herşekilde yanı sizin yanınız zaten.
Eşiniz ayrılma psikolojisi ile alırım gibi sözler sarfediyor olabilir.
Ama bir çocuğun yeri annesinin yanı, küçükse hele de.
Eşiniz de mantıklı düşündüğünde doğru ve sağlıklı düşünecektir heralde.
Eğer huzur yoksa, mutluluk yoksa, o ortamda bir çocuk büyütülmemesi daha iyi.
Tecrübeyle sabittir.
O yüzden varılan sonuçtan her iki taraf eminse, çocuğunuz için en iyisi olduğuna emin olabilirsiniz.
Çocuğunuzla daha güçlü ve mutlu bir hayat sizinle olur inş.
 
üzülme ya oğlunu alamaz bence. mahkeme sana verir. ona senden daha mı iyi bakacak ki öyle bişey ima ediyo. seni huzursuz etmek istiyo bence .
 
Ya olacak, ya gidecek. "Mış" gibi yapmayacaktı o zaman. Ben en baştan beklentilerimi paylaştım onunla. Kafasına göre yaşamak evliliğin ne tanımına uyar, ne tabiatına. Bir "ihtiyaçları giderme" biçimidir evlilik. Karşılanmadığı noktada tıkanır. Elde olmuyor ki herşey. "Ben artık bunu beklemeyeyim" dediğinizde, beklemekten vazgeçemiyorsunuz. Zaten bir tercih değil. Adı üstünde beklenti. İlişkiden anladığınız buysa, tanımladıklarınızı yaşayamadığınızda ilişkinin anlamı da kalmıyor. Anlamı korumaya çalışıyorum sadece. Tabii burada asıl önemli olan, asıl acıtan da, karşınızdakinin, zamanında farklı biri gibi yaklaşması. Kandırılmayı, ömrümü böyle tüketmeyi içselleştiremem ki. Dolayısıyla bana gösterdiği kişiyi istiyorum ondan. Madem öyle, oynamaya devam etsin. Beni hala istiyorsa hayatında...

Çok güzel yazmışsınız.. Sonuna kadar katılıyorum. Bu yazınızdan sonrasını henüz okumadım ama şimdiye kadar görebildiğim aslında bu evliliğin bitmeye yaklaştığı.Yanlış anlamayın ben de 8 yıllık evliliğimi çocuğum olduğu halde bitirdim. Çünkü adamlar değişmiyor. En fazla yapabildikleri bir parça değişirmiş düzelirmiş gibi yapmak. Ama can çıkmadan huy çıkmıyor maalesef. Kızımın psikoloğu bana şöyle demişti. Sevip aşık olunca o kadar çok gözünüz dönüyor ki bazı sorunları ufak görüp nasılsa düzelir diye bekliyorsunuz. Ama hiç kimse asla düzelmez.En fazlasizi susturmak için MIŞ gibi yapar.. Gerçi sizin eşiniz MIŞ gibileri zamanında yapıp daha sonra özüne dönmüş. Allah yardımcınız olsun...
 
Lovelinya teşekkür ederim yorumun için...

Ve arkadaşlar...
Dün gece herşey bitti!
Kelimeler boğazımda düğüm düğüm.
Eve gelince konuşmak istedi "konuşalım" dedim. Çok zor bir insanmışım. Kendimi yeniden anlatmaya çalıştım, bu ilişkiden bu evlilikten ne beklediğimi. Anlatmak çok kolaydı, anlaşılması zormuş demek. İlgi ve özen. Sadece iki kelime. Ama havada kaldı. Konu yine dini mevzulara dayanınca, beni eleştirmeye başladı ve dönüştürmeye çalışacağını hissetiğim an tek bir şey sordum ona. Cemaate girip girmeyeceğini. Onun haricindeki diğer her konuda destek olacağımı söyleyip, sadece bunu kabul etmeyeceğimi belirttim. Gireceğini söyledi. "O zaman bensiz devam edeceksin, ben yokum, bitti" dedim ve aniden kalkıp eşyalarını toplamaya başladı. "Çocuk için konuşuruz bir ara" dedi. "Konuşacak bir şey yok. O benimle kalıyor, sen gidiyorsun sadece" dedim.

Oğlumu yatağıma alıp sabaha kadar onu seyrettim.
Zor günler bekliyor bebeğim bizi, ama annen elinden gelenin fazlasını yapacak.
Darmadağınım...

anaammm.. burayı şimdi okudum. Hakkınızda hayırlısı olsun. Yavrunuzu zaten mahkeme size verir o konuda içiniz rahat olsun. Allahtan çalışıyorsunuz. Ama kendini cemaate kaptırmış biri karşısında işiniz zor gerçekten.. uff.. baksinir oldum şimdi... Keşke yardımcı olabilmek için elimden birşeyler gelse..
 
X