• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bir kelime uğruna...

üzüldüm. inş. en yakın zamanda düzelirsiniz.

belki aklı başka yerdedir. geçim sıkıntısı çekiyormuşsunuz. borçlar herşey. erkekler bu durumda sadece tek şeye yoğunlaşıyorlar. o tek olan sorunu çözmekle öle çok meşgul oluyorlarki diğer şeyleri görmüyorlar bile. sorsanız umursanmıyor gibi gelirsiniz ama oda içerliyordur emin olun. misal babam hiç farelerin adından bile nefret eder. sanırdıkki aman altı üstü fare nolcakki. değilmiş. ilk evlendiklerinde oturdukları eski evin çatısında kocaman fareler at koşturur seslerinden uyuyamazlarmış. hep içinde kalmış.
 
aaa kimisi karısı bakımsız diye yakınır seninkide bakımından şikayetçi bence..canım bazı erkekler öledir fazla süsü püsü makyajı hiç sevmezler ama sende diyorsun ki fazla abartım yok diyorsun ne bileyim gitme bakalım kuaföre falan bakım yapma temiz ol sadece bakalım ozaman ne düşünüyor ne yapıyor..
 
Eskilerin bir sözü vardır,birini tanımak istiyorsan ya aynı evi paylaşacaksın ya yolculuğa çıkacaksın,kişiler aynı evi paylaşmaya başlamadan evvel karşısındaki kişiyle isterlerse yıllarca flört etsinler asla tam anlamıyla tanıdıklarını iddia edemezler bence.

Evlendikten sonra ya büyü bozulur yada herşey güllük gülistanlık olmaya devam eder,evlilik kadın içinde erkek içinde kader kısmet işi.
Patafix,bir kadın olarak eşinden beklediklerinin gerçekleşmemesi yüzünden yaşadığı hayal kırıklığında yerden göğe kadar haklı,kadın erkek diye cinsiyetlere ayrılsakta her iki tarafta insan evladı değil mi sonuçta.

Erkek sıcak bir çorba,temiz bir ev ve giyecek,güleryüz,tatlı dil,işve cilve bekliyorsa,kadında bekliyor,kadınların hakkı değil mi beklentide olmak,sadece erkeklere özgü mü bu?
Beklentiler uç noktalarda,şımarıklığın son noktası olmadığı ve evlilik kurumunun mantığı dahilinde olduğu sürece yerine getirmek için çaba sarfetmek bu kadar mı zor erkekler için.

Erkektir fazla birşey bekleme sözü bir kadın olarak beni incitiyor şahsen,o zaman erkek niye benden pekçok şey bekliyor?Neden evlilikte fedakarlık tek taraflı olur,kendini feda etmesi gereken kadındır gibi basmakalıp ve manasız düşüncelerin içinde boğuyorlar bizleri.

Kadın fedakarlık yapar,fedakar olmalı ama karşısındakinin tutumuna paraleldir bu,ben tek göz odanın içinde küçücük şeylerle mutlu olmaya çalışıyor,iyi günü kötü günü eşimle birlikte göğüslüyorsam eşimde elimi tutup bana sevgisini,yaptıklarıma duyduğu saygıyı göstermeli.

Patafix,
eşinizle barıştığınızda kendinizi ona ifade edin,nasıl yaparsınız bilmiyorum ama yüreğinizi bilmesi gerekiyor,anlamamakta ısrarcıysa yavrunuz ve kendiniz için ne yapabilirsiniz bunun arayışına girin.

Allah yardımcınız olsun:Saruboceq:
 
Patafix çok dolu dolu bir kadınsın. Yaşadığın koşullarda "ben nerde hata yaptım?" dememek elde değil. Ama demenin de faydasızlığı can yakıyor. Çocuğun olmasa giderdin öyle sanıyorum ki. Ama onun hatrına hala bir umudun var sanırım. Şöyle de birşey var. Ben dine inanmıyorum fakat Tanrının varlığına inanıyorum. Bu kusursuzluğun kaynağına. İbadet olsun, meditasyon olsun Tanrı'ya yaklaştığını düşündükçe o iç huzurun büyüdükçe dünyevi şeylerden soyutluyorsun kendini. Etrafında bir tek insan olmasa kendini yalnız hissetmiyorsun. Eşinin yapmaya çalıştığı da bu, kendini soyutlamak. Sorunlardan kaçmak istediği bir dönemde yapmaya başlamış yalnız o yüzden normalden daha sakin olmayı umarken daha sinirli olabileceğini düşünüyorum. Bu durumda senin de dediğin gibi birlikte ama yalnız ı oynuyorsunuz. Maddi problemler aşıldığında eski haline dönebilir diye düşünüyorum. Ama bu süreçte sen ne durumda olucaksın. En güzel yılların üzülmekle mi geçicek. Kaldı ki senin üzüldüğün bir ortamda bebeğin de üzgün büyüyecek. Ben küçükken annem herşeyi çok sorun ederdi, sürekli bir tartışma hali vardı evde. O zamanlar bile derdim keşke ayrılsalar diye. Zor kararlar bunlar ama istemediğin bir hayatı sineye çekmek hiç doğru değil. Mutlu etmiyorsa bu ilişki seni iteklemenin alemi yok. Ciddi ciddi konuş bence eşinle tüm bunları. Beklemek de faydasız. Belirsiz bekleme hali de öldürüyor insanı. Hiç olmazsa inceldiği yerden kopar. Hergün "neden" diye ağlamaktansa bir gün "bitti" diye ağlamak daha mantıklı. Mantıklı olmak zorundayız yoksa çok acı çekiyoruz elimizde değil fedakarlık taşıyor her yerimizden sonucunda ise suistimal ediliyoruz.
 
ya benim annem babam da anlaşamazlardı ama ben ayrılmalarını yine de istemezdim, herşeye rağmen birarada olmak isterdim, tabi bu tartışmalar şiddet ya da daha felaket sonuçlara yol açmadığı için belki de...

maddi sorunlar yüzünden eşin gerçekten sıkıntılı olmalı, depresyona girmiş belki de. Peki bu borçlarınız ne zaman bitecek? Az bir zaman mı kaldı?
 
Patafix çok dolu dolu bir kadınsın. Yaşadığın koşullarda "ben nerde hata yaptım?" dememek elde değil. Ama demenin de faydasızlığı can yakıyor. Çocuğun olmasa giderdin öyle sanıyorum ki. Ama onun hatrına hala bir umudun var sanırım. Şöyle de birşey var. Ben dine inanmıyorum fakat Tanrının varlığına inanıyorum. Bu kusursuzluğun kaynağına. İbadet olsun, meditasyon olsun Tanrı'ya yaklaştığını düşündükçe o iç huzurun büyüdükçe dünyevi şeylerden soyutluyorsun kendini. Etrafında bir tek insan olmasa kendini yalnız hissetmiyorsun. Eşinin yapmaya çalıştığı da bu, kendini soyutlamak. Sorunlardan kaçmak istediği bir dönemde yapmaya başlamış yalnız o yüzden normalden daha sakin olmayı umarken daha sinirli olabileceğini düşünüyorum. Bu durumda senin de dediğin gibi birlikte ama yalnız ı oynuyorsunuz. Maddi problemler aşıldığında eski haline dönebilir diye düşünüyorum. Ama bu süreçte sen ne durumda olucaksın. En güzel yılların üzülmekle mi geçicek. Kaldı ki senin üzüldüğün bir ortamda bebeğin de üzgün büyüyecek. Ben küçükken annem herşeyi çok sorun ederdi, sürekli bir tartışma hali vardı evde. O zamanlar bile derdim keşke ayrılsalar diye. Zor kararlar bunlar ama istemediğin bir hayatı sineye çekmek hiç doğru değil. Mutlu etmiyorsa bu ilişki seni iteklemenin alemi yok. Ciddi ciddi konuş bence eşinle tüm bunları. Beklemek de faydasız. Belirsiz bekleme hali de öldürüyor insanı. Hiç olmazsa inceldiği yerden kopar. Hergün "neden" diye ağlamaktansa bir gün "bitti" diye ağlamak daha mantıklı. Mantıklı olmak zorundayız yoksa çok acı çekiyoruz elimizde değil fedakarlık taşıyor her yerimizden sonucunda ise suistimal ediliyoruz.


Herkese tek tek cevap yazamadığım için lütfen beni bağışlayın. Her birini dikkatle sindire sindire okuyorum inanın. Çok ama çok teşekkür ederim desteğiniz için. İçim katıldı kaldı adeta. Ağlamak istiyorum, boğazımdaki düğüm çözülebilir belki böylece ama ortamım müsait değil, çalışmaya çalışıyorum. Lütfen mazur görün cevaplayamadığım için.

Ruhuma gerçekten temas eden bu yoruma karşılık vermek istiyorum.
Samantha...
Müslüman ama fazla tutucu olmayan bir ailem var. Ama ben her şeyi çok fazla sorguladığım için (bu huyumu da hiç sevmediğimi söylemeliyim) uzun yıllardır ben de kendimi hiç bir dine adapte edemedim. Aynen söylediğin gibi Allah inancını da hiç yadsıyamadım bu kadar mükemmel bir doğa işleyişine istinaden. Eşim Deist olduğumu biliyordu evlendiğimizde. Karşı da çıkmadı. Çünkü hiç bir inanışa saygısızlık etmedim. Kaldı ki gözümün gördüğü bir karıncayı bile ezmemek için gerçekten adımlarımı sakındığım değiştirdiğim çok olmuştur. Vicdanıma merhametime insanlığıma gerçekten güvenirim. Eşimden başka da kimse anlayamaz Deist olduğumu. Çünkü insanlığa dair ne varsa, ibadet hariç, öyle yaşıyorum zaten. Konu bu değil elbet. Ama aramızdaki farkı anlatmak istedim eşimle....

Çocuğum olmasa gider miydim? Çoktan...
Aynen arkadaşların da söylediği gibi bu kadar zor şartlarda yaşayıp, hem eşime destek oldum, ilgimi alakamı en zor günümde bile esirgemedim, üstelik aldatıldığım halde yoluma devam ediyorum ben bu adamla. Kendi paramı kazanıyorum, ailem de destek aslında, çok da karşı koymazlar ayrılırsam. Yine ukalalalık yapıcam lütfen bağışlayın ama çalıştığım ortamda da, yolda yürürken bile modellik, mankenlik, fotomodellik teklifi almışlığım vardır çokça hem de. Bana bakarken iç geçiren, bunu da gizlemeyen onlarca insan var etrafımda. Ama ben her zaman için en çok da ruhumdakilere güvendim, onlar için şükrettim asıl. Temiz, bakımlı, okumayı seven bir kadın, çok da iyi bir anneyim ben. Ama nasıl olduysa yanlış bir seçim yaptım. Bunun bedelini de, sadece kendi seçimim olduğu için çok da güzel ödüyorum. Çocuğuma ödetmekten kaçınıyorum. İhanetin acısı geçmeden ve geçmeyeceğini bilerek kandırılmışlığımı, en zor yaşam kalitesinde atlatmaya çalışıyorum. Bu yaranın kanı durmaz biliyorum. Ama işte evladım, canım, ciğerim diyorum hep, susuyorum, huysuzluk çıkarmamaya çalışıyorum. Tek beklediğim şefkatken "sen hiç bişeyden mutlu olmuyorsun" cümlesi daha da kanatıyor. Borçlarına destek oluyorum, çeyizim, evimin eşyaları çürüyor, umursamıyorum. Kafama taktığım tek şey, ben bunları önemsemezken, bu kadar mükemmele yakın yaşayan ve yaşatan biriyken mutlu edilmeye layık görülmemek. Ayrılsam nasıl mücadele ederim çocuğumun ruhunda açılacak yaralarla bilemiyorum. Çünkü bu adam beni gerçekten haketmiyor. Yazdıkça bunu daha iyi anlıyorum! Tek bir söz söyledim adam hakaret saydı. Hokkabazlık! 5 gündür düşmanız. Sohbet edecek kimse de yok. Çok üzgünüm...
 
ya benim annem babam da anlaşamazlardı ama ben ayrılmalarını yine de istemezdim, herşeye rağmen birarada olmak isterdim, tabi bu tartışmalar şiddet ya da daha felaket sonuçlara yol açmadığı için belki de...

maddi sorunlar yüzünden eşin gerçekten sıkıntılı olmalı, depresyona girmiş belki de. Peki bu borçlarınız ne zaman bitecek? Az bir zaman mı kaldı?


En az 2 yıl sürer. Hemen hemen hiç bir tartışmamıza şahit olmadı meleğim. İçimde tutarım yine de onun yanında tartışmam. Bu konuda çok özenliyim. Tam da bu yüzden esas, ayrılmamız onda daha derin izler bırakır. Çünkü hiç pürüz görmediği bir ilişkimiz var onun yanında. Tanımlayamaz ki, anlamlandıramaz ki neden ayrılmamız gerektiğini.
Depresyonda mıdır hangi karın ağrısındaysa çıksın bir an önce.
Yoksa benim onu depresyona sokacağım kesin...
 
şimdiki yorumuzu okudumda. sizin sorununuz galiba inanç farklılıkları. evli olmadan insanlar diğer inançlara daha anlayışlı olabiliyorken evlendikten sonra değişiyor bu durum. eşininde kendisi gibi olmasını istiyor, her iki tarafta, değişmeyince olmayınca da gerginlikler başlıyor. evlenmeden önce değişir diye kabullenirim diye başlıyorsunuz. ama öle olmuyor. inş. doğru yolu bulur ve inancınız kuvvetlenir (şimdi yabancı biri olarak bile size dua ediyorum, birde eşinizin iç çalışmalarını düşünün.zor bir durum.)
 
şimdiki yorumuzu okudumda. sizin sorununuz galiba inanç farklılıkları. evli olmadan insanlar diğer inançlara daha anlayışlı olabiliyorken evlendikten sonra değişiyor bu durum. eşininde kendisi gibi olmasını istiyor, her iki tarafta, değişmeyince olmayınca da gerginlikler başlıyor. evlenmeden önce değişir diye kabullenirim diye başlıyorsunuz. ama öle olmuyor. inş. doğru yolu bulur ve inancınız kuvvetlenir (şimdi yabancı biri olarak bile size dua ediyorum, birde eşinizin iç çalışmalarını düşünün.zor bir durum.)


Bir şey itiraf edeyim.
Sırf bunu bir gün başıma kakar diye, bir kaç yıl önce inançlarımın değiştiğini söyledim. Artık aynı inanç yolundayız diye biliyor eşim. Benim hayatıma yansıması gereken bir değişiklik yok. Çünkü zaten kötü bir insan değilim. Sadece onun içi rahat olsun dedim. Etiket önemli çoğu kişi için. Yani sorun bu da değil. Ben artık sorunun ne olduğunu da anlayamıyorum...
 
aynı yolda olduğunuzu ifade etmişsin ama sen inanmıyorsun ki. sen inanmayınca ondaki değişimi kabul edemiyorsun haliyle. bu bir arkadaşının inancını beyenmediğin halde onun yanında olmak gibi birşey değil. aynı evde aynı yaşamı paylaşında sorunlar kaçınılmaz oluyordur. mesale namaz kılıp kımıldamıyor demişsin. eğer namaz kılması sorun olmasaydı yazmaya değerli görmezdin.

(yanlış anlama neye inanıp neye inanacağını kimse söylemez. inş. karşına anlatılması gerektiği gibi birisi çıkarda gerçekleri anlatır sana)
 
Herkese tek tek cevap yazamadığım için lütfen beni bağışlayın. Her birini dikkatle sindire sindire okuyorum inanın. Çok ama çok teşekkür ederim desteğiniz için. İçim katıldı kaldı adeta. Ağlamak istiyorum, boğazımdaki düğüm çözülebilir belki böylece ama ortamım müsait değil, çalışmaya çalışıyorum. Lütfen mazur görün cevaplayamadığım için.

Ruhuma gerçekten temas eden bu yoruma karşılık vermek istiyorum.
Samantha...
Müslüman ama fazla tutucu olmayan bir ailem var. Ama ben her şeyi çok fazla sorguladığım için (bu huyumu da hiç sevmediğimi söylemeliyim) uzun yıllardır ben de kendimi hiç bir dine adapte edemedim. Aynen söylediğin gibi Allah inancını da hiç yadsıyamadım bu kadar mükemmel bir doğa işleyişine istinaden. Eşim Deist olduğumu biliyordu evlendiğimizde. Karşı da çıkmadı. Çünkü hiç bir inanışa saygısızlık etmedim. Kaldı ki gözümün gördüğü bir karıncayı bile ezmemek için gerçekten adımlarımı sakındığım değiştirdiğim çok olmuştur. Vicdanıma merhametime insanlığıma gerçekten güvenirim. Eşimden başka da kimse anlayamaz Deist olduğumu. Çünkü insanlığa dair ne varsa, ibadet hariç, öyle yaşıyorum zaten. Konu bu değil elbet. Ama aramızdaki farkı anlatmak istedim eşimle....

Çocuğum olmasa gider miydim? Çoktan...
Aynen arkadaşların da söylediği gibi bu kadar zor şartlarda yaşayıp, hem eşime destek oldum, ilgimi alakamı en zor günümde bile esirgemedim, üstelik aldatıldığım halde yoluma devam ediyorum ben bu adamla. Kendi paramı kazanıyorum, ailem de destek aslında, çok da karşı koymazlar ayrılırsam. Yine ukalalalık yapıcam lütfen bağışlayın ama çalıştığım ortamda da, yolda yürürken bile modellik, mankenlik, fotomodellik teklifi almışlığım vardır çokça hem de. Bana bakarken iç geçiren, bunu da gizlemeyen onlarca insan var etrafımda. Ama ben her zaman için en çok da ruhumdakilere güvendim, onlar için şükrettim asıl. Temiz, bakımlı, okumayı seven bir kadın, çok da iyi bir anneyim ben. Ama nasıl olduysa yanlış bir seçim yaptım. Bunun bedelini de, sadece kendi seçimim olduğu için çok da güzel ödüyorum. Çocuğuma ödetmekten kaçınıyorum. İhanetin acısı geçmeden ve geçmeyeceğini bilerek kandırılmışlığımı, en zor yaşam kalitesinde atlatmaya çalışıyorum. Bu yaranın kanı durmaz biliyorum. Ama işte evladım, canım, ciğerim diyorum hep, susuyorum, huysuzluk çıkarmamaya çalışıyorum. Tek beklediğim şefkatken "sen hiç bişeyden mutlu olmuyorsun" cümlesi daha da kanatıyor. Borçlarına destek oluyorum, çeyizim, evimin eşyaları çürüyor, umursamıyorum. Kafama taktığım tek şey, ben bunları önemsemezken, bu kadar mükemmele yakın yaşayan ve yaşatan biriyken mutlu edilmeye layık görülmemek. Ayrılsam nasıl mücadele ederim çocuğumun ruhunda açılacak yaralarla bilemiyorum. Çünkü bu adam beni gerçekten haketmiyor. Yazdıkça bunu daha iyi anlıyorum! Tek bir söz söyledim adam hakaret saydı. Hokkabazlık! 5 gündür düşmanız. Sohbet edecek kimse de yok. Çok üzgünüm...

bu yazdıklarını okuyunca evliliğinin ne kadar zor bir süreçte olduğunu daha iyi anladım.senin düşüncelerindeki derinliği okadar az erkek anlayabilirki.çok okumuş evren üzerindeki hayatın doğumundan bugüne geçirdiği evreleri bir nebze olsun araştırmış olaylara geniş ve eleştirel bakış açısıyla bakabilmiş biri anlayabilir seni ancak.oysa anlattıklarından mutlak ve doğru kurallarla yaşamayı seçmiş ve eleştirel bakmayı çok büyük bir hata olarak görecek biri var.sığ sularla ,engin ve derin okyanus bir araya gelmeye çalışıyor.ve senin derinliğinde kaybolabilme korkusu onu hırçınlaştırıyor olmasın?
 
vaktinde karşılıklı kabullenilen şeyler zamanla büyükçe bi sorun oluvermiş..
herşeyin düzeleceği bir gün hayal edemiyorsan sürdürmenin anlamı yok ki..
 
aynı yolda olduğunuzu ifade etmişsin ama sen inanmıyorsun ki. sen inanmayınca ondaki değişimi kabul edemiyorsun haliyle. bu bir arkadaşının inancını beyenmediğin halde onun yanında olmak gibi birşey değil. aynı evde aynı yaşamı paylaşında sorunlar kaçınılmaz oluyordur. mesale namaz kılıp kımıldamıyor demişsin. eğer namaz kılması sorun olmasaydı yazmaya değerli görmezdin.

(yanlış anlama neye inanıp neye inanacağını kimse söylemez. inş. karşına anlatılması gerektiği gibi birisi çıkarda gerçekleri anlatır sana)


Namaz kılıp kımıldamıyor mu demişim? Bu ne demek ki anlayamadım.

Ondaki değişimi kabul edemeyişimin tek sebebi, benim yaşam şeklimi tümüyle değiştirmek istemesi. Ben ona müdahale etmiyorsam, o da bana etmemeli. Şimdi bu konu yüzünden konumun kapanmasını istemiyorum. Lütfen. Doğru dürüst, insanca yaşıyorsam, bir dine mensup olup olmamam kimseyi ilgilendirmez. Ondaki bu değişim eğer beni umursamamaya, ilişkiyi korumaya çalışmamaya itiyorsa beni bal gibi de ilgilendirir. Her şeyin bir yolu yordamı var...
 
bu yazdıklarını okuyunca evliliğinin ne kadar zor bir süreçte olduğunu daha iyi anladım.senin düşüncelerindeki derinliği okadar az erkek anlayabilirki.çok okumuş evren üzerindeki hayatın doğumundan bugüne geçirdiği evreleri bir nebze olsun araştırmış olaylara geniş ve eleştirel bakış açısıyla bakabilmiş biri anlayabilir seni ancak.oysa anlattıklarından mutlak ve doğru kurallarla yaşamayı seçmiş ve eleştirel bakmayı çok büyük bir hata olarak görecek biri var.sığ sularla ,engin ve derin okyanus bir araya gelmeye çalışıyor.ve senin derinliğinde kaybolabilme korkusu onu hırçınlaştırıyor olmasın?


Benim derinliğim, yüzme bileni boğmaz. Aksine çoğaltır aslında. Ben beraber çoğalmak için evlendim. Yalnızlaşmak için değil. Ama doğru bir tesbit olabilir bu. Bu sularda yüzmek zor, başım omzuna ağır geliyor olabilir...
 
Bu gün 5. gün. Koskoca bir 5 gün.
Her gün mesajlar atan, defalarca arayan insan derin bir sessizliğe gömüldü.
Ben ne yalanlarla, ne üzüntülerle, ne tür bir ihanetle boğuştum da bu kadar sessiz kalmadım.
Bir kelimeyle savaşamayacak kadar varmış aslında hayatımda.
Bu kadarcıkmış.
Bu kadar az-mış aslında.
Bu B'ler Beni Bunalttı!
 
oncekı konunda da soylemıstım; maalesef evlılıgınız kokten degısecek..cunku esın cok buyuk ve koklu bır degısımın ıcınde..
bahsettıgın hayat kolay degıl..hemde hıc..Allah sana sabır versın..
yalnız benım aklımı karıstıran bır sey var; esın artk dınıne daha baglı bır adam olma yolunda ılerlıyor dı mı?pekı bu yaptıkları,(tehtıdlerı bagırmaları cagırmaları) acaba dınımızde de makul mu?yanı bu kadar dından bır ınsan madem?bıraz celıskılı geldı bana?
bıldıgım ve gordugum,dınını layıkıyla yasayan ınsanlar gercek anlamda melekten farksız..cunku dınımız bızlere ıyı bıreyler olmamızı ogutleyen guzel bır dın..
ama senın kocan da sankı işine geldıgı gıbı yasıyor canım ya?yanı bu da bana yapmacık gelıyor ıste..
ne yapabılırsın?ne yapmalısın?
bunun hakkında pek bır sey soyleyemem,benı asar..cunku evlı degılım evlı bıle olsam cocugum yok..
bır tek sunu soyleyebılırım; cocugunuza bunları yansıtmamaya calısın..ama bunları yasıtmayacagım dıye de kendınızden vermeyın,bu seferde babam annemı cok uzuyor dıye dusunebılır..cocuk varken bu tarz seylerın yasanması cok uzucu..hem cocuk etkılenmesın dıye cabalıyorsunuz hemde kendızı bır sekılde bu durumdan kurtarmak ıcın..
Allah yardımcın olsun..
 
bişey sorabilirmiyim ? 1 ay kadar önceki konunuzda tatile gidiceğinizden bahsetmişsiniz,bu konunuz içindede gırtlağa kadar borç var,yemeği evin içinde (ev derken sanırım odayı kasdediyorsunuz) yapıyorum demişsiniz? biraz çelişmiyormu bu iki konu?
 
bişey sorabilirmiyim ? 1 ay kadar önceki konunuzda tatile gidiceğinizden bahsetmişsiniz,bu konunuz içindede gırtlağa kadar borç var,yemeği evin içinde (ev derken sanırım odayı kasdediyorsunuz) yapıyorum demişsiniz? biraz çelişmiyormu bu iki konu?


Çelişmiyor. Bir akrabamın yazlığına gittik çünkü. Her tatil beş yıldızlı otellerde geçirilmiyor. Ayrıca borçlu insanların tatile daha çok ihtiyaçları yok mudur. Çelişkiden kasdınızı anlayamadım.
 
oncekı konunda da soylemıstım; maalesef evlılıgınız kokten degısecek..cunku esın cok buyuk ve koklu bır degısımın ıcınde..
bahsettıgın hayat kolay degıl..hemde hıc..Allah sana sabır versın..
yalnız benım aklımı karıstıran bır sey var; esın artk dınıne daha baglı bır adam olma yolunda ılerlıyor dı mı?pekı bu yaptıkları,(tehtıdlerı bagırmaları cagırmaları) acaba dınımızde de makul mu?yanı bu kadar dından bır ınsan madem?bıraz celıskılı geldı bana?
bıldıgım ve gordugum,dınını layıkıyla yasayan ınsanlar gercek anlamda melekten farksız..cunku dınımız bızlere ıyı bıreyler olmamızı ogutleyen guzel bır dın..
ama senın kocan da sankı işine geldıgı gıbı yasıyor canım ya?yanı bu da bana yapmacık gelıyor ıste..
ne yapabılırsın?ne yapmalısın?
bunun hakkında pek bır sey soyleyemem,benı asar..cunku evlı degılım evlı bıle olsam cocugum yok..
bır tek sunu soyleyebılırım; cocugunuza bunları yansıtmamaya calısın..ama bunları yasıtmayacagım dıye de kendınızden vermeyın,bu seferde babam annemı cok uzuyor dıye dusunebılır..cocuk varken bu tarz seylerın yasanması cok uzucu..hem cocuk etkılenmesın dıye cabalıyorsunuz hemde kendızı bır sekılde bu durumdan kurtarmak ıcın..
Allah yardımcın olsun..


Aynen katılıyorum söylediklerine. Zaten şu an girdiği yolda samimi olduğunu hissetseydim daha çok destek olurdum. Evimizin en çok da huzura ihtiyacı var çünkü. En azından bir kişinin huzurlu olması bile ailemizi olumlu etkileyebilirdi. Ama görüyorsun ki, farkettin ki bu sadece bir özenti. Belki beni daha az kıskanması, daha az bakılacak biri haline getirmesi için bir kumpas. Bilemiyorum tabii ki. Bildiğim samimi olmadığı. Gerçekten hissederek yaşamadığı...
 
Back
X