Bi adamin da boyle duygusal tespitler yapmasi yok sevismeyi degil sevmeyi seviyormus falan filan pfff
Dinleme bile boyle sacmaliklari.
Hastayken kim kimle cinsellik yasamak ister hem, agzin kokar burnun akar., yani sende salla gitsin duzelene kadar kanka ol.
Yemek yapip onune koyma.
Sen pesinde dondukce senin nasil oldugunu merak edecek degil.
Bilemedim, bence biraz sığ oldu yaklaşımız. Sizi eşinizle eş yapan bunu devlete bildirmeniz miydi? Suçluluk ya da utanç hissetmiyorum özel hayatımla ilgili, dediğim gibi ''o'' diye hitap etmek istemedim. Kayınvalidenin kv diye kısaltılması gibi ea diye mi kısaltsaydım acep? Bir sonraki derdim de bir de öyle deneyeyim bakalım.
Kişisel alan ihlali konusunda çok haklısınız. Fazla içiçeyiz ilk günden beri. Zaman zaman biraz aralamak istesem de ayar tutmadı hiç. Birbirimizden bağımsız bir hayatımız yok. Umarım dediğiniz gibi kötüye gitmez, birlikte çok hayalimiz var.
Birbirimize bazen ''beni mi daha çok seviyorsun, mercimek yemeğini mi?'' falan gibi anlamsız sorular sorarız, ben de ''beni mi daha çok seviyorsun, hasta beni mi?'' dedim.
Merhaba hanımlar, forumda yeniyim ama zaman zaman girip dertlerinizi okumuşluğum var geçmişte. Biraz içimi dökmek için üye olmaya karar verdim bu gece.
24 yaşındayım, hâlâ öğrenciyim. İki yıllık bir ilişkim var. Bu iki yılın çoğunda erkek arkadaşımla birlikte yaşadım. Ama eylülden beri resmi olarak birlikte yaşıyoruz. Taşınma sürecimiz sancılıydı, 18 yıllık arkadaşımla bağlarımız arkadaşımın arzusuyla koptu bu süreçte, bilahare ona da değinirim artık. Erkek arkadaşımla bugünlere çok zor geldik. İkimizin de gerek çocukluk gerek ergenlikte ağır travmalarımız var, zor insanlarız. Birbirimiz için çok değiştik. Çok kavgamız dövüşümüz oldu. Depresyonlara girildi çıkıldı, intihar kararları verildi cayıldı, ayrılalım dedik olmadı falan filan... Ama şu an kafamdaki soru bunlardan bağımsız.
O ilişkimizin başlarında cinsel açıdan isteksizdi. Anladığım kadarıyla beni incitmemek için nazik davranıyordu, reddetmedi beni hiç. Hatta kendini aseksüel olarak tanımlıyordu. Erkek olmadığını söylüyordu. Çocukken cinsel organı yok olsun istiyormuş, cinsellik hissetmek istemiyormuş. Sadece birliktelik anlamında değil, genel olarak cinsiyetsiz, kimliksiz olmak istiyormuş. Ama zamanla bu tavrı değişti. Çok yoğun bir cinsel açlık duymaya başladı bana karşı. Nasıl desem... Her an sevişmeye hazır biri oldu. Bir dönem ben kullandığım bir ilaçtan ötürü isteksizdim örneğin, o dönemi çok zor geçirecek kadar coştu. Bu taşındığımızdan beri en üst seviyede böyle. Ama O bu konuda çok tutarsız. Mesela sevişmek istiyor, bunu beyan ediyor, zamansız oluyor, itişip kakışıyoruz, şakalaşıyoruz, gülüşüyoruz falan... Sonra tutup ''çok üstüne geliyorum bu konuda. bu duyguyu yenmem lazım.'' falan diye ciddileşiyor, pişmanlıklar yaşıyor. Ben çok tenkit ederim, çok eleştiririm her şeyini ama bu konuda bi kere bi laf etmişliğim yoktu ona, şikayetçi de değildim. Reddedilmiş hissediyordu belki de... Dediğim gibi, çok tutarsız.
Şu bir kaç gündür, çarşambadan beri ben çok hastayım. O evden çalışıyor ama sabit bir işi yok, kafasına göre bilgisayar programı yazıyor. Ben hastalandığımdan beri işine yoğunlaştı deli gibi. Hani bırakın bi yudum su vermeyi, ben kalkıp yemesini içmesini yapıp bir de ayağına götürüyorum günlerdir. Birbirimizin hiçbir şeyinden iğrenmeyiz ama hastalandığım ilk gün yatarken bana sarılıp ''hasta kokuyorsun.'' dedi. Ben uzaklaşmak istedim, bırakmadı. Sonra da ''şu an bi aydınlanma yaşadım.'' dedi. O sevmekle sevişmeyi karıştırıyormuş. Aslında sevişmek istemiyormuş ama beni çok seviyormuş. O kadar sık arzulamasının sebebi de duyguları karıştırmasıymış. Beni sevmek istediği zaman şehvet duyuyor sanıyormuş. Böyle anlayamadığım bir takım laflar etti. İnsan zaten sevdiğiyle sevişmek istemez mi? Her neyse ben üstünde durmadım o an. Sonradan bir kaç kez ''artık sevişmeyecek miyiz?'' diye sorduğumda bana hep sen istersen olur dedi görev icabıymış gibi. Ama o günden beri bana inanılmaz ilgisiz, uzak, soğuk. Hastayım diye mi yanaşmak istemiyor onu da anlamadım. Ya çok deli biri normalde. Sürekli hoplar zıplar, üstüme çıkar, beni kaldırır çevirir... Şimdi işi yoğun diye mi yanıma gelmiyor onu da anlamadım. İki kere ağladım valla pek sallamadı bile. Birbirimize bazen ''beni mi daha çok seviyorsun, mercimek yemeğini mi?'' falan gibi anlamsız sorular sorarız, ben de ''beni mi daha çok seviyorsun, hasta beni mi?'' dedim. ''hasta seni, çünkü daha çok sevgiye ihtiyacın oluyor.'' dedi. Dedi demesine de ben bunu sorarken ona yemek pişiriyordum öksüre aksıra, o bilgisayarda bir şeylere bakıyordu.Bile bile ilgisiz bırakması da kırıyor. Of, yazmaya çok net başlamıştım, dağıttım konuyu iyice kusura bakmayın. Benim kafam çok karıştı.
Bu adam neden arzulamıyor beni artık ya?
edit: üç farklı yerde geçen ''eşim''lerden biri mahalle baskısı ile silindi, ikisi O olarak değişti.
Hani bırakın bi yudum su vermeyi, ben kalkıp yemesini içmesini yapıp bir de ayağına götürüyorum günlerdir.
Bence ya balık ya yay burcu. Onlar çok severler k.çindan felsefe uydurmayı :)
Aslında hasta hasta iş yaptırıyor size, sizin sogumaniz lazımdı...
Konuya gelirsek olaylar henüz çok yeni. Yani anladığım kadarıyla belki bir haftalık bir süreç.
Biraz zaman geçsin de o zaman anlarsınız ilgisi mi azaldı , işlerinde yoğun diye mi yeterince ilgilenmiyor...
PS: ben de sevgiliyle yaşamaya karşı bir insan değilim. Hatta benim erkek arkadaşımın memleketinde aynı evde ikamet alip öyle nikah başvurusu yaparlarmis ki aynı eve girince yapamayacağını anlayan çiftler hiç evlenmesin-bosanma oranı artmasın diye :)
Ama sevgiliyle yaşamakla evlilik arasındaki tek fark imza demek değil bence. Ayrilsaniz yaşayacağıniz travma aynı olur belki, ama dışarıdan görünen sadece şu olur: birşeyi yok ya sevgilisinden ayrılmış.
Ki bu kısa vadede sizi mutsuz etse de uzun vadede işinize gelir :) Türkiye'de çokça bulunan 'evlenip bosanmis Kadin'da algisina hiic bulasmazsiniz bile. Kimse bu konuyla ilgili canınızı sıkamaz.
Bir zamanlar bu konu üzerine çokça düşünmüstüm, eski erkek arkadaşım gençlik yıllarında bir evlilik yapmış... Mesela bu benim sosyal çevrem,ailem için olumsuz bir şey. Ama aynı sevgilim aynı kadinla o 3 seneyi sevgili olarak aynı evde geçirse kimsenin ruhu duymadığı gibi umrunda bile olmayacaktı :)
Aslında derinine inince evlilik kavraminin sorgulanacak cooook tarafı var. Ama sorgulaninca ne kadar mantıksız ve içinin ne kadar boş olduğu farkına varılacak diğer bütün kurumlar gibi evlilik kurumu da 'kutsal' goruluyor
Madonna sendromumuydu neydi simdi araticam internetten.
Cinsellik ile sevgiyi ayırıyordu. Sevilen insanla beraber olunmaz gibi.
Herşeyden önce layıkıyla seven insanlar müşterek hayat içerisinde birbirine yardımcı olur, normal zaman olsun hastalık olsun üstüne titrer birbirlerinin.. ama sizin esinizde( eş kismini silmeseydiniz oyle görüp oyle yazmissiniz bu kimseyi ilgilendirmez hayat eşiniz neticede) üstüne titremeyi birakin, ince düşünce bile goremedim. umursamaz tavirlari size olan sevgisini sorgulatir, bunu onunla ustu kapali bile olsa konuştunuz mu? Ilgi istediğinizi belli ettiniz mi?
Yaşadığı aydinlanmayi tam anlayamadim ilk cumlemde bahsettiğim sendroma benzettim, sizde bir araştırın eğer bu gibi durum varsa psikoterapi alınması şart diyordu.
AhahahhaKitap mı yazsanız ? Şaka bi yana da. Erkek arkadaşınızın ismini soyleyemedigim psikolojik bi rahatsızlığı var sanırım. Tepki ve cümleleri çok tuhaf.
entel erkek sendromu. bipolar tanısı konmuş yıllar önce,
ablası sayesinde yırtmış... bence arkadaşın hastalığı bilmeden sallamış, bir doktora gitmiş muhtemelen bipolar aranmış, anında kendine etiket olarak almış. bugün zaten hangi psikiyatriste gitsen önce bipolar ararlar, sonradan asıl hastalık ortaya çıkar.ilaç şirketleri sağ olsun...
erkek arkadaşınız bariz ergen, az entelektüel. bence ardınıza bakmadan kaçın, bu kadar bencillikle yeni yeni gelen aydınlanmalar sizin yararınıza olmayacaktır.
bunu yaptığın için seni arzulamıyor olabilir. Sen onun hizmetçisi değilsin. Ayni evde yasadiginiza gore ortak bir hayati paylaşıyorsun. Biraz ağırlığın olsun bu ilişkide. Demedi deme , yarin bir gün nazini kahrını kapısını çekeceği birini bulur sen de saçımı süpürge ettim yaranamadım dersin.
Aşırı karşıyım kendini feda eden sevgili modeline . Biri kendini feda edecekse o erkek olmalı.
Insanlari es yapan eslestiren imza nikah degildir.
Hayat arkadasi yol arkadasi sevgili asik kelime ne ise kendin secer ve kendin yasarsin iliskini.
Velhasil o kisi senin esin olur.hitap seklini baski ile degismemeliydin
Bazen insanlar duragan duygu durumlari yasarlar
Sonbahar bile buna etki edebilir.
Erkek olunca azgin boga gibi gezmiyorlar her saniye.sen istekliysen sen adim at.
Seni seviyor ve sen ayrimlari anlayabilirsin.kendine dert edecegin bir sey goremedim ben
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?