Herkese tek tek cevap yazamadığım için lütfen beni bağışlayın. Her birini dikkatle sindire sindire okuyorum inanın. Çok ama çok teşekkür ederim desteğiniz için. İçim katıldı kaldı adeta. Ağlamak istiyorum, boğazımdaki düğüm çözülebilir belki böylece ama ortamım müsait değil, çalışmaya çalışıyorum. Lütfen mazur görün cevaplayamadığım için.
Ruhuma gerçekten temas eden bu yoruma karşılık vermek istiyorum.
Samantha...
Müslüman ama fazla tutucu olmayan bir ailem var. Ama ben her şeyi çok fazla sorguladığım için (bu huyumu da hiç sevmediğimi söylemeliyim) uzun yıllardır ben de kendimi hiç bir dine adapte edemedim. Aynen söylediğin gibi Allah inancını da hiç yadsıyamadım bu kadar mükemmel bir doğa işleyişine istinaden. Eşim Deist olduğumu biliyordu evlendiğimizde. Karşı da çıkmadı. Çünkü hiç bir inanışa saygısızlık etmedim. Kaldı ki gözümün gördüğü bir karıncayı bile ezmemek için gerçekten adımlarımı sakındığım değiştirdiğim çok olmuştur. Vicdanıma merhametime insanlığıma gerçekten güvenirim. Eşimden başka da kimse anlayamaz Deist olduğumu. Çünkü insanlığa dair ne varsa, ibadet hariç, öyle yaşıyorum zaten. Konu bu değil elbet. Ama aramızdaki farkı anlatmak istedim eşimle....
Çocuğum olmasa gider miydim? Çoktan...
Aynen arkadaşların da söylediği gibi bu kadar zor şartlarda yaşayıp, hem eşime destek oldum, ilgimi alakamı en zor günümde bile esirgemedim, üstelik aldatıldığım halde yoluma devam ediyorum ben bu adamla. Kendi paramı kazanıyorum, ailem de destek aslında, çok da karşı koymazlar ayrılırsam. Yine ukalalalık yapıcam lütfen bağışlayın ama çalıştığım ortamda da, yolda yürürken bile modellik, mankenlik, fotomodellik teklifi almışlığım vardır çokça hem de. Bana bakarken iç geçiren, bunu da gizlemeyen onlarca insan var etrafımda. Ama ben her zaman için en çok da ruhumdakilere güvendim, onlar için şükrettim asıl. Temiz, bakımlı, okumayı seven bir kadın, çok da iyi bir anneyim ben. Ama nasıl olduysa yanlış bir seçim yaptım. Bunun bedelini de, sadece kendi seçimim olduğu için çok da güzel ödüyorum. Çocuğuma ödetmekten kaçınıyorum. İhanetin acısı geçmeden ve geçmeyeceğini bilerek kandırılmışlığımı, en zor yaşam kalitesinde atlatmaya çalışıyorum. Bu yaranın kanı durmaz biliyorum. Ama işte evladım, canım, ciğerim diyorum hep, susuyorum, huysuzluk çıkarmamaya çalışıyorum. Tek beklediğim şefkatken "sen hiç bişeyden mutlu olmuyorsun" cümlesi daha da kanatıyor. Borçlarına destek oluyorum, çeyizim, evimin eşyaları çürüyor, umursamıyorum. Kafama taktığım tek şey, ben bunları önemsemezken, bu kadar mükemmele yakın yaşayan ve yaşatan biriyken mutlu edilmeye layık görülmemek. Ayrılsam nasıl mücadele ederim çocuğumun ruhunda açılacak yaralarla bilemiyorum. Çünkü bu adam beni gerçekten haketmiyor. Yazdıkça bunu daha iyi anlıyorum! Tek bir söz söyledim adam hakaret saydı. Hokkabazlık! 5 gündür düşmanız. Sohbet edecek kimse de yok. Çok üzgünüm...