Merhaba hanımlar.
Sebepsiz infertilite ile 3 yıl olacak bebek özlemi çekiyorum. Öncesinde de 2 yıl gibi bir süre şartların iyi olması için sabrettik korunduk. Adetlerim düzenliydi, sigara, sağlıksız yiyecek alışkanlığımız felan yok eşimle. İstediğimiz zaman 3 4 ay içinde olur İnşaAllah diye düşünüyordum hep. İlk 2 yıl sabrederken benden sonra evlenip hamileyim haberleri alınca üzülüyordum ama çok takmıyordum. Soranlara borcumuz çok şimdi acele etmiyoruz diyorduk. "bebek rızkıyla gelir, yap gitsin" "hadi daha neyi bekliyorsunuz ki!" vs. gibi söylemler sinirlendiriyordu ama gülüp geçiyordum.Rızkı veren Allah ama güzel şartlar sunmak önemsemek bizim elimizde. Arkadaşlardan , komşulardan aldığım gebelik haberleri, misafirlikte ilk defa tanıştığım gebelerin konuşmaları, eşimin akrabalarından gelen haberler, kuzenlerimin olan bebekleri... Bu süreçte hem isteyip hem sabretmek içine atmak hep. Çok hayal kurdum bu sürede. Normalde 1 yıl bekleme süresi her ay %15 20 gibi bir ihtimalin olduğunu bilmiyordum bu geç kalmış endişesiyle karışık stres üzüntü verdi. Daha 6, 7 ay olmuş denerken bir teyzenin yolda arabada oturup eşimi beklerken "sen niye yalnız oturuyorsun, çocuk yok mu?" demesi... Yok demem karşılığında "niye olmuyor mu?" diye sorması...
Ev tutacağım emlakçı nın 3. Çocukları olacakmış bize ondan bahsetmesi ve "sizde çocuk yok mu? Niye olmuyor mu yoksa?" demesi herkes içinde... (adam o kadar patavatsız biriydi ki ev için mecbur sabrettik.) Kayınvalidem normalde anlayışlı biridir ama bizi düşünüp incelik göstermediği şeyler oldu içim acıdı, çok üzüldüm hep. İlk yıl eşimin kuzeninin ultrason fotosunu attı bana sende gör diye. Öylesine meraktan gönderdi nisbet yapacak biri değil ya da ima. Ama ben üzülürüm diye düşünmedi, beklemek zorundayız biliyordu. Denemeye başladık olmuyor 7 ay olmuş, eşimin kuzeninin birinin ikizleri olacak bekliyorlar, diğerinin büyüdü 1 yaşına gelecek onun lafı sözü sevmeler... anlatmalar... Yine bizde üzülürüz belki demedi...
Biraz geç evlendim arkadaşlarıma göre onların bebekleri oldu, büyüdü ilkokula giden bile vardır. Çoğuyla irtibatım koptu ama insan yaşıtları olarak düşününce bir üzüntüye kapılıyor. Herkes evleniyor sende bu kervana katılmak istiyorsun. Zamanı gelip içgüdüsel fıtraten sende anne olmak istiyorsun. O sürede bende çok isterken o ikizlere kendimin olacak gibi hediye hazırlık yaptım. 2 yaşına gelecekler benim hala içim acıyor.Geçen hafta hepsi zorunlu gittiğim bir nişanda karşımda foto çekildiler. Kayınvalidem yanımda yine onları seslenerek sevdi, benim içim acıdı. Hepsi bize uzak ama sosyal medya, profil fotoları görmek altına yazılan iyi ki annen oldumla başlayan methiyeler, anneler günü... Bir Dr sonrası ağlarken ikizlerin Doğumgünü daveti için gelen fotolu kartpostal ile içinin acıması...
"hadi daha yok mu? Ne bekliyorlar?" demeleri...
Muhabbet kuşu aldım besliyorum 3 yıldır. Onların bile 3. Kez yavruları oldu
yeğenlerim yok kimsenin çocuğunu öyle sevemiyorsun kuşlarımız sevdim hep. Şehir dışındaki anneme kafes taşıdım ve beni gören komşular "kuş bakıyor ama çocuğu yok mu vs " diyorlarmış...
Tek kardeşimi kaybettim. Daha ilk gün cenaze evinde tanımadığım üst komşunun 7, 8 torunu varmış en sonuncusu 20 günlükmüş bana onu anlatması...
Akrabaların imalı konuşmaları, hiç torunu olmayan 70 yaşında annemin yanında torunlarının fotolarını gösterip konuşmaları. Hele birinin dayanamayıp cenaze arabası gelecekken "göbeğin var yoksa hamile misin?" demesi, bir başkasının aynı şekilde "sen hamile misin? " diye atlaması. (sanki haberleri olmayacak hiç. )
Çocuğun çok olduğu en az 3, 5 çocuk düşünen ve olan bir şehirdeyim. Bazen el ele tutuşmuş 3, 4 kardeş yanlarında anneleri gider sen bakakalırsın. Yürüyüşe çıkarsın parklarda hep bebek arabalılar... Yalnızsın, kimsen yok olsaydı şimdi şöyle yapardık büyüdü vs diye düşünürsün içinden atamazsın.
Dr a gidersin her seferinde kayıtta "gebe misiniz?" sorusu (prosedür ama can yakıyor işte)
ailesiyle gelmiş cinsiyet öğrenecekler, sevinçle çıkıp birbirine sarılanlar, konuşmalar,
Nst odası dibimizde içeriden gelen sesler, mutlu çıkan gebeler...
Karşıdaki çocuk polikliğine pusetlerle gelenler... Dr un dediğine üzülerek çıkmışsın, bekleyeceğiz demiş. O an önünden yenidoğan bebeğini sarmalamış, koridorda yol boyu sesli severek giden kadın... Senin tarifsiz bir eksiklik, burukluk, acı hissetmen...
Artık topluma karışayım nereye kadar demişsin ve ilim okunan bir meclise gitmişsin orda bile düşüncesiz insanların seni bulması... Soranlara cocuk yok deyince "AA yeni mi evlisiniz?" demelerine karşı buz gibi "Hayır" demek..
2 yaşında çocuğunu "havalara uçuracak kadar kurban olurum sana diye sevip, öpen" anne... (toplum içinde bunu hoş karşılamıyorum herşeyin ölçülüsü güzel.) bu ortamda da pek çok gebenin karşına çıkması... Gelen çocuklar ve onlarla ilgilenen anneler...
Senin bana birşey söyleyip sormasınlar sakın diye kendini sıkman... 2.çocuğu konuşmaları ve çok kısa sürede 2. Çocuğa hamile kaldıklarını öğrenmen. Eşinin kuzeninin bile daha 3, 4 haftalık Ken, sana pat diye 2.yi bekliyoruz diye yazması....
Sende istiyoruz demişsin seni hiç düşünmeyen empati yapmayan biri kapıdan girer girmez nasılsın derken boynuna sarılıp "Ay ben 2. Ye hamileyim!!" demesi sevinçle... Kendini insanlar kapatırsın kağıt gibi duvarları olan evin yan komşusundan gelen bebek neşeleri, kuvak vak vak şarkıları, bebeği son ses sevmeler felan... Seni anlayan ağlayabildiğin bir tek eşin olur.
Senin içinin buz kesmesi zamanla... Hissizleşiyorum artık acıda duymuyorum galiba diye düşünmen...
İyi ki imanımız var! Bunların hepsi imtihan biliyorum. Allah böyle takdir etti. Günahımız çok belki bu üzüntüler kefaret olacak. Hayırlı zamanda diye dua ediyordum o zamanı bekliyor belki. İnsanız, acisiz üzülüyoruz malesef. Keşke daha duyarlı, düşünceli empati yapan kişiler olabilsek... Hiçbirşey bizim elimizde değilken "senin çocuğun yok olmuyor mu" demek nedir? olduran ben miyim!? "Allah vermiyor mu? Canı yaratan Allah" denilse ya!
Doğal yolla olmasını çok istedim, hala istiyorum. Aşılama hariç her yöntemi denedim, Tüp bebeği maddi manevi içime sindiremedim epey bir zaman.
Allah isteyene istediği kadar versin kimseye haset etmiyoruz kıskanmıyoruz kötü niyetle konuşmuyoruz.
Ama insan KENDİNE üzülüyor, içi buruluyor... Keşke bu kadar düşüncesiz olmasa insanlar ve zalimce konuşmasalar... Herkesle konuşamıyorum etrafımda beni anlayacak biri de yok içimi döktüm buraya. Uzun oldu okuyanlar için teşekkürler. Hakkımızda hayırlısı olsun.