Bir anda herşey sıfırlandı...yalnız,mutsuz,umutsuz hayatın kıyısı burası olsa gerek!!

Bi de bu yüzden ayrılınır mı diyenler var gerçekten bu kadar basit mi görüyorsunuz hayatı tek pencereden sizce arkadaş bi sözünü tutmadı diye boşanıcam mı diyor gerçekten yoksa onun derdi yaptıklarının takdir edilmemesi hiçbir teşekkür ve iyiniyet görmemesi bunun artık alışkanlık haline gelmesi ve bundan bıkması hep böyle olacağını farketmesi mi

adım kadar eminim o şehirde kalırsa 1 sene sonra burda her dediğini yaptım ben anasıyla otururken benim destek olup bitirdiği okulla bulduğu işte kazandığı parayla beni aldatıyor gitmeli mi kalmalı mıyım başlığını görürüz herşey böyle başlar önce ilgi sevgi alaka saygı biter düşüncelere seçimlere kararlara saygısızlık derken kişiye saygısızlık sonunda da sen herşeyden vazgeçmiş herşeyini ona adamış ona göre yaşamaya başlamışken pat diye ortalıkta kalıverirsin bunun görmemek için kör olmak görmek için forumun tek sayfasına göz gezdirmek yeterli
 
Ben başka bir açıdan bakmak istiyorum.

Niye o şehirde yaşamak istemiyorsun onu sorgulamak lazım önce. Şehri mi sevmiyorsun? Hayat orda pahalı mı? Kendi ailene uzak diye mi? Köy mü, kasaba mı nedir?

Yıllar önce "tamam burada yaşamayacağız" denilmiş ama o zamanki durumlarla şimdiki durumlar arasında dağlar kadar fark vardır eminim. Bunun açıklamasını sana tane tane yapacak olan kişi eşin. Belki ailesini özledi, belki o zaman orda iş bualamayacağını biliyordu, belki o da kendince "bakın ben oldum" mesajını vermeye çalıyor. Komik gibi gelebilir ama erkekler biraz böyleler. Aileleri onları desteklemediği için; yerleşik düzene (göçebeler gibi oldu ) geçtiklerinde bunu ailelerine göstermek isteyebiliyorlar.

Eşim yaşadığımız şehirden nefret ederdi, "beni hicbir kuvvet burada tutamaz" derdi ve "ben tamam sen nasıl istiyorsan öyle olsun", "tamam burada yaşamayacağız" derdim. Gel zamaan git zamannn ben çakılı kadro Ankaraya yerleştim, "atandığımı ve başka bir yere istifa edemeden gidemeyeceğimizi" söyledim, bir anlamda verdiğim sözü yedim İstemese bile bu şehirde yaşamayı benim ideallerim uğruna kabul etti. Hic şikayetci değil.

İstememesinin diğer nedeni de aileme yakın olmaktı. Onun anne babası aileler yüzünden boşandığı için en büyük korkusu buydu ve yaşanılanlar yüzünden biz çok fazla yüzgöz olmuştuk. Ona bir güvence verdim ve verdiğim sözü tuttum. Kimse bizim ailemize karışamıyor. Kapımızı kapattığımızda herkes dışarda kalıyor. Ailem tabi ki evime gelip gidiyor, biz onlara gidiyoruz ama evimiz ayrı, yolumuz sapa. Ankara kocaman şehir uzak bir yerden tuttuk kafamız rahat.

Bir de eşinizi belli bir kalıba soktuğunuzdan bahsetmişsiniz. "Kalıp" derken yanlış anlaşılmasın. Ailesinin bile vermediği desteği vermişsiniz. Hayat standardınızı yükseltmişsiniz. Belki kıdem olarak sizden daha önde. Bu çok gurur verici bir durum, ben olsam hayıflanmak yerine eserimle gurur duyardım onun ailesine karşı.

