bizimkisi sevgiye ve mantığa dayalı,5 senelik bir evlilik. bir sene görüşüp akabinde evlendik. ikimiz de çalışıyoruz, şu an bir bebeğimiz var..hamdolsun. fakat bizde enteresan bir şey var ki paylaşmak istedim, yazarken daha iyi düşünebiliyorum, belki ben de bizdeki eksiği fark ederim bu sayede.
arkadaşlar, eşim çok sosyal bir insan. ben o denli değilim. akşam işinden gelir, çabuk çabuk yer,hiç yorulmamış gibi spor salonuna gider, sonra vakıf işlerine de çok düşkün, ordan vakfına gider, görevleri vardır orda yapacağı vs vs. onlara zaman ayırır heer akşam ve hafta sonu da... ben de akşamları evde çocukla pineklerim. akşam bebekle yeni uyumaya çalıştığımız sıra gelir, mutfakta tekrar bir şeyler atıştırır, rahatsız olmayalım diye çıt çıkarmadan evde yapacağı bir şeyi varsa (gömlek ütüleme vs.) yapar yatar. sabah benden çok önce uyanır, kahvaltısını yapar, işine gider.....
o işe gittikten biraz sonra bebek bakıcımız eve gelir, ben işe giderim, akşam gelirim, bebeğimle ilgilenirim bebekten fırsat kalırsa yemek yaparım, sonra eşim gelir, hızla yemek yer ( ha yemek yoksa kendi yapar) ve vınnnn dışarıya........
arkadaşlar, tamam şükür ki kendi ihtiyaçlarını kendi karşılayabilen bir eşim var. ama o denli yalnız kalıyorum ki, öfke duyuyorum eşime. bebek olmadan önce de hep yalnız kalırdım, canımın sıkıntısını alsın diye puzzle yapardım, nete girerdim, örgü örerdim, boool kitap okurdum vaktimi geçirmeye çalışırdım.... bebek olduktan sonra hayatımı öyle doldurdu ki afedersiniz lavaboya zor gidiyorum ve bebeği her akşam tek başıma bakmaktan yoruluyorum( anne olanlar çok iyi bilir bu durumu). gece zaten bebeğim sabaha kadar emiyor uyutmuyor beni.... e akşam bari üstümdeki yükü azaltsın eşim, yok! adamın yüzünü göremiyorum ki hafta içi...
hafta sonu da assla evde duramaz, bazen tek bazen ikimiz ailesini ailemi ziyaret ederiz ama eşim hiperaktif gibi bir şey, bir yerdeçok duramaz, hemen çıkalım ister. sonra bizi eve bırakır ve günün kalanında ve bilhassa akşam saatleri vakfın bünyesindeki pek çok işi halleder, hatta bazen o binayı süpürdüğü bile olur.....
eskiden bana daha çok yardımcıydı, bebek doğmadan ondan söz almıştım, vakıfa değil ailene ağırlık vereceksin diye,, ama tutmadı.... haaala görevleri artarak gidiyor. nereye kadar diyorum ona? nereye kadar bu koşuşturma? ölene kadar diyor.
ha bunun dışında çok titizdir, evde bir yer karışık oldu mu hemen "düzensizsin" yaptasını yapıştırır, ben sana bunu buraya koyma demedim mi'ler, bu mutfak masasının üstünü ne zaman boş bulacağım mı demeler..... neler neler.... işme burnunu sokar, zaten yaptığım işi de pek öyle beğenmez......
yani arkadaşlar ne diyeyim.... ben bekarken böyle bir evlilik hayal etmemiştim, hep beraber olacaktık, he ryere beraber gidecektik, el ele dip dibe olacaktık... hikaye oldu hepsi... evliyiz ama iki ayrı yaşam sürüyoruz sanki. o kendi dünyasında ben kendi dünyamda... bebeğim de benim dünyamda daha çok... nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum. ama canım çok sıkılıyor, ne yapabilirim, küçük bir bebeğim varken nerelere gideyim, zaten dışarıyı gezmeyi pek seven biri de değilimdir.... bekarken tam tersiydim. evlenince ne olduysa bana içime içime göçtüm sanki.
bu nasıl bir evlilik ben de anlamadım
-)
ekleme: bakın abartısız az önceki mesajlaşmalırımızı yazıyorum.
ben şu an evdeyim eşim hala gelmedi.
ben: naber nerdesin
o: servisten yeni indim hayırdır inş.
ben:özledik evde olmanı istiyoruz da
o: hmm iyi. tamam haftas onu geldi ya, görürüz birbirimizi inşallah. antrenmana geldim. gelirken bir şey istiyomusun. köfte getireyim mi size
ben
lmaz mııı, kaçta 
o: e müsaden olursa vakıf sonrası alıp gelecem.
ben daha bir şey yazmadım (
bakın bu son eklemeyi yeni yaptım. açıkça halimiz bu işte. evlisin ama eşin diyor ki, üzülme haftaonu geldi görebiliriz birbirimizi artık .. nasıl? güle rmisin ağlar mısın
arkadaşlar, eşim çok sosyal bir insan. ben o denli değilim. akşam işinden gelir, çabuk çabuk yer,hiç yorulmamış gibi spor salonuna gider, sonra vakıf işlerine de çok düşkün, ordan vakfına gider, görevleri vardır orda yapacağı vs vs. onlara zaman ayırır heer akşam ve hafta sonu da... ben de akşamları evde çocukla pineklerim. akşam bebekle yeni uyumaya çalıştığımız sıra gelir, mutfakta tekrar bir şeyler atıştırır, rahatsız olmayalım diye çıt çıkarmadan evde yapacağı bir şeyi varsa (gömlek ütüleme vs.) yapar yatar. sabah benden çok önce uyanır, kahvaltısını yapar, işine gider.....
o işe gittikten biraz sonra bebek bakıcımız eve gelir, ben işe giderim, akşam gelirim, bebeğimle ilgilenirim bebekten fırsat kalırsa yemek yaparım, sonra eşim gelir, hızla yemek yer ( ha yemek yoksa kendi yapar) ve vınnnn dışarıya........
arkadaşlar, tamam şükür ki kendi ihtiyaçlarını kendi karşılayabilen bir eşim var. ama o denli yalnız kalıyorum ki, öfke duyuyorum eşime. bebek olmadan önce de hep yalnız kalırdım, canımın sıkıntısını alsın diye puzzle yapardım, nete girerdim, örgü örerdim, boool kitap okurdum vaktimi geçirmeye çalışırdım.... bebek olduktan sonra hayatımı öyle doldurdu ki afedersiniz lavaboya zor gidiyorum ve bebeği her akşam tek başıma bakmaktan yoruluyorum( anne olanlar çok iyi bilir bu durumu). gece zaten bebeğim sabaha kadar emiyor uyutmuyor beni.... e akşam bari üstümdeki yükü azaltsın eşim, yok! adamın yüzünü göremiyorum ki hafta içi...
hafta sonu da assla evde duramaz, bazen tek bazen ikimiz ailesini ailemi ziyaret ederiz ama eşim hiperaktif gibi bir şey, bir yerdeçok duramaz, hemen çıkalım ister. sonra bizi eve bırakır ve günün kalanında ve bilhassa akşam saatleri vakfın bünyesindeki pek çok işi halleder, hatta bazen o binayı süpürdüğü bile olur.....
eskiden bana daha çok yardımcıydı, bebek doğmadan ondan söz almıştım, vakıfa değil ailene ağırlık vereceksin diye,, ama tutmadı.... haaala görevleri artarak gidiyor. nereye kadar diyorum ona? nereye kadar bu koşuşturma? ölene kadar diyor.
ha bunun dışında çok titizdir, evde bir yer karışık oldu mu hemen "düzensizsin" yaptasını yapıştırır, ben sana bunu buraya koyma demedim mi'ler, bu mutfak masasının üstünü ne zaman boş bulacağım mı demeler..... neler neler.... işme burnunu sokar, zaten yaptığım işi de pek öyle beğenmez......
yani arkadaşlar ne diyeyim.... ben bekarken böyle bir evlilik hayal etmemiştim, hep beraber olacaktık, he ryere beraber gidecektik, el ele dip dibe olacaktık... hikaye oldu hepsi... evliyiz ama iki ayrı yaşam sürüyoruz sanki. o kendi dünyasında ben kendi dünyamda... bebeğim de benim dünyamda daha çok... nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum. ama canım çok sıkılıyor, ne yapabilirim, küçük bir bebeğim varken nerelere gideyim, zaten dışarıyı gezmeyi pek seven biri de değilimdir.... bekarken tam tersiydim. evlenince ne olduysa bana içime içime göçtüm sanki.
bu nasıl bir evlilik ben de anlamadım

ekleme: bakın abartısız az önceki mesajlaşmalırımızı yazıyorum.
ben şu an evdeyim eşim hala gelmedi.
ben: naber nerdesin
o: servisten yeni indim hayırdır inş.
ben:özledik evde olmanı istiyoruz da
o: hmm iyi. tamam haftas onu geldi ya, görürüz birbirimizi inşallah. antrenmana geldim. gelirken bir şey istiyomusun. köfte getireyim mi size
ben


o: e müsaden olursa vakıf sonrası alıp gelecem.
ben daha bir şey yazmadım (

Son düzenleme: