Bin Muhteşem Güneş isimli kitaptaki
"Pusulanın daima kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima mutlaka bir kadını gösterir" cümlesi beni çok etkilemişti. Yazarı tespiti için tebrik etmiştim içimden.
Ama fikrimi değiştirdim. Yazar aslında büyük bir yanılgı içinde ve bence oldukça da iyimser yaklaşıyor olaya...
Yazarın atladığı kısım şu ; kuzeyde kalan kadınları işaret eden parmaklar maalesefki sadece erkeklere ait olmuyor...
Kuzeyde kalan kadınları işaret edenler, kuzeyde kalan kadınların ta kendisi oluyor.
Bunu bir örnekle açıklayayım; aynı şeyi siz yapsaydınız suçlu siz olacaktınız. Karşınızdaki adam olmayacaktı . Eşiniz çıkıp da "erkek erkeğin düsmanıdır" demeyecekti.
Ama aslında şu konuda size katılıyorum. Kadın kadinın düşmanıdır. Doğru. Ama sizin hikayenizde hemcinsine düşmanlık yapan bekar kız değil. Sizsiniz.
Siz pusulanın kuzeyinde kalan ve daima suçlu,daima sorunlu,daima zorunda olan bir kadın olarak yine hemcinsinizi hedef alıyorsunuz. Çünkü kadına düşman olan sizsiniz...
Illaki bir kadını suçlamak istiyorsaniz kendinizi suçlayın. Kocanızla yeteri kadar ilgilenememişsiniz o da ilgiyi dışarda aramış. Suçlu sizsiniz.
Hadi bakalım.