Eğer ailesi birden sahiplenme moduna girdiyse siz; eşinizin hayatında sizin olduğunuzu, bu hayatı tırnaklarınızla kurduğunuzu, kaymağını da kimseye yedirmeyeceğinizi hissettirin. Köşenize çekilip, ahlanıp vahlanarak, hayatın kıyısına geldim, mutsuzum diye depresyona girerek hiçbirşey elde edemezsiniz.

Eşinizi seviyorsanız onunla gidin derim ben. O mutlu olunca sizi de mutlu eder. Çok alakasız durumlar dışında nerede yaşadığınızın bir önemi var mı? Eşiniz vefasız biri değilse, sizin yaptığınız fedakarlıkları da görecektir değil mi?

Evliliklerde böyle uç noktalarda birinin fedakarlık yapması gerekiyor bence. Ben yapmıyorum o da yapmasın ne yapalım; boşanalım... Gidersiniz baktınız olmadı, mutlu değilsiniz, eşinizle konuşur başka bir hal çaresi bulursunuz. Ama siz daha gitmeden ayak diretirseniz yaptıklarınız görmezden gelinecek maalesef.
 
ne nankör, duyarsiz insanlar var.

sen onca emek ver, adam et
ailesi gelsin hazira konsun. var mi böyle bisey ya?

zor günlerinde nerdeydiler? simdi mi akillarina gelmis ogullari oldugu

esinede dicek tek bisey yok, oda en az ailesi kadar düsüncesiz ve nankör bence


 


normalde çok sabırlı bir insanım ama inatla yazdıklarını okuyunca gerçekten pes dedim pes yani...
1)anlattıklarımdan bazı şeyleri yanlış anlamışsın "eşinin baştan berii evlenmemizi istemediği gibi" ailesi oğullarının evlenilmeyecek biri olduğunu düşünüyorlardı bizi rezil edecek başımıza iş açacak diye düşünüyorlardı ve maddi olarak düğün yapacak durumlarının olmadığını söyleyerek bunu istemediler.ilk mesajına cevabımda bunu yazdım ama ya okumadın ya okuduğunu anlamadın.istemedikleri ben değildim oğullarının evlenmesiydi şimdi anladın mı? biz gayet adetlerimize göre istemeli sözlü nişanlı davullu düğünlü evlendik hayır demediler benzini koyunca arabaya gelip istediler, düğünde halayda çektiler...nankörlük falan yok yani....
2)kesinlikle bir anne ne yaparsa yapsın emeğine kıyas biçilmez kıyaslanmaz bunu da söyledim ve ekledim... onun ailesinin yaptıkları bir anne babaya hiç yakışmayan şeylerdi ama ben sevgiliyken bir el kızı olarak evlenince de eş olarak hiçde azımsanmayacak şeyler yaptım.okutma-işe sokma-askere gönderme.basit mi? kaç kişinin karısı yapıyor bunları sen hangilerini yaptın mesela?
mantar değil yerden bitmedi, anne babası onu o günlere getirdi ama açık açık söylüyorum devamını getirmedi, birinci sınıftan itibaren çalıştııı hem çalıştı hem okudu o serseri dedikleri oğulları.tamam ekmek parası istemediler yatak parası istemediler ama kışın ortasında sırf eve giriş saatinden geç geldi diye eve almayıp kış vakti parkta sabahlattılar.hata yapıp zehir içtiğinde bizi rezil edeceğine ölseydi dediler. evladın mı var mı senin sen yapar mısın çocuğuna?
3) hiç kimse kimseye ailesinden fazla emek veremeyeceğine göre hiiç ağzımızı açmayalım emeği çok olan ne derse o olsun tamam. o zamanda eşimin ailesi dedi baktık büyüttük geleceksin yanımızda oturacaksınız(kapıcıdaireleri boşalmıştı oraya geçmemizi planlıyorlar -1kat ucuzmuş)gidelim oturalım. ya benim ailem onların bana verdikleri emek,onlarda desin baktık büyüttük geleceksin hopbalaaa nolacak şimdi senin mantığınla benim ailemin bana verdiği emek ve onun ailesinin ona verdikleri emeği hesaplayıp karşılaştırıp denklem mi çözecek? buyur çöz...

iki kişi evlendiyse aileler bir adım geri atmayı bilecekler çünkü onlarda aile olmuş artık istekde bulunurlar fikir verirler ammaa müdehale etmek araya laf sokmaz arada iş çevirmeye çalışmak huzuru bozmak bunlar olmaması gereken davranışlar...
son kez söylüyorum... benim üzüntüm eşimin daha önce aldığımız bir karar(ikimizin aldığı ben veya benim ailem değil) sonucu bana verdiği sözü tutmaması.sence basit olabilir ama ben basit görmüyorum önceden ciddi ciddi verilen bir kararı sonradan yok demesini..ailesinin bize daha önce işlerimiz yolunda değilken hiç ne yaklaşıp ne destek olmamalarına rağmen biz bunları aşmışken müdehale etmeye çalışması huzurumuzu bozmaları.(ayrıca biz evlenirken nerede yaşayacağımız üzerine onlara söylenmiş yada onların istediği hiiç bişi yok).
işte durum bu daha da açık anlatılmaz herhalde şimdi nasıl anlamak istiyorsan öyle anla...
 

ben yüksek ama her yerinden deniz görülen bir köyde büyüdüm okulumda deniz kenarındaydı üzülüncede deniz kenarında efkar dağıtırdım sevinincede deniz kenarına atardım kendimi... aptal kafam puanım ziyan olmasın diye bizim oradan değil iç anadoludan bir üniversiteye gittim ilk kez gördüm içanadoluyu ya belki saçma gelecek ama boğuluyorum ya ciddiyim hangi köşeyi dönünce denizi görecem yok... 4yıl oradaydım ama aşamadım bunu olmuyoo. gidersin baktın olmuyo dönersin diyosun ama düşünsene en başta benim o şehirde kesinlikle yaşamayacağımı biliyor ve yaşamak istediğim onunda onayladığı ortak karar verdiğimiz bir yer var...şimdi 1)istediğim kabul ettiği yere gitmiyor sözünüde benide çiğniyor 2)hiç hiç hiç istemediğimi adı gibi bildiği yere götürmek istiyor. sence bu kişi oraya geçtikten sonra sevmedim istemiyom desemde tamam gel gidelim der mi? şimdiye kadar neyimi önemsediki o zamanda önemsesin güvenemiyorum o konuda ama güvenebilmeyi çok isterdim. ya acaba büyütüyor muyum dışardan bakınca nasıl yapar mı ne dersin olur mu sence?
 
Aklıma kardeşimin xeşi geldi aklıma onun üni'de okurken maddi manevi destekledi ki evlilerdi sonra eşi süper iş buldu sonra bebek yapmaya karar verdiler bebek doğduktan sonra eşi ablamı terk etti sonrası adam rus kadınla evlendi bu maddi yardım edilen erkeklerden ileriye dönük nankörlük bekleyeceksin!
 

Büyütmüyorsun tabi ki neden; bugüne kadar böyle yaşamışsın alışkanlıklarından vazgeçmek çok zor gelir sana. Ve inan çoook iyi anlıyorum hissettiklerini. Eşim isyan ederdi, sokakları denize çıkmayan bu şehirden nefret ediyorum derdi, yönümü bulamıyorum, bizim oralarda her yol denize çıkar kafam karışıyor diyordu. Ama benim için ideallerim icin alıştı Hala kayboluyor ben de navigasyon cihazı görevi görüyorum mesela.

Eşim bu fedakarlığı yaptı benim icin ama bugün gidelim dese durumları toparlayıp ben de düşerim peşine; o güveni ona verebildim ben. Sen o konuda eşine güvenemiyorsan adım atman zor haliyle.

Beni önemsemedi diyorsun, bu tarz şeyler yaşarsan seni ciddiye alır mı bunu yine en iyi sen bilirsin. Eşin senin serzenişlerini duymazdan mı gelir, benim evimin huzuru herşeyden önemli deyip takar seni koluna başka yere mi gider inan bilemiyorum tatlım. Ben sana sedece yüzeysel şeyler söyleyebilirim.
 
Bence zehra61 in yazdıklarına fazla tepki göstermişsin.
Anlatırken, kendi verdiğin emekten çok fazla sözetmişsin gerçekten.
zehra61,buna istinaden yazmış.Ama senin ailenin sana verdiği emekle,onun ailesinin ona verdiği emeği karşılaştırmıyor.
Senin eşine verdiğin emekle,ailesinin eşine verdiği emeği karşılaştırıyor.

Aslında buna emek demek ne kadar doğru bilemiyorum.Evet bazı fedakarlıklar yapmışsın,eşine okuması için destek olmuşsun,bunlar elbette azımsanmayacak değerler.
Şimdi bir düşünelim,sen bunları neden yaptın ? Eşin,senin ve ailenin istediği gibi biri olsun diye.
Belki siz tanışmasaydınız,o kendi şehrinde,ortalama bir işte mutlu mesut yaşayacaktı,değil mi ?
Sen bu ayrımı o kadar bariz yapmışsın ki,eşinle tanışmanı anlatırken,"biri girdi hayatıma" demişsin.Eşimle tanıştım dememişsin.
Bu kadar emek verdim,istediğimi yapmamakla nankörlük ediyor demeye getirmişsin.
Oysa sen o emekleri,zaten kendi istediğin gibi olsun diye vermişsin.Galiba kızgınlığın kendine.



Allah yardımcın olsun.Sakin ve mantıklı düşünüp en doğru kararı vereceğini umuyorum.

Keşke eşinle telefonda değil de yüzyüze konuşabilsen.Hiç ziyarete gitme imkanın yok mu ? 2 haftaya kadar,hayatının kararını vereceksin gibi görünüyor.Eşin maalesef uzakta ve askerlik gibi psikolojisini etkileyecek bir ortamda bulunuyor.Telefonda gerginlik yaşamanız normaldir.Aslında sana söylediği sözü,anlık kızgınlıkla söylemiş bile olabilir.

Acaba içten ve uzun bir mektup yazsan etkili olur mu ? Suçlamadan,daha önce gelecekle ilgili kurduğunuz hayallerden sözederek ikna edebilirsin belki.
 
Çok zor bir durum..eşinin icin yaptıklarını taktir ediyorum her kadın bunu yapmaz büyük sevgi ve sabır gerektirir..keske ailesi de bir anne baba olarak oğullarının elinden tutup adam etselermis hadi onu yapmadılar insan gelinini bas tacı eder bu devirde kim kimin icin ne yapıyor??bugüne kadar ailesi tarafından horlanan esın,birşeyleri elde edince ailesinin onu pohpohlamasi hosuna gitmiş neticede de anne baba..bu sekilde rest çekip ısı ayrılmaya getirmek,evlilikle oynamak bunlar ciddi seyler..bu durumda olsam ne yapardım çözüm olarak bilemiyorum..bir kez daha konusun yaptıklarınızı dillendirip,suclayici olmadan.
 
Bence zehra61 in yazdıklarına fazla tepki göstermişsin.
Anlatırken, kendi verdiğin emekten çok fazla sözetmişsin gerçekten.

yanlış anlaşıldığım bir noktayı düzeltmek istiyorum. "Şimdi bir düşünelim,sen bunları neden yaptın ? Eşin,senin ve ailenin istediği gibi biri olsun diye." ben hiç bunu düşünmedim o emekleri istediğim gibi biri olsun mantığıyla değil sevdiğimden verdim. amaç sadece istenilen özelliklerde bir eş olsaydı hiiç uğraşmaz o özelliklere sahip biriyle evlenirdim,ben gerçekten sevdim tanıştığımda evlenceğim aklıma gelmezdi ama kader işte gönül insan sevdiği için iyisini ister ve ben sevdiğim için iyisini en iyisini yapmaya çalıştım. birde özel ayrıntılar benim özel zevklerim değil ki bunlar herkesin veya çoğunluğun yaptığı şeyler.eğitim-düzenli iş-askerlik-evlilik.... bunları ben nasıl ideallerimdeki erkeği yaratmak için yapim zor ama zorunlu ve normalde ailenin yapması gereken şeyler değil mi ki? birde ailemi işin içine nasıl kattın eşim kesinlikle ailemin istediği gibi biri değil nerden çıkardın o anlamı ki hoş tarafı ben zaten ailemin istediği gibi biriyle evlenmem benim düşünce tarzım aileminkinden farklı(annemlerle kafalarımız tamamen farklı kalplerimiz bir) eşim ailemin değil benim istediğim gibi biri.ben eşimi düşüncesini davranışını herşeyini seviyorum olduğu gibi seviyorum ama kabul edersinki askerliktir iştir şart...
sen sanırım benim söylediklerimden beni bencil, ince hesap yapan, ben yaptım benim dediğim olacak diye düşünen yani önceden sanki evlenmek amaçlı tanışmamış öylesine başlamış sonrada onun için fedakarlık yapıp tabi bu fedakarlıktada benim ve ailemin istediği gibi biri olması için çabalamak sonrada hesapları tutmadığı sonuç istediği gibi olmadığı için hayıflanan biri gibi gördün... yok be arkadaşım insan sevmediği biri için bu kadar bürokratik düşünüp bunları çeker mi sen her ne kadar emek olarak görmesende çektiğimi bir ben bilirim.ben kaç aydır tek yaşıyorum bir taraftan maddi sıkıntı bir taraftan sağlık problemlerim kafayı yiyorum.rahatsızım sürekli hastanelerdeyim yanımda destek olacak yardım edecek kimsem yok,aileme yarım günlük mesafedeyim.ilaçları bitir gel,bitirip gidiyorum test sonuçlarına bakıyorlar fark yok al birazda bunları kullan yine gel ilaçlrın yan etkileri yıkımları promosyon bende kalıyor tabi...bugün yine korka korka teste gittim yine aynı sinirden ağlıyorum akşamdan beri...adamcağız askerde annem hasta ve uzak kime söylim kimle paylaşim...dışardan basit emek değil gibi görünsede ben sevdiğimi işte böyle hasretle tükenmiş halde bekliyorum ki sadece askerlik boyutundan bir örnek bu diğerlerindede çok uğraştım (aman hayatım gayret az daha çalış sınava gel birlikte bakalım-akşama kadar okulda canım çıkmışken.dayan aşkım işin zor ama terfi alınca rahatlayacaksın ha gayret.o zamanların stresi çok kötüydü yeni evli olduğumu anlamadım ki anamıyım karı mı)ve hep gelince çok güzl günlerin hayalini kurdum. harcanan emek sonucunda güzel şeyler olur sanırım derken sadece eşimle ilgili çabam değildi kastım okumak içinde çok çabalamıştım(inek yayarken sınava çalışma,okula gitmek için hava daha aydınlanmamışken evden çıkma ve genelde zengin çocuklarının olduğu bir okulda köylü olmamla dalga geçilerek okuma.ödüllü sınavla bedava dersane kazanıp ünv. kazanma aile büyüklerine cephe alıp gitme, bulaşıkçılıktan çocuk bakıcılığına kadar işlerde çalışıp okuma...benim hayatım öncesidede çok zordu)
hep huzurlu ve mutlu oh be diyeceğim günü bekledim okul bitince oh diyecektim olmadı evlendim olmadı tamam dedim bu sefer oluyor aşkım canım geliyor bitiyor tüm dertler herşeye değecek ama bu kadar beklemişken huzuru bunlarla uğraşmak can sıkıcı ya valla çok kötü.en çok canımı yakan eşimin verdiği sözü tutmamasından çok benden bu kadar çabuk vazgeçmesi.demek diyorum benim onun elini tuttuğum kadar sıkı tutmadı elimi...
eğer kırıcı konuştuysam özür dilerim ama bunaldım valla patladım artık sana karşı değil...
 
bu kadar hirpalama kendini kimseye kendini anlatmak zorunda degilsin..esin suan askerde sorunlari dusunme simdilik ertele.o askerden gelince konusursunuz.insallah hersey yoluna girecek bu kadar uzme kendini..herseyin hayirlisi olumsuz dusunmemeye calis..
 
''tercihi onun istediği gibi yapmazsam peşimden gelmeyeceğini beni bırakacağını söyledi.''

oncelikle size guclu olmanizi tavsiye ediyorum...
boyle ucuz ve tehditvari sozlere de bir gram tamah etmeyin...
siz ''kari koca'' olarak tek kisilik degil 2 kisilik bir hayat yasiyorsunuz ve kararlarinizi beraber alirsiniz...
kimse sizi boyle zorlayamaz...
esinizin yukarida tirnak icine aldigim sozleri de tamamen sizi korkutup ikna etmek icin, blof yapiyor yani bunu anlayamiyor musunuz?
bu yuzden sizi birakacaksa biraksin arkadasim cehenneme kadar yolun var dersin birakirsin gider (ki asla gitmez, evliligini sadece baska sehirde yasamak icin bitirmez merak etmeyin...)
boyle laflara pabuc birakmayin lutfen...
size soz vermis madem, adam gibi tutsun sozunu doneklik yapmasin...
seni birakirim ne demek ya bana boyle dese esim telefonda paralarim onu o derece...
beni zorlarsan ben seni birakirim desenize...
 

arkadas geleceginizi yazmis, dikkatlice okuyun derim konu sahibi arkadasim...
 

konu sahibini de besleyen buyuten anne-babasi var...onlarin emegi, esinin verdigi emekten kat kat daha buyuk kiyaslanamaz derecede...
bir ailenin yanina gidilecekse o zaman konu sahibinin ailesinin yasadigi sehre gidilsin...
neden esinin ailesinin yanina gidiliyor acaba sirf ailesi bu adama emek vermis buyutmus diye mi
 

arkadaşım defalarca yazmama rağmen herkes ters taraftan anlıyor...
ben "emek verdim" ve "nankörlük değil mi" cümleleri sürekli kullanılınca bende kıyaslama yaptım..kimsenin hoşuna gitmeyeceğini bile bile...
bende hemen bavulunu toplasın kaynanasının yanına gitsinde demedim
eşi askerde bunalımda geldiğinde oturup konuşurlar dedim...ve halen daha çok çok büyütülecek bir olay değil benim gözümde...çünkü bir neticeye varılmış oturulup ciddi ciddi konuşulmuş değil...telefondada eşine o kadar yüklenmemeli bence..belki eşi geldiğinde yelkenleri suya indirecek..
ve hep dikkat ediyorum bir çok buna benzer topikte hemen bayanlar cephe alıyorlar..boşa gitsin_gelen gelir gelmeyen gelmez tarzında...
bende diyorum ki bekara karı boşamak kolay..eşlerinize sevgilinize olan sinirinizi başka bir bayanın zayıf anında onu doldurarak mı çıkaracaksınız..
asla konusahibinin verdiği emeği küçümsemedim..hangi evliikte fedakar bir eş yoktur ki..hep verdiğimiz emeklerin karşılığını mı alıyoruz..bizde o zaman koyverelim gitsin..evli olduğumuz yada sahip olduğumuz erkekler için fedakarlığa değmez çünkü sokaktakiler doğa üstü varlık değil mi? daha iyisini buluruz

konusahibine gelince boşuna doktorlara gidip gelmeyin..sizin ki sinirsel..eşinizin gelmesini bekleyeceğinize oturup bunları düşüne düşüne kendinizi hasta ediyorsunuz..Kendinize başka uğraşlar bulun...mantıklı olun biraz..eşiniz gelmeden ona bu tarz şeyleri konuşmayın..hele de ben sana emek verdim sen nankörlük yaptın hiç deme..ters etki yapar sonra...kalacağı varkende kalmaz .

bir ömür boyu mutlu olmanız dileğiyle...
 
bence politik olun. sonuçta 24 tercih hakkınız var. eşinizle adamakıllı konuşmaya çalışın, senin istediğin şehri yazıcam ama kadromu riske atamam, sonlara da diğer şehri yazacağım deyin. kabul ederse de kayınvalidenizin oturduğu şehri sonlara yazarsınız.
bence bu düzenbazlık falan olmaz. hem kadroya geçmek istiyorsunuz hem de eşinizle birlikte huzurlu bir yerde yaşamak... zamanında eşinizin size verdiği sözler de var tabi. bu durumda tek çıkar yol bu bence. vaktinde size dürüst davranmamış birisine de dürüst davranmak zorunda değilsiniz. eşiniz kadroya geçmenin bir sözleşmeli için ne kadar önemli bir şey olduğunun farkında değil sanırım. tabi askerde olduğu için de bencilce düşünmeye başlamış olabilir. belki de şuan evinde olsaydı sizin ihtiyaçlarınızı ve eski konuşmalarınızı göz önünde bulundururdu. ama eşiniz şuan asker olduğu için fazlasıyla benmerkezci davranıyor. umarım döndüğünde fikirleri değişir.
 

ben bekar degilim evliyim, bu tur durumlarda nasil davranilmasi gerektigini bilirim...
kimseyi doldurmuyoruz biz burda yani siz boyle anliyorsaniz bir sey diyemeyecegim...siz bilirsiniz...
bir adam seni tayinini bilmemnereye istemezsen seni birakirim gibi seyler diyorsa telefonda onu sikmayi degil askere yanina gidip bogazini sikmaya bile kalkisabilir insan...cok normal...
adam bu kizcagizi zorlasin ama kiz telefonda konusmaya calistiginda uzerine gitmek olsun, ben buna katilmiyorum katilamam...
biz bosa demiyoruz ki, birak ne yaparsa yapsin ama sen kendi kararlarindan esinin zorlamasi icin vazgecme sonra olan sana olacak diyoruz...
adam taaa askerdeyken aklina bunlari koyup karisini telefonda o sehri yaz yoksa bu is olmaz gibilerinden tehdit ediyorsa yanyana geldiklerinde ne yapar bilemiyorum...
o yuzden konu sahibi tavrini koymali bu konuda...
ben yanlis anlamiyorum sizi, soylediklerinizi de anliyorum hakli oldugunuz yerler var fakat adam tehdit ediyor resmen birakirim diye, kendini ne saniyorsa artik
mesela ben turkiyede yasamayi istiyorum 5 yil icinde, esimle konusuyoruz ben gelmem diyor...
hic zorlamiyorum...
sen bilirsin diyorum sadece...
kimseyi istemedigi bir seyi yapmak icin zorlamamak gerek cunku bu sekilde sorun cozulemez...

eslerinin kiymetini burada herkes biliyordur eminim, ben de ayni sekilde...
ama hepimiz ayri birer bireyiz, karilarimizin kocalarimizin piyonu degiliz, evli olsakta herkesin degisik dusunceleri ve almak istedigi degisik kararlar var...
bizim istedigimiz sadece saygi...
bunu da bize gosteremeyen adam yanimizda olmasin zaten, eve dediginiz gibi sokakta adam cok
kararlarimiza saygi duyabilecek insanlar vardir eminim...
 
ailesi altini degistirmis esinin
yemegini vermis
kendi kendine buyumemis adamcagiz
diyen zehra :)
e dunyaya getiriyorsa mecbur altini degisterecek
mecbur yedirip buyutecek!!

kendi ogluna inanmayan onun adam olacagindan
supheli olan baba'ki hic bir destek sunmadi
konu sahibi evlenirken
simdi oglu kadrolu olmus kendni toparlamis
simdide kiymete bindi ogullari
oysaki kendilerinin yapamadiklarini gelinleri yapmis!
koca bir nankorlukten baska bir sey degil
aldigi karsilik!

karsiliklimi olmaliydi diyeceksiniz belki
evet karsiligi mutlu bir yuva ve saygi sevgi olmaliydi
"gelirsen gelirsin gelmezsen sen bilirsin" sozleri degil!
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…