Kızlar babamı kaybettim. Nerdeyse 2 hafta oluyor. Nasıl anlatsam nerden başlasam bilmiyorum. Annemle hep sorunları vardı. Ben annemi dövdüğünü hayal mayal hatırlıyorum. Çok işkence etmiş anneme. Anneme zorla anlattırırım yine de kötülemez nefret etmeyeyim diye. 5 yaşıma kadar babam tarafından çok sevilmiş, şimartılmış bi çocuk olarak büyütüldüm. Çok ilgili bi babaydı bana karşı. Derken annemle ayrıldılar. Uzun bi süre uzak kaldım babamdan sadece telefonda görüşüyorduk. 7-8 sene böyle geçti. Sonra tekrar birleştiler onca seneden sonra. Hayatımın cehennemini yaşamaya başladım. 12-13 yaşında bi çocuktum. Kavgalar, tartışmalar, geçimsizlik, çalışmaması, bize soğuk davranması, dengesiz davranması , eziyeti , zulmü benim çocukluğumu yedi bitirdi. Şuan burada anlatmaya dahi çekindiğim bi takım olaylar oldu. Benimle bi alakası yok ama benim hayatımı olumsuz olarak çok fazla derinden etkiledi bu olaylar. Okuldan kaçmaya başladım mesela. Kendime kesici aletle zarar dahi verdiğim oldu ergenlik dönemimde. İntiharı düşündüğüm oldu. Açıklayamıyorum ama ne kadar fazla etkilendiğimi ve hayattan kopma noktasına geldiğimi anlayın diye bunları örnek veriyorum.
En sonunda ikinci defa tekrar ayrıldılar. Çok memnundu hayatından. Yine sürekli telefonda görüşüyorduk ama bi gün yüzünü görmek istedim şehir içinde olduğu halde bana şehir dışındayım dedi bunu çok iyi hatırlıyorum. Arkadaşlarıyla, dost bildikleriyle gününü gün etti. Babam bu hayatı kendince doya doya yaşadı. Bana sorarsanız kendini mahvetti hiç etti derim. Öyle olduğunu sonradan o da anladı ama iş işten geçmişti. Neyse kızlar 3-4 sene nadir de olsa görüştük gidince yanına öperdi, koklardı, sarılırdı, ağlardı ama mesela 2 gün ard arda gitsem 3. gün kapıyı açmazdı. Yıllar böyle geçti.
Birgün annemin namusuna laf edip millete yaydı ki benim annem hayatını çocuklarına adamış bi kadın erkeklerden öyle nefret ettirdi ki babam onu, aman aman benden uzak olsunlar çocuklarım bana yeter derdi hep. Anneme attığı iftirayı olmayan bişeyi olmuş gibi planlayıp, detaylandırıp, millete hikaye anlatır gibi anlatmasını sindiremedim. Sonuçta o kadın çıkmış gitmiş hayatından çektirmediğin eziyet kalmamış benim annemin hayatı çalışıp çabalamakla geçmiş yeri gelmiş senin borçlarını ödemiş sana türlü türlü fedakarlıklar yapmış tek yapman gereken susup oturmaktı bi darbe daha vurmak niye?
Çok kötü kavga ettim o dönem babamla kızlar. Ağza alınmayacak hakaretler ettim o an hakettiğini düşünerek. Ki benim hakkımda dahi millete hayırsız evlat diye anlattığını duymuştum . Hayırsız evlat olacak ne yaptım bilmiyorum. Ne çocukluğumu bildim ne gençliğimi bildim ömrüm ordan oraya sürüklenmekte geçti bi gün olsun gıkım çıkmadı ben daha ne yapabilirdim benim tek suçum çocuk olmaktı evlat olmaktı dünyaya gelmekti. Keşke hiç gelmeseydim.
O son tartışmadan sonra babamla iplerimiz koptu. Bi dönem görüşmedik. Hayatı boyunca hep alkol aldı. Bir gün hastaneden aradılar babanız yoğun bakımda diye gittim. Çıktı yoğun bakımdan ama durumu da pek iyi değil dedi doktor kalp yetmezliği, akciğer yetmezliği, koah hastalığı vardı. 3-5 sene öncesine kadar bu adam sapasağlamdı. Alkol bağımlılığı ve o pis çevresi yedi bitirdi onu. Maddi sıkıntı çekiyordu sürekli benden para istiyordu oysa ki emekli maaşı vardı ayda 3000 e yakın para alıyordu ama yakın tanıkların anlattığına göre o alkolik para yiyici arkadaşlarına yediriyormuş 3-5 gün içinde toz duman oluyormuş o para. Kızlar babam bana bir gün olsun 1 lira veripte al kızım okuldan bi simit al dahi dememiş insan.
Hayatında başka bi kadın vardı kadın onu terketti hastalanınca. Ben elimden geldiğince gittim geldim evini temizledim, yemeğini, alışverişini yaptım , ihtiyacını karşıladım. Kırgınlığıma rağmen yanında olmaya çalıştım ama bir gün olsun kızım senin de halin vaktin ne demedi bi ihtiyacın var mı demedi sürekli beni suçladı benim gözlerimin içine baka baka annemin namusuna laf etmeye devam etti. Annenin evine giren çıkan belli değilmiş dedi şu şu adamla kırıştırıyormuş dedi yine de sessiz kaldım. Sonra bir gün sözlenme durumum oldu. Annemin evine geleceklerdi annem babamın bulunmasını istemedi . Bende dedim ki bak böyle böyle gelecekler isteyip gidecekler ben sözlümü alıp geleceğim senin yanına daha sonra el öpmeye tamam dedi.
Eşimle gittim nişan davetiyemi de aldım götürdüm hani hatıra kalsın onda da diye. Nişanım salonda olacağı için istersen gel diyecektim . Kapıyı açar açmaz misafirim var girmeyin dedi eşimle göz göze geldik o kadar utandım ki. Davetiyeyi yüzüme çarptı ve beni kovmaktan beter etti eşimin yanında . Ayrıldık ordan bütün gün ağladım eşim şahit. O gün bu gündür de görüşmüyordum.
Bu iki sene içerisinde battıkça batmış. En son evden dahi çıkamamaya başlamış hastalıktan komşular öyle söylüyor. Vücudu çok şişmiş. Beni bi kaç kere aramıştı bu iki sene içerisinde. Ne zaman elden ayaktan düştü beni sürekli annenle aramızı düzelt diye rahatsız etmeye başladı. Ya diyordum bittin sen o kadın için bak 8 sene oldu seninle konuşmuyor görüşmüyor yüzünü görmek istemiyor annemi unutacaksın artık oluru yok diyordum. Sinirlendiriyordu , vicdan yaptırıyordu, suçluyordu benim evliliğim zarar görmeye başlamıştı artık. Teyzemi falan da aramış hatta ağlamış teyzem çok pişmandı diyor. Fakat annemin onu affetmemesi için öyle sebepler vardı ki kızlar burda anlattığım okyanustaki bir damla su gibi birşey. En son ben numaramı değiştirmiştim öylece iletişimimiz koptu.
Son 1 aydır iyice kötüleştiğini duymaya başladım. Gidip bi göreyim diye düşünüyordum sürekli. Affedeceğim gerekirse ben yanında kalıp bakacağım diye düşündüğüm bile oldu. Evliliğimdeki sorunlardan bahsetmiştim zaten biliyorsunuz . Kendi derdimle uğraşırken sürekli erteledim. Vaktim olur zannettim. Teyzeme “teyze yarın babama gideceğim” dediğim günün akşamı vefat haberini aldım. Hala kendime gelebilmiş değilim. Kendimi çok fazla suçluyorum vicdanen ama beni bilenler de sen elinden geleni yaptın daha fazlasını yapamazdın diyor. Komşu amca var yakın arkadaşlarından biri kızım gelsin kızım bi gelseydi diyordu arayım gelsin ama çocuğa bişey söyleme kalbini kırma bak o da el kapısında yapma etme dediğimde de aman aman gelmesin istemem diyormuş mesela. Benim de gidemememin sebebi hep buydu. Ayaklarım beni oraya götürmedi iki senedir çünkü hep korktum tedirgin oldum ya bişey derse ya kalbini kırarsam daha kötü olursa diye gidemedim.
Velhasıl yine de acısı büyük oluyor . Çok üzgünüm hala inanamıyorum hala kabullenemiyorum. Beynimi yiyip bitirdim 2 haftadır. Bi iyiyim bi çok kötü. Çok ağlıyorum annem halime çok üzülüyor onu da üzmek istemiyorum ama elimde değil. Ben gerçekten de hayırsız evlat mıydım? Bu acı geçer mi unutulur mu kendimi birgün affeder miyim? Belki evet hayırsızsın diyenleriniz olacak belki de aptal mısın cenazesine dahi gitmemen gerekirdi diyenler olacak. İyisiyle kötüsüyle hakkımı helal ettim ama acabalar, keşkeler, belkiler ne yazık ki insanın yakasını bırakmıyor. Şunu da söylemeliyim kızlar kendisi de berbat bi çocukluk geçirmiş 20 Li yaşlarında anne ve babasını kaybetmiş sokaklarda büyümüş. Ailesi yapısı zaten bozukmuş ilgisiz bi anne, sadece parayla babalık yapan bi baba. Keşke bize tutunsaydı bunu hiç bi zaman yapmadı hep bizden uzak olmak istedi sorumluluk istemedi. Açıkçası söylemek zorundayım ki akli dengesi de artık son bi kaç senedir hiç yerinde değildi. Ki annem onun akli dengesi hiç bi zaman yerinde değildi diyor işine gelince akıllı olurdu işine gelmeyince deliliğe vururdu diyor. Asla doktora gitmedi bi tanı konmadı ama onu bildim bileli psikolojik rahatsızlıkları vardı bunu bir kere konuşsanız anlardınız. Bunlar onu haklı çıkarmaz tabiki ama ne bileyim işte onun da hatalarının bi sebebi var mıydı diye düşünüp duruyorum. Görüşlerinize çok ihtiyacım var şimdiden teşekkürler.
En sonunda ikinci defa tekrar ayrıldılar. Çok memnundu hayatından. Yine sürekli telefonda görüşüyorduk ama bi gün yüzünü görmek istedim şehir içinde olduğu halde bana şehir dışındayım dedi bunu çok iyi hatırlıyorum. Arkadaşlarıyla, dost bildikleriyle gününü gün etti. Babam bu hayatı kendince doya doya yaşadı. Bana sorarsanız kendini mahvetti hiç etti derim. Öyle olduğunu sonradan o da anladı ama iş işten geçmişti. Neyse kızlar 3-4 sene nadir de olsa görüştük gidince yanına öperdi, koklardı, sarılırdı, ağlardı ama mesela 2 gün ard arda gitsem 3. gün kapıyı açmazdı. Yıllar böyle geçti.
Birgün annemin namusuna laf edip millete yaydı ki benim annem hayatını çocuklarına adamış bi kadın erkeklerden öyle nefret ettirdi ki babam onu, aman aman benden uzak olsunlar çocuklarım bana yeter derdi hep. Anneme attığı iftirayı olmayan bişeyi olmuş gibi planlayıp, detaylandırıp, millete hikaye anlatır gibi anlatmasını sindiremedim. Sonuçta o kadın çıkmış gitmiş hayatından çektirmediğin eziyet kalmamış benim annemin hayatı çalışıp çabalamakla geçmiş yeri gelmiş senin borçlarını ödemiş sana türlü türlü fedakarlıklar yapmış tek yapman gereken susup oturmaktı bi darbe daha vurmak niye?
Çok kötü kavga ettim o dönem babamla kızlar. Ağza alınmayacak hakaretler ettim o an hakettiğini düşünerek. Ki benim hakkımda dahi millete hayırsız evlat diye anlattığını duymuştum . Hayırsız evlat olacak ne yaptım bilmiyorum. Ne çocukluğumu bildim ne gençliğimi bildim ömrüm ordan oraya sürüklenmekte geçti bi gün olsun gıkım çıkmadı ben daha ne yapabilirdim benim tek suçum çocuk olmaktı evlat olmaktı dünyaya gelmekti. Keşke hiç gelmeseydim.
O son tartışmadan sonra babamla iplerimiz koptu. Bi dönem görüşmedik. Hayatı boyunca hep alkol aldı. Bir gün hastaneden aradılar babanız yoğun bakımda diye gittim. Çıktı yoğun bakımdan ama durumu da pek iyi değil dedi doktor kalp yetmezliği, akciğer yetmezliği, koah hastalığı vardı. 3-5 sene öncesine kadar bu adam sapasağlamdı. Alkol bağımlılığı ve o pis çevresi yedi bitirdi onu. Maddi sıkıntı çekiyordu sürekli benden para istiyordu oysa ki emekli maaşı vardı ayda 3000 e yakın para alıyordu ama yakın tanıkların anlattığına göre o alkolik para yiyici arkadaşlarına yediriyormuş 3-5 gün içinde toz duman oluyormuş o para. Kızlar babam bana bir gün olsun 1 lira veripte al kızım okuldan bi simit al dahi dememiş insan.
Hayatında başka bi kadın vardı kadın onu terketti hastalanınca. Ben elimden geldiğince gittim geldim evini temizledim, yemeğini, alışverişini yaptım , ihtiyacını karşıladım. Kırgınlığıma rağmen yanında olmaya çalıştım ama bir gün olsun kızım senin de halin vaktin ne demedi bi ihtiyacın var mı demedi sürekli beni suçladı benim gözlerimin içine baka baka annemin namusuna laf etmeye devam etti. Annenin evine giren çıkan belli değilmiş dedi şu şu adamla kırıştırıyormuş dedi yine de sessiz kaldım. Sonra bir gün sözlenme durumum oldu. Annemin evine geleceklerdi annem babamın bulunmasını istemedi . Bende dedim ki bak böyle böyle gelecekler isteyip gidecekler ben sözlümü alıp geleceğim senin yanına daha sonra el öpmeye tamam dedi.
Eşimle gittim nişan davetiyemi de aldım götürdüm hani hatıra kalsın onda da diye. Nişanım salonda olacağı için istersen gel diyecektim . Kapıyı açar açmaz misafirim var girmeyin dedi eşimle göz göze geldik o kadar utandım ki. Davetiyeyi yüzüme çarptı ve beni kovmaktan beter etti eşimin yanında . Ayrıldık ordan bütün gün ağladım eşim şahit. O gün bu gündür de görüşmüyordum.
Bu iki sene içerisinde battıkça batmış. En son evden dahi çıkamamaya başlamış hastalıktan komşular öyle söylüyor. Vücudu çok şişmiş. Beni bi kaç kere aramıştı bu iki sene içerisinde. Ne zaman elden ayaktan düştü beni sürekli annenle aramızı düzelt diye rahatsız etmeye başladı. Ya diyordum bittin sen o kadın için bak 8 sene oldu seninle konuşmuyor görüşmüyor yüzünü görmek istemiyor annemi unutacaksın artık oluru yok diyordum. Sinirlendiriyordu , vicdan yaptırıyordu, suçluyordu benim evliliğim zarar görmeye başlamıştı artık. Teyzemi falan da aramış hatta ağlamış teyzem çok pişmandı diyor. Fakat annemin onu affetmemesi için öyle sebepler vardı ki kızlar burda anlattığım okyanustaki bir damla su gibi birşey. En son ben numaramı değiştirmiştim öylece iletişimimiz koptu.
Son 1 aydır iyice kötüleştiğini duymaya başladım. Gidip bi göreyim diye düşünüyordum sürekli. Affedeceğim gerekirse ben yanında kalıp bakacağım diye düşündüğüm bile oldu. Evliliğimdeki sorunlardan bahsetmiştim zaten biliyorsunuz . Kendi derdimle uğraşırken sürekli erteledim. Vaktim olur zannettim. Teyzeme “teyze yarın babama gideceğim” dediğim günün akşamı vefat haberini aldım. Hala kendime gelebilmiş değilim. Kendimi çok fazla suçluyorum vicdanen ama beni bilenler de sen elinden geleni yaptın daha fazlasını yapamazdın diyor. Komşu amca var yakın arkadaşlarından biri kızım gelsin kızım bi gelseydi diyordu arayım gelsin ama çocuğa bişey söyleme kalbini kırma bak o da el kapısında yapma etme dediğimde de aman aman gelmesin istemem diyormuş mesela. Benim de gidemememin sebebi hep buydu. Ayaklarım beni oraya götürmedi iki senedir çünkü hep korktum tedirgin oldum ya bişey derse ya kalbini kırarsam daha kötü olursa diye gidemedim.
Velhasıl yine de acısı büyük oluyor . Çok üzgünüm hala inanamıyorum hala kabullenemiyorum. Beynimi yiyip bitirdim 2 haftadır. Bi iyiyim bi çok kötü. Çok ağlıyorum annem halime çok üzülüyor onu da üzmek istemiyorum ama elimde değil. Ben gerçekten de hayırsız evlat mıydım? Bu acı geçer mi unutulur mu kendimi birgün affeder miyim? Belki evet hayırsızsın diyenleriniz olacak belki de aptal mısın cenazesine dahi gitmemen gerekirdi diyenler olacak. İyisiyle kötüsüyle hakkımı helal ettim ama acabalar, keşkeler, belkiler ne yazık ki insanın yakasını bırakmıyor. Şunu da söylemeliyim kızlar kendisi de berbat bi çocukluk geçirmiş 20 Li yaşlarında anne ve babasını kaybetmiş sokaklarda büyümüş. Ailesi yapısı zaten bozukmuş ilgisiz bi anne, sadece parayla babalık yapan bi baba. Keşke bize tutunsaydı bunu hiç bi zaman yapmadı hep bizden uzak olmak istedi sorumluluk istemedi. Açıkçası söylemek zorundayım ki akli dengesi de artık son bi kaç senedir hiç yerinde değildi. Ki annem onun akli dengesi hiç bi zaman yerinde değildi diyor işine gelince akıllı olurdu işine gelmeyince deliliğe vururdu diyor. Asla doktora gitmedi bi tanı konmadı ama onu bildim bileli psikolojik rahatsızlıkları vardı bunu bir kere konuşsanız anlardınız. Bunlar onu haklı çıkarmaz tabiki ama ne bileyim işte onun da hatalarının bi sebebi var mıydı diye düşünüp duruyorum. Görüşlerinize çok ihtiyacım var şimdiden teşekkürler.
Son düzenleme: