Hayat sizin hayatınız.
Baba da sizin babanız.
Bir gün babanız hayattan göçüp gidince, sizin yaşadığınız üzüntüyü kimse anlamaz.
Siz ömür boyu o acıyı taşırken, o çok konuşan "millet" 2 günde unutur da şaşarsınız.
Diyeceğim o ki, sonuçta siz kendiniz ile bir "ateş kes" ilan etmeye karar vermişsiniz, bu güzel birşey.
Nefret duygusu çok ağırdır ve üzerinizden atmadığınız sürece, kambur gibi taşırsınız.
Babanız ile görüşmeniz doğru bir davranış, çünkü ne olursa olsun o kan bağı asla gitmeyecek.
İyi ya da kötü bir babanız var, bu önemli birşey bence.
Netice ile anneniz ile anlaşamamış ve ayrılmış olabilirler.
Kendisine çok farklı bir hayat kurmuş olabilir babanız, size kötü bir etkisi olmadığı sürece de hayat onun hayatı.
Siz de yuvanızı kurmuş ve hayatınıza yön vermişsiniz.
Bu noktadan sonra babanızın varlığı zaten manevi olarak bir fayda sağlayacaktır size.
Maddi anlamda durumu iyi olması kötü birşey değil, tam tersine (Allah yine darda bırakmasın) babanızın size gerektiğinde destek verebilecek olması da güzel birşey.
Yine de dediğim gibi Allah muhtaç etmesin tabii.
Kardeş konusuna gelince, tamamen sizin vicdan muhasebeniz.
Benim annemlerin bir kardeşi var, annanemle evlenmeden önce dedem bir evlilik yapmış.
Ancak ailesi kabul etmediğinden dolayı zorla boşandırmışlar, annanem bu evlilikten habersiz görücü usulu evlenmiş dedem ile.
Dedem ilk eşinden boşandığında, eşi hamileymiş. Bir erkek çocuğu olduğu söylenir.
Ancak o çocuk nerededir, kimdir kimse bilmiyor.
Dönem dönem annemin aklına gelir, bir abim var ama kim bilir nerelerde diye...
En azından siz kardeşinizi biliyorsunuz, babanız sağ.
Benca şans tanıyın ona, düşünceniz doğru, onun ne suçu var olanlardan?
Sonuçta yaşananlar o çocuğun kabahati değil ki diyeti ona biçilsin.
Off dedenin ailesi de hamile eşten boşanmanın sebep olmuşlar. O kadın için çok üzüldüm.