Not: Yazacaklarım uzundur, okumak istemeyen okumasın lütfen… Cesaret edip sonunda ben de derdimi yazmak istedim. Detaylar çok fazla ama ben üstten yazmaya çalışacağım..
İyi bir üniversiteden mezun oldum, yurt dışında masterimi yaptım ve yine bu ülkenin hatırı sayılır bir çok şirketinde çalıştım ve son çalıştığım firmada da üst düzey yönetici konumundaydım… Derken bir yaz sıcağında bunalıp yıllık izne çıkarak güneye geldim. Otele yerleştiğim ilk gün dinlenmek için aşağı indiğimde bir çift gözle karşılaştım. Aşkın gözü kördür derler ya 15 gün çok güzel bir aşk yaşadık ve dönme vakti geldi ancak biz hiç kopmadık, o yanıma geldi ben geldim derken aramızdaki tüm uçurumları görmedim, görmezden geldim… 3 ayın sonunda daha fazla ayrı kalamayacağımıza karar verip hızlandırılmış bir nikah töreni ile evlendik. Bu süre iki insanın bir birini tanıması için asla yeterli değilmiş. İnsan ayırdığım için değil ama denklik çok önemliymiş.
Evliliğimiz ilk zamanlarda fena gitmiyordu, ufak tefek tartışmalar yaşasak da mutluyduk ancak bulunduğumuz şehirde aldığın diplomalar ne yazık ki pek işe yaramıyor yine de olabilecek iyi bir işe girdim, 7. Ayımızda artık hamileydim ve bulantılarım kusmalarım artınca işten çıkartıldım. Uğraşmak da istemedim nasıl olsa eşim çalışıyor diyordum, hamileliğimin 4. Ayında eşimde işsiz kaldı bekledim ki işe girsin ama nedense onda bir rahatlık başladı, iş bulamıyorum moduna geçti ki kendisi zaten turizmde çalışıyor ve 2 dil sahibi bu sebepten kolay iş bulurdu.. Çok zor zamanlar geçirdik, eve ekmek alamadığımız günleri yaşadık ve buna da şükür diyerek ben evden iş yapmaya başladım. Güzel de kazanmaya başladım ama gel gör ki hamilelik ev iş ağır geliyordu. Kayınvalide desen hak getire uğradığı ettiği yok… Bana sen yakınıma taşın çocuk olunca bakarım diyen kadın taşındıktan sonra biz uğrarsak selam verir oldu. İlk meleğim doğdu bu arada ben işleri büyütmüş ve evin yakınlarında bulunan bir ofisi kiralamış ve ofisten çalışır olmuştum. Sözde karı koca beraber çalışıyoruz ama nedense her şeyi ben yapar haldeyim kv’de çok güzel bir fikir verdi ofiste ne güzel büyütürsün çocuğu diye.. ofise beşik atmıştım bu arada kimseden fayda göremeyince. Ancak diğer çocuklarının bebeklerini büyüttü bense hiç destek göremedim.
Kızım büyürken korunduğum halde ikinci bebeğime hamile kaldım doktorum da şaşırdı istemiyorsan alalım dedi ama ben kıyamadım ve ikinci yavrum doğana kadar da bu tempo devam etti bu sürede benim işler büyüdü. Ancak hep çalışan ben iki çocuk yakamda paçamda iş yapan ben bu sürede çok yorulan eş…. Ne yapıyor derseniz hiç bir şey! Bana patronluk yapıyor sadece… Hastaneden eve döndüğüm gün bilgisayar başına oturmak zorunda kaldım, iki çocuk iş derken dikişlerim açıldı 3. ameliyatı oldum… Dinlenmek ne kelime, ofis ev arasında mekik dokudum ne bir arkadaş, ne bir sosyal faaliyet hem şükür ettim halime. Çocuklarım var dedim, onlar için yapıyorum dedim ama destek de bekledim ama hep hakaret işittim, aşağılandım...
Kavgalar hiç eksilmedi, sürekli hakaret işitmeye başladım hazmedemedim ama çocuklarım var idare edeyim dedim. Ailem gelir saygı yok epi topu yılda bir kere gelirler oda bana yardımcı olmak için 1-2 ay belki kalırlar geri dönerler beyefendi babamdan rahatsız olur annemden rahatsız olur.. onun ailesi ise en mükemmel insanlar.. Bense ikinci bebeğimde erken doğum yaptım hastaneden çıkıp eve geldiğimde kv evdeydi bir tabak çorba yoktu ortada…
Kavgaların şiddeti gitgide artmaya başladı, hakaretler küfürler boyumu aştı.. bu arada annem rahmetli oldu ve ben işler yoğun denilerek cenazede bile 2 gün kalabildim 3. Günün sabahı iş yapmak üzere tekrar dönmek zorunda kaldım. Sonunda artık dedim ki kadın silkelen kendine gel sen bu değilsin, bıraktım ofisi ve bir işe girdim hem de bu şehirde olabilecek en iyi iş ve en iyi maaş bana da çocuklarıma da yeter. Birde evim var istanbul’da kira gelirim de var (evlenmeden önce aldığım) Çok şükür kimseye ihtiyacım da yok. Tabi bu arada ofisten elimi hiç çekemedim zaten çok yoğun çalışıyorum eve geliyorum çocukları uyutunca ben yine bilgisayar başında ofisin işlerini tamamlamaya çalışıyorum adam gibi bire eleman bulamadı.. buldukları da düzgün iş yapmıyor maalesef.
En son kavgada artık tartaklanıp rahmetliye de uzanan küfürleri duyunca dedim bitti bu kadar, boşanıyoruz! Öfke sorunu var beyefendinin, arabayla bir yere gidemez oldum onunla, yolda illaki biriyle kavga eder, çocuk var karım var demez, aile filan tanımaz kovar, ağzından bela eksilmez… En sonunda avukata verdim ve tek celsede boşandım avukat alttan girdi üstten çıktı anlaşmalı boşanmaya ikna etti ama adam vazgeçti mi derseniz hayır! Çocukların velayeti de ben de bu arada.
Bu arada ise eşimin babası hasta boşandıktan 1 hafta sonra yoğun bakıma alındı ve benim bulunduğum hastanede yatıyor, Allah biliyor kp’deri severim, hiçbir zararı olmamıştır hatırı da vardır bende. Bu sebeple her ihtiyaçlarına koştum, yardımcı oldum, eski eşim zor durumda diye ona da yardımcı olmaya çalıştım ama işin suyu çıktı… Yine kullanılmaya başladım, işin özü ben bu adamı boşadım ama bumerang gibi atıyorum gitmiyor, beni çok seviyormuş vs vs.. ama bende sevgi bitti. Ben deki acıma ve merhamet duygusu yüzünden ve artık kavgalardan bağrışlardan yorulduğum için kurtulamıyorum. Bu durumda da yalnız bırakmamalıyım düşüncesi boğuyor ama nefret ettiğim insanlarla bir araya gelmek de istemiyorum.. Tam iki ucu değnek misali kıvranıyorum.. Ben bu adamı nasıl göndericem bilmiyorum, o kadar yorgunum ki konuşamıyorum kelimeler boğazıma tıkanıyor, sülalesi buraya geliyor ve boşandığım adam benden onlara hoş geldin dememi ve ilgilenmemi bekliyor.
Anlasın istiyorum anlamıyor, anlatamıyorum… Sadece susuyorum.
İyi bir üniversiteden mezun oldum, yurt dışında masterimi yaptım ve yine bu ülkenin hatırı sayılır bir çok şirketinde çalıştım ve son çalıştığım firmada da üst düzey yönetici konumundaydım… Derken bir yaz sıcağında bunalıp yıllık izne çıkarak güneye geldim. Otele yerleştiğim ilk gün dinlenmek için aşağı indiğimde bir çift gözle karşılaştım. Aşkın gözü kördür derler ya 15 gün çok güzel bir aşk yaşadık ve dönme vakti geldi ancak biz hiç kopmadık, o yanıma geldi ben geldim derken aramızdaki tüm uçurumları görmedim, görmezden geldim… 3 ayın sonunda daha fazla ayrı kalamayacağımıza karar verip hızlandırılmış bir nikah töreni ile evlendik. Bu süre iki insanın bir birini tanıması için asla yeterli değilmiş. İnsan ayırdığım için değil ama denklik çok önemliymiş.
Evliliğimiz ilk zamanlarda fena gitmiyordu, ufak tefek tartışmalar yaşasak da mutluyduk ancak bulunduğumuz şehirde aldığın diplomalar ne yazık ki pek işe yaramıyor yine de olabilecek iyi bir işe girdim, 7. Ayımızda artık hamileydim ve bulantılarım kusmalarım artınca işten çıkartıldım. Uğraşmak da istemedim nasıl olsa eşim çalışıyor diyordum, hamileliğimin 4. Ayında eşimde işsiz kaldı bekledim ki işe girsin ama nedense onda bir rahatlık başladı, iş bulamıyorum moduna geçti ki kendisi zaten turizmde çalışıyor ve 2 dil sahibi bu sebepten kolay iş bulurdu.. Çok zor zamanlar geçirdik, eve ekmek alamadığımız günleri yaşadık ve buna da şükür diyerek ben evden iş yapmaya başladım. Güzel de kazanmaya başladım ama gel gör ki hamilelik ev iş ağır geliyordu. Kayınvalide desen hak getire uğradığı ettiği yok… Bana sen yakınıma taşın çocuk olunca bakarım diyen kadın taşındıktan sonra biz uğrarsak selam verir oldu. İlk meleğim doğdu bu arada ben işleri büyütmüş ve evin yakınlarında bulunan bir ofisi kiralamış ve ofisten çalışır olmuştum. Sözde karı koca beraber çalışıyoruz ama nedense her şeyi ben yapar haldeyim kv’de çok güzel bir fikir verdi ofiste ne güzel büyütürsün çocuğu diye.. ofise beşik atmıştım bu arada kimseden fayda göremeyince. Ancak diğer çocuklarının bebeklerini büyüttü bense hiç destek göremedim.
