Bebilerinin yolunu gzleyen umutlu Hami ve Anne adaylar

Kadının biri bir petshop a gider ve :
- "Bir papağan almak istiyorum".
der.Mehmet ismindeki petshop sahibi :
- "Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım".
Bir papağan sahibi olmak isteyen kadın :
- "Hayır almak istiyorum".
der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde :
- "Hoşgeldin o***pu".
diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.
- "Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin o***pu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum".
Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey :
- "Hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın..."
Kadın inanmayarak da olsa "tamam" der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır.
- "Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde?"
diye sorar papağana.Papağan da :
- "Hoşgeldin o***pu diycem."
der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz
- "Hoşgeldiniz hanımefendi diycem"
der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar.
- "Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendi"
diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder.
- "Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendiler"
diyeceğim.
- "Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz beyfendi"
diycem. Peki yanımda iki üç erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?" Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- "Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi o***pu!!!"

papağan haklı ama:roflol::roflol:
 
Kadının biri bir petshop a gider ve :
- "Bir papağan almak istiyorum".
der.Mehmet ismindeki petshop sahibi :
- "Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım".
Bir papağan sahibi olmak isteyen kadın :
- "Hayır almak istiyorum".
der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde :
- "Hoşgeldin o***pu".
diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.
- "Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin o***pu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum".
Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey :
- "Hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın..."
Kadın inanmayarak da olsa "tamam" der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır.
- "Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde?"
diye sorar papağana.Papağan da :
- "Hoşgeldin o***pu diycem."
der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz
- "Hoşgeldiniz hanımefendi diycem"
der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar.
- "Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendi"
diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder.
- "Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendiler"
diyeceğim.
- "Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz beyfendi"
diycem. Peki yanımda iki üç erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?" Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- "Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi o***pu!!!"

papağan haklı ama:roflol::roflol:

çok güzeeeeeel valla papağan çok haklı ne desin zavallı :roflol::roflol::roflol:
 
Kadının biri bir petshop a gider ve :
- "Bir papağan almak istiyorum".
der.Mehmet ismindeki petshop sahibi :
- "Hanımefendi elimde bir tane papağan kaldı fakat bu papağan çok küfürbaz almak istemezsiniz sanırım".
Bir papağan sahibi olmak isteyen kadın :
- "Hayır almak istiyorum".
der ve papağını alır. Evine geldiğinde bir bakar ki gerçekten papağan kadını her eve geldiğinde :
- "Hoşgeldin o***pu".
diyerek karşılar. Buna dayanamayan kadın papağanı alır ve petshopa geri götürür.
- "Mehmet bey bu papağan gerçekten çok terbiyesiz. Her eve geldiğimde beni hoşgeldin o***pu diyerek selamlıyor ve ben buna dayanamıyorum. Papağını geri getirdim ve paramı geri istiyorum".
Fakat o anda paraya ihtiyacı olan Mehmet bey :
- "Hanımefendi merak etmeyin birkaç gün bana bırakın ben terbiye edeyim daha sonra gelin alın..."
Kadın inanmayarak da olsa "tamam" der ve gider. Mehmet papağanı alır ve bir çaydanlık su kaynatır.
- "Ne diyeceksin lan kadın eve geldiğinde?"
diye sorar papağana.Papağan da :
- "Hoşgeldin o***pu diycem."
der. Bunun üstüne papağanın kafasını kaynar suyun içine sokar ve tekrar sorar.Papağan yine aynı yanıtı verir. Bir olur , iki olur ve papağan işkenceye dayanamaz
- "Hoşgeldiniz hanımefendi diycem"
der. Ertesi gün kadın gelir ve Mehmet bey kadına papağanı terbiye ettiğini söyler. Kadın bunu kontrol etmek istediğini söyler ve papağana sorular sormaya başlar.
- "Ben eve geldiğimde bana ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendi"
diyeceğim der papağan. Kadın çok şaşırır ama emin olmak için devam eder.
- "Peki yanımda bir kız arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz hanımefendiler"
diyeceğim.
- "Peki yanımda bir erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?"
- "Hoşgeldiniz beyfendi"
diycem. Peki yanımda iki üç erkek arkadaşımı getirirsem ne diyeceksin?" Papağan biraz duraksar ve cevap verir :
- "Oğlum Mehmet suyu kaynat bu karı harbi o***pu!!!"

papağan haklı ama:roflol::roflol:

kadın kendi kaşınmış ppagan ne yapsıınnn:roflol::roflol:
 
Kızlar iç karartıcı bir habe rama babanın şiirinden çok etkilendim Allah sabır versin ailesine yaa tek çocuk muşsenağlama

İstanbulda cuma günü dönemin bitmesiyle arkadaşları ile taksimde buluşan ist üniv.okuyan ecenin üzerine 90 kg luk cam blok düştü.Olay yerinde hiçbir uyarı levhasının yazılmaması gözlerden kaçmadı suçlular serbest bırakıldı.ece yaşam savaşı veriyor yaşasa bile felç kalma riski yüksek çnkü bir cam parçası omuriliğine batmışsenağlama Babanın kızına yazdığı şiir yürekleri dağladı

Babanın şiiri ağlattı
Balıkçılık malzemeleri satış işiyle uğraşan baba İhsan Turhan’ın kızı için bir süre önce yazdığı şiir, üyesi olduğu bir internet sitesine yer alıyor. Şiirin bir bölümü şöyle: Saç telin gözümde dünyaya eştir/ Bir sen, bir de Mevla’m, gayrısı boştur/ Yüzünde bir hüzün bende bin yaştır/ Damarımda akan gül yüzlü kızım.
 
KIRLANGICIN AŞKI
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş. Pencerenin önüne konmuş,
bütün cesaretini toplamış, güzel tüylerini kabartmış, güzel
durduğuna ikna olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tık... Tık...Tık...
Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğrayormuş. Meşgulüm!
Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç! Heyecanlı kırlangıç,
herşeyi göze alarak, deriiin bir nefes almış ve şirin gagasından, sözcükler dökülmeye başlamış.
'Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.'
Adam birden parlamış: 'Yok daha neler? Durduk yerde sen de nerden çıktın
şimdi? Olmaz, alamam?' demiş. Gerekçesi de pek sersemceymiş: Sen bir kuşsun! Hiç kuş, insana aşık olur mu?
Kırlangıç üzülmüş... Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar
pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş: 'Adam, adam! Hadi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam! '
Adam kararlı, adam ısrarlı: 'Yok, yok ben seni içeri alamam' demiş.
Biraz da kaba mıyşım, neymiş lafı kısa kesmiş. 'işim gücüm var, git başımdan.'
Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine
gelmiş: 'Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri.
Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak
sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz,
bak hem sen de yalnızsın yalnızlığını paylaşırım' demiş.

BAZILARI GERÇEKLERİ DUYMAYI SEVMEZMİŞ! Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş: 'Ben yalnızlığımdan memnunum',demiş.
Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarsızlkla çıkınca, banane demiş çekip gitmiş.
Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendi kendine
itiraf etmiş: 'Hay benim akılsız başım'; demiş. 'Ne kadar aptallık ettim!
Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim.
Niye onun teklifini kabul etmedim ki? şimdi böyle kös kös
yapayalnız oturacağıma,
keyifli vakit geçirirdik birlikte' demiş kendi kendine. Pişman olmuş >olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı
ihmal etmemiş: 'Sıcaklar başlayınca, beni seven kırlangıcım nasıl olsa
yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir hayat süreriz.' Ve çok
uzunca bir süre, sıcaklarn gelmesini beklemiş. Gözleri hep penceredeymiş. Yaz gelmiş,
başka kırlangıçlar gelmiş. Ama... Onu seven kırlangıç hiç gelmemiş.
Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş!
Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış.
Sonunda bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış.
Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:
'KIRLANGIÇLARIN ÖMRÜ 6 AYDIR....'

HAYATTA BAZI FIRSATLAR VARDIR, SADECE BİR KEZ ELiNiZE GEÇER VE DEĞERLENDİRMEZSENİZ UÇUP GİDER! HAYATTA BAZI İNSANLAR VARDIR, SADECE BiR KEZ KARŞINIZA ÇIKAR; DEĞERİNİ BİLMEZSENİZ KAÇIP GİDERLER! VE ASLA GERİ DÖNMEZLER!
Dikkatli olun... Farkında olun... Ve bir düşünün bakalım; Acaba siz bugüne kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovaladınız....?
:1hug:
 
bir ay nasıl sabredeceksin, ben olsam hayatta dayanamaz bir kaç gün sonra tekrar giderdim

canım akşamları eşimle gidiyoruz muayeneye ve doktor o hastanede nöbetçi kalıyor o yüzden herzaman gidemiyoruzzzz
mecburen bir ay geçmesini bekleyecegim
bana kalsa ben her iki iç günü bebiş görmeye gidecem ama olda fazla biliyosun daha önce rahatsızlıklarım oldugu için çok tedirgin oluyorummm
her gittigimd e bir panik oluyor bende
en son doktora dedimki bir ultrason makinası da bizim eve sipariş verelimmmm:roflol:
o safhaya geldim ama bekleyecegimmmm:CüvCüv:
 
Kızlar iç karartıcı bir habe rama babanın şiirinden çok etkilendim Allah sabır versin ailesine yaa tek çocuk muşsenağlama

İstanbulda cuma günü dönemin bitmesiyle arkadaşları ile taksimde buluşan ist üniv.okuyan ecenin üzerine 90 kg luk cam blok düştü.Olay yerinde hiçbir uyarı levhasının yazılmaması gözlerden kaçmadı suçlular serbest bırakıldı.ece yaşam savaşı veriyor yaşasa bile felç kalma riski yüksek çnkü bir cam parçası omuriliğine batmışsenağlama Babanın kızına yazdığı şiir yürekleri dağladı

Babanın şiiri ağlattı
Balıkçılık malzemeleri satış işiyle uğraşan baba İhsan Turhan’ın kızı için bir süre önce yazdığı şiir, üyesi olduğu bir internet sitesine yer alıyor. Şiirin bir bölümü şöyle: Saç telin gözümde dünyaya eştir/ Bir sen, bir de Mevla’m, gayrısı boştur/ Yüzünde bir hüzün bende bin yaştır/ Damarımda akan gül yüzlü kızım.

bu akşam haberlerde de verdi canım, kızcağız ölmüş maalesef :1no2::çok üzgünüm:
 
canım akşamları eşimle gidiyoruz muayeneye ve doktor o hastanede nöbetçi kalıyor o yüzden herzaman gidemiyoruzzzz
mecburen bir ay geçmesini bekleyecegim
bana kalsa ben her iki iç günü bebiş görmeye gidecem ama olda fazla biliyosun daha önce rahatsızlıklarım oldugu için çok tedirgin oluyorummm
her gittigimd e bir panik oluyor bende
en son doktora dedimki bir ultrason makinası da bizim eve sipariş verelimmmm:roflol:
o safhaya geldim ama bekleyecegimmmm:CüvCüv:

canıııım, kıyamam, haklısın tabii :1hug:
 
KIRLANGICIN AŞKI
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş. Pencerenin önüne konmuş,
bütün cesaretini toplamış, güzel tüylerini kabartmış, güzel
durduğuna ikna olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tık... Tık...Tık...
Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğrayormuş. Meşgulüm!
Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç! Heyecanlı kırlangıç,
herşeyi göze alarak, deriiin bir nefes almış ve şirin gagasından, sözcükler dökülmeye başlamış.
'Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.'
Adam birden parlamış: 'Yok daha neler? Durduk yerde sen de nerden çıktın
şimdi? Olmaz, alamam?' demiş. Gerekçesi de pek sersemceymiş: Sen bir kuşsun! Hiç kuş, insana aşık olur mu?
Kırlangıç üzülmüş... Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar
pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş: 'Adam, adam! Hadi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam! '
Adam kararlı, adam ısrarlı: 'Yok, yok ben seni içeri alamam' demiş.
Biraz da kaba mıyşım, neymiş lafı kısa kesmiş. 'işim gücüm var, git başımdan.'
Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine
gelmiş: 'Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri.
Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak
sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz,
bak hem sen de yalnızsın yalnızlığını paylaşırım' demiş.

BAZILARI GERÇEKLERİ DUYMAYI SEVMEZMİŞ! Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş: 'Ben yalnızlığımdan memnunum',demiş.
Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarsızlkla çıkınca, banane demiş çekip gitmiş.
Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendi kendine
itiraf etmiş: 'Hay benim akılsız başım'; demiş. 'Ne kadar aptallık ettim!
Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim.
Niye onun teklifini kabul etmedim ki? şimdi böyle kös kös
yapayalnız oturacağıma,
keyifli vakit geçirirdik birlikte' demiş kendi kendine. Pişman olmuş >olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı
ihmal etmemiş: 'Sıcaklar başlayınca, beni seven kırlangıcım nasıl olsa
yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir hayat süreriz.' Ve çok
uzunca bir süre, sıcaklarn gelmesini beklemiş. Gözleri hep penceredeymiş. Yaz gelmiş,
başka kırlangıçlar gelmiş. Ama... Onu seven kırlangıç hiç gelmemiş.
Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş!
Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış.
Sonunda bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış.
Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:
'KIRLANGIÇLARIN ÖMRÜ 6 AYDIR....'

HAYATTA BAZI FIRSATLAR VARDIR, SADECE BİR KEZ ELiNiZE GEÇER VE DEĞERLENDİRMEZSENİZ UÇUP GİDER! HAYATTA BAZI İNSANLAR VARDIR, SADECE BiR KEZ KARŞINIZA ÇIKAR; DEĞERİNİ BİLMEZSENİZ KAÇIP GİDERLER! VE ASLA GERİ DÖNMEZLER!
Dikkatli olun... Farkında olun... Ve bir düşünün bakalım; Acaba siz bugüne kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovaladınız....?
:1hug:

Ablaaa tüğlerimi ürperttin yaaaaa ne ibret verici bir öykü buuuu:çok üzgünüm:
 
KIRLANGICIN AŞKI
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş. Pencerenin önüne konmuş,
bütün cesaretini toplamış, güzel tüylerini kabartmış, güzel
durduğuna ikna olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tık... Tık...Tık...
Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğrayormuş. Meşgulüm!
Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç! Heyecanlı kırlangıç,
herşeyi göze alarak, deriiin bir nefes almış ve şirin gagasından, sözcükler dökülmeye başlamış.
'Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.'
Adam birden parlamış: 'Yok daha neler? Durduk yerde sen de nerden çıktın
şimdi? Olmaz, alamam?' demiş. Gerekçesi de pek sersemceymiş: Sen bir kuşsun! Hiç kuş, insana aşık olur mu?
Kırlangıç üzülmüş... Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar
pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş: 'Adam, adam! Hadi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam! '
Adam kararlı, adam ısrarlı: 'Yok, yok ben seni içeri alamam' demiş.
Biraz da kaba mıyşım, neymiş lafı kısa kesmiş. 'işim gücüm var, git başımdan.'
Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine
gelmiş: 'Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri.
Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak
sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz,
bak hem sen de yalnızsın yalnızlığını paylaşırım' demiş.

BAZILARI GERÇEKLERİ DUYMAYI SEVMEZMİŞ! Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş: 'Ben yalnızlığımdan memnunum',demiş.
Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarsızlkla çıkınca, banane demiş çekip gitmiş.
Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendi kendine
itiraf etmiş: 'Hay benim akılsız başım'; demiş. 'Ne kadar aptallık ettim!
Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim.
Niye onun teklifini kabul etmedim ki? şimdi böyle kös kös
yapayalnız oturacağıma,
keyifli vakit geçirirdik birlikte' demiş kendi kendine. Pişman olmuş >olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı
ihmal etmemiş: 'Sıcaklar başlayınca, beni seven kırlangıcım nasıl olsa
yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir hayat süreriz.' Ve çok
uzunca bir süre, sıcaklarn gelmesini beklemiş. Gözleri hep penceredeymiş. Yaz gelmiş,
başka kırlangıçlar gelmiş. Ama... Onu seven kırlangıç hiç gelmemiş.
Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş!
Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış.
Sonunda bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış.
Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:
'KIRLANGIÇLARIN ÖMRÜ 6 AYDIR....'

HAYATTA BAZI FIRSATLAR VARDIR, SADECE BİR KEZ ELiNiZE GEÇER VE DEĞERLENDİRMEZSENİZ UÇUP GİDER! HAYATTA BAZI İNSANLAR VARDIR, SADECE BiR KEZ KARŞINIZA ÇIKAR; DEĞERİNİ BİLMEZSENİZ KAÇIP GİDERLER! VE ASLA GERİ DÖNMEZLER!
Dikkatli olun... Farkında olun... Ve bir düşünün bakalım; Acaba siz bugüne kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovaladınız....?
:1hug:

ayyy çok anlamlııı
 
bu akşam haberlerde de verdi canım, kızcağız ölmüş maalesef :1no2::çok üzgünüm:

Hadi yaaa ben öldüğünü bilmiyordum Allah sabır versin ailesine yazık günah yaaaa
Biz çocuk istiyoruz ama böyle olayları okuyunca korkuyorum benn.Sadece 2 gün önce kızları yanlarındayken şimdi yokk:çok üzgünüm: sadece taksime gitmiş kız yaaa nu kadar mı ucuz insan hayatı:çok üzgünüm:
 
Adamın biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek
yerken 'Kolumun ağrısından ölüyorum,doktora gitsem
iyi olacak' diye arkadaşına dert yanmış.

Arkadaşı da
-'Yahu ne lüzum var, 'İleride köşedeki marketin
cıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz
koydular. Üç dolara bir jeton
alıyorsun kasadan, atıyorsun, yanında
getirdigin idrar örneğini açılan
kapaktan içeri veriyorsun, on saniye
sonra neticeyi ve tedavi için yapman
gerekenleri öğreniyorsun' demiş.

'Gördüğün gibi ucuz ve çabuk' diye eklemiş.
Adam hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış
ve bilgisayar 10 saniye sonra yazılı olarak cevap vermiş:

Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Teniselbo oluşmuş.Sıcak
suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir'
Memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan bilgisayarın dediğini
uygularken bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı cihazı nasıl
aldatılabileceğini düşünmeye başlamış.

Ertesi gün olunca bir miktar çeşme suyuna
köpeğinden alınmış bir kılı koymuş, üstüne
bir şekilde elde ettiği karısının ve kızının idrar
örneklerini eklemiş. Tüm bu karışımın üzerine
bir de mastürbasyon yapıp doğru cihazın yanına varmış.
Jetonu atıp kabı makinaya vermiş, on saniye sonra cihazdan yazılı
yanıt gelmiş.

1. Çesme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazi almayı düşünün

2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan alıp
köpeğinizi yıkayın.

3. Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatrikliniğine yatırın.

4.Karınız hamile. İkizler. Sizden değil. İyi bir avukat bulun.

5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz iyileşmez
 
Ablaaa tüğlerimi ürperttin yaaaaa ne ibret verici bir öykü buuuu:çok üzgünüm:
kesinlikle ders alınması gereken bir öykü :)
ayyy çok anlamlııı
bence de canım :)
Hadi yaaa ben öldüğünü bilmiyordum Allah sabır versin ailesine yazık günah yaaaa
Biz çocuk istiyoruz ama böyle olayları okuyunca korkuyorum benn.Sadece 2 gün önce kızları yanlarındayken şimdi yokk:çok üzgünüm: sadece taksime gitmiş kız yaaa nu kadar mı ucuz insan hayatı:çok üzgünüm:

hiç sorma, insan hayatının hiç değeri yok maalesef, her gün binlerce kişinin geçtiği bir yol orası :KK43:
 
Adamın biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek
yerken 'Kolumun ağrısından ölüyorum,doktora gitsem
iyi olacak' diye arkadaşına dert yanmış.

Arkadaşı da
-'Yahu ne lüzum var, 'İleride köşedeki marketin
cıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz
koydular. Üç dolara bir jeton
alıyorsun kasadan, atıyorsun, yanında
getirdigin idrar örneğini açılan
kapaktan içeri veriyorsun, on saniye
sonra neticeyi ve tedavi için yapman
gerekenleri öğreniyorsun' demiş.

'Gördüğün gibi ucuz ve çabuk' diye eklemiş.
Adam hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış
ve bilgisayar 10 saniye sonra yazılı olarak cevap vermiş:

Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Teniselbo oluşmuş.Sıcak
suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir'
Memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan bilgisayarın dediğini
uygularken bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı cihazı nasıl
aldatılabileceğini düşünmeye başlamış.

Ertesi gün olunca bir miktar çeşme suyuna
köpeğinden alınmış bir kılı koymuş, üstüne
bir şekilde elde ettiği karısının ve kızının idrar
örneklerini eklemiş. Tüm bu karışımın üzerine
bir de mastürbasyon yapıp doğru cihazın yanına varmış.
Jetonu atıp kabı makinaya vermiş, on saniye sonra cihazdan yazılı
yanıt gelmiş.

1. Çesme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazi almayı düşünün

2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan alıp
köpeğinizi yıkayın.

3. Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatrikliniğine yatırın.

4.Karınız hamile. İkizler. Sizden değil. İyi bir avukat bulun.

5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz iyileşmez

en güzeli buyduuuuu ay koptum resmen kocişim uyanacak yaaa ayyy çok komik duramıyorummmmmm:roflol::roflol::roflol::roflol::roflol:
 
Dünya feministler kongresinde, Amerikan Delegesi Hanımefendi
kürsüye gelmiş:
'Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım.Eve gider gitmez kocama:
Bundan sonra temiz çamaşır istersen kendi çamaşırını kendin
yıka. İşte makine orda..' dedim.
İlk gün birşeygörmedim.İkinci gün birşeygörmedim.
Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sadece kendi
çamaşırlarını değil,
benimkileri de yıkıyor.'
Alman Delegesi söz almış:
Ben de kararımız gereğince kocama:
'Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulaşığını
kendin yıka dedim..
Birinci gün birşeygörmedim. İkinci gün birşeygörmedim. Üçüncü
gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim
bulaşıklarımı da yıkıyor.'
Üçüncü konuşmacı bizden, feminist kardeşimiz:
'Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocamla konuştum.
Ona dedim ki: 'Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin
pişirmen gerekecek. İşte mutfak orada..' dedim.
Birinci gün birşey görmedim. İkinci gün birşey görmedim. Üçüncü
gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu, hafiften görmeye başladım...
delikafaduldendelikafaduldendelikafadulden
 
EVLiLIGIN ILK HAFTASINDA:

Damat: Ah! Nihayet rüya gerçek oluyor!!
Gelin: Senden ayrılmamı ister misin?
Damat: Hayır! Bu lafı bir daha asla söyleme!
Gelin: Sen.. Bana aşıkmısın?
Damat: Taaaabiki.
Gelin: Beni terketmeyi düşünür müsün?
Damat: Tabiki hayır.
Gelin: Peki bana bir öpücük verir misin?
Damat: Evet hem yüzüne hem gözüne.
Gelin: Peki bana bir gün vuracakmısın?
Damat: Asla! Ben o tür erkeklerden değilim.
Gelin: Sana güvenebilir miyim?
Damat: Evet.
Gelin: AŞKIM.


EVLILIGIN YEDINCI SENESINDE:


[lutfen YUKARIDAKI konusmayi asagidan yukariya dogru okuyunuz bu kez !!!!]
 
X