- 3 Eylül 2009
- 1.370
- 5.018
- 408
Yüreğimin bam teline dokundum yine bugün. Kabuk tutmuş tüm yaralarımı kanattım. Yaramaz, arsız çocuklar gibiyim şu sıralar. Neye dokunsam kırıyor, neye uzansam düşürüyorum. Düşürdüklerimle düşüp paramparça oluyorum.
Acıların insanı böyle derinden yaralayacağını, gizli, görünmez yaralar açacağını bilmezdim. Söylerlerdi ama inanmazdım. İnsan sadece ama sadece kendisi yaşadığı zaman bilirmiş. Şimdi belki de tam da şuan dünyada binlerce insan benim hissettiklerimi hissediyordur. Ama ben sadece ben hissediyormuşum gibi hissediyorum Özlemenin hele hele asla gelmiyecek birini özlemenin insanın içini nasıl kavurduğuna bizzat şahit oluyorum.
Senden uzakta bir şehirdeyim şimdi. Mesafeler, dağlar, yollar var aramızda. Birde hatalarım. Geçmişte yaşıyorum sanki. gönlümün içinde, kendi karanlığımda kayboluyorum. Senin olduğun şehre gelip seninle uzun uzun sohbet etmek istiyorum. Af dilemek istiyorum mesela toprağına yüz sürüp affet beni babam çok üzdüm seni demek istiyorum yada kızmak istiyorum sana niye bırakıp gittin diye.
Sana kırgınımda aslında. Belki sende bana kırgınsındır. Hasta oldugunu öğrendiğimde ilgilenemedim seninle. Hastanede yattın 40 gün ve ben sadece 2 gün yanında olabildim. Ama korktum babam gerçeklerden korktum ve kaçtım. Demişsin ya keşke kalsaydı bikaç gün daha. Keşke kalsaydım. Hastaneye yattığın ilk gün telefonda bunu duyduğum ilk saniyede kalbime bi sızı saplandı. Kanser şüphesi var dedi annem. Bunun şüphesi bile dayanılmaz bir şeydi.
40 gün boyunca hergün iyi şeyler söylediler telde bana. Herkes düzeliceğini söyledi içim inanmadı ama inanmak istedim onlarla birlikte ben de kandırdım kendimi. Sonra bi sabah ben aradım açmadı annem, ablamda açmadı, abimde açmadı, kardeşimi aradım en son eşi açtı abla dedi bişe yok dr gelmiştir ondan açamamışlardır. Ama insanın içine o ateş düşmeye görsün kavurdukça kavuruyo. Elim ayağım buz içim titriyo kapadım teli. oturdum kahvaltıya kaynanamlarla. 2 dk geçmedi kardeşim aradı sesi kötüydü ama bana iyi şeyler söylüyordu. ver bi kaynananlada konuşim dedi verdim. sofradan kalktı kaynanam kulağım onlarda kaynanamdan üzgün bi gerçekten mi lafını duydum sonra değişti lafı tamam biz iyiyiz falan dedi kapadı. yutamıyordum lokmaları kalktım sofradan bişe yok kahvaltını yap dedi kaynanam söyle nolur dedim. O arada eşimi aramışlar baktım geldi eve noldu dedim abin aradı dedi baban kötüymüş gidelim dedi
Yolda içimde bi umut ama öyle böyle değil. Dedim babam şimdi görücek beni oğlumu çok mutlu olucak. İçimden geçiriyorum neler neler. Babam ordan çıkarken ben babamlarda bi parti falan düzenliyorum. Herkes çok mutlu senin yeniden doğuşunu kutluyoruz.
Yol uzadıkça uzadı 5 saat sanki oldu bi ömür. Geldm akşam üstü direk hastahaneye gittim ablam kardeşim abim kapıda beni karşıladı. Normalde ziyaretçi saati dışında giriş yasak ama babamın adını söyleyince izin veriyolar. Şaşırdım içimden diyorum herhalde 40 gün olmuş tanıyo artık herkes babamı meğer dr talimat vermiş ablam diyo bana ablacığım sakın korkma bişe yok sadece nefes alışını düzenlemek için bazı makinalara taktılar. Babam çoktan ölmüşsün aslında sadece makinalarla orda öyle duruyodun. diğer gün öğlen kaybettk seni. Ne tuhaf bir tarihte kaybettik hem de babam. 11 eylül yani seferihisar ın kurtuluşu
İşte o gün bugündür içim kanıyor. Tuğbam var yanımda her zaman bana destek ve oğlum. Oğlum şuan senin en çok sevdiğin zamanlarında.
Acıların insanı böyle derinden yaralayacağını, gizli, görünmez yaralar açacağını bilmezdim. Söylerlerdi ama inanmazdım. İnsan sadece ama sadece kendisi yaşadığı zaman bilirmiş. Şimdi belki de tam da şuan dünyada binlerce insan benim hissettiklerimi hissediyordur. Ama ben sadece ben hissediyormuşum gibi hissediyorum Özlemenin hele hele asla gelmiyecek birini özlemenin insanın içini nasıl kavurduğuna bizzat şahit oluyorum.
Senden uzakta bir şehirdeyim şimdi. Mesafeler, dağlar, yollar var aramızda. Birde hatalarım. Geçmişte yaşıyorum sanki. gönlümün içinde, kendi karanlığımda kayboluyorum. Senin olduğun şehre gelip seninle uzun uzun sohbet etmek istiyorum. Af dilemek istiyorum mesela toprağına yüz sürüp affet beni babam çok üzdüm seni demek istiyorum yada kızmak istiyorum sana niye bırakıp gittin diye.
Sana kırgınımda aslında. Belki sende bana kırgınsındır. Hasta oldugunu öğrendiğimde ilgilenemedim seninle. Hastanede yattın 40 gün ve ben sadece 2 gün yanında olabildim. Ama korktum babam gerçeklerden korktum ve kaçtım. Demişsin ya keşke kalsaydı bikaç gün daha. Keşke kalsaydım. Hastaneye yattığın ilk gün telefonda bunu duyduğum ilk saniyede kalbime bi sızı saplandı. Kanser şüphesi var dedi annem. Bunun şüphesi bile dayanılmaz bir şeydi.
40 gün boyunca hergün iyi şeyler söylediler telde bana. Herkes düzeliceğini söyledi içim inanmadı ama inanmak istedim onlarla birlikte ben de kandırdım kendimi. Sonra bi sabah ben aradım açmadı annem, ablamda açmadı, abimde açmadı, kardeşimi aradım en son eşi açtı abla dedi bişe yok dr gelmiştir ondan açamamışlardır. Ama insanın içine o ateş düşmeye görsün kavurdukça kavuruyo. Elim ayağım buz içim titriyo kapadım teli. oturdum kahvaltıya kaynanamlarla. 2 dk geçmedi kardeşim aradı sesi kötüydü ama bana iyi şeyler söylüyordu. ver bi kaynananlada konuşim dedi verdim. sofradan kalktı kaynanam kulağım onlarda kaynanamdan üzgün bi gerçekten mi lafını duydum sonra değişti lafı tamam biz iyiyiz falan dedi kapadı. yutamıyordum lokmaları kalktım sofradan bişe yok kahvaltını yap dedi kaynanam söyle nolur dedim. O arada eşimi aramışlar baktım geldi eve noldu dedim abin aradı dedi baban kötüymüş gidelim dedi
Yolda içimde bi umut ama öyle böyle değil. Dedim babam şimdi görücek beni oğlumu çok mutlu olucak. İçimden geçiriyorum neler neler. Babam ordan çıkarken ben babamlarda bi parti falan düzenliyorum. Herkes çok mutlu senin yeniden doğuşunu kutluyoruz.
Yol uzadıkça uzadı 5 saat sanki oldu bi ömür. Geldm akşam üstü direk hastahaneye gittim ablam kardeşim abim kapıda beni karşıladı. Normalde ziyaretçi saati dışında giriş yasak ama babamın adını söyleyince izin veriyolar. Şaşırdım içimden diyorum herhalde 40 gün olmuş tanıyo artık herkes babamı meğer dr talimat vermiş ablam diyo bana ablacığım sakın korkma bişe yok sadece nefes alışını düzenlemek için bazı makinalara taktılar. Babam çoktan ölmüşsün aslında sadece makinalarla orda öyle duruyodun. diğer gün öğlen kaybettk seni. Ne tuhaf bir tarihte kaybettik hem de babam. 11 eylül yani seferihisar ın kurtuluşu
İşte o gün bugündür içim kanıyor. Tuğbam var yanımda her zaman bana destek ve oğlum. Oğlum şuan senin en çok sevdiğin zamanlarında.
Son düzenleme: