Beni Depresyona Sokan Kalkık Burun Estetiğim

celyaist

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
13 Kasım 2016
10
14
36
Herkese Merhaba,

Yıllar önce meme estetiğim ile ilgili sürecimi yazmıştım, şimdi de burnumu yazmak istiyorum. ben bu sayfadan çok şey okudum, bence bu yazıma ihtiyaç duyabilirsiniz diye düşündüm.
ilk söyleyeceğim şey zor bir süreç geçiriyorsanız kadınlar kulübünden bişey okumayın, çünkü insanın iyice psikolojisini bozuyorlar :)
ben ameliyat öncesi bilerek okumadım biliyorum vazgeçerdim, sonrasında da keşke okumasaymışım :)

Benim çok güzel bir burnum vardı, bebek gibi minik bir burunla doğdum ama ortaokul öğrencisiyken elim bir kaza sonuca burnum dağıldı, mahvoldu. doktor sağ olsun eliyle düzeltti burnumu. küçük olduğum için ameliyat etmiyorlarmış. o eliyle düzeltti dediğim kısım o kadar zorlu ve iki kere yaşamak zorunda kaldığım bir süreç ki, yazamayacağım kadar travmatik... o kısmı anlatmayacağım.
neyse aslında burnum düzeldi yanlara doğru daha geniş, hafif bir çıkıntısı olan burnum oldu. ona rağmen burnun estetik mi diyenler oluyordu, beğeniyorlardı.
şuan 36 yaşında bir kadınım, yaşım ilerledikçe burnum daha da genişlemeye başladı (bence), kıkırdak yapı bozulduğu için aşağı doğru meyil verdi gibi geliyordu bana. bana öyle geliyordu diyorum çünkü insanlar öyle düşünmüyordu. yani yaş aldıkça, o tazelik gittikçe burnum iyice gözüme batmaya başladı. asla ameliyat olamam, korkularım var diyen ben ameliyat olmaya karar verdim. çok zordu bu kararı vermek gerçekten.

ilk üç doktordan ret yedim, öncelikle burnun güzel dediler, biz zaten çok estetik burunlar yapmıyoruz dediler ve kalın derilisin dediler. yanlış doktorlara gittiğimi anladım, çünkü onlar sadece yamuk kemiği düzeltebilen burun doktorları imiş. bir tanesi bunu açık açık söyledi ve bana bir doktor tavsiye etti. dedi ki senin isteğinin burnu bu adam çok iyi yapar. nişantaşından bi doktor. ismini vermeyeceğim. benim istediğim burun da ince bir burun. önden geniş gözüksün istemiyorum, yayvanlık gitsin ve ince bir burnum olsun.

o doktora gittim. adam dediki, ses kalın derilisin. hayallerinin yüzde yüzünü karşılayamam ama yetmiş beşini yaparım, o da seni mutlu eder. ben de ilk üçünden red yiyince bunu hemen kabul ettim. ve arkadaşlar kallavi bir para verdim. verdiğim parayı da söylemicem. zaten o kadar travmati ki benim için asla ucuz bir yere yaptırmazdım, iyi olduğunu söyleselerdi bile. çok para vermek rahatlatırdı beni sadece :)

doktorun sayfasına bakıyorum hep kalkık burunlar. dedimki ben kalkık istemiyorum sadece inceltin çok az kaldırın. adam dedi ki bana, bu yaşına gelmişsin ameliyat oluyorsun, kalkık yapalım işte, sen kalın derilisin zaten düşecek o zamanla. ama ilk altı ay kimseyi dinleme, sana domuz burunlusun diyenler filan olacak dedi. iki ay bantlı gezeceksin ben asla bantı erken çıkarttırmam, altı ay da burun tıpası takacaksın geceleri, ilk iki ay hem gece hem gündüz takacaksın dedi burun tıpasını. Arkadaşlar ben kabul ettim. düşünüyorum da ben bunları nasıl kabul etmişim. az süreler değilki, iki ay bant, altı ay tıpa, altı ay bana domuz burun diyecekler filan, burnu en az üç yıl çok iyi korumak gerekiyor, sırt üstü yatacaksın, bilmem ne bilmem ne. gözüm nasıl döndüyse ben kabul ettim hepsini.

neyse aradaki psikolojik süreçleri atlıyorum, ameliyat günü geldi. o kadar gerginim ki ağlıyorum, adam dedi bana vazgeçelim, bi de fırça yedim ameliyat öncesi, niye bu kadar abarttın diyor :) o kadar gergindim ki ameliyat masasını bile göremedim ben hiç, beni yolda bayıltmışlar konuşurken, ameliyat odasına dair zerre görüntü yok bende.

ben ilk uyanma anından çok korkuyordum, o insanları görüyordum burunları kapalı, yüzlerinde buz torbaları, nasıl dayanırım filan diye, korktuğum gibi olmadı. zaten mayhoş oluyorsun. burnumda tıpa, yüzümde buz olması hiç umrumda olmadı. doktor da gelmiş bana ameliyat fotoğraflarımı gösteriyor, benim orda bi gözüm toprağa bakıyor ahahahah :) o ilk geceyi atlattım sıfır uyku ile. arkadaşlar bi de ben bu ameliyatı annemden gizli oldum, onun zayıf kalbini yormamak için. ablama gittim tek o biliyordu bi de arkadaşım filan. hem anneme yalan söylemenin verdiği ağırlık (ki öyle şeyler yapmam kolay kolay), hem nefes alamamak, hem de bilmiyorum ya çok dağıldı psikolojim. ben ilk günden çok pişman oldum, yani iliklerime kadar. bu pişmanlığın tarifi yok. ben ne yaptım diyorum, ben bunu kendime nasıl yaptım. aynaya bakıp bakıp ağladım. yüzüm şişmeye ve morarmaya başladı. ama öyle korkunç şişmedim onu da söyliyim, gayet normaldi. ödemden yüzüm yağlanıyordu, parıl parıl parlıyordum. nefes zaten sıfır, o nefes alamamak benim kalbime sancılar soktu. uyku bende bitti. ağzımdan nefes almaya çalışıyorum, boğazım nasıl yara bere oldu. burnumu görmeniz lazım, doktor arşa kaldırmış, rabbine koşuyor. ben ben değilim. kim diyorum bu aynadaki yabancı. dudaklarım ödem içinde şiş, dudaklarıma bayılmıştım :) sonra üst dudakta his yok, açamıyorum, dişler uyuşuk, ne zaman geçer diyorum, her şeye altı ay diyorlar. başlıcam altı ayına, nefes alamıyoruz burda. silikon tıpa filan hikaye, burun içi yara bere içinde, nefes almak mümkün değil.

neyse öyle böyle bir hafta bitti, gittik tıpayı çıkarttı. tıpa çıkmasından korkmayın, ameliyat olmuş insanlarız ondan mı korkucaz, hissetmedim bile, nefes alayım da o acısa bile umrumda değildi. çıktığında ilk nefesimi aldım Rabbime şükür. sonra aynada kendime baktım. allahım bu kim. evet burun incecek, yapmış yani sevgili doktorum incecik ama burun ucum çok kalkık. dedimki bu inecek di mi. bana dedi ki 'bi tık'. nasıl bir tık, bu bir tıklık burun mu. bu burun uhud tepesinin okçuları gibi koşuyor. ben de bir iki gün sonra nefes olayı da gitti. nefes alamıyorum. öyle bir depresyona girdim ki, bir arkadaşım var, o da bu ameliyatı olmuş yıllar önce bana resmen günlerce terapi konuşmaları yaptı Allah ondan razı olsun, en son dedi ki psikoloğa gideceğiz bu böyle olmayacak. uyumuyorum, yemiyorum, zayıfladım, evde deli gibi yürümeye ve sallanmaya başladım. nefes alsam o kadar takmıcam diğerlerini. bi kulak burun boğazcıya gittim, dedi ki nefes kanalların açık yaraların iyileşince nefes alacaksın korkma dedi. ayrıca dedi, burnun çok güzel olmuş, meslektaşım çok iyi iş çıkarmış, bu burun daha çok değişicek ve senin alın çene dudak yapın o kadar güzel ki bu burun sana göre, sen niye üzülüyorsun dedi. (haklıydı). ben biraz rahatladım ama yok ben ikna olmuyorum. çünkü akraba terörü var, annem yüzüme bakıp ağlıyor, sen küçükken ne sıkıntılar çektin bu burundan, niye kendine bunu yaptın diye (haklı). eniştem diyor ki, burnun domuz burnu gibi. ablam diyor ki, sen bana benzerdin şimdi bize benzemiyorsun (ablam da baya güzeldir). yani tüm bu cümleler beni aldı duvardan duvara çarptı, iyi şeyleri zaten algılamaz oldum artık. çünkü çok iyi şeyler diyen de var.

bi doktora daha danıştım, dedi ki sen yirmi günde ne olsun istiyorsun, bu burna da laf edersen, biz daha ne yapalım. ama diyorum ki çoookkk kalkık. diyor ki düşer.

arkadaşlar iki ay ben bantlı gezdim, iki üç günde bir banyo yapıp bantları yeniliyordum. o günler ben de kabus olmuştu. çünkü bantı çıkartıp aynaya bakıyordum, ayy diyordum bu nee, bu neee. hızlıca bantlıyordum. bi de masaj yap deyip duruyor doktor, ben burnuma dokunmaya korkuyorum. ayırca bu ödem denen şey çok kötü bir şey, sizi aldatmasına müsade etmeyin. bir gün bakıyorum burnum da kemik yükselmiş, bir gün bakıyorum burnumun ortası çökük, bir gün bakıyorum burnum sağa yamuk, bir gün sola. o günler de hep deliriyorum ama onlar hep ödemmiş. bu ödem insanı nasıl bu kadar yanıltabiliyor ya. masaj da ödemlere yer değiştirtiyor ona dikkat etmek lazım.

neyse iyi kötü şu iki ay bitti. bu iki aylık süreçte burnum her geçen gün indi, yüzüm indi, ödem insin diye, çok yürüdüm, çook su içtim, yeşil çay içtim, ananas yedim, bromelain içtim. çok emek verdim kendime, bence başarılıydım. çünkü ben altı ay filan değil, iki aylık sürecin sonunda kendimi beğenmeye başladım. doktora kızan eden ben, teşekkür ettim. gerçekten burnumun üstü istediğim incelikte, bunu herhangi bir doktor yapamazdı adım gibi eminim, bu adam çok güzel incelti. ben kalın derili olduğumu biliyorum bir yere kadar değişebileceğini biliyorum, yoksa çok daha iyi olurdu. çünkü ucu ince değil. şöyle; burnum çok mu indi, hayır. ama indi, domuz burnu gibi değil, kalkık, estetik olduğu belli olan bir burun. olursa olsun arkadaşlar belli, bana yakıştı, napıcam düşük burnu.

ucu biraz daha incelsin istiyorum, önden ince gözüksün çok isterdim. üstü muazzam güzel ama ucu bir yere kadar inceldi. hala kalkık ama; ben şuan dördüncü ayımı bitirdim ve mutluyum. gözümüz mü alışıyor, burun derimize uyum mu sağlıyor ne oluyor tam olarak anlamıyorum. ama ben sevdim. kabullendim. eskisinden daha çok yakıştı. daha dördüncü ayımdayım, bunun altı ayı var bir yılı var, bakalım beni neler bekliyor. hala geceleri tıpa mı takıyorum, burnumu karıştırmayı özledim. sırt üstü yatmayı ikinci ayda bıraktım, hurharca yatıyorum. ilk zamanlar put gibi yatıyordum, sırt üstü yatmak çooook zor. şükür bitti. ucu tabiki sert, çok iyi korumak lazım, bunlar hep sorumluluk. ben de sorumluluk sahibi biriyim. ama çok depresif biriymişim burun konusunda. şimdi o pişmanlığım gitti, bende olumsuz bir durum oluşmadığı için ama oluşadabilirdi. böyle ameliyatlar çok riskli, bu riske değer mi bilmiyorum.

çok sıkıntılı bir süreç yaşadığıım için sizinle paylaşmak istedim. mesela sabah uyanıyordum, burun kısmında bir ağırlır bir ameliyat olmuşum hissi, o çok kötüydü mesela, üç ayda geçti o. diş dudak hissisliği üç ayda geçti ama hala biraz var farkındayım. nefes almam iki ayda düzeldi, burnumun içi hala geniş hangar gibi, rahatça nefes alıyorum şükür. Arkadaşlar nefes çok önemli ya, dar burun uğruna sakın nefes yollarınızı kapattırmayın dandik doktorlara. benim doktor iyi çalışmış, o küçüklükten kalma eğrileri filan hep düzeltmiş.

şu anda estetiği belli olan bir kadınım ama umrumda değil, çünkü yüzümdeki o sert ifade gitti ve daha tattı gözüyorum. ayrıca yer çekimi diye bir şey var, yaş alıyoruz, bu burunlar böyle kalmayacak, önünde sonunda iniyor zaten. bu kalkıklığın keyfini çıkarmak istiyorum. fotoğraflarda da şahane çıkıyorum. şükür ki nefesim iyi, yamukluğum yok, komplikasyon olmadı (maşallah deyin). bu olumsuzluklar olmadığı için artık iyiyim. yoksa deli gömleği giyerdim. ne kadar değişikliklere kapalı bir insanmışım, boğa burcuyumm ben. yeni tipime alışana kadar günlerce ağladım.

yani bu ameliyatı olmadan önce, kendinizi maddi olarak hazırlamadan önce duygusal olarak hazırlayın, ben bu sıkıntıları kaldırabilecek bir insan mıyım diye sorun, bu uzuuuuun süreci yönetebilir miyim deyin, bir sorun olursa benim psikolojim bunu olgunlukla karşılar mı, ikinci ameliyatı göze alır mıyım diye düşünün. ve tüm bunların çook zor olduğunu bilin. sonra iyi de bir para hazırlayın, çok kez ameliyat yapmış deneyimli doktorlara gidin. şu anda iyi ki olmuşum dememin sebebi işlerin şu ana kadar yolunda gitmiş olması, inşallahh hep yolunda gider. dua edin. memelerimi iyiki yaptırmışım hep derim, en güzel yatırımımdır. ama onlar da ilk yaptırdığımda füze gibi dimdikti, onlar bile düştü. her şey biraz da olsa yer çekimine yenik düşecektir, zaman istiyor. inşallah benimki de biraz daha doğallaşır. amin.

Hoşçakalın :)
 
Uykum kacti hepsini okudum, sonuc sizi memnun etmis gule gule kullanin :)) ama yapay bir burun yapan doktor nasil basarili kabul edilebiliyor bunu anlayamiyorum. yok su kadar ay tipa kullan, yok dik yat 2 ay.. boyle doktorlarin zengin olmalarini kabullenemiyorum
 
Uykum kacti hepsini okudum, sonuc sizi memnun etmis gule gule kullanin :)) ama yapay bir burun yapan doktor nasil basarili kabul edilebiliyor bunu anlayamiyorum. yok su kadar ay tipa kullan, yok dik yat 2 ay.. boyle doktorlarin zengin olmalarini kabullenemiyorum

Uykum kacti hepsini okudum, sonuc sizi memnun etmis gule gule kullanin :)) ama yapay bir burun yapan doktor nasil basarili kabul edilebiliyor bunu anlayamiyorum. yok su kadar ay tipa kullan, yok dik yat 2 ay.. boyle doktorlarin zengin olmalarini kabullenemiyorum
Şu açıdan çok doğru, kalkık burunu hiç istemeyen biri benim doktorun yanından bile geçmesin :) Ama isteyenler de daha iyisini bulamaz.
 
Benimde burun kanatlarım geniş şekli şuklu çok güzel aslında kalkıklığı vs ama ben gülene kadar güldüğüm zaman burun kanatlarım yanaklarımla birlikte gevşiyor 😂 yani güzel burunluyum ama küçük burunlu değilim ameliyat olmayı gençken çok istedim sizin gibi annem istmedi korktu sonrasında da ben istemedim çünkü ciddi manada korkuyorum diş yaptırmam lazım onu bile korkudan evhamdan gidip yaptıramıyorum:)

İçinize sinmiş şükür ki güle güle kullanın
 
Benimde burun kanatlarım geniş şekli şuklu çok güzel aslında kalkıklığı vs ama ben gülene kadar güldüğüm zaman burun kanatlarım yanaklarımla birlikte gevşiyor 😂 yani güzel burunluyum ama küçük burunlu değilim ameliyat olmayı gençken çok istedim sizin gibi annem istmedi korktu sonrasında da ben istemedim çünkü ciddi manada korkuyorum diş yaptırmam lazım onu bile korkudan evhamdan gidip yaptıramıyorum:)

İçinize sinmiş şükür ki güle güle kullanın
Korktuğunuz kadar var onu söyliyim :) rahat insanların işi, çünkü ben de ilk iki ay mahvoldum. Şimdi de hep burnumu koruyorum
 
Ben de olmayı düşünüyorum fakat sürec işime engel olur mu onu düşünüyorum
Olur tabi olmaz mı, ilk hafta patlıcan gibi morarıp şişiyorsun zaten. Bi de ben halsizdim, kafayı kolay kolay yukarda tutup bir şeye odaklanamazsın. Doktor dedi benim ‘öyle hemen işe başlarsın diyenlere inanma, dinlenmen gereken bir süreç’ diye.
 
Olur tabi olmaz mı, ilk hafta patlıcan gibi morarıp şişiyorsun zaten. Bi de ben halsizdim, kafayı kolay kolay yukarda tutup bir şeye odaklanamazsın. Doktor dedi benim ‘öyle hemen işe başlarsın diyenlere inanma, dinlenmen gereken bir süreç’ diye.
Yani bir hafta falan izin almak gerekiyor anlaşılan
 
Herkese Merhaba,

Yıllar önce meme estetiğim ile ilgili sürecimi yazmıştım, şimdi de burnumu yazmak istiyorum. ben bu sayfadan çok şey okudum, bence bu yazıma ihtiyaç duyabilirsiniz diye düşündüm.
ilk söyleyeceğim şey zor bir süreç geçiriyorsanız kadınlar kulübünden bişey okumayın, çünkü insanın iyice psikolojisini bozuyorlar :)
ben ameliyat öncesi bilerek okumadım biliyorum vazgeçerdim, sonrasında da keşke okumasaymışım :)

Benim çok güzel bir burnum vardı, bebek gibi minik bir burunla doğdum ama ortaokul öğrencisiyken elim bir kaza sonuca burnum dağıldı, mahvoldu. doktor sağ olsun eliyle düzeltti burnumu. küçük olduğum için ameliyat etmiyorlarmış. o eliyle düzeltti dediğim kısım o kadar zorlu ve iki kere yaşamak zorunda kaldığım bir süreç ki, yazamayacağım kadar travmatik... o kısmı anlatmayacağım.
neyse aslında burnum düzeldi yanlara doğru daha geniş, hafif bir çıkıntısı olan burnum oldu. ona rağmen burnun estetik mi diyenler oluyordu, beğeniyorlardı.
şuan 36 yaşında bir kadınım, yaşım ilerledikçe burnum daha da genişlemeye başladı (bence), kıkırdak yapı bozulduğu için aşağı doğru meyil verdi gibi geliyordu bana. bana öyle geliyordu diyorum çünkü insanlar öyle düşünmüyordu. yani yaş aldıkça, o tazelik gittikçe burnum iyice gözüme batmaya başladı. asla ameliyat olamam, korkularım var diyen ben ameliyat olmaya karar verdim. çok zordu bu kararı vermek gerçekten.

ilk üç doktordan ret yedim, öncelikle burnun güzel dediler, biz zaten çok estetik burunlar yapmıyoruz dediler ve kalın derilisin dediler. yanlış doktorlara gittiğimi anladım, çünkü onlar sadece yamuk kemiği düzeltebilen burun doktorları imiş. bir tanesi bunu açık açık söyledi ve bana bir doktor tavsiye etti. dedi ki senin isteğinin burnu bu adam çok iyi yapar. nişantaşından bi doktor. ismini vermeyeceğim. benim istediğim burun da ince bir burun. önden geniş gözüksün istemiyorum, yayvanlık gitsin ve ince bir burnum olsun.

o doktora gittim. adam dediki, ses kalın derilisin. hayallerinin yüzde yüzünü karşılayamam ama yetmiş beşini yaparım, o da seni mutlu eder. ben de ilk üçünden red yiyince bunu hemen kabul ettim. ve arkadaşlar kallavi bir para verdim. verdiğim parayı da söylemicem. zaten o kadar travmati ki benim için asla ucuz bir yere yaptırmazdım, iyi olduğunu söyleselerdi bile. çok para vermek rahatlatırdı beni sadece :)

doktorun sayfasına bakıyorum hep kalkık burunlar. dedimki ben kalkık istemiyorum sadece inceltin çok az kaldırın. adam dedi ki bana, bu yaşına gelmişsin ameliyat oluyorsun, kalkık yapalım işte, sen kalın derilisin zaten düşecek o zamanla. ama ilk altı ay kimseyi dinleme, sana domuz burunlusun diyenler filan olacak dedi. iki ay bantlı gezeceksin ben asla bantı erken çıkarttırmam, altı ay da burun tıpası takacaksın geceleri, ilk iki ay hem gece hem gündüz takacaksın dedi burun tıpasını. Arkadaşlar ben kabul ettim. düşünüyorum da ben bunları nasıl kabul etmişim. az süreler değilki, iki ay bant, altı ay tıpa, altı ay bana domuz burun diyecekler filan, burnu en az üç yıl çok iyi korumak gerekiyor, sırt üstü yatacaksın, bilmem ne bilmem ne. gözüm nasıl döndüyse ben kabul ettim hepsini.

neyse aradaki psikolojik süreçleri atlıyorum, ameliyat günü geldi. o kadar gerginim ki ağlıyorum, adam dedi bana vazgeçelim, bi de fırça yedim ameliyat öncesi, niye bu kadar abarttın diyor :) o kadar gergindim ki ameliyat masasını bile göremedim ben hiç, beni yolda bayıltmışlar konuşurken, ameliyat odasına dair zerre görüntü yok bende.

ben ilk uyanma anından çok korkuyordum, o insanları görüyordum burunları kapalı, yüzlerinde buz torbaları, nasıl dayanırım filan diye, korktuğum gibi olmadı. zaten mayhoş oluyorsun. burnumda tıpa, yüzümde buz olması hiç umrumda olmadı. doktor da gelmiş bana ameliyat fotoğraflarımı gösteriyor, benim orda bi gözüm toprağa bakıyor ahahahah :) o ilk geceyi atlattım sıfır uyku ile. arkadaşlar bi de ben bu ameliyatı annemden gizli oldum, onun zayıf kalbini yormamak için. ablama gittim tek o biliyordu bi de arkadaşım filan. hem anneme yalan söylemenin verdiği ağırlık (ki öyle şeyler yapmam kolay kolay), hem nefes alamamak, hem de bilmiyorum ya çok dağıldı psikolojim. ben ilk günden çok pişman oldum, yani iliklerime kadar. bu pişmanlığın tarifi yok. ben ne yaptım diyorum, ben bunu kendime nasıl yaptım. aynaya bakıp bakıp ağladım. yüzüm şişmeye ve morarmaya başladı. ama öyle korkunç şişmedim onu da söyliyim, gayet normaldi. ödemden yüzüm yağlanıyordu, parıl parıl parlıyordum. nefes zaten sıfır, o nefes alamamak benim kalbime sancılar soktu. uyku bende bitti. ağzımdan nefes almaya çalışıyorum, boğazım nasıl yara bere oldu. burnumu görmeniz lazım, doktor arşa kaldırmış, rabbine koşuyor. ben ben değilim. kim diyorum bu aynadaki yabancı. dudaklarım ödem içinde şiş, dudaklarıma bayılmıştım :) sonra üst dudakta his yok, açamıyorum, dişler uyuşuk, ne zaman geçer diyorum, her şeye altı ay diyorlar. başlıcam altı ayına, nefes alamıyoruz burda. silikon tıpa filan hikaye, burun içi yara bere içinde, nefes almak mümkün değil.

neyse öyle böyle bir hafta bitti, gittik tıpayı çıkarttı. tıpa çıkmasından korkmayın, ameliyat olmuş insanlarız ondan mı korkucaz, hissetmedim bile, nefes alayım da o acısa bile umrumda değildi. çıktığında ilk nefesimi aldım Rabbime şükür. sonra aynada kendime baktım. allahım bu kim. evet burun incecek, yapmış yani sevgili doktorum incecik ama burun ucum çok kalkık. dedimki bu inecek di mi. bana dedi ki 'bi tık'. nasıl bir tık, bu bir tıklık burun mu. bu burun uhud tepesinin okçuları gibi koşuyor. ben de bir iki gün sonra nefes olayı da gitti. nefes alamıyorum. öyle bir depresyona girdim ki, bir arkadaşım var, o da bu ameliyatı olmuş yıllar önce bana resmen günlerce terapi konuşmaları yaptı Allah ondan razı olsun, en son dedi ki psikoloğa gideceğiz bu böyle olmayacak. uyumuyorum, yemiyorum, zayıfladım, evde deli gibi yürümeye ve sallanmaya başladım. nefes alsam o kadar takmıcam diğerlerini. bi kulak burun boğazcıya gittim, dedi ki nefes kanalların açık yaraların iyileşince nefes alacaksın korkma dedi. ayrıca dedi, burnun çok güzel olmuş, meslektaşım çok iyi iş çıkarmış, bu burun daha çok değişicek ve senin alın çene dudak yapın o kadar güzel ki bu burun sana göre, sen niye üzülüyorsun dedi. (haklıydı). ben biraz rahatladım ama yok ben ikna olmuyorum. çünkü akraba terörü var, annem yüzüme bakıp ağlıyor, sen küçükken ne sıkıntılar çektin bu burundan, niye kendine bunu yaptın diye (haklı). eniştem diyor ki, burnun domuz burnu gibi. ablam diyor ki, sen bana benzerdin şimdi bize benzemiyorsun (ablam da baya güzeldir). yani tüm bu cümleler beni aldı duvardan duvara çarptı, iyi şeyleri zaten algılamaz oldum artık. çünkü çok iyi şeyler diyen de var.

bi doktora daha danıştım, dedi ki sen yirmi günde ne olsun istiyorsun, bu burna da laf edersen, biz daha ne yapalım. ama diyorum ki çoookkk kalkık. diyor ki düşer.

arkadaşlar iki ay ben bantlı gezdim, iki üç günde bir banyo yapıp bantları yeniliyordum. o günler ben de kabus olmuştu. çünkü bantı çıkartıp aynaya bakıyordum, ayy diyordum bu nee, bu neee. hızlıca bantlıyordum. bi de masaj yap deyip duruyor doktor, ben burnuma dokunmaya korkuyorum. ayırca bu ödem denen şey çok kötü bir şey, sizi aldatmasına müsade etmeyin. bir gün bakıyorum burnum da kemik yükselmiş, bir gün bakıyorum burnumun ortası çökük, bir gün bakıyorum burnum sağa yamuk, bir gün sola. o günler de hep deliriyorum ama onlar hep ödemmiş. bu ödem insanı nasıl bu kadar yanıltabiliyor ya. masaj da ödemlere yer değiştirtiyor ona dikkat etmek lazım.

neyse iyi kötü şu iki ay bitti. bu iki aylık süreçte burnum her geçen gün indi, yüzüm indi, ödem insin diye, çok yürüdüm, çook su içtim, yeşil çay içtim, ananas yedim, bromelain içtim. çok emek verdim kendime, bence başarılıydım. çünkü ben altı ay filan değil, iki aylık sürecin sonunda kendimi beğenmeye başladım. doktora kızan eden ben, teşekkür ettim. gerçekten burnumun üstü istediğim incelikte, bunu herhangi bir doktor yapamazdı adım gibi eminim, bu adam çok güzel incelti. ben kalın derili olduğumu biliyorum bir yere kadar değişebileceğini biliyorum, yoksa çok daha iyi olurdu. çünkü ucu ince değil. şöyle; burnum çok mu indi, hayır. ama indi, domuz burnu gibi değil, kalkık, estetik olduğu belli olan bir burun. olursa olsun arkadaşlar belli, bana yakıştı, napıcam düşük burnu.

ucu biraz daha incelsin istiyorum, önden ince gözüksün çok isterdim. üstü muazzam güzel ama ucu bir yere kadar inceldi. hala kalkık ama; ben şuan dördüncü ayımı bitirdim ve mutluyum. gözümüz mü alışıyor, burun derimize uyum mu sağlıyor ne oluyor tam olarak anlamıyorum. ama ben sevdim. kabullendim. eskisinden daha çok yakıştı. daha dördüncü ayımdayım, bunun altı ayı var bir yılı var, bakalım beni neler bekliyor. hala geceleri tıpa mı takıyorum, burnumu karıştırmayı özledim. sırt üstü yatmayı ikinci ayda bıraktım, hurharca yatıyorum. ilk zamanlar put gibi yatıyordum, sırt üstü yatmak çooook zor. şükür bitti. ucu tabiki sert, çok iyi korumak lazım, bunlar hep sorumluluk. ben de sorumluluk sahibi biriyim. ama çok depresif biriymişim burun konusunda. şimdi o pişmanlığım gitti, bende olumsuz bir durum oluşmadığı için ama oluşadabilirdi. böyle ameliyatlar çok riskli, bu riske değer mi bilmiyorum.

çok sıkıntılı bir süreç yaşadığıım için sizinle paylaşmak istedim. mesela sabah uyanıyordum, burun kısmında bir ağırlır bir ameliyat olmuşum hissi, o çok kötüydü mesela, üç ayda geçti o. diş dudak hissisliği üç ayda geçti ama hala biraz var farkındayım. nefes almam iki ayda düzeldi, burnumun içi hala geniş hangar gibi, rahatça nefes alıyorum şükür. Arkadaşlar nefes çok önemli ya, dar burun uğruna sakın nefes yollarınızı kapattırmayın dandik doktorlara. benim doktor iyi çalışmış, o küçüklükten kalma eğrileri filan hep düzeltmiş.

şu anda estetiği belli olan bir kadınım ama umrumda değil, çünkü yüzümdeki o sert ifade gitti ve daha tattı gözüyorum. ayrıca yer çekimi diye bir şey var, yaş alıyoruz, bu burunlar böyle kalmayacak, önünde sonunda iniyor zaten. bu kalkıklığın keyfini çıkarmak istiyorum. fotoğraflarda da şahane çıkıyorum. şükür ki nefesim iyi, yamukluğum yok, komplikasyon olmadı (maşallah deyin). bu olumsuzluklar olmadığı için artık iyiyim. yoksa deli gömleği giyerdim. ne kadar değişikliklere kapalı bir insanmışım, boğa burcuyumm ben. yeni tipime alışana kadar günlerce ağladım.

yani bu ameliyatı olmadan önce, kendinizi maddi olarak hazırlamadan önce duygusal olarak hazırlayın, ben bu sıkıntıları kaldırabilecek bir insan mıyım diye sorun, bu uzuuuuun süreci yönetebilir miyim deyin, bir sorun olursa benim psikolojim bunu olgunlukla karşılar mı, ikinci ameliyatı göze alır mıyım diye düşünün. ve tüm bunların çook zor olduğunu bilin. sonra iyi de bir para hazırlayın, çok kez ameliyat yapmış deneyimli doktorlara gidin. şu anda iyi ki olmuşum dememin sebebi işlerin şu ana kadar yolunda gitmiş olması, inşallahh hep yolunda gider. dua edin. memelerimi iyiki yaptırmışım hep derim, en güzel yatırımımdır. ama onlar da ilk yaptırdığımda füze gibi dimdikti, onlar bile düştü. her şey biraz da olsa yer çekimine yenik düşecektir, zaman istiyor. inşallah benimki de biraz daha doğallaşır. amin.

Hoşçakalın :)
Boğa burcu olarak bende aynıııııııı piskoloji da muzdaribim :KK43:, gençken beri hiç memem yooooook kız yooook arkadaşlar yok hhhdkdodndkd, iki tame çoçuğum var şimdi hamdolsun çok şukur, ve hala meme buyutmeye ameliyat duşuniyorum, ama bi şekilde cesaretime toplayamadım, (31 yaşındayım). Bide okiyorum ben ameliyat oldum kist olmuş, sağ kolum acıyor seneler sonra kist çikti bunu okuyunca bitiyor o heycan bende, diğer tarafı bakıyorum çevremdeki arkaşlarım yapıp memnun kalan var yanı yapim mı yapmıyım bilemedim :KK43: dediniz gibi ben yeni şeyler çok ama çok zor alışırım. Yattım Yastık bile değişmem ben :))))
 
Ya bı de burnunu atsaydin meraklandirdin😂
Herkese Merhaba,

Yıllar önce meme estetiğim ile ilgili sürecimi yazmıştım, şimdi de burnumu yazmak istiyorum. ben bu sayfadan çok şey okudum, bence bu yazıma ihtiyaç duyabilirsiniz diye düşündüm.
ilk söyleyeceğim şey zor bir süreç geçiriyorsanız kadınlar kulübünden bişey okumayın, çünkü insanın iyice psikolojisini bozuyorlar :)
ben ameliyat öncesi bilerek okumadım biliyorum vazgeçerdim, sonrasında da keşke okumasaymışım :)

Benim çok güzel bir burnum vardı, bebek gibi minik bir burunla doğdum ama ortaokul öğrencisiyken elim bir kaza sonuca burnum dağıldı, mahvoldu. doktor sağ olsun eliyle düzeltti burnumu. küçük olduğum için ameliyat etmiyorlarmış. o eliyle düzeltti dediğim kısım o kadar zorlu ve iki kere yaşamak zorunda kaldığım bir süreç ki, yazamayacağım kadar travmatik... o kısmı anlatmayacağım.
neyse aslında burnum düzeldi yanlara doğru daha geniş, hafif bir çıkıntısı olan burnum oldu. ona rağmen burnun estetik mi diyenler oluyordu, beğeniyorlardı.
şuan 36 yaşında bir kadınım, yaşım ilerledikçe burnum daha da genişlemeye başladı (bence), kıkırdak yapı bozulduğu için aşağı doğru meyil verdi gibi geliyordu bana. bana öyle geliyordu diyorum çünkü insanlar öyle düşünmüyordu. yani yaş aldıkça, o tazelik gittikçe burnum iyice gözüme batmaya başladı. asla ameliyat olamam, korkularım var diyen ben ameliyat olmaya karar verdim. çok zordu bu kararı vermek gerçekten.

ilk üç doktordan ret yedim, öncelikle burnun güzel dediler, biz zaten çok estetik burunlar yapmıyoruz dediler ve kalın derilisin dediler. yanlış doktorlara gittiğimi anladım, çünkü onlar sadece yamuk kemiği düzeltebilen burun doktorları imiş. bir tanesi bunu açık açık söyledi ve bana bir doktor tavsiye etti. dedi ki senin isteğinin burnu bu adam çok iyi yapar. nişantaşından bi doktor. ismini vermeyeceğim. benim istediğim burun da ince bir burun. önden geniş gözüksün istemiyorum, yayvanlık gitsin ve ince bir burnum olsun.

o doktora gittim. adam dediki, ses kalın derilisin. hayallerinin yüzde yüzünü karşılayamam ama yetmiş beşini yaparım, o da seni mutlu eder. ben de ilk üçünden red yiyince bunu hemen kabul ettim. ve arkadaşlar kallavi bir para verdim. verdiğim parayı da söylemicem. zaten o kadar travmati ki benim için asla ucuz bir yere yaptırmazdım, iyi olduğunu söyleselerdi bile. çok para vermek rahatlatırdı beni sadece :)

doktorun sayfasına bakıyorum hep kalkık burunlar. dedimki ben kalkık istemiyorum sadece inceltin çok az kaldırın. adam dedi ki bana, bu yaşına gelmişsin ameliyat oluyorsun, kalkık yapalım işte, sen kalın derilisin zaten düşecek o zamanla. ama ilk altı ay kimseyi dinleme, sana domuz burunlusun diyenler filan olacak dedi. iki ay bantlı gezeceksin ben asla bantı erken çıkarttırmam, altı ay da burun tıpası takacaksın geceleri, ilk iki ay hem gece hem gündüz takacaksın dedi burun tıpasını. Arkadaşlar ben kabul ettim. düşünüyorum da ben bunları nasıl kabul etmişim. az süreler değilki, iki ay bant, altı ay tıpa, altı ay bana domuz burun diyecekler filan, burnu en az üç yıl çok iyi korumak gerekiyor, sırt üstü yatacaksın, bilmem ne bilmem ne. gözüm nasıl döndüyse ben kabul ettim hepsini.

neyse aradaki psikolojik süreçleri atlıyorum, ameliyat günü geldi. o kadar gerginim ki ağlıyorum, adam dedi bana vazgeçelim, bi de fırça yedim ameliyat öncesi, niye bu kadar abarttın diyor :) o kadar gergindim ki ameliyat masasını bile göremedim ben hiç, beni yolda bayıltmışlar konuşurken, ameliyat odasına dair zerre görüntü yok bende.

ben ilk uyanma anından çok korkuyordum, o insanları görüyordum burunları kapalı, yüzlerinde buz torbaları, nasıl dayanırım filan diye, korktuğum gibi olmadı. zaten mayhoş oluyorsun. burnumda tıpa, yüzümde buz olması hiç umrumda olmadı. doktor da gelmiş bana ameliyat fotoğraflarımı gösteriyor, benim orda bi gözüm toprağa bakıyor ahahahah :) o ilk geceyi atlattım sıfır uyku ile. arkadaşlar bi de ben bu ameliyatı annemden gizli oldum, onun zayıf kalbini yormamak için. ablama gittim tek o biliyordu bi de arkadaşım filan. hem anneme yalan söylemenin verdiği ağırlık (ki öyle şeyler yapmam kolay kolay), hem nefes alamamak, hem de bilmiyorum ya çok dağıldı psikolojim. ben ilk günden çok pişman oldum, yani iliklerime kadar. bu pişmanlığın tarifi yok. ben ne yaptım diyorum, ben bunu kendime nasıl yaptım. aynaya bakıp bakıp ağladım. yüzüm şişmeye ve morarmaya başladı. ama öyle korkunç şişmedim onu da söyliyim, gayet normaldi. ödemden yüzüm yağlanıyordu, parıl parıl parlıyordum. nefes zaten sıfır, o nefes alamamak benim kalbime sancılar soktu. uyku bende bitti. ağzımdan nefes almaya çalışıyorum, boğazım nasıl yara bere oldu. burnumu görmeniz lazım, doktor arşa kaldırmış, rabbine koşuyor. ben ben değilim. kim diyorum bu aynadaki yabancı. dudaklarım ödem içinde şiş, dudaklarıma bayılmıştım :) sonra üst dudakta his yok, açamıyorum, dişler uyuşuk, ne zaman geçer diyorum, her şeye altı ay diyorlar. başlıcam altı ayına, nefes alamıyoruz burda. silikon tıpa filan hikaye, burun içi yara bere içinde, nefes almak mümkün değil.

neyse öyle böyle bir hafta bitti, gittik tıpayı çıkarttı. tıpa çıkmasından korkmayın, ameliyat olmuş insanlarız ondan mı korkucaz, hissetmedim bile, nefes alayım da o acısa bile umrumda değildi. çıktığında ilk nefesimi aldım Rabbime şükür. sonra aynada kendime baktım. allahım bu kim. evet burun incecek, yapmış yani sevgili doktorum incecik ama burun ucum çok kalkık. dedimki bu inecek di mi. bana dedi ki 'bi tık'. nasıl bir tık, bu bir tıklık burun mu. bu burun uhud tepesinin okçuları gibi koşuyor. ben de bir iki gün sonra nefes olayı da gitti. nefes alamıyorum. öyle bir depresyona girdim ki, bir arkadaşım var, o da bu ameliyatı olmuş yıllar önce bana resmen günlerce terapi konuşmaları yaptı Allah ondan razı olsun, en son dedi ki psikoloğa gideceğiz bu böyle olmayacak. uyumuyorum, yemiyorum, zayıfladım, evde deli gibi yürümeye ve sallanmaya başladım. nefes alsam o kadar takmıcam diğerlerini. bi kulak burun boğazcıya gittim, dedi ki nefes kanalların açık yaraların iyileşince nefes alacaksın korkma dedi. ayrıca dedi, burnun çok güzel olmuş, meslektaşım çok iyi iş çıkarmış, bu burun daha çok değişicek ve senin alın çene dudak yapın o kadar güzel ki bu burun sana göre, sen niye üzülüyorsun dedi. (haklıydı). ben biraz rahatladım ama yok ben ikna olmuyorum. çünkü akraba terörü var, annem yüzüme bakıp ağlıyor, sen küçükken ne sıkıntılar çektin bu burundan, niye kendine bunu yaptın diye (haklı). eniştem diyor ki, burnun domuz burnu gibi. ablam diyor ki, sen bana benzerdin şimdi bize benzemiyorsun (ablam da baya güzeldir). yani tüm bu cümleler beni aldı duvardan duvara çarptı, iyi şeyleri zaten algılamaz oldum artık. çünkü çok iyi şeyler diyen de var.

bi doktora daha danıştım, dedi ki sen yirmi günde ne olsun istiyorsun, bu burna da laf edersen, biz daha ne yapalım. ama diyorum ki çoookkk kalkık. diyor ki düşer.

arkadaşlar iki ay ben bantlı gezdim, iki üç günde bir banyo yapıp bantları yeniliyordum. o günler ben de kabus olmuştu. çünkü bantı çıkartıp aynaya bakıyordum, ayy diyordum bu nee, bu neee. hızlıca bantlıyordum. bi de masaj yap deyip duruyor doktor, ben burnuma dokunmaya korkuyorum. ayırca bu ödem denen şey çok kötü bir şey, sizi aldatmasına müsade etmeyin. bir gün bakıyorum burnum da kemik yükselmiş, bir gün bakıyorum burnumun ortası çökük, bir gün bakıyorum burnum sağa yamuk, bir gün sola. o günler de hep deliriyorum ama onlar hep ödemmiş. bu ödem insanı nasıl bu kadar yanıltabiliyor ya. masaj da ödemlere yer değiştirtiyor ona dikkat etmek lazım.

neyse iyi kötü şu iki ay bitti. bu iki aylık süreçte burnum her geçen gün indi, yüzüm indi, ödem insin diye, çok yürüdüm, çook su içtim, yeşil çay içtim, ananas yedim, bromelain içtim. çok emek verdim kendime, bence başarılıydım. çünkü ben altı ay filan değil, iki aylık sürecin sonunda kendimi beğenmeye başladım. doktora kızan eden ben, teşekkür ettim. gerçekten burnumun üstü istediğim incelikte, bunu herhangi bir doktor yapamazdı adım gibi eminim, bu adam çok güzel incelti. ben kalın derili olduğumu biliyorum bir yere kadar değişebileceğini biliyorum, yoksa çok daha iyi olurdu. çünkü ucu ince değil. şöyle; burnum çok mu indi, hayır. ama indi, domuz burnu gibi değil, kalkık, estetik olduğu belli olan bir burun. olursa olsun arkadaşlar belli, bana yakıştı, napıcam düşük burnu.

ucu biraz daha incelsin istiyorum, önden ince gözüksün çok isterdim. üstü muazzam güzel ama ucu bir yere kadar inceldi. hala kalkık ama; ben şuan dördüncü ayımı bitirdim ve mutluyum. gözümüz mü alışıyor, burun derimize uyum mu sağlıyor ne oluyor tam olarak anlamıyorum. ama ben sevdim. kabullendim. eskisinden daha çok yakıştı. daha dördüncü ayımdayım, bunun altı ayı var bir yılı var, bakalım beni neler bekliyor. hala geceleri tıpa mı takıyorum, burnumu karıştırmayı özledim. sırt üstü yatmayı ikinci ayda bıraktım, hurharca yatıyorum. ilk zamanlar put gibi yatıyordum, sırt üstü yatmak çooook zor. şükür bitti. ucu tabiki sert, çok iyi korumak lazım, bunlar hep sorumluluk. ben de sorumluluk sahibi biriyim. ama çok depresif biriymişim burun konusunda. şimdi o pişmanlığım gitti, bende olumsuz bir durum oluşmadığı için ama oluşadabilirdi. böyle ameliyatlar çok riskli, bu riske değer mi bilmiyorum.

çok sıkıntılı bir süreç yaşadığıım için sizinle paylaşmak istedim. mesela sabah uyanıyordum, burun kısmında bir ağırlır bir ameliyat olmuşum hissi, o çok kötüydü mesela, üç ayda geçti o. diş dudak hissisliği üç ayda geçti ama hala biraz var farkındayım. nefes almam iki ayda düzeldi, burnumun içi hala geniş hangar gibi, rahatça nefes alıyorum şükür. Arkadaşlar nefes çok önemli ya, dar burun uğruna sakın nefes yollarınızı kapattırmayın dandik doktorlara. benim doktor iyi çalışmış, o küçüklükten kalma eğrileri filan hep düzeltmiş.

şu anda estetiği belli olan bir kadınım ama umrumda değil, çünkü yüzümdeki o sert ifade gitti ve daha tattı gözüyorum. ayrıca yer çekimi diye bir şey var, yaş alıyoruz, bu burunlar böyle kalmayacak, önünde sonunda iniyor zaten. bu kalkıklığın keyfini çıkarmak istiyorum. fotoğraflarda da şahane çıkıyorum. şükür ki nefesim iyi, yamukluğum yok, komplikasyon olmadı (maşallah deyin). bu olumsuzluklar olmadığı için artık iyiyim. yoksa deli gömleği giyerdim. ne kadar değişikliklere kapalı bir insanmışım, boğa burcuyumm ben. yeni tipime alışana kadar günlerce ağladım.

yani bu ameliyatı olmadan önce, kendinizi maddi olarak hazırlamadan önce duygusal olarak hazırlayın, ben bu sıkıntıları kaldırabilecek bir insan mıyım diye sorun, bu uzuuuuun süreci yönetebilir miyim deyin, bir sorun olursa benim psikolojim bunu olgunlukla karşılar mı, ikinci ameliyatı göze alır mıyım diye düşünün. ve tüm bunların çook zor olduğunu bilin. sonra iyi de bir para hazırlayın, çok kez ameliyat yapmış deneyimli doktorlara gidin. şu anda iyi ki olmuşum dememin sebebi işlerin şu ana kadar yolunda gitmiş olması, inşallahh hep yolunda gider. dua edin. memelerimi iyiki yaptırmışım hep derim, en güzel yatırımımdır. ama onlar da ilk yaptırdığımda füze gibi dimdikti, onlar bile düştü. her şey biraz da olsa yer çekimine yenik düşecektir, zaman istiyor. inşallah benimki de biraz daha doğallaşır. amin.

Hoşçakalın :)
Ya burnunu da atsaydin meraklandirdin😂
 
Tasarımcı ama 7 de çıkıyorum her gün tempom yoğun

Tasarımcı ama 7 de çıkıyorum her gün tempom yoğun
Çok zor bir süreç ilk 3 ay psikolojik olarak yerlerdesin buda işine yansır çünkü bu aylar cogınluk isyanda ve mutsuz oluyor iş yerinde birinde ilk ayda olumsuz tepki aldıgın gibi öyle bir kafaya takıyorsun ki işe gidesin olmıyo
 
Teşekkürler gerçekçi yorum için. Doğru söylüyorsunuz mezoterapi yaptırdım gözaltımdaki iğne izi bile bir kaç gündür mutsuz etti. İyi psikoloji önemli sanırım.
 
X