Başlıktan da anlaşılacağı üzere konu gönül ilişkisi. Ben geçen sene 29 yaşımda, ömrümde ilk kez aşık oldum. Gerçekten anladım neymiş bu işler, öncesinde ben hiçbir şey yaşamamışım. Odağımı kaybettim, burnumun ucunu göremedim, gözüme perde değil kat kat kumaşlar indi desem yeri.
Neyine aşık oldum, vallahi bilmiyorum. Romantik değil, yakışıklı değil, özenli davranmaz, umursamazdır. Gerçekten bilmiyorum neden o. Niyesi zaten pek mühim değil artık, sonuca bakarsak ben sevdim bu adamı.
İlk birkaç ay zaten havalardaydım, anlamadım. Sonra sonra yavaş yavaş sorunlar baş gösterdi. Arkadaşlar astroloji ile ilgilenenler bilir, bu bir oğlak laneti. Ne alaka demeyin, ben bu adamdan kime bahsetsem oğlak mı dedi. O yüzden burcunu da söyleyeyim de daha net bir şeyler belirsin. Umursamazlık, tepkisizlikle insanı çıldırtıyor ya resmen. Gözünün önünde çıldırıyordum öylece izliyordu. Mesela plan yaptık diyelim, ben özendim hevesliyim. Mutlaka bunun yüzünden plan sarkar, iptal olur. Ya anlatabildim mi salaşlığı, salmışlığı. Tüm olayımız buydu yani. Devamlı özür dilerdi, ama işte çok sevdiğimden kabul eder devam ederdim.
Birkaç ay önceye kadar böyle böyle gittik. Sonra işte daha da umursamaz oldu, bir gün beni delirtti. Kavga ettik, bana git başımdan deyince bende kontak kapandı. Orada bitti "güya".
O olaydan sonra aramadık birbirimizi. Ben o sırada başka biri ile görüştüm, flört gibi değil, daha çok görücü usulü görüşme diyeyim. Acımdan, kaybolmuşluktan ne halt yediğimi zaten bilmiyordum. Zaten o da olmadı, iyi ki diyeyim. Ondan ancak komedi çıkar, o bu konunun meselesi değil.
Neyse işte sonra sonra bir şekilde birbirimize çekildik, mesajlaşmaya başladık. Ama barıştık diyemem. Bana depresyondayım vs. dedi. Kopuktuk zaten, seni kaybetmek istemiyorum, tamamen kopmak istemiyorum falan dedi bir iki. Sonra çekildik köşemize.
İşte son birkaç gündür yine yazışmaya başladık. Sanki ilk flört dönemimiz gibiydi. Sonra bana dedi ki,
senden ayrıldıktan sonra rahatladım. Zincirlerimden kurtulmuş gibiydim. Daha başka şeyler de dedi ama varlığımın onu sıktığı idi ana fikri. Uzun uzun yazmak istemiyorum sizi sıkmamak adına.
Ben bunu duyunca şok oldum. O an görüşmeyelim madem dedim, kapattım. Bir saat ağladım resmen. Özürler dilemiş, yok işte onu kastetmedimler vs. bir sürü boş inkar cümlesi işte.
Bugün de konuştum son kez. Daha çok yüzleşme adınaydı. Neyimin onu boğduğunu sordum, yine de kötü hissettirdiğim için özür diledim. Hoşçakal dedim, efendi efendi çekildim. Ne dediğini sorarsanız, şaka yapmışmış, özür dilermiş, saçmalıyormuşum. Hiçbirini duymadım bile, öyle işte. Çok üzüldüğüm için anlatmak istedim. İstenmediğim yerde durmadım, tebrik alırım. Zor oldu ama koptum.