Kızım büyürken korunduğum halde ikinci bebeğime hamile kaldım doktorum da şaşırdı istemiyorsan alalım dedi ama ben kıyamadım ve ikinci yavrum doğana kadar da bu tempo devam etti bu sürede benim işler büyüdü. Ancak hep çalışan ben iki çocuk yakamda paçamda iş yapan ben bu sürede çok yorulan eş…. Ne yapıyor derseniz hiç bir şey! Bana patronluk yapıyor sadece… Hastaneden eve döndüğüm gün bilgisayar başına oturmak zorunda kaldım, iki çocuk iş derken dikişlerim açıldı 3. ameliyatı oldum… Dinlenmek ne kelime, ofis ev arasında mekik dokudum ne bir arkadaş, ne bir sosyal faaliyet hem şükür ettim halime. Çocuklarım var dedim, onlar için yapıyorum dedim ama destek de bekledim ama hep hakaret işittim, aşağılandım...
Kavgalar hiç eksilmedi, sürekli hakaret işitmeye başladım hazmedemedim ama çocuklarım var idare edeyim dedim. Ailem gelir saygı yok epi topu yılda bir kere gelirler oda bana yardımcı olmak için 1-2 ay belki kalırlar geri dönerler beyefendi babamdan rahatsız olur annemden rahatsız olur.. onun ailesi ise en mükemmel insanlar.. Bense ikinci bebeğimde erken doğum yaptım hastaneden çıkıp eve geldiğimde kv evdeydi bir tabak çorba yoktu ortada…
Kavgaların şiddeti gitgide artmaya başladı, hakaretler küfürler boyumu aştı.. bu arada annem rahmetli oldu ve ben işler yoğun denilerek cenazede bile 2 gün kalabildim 3. Günün sabahı iş yapmak üzere tekrar dönmek zorunda kaldım. Sonunda artık dedim ki kadın silkelen kendine gel sen bu değilsin, bıraktım ofisi ve bir işe girdim hem de bu şehirde olabilecek en iyi iş ve en iyi maaş bana da çocuklarıma da yeter. Birde evim var istanbul’da kira gelirim de var (evlenmeden önce aldığım) Çok şükür kimseye ihtiyacım da yok. Tabi bu arada ofisten elimi hiç çekemedim zaten çok yoğun çalışıyorum eve geliyorum çocukları uyutunca ben yine bilgisayar başında ofisin işlerini tamamlamaya çalışıyorum adam gibi bire eleman bulamadı.. buldukları da düzgün iş yapmıyor maalesef.
En son kavgada artık tartaklanıp rahmetliye de uzanan küfürleri duyunca dedim bitti bu kadar, boşanıyoruz! Öfke sorunu var beyefendinin, arabayla bir yere gidemez oldum onunla, yolda illaki biriyle kavga eder, çocuk var karım var demez, aile filan tanımaz kovar, ağzından bela eksilmez… En sonunda avukata verdim ve tek celsede boşandım avukat alttan girdi üstten çıktı anlaşmalı boşanmaya ikna etti ama adam vazgeçti mi derseniz hayır! Çocukların velayeti de ben de bu arada.
Bu arada ise eşimin babası hasta boşandıktan 1 hafta sonra yoğun bakıma alındı ve benim bulunduğum hastanede yatıyor, Allah biliyor kp’deri severim, hiçbir zararı olmamıştır hatırı da vardır bende. Bu sebeple her ihtiyaçlarına koştum, yardımcı oldum, eski eşim zor durumda diye ona da yardımcı olmaya çalıştım ama işin suyu çıktı… Yine kullanılmaya başladım, işin özü ben bu adamı boşadım ama bumerang gibi atıyorum gitmiyor, beni çok seviyormuş vs vs.. ama bende sevgi bitti. Ben deki acıma ve merhamet duygusu yüzünden ve artık kavgalardan bağrışlardan yorulduğum için kurtulamıyorum. Bu durumda da yalnız bırakmamalıyım düşüncesi boğuyor ama nefret ettiğim insanlarla bir araya gelmek de istemiyorum.. Tam iki ucu değnek misali kıvranıyorum.. Ben bu adamı nasıl göndericem bilmiyorum, o kadar yorgunum ki konuşamıyorum kelimeler boğazıma tıkanıyor, sülalesi buraya geliyor ve boşandığım adam benden onlara hoş geldin dememi ve ilgilenmemi bekliyor.
Anlasın istiyorum anlamıyor, anlatamıyorum… Sadece susuyorum.
Son düzenleme: