- 16 Mart 2014
- 3.356
- 1.106
Kızlar benim derdim kuzenim... Artık delirmek üzereyim.
Çok uzun bir yazı olacak çünkü herşeyi yazıp rahatlamam lazım.
Ankara'ya ilk geldiğimde kuzenim burada öğrenciydi iki arkadaş kalıyorlardı. Ben ev vb bakıyordum, tutturdu gel beraber kalalım diye (çocukken öyle hayal kurardık), ben de gittim. 1 ay kalabildim. O dönemde problemli bir erkek arkadaşım vardı, sürekli telefonla arardı kavga ederdik, bu da sürekli etrafımda ne konuşuyorsunuz, ne oldu, ne dedi... İşe gidiyorum mesela çıkıyorum biraz dolaşıyorum, nerede kaldın, nereye gittin, kimle görüştün... Ki benden 1,5 yaş küçük ve ben çalışan biriyim ister gezerim ister tozarım. Ya aynı evdeyiz merak ediyor derdim önceleri, ama sonra sonra öyle bir hale geldi ki mesela ben arkadaşlarımlayım diyorum, adı ne kim nerden tanıştın..... Ardı arkası gelmeyen sorgulamalar... O dönemlerde işim gereği ciddi oturup çalışmam gerekiyordu. Yolum uzaktı ve eve geldiğimde yemek vesaire derken ders çalışmaya ancak 10 gibi başlayabiliyordum. Bu da 11 de uyuyan birisi. Evde salon var orada kalmak istememe rağmen beni ısrarla kendi odasında yer yatağında yatırıyordu. 11'de de benim uykum geldi ışıkları kapat diyordu. Salona gidiyordum ders çalışmaya ağlıyordu sen beni yanında istemiyorsun diye. Odada çalıştığımda 12 ye kadar sürekli öf püf uyuyamıyorum deyip problem çıkarıyordu. Sonra dayanamayıp, yolumun uzaklığını bahane edip özel bir yurda çıktım. Ah çıkmasaymışım, resmen aileler arası savaş çıktı. Kuzenim yengemle (yani annesi) herşeyi her detayına kadar konuşur, günde kaç kere wc ye gittiğine kadar. Ben evden ayrılınca, harmoni_ benden sıkıldığını söyledi, kavga çıkardı vb diye bir sürü şey anlatmış. Maaş aldığım için eve gereğinden fazla para verşrdşm sürekli alışveriş ypardım ona rağmen paralarını vermediğimi filan söylemiş. Kavga kıyamet oldu iş ailelere kadar büyüdü.
Ya sabır dedim hayatıma devam ettim. Sonra yaz dönemi bitince yurtta çalışan tutamayacaklarını söylediler. Benim de burada kalışım kesinleşti eve çıktım. Erkek arkadaşımdan ayrıldım vesaire... Bu arada da doğru düzgün arayıp sormadı(k). Özür vesaire dilenmedi ama konuyu kapattı herkes. Bir de ben eve çıkmadan 2 ay önce ameliyat olmuş, aramadığı için haberim yok tabi. Bir gün tel. çaldı sesi kötü hayırdır dedim. İşte bir başladı ağlamaya, ben ameliyat oldum da sen gelmedin de aramadın da bilmem ne... Ve öyle bir konuşur ki haklı bile olsanız susup kalırsınız. O zamanlar cahillik de vardı bende çok. Neyse dedim insanlık bende kalsın, kalktım gittim ziyaretine ki ameliyat dediği şey burun estetiğiymiş. Neyse sonra görüşmeye başladık ara ara tekrar. Ben eve çıkacağımı söylediğimde sinirinden delirdi. Yüzü değişti. Yalnız mı, nasıl olur bilmem ne diye bir sürü laf etti. Babamlara bir şekilde tel. ile ulaşıp işte yalnız kalamaz çok tehlikeli tarzı şeyler söylemiş. Ev bakarken çok aradım, belki yanımda gelmek ister diye telefonlarıma çıkmadı. Yapayalnız hallettim herşeyi neyseki evimi bir şekilde tuttum Allah yardım etti. Evi tutunca annemler İstanbul'dan bir kamyonla eşya getirdiler, burada bir tanıdığımızın akrabası ikinci el eşyalar buldu beş kuruş para harcamadan evimi full döşedim. Evim onun evine yakın biryerdeydi ve bunlar eşya taşırken ev arkadaşıyla çıkıp geldiler. Eve girdi selam verdi ve evin heryerini hemen tek tek gezdi. Suratı beş karış oldu. Balkonum manzaralı filan bir yer yüksekte olduğu için. Oranın kapısına oturdu gözleri doldu. İşte biz buradan ev bakmıştık daha önce tutamamıştık, içim çok kötü oldu ben bu evden çıkmak istiyorum deyip gitti. Biz tabi şok... Yine boşverdim ben, öyle demek istememiştir diye düşünüyorum tabi... Yerleştim ama evime 2 senedir toplasanız 4 kere ya geldi ya gelmedi.
Ben daha sonra erkek arkadaşımla tanıştım. Açmıştım başlık. Bir gün yanımda erkek arkadaşım varken karşılaştık. Onun öğrenci olduğu okulda çalışıyorum ben. İşte erkek arkadaşım var diye biliyordu sadece sonra hiç birşey sormamıştı. Tanıştılar filan. Neyse akşamına bu hemen benim yanıma geldi. O kim yabancı mı bilmem ne. Ben de anlattım. Erkek arkadaşım hoş çocuktur, Arap, terbiyeli ve davranışları ile sizi kendine hayran bırakabilecek bir tip. Hmm iyiymiş filan diye başladı. Neyse sonra bu maddi durumunu flan sormaya başladı. Ben de salak gibi oturup herşeyi anlattım. İşte ailesinin durumları iyi, kardeşlerinden biri İngiltere'de biri Dubai'de, bir kardeşi emniyet müdürü vesaire... Bu delirdi. İşte bu çocuk seninle dalga geçiyor seni bırakıp ülkesine dönecek, boşuna uğraşıyorsun bilmem ne diye öyle kötü konuşmaya başladı ki ben çöktüm o anda. Ya dedim ne alakası var dalga geçmeyle derken pat diye sonradan kendisinin de pişman olduğu bir laf etti:" O çocuk sana ne diye baksın ki? Zengin yakışıklı kültürlü.. Besbelli dalga geçiyor." O kadar sinirlendim ki kovmaktan beter ettim o anda onu. Sonra ev arkadaşına anlatmış durumu, artık nasıl anlattıysa beni arayıp kız işte onu çok üzmüşsüni o senin iyiliğini düşünüyor iki gündür sürekli ağlıyor filan demiş.
Bu arada söylemeyi unuttum ben o eve taşındıktan 3-4 hafta sonra kuzenim de alt sokağıma taşıdı evi apar topar kışın ortasında. Sonra erkek arkadaı da burada iş bulup benim sokağıma taşındı. Benim kalp rahatsızlığım var bir gün sabah karşı çok fena rahatsızlandım ölüyorum sandım. Saat beş buçuk gibi aradım dedim ki ben ölüyorum hastaneye gitmem lazım. Bana verdiği cevap şu oldu. Çok lazım mı geleyim mi? Ölüyorum hareket edemiyrum dedim, evde de arkadaşım var nasıl bırakıp çıksam ki bilemedim filan dedi. Tamam dedim kapattım telefonu. Erkek arkadaşımı aradım ki onun evi çok yakın değil bana sesimi duyar duymaz daha ben üstümü çıkaramadan kapımda bitiverdi. Hastanelerde kaldım vs.. Bir kere kapımı çalıp da ziyarete gelmedi. Annem kalkıp İstanbul'dan buraya gelene kadar o bir sokak çıkamadı. Ben yine kapattım...
Kuzenim güzel kızdır ve 9 yıllık bir ilişkisi var. Erkek arkadaşı hakikaten çok hoş çocuktur (dünya ahiret kardeşim olsun). Hani bana yaptığı buraya yazmadığım erkek arkadaşımla ilgili o kadar çok pislik var ki sayfalar sürer... Neyse bunca olaya rağmen ben yine de sükunetimi korumaya çalıştım. İşte bunlar biz nişanlanacağız dediler. Aileler tanıştı kuzenim mezun olunca. Nişan işleri başladı. Beni her aradğında ben dibinde bittim. Koşturduk ettik. Nişana 1 aydan az vardı 23 Nisan tatilinde beni aradılar, hepimize tatil hadi gezmeye pikniğe gidelim dediler. Erkek arkadaşımı da davet ettiler. Plan yapıldı neyse. Erkek arkadaşım normalde hiç takmaz sosyal yönü çok kuvvetlidir. Ama ailemden birisiyle böyle davet olunca o kadar heyecanlandı ki (ilk kez dışarı çıkacaktık o şekilde). Sabah erkenden uyandık ikimiz de hazırlandık. Ben kuzenimi aradım. Telefon açıldı, sözleştiğimiz saate yarım saat vardı, bu yeni uyandı. Gidecek miyiz dedim, tabi tabi dedi. Normalde aynı yerde olduğumuz için birlikte çıkacaktık, erkek arkadaşım bize katılacaktı gidecektik. Bu dedi ki sen çık sevgilinle buluş biz arkadan gelelim ufak bi işimiz var dedi. Yarım saat sonrasına sözleştik. Neyse biz buluştuk. Buluşma yerine gittik. Aradım açmadılar. Bekledik biraz tekrar aradım, bu böyle tam 1,5 saat sürdü. Artık sevgilim delirdi. Bu ne terbiyesizlik gelmeyeceklerse söylesinler biz onları beklemek zorunda mıyız diye. Ben de hem tatil günüm mahvoldu hem onun hevesi kursağında kaldı dayanamayıp ağlamaya başladım siinirmden. Sonra erkek arkadaşım tuttu kolumdan gel biz gidelim ya onlarsız daha iyi eğleniriz dedi çıktık yola. Gittik ama ikimiz de gergindik, yedik birbirimizi. Sonra aradan 2 saat daha geçti bunlar başladılar beni aramaya. Sevgilim telefonu aldı açmayacaksın dedi. Onlar saygısızlık ettiler. Açmadım baya. Sonra kuzenimin erkek arkadaşı mesaj attı "Aradığınızı gördüm açamadım çok fena kavga ettik. Ama şu an herşey yolunda merak etmeyin (sanki tek derdim o). Biz yola çıktık geliyoruz neredesiniz?" cevap vermedim sonra bunlar oraya geldiler aramay başladılar neredesiniz diye. En sonunda açtım geldiler yanımıza. Ne bir özür, ne bir kusura bakmayın salak salak tavırlar çileden çıkardılar bizi. Biz ne yapalım diye konuşurken bir anda baktım kuzenim basmış bir yere gitmiş oturmuş, nişanlısı bizi bırakıp gitti. Biz mal gibi kalakaldık. Biz gidiyoruz dedik en sonunda. İşte kuzenim karnım aç yemek yiyelim sonra gideriz filan diye ısrar etmeye başladı. Zorla seviglimi ikna ettim. Yemek yedik ama hepimizin boğazına dizildi... Oradan kalktık ayrıldık. Biri de özür dilemeden ya da en azında bir açıklama yapmadan gittiler. Erkek arkadaşım net bir şekidle şunu söyledi. Benden özür dilemezlerse bir daha asla onların adını duymak istemiyorum ileride evimize gelemezler. Sonra kuzenimi aradım konuşmak istiyorum buluşalım diye tam 3 kere buluştuk. Ama her buluşmamıza tanımadığım bir arkadaşıyla geldi ki konuyu bile açamadım. Konu da öyle kapandı. Ama benim içim yandı. Nişan zamanı geldi çattı, ama duramıyorum yerimde bana yapılan erkek arkadaşıam yapılan saygısızlık özür dilenmemesi, yaptığım herşeye rağmen bir teşekkürün çok görülmesi... Yine de gidecektim o nişana...
Kuzenimin şehir dışından bir arkadaşı gelecekti. Kuzenim önceden gideceği için, o arkadaşı ben ve ev arkadaşı birlikte gidecektik nişana (başka şehirde). Aradım kuzenimi o arkadaşına ve ev arkadaşına haber vermesini beni aramalarını otobüs biletini onlara göre alacağımı söyledim. İki gün sonra ev arkadaşıyla bir şekilde buluştuk. Ona sordum ne zaman alıyorsunuz diye. Biz aldık dedi biletleri ben kalakaldım tabi. Ee kuzenim size söylemedi mi dedim. Yoo bize bişey demedi biz de sen hallettin sanıp aldık dedi. Bu bardağı taşıran son damla oldu, ki nişan alışverişi sırasında kıyafet bakıyorum kendime benim nişanıma bununla mı geleceksin diyecek kadar da ileri gitmişliği var bunları hiç yazmadım. O akşam eve gittim ve annemleri arayıp ben onun nişanına gitmeyeceğim haberini olsun diye söyledim. Bizim ev mevzularından sonra zaten bir kaç şey daha olmuştu iki aile gergindi ben öyle deyince annem o zaman ben de gitmiyorum dedi, babam da gitmedi. Aradım ben gelemiyorum işlerim çıktı dedim ama mesajı aldı tabi. Gideceği güne kadar sürekli mesaj attı bişey mi oldu filan diye. Ama ne arayabildi ne yanıma gelebildi korkusundan. Nişana abim gitti nişanlısıyla, hepimizin adına o da ortasında katıldılar bir saat durup kalktılar.
Sonra ben nişandan bir hafta sonra kongre için Amerika'ya gittim. Kimseye birşey söylememiştim. Newyork'ta chek-in yaptığımı görünce bana facebooktan bir sürü mesaj yazmış. Mesaj kısaca şu: Senin orada ne işin var o benim hayalimdi. (gülücük koyarak) Benim hayalimi çaldın. Hemen geri dön çok durma ben evleniyorum yaz sonunda sen geziyorsun.
Kısaca cevap verdim on gün kaldım orada, bir kaç eyalet gezdim. İki günde bir bu ve benzeri mesajlar attı. Artık cevap vermeyi kestim o derece.
Türkiye'ye döndüm Ankara'ya geldiğim gün bir mesaj daha geldi. İşte yeterince kıskandırdın sonunda döndün rahatladın mı filan gibi ama heps,nde de gülücük koyuyor. Çok güzeldi acayip eğlendim filan yazdım ben de. Aman anladık diye bir cevap geldi. Sonra ramazanda bir kaç kez aradı iftar yapalım diye işlerim vardı gerçekten gidemedim, sonra geçen gün ben SALAK BEN!!! vicdan yapıp aradım onu.
İşte düğün telaşesi nasıl gidiyor diye sormak için. Telefona bağıra çağıra nasıl konuşuyor. Çok yalnızmış kimse yokmuş alışveriş yapamıyormuş yetişemiyormuş. Ben de geri dönemmişim görmek istiyormuş niye aramıyormuşum. Biraz anlattım ben de yoğun olduğumu, araştırma görevlisiyim ben farkındaysan srekli labda çalışıyorum yorgun oluyorum dedim. Ben de biliyorum ünv.de işler nasıl yürüyor bana masal anlatma filan dedi. Çok sinirlendim mübarek günde kalbini kırmamak için alttan aldım ama sürekli laf soktu. Telefonu kapatırken de bana emir veriyor her gün ona mesaj yazacakmışım nasılsın ne yaptın diye, o da bana ihtiyacı olduğunda bana söyleyecekmiş ki yanına yardıma gidecekmişim.
BURAYA KADAR HALA OKUYAN KALDI MI BİLMİYORUM, ama gerçekten merak ediyorum. Benim bu kızı aramamam, yardımcı olmamam, düğününe sıradan bir misafir gibi katılıp çıkmam, beni kötü bir insan yapar mı? Boşuna mı vicdan yapıyorum yoksa abartıyor muyum?
AZMETTİM VE OKUDUM canım neden bu kadar takıntı yapıyorsun ki bu kızı böle bi insansa arayıp sorman hata zaten normal misafir gibi düğününe gider takını takar biraz oturur çıkarsın bu kadar yaniiii