şevkin kırılmış olabilir, dönem dönem herkese olur ama, bence sürekli insanlar şöyle diyor böyle diyor onların gözünde çok düştüm diye düşünmen çok vahim bi durumda olduğunu gösteriyor. başkaları için mi yaşıyorsun, başarılarını sadece başkaları seni takdir etsin diye mi istiyorsun?
diyorsun ya çok göz önünde biriydim, bence bu seni bu hale getirmiş, ne yapsan gözler senin üstünde olacak sandığından zamanla resmen bunu el alem ne der baskısına dönüştürmüşsün. ama asıl sorun şu ki, ben kimsenin işini gücünü bırakıp seni konuştuğunu veya konuşacağını yani acıyıp küçük göreceğini sanmıyorum, insanlar yorum yapar, ama bu illaki sana acımaları demek değildir. sen olayı da kendini de abartıyorsun bence.
Canım herkesin hayatında dönem dönem olur böyle şeyler sıkma güzel canını.
Hele bi bitsin sınav streslerin geçer merak etme.
O sınavı da sakın ihmal etme! İşte o zaman çok yorulursun, kırılırsın.
Azmet! Çalış! İnan!
Canim biz insanlar baskalarinin düsüncesine cok bakiyoruz bazen,simdi sen kendin icin ders calismayi iste ve etrafindakilerin ne diyeceklerini bosvermeye calis,biliyorum cok zor ama kendin icin basarmaya calis.
Mesela kücük ödüllerde koy her ders calismandan sonra...ve sIK sIk aralar vermeye özen göster mesela 1 saat calis 20 dakkika ara ver.
Olumsuz bir döneme girmişsin.Bunu aşmak biraz senin elinde.
Pozitif çekim,çekim yasası,olumlama gibi konuları okumanı öneririm.İstediğin motivasyonu kendi kendine bu şekilde yapabilirsin.
Bak mesela hep internetteyim diyorsun.Bu konularla ilgili arama yap,çok güzel açıklamalı yazılar bulursun.
evet ama dediğim gibi küçük bir ilçeden geldim ben o ilçenin birincisiydim sonra lisede hep arkadaşlarımla yarışma hırsıyla çalışırdım daha fazla net yapmalıyım sınavlarda diyerek şimdi arkadaşlarımdan kopmuş hissediyorum tabi bi 6-7 aylık fark oldu aramızda onlar başlayalı beri. kapanmayacak bir fark değil ben hep arap atı gibi geç hızlanır daha öne geçerdim zaten o konuda kendime güveniyorum. gözümde bir şeyi kestirdim ki piskopat gibi ona ulaşana kadar bırakmaz canımı dişime takardım tabiri caizse. ama şimdi o piskopat moda geçemiyorum bi türlü. öyle gevşek gevşek çalışmak da hiç bana yaramıyor yanlış anlama senin dediğin değil gevşek çalışma. mesela ben günde 10-12 saat çalışmalıyım yoksa öyle 2 saat çalışayım dedim mi hiç çalışmam bi garibim galiba ya. ama o piskopat moda geçemiyorum, kimseyle yarış halinde olmayınca sanki hiç sınav fln yokmuş yaşayıp gidiyormuşum gibi geliyor.
Yok yanlis anlamiyorum,demek istedigini anliyorum,tabi herkes farkli calisabiliyor
Haa birde 10-12 saatte ne kadar ara vermelerin oluyor?
lullaby ben de çok iyi anlıyorum seni. benim de bu aralar işimin başına oturmam lazım çok az zamanım kaldı ve bitirmem gereken 300 sayfalık bir rapor var. ben de tıpkı senin gibi başlayamıyordum bir türlü motivasyonu tutturup. ben senin yerinde olsam kendime bomboş bir gün veririm önce. daha sonraki gün sabah erkenden kalkar, her şeyi kapatıp sadece çalışmaya başlardım. daha sonra da boş bir gün ver kendine ödül gibi :) biliyorum kendimi köpek eğitir gibi eğitiyorum ödülle filan; ama başka türlü anlamıyor beynim :) sen de deneyebilirsin canım, umarım düzene girer her şey ve plan yapmak da çok işe yarar :)
Hayatta karşılaştığımız olumsuzluklara karşı
güçsüz olursak,yenilgiyi hemen kabullenirsek zaten
hayatın hiçbir alanında başarılı veya mutlu olamayız .
Çevrenizdeki olumsuz kişilerin hareketleri sizi kamçılamalıydı,dahada hırslanmalıydınız ki,
bütün bu zorluklara karşı nasılda hırsla çalışıp başarılı olunabileceğini onlara gösterseydiniz..
Ama hiçbirşey için geç değil canım,
insanın istemesi yeterli,birşeyleri başarabilmesi için.
Sizinde başaracağınıza ben inanıyorum...
Yaşadığına benzer bir şey yaşadım, hem de benim ki yıllar sürdü. Aslında senden beter durumdaydım; etrafımda arkamdan kuyumu kazmaya çalışan bir sürü insan vardı, çoğu akrabamdı. Henüz 16 yaşında hayattan bihaberdim ve ailem de yanımda değildi. Oysa ben de elimi attığım hiç bir işte başarısız olmamıştım o güne kadar ama büyük kayıplar yaşadım ve bir daha elimi kaldıracak gücü bile kendimde bulamadım. Hayatta hiç bir şey için uğraşmaya değmez gibiydi, her şeye karşı feci bir isteksizlik başlamıştı. Kırk yılın başında bir gaza gelir, bir yerden başlardım ama o da çok uzun sürmezdi, çünkü feci bir konsantrasyon eksikliği ve karamsarlık tepeme çökmüştü. O zamanlar çevremde, ne bana yardım edebilecek, ne yol gösterebilecek biri, ne de güç alabileceğim bir şey vardı. Aksine her pes edişimde, biz de senden daha iyisini beklemiyorduk tarzı yaklaşımlarla karşılaştım. Onlara bir zararım yoktu, onların da bana bir faydası... Ama her nedense yorum yapma hakkını kendilerinde bulurlardı. Aklı başında biri yoktu yani içlerinde. Böyle bir durumda bir başına ne yapacağını bilmeden, hayatın içinde amaçsız, limansız hissetmek çok çok kötü bir durum.
Her neyse, zamanla kendi kendimin ilacını buldum. Bitmemiş ve yapılmamış şeylerin, sonradan, iş işten geçtikten sonra bana verdiği huzursuzluğun, o işi yapmaya çalışırken çektiğin sıkıntılardan daha beter olduğunu gördüm. Oysa insan bir şeyler başardığında, bunu isteksiz olarak yapmışsa bile sonunda öyle bir hafiflik hissediyor ki, iyi ki yapmışım diyorsunuz. Çektiğim sıkıntıya değdi... Bunu düşündükçe, biraz sıkılayım ne var ki, sonsuza kadar sürmeyecek bu durum ve sonunda çok iyi hissedeceğim diyorsunuz, kafanızda büyüttüğünüz bütün olumsuzluklar, küçülmeye başlıyor. Etraftaki kötü insanlar bile daha bir küçülüyor gözünüzde. Onların ne dediğinin ne düşündüğünün ne önemi var. Dedikodu yapan, sizin kötü durumunuzdan zevk alan bir insanın düşüncesinin ne değeri olabilir ki. Kötü insanların en büyük cezası kendileridir zaten, ölene kadar çürük bir maneviyatla yaşamaya mecburlar.
Oturunca 10-12 saat çalışmalıyım diyorsun ya bence bu en baştan kendini zorlamak, biraz da sabit fikirlilik. Bu şekilde düşünüp çalışmaya hiç başlayamıyorsan, taktik değiştirmelisin. Çalışma saatlerini bir kaç parçaya böl. Mola verdiğinde çok hoşuna giden, seni mutlu eden, ferahlatan şeylerle ilgilen. Bir dışarı çık, hava al. Açık havanın insanı motive eden bir gücü olduğuna inanırım. Bir film izle. Verimli ders çalışmak, diğer her şeyden kendini soyutlayıp, dersle yatıp, dersle kalkmak değil ki. Bir yandan hayatın tadını çıkarırken, diğer yandan hedeflerin için de çabalayabilirsin.
Ama ne olursa olsun hayatına senin iyiliğini düşünen insanlar dışındakilerin etki etmesine izin verme. Bu sadece senin elinde. (amma uzun yazmışım ya hu)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?