@gzm9995 Merhaba. İlk mesajinizi ve sonraki güncellemenizi okudum. Ve okurken içinizdeki o tarifsiz sıkıntıyı kalbimde hissettim. Biz de benzer bir süreçten geçiyoruz. Şuan kızım 30 aylık olmak üzere. 24 ayı dolduğunda hala konusmadigi ve bazı sosyal alanlarda geri kaldığını düşündüğümüz için bir çocuk psikiyatriye gittik. Tavsiye üzerine gittik fakat gittiğimiz kişi son derece tecrubesizdi, uzmanlığını alalı bir iki sene olmuş biri. Çocuğu doğru düzgün gözlemlemedi, bu benim kanaatim. Bize anket şeklinde evet hayırlı sorular sordu ve sonucunda çocuğumuzun gelişiminin 1.5 yaş civarında olduğunu söyledi. Sonrasında konuşma olmaması ve seslenince hemen bakmaması vs nedeniyle otizm suphesi olabilir dedi. Biz zaten bunu duyunca moralman bittik. Ekran maruziyetinden söz ettim çünkü bizim çocuğumuz da ne yazık ki ekrana fazla maruz kaldı özellikle geçen kış. Hem ekran maruziyeti hem bütün kış evden cikmadigimizi sosyallesemedigini söyleyince uyaran eksikligi olabilir, eğer fazla ekran maruziyeti olduğunu soylemeseydiniz direk otizm teşhisi koyardım dedi. Özel eğitim önerdi geç kalmadan.
Ordan moralimiz sıfır çıktığımızda birbirimizi sucladik. Ve tabiki eşim en cok beni sucladi. Gerçekten çok zor surecler. Eve gelir gelmez TV yi kaldırdık. Bir özel eğitim öğretmeni bulduk. İlk gidişimizde oyun odasında, ki küçücük ve kasvetli bir odaydi, 10. Dakikada bir oyuncak yuzunden kriz oldu ve sonrasında öğretmenin yanlış tutumu nedeniyle( ağlayan ve sürekli.kapiya giden kızımı cikmasin alışsın vs diyerek ) 15 dk kadar içerde tuttu. Ben de yanlarindayim ama çocuk ağlamaktan helak oldu. Nitekim dersi yapamadan donduk. İkinci gidişimizde binanın kapısından bile girmeden çığlık kiyamet ağlama. Hemen tanıdı. Nitekim geri döndük ve özel eğitim sayfasını kapadık.
Sonrasında ben kendi imkanlarimca ne yapabilirim diye düşündüm ve bulduğum iki tane oyun grubuna yazdırdım. Oyun gurubunda da genelde masaya oturup etkinlik yapmalı şeyler olduğu için bizimki durmak istemiyodu..komut almiyodu. Gidip kendince bir oyuncak bulup onunla oynuyordu. Sadece su ve duyusal içerikli etkinliklerde dikkat süresi uzundu sevdiği için. Fakat o gittiğim oyun grubunda duyusal oyun o kadar nadirdi ki, çocuk kagit etkinliklerinden sıkıldi. Ben başta hata edip cocugumuzun bu durumundan öğretmene bahsetmiştim. Ki ortada konmuş bir tanı falan da yok. Ama işte aptallik. Bu sefer öğretmen çocuk biraz sıkılsa işte x yaşıtlarına ilgi göstermiyor şurayı arastirin burayı arastirin demeye başladı. Tavsiyesinden değil ama üslubundan rahatsız olduğum için orayı biraktik.
Şuan devam ettiğimiz oyun grubunda mesela gayet mutlu. Ebeveynli grup bu ve sürekli başka cocuklarin masalarına gidiyor. Gayet de yaşıtlarına ilgi gösteriyor. Parkta gördüğü çocuklara sarılmak istiyor. Bu sarilma huyu birkaç hafta önce başladı. Ve ben inanılmaz mutlu oldum. Gidip gidip sariliyor yaşına yakın bir çocuk gördüğünde.
Bunun dışında ismine seslenince bakıyor. Ama her zaman ilk seferinde bakmayabiliyor, eğer bir oyuncakla mesgulse. Taklit becerisi var, komut alma her seferinde olmasa da şunu ver bunu al hadi ayakkabini giyelim yeleğini giyelim vs bunlara uyuyor. Etkinlik yaptırırken de canı isteyince uyuyor istemeyince uymuyor. Seni öpeyim deyince yanağını uzatıyor ama beni öp deyince opmuyor. Çak yapıyor ama Bay bay yapmıyor ve öpücük atmıyor eliyle. Bunlari gösterdiğim halde yapmadı, canı yapmak mi istemiyor bilmiyorum. Bunun dışında göz teması hep vardı zaten benimle. Ama yabancilarla yoktu. Şimdi o da var çok uzun süre olmasa da.
Bu arada bu olumlu gelişmeler olurken bazi olumsuzluklar da eklendi hayatımıza. Yaz başından beri öfke patlamaları yaşamaya basladi. İki yaş krizi diye yorumlamak istedim ama ekran maruziyetimiz TV değil bu sefer tabletle devam etti. Tv yi kaldirdiktan sonra aslında sıfır ekran yapmamız gerekirken sadece yemeklerde tablet actik. Çünkü baby TV izlereyek yemeye aliskindi ve başka türlü yemiyordu. Zaten iştahsız bir cocuktu ve yeter ki biraz olsun yesin diye yine ekran hayatımıza girdi ve önünü alamadik. En son bu öfke patlamalari dayanılmaz olunca ekranı tamamen kestik. İlk günler yine çılgınca ağlamalar krize gitmeler vs derken sonra biraz alıştı. Yaklaşık gündür hiç tablet görmedi. Sadece bir kere babası susturamayinca telefondan çizgi film açmış 20 dk. Bir iki kere de ben üzerini değiştirebilmek için onun kendisini çektiğimiz videolarıni izlettim. Gördüğü ekran bu kadar.
Fakat bizi, özellikle beni en zorlayan şey gece geç saatlere kadar uyumamasi. Bebekliginden beri zor uyuyan bir cocuktu. Mesela az önce uyutabildim, 02.30 da. Düşünün bu saate kadar uyanık bir cocuk. En erken yattığı sansliysam Gece 12 dir. Ona bile o kadar razıyım ki. Uyku düzeni asla oturmadi. Bu saatlere kadar çocuğu oyalamak o kadar zor ki. Ancak yaşayan bilir. Ve her sabaha bitik bir pille baslamak. Gece de sık uyanır. Hala emiyor. Bir kere bıraktırma girisimim oldu, 2 buçuk gün surdurebildim, akıl sagligimj kaybedecektim bıraktım. Çünkü korkunç ağlama nöbetleri geçirdi ememedikce.
Gerçekten hayatta sinandigim şey annelik. Sizi o kadar iyi anlıyorum ki. Asla isyan değil elbette, Allah'ım hep sağlık versin evlatlarımıza, hayatta neler var, halimize bin sukur. Ama o kadar yorgunum ki. 2 buçuk senedir çocuksuz 500 metre ilerdeki market dışında hiçbir yere gidemedim. Bana aşırı bagli. Evin içinde bile yarım saat uyuyamıyorum odaya gidip. Peşimden geliyor beni arıyor. O kadar yıpratıcı bişey ki. Henüz hala konusmadi ve iletişim kuramamak da ayrıca yoruyor, hem onu hem beni. Instagram'da çocuğuyla uyum içinde anneler görüyorum, neredeyse 2 buçuk yaşında çocuğuyla sohbet eden, iştahi yerinde olan, akşam en geç 10 dedi mi uyuyan. Kendilerine bakıyorlar mutlular, motiveler. Çalışıyor çoğu ve sosyal hayata karışıyor. Bir de dönüp kendime bakıyorum. Hayatım bitmiş adeta. Ne kendime bakıyorum ne bisey. Çıkıp bir kahve bile içemiyorum bir yerde tek basima. Gece geç yattigim için duygusal yeme bozuklugu oluştu, 8 9 kilo aldim bir de üzerine.
Biraz uzun oldu, kusura bakmayin. Bilmiyorum, bu günler de gecer elbette. Allah güzel günler göstersin..Feraha cikalim hep birlikte. Ama şimdi ben çok yorgunum. Çok ama çok..