• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

bipolar ve yokuş aşağı giden hayatım.

lavinharper

dünya ne taraftan dönüyor?
Pro Üye
25 Mart 2022
395
896
33
burayı daha önce hep anon takip ederdim bir gün konu açmaya cesaret edeceğim aklımın ucundan geçmezdi.25 yaşındayım 5 aylık evliyim 6 senelik bir birlikteliğin ardından severek sevilerek evlendim.Eşimle üniversitede tanıştım ama ben üniversiteyi bitirmedim 2 bölüm değiştirdim hiçbiri beni mutlu etmedi en son bir işe girip çalışmaya başladım maddi bağımsızlık senelerce tatmin etti beni ama hep background'ımda hakettiğim bu muydu vasıfsız bir işçi olmak sadece para kazanıp fütursuzca harcamak mı? yankılandı sesler yankılandı da ben hiç bu gidişata dur deyip hayatımın iplerini elime alamadım bir çaba sarfedemedim sarfettiysem de yarım bıraktım kendim için her başladığım işi yarım bıraktım ben.Bu kadar yarım iş bir tam etmedi bende hiç tam olamadım.Hep istedim ama almak için çaba sarfedecek bir güç gösteremedim.4 ay önce ciddi bir patlamadan sonra psikiyatre gitmeye karar verdim birden öfkelenmeler rutin devam mutsuzluk durumu kendimden beklentim olmaması birçok şey. Bipolarmışım. Hala asla sesli zikredemediğim bir hastalıkla boğuşuyorum içimde.Beynimde bir dünya düşünce var hiçbiri birbirinin ucuna değmiyor hiçbirini yakalayamıyorum ne yapmam gerektiğini bildiğim halde onu da yapamıyorum bilinçli bir bilinçsizlikten ibaretim. İkinci kere doktora gitmedim ilaçlarımı almıyorum sosyal becerilerimi kaybediyorum.Tek yapabildiğim şey işi bırakmaktı bıraktım. 5 aydır evliyim hastalığımın üstüne vajinusmusla boğuşuyorum belki o da değilim ama bununda peşine düşmediğim için niye olmuyor niye isteksizim bilemiyorum. Eşim hep destekçim benden daha çok çabalıyor benim hayatım için ben sırf biraz da olsa istediğim gibi yaşayayım diye ama ben koskoca bir başarısızlık abidesi olarak hissediyorum kendimi hiçbirşeyin hakkını veremiyorum mutlu olmayı bilmediğim için mutlu da edemiyorum. Bu kadar farkındalıkla yaşayamıyorum ot gibi yaşayıp gitmek isterdim elimde olsam tek derdim gösteriş yapıp aile gezmelerine gitmek gibi zırvalıklar olsaydı keşke.İnsan bunca sevilir desteklenirken harekete geçecek imkanlara şartlara sahipken niye bunu yapamaz? koskoca bir yapamamaktan başladığını sürekli yarım bırakmaktan ibaret bir insanım ben. Nasıl yaşanır böyle? Nasıl hayatın bir köşesinden tutulur? Nasıl yüzleşilir neyle yüzleşilir? Yorgunum daha 25 yaşındayım ama yorgunum
 
Öncelikle hastalığınızı kabullenip tedaviye başlamak bence sizin için çok büyük bir adım olacaktır. Kendinizi motive edecek kitaplar,youtube kanalları vs. de yardımcı olabilir. Açıköğretimden mesela sevdiğiniz bir bölüm seçseniz ya da ilgi duyduğunuz bi yabancı dil için hobi için müzik aleti vs. için bi kurs ya da eğitim araştırsanız ? Hedefleriniz ve sizi mutlu eden şeyler tam olarak neler mesela bunların bi listesini yapıp bunlara nasıl ulaşacağınızı belirleyip bi yol çizseniz mesela belki üzerinizdeki belirsizlik kalkar. Maalesef çabalamadan hiçbir şey kolay elde edilmiyor. Ve eşiniz bir süre sonra çabasının tek taraflı olmasından yorulabilir.
 
kabullenememekle igili bir sorunum yokta sanki benim problemim benimseyememek. hayatıma sahip çıkamıyorum ki hastalığımı benimseyip ona sahip çıkayım.0 enerji 0 heves bu kadar olur diyorum ama sadece diyorum.Bazen kişisel bakımımı yapamayacak kadar bile tembel oluyorum.
 
Muhtemelen konum yeterince entrika ve kaos barındırmadığı için ilgi görmeyecek. Sadece akıl akıldan üstündür varsa bir yorumu olan sen umutsuz vakasın minvalinde bir yorum olsa bile okeyim.
 
Ilaclarinizi duzenli kullanin gececektir beden rahatsizligi gibi dusunun ,fakat kendinizle ugrasmayi birakin ayrica herkes vajinusmus olabilir burada konular var, asamalari var ,esinizde destek oluyormus ama tabi hastaligin getirmis oldugu yukselislerden kaynakli olabilir bu dusunceler ama karamsarliga gerek yok ...bizzat yakinimda yasadik 2 3 sene kadar duzenli ilac kullandi simdi sorun kalmadi sizde atlacaksiniz yeterli olumsuz dusuncelere firsat vermeyin
 
Ilaclarinizi duzenli kullanin gececektir beden rahatsizligi gibi dusunun ,fakat kendinizle ugrasmayi birakin ayrica herkes vajinusmus olabilir burada konular var, asamalari var ,esinizde destek oluyormus ama tabi hastaligin getirmis oldugu yukselislerden kaynakli olabilir bu dusunceler ama karamsarliga gerek yok ...bizzat yakinimda yasadik 2 3 sene kadar duzenli ilac kullandi simdi sorun kalmadi sizde atlacaksiniz yeterli olumsuz dusuncelere firsat vermeyin
teşekkür ederim.
 
Hastalığınızı kabul edip ilaç kullanmaya başlarsanız zaman içinde toparlarsınız. O içinde hiçbişeye heves kalmama duygusu ne kötüdür bilirim. Bunun için çaba sarfedip tedaviye başlayın. Zor bir süreç ama geçicek.
 
Ben hayatta dönüm noktalarının olduğuna inanırım hep, belki bu süreçte sizin için dönüm noktasıdır. Çok gençsiniz , hayatınızın en güzel günlerinin bu şekilde avuçlarınızdan kayıp gitmesine izin vermeyin .

Ne kadar şanslısınız ki sizi anlayan , destek olan bir eşiniz var . Tekrar doktordan bir randevu alın , iyileşmek için bir adım atın.
 
Dur daha, bunun üzerine yetersizlik, dayanıksızlık, erteleme şeması geliştireceksin (Gelişmiş şu an belki de, öyle gibi). :)
Girdiğin depresyonlar, kontrolü kaybettiğin ve sonradan hatırladığın krizlerle (Benim gibi tip 1 bipolarsan ve sanrılara doğru kayarsan ki umarım bunu tecrübe etmezsin) korkular edinecek "Yine mi aynıları olacak?" diye kasılıp oturup kalacaksın, kendine güvenin dibine kadar kırılacak ki oranın daha aşağısı yoktur muhtemelen. Eski hızını, zekanı, hafızanı, iradeni, dirayetini-direncini kaybedeceksin çünkü kaybettiğine çok kuvvetli inanacaksın, inandıracak bu hastalık. "Yapmam" dediklerini yaptıracak, "Asla" dediklerini yalatacak, tembelliğinden(!) tiksineceksin (Ki gerçekten tembel insanlar bundan rahatsız olmaz, o majör depresyon).

"Hangisi gerçek duygularım, hangisi hastalık?" diye arada kalacak, en insani ve en derin koruma güdümüz olan sezgilerinden bile emin olamayacaksın pek çok konuda, duyguların defalarca aklını felç edecek, defalarca aptal durumuna düşeceksin, canın yandıkça ve bunu ifadede yetersiz kaldıkça bahanelerin artacak, üzerine yapışacak ve kırması zorlaşacak. Üzerine de sos olarak, bunların hepsinin de farkında olacak, kahrolacaksın.

Bu hastalık böyle hissettiriyor, yıkıyor. Her seferinde de sana küllerinden doğmak kalıyor.
Daha sayfalarca betimleyebilirim, ajitesini dramını bırakmam yani ama o kadarına gerek yok değil mi? Bunu yapmamalıyız, bunu yapmaya meyilliyiz ama bunu yaptıkça da bok oluyoruz. Hikayeni nasıl anlatırsan, öyle hissedersin; bu yüzden dramla değil, komedi olarak anlatmaya kendini alıştırmanı şiddetle tavsiye ederim.

Yaşını doğru girdinse, 24 yaşındasın. 21 yaşında aldığım teşhisin ardından iki seneyi, bunu inkar ederek ve ilaçlara direnerek geçirdim. Konduramadım kendime, "Benim karakterimi mi değiştirecekler, ne demek duygularım normal değil? Hissettiğim kadar varım, bu ne demek?" diye acayip arabeske bağlamış, dünyaya küsmüştüm. O sıralarda çok ilaç değiştirdim, "İyi tamam ver bakim" dedim, belki üç hafta sonra "Bi boka yaramıyor hasta değilim ben, bunlar sadece beni gerizekalı yapıyor" deyip atıverdim. :)) Düzgün ilaç kullanımım zannedersem 23 yaşından itibaren başladı ki berbat bir depresyon ve ardından gelen mani krizini tecrübe etmemle birlikte kendimden korktum ve "Beni tedavi edin!" diye ben koştum doktora. :)

Elbette vücudun ilaçlara alışma süreci, yan etkileri, zaten depresyon-mani arasında oynayan duygulanım derken o zamanlarda başladım ben işleri yarım bırakmaya. Zaten sıkılgan biriydim bunu inkar edemem, çocukluğumdan beri çabuk sıkılırdım ancak artık bataryam da çabuk biter olmuştu. :) Bu dönemde bazı baş etmekte zorlandığım duygularımı bastırma amaçlı, zararlı alışkanlıklar da edindim. Yeme düzenimin içine ettim iyice... Sonrasında askeri düzene girdim, çünkü kendimden aşırı rahatsız olmuştum. Her şeyimi saatli yapmaya başladım. Her şeyimi planladım, bunun için destek de aldım. Başlangıçta tam bir işkenceydi ama gittikçe kolaylaştı.

İlk gün o yataktan kalkmak... Şöyle söyleyeyim, mezardan kalktım. Tam anlamıyla bu.
Ha ilaçlarla ve terapilerle birlikte. Bir de senin gayretin, isteğinle olacak, oluyor.

Du ilk postayı atayım da gelir gelir yazarım daha.
Yaparsın demek istiyorum özetle, ilk girişteki şemalar üzerine çalışın terapistinizle bol bol (Gerçi bunu terapistiniz gerekli görürse yapar, bu benim durum, belki sizinki sizi daha farklı noktalardan etkiliyordur), ya bak beni 21 yaşımda yatağa sabitliyorlardı, şimdi kendi işimi kuruyorum. Yaparsınız siz de.
 
Dur daha, bunun üzerine yetersizlik, dayanıksızlık, erteleme şeması geliştireceksin (Gelişmiş şu an belki de, öyle gibi). :)
Girdiğin depresyonlar, kontrolü kaybettiğin ve sonradan hatırladığın krizlerle (Benim gibi tip 1 bipolarsan ve sanrılara doğru kayarsan ki umarım bunu tecrübe etmezsin) korkular edinecek "Yine mi aynıları olacak?" diye kasılıp oturup kalacaksın, kendine güvenin dibine kadar kırılacak ki oranın daha aşağısı yoktur muhtemelen. Eski hızını, zekanı, hafızanı, iradeni, dirayetini-direncini kaybedeceksin çünkü kaybettiğine çok kuvvetli inanacaksın, inandıracak bu hastalık. "Yapmam" dediklerini yaptıracak, "Asla" dediklerini yalatacak, tembelliğinden(!) tiksineceksin (Ki gerçekten tembel insanlar bundan rahatsız olmaz, o majör depresyon).

"Hangisi gerçek duygularım, hangisi hastalık?" diye arada kalacak, en insani ve en derin koruma güdümüz olan sezgilerinden bile emin olamayacaksın pek çok konuda, duyguların defalarca aklını felç edecek, defalarca aptal durumuna düşeceksin, canın yandıkça ve bunu ifadede yetersiz kaldıkça bahanelerin artacak, üzerine yapışacak ve kırması zorlaşacak. Üzerine de sos olarak, bunların hepsinin de farkında olacak, kahrolacaksın.

Bu hastalık böyle hissettiriyor, yıkıyor. Her seferinde de sana küllerinden doğmak kalıyor.
Daha sayfalarca betimleyebilirim, ajitesini dramını bırakmam yani ama o kadarına gerek yok değil mi? Bunu yapmamalıyız, bunu yapmaya meyilliyiz ama bunu yaptıkça da bok oluyoruz. Hikayeni nasıl anlatırsan, öyle hissedersin; bu yüzden dramla değil, komedi olarak anlatmaya kendini alıştırmanı şiddetle tavsiye ederim.

Yaşını doğru girdinse, 24 yaşındasın. 21 yaşında aldığım teşhisin ardından iki seneyi, bunu inkar ederek ve ilaçlara direnerek geçirdim. Konduramadım kendime, "Benim karakterimi mi değiştirecekler, ne demek duygularım normal değil? Hissettiğim kadar varım, bu ne demek?" diye acayip arabeske bağlamış, dünyaya küsmüştüm. O sıralarda çok ilaç değiştirdim, "İyi tamam ver bakim" dedim, belki üç hafta sonra "Bi boka yaramıyor hasta değilim ben, bunlar sadece beni gerizekalı yapıyor" deyip atıverdim. :)) Düzgün ilaç kullanımım zannedersem 23 yaşından itibaren başladı ki berbat bir depresyon ve ardından gelen mani krizini tecrübe etmemle birlikte kendimden korktum ve "Beni tedavi edin!" diye ben koştum doktora. :)

Elbette vücudun ilaçlara alışma süreci, yan etkileri, zaten depresyon-mani arasında oynayan duygulanım derken o zamanlarda başladım ben işleri yarım bırakmaya. Zaten sıkılgan biriydim bunu inkar edemem, çocukluğumdan beri çabuk sıkılırdım ancak artık bataryam da çabuk biter olmuştu. :) Bu dönemde bazı baş etmekte zorlandığım duygularımı bastırma amaçlı, zararlı alışkanlıklar da edindim. Yeme düzenimin içine ettim iyice... Sonrasında askeri düzene girdim, çünkü kendimden aşırı rahatsız olmuştum. Her şeyimi saatli yapmaya başladım. Her şeyimi planladım, bunun için destek de aldım. Başlangıçta tam bir işkenceydi ama gittikçe kolaylaştı.

İlk gün o yataktan kalkmak... Şöyle söyleyeyim, mezardan kalktım. Tam anlamıyla bu.
Ha ilaçlarla ve terapilerle birlikte. Bir de senin gayretin, isteğinle olacak, oluyor.

Du ilk postayı atayım da gelir gelir yazarım daha.
Yaparsın demek istiyorum özetle, ilk girişteki şemalar üzerine çalışın terapistinizle bol bol (Gerçi bunu terapistiniz gerekli görürse yapar, bu benim durum, belki sizinki sizi daha farklı noktalardan etkiliyordur), ya bak beni 21 yaşımda yatağa sabitliyorlardı, şimdi kendi işimi kuruyorum. Yaparsınız siz de.
dediğim gibi herşeyin farkında olmak o kadar kahrediyor ki. İnkar etmiyorum ama belli ki kabullenmiyorum da birşey yapmadığıma göre.2 haftadır evdeyim evden dışarı adım atmak o kadar zor geliyor ki bana sanırsın meydan muharebesine çıkacağım öyle bir güçlük.Hasta olduğum için mi hayatım bu kadar tepe taklak oldu yoksa hayatım tepe taklak olduğu için mi ben hastayım? Bilemiyorum.

Bir iki kere neyin var diye soranlara bipolarım ben yaa dedikten sonra vebalıymışım ki bana bakan insanlarla karşılaştım.Sesli zikredemiyorum bile ne olduğumu.
 
Ben hayatta dönüm noktalarının olduğuna inanırım hep, belki bu süreçte sizin için dönüm noktasıdır. Çok gençsiniz , hayatınızın en güzel günlerinin bu şekilde avuçlarınızdan kayıp gitmesine izin vermeyin .

Ne kadar şanslısınız ki sizi anlayan , destek olan bir eşiniz var . Tekrar doktordan bir randevu alın , iyileşmek için bir adım atın.
keşke dönebilsem ah o noktayı.Alınıp alınıp gitmediğim randevular az önce gaza gelip tekrar aldım. Umarım gidebilirim.Umarım bir gün elimdeki hayatın kıymetli bir yönünü görürümde tırmalarım. Kendimden beklentiler içine girerim umarım,umarım.
 
keşke dönebilsem ah o noktayı.Alınıp alınıp gitmediğim randevular az önce gaza gelip tekrar aldım. Umarım gidebilirim.Umarım bir gün elimdeki hayatın kıymetli bir yönünü görürümde tırmalarım. Kendimden beklentiler içine girerim umarım,umarım.
Ne kadar güzel tekrar randevu aldığınıza göre siz de iyileşmek istiyorsunuz . Biraz sabır , biraz zaman ve düzenli tedaviyle bu zor zamanları atlatacağınızı düşünüyorum :)
 
kabullenememekle igili bir sorunum yokta sanki benim problemim benimseyememek. hayatıma sahip çıkamıyorum ki hastalığımı benimseyip ona sahip çıkayım.0 enerji 0 heves bu kadar olur diyorum ama sadece diyorum.Bazen kişisel bakımımı yapamayacak kadar bile tembel oluyorum.
Hayatınıza sahip çıkamadığınız hissi ve gerçekten çıkamayışınız rahatsızlığınızla ilgili. Olgun bir yetişkin olun ve ilaçlarınızı aksatmayın. Değişime siz bile inanamayacaksınız. İçgörünüzü geliştirin tedavinizi olun gerisi gelecek.
 
Tedavisi olan birşeyi bırakmak olmamak neden.Cevreniz takip etmeli doktor duzeninizi
 
Dur daha, bunun üzerine yetersizlik, dayanıksızlık, erteleme şeması geliştireceksin (Gelişmiş şu an belki de, öyle gibi). :)
Girdiğin depresyonlar, kontrolü kaybettiğin ve sonradan hatırladığın krizlerle (Benim gibi tip 1 bipolarsan ve sanrılara doğru kayarsan ki umarım bunu tecrübe etmezsin) korkular edinecek "Yine mi aynıları olacak?" diye kasılıp oturup kalacaksın, kendine güvenin dibine kadar kırılacak ki oranın daha aşağısı yoktur muhtemelen. Eski hızını, zekanı, hafızanı, iradeni, dirayetini-direncini kaybedeceksin çünkü kaybettiğine çok kuvvetli inanacaksın, inandıracak bu hastalık. "Yapmam" dediklerini yaptıracak, "Asla" dediklerini yalatacak, tembelliğinden(!) tiksineceksin (Ki gerçekten tembel insanlar bundan rahatsız olmaz, o majör depresyon).

"Hangisi gerçek duygularım, hangisi hastalık?" diye arada kalacak, en insani ve en derin koruma güdümüz olan sezgilerinden bile emin olamayacaksın pek çok konuda, duyguların defalarca aklını felç edecek, defalarca aptal durumuna düşeceksin, canın yandıkça ve bunu ifadede yetersiz kaldıkça bahanelerin artacak, üzerine yapışacak ve kırması zorlaşacak. Üzerine de sos olarak, bunların hepsinin de farkında olacak, kahrolacaksın.

Bu hastalık böyle hissettiriyor, yıkıyor. Her seferinde de sana küllerinden doğmak kalıyor.
Daha sayfalarca betimleyebilirim, ajitesini dramını bırakmam yani ama o kadarına gerek yok değil mi? Bunu yapmamalıyız, bunu yapmaya meyilliyiz ama bunu yaptıkça da bok oluyoruz. Hikayeni nasıl anlatırsan, öyle hissedersin; bu yüzden dramla değil, komedi olarak anlatmaya kendini alıştırmanı şiddetle tavsiye ederim.

Yaşını doğru girdinse, 24 yaşındasın. 21 yaşında aldığım teşhisin ardından iki seneyi, bunu inkar ederek ve ilaçlara direnerek geçirdim. Konduramadım kendime, "Benim karakterimi mi değiştirecekler, ne demek duygularım normal değil? Hissettiğim kadar varım, bu ne demek?" diye acayip arabeske bağlamış, dünyaya küsmüştüm. O sıralarda çok ilaç değiştirdim, "İyi tamam ver bakim" dedim, belki üç hafta sonra "Bi boka yaramıyor hasta değilim ben, bunlar sadece beni gerizekalı yapıyor" deyip atıverdim. :)) Düzgün ilaç kullanımım zannedersem 23 yaşından itibaren başladı ki berbat bir depresyon ve ardından gelen mani krizini tecrübe etmemle birlikte kendimden korktum ve "Beni tedavi edin!" diye ben koştum doktora. :)

Elbette vücudun ilaçlara alışma süreci, yan etkileri, zaten depresyon-mani arasında oynayan duygulanım derken o zamanlarda başladım ben işleri yarım bırakmaya. Zaten sıkılgan biriydim bunu inkar edemem, çocukluğumdan beri çabuk sıkılırdım ancak artık bataryam da çabuk biter olmuştu. :) Bu dönemde bazı baş etmekte zorlandığım duygularımı bastırma amaçlı, zararlı alışkanlıklar da edindim. Yeme düzenimin içine ettim iyice... Sonrasında askeri düzene girdim, çünkü kendimden aşırı rahatsız olmuştum. Her şeyimi saatli yapmaya başladım. Her şeyimi planladım, bunun için destek de aldım. Başlangıçta tam bir işkenceydi ama gittikçe kolaylaştı.

İlk gün o yataktan kalkmak... Şöyle söyleyeyim, mezardan kalktım. Tam anlamıyla bu.
Ha ilaçlarla ve terapilerle birlikte. Bir de senin gayretin, isteğinle olacak, oluyor.

Du ilk postayı atayım da gelir gelir yazarım daha.
Yaparsın demek istiyorum özetle, ilk girişteki şemalar üzerine çalışın terapistinizle bol bol (Gerçi bunu terapistiniz gerekli görürse yapar, bu benim durum, belki sizinki sizi daha farklı noktalardan etkiliyordur), ya bak beni 21 yaşımda yatağa sabitliyorlardı, şimdi kendi işimi kuruyorum. Yaparsınız siz de.
Strobe daha da anlatmanı bekliyorum🙏
 
burayı daha önce hep anon takip ederdim bir gün konu açmaya cesaret edeceğim aklımın ucundan geçmezdi.25 yaşındayım 5 aylık evliyim 6 senelik bir birlikteliğin ardından severek sevilerek evlendim.Eşimle üniversitede tanıştım ama ben üniversiteyi bitirmedim 2 bölüm değiştirdim hiçbiri beni mutlu etmedi en son bir işe girip çalışmaya başladım maddi bağımsızlık senelerce tatmin etti beni ama hep background'ımda hakettiğim bu muydu vasıfsız bir işçi olmak sadece para kazanıp fütursuzca harcamak mı? yankılandı sesler yankılandı da ben hiç bu gidişata dur deyip hayatımın iplerini elime alamadım bir çaba sarfedemedim sarfettiysem de yarım bıraktım kendim için her başladığım işi yarım bıraktım ben.Bu kadar yarım iş bir tam etmedi bende hiç tam olamadım.Hep istedim ama almak için çaba sarfedecek bir güç gösteremedim.4 ay önce ciddi bir patlamadan sonra psikiyatre gitmeye karar verdim birden öfkelenmeler rutin devam mutsuzluk durumu kendimden beklentim olmaması birçok şey. Bipolarmışım. Hala asla sesli zikredemediğim bir hastalıkla boğuşuyorum içimde.Beynimde bir dünya düşünce var hiçbiri birbirinin ucuna değmiyor hiçbirini yakalayamıyorum ne yapmam gerektiğini bildiğim halde onu da yapamıyorum bilinçli bir bilinçsizlikten ibaretim. İkinci kere doktora gitmedim ilaçlarımı almıyorum sosyal becerilerimi kaybediyorum.Tek yapabildiğim şey işi bırakmaktı bıraktım. 5 aydır evliyim hastalığımın üstüne vajinusmusla boğuşuyorum belki o da değilim ama bununda peşine düşmediğim için niye olmuyor niye isteksizim bilemiyorum. Eşim hep destekçim benden daha çok çabalıyor benim hayatım için ben sırf biraz da olsa istediğim gibi yaşayayım diye ama ben koskoca bir başarısızlık abidesi olarak hissediyorum kendimi hiçbirşeyin hakkını veremiyorum mutlu olmayı bilmediğim için mutlu da edemiyorum. Bu kadar farkındalıkla yaşayamıyorum ot gibi yaşayıp gitmek isterdim elimde olsam tek derdim gösteriş yapıp aile gezmelerine gitmek gibi zırvalıklar olsaydı keşke.İnsan bunca sevilir desteklenirken harekete geçecek imkanlara şartlara sahipken niye bunu yapamaz? koskoca bir yapamamaktan başladığını sürekli yarım bırakmaktan ibaret bir insanım ben. Nasıl yaşanır böyle? Nasıl hayatın bir köşesinden tutulur? Nasıl yüzleşilir neyle yüzleşilir? Yorgunum daha 25 yaşındayım ama yorgunum
Geçen hafta dr gittim bende. Sizinkilere benzer şeyler. Bipolarla açılışı yaptı :) tabi benim gitme nedenim başkaydı; başka bişeyle karşılaşmış oldum :) ama sizin bu anlattıklarınız bendede var. Dipken, herşeyi ya yarım bırakıyorum yada başlamam gerekenlere başlayamıyorum.enerjim kalmıyor, evden çıkasım gelmiyor. Hayatı sorgulama, Herkesten uzaklaşma isteği, genel mutsuzluk, 1-2 kez ( uzun zaman aralığıyla) sinir krizi geçirdim…ilaç tedavine başladık.(ama dediğim gibi gitme nedenim başkaydı) ilaçlar 1 aylık. deneme süresi sonunda verim alamazsam bipolarmı dicek acaba 🤔🤔
 
Tedavisi olan birşeyi bırakmak olmamak neden.Cevreniz takip etmeli doktor duzeninizi
tedavisi derken bu hastalık asla tamamen geçecek türden birşey değil.Grip değil ne bileyim geçme ihtimali olan kanser değil.Doktorum söylemişti bu hastalık hep sizinle onu yönetmeyi siz öğreneceksiniz diye. Bilmiyorum böyle bir çabaya girecek gücü kendimde bulamadığım için oyunun dışına attım kendimi kollarım bağlı hayatımın gidişatını izliyorum müdahale edemiyorum.Kendimde o gücü bulamıyorum.
 
